24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2007 PERŞEMBE 4 HABERLER Gül, bilime verdiği önemi göstermek için TÜBİTAK ödülleri dağıtım törenini Çankaya Köşkü’ne taşıdı! DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN İnönü ve Tarih İsmet İnönü, önceki gün, ölümünün 34. yılı dolayısıyla Anıtkabir’deki kabri başında anıldı. İnönü öldüğünde 34 yaşındaydım ve ilk düşüncem, “Bundan böyle onsuz yaşamaya da alışacağız” olmuştu. Gerçekten de, ister iktidarda olsun, ister muhalefette, hiç değilse aramızdan bazıları hep, “Acaba şimdi İsmet Paşa ne yapar” sorusunu sorar, onu hep kritik anlarda rejimin supabı olarak görürdük. Büyük deneyimi, aklı ve tarihi kişiliğinden alırdı bu niteliğini. Daha yaşarken tarihe geçmiş, dünyada eşine az rastlanan devlet adamlarından biriydi İsmet İnönü. Soyadını Mustafa Kemal’in deyimiyle “milletin makus talihini yendiği İnönü Zaferi’nden alan” İsmet Paşa, Garp Cephesi Komutanı, Lozan’da Türk Başdelegesi, Cumhuriyetin ilanında Atatürk’ün yanında yer alan yakın çalışma arkadaşı, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’nin Şevket Süreyya’nın deyimiyle “İkinci Adam”ı olarak zaten tarihteki yerini almıştı. ??? “İkinci Adam” lıktan Atatürk’ün yerine geçip ülkenin tek yöneticisi olduğu zaman da İnönü tarihe iz bırakacak işler yaptı. Köy Enstitüleri, Tercüme Bürosu, klasiklerin çevirileri, Cumhuriyet Devrimi’nin devam eden girişimleri olarak kabul edilir. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Dünya Savaşı’nın kan ve ateş çemberi dışında tutulmasında İnönü’nün dirayetli, soğukkanlı yönetiminin ülkeye kazandırdıklarının bilançosunu çıkarmak bile güçtür. İsmet İnönü, İkinci Savaş sonrasının ortamında, Cumhuriyetin kuruluşunun 23. yılında çok partili rejime geçişte, Cumhuriyetin ilanının 27., Tevhidi Tedrisat’ın 26. yılında Türkiye’de iktidarın hür ve dürüst seçimlerle el değiştirmesinde birinci derecede rol oynayan kişi oldu. 1950’de Seçim Yasası’nın mimarı, yayımladığı bildiriyle tarafsızlığını ilan ederek sandığın namusunun güvencesi olan İnönü, 50 seçimlerini yitirmeyi bekliyor muydu beklemiyor muydu, sorusunun bir anlamı yok. Çünkü o, iktidarın demokratik biçimde el değiştirmesinin yolunu açmıştı. 1957 yılında partisinin ilan ettiği ilk hedefler beyannamesi, 1961 Anayasası’nda yer alarak demokrasinin yeterli güvencelere kavuşması yolunda bir adım olurken bu gelişmeyi de İnönü’nün aktifine yazmazsak haksızlık olur. ??? Daha sonra, kendisi de siyasete atılacak olan oğlu, bilim insanı Erdal İnönü, 1950 yılı seçim yenilgisinden sonra, babasına doktora çalışmaları için bulunduğu ABD’den yazdığı mektupta, “o yenilgisinin, yaşamının en büyük zaferi olduğunu” söylüyordu. İsmet Paşa’nın da bu görüşü benimsediği bilinir. Evet, İsmet Paşa’nın çok partili yaşama geçiş kararı, partisi içinde de kimi direnişlerle karşılaştı. Ama o kararlıydı ve demokratik açılımın en büyük mimarı olma azmini yaşama geçirmeyi başardı. Ama bugün, çok partili rejime geçişin 57. yılında geldiğimiz nokta, “İnönü’nün en büyük zaferi”nin üstündeki soru işaretini kaldırmış değildir ne yazık ki... Bir türlü temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınamadığı, rejimin işlerliğinin bozulmasını engelleyecek kurumların oluşturulamadığı, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye dönüşemeyen çok partili rejimin içine düşmekte olduğu bataklık, “Acaba geçişte sapmayı engellemek için gereken önlemler alınmamış mıydı” sorusunu soranları yeniden gündeme getirmiştir. İnönü’nün, geçişi erken bulanlara yanıtı hep aynı olmuştur: Ne zaman geçilirse geçilsin, aynı güçlükler yaşanacaktı. Ama bu yanıt, yine de altyapı eksikliği sorusunu ortadan kaldırmaya yetmiyor. Aradan geçen ellinci yılda, İnönü’nün en büyük zaferinin üstündeki soru işareti, önemini arttırarak duruyor. Hiç kuşkusuz, bu yüzden tarih, içinde bulunulan uluslararası koşulları da görmezden gelerek, demokrasi yolunu açan kişiyi itham edecek değil. Ama acaba kişiden bağımsız olarak, “en büyük zafer” konusunda nasıl bir hükme varacak? Bilime de türbanı doladılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜBİTAK bilim, hizmet, teşvik ödülleri ile TÜBİTAK özel ödülünün dağıtım töreni alışılmışın dışında bu kez TÜBİTAK yerine Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bilim adamlarına ödüllerini verdi. Türbanlı kadınların da katıldığı törende, “Temel Bilimler” alanındaki ödülü geçen yıl Türk vatandaşlığına geçen Azeri kökenli bilim adamı aldı. Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törene TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK Başkan Vekili Nüket Ye ? Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törene TBMM Başkanı Toptan, Başbakan Erdoğan, TÜBİTAK Başkan Vekili Yetiş, bakanlar, milletvekilleri, YÖK Başkanı Prof. Özcan, rektörler, öğretim üyeleri ve gazeteciler katıldı. Törende ödül almaya hak kazanan bazı bilim adamlarının türbanlı yakınlarının da bulunması dikkat çekerken Gül, ödülün alışılanın aksine Köşk’te düzenlenme nedenini ‘bilime gösterdiği önemle’ açıkladı. tiş, bakanlar, milletvekilleri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, rektörler, öğretim üyeleri ve gazeteciler katıldı. Bazı üniversitelerin rektörleri ise törende yer almadı. Törende ödül almaya hak kazanan bazı bilim adamlarının türbanlı yakınlarının da bulunması dikkat çekti. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü’nde bu törenin düzenlenmesinin, bilime verilen önemin göstergesi olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. “Temel Bilimler” dalında bilim ödülünün sahibi, Azeri kökenli Prof. Dr. Ali Mustafazade oldu. Geçen yıl Türk vatandaşlığına geçen Mustafazade, “PseudoHermisyen kuantum mekaniği kuramının gelişimine katkı sağlayan uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” nedeniyle ödüle değer görüldü. TÜBİTAK Özel Ödülü’ne değer görülen ortopedik engelli Prof. Dr. Onur Güntürkün, tekerlekli sandalyesiyle geldiği törende büyük alkış aldı. Gül, ödülünü verdiği Güntürkün’ün diğer bilim adamlarının yanına gidişi sırasında sandalyesini iteledi. Diğer ödül kazananların isimleri şöyle: Prof. Dr. M. İrşadi Aksun, Prof. Dr. Polat Gülkan (Mühendislik BilimleriBilim Ödülü), Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Bulutay, Doç. Dr. Öz gür E. Müstecaplıoğlu, Prof. Dr. Uğur Tırnaklı, Yrd. Doç. Dr. Ergün Yalçın (Temel BilimlerTeşvik Ödülü), Doç. Dr. Alper Demir, Doç. Dr. Vural Gökmen, Prof. Dr. Mustafa Güden, Prof. Dr. Mahmut D. Mat, (Mühendislik BilimleriTeşvik Ödülü), Prof. Dr. Adnan Abacı, Doç. Dr. Mustafa Arıcı, Doç.Dr. Şermin Genç, Doç. Dr. Kürşad Ünlühızarcı (Sağlık BilimleriTeşvik Ödülü), Prof. Dr. Tuncer B. Edil, Prof. Dr. Cezmi Akdiş, Prof. Dr. H. C. Onur Güntürkün (TÜBİTAK Özel Ödülü), Doç. Dr. Bahtiyar Özgür Sarıoğlu (TÜBİTAKTwas Teşvik Ödülü). A KP’NİN 301 TUZAĞI Hükümetin ‘cumhuriyet’ manevrası ? TCY’nin 301. maddesindeki ‘Türklüğü’ sözcüğünü “Türk milleti” olarak değiştirmek için hazırlık yapan AKP hükümeti, söz konusu maddedeki ‘cumhuriyet’ ibaresinin yerine de ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ ibaresini getirmek istiyor. EMİNE KAPLAN ANKARA Türk Ceza Yasası’nın (TCY) “Türklüğü” ifadesi nedeniyle tartışma yaratan 301. maddesini değiştirmeye hazırlanan AKP hükümeti, söz konusu maddedeki “cumhuriyeti alenen aşağılayan kişiye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi”ne ilişkin hükmü de değiştirmek istiyor. “Cumhuriyet” ibaresi yerine “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” ibaresinin getirilmesi planlanıyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, çalışmaların son aşamaya geldiğini, yarın dar çerçeveli bir çalışma daha yaparak taslağa son biçiminin verileceğini, ardından da Başbakanlık’a sevk edileceğini söyledi. Kurumların da görüşünün alındığını, bunun bir zaman gerektirdiğini kaydeden Şahin, değişikliğin TBMM’ye yasa önerisi olarak da verilebileceğini belirtti. Şahin, ocak ayı içinde değişikliğin TBMM’den geçirilebileceği kanaatinde olduğunu bildirdi. AKP hükümeti, 301. maddede AB’nin sık sık uyarılarına neden olan ve açılan davalar nedeniyle tartışma yaratan “Türklüğü” ifadesinin değiştirilmesiyle sınırlı kalmayı düşünmüyor. Hükümet, bu değişikliğin yanı sıra maddedeki “cumhuriyet” ifadesi yerine “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” ifadesini getirmek istiyor. 301. maddenin birinci fıkrası, “Türklüğü, cumhuriyeti veya TBMM’yi alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü düzenliyor. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, söz konusu maddedeki “cumhuriyet” ifadesinin bugüne kadar hiçbir tartışma yaratmadığını, buna karşın hükümetin bu konuda bir değişiklik yapmak istemesinin düşündürücü olduğunu söyledi. Kart, böyle bir düzenlemenin cumhuriyete yönelik suçların cezasız kalması anlamına geleceğini vurguladı. Yeni TCY’nin TBMM’deki görüşmeleri sırasında Adalet Komisyonu üyesi olan eski CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, AKP’nin geçen dönem bu yönde bir düzenleme getirmek için çok uğraştığını, ancak CHP’nin yoğun muhalefeti üzerine geri adım atmak zorunda kaldığını söyledi. “Cumhuriyet” ifadesinin anayasanın ikinci maddesinde “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” ilkelerini kapsadığını belirten Eraslan, “Cumhuriyet başka, Türkiye Cumhuriyeti Devleti başka şeydir. Devlet bir organdır, cumhuriyet ise rejimdir. Bu maddeyle rejim korunuyor, ancak getirilmek istenen düzenlemeyle rejimin korunması kaldırılmak isteniyor” diye konuştu. A KP’Lİ FIRAT: Anayasa taslağı baskıda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, anayasa taslağını ocak ayının ilk yarısında kamuoyuna açıklamayı planlıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, anayasa taslağına son biçimini verdiklerini ve kitapçık halinde basılmak üzere matbaaya gönderildiğini söyledi. Taslağın kamuoyuna açıklanma tarihine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karar vereceğini kaydeden Fırat, açıklamanın ocak ayının ilk yarısında yapılabileceğini belirtti. Taslağı genel gerekçe ve madde gerekçeleriyle birlikte kamuoyuna sunacaklarını belirten Fırat, 1921’den bugüne kadar çıkarılan bütün anayasaların yanı sıra sivil toplum örgütlerinin yaptıkları önerilerinin de partinin internet sitesinde yer alacağını bildirdi. Fırat, hazırlanacak yeni anayasanın “sivil anayasa” olacağını ileri sürerek, “Biz, ideolojisi olmadığını söylerken bunu ifade ettik. Yeni Anayasa; ister sağ, ister sol iktidar gelsin herkesin uygulayabileceği, kolay kolay değiştirilme ihtiyacı olmayacak şekilde hazırlandı” dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Y ASA DEĞİŞİKLİĞİ MAĞDURLARI CHP’den engelli yurttaşlara af önerisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ile Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, engelli yurttaşları çeşitli para ve haciz cezalarıyla karşı karşıya bırakan düzenlemenin değiştirilmesi için yasa önerisi verdi. 2022 sayılı yasa dan yararlanarak “engelli aylığı” alan, ancak bu konuda yapılan yasa değişikliğinden haberdar olmayan engelli yurttaşlar, bir başka sosyal güvenlik kurumundan maaş aldığı için yüksek para cezaları ile karşı karşıya kaldı. CHP’li Ali İhsan Köktürk, Rıza Yalçınkaya ve arkadaşları, bunun yaratacağı sıkıntıların giderilmesi için TBMM Başkanlığı’na bir yasa önerisi verdi. Öneride, “Gereken koşulları taşımadığı halde aylık bağlandığı veya söz konusu koşulları yitirdikten sonra aylık ödenmeye devam edildiği anlaşılanlara, bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılan yersiz ödemelerin geri alınmaması” isteniyor. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle