27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Pakistan’ın eski başbakanlarından muhalefet lideri Butto, suikast sonucu hayatını kaybetti BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Benazir Butto öldürüldü Dış Haberler Servisi Pakistan’da eski başbakanlardan ve muhalefet partisi lideri Benazir Butto (54), dün partisinin Ravalpindi kentinde düzenlediği mitingde yaptığı konuşmanın ardından uğradığı saldırıda hayatını kaybetti. Butto’nun öldürülmesinin ardından, yandaşları sokaklara dökülerek protesto gösterileri düzenledi. Benazir Butto’nun, Ravalpindi’deki Liyakat Bağ Meydanı’nda yapılan mitingde konuşmasını bitirmesinin hemen ardından aracına bindiği, bu sırada intihar saldırganının Butto’ya ateş açtığı belirtildi. Ağır yaralanan Benazir Butto, hastaneye kaldırılarak ameliyata alındı, ancak kurtarılamadı. İntihar eylemcisinin Butto’ya ateş açtıktan sonra kendisini havaya uçurmasıyla alanda bulunan yaklaşık 20 kişinin de öldüğü kaydedildi.Miting alanındaki patlamanın hemen ardından gelen haberler, Butto’nun yara almadan kurtulduğu ve güvende olduğu yönündeydi. Parti yetkilileri, Butto’nun aracına bindiğini ve patlamanın olduğu noktanın 50 metre uzağında bulunduğunu aktarmıştı.Saldırıdan yaklaşık yarım saat sonra ise Butto’nun önce ağır yaralandığı ve ameliyata alındığı, ardından da öldüğü bildirildi.Butto’nun kaldırıldığı Ravalpindi Hastanesi’nde bulunan, Butto’nun lideri olduğu Pakistan Halk Partisi’nden Vasıf Ali Han, Butto’nun yerel saatle 18.16’da öldüğünü bildirdi. Pakistan Halk Partisi’nden bir diğer yetkili Rahman Melik de, liderlerinin “şehit olduğunu” duyurdu. PPP’den bir yetkili Butto’nun boynundan ve göğsünden vurulduğunu kaydetti. Pakistan İçişleri Bakanlığı da Butto’nun mitingde düzenlenen intihar saldırısında öldüğünü resmen doğruladı. Butto’nun kaldırıldığı hastaneye gelen Butto yanlıları da Devlet Başkanı Pervez Müşerref karşıtı sloganlar attı; bazıları gözyaşlarını tutamazken, bazıları da hastanenin acil girişindeki cam kapıyı kırdı. İlk saldırıdan kurtulmuştu Benazir Butto, hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle 8 yıllık gönüllü sürgün hayatından sonra, 18 Ekim’de ülkesine dönmüştü. Ancak dönüşünden sonra Devlet Başkanı Müşerref ’le ilişkileri kötüleşti. Karaçi’de, Butto’yu karşılayan yaklaşık 150 bin kişinin katıldığı destek gösterisi sırasında Butto’nun konvoyunun yakınında bombalı araçla saldırı düzenlenmişti. Butto’nun yara almadan kurtulduğu saldırıda 136 kişi ölmüş, 250 kişi yaralanmıştı. Ülkesine dönerek 8 Ocak 2008’de yapılacak genel seçimlere hazırlanan Butto, üç gün önce ülkenin orta kesimlerindeki Lodran’da yaklaşık 4 bin kişiye hitap etmişti. Butto, Devlet Başkanı Müşerref’in aşırı dinci militanları durdurmakta başarısız olduğunu söylemiş, seçimi kazanması durumunda aşırı dinci grupları ezeceklerini kaydetmişti. Kriz derinleşecek Devlet televizyonundaki haberde, Butto’nun ölüm haberinin duyulmasının ardından ilk açıklamasında Müşerref’in, ülkede barış çağrısında bulunduğu belirtildi. Devlet kanalı daha önce, Müşerref’in acil toplantı yapacağını duyurdu. Ancak suikastın, 2007 boyunca siyasi krizin ve dinci terörün tırmanışa geçtiği Pakistan’da krizi daha da derinleştireceği yorumları yapılıyor. ABD’nin teröre karşı savaşında önemli müttefiklerinden Müşerref’in 6 Ekim’de düzenlenen başkanlık seçiminde yeniden seçilmesi gerilimi körükledi. Müşerref, 3 Kasım’daysa ülkede olağanüstü hal ilan etti. Müşerref’in yeniden başkan olduğu 22 Kasım’da onaylanırken uluslararası baskılara maruz kalan Müşerref, 8 Ocak’ta yapılacak seçimler için kampanya döneminin arifesinde, 15 Aralık’ta olağanüs Bu İşte Bir Bityeniği Yok mu? PKK, “Amerika ve Ankara’nın ortak düşmanıdır”. ABD yardım etti, PKK’yi vurduk… “Düşman Amerika” gitti, dost Amerika geldi… Bütün bunlar, medyanın sınır ötesi harekât ertesinde Türkiye’ye yaydığı haberler. Ancak bu haberlerde bir mantık hatası var. Şu basit ve açık sorulara yanıt arayalım: 1) PKK kim tarafından desteklenmektedir? PKK, kuruluşundan (ya da kurulduğundan) beri başta ABD ve AB olmak üzere dış güçler tarafından her alanda desteklendi ve bugün de destekleniyor. Kanıtları ile ortada. 2) PKK, “ABD ve AB’nin Kürdistan projeleri’’nin bir parçası değil mi? Kesinlikle böyle. 1991 yılından beri ABD, AB ve İsrail “Irak’ın kuzeyinden başlayarak” projeyi uygulamaya koydular. Resmi belgelerle kanıtlandı, TSK’nin yaptığı açıklamalarla bu gerçekler bir bir ortaya çıktı. 3) Irak’ın kuzeyindeki kukla “Barzani bağımsız yönetimi”, Kürdistan projesinin ilk ayağı değil mi? Kesinlikle öyle. Barzani, yasalarına bile koydu. 4) Kukla Irak yönetiminin devlet başkanı Talabani de Kürdistan projesini desteklemiyor mu? Kesinlikle destekliyor. İcraatı ve açıklamaları ile kanıtlanmakta. 5) Kürdistan projesinin Irak, Suriye, Türkiye ve İran’dan koparılacak bölgelerle kurulmakta olduğu artık ayrıntılarına kadar haritalara geçmiş bulunuyor. 1991’den bu yana ABD, AB ve İsrail’in bölgede yaptığı uygulamalar ve izlediği politikalar bunu açık olarak gözler önüne seriyor. 6) Ve Kürdistan projesinin, Ermenistan projesi (tasarılar) ile birlikte ABD ve AB’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin ana unsurları olduğu en aptal ve saf politikacıların bile görüp anlayabileceği bir açıklıkla ortaya çıkmış durumda. Peki, bu büyük resmin içinde PKK nedir? Sadece küçük bir parçadır. O zaman şöyle bir sorgulama yapmamız gerekir: Ankara ve Washington’un “PKK’yi ortak düşman ilan etmeleri tek başına bu resmi etkiliyor mu?” ABD (ve AB), biz yalnız PKK’ye değil, Kürdistan’a ve BOP’a karşıyız demiyorlarsa, sadece PKK’ye karşı olmaları (görünmeleri), sonucu değiştirir mi? Üstelik PKK bir yandan da siyasallaştırılıyorsa… Bu soruların yanıtlarının “hayır” olduğunu söylemeye gerek yok. “Olay akıllı insanların anlayacağı kadar açık” diyerek Günter Verheugen’in kulaklarını çınlatalım. utto, Ravalpindi’de yaptığı konuşmanın ardından saldırıya uğradı. Saldırganın önce aracına binmekte olan Butto’ya ateş açtığı, ardından kendisini havaya uçurduğu duyuruldu. Saldırının ardından Butto yanlıları sokaklara döküldü. B Gönüllü sürgünden Müşerref’le anlaşarak dönen Butto’nun Müşerref’le ilişkileri daha sonra bozuldu. Müşerref, suikastın ardından barış çağrısı yapsa da, saldırının ülkedeki siyasi krizi derinleştireceği yorumu yapılıyor. Ravalpindi’deki Liyakat Bağ Meydanı’nda son kez taraftarlarına seslenen Butto, aracına binerken öldürüldü. Hastaneye akın eden Butto yanlıları, Müşerref karşıtı sloganlar attı. (Fotoğraflar: AP/AFP/REUTERS) Varılacak sonuç… ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pakistan’ın eski başbakanlarından muhalif lider Benazir Butto’nun öldürülmesinin ardından ülkede tehlikeli bir tırmanışın önü açıldı. 8 Ocak’ta yapılacak seçim öncesinde siyasi dengeleri altüst edecek olan suikast, son dönemde giderek etkinlik kazanan radikal İslamcıların elini daha da güçlendirdi. Butto’nun Ravalpindi’de düzenlediği miting sırasında suikasta kurban gitmesi, ülkede siyasi tansiyonun yeniden yükselmesine neden oldu. Seçime giden süreçte yoğun bir propagan Dengeler altüst da faaliyeti yürüten Butto’nun partisi giderek güç kazanıyordu. Hatta Butto’nun seçimlerden sonra kurulacak koalisyon hükümetine güçlü şekilde katılacağı yorumları gündeme gelmeye başlamıştı. Butto’nun seçimlerin hemen öncesinde öldürülmesi, Pakistan’ı istikrarsızlaştırmak isteyen güçlerin Devlet Başkanı Pervez Müşerref üzerindeki baskılarını arttırması için önemli bir gerekçe de oluşturacak. Son dönemde Pakistan’daki Butto’nun yine eski başbakanlardan Navaz Şerif ile birlikte koalisyon içinde yer alacağı görüşleri öne çıkıyordu. Butto suikasta kurban gitmeden kısa bir süre önce de aşırı dincilerle ya da Müşerref’in desteklediği bir parti ile ittifaka girmesinin olasılık dışı olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından Butto’nun radikal İslamcıların hedefi durumuna geldiği yorumları öne çıkmaya başladı. Müşerref de daha sonra tüm partilerle işbirliği yapmaya hazır olduğunu, seçimden sonra ikti dara gelecek herkesle çalışabileceğini açıklamıştı. Pakistan’a dönmesinden kısa bir süre sonra, Butto’nun avukatına “El Kaide dostu” imzalı bir tehdit mektubu gelmesiyle dikkatler Butto’nun güvenliğine çevrilmişti. Mektupta, Butto’nun “keçi gibi boğazlanacağının” yazılması da durumun ciddi olduğunu göstermişti. Butto bu tehdidin ardından kitlesel mitingler düzenlememe kararı almıştı. Ancak siyasi ortamın giderek ısınmasıyla Butto aldığı bu kararı uygulamamaya başladı. tü hali kaldırdı.ABD terörle mücadele için Müşerref’i tercih ederken El Kaide lideri Usame bin Ladin, Müşerref’e ve rejimine cihat ilan etmiş bulunuyor. Pakistan muhalefet lideri Navaz Şerif, partisinin 8 Ocak’taki genel seçimleri boykot edeceğini söyledi.Şerif düzenlediği basın toplantısında “Pervez Müşerref’in varlığında, adil ve özgür seçim yapmak mümkün değil. Bütün sorunların temel nedeni Müşerref’tir” dedi. Dünyadan kınama mesajları Pakistan’ın eski Başbakanı Benazir Butto’nun intihar saldırısında öldüğü haberine ilk tepki Rusya’dan geldi. Rusya’nın Dışişleri Ba kanlığı, “saldırının şiddetle kınandığını” duyurdu. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, yaptığı açıklamada, büyük üzüntü duyduğunu ve saldırıyı şiddetle kınadığını söyledi.İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, “şoke olduğunu” belirttiği açıklamasında, Pakistan’a itidal ve birlik çağrısında bulundu. İtalya, İsviçre, ile Pakistan’ın komşusu ve rakibi olan Hindistan’dan ve Vatikan’dan da Butto’ya suikastı kınayan açıklamalar yapıldı. ABD Başkanı Başkanı George Bush, suikastı kınayarak, Butto’yu öldürenlerin adalete teslim edilmeleri gerektiğini söyledi. Butto’ya yönelik suikastı şiddetle kınayan BM Genel Sekreteri Ban Kimun,Butto suikastından “derin üzüntü’’ duyduğunu bildirdi. BM Güvenlik Konseyi’nin ise suikastın ardından acil toplanacağı açıklandı. BM Sözcülüğünden yapılan açıklamada, 21 Aralık2 Ocak arası olağan toplantısı bulunmayan konseyin toplanacağı bildirildi.Çin Dışişleri Bakanlığı saldırıdan “şoke olduklarını” belirterek, suikastı kınadı.İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt de düzenlediği basın toplantısında, Butto’ya suikastı, “tiksinti, korku ve büyük bir kaygıyla” öğrendiklerini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, suikastı sert dille kınadılar. Avrupa Komisyonu ile İspanya, Yunanistan ve İran hükümetleri de Butto’nun öldürülmesini kınadı. Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet ve İsrail Başbakanı Ehud Olmert de suikastı kınadı. ABD’nin “Biz de PKK’ye karşıyız” demesi ortada duran dev sorunu etkilemiyor. ABD, “Ben Irak’ın kuzeyindeki kukla yönetime karşıyım” demiyor. Zaten o kurmuş, o eğitmiş, parasını kendisi vermiş. A’dan Z’ye devleti yaratmış. ABD’nin, “Ben Kürdistan’a da karşıyım” demesi gerekir. Ve en önemlisi, “Benim BOP diye bir projem yok, vazgeçtim” diyebilmeli. Eğer bunları söyleyemiyor ve yapamıyorsa, “PKK benim düşmanımdır; ama Irak’ın kuzeyindeki Kürt devleti benim himayem altındadır; Kürdistan benim lokomotif projemdir’’ dercesine uygulamalar içinde bulunuyorsa sadece PKK’ye karşı olması şu anlama gelir; 1) PKK’yi “şimdilik” gözden çıkararak, Irak’ın kuzeyindeki yönetimin AKP tarafından tanınması yolunda dev bir ödün almayı bekleyebilir. 2) Türk kamuoyunda sıfırlanan Amerikan imajını medyada, “O bizim dostumuzdur haberleri çıkararak silerim” diye düşünebilir. 3) PKK’nin “askeri alandan sivil meşruiyete geçmesi ve siyasallaşması” yolunda, Kürdistan projesine yeni bir destek sağlamayı planlayabilir. 4) AKP’nin kamuoyunda ayyuka çıkan Amerika bağlarını ortadan kaldıracağını ve unutturacağını düşünebilir. 5) TSK’de ortaya çıkmaya başlayan ABD ve AB karşıtı gelişmelere bir sünger çekerim diyebilir. Öyle ya.. “Ordu PKK’yi ABD’nin yardımı sonucu vurmuş oluyorsa”, Washington ve Pentagon temize çıkmış sayılmaz mı? Hem de PKK’ye karşı ortak bir istihbarat merkezi kurulmuş iken… PKK, BOP’ta sadece bir kare, ABD ve AB açısından PKK, BOP’ta sadece küçük bir bölümdür. Emperyalizmin büyük ve kapsamlı projesinde sadece bir kilometre taşıdır. Üstelik PKK bugün askıya alınmasına rağmen yarın tekrar devreye sokulabilir. Dincilerde olduğu gibi o kesimde de “işbirlikçiler her zaman bulunacaktır”. Sonuçta şu çıkıyor; AKP ve ABD’nin birlikte, “PKK bizim düşmanımızdır” demeleri Kürdistan projesini ve BOP’u ortadan kaldırmıyor. Aksine, proje için yeni altyapı hazırlanıyor. Olay bir “bityeniği vak’ası” değil, koca bir kara delik. Ankara’yı (ve AKP’yi), Kürdistan projesine angaje edebilmek için oynanan bir oyun… Kartların bir kısmı masanın üzerinde; ancak altındakiler daha da önemli. Masanın üzerinde PKK duruyor. Altta ise Kürdistan ve BOP yer alıyor… Büyük oyun bunlar üzerinden oynanıyor. Medya sadece masanın üzerindeki PKK’yi sergiliyor, oynanan büyük oyun görünmesin diye… www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Siyasi çalkantılarla dolu bir hayat Dış Haberler Servisi 1953’te Karaçi’de toprak sahibi zengin bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Benazir Butto, dünyaca ünlü Harvard ve Oxford üniversitelerinde eğitim gördü. Pakistan Halk Partisi’nin kurucusu ve 19711977 yıllarında devlet başkanlığı ve başbakanlık yapan Zülfikar Ali Butto’nun kızı olan Benazir, 1971’de Harvard Üniversitesi’ni bırakarak, Batı Pakistan savunma bakanı olarak Birleşmiş Milletler’de temaslar kurmak üzere New York’a gitmek zorunda kalan babasının yardımcılığını yaptı. İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nde eğitim gören Butto, Avrupa’da ve ABD’de geçirdiği dönemde Batılı bir yaşam tarzı sürdü. Türkiye kınadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Pakistan Halk Partisi lideri ve Pakistan’ın eski Başbakanı Benazir Butto’nun hayatını kaybettiği saldırıya Türkiye’den tepki yağdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, saldırının ardından Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref’e bir taziye mesajı gönderdi. TBMM de bir bildiriyle saldırıyı kınadı. CHP lideri Deniz Baykal, mesajında siyaseti, terör ve şiddet yolu ile etkilemeye çalışanların artmasından kaygı duyduğunu belirtirken, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer “Şiddet hiçbir şeyin çözümü değil” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da mesajında “Pakistan’ın birlik ve beraberliğini koruyacağına inanıyorum” dedi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, Mesajında “Dost ve kardeş Pakistan büyük bir evladını kaybetmiştir” dedi. Müslüman bir ülkede ilk kadın başbakan Eğitimini tamamladıktan sonra, ordunun başındaki General Ziya ül Hak’ın askeri darbesinden hemen önce 1977’de ülkesine dönen Butto, babasının askeri yönetimce 1979’da Ravalpindi’de idam edilmesinin ardından Halk Partisi’nin liderliğini üstlendi. Üç yılı aşkın süre ev hapsin de tutulan Butto, 1984’te serbest bırakılmasından sonra İngiltere’ye taşındı ve burada Halk Partisi liderliğini sürdürdü. 1986’da ülkesine dönen ve destekçileri tarafından coşkuyla karşılanan Benazir Butto, General Ziya ül Hak’ın uçak kazasında ölmesinden sonra 1988’de Müslüman bir ülkenin ilk kadın başbakanı oldu. Butto, 1990’da askeri güçlerin desteklediği dönemin Devlet Başkanı Gulam İshak Han tarafından, yolsuzluk suçlamasıyla görevden alındı. Eski başbakanlardan Navaz Şerif’in ardından 1993’te tekrar iktidara gelen Butto, bundan sonraki başbakanlık girişimlerinde yolsuzluk suçlamaları nedeniyle başarılı olamadı ve 1996’da iktidarı Şerif’e kaptırdı. Yolsuzluk suçlamaları Butto ile yatırım bakanlığına getirdiği kocası Asıf Ali Zerdari, yolsuzluk suçlamasıyla 1999’da beşer yıl hapis ve para cezasına çarptırıldı. 1999’da, Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında Pakistan’ı terk etmek zorunda kaldı. Mahkum oldu ğu dönemde yurtdışında olan Butto, ülkesine dönmemeyi tercih etti ve 8 yıl İngiltere’de sürgün hayatı yaşadı. Benazir Butto, 2006’da rakibi Navaz Şerif ile birlikte Demokrasinin Yeniden Tesisi İttifakı’na katıldı; ancak iki lider Müşerref’e karşı oluşturulacak stratejide anlaşma sağlayamadı. Sivil yönetimde ısrar eden Butto ailesinin orduyla yıldızı hiç barışmadı. Benazir Butto’nun kardeşi Şah Nevaz 1985’te Fransa’da evinde zehirlenerek, ağabeyi Murtaza da 1996’da Karaçi’de polislerin ateş açması sonucu vurularak öldürüldü. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle