24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Hindular kiliseleri yaktı ? Dış Haberler Servisi Hindistan’da aşırı dinci Hindular, Noel’i kutlayan Hıristiyanlara saldırdı. Ülkenin doğusundaki Orissa bölgesinde altı köy kilisesini yağmalayan ve yakan saldırganlar, kiliseden çıkan Hıristiyanlara saldırarak bir kişiyi öldürdü. Olayları bastırmak amacıyla bölgeye 450 polisin gönderildiğini bildiren hükümet yetkilileri, durumun kontrol altına alındığını söyledi. Yeni Delhi’deki Katolik Papazlar Konferansı, olayın aşırı Hinduların hafta başında Noel kutlamalarını engellemeye çalışmasıyla patlak verdiğini kaydetti. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 İNGİLTERE’NİN SIRLARI İran, Cezayir Anlaşması’nı tanımadığını söyleyen Irak Devlet Başkanı’na sert tepki gösterdi ‘Talabani ateşle oynuyor’ Dış Haberler Servisi İran’ın nükleer enerji programına karşı çıkarak her fırsatta askeri operasyon mesajı veren ABD’nin “İran’ın nükleer silaha sahip olmadığı” yönündeki istihbarat raporu üzerine yeni “gerginlik stratejisi”ni Irak Devlet Başkanı Celal Talabani üzerinden yürütmeye başladı. El Cezire televizyonu internet sitesinde yer alan haberde Irak Devlet Başkanı Celal Talabani İran ile Irak’ın sınırını düzenleyen Cezayir anlaşmasını tanımadığını açıkladı. Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra İran ile ilişkilerin iyileştirilmesine büyük önem veren Talabani’nin bu açıklamasının arkasında ABD’nin olduğu varsayımları yapıldı. Talabani, Şattülarap suyoluyla ilgili anlaşmazlığı gideren 1975 Cezayir anlaşmasını tanımadığını söylemesi ABD’nin İran’la hesabını Irak üzerinden görmeyi hesapladığı yorumuna neden oldu. Uluslararası uzmanlar Talabani’nin bu beklenmedik çıkışının ardından, “ABD fitili Bağdat’tan ateşledi” değerlendirmesinde bulundu. Dün de Talabani ve bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani ve ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker Selahaddin kentinde bir araya geldi. Yaklaşık 6 saat süren toplantının ardından açıklama yapan Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği Genel Sekreteri Molla Bahtiyar’ın, İranIrak sınırını belirleyen Cezayir anlaşmasını reddettiklerini yineleyerek yeni bir anlaşma ‘Irak’a silah ticareti kârlı’ LONDRA (AA) İngiltere’de bilgi edinme yasası çerçevesinde devlet, bazı sırları açıklamak zorunda kaldı. Açıklanmak zorunda kaldığı gerçekler arasında eski Başbakan Tony Blair’in, 6 yıl içinde vergi mükelleflerinin cebinden çıkan 2 bin sterlini kozmetik harcamalarına yatırdığı, devlet hastanelerinde işini kılıfına uyduran binlerce kadının estetik operasyonlar yaptırdığı da yer aldı. Bakan ve milletvekillerinin yılda ortalama 5.9 milyon sterlinlik taksi faturasını devletin kasasından talep ettiği, diplomatik dokunulmazlık sahibi yabancı diplomatların tecavüz, cinsel taciz, çocuklara yönelik taciz ve hatta cinayet gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı da açıklanan gerçekler arasında. ? Talabani’nin açıklamasına şaşıran İranlı yetkililer, Şattülarap suyoluyla ilgili anlaşmazlığı gideren sınır anlaşmasının iki taraf için de bağlayıcı olduğunu vurguladı. Bir yetkili Talabani’nin bu ifadeleri söylemediğini umduğunu dile getirirken basın daha sert tepki gösterdi. yapılması gerektiğini vurgulaması dikkat çekti. Anlaşmanın kendileri açısından hâlâ geçerli olduğunun altını çizen Haddad Adil, bu ifadelerin söylenmemiş olmasını umduğunu kaydetti. Ortak ekonomik komisyon toplantısı için Bahreyn’in başkenti Manama’da bulunan Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de soru üzerine Irak’la imzalanan 32 yıllık Cezayir anlaşmasının BM kayıtlarında bulunduğunu vurguladı. Anlaşmanın iki taraf için de bağlayı İran’dan sert tepki geldi İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Talabani’nin beyanatı konusunda hükümetin resmi tutumunun yakında açıklanacağını söylemekle yetinirken, Meclis Başkanı Gulamali Haddad Adil, Talabani’nin sözlerinin “şaşırtıcı’’ olduğunu ifade etti. cı olduğunu vurgulayan Mutteki, uluslararası anlaşmaların hükümetlerin değişmesiyle değişemeyeceğine dikkat çekti. Talabani’nin Tahran ziyaretlerinde bundan söz etmediğini anlatan Mutteki, Talabani’nin tutumundaki değişikliğin kendisini şaşırttığını sözlerine ekledi. Resmi IRNA ajansının haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed el Hüseyni, “1975 Cezayir anlaşmasının iptaline ilişkin herhangi bir açıklamanın yasal temeli bulunmadığını” belirtti. ‘Saddam’ın rolünü üstlendi’ Talabani’nin açıklamalarına geniş yer veren İran basınıysa daha sert bir tutum sergiledi. Reformcu kanadın önde gelen gazetelerinden İtimadı Milli, “Talabani, ateşle oynama’’ başlığını kullanırken İtimat gazetesi de “Talabani Saddam’ın rolünü üstlendi’’ yorumunu yaptı. Gazete haberlerinde, Irak yönetiminin 1975 Cezayir anlaşmasını tek taraflı iptal edemeyeceği vurgulandı. 1980’de Saddam Hüseyin, iki ülke arasındaki sınır anlaşmasının bir kopyasını televizyonda yırtmış, bundan 5 gün sonra Irak birlikleri İran’a girmiş, iki ülke arasında 8 yıl süren İranIrak savaşı başlamıştı. Savaş, BM’nin arabuluculuğunda ateşkesle sona ermişti, ancak iki ülke henüz resmi bir barış antlaşması imzalamadı. ‘Kanlı pazar’ silahları Kuzey İrlanda’da tarihe “kanlı pazar” olarak geçen olaylarda kullanılan silahların daha sonra Sierra Leone ordusu, Beyrut’ta paramiliter polisler ve Arkansas’ta bir silah mağazasında saptandığının yer aldığı sırlardan bazıları da şöyle: ? Hayatlarında hiç tanımadıkları kişilerce öldürülenlerin sayısı, Blair hükümetleri döneminde yüzde 30 arttı. ? İngiltere 40 yıl önce, İsrail ilk nükleer bombasını yaptığı sırada 20 ton ağır su satarak yardımda bulundu. ? İngiliz sağlık sisteminde 13 yaşındaki kızlara üç yıl boyunca hamile kalmalarını engelleyecek aşılar yapılıyor. ? Blair, 20022006 yılları arasında yurtdışı tatillerinin de içinde bulunduğu yolculuklar için kraliyet ailesi ve hükümet için ayrılan özel jeti kullandı ve maliyet 1.2 milyon sterlini buldu. ? Irak’ın da içinde bulunduğu insan hakları karnesi zayıf ülkeler, Savunma Bakanlığı tarafından İngiliz silah üreticilerinin en kârlı satış yapacağı ülkeler olarak tanımlandı. İran’dan İsrail’e göç operasyonu ? Dış Haberler Servisi İsrail, İran’da yaşayan 40 Yahudiyi gizli bir operasyonla İsrail’e göç ettirdi. Havaalanında aileleriyle buluşan Yahudiler, İsrail’de olmaktan memnun olduklarını belirtirken İranlı bir yetkili olayın “karalama kampanyası” olduğunu söyledi. Son göçle, 1979’dan beri İran’dan İsrail’e göçenlerin sayısı 200’e ulaştı. Göçü düzenleyen Uluslararası Hıristiyan ve Yahudi Arkadaşlığı adlı Evanjelik örgütün, İsrail’e taşınmaları için İranlı Yahudilere para teklif ettiği belirtiliyor. İsrail’in ardından Ortadoğu’daki en kalabalık Yahudi topluluğuna sahip İran’da, anayasal koruma ve dini özgürlük hakkına sahip 25 bin Yahudi yaşıyor. İRAN RUSYA’DAN S300 ALIYOR TAHRAN (AA) İran’ın Rusya’dan S300 tipi uzun menzilli hava savunma füze sistemi alacağı bildirildi. Bakanlar kurulu toplantısından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan İran Savunma Bakanı Mustafa Muhammed Neccar, “yakın bir gelecekte Rusya’dan modern S300 füze sistemi alacaklarını” söyledi. Füze sisteminin iki ülke arasında daha önce yapılan anlaşmalar çerçevesinde İran’a verileceğini belirten Neccar, kaç adet füze alınacağı ve teslimatın ne zaman yapılacağı konusunda bilgi vermedi. Rus basını daha önce, Moskova’nın Tahran’a S300 tipi uzun menzilli hava savunma füzesi satma konusunda görüşmelerde bulunduğunu yazmış, ancak Rus yetkililer iddiaları yalanlamıştı. ABD POLİTİKALARINI SAVUNDU Rice: 50 milyon kişiyi kurtardık BERLİN (AA) ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ülkesinin Irak ve Afganistan politikalarının başarılı olduğunu savunarak “50 milyon insanı kurtardıklarını” öne sürdü. Rice, haftalık Alman gazetesi Die Zeit’a verdiği demeçte, ABD yönetiminin dış politikasını överek “Biz El Kaide’nin yasadışı nükleer pazar ağını çökerttik, Libya’nın atom programına son verdik. Kore’yi nükleer silahlardan arındırmak için kuzeydoğu Asya ülkelerini bir araya getirdik. Müttefiklerimizle birlikte Balkanlar’daki sorunları ve Kosova sorununu çözüyoruz. Uluslararası toplumu İran’ın nükleer silahlanma programına karşı bir araya getirdik. Ve daha birçok şey yaptık” diye konuştu. Amerikan istihbaratının İran’ın 2003 yılında nükleer silah programından vazgeçtiği yönündeki son raporuna da değinen Rice, “Benim bu raporda merak ettiğim; İranlıların 2003 yılından önce neler yaptıkları” ifadesini kullandı. Tahran yönetimiyle görüşmeye her zaman hazır olduğunu kaydeden Rice, “İranlılar uranyum zenginleştirme ve işleme çalışmalarına son verdikleri takdirde, İranlı mevkidaşımla her yerde ve her zaman görüşmeye hazırım” diye konuştu. Almanya Başbakanı Angela Merkel’i çalışmalarından dolayı takdir ettiğini ifade eden Rice, Almanya’ya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde daimi temsilcilik verilmesi konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine “Biz, Japonya, Brezilya ve Hindistan gibi bu konuyla ilgilenen ülkelere, Güvenlik Konseyi’nin yapısının farklı olması ve değişiklik yapılması gerektiğini, bu konudaki her türlü iyi fikri inceleyeceğimizi söyledik” dedi. Rice, Dışişleri Bakanlığı görevi sona erdikten sonra ne yapacağına dair soru üzerine, Stanford Üniversitesi’ndeki görevine dönmek istediğini kaydetti. TİCARET TÜZÜĞÜ ASKIDA KKTC AB’nin gündeminde yok MAHMUT GÜRER Mısır Yahudi lobisini suçladı ? ŞARM El ŞEYH (AA) Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt, Yahudi lobisini Gazze sınırından silah kaçakçılığı meselesini kullanarak ülkesinin ABD ile ilişkilerini gerginleştirmekle suçladı. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın dün Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’le silah kaçakçılığı meselesini görüşmek için bir araya gelmeleri öncesinde Geyt, İsrail lobisinin son aylarda Mısır’ın ABD Kongresi’yle ilişkilerine zarar verme çabası içinde olduğunu söyledi. Endonezya’da tsunaminin yıldönümünde meydana gelen toprak kaymasında onlarca kişi öldü. (AP) 3 yıl sonra yeni felaket Dış Haberler Servisi Endonezya’da 230 bin kişinin ölümüne neden olan tsunami felaketinin üçüncü yıldönümünde, ülkenin batısında günlerdir süren şiddetli muson yağmurlarının neden olduğu sel ve toprak kaymalarında 78 kişi öldü, çok sayıda kişi kayboldu. Kurtarma görevlileri, yaklaşık 12 saat aralıksız yağan yağmurun ardından 61 kişinin Cava adasının Karanganyar, 17 kişinin de Wonogiri bölgesinde yaşamını yitirdiğini belirtti. Karanganyar’daki toprak kaymasının, köydeki bir evi daha önce yaşanan toprak kaymasının yol açtığı çamurdan temizleyen köylülerin, bunu kutlamak amacıyla yemek yedikleri sırada meydana geldiği ve 61 kişinin toprak altında kaldığı bildirildi. Kurtarma çalışmalarına katılan yüzlerce asker, polis ve gönüllünün toprak yığınını elleriyle kazarak ölü ve yaralıları aradığı kaydedilirken kurtarma görevlileri ve güvenlik güçlerinin, yolların kapanması nedeniyle felaket bölgelerine ulaşmakta güçlük çektikleri belirtiliyor. ANKARA Avrupa Birliği’nin (AB) Kıbrıs’a ilişkin “doğrudan ticaret tüzüğü”nü askıya aldığı bildirildi. 1 Ocak 2008’de altı ay boyunca AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak Slovenya’nın tüzük ile ilgili olarak yapılacak çalışmayı dönem başkanlığı gündemine almadığı belirtilirken 1 Temmuz’da dönem başkanı olacak Fransa’nın ise tüzüğün hayata geçirilmesi noktasında bir şey yapması beklenmiyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, AB 2004 yılında gündemine aldığı ve 2006’nın Aralık ayında Finlandiya’da gerçekleştirilen zirvede çıkarılacağına dair söz verdiği “KKTC ile Doğrudan Ticarete İlişkin Tüzüğü” 2008 yılı için askıya aldı. 1 Ocak itibarıyla dönem başkanlığını Portekiz’den devralacak olan Slovenya’nın başkanlık programında doğrudan ticaret tüzüğüne ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmiyor. Ankara, AB içerisinde Türkiye’nin İngiltere ve İspanya’dan sonra en çok güvendiği ülke olan Slovenya’ya ticaret tüzüğünün çıkarılması konusunda büyük bir güven duyuyordu. Okur Görüşleri erşembenin Gelişi köşesinin 100. haftasında okurlara yaptığım çağrıya faks ve internetten pek çok cevap geldi. Özellikle de bugüne kadar yazmayan okurlardan. Bunların bir bölümü, bana, mektuplarını burada yayımlamak yerine sansürlemeyi tercih ettirecek kadar övgü dolu sözler söylemişler. En çok tekrarlanan kelimeler arasında “samimi ve içten yazılar” ve “bize kendimizi Rusya’da hissettiriyorsunuz” anlatımları var. Birçok okur, Perşembenin Gelişi’ndeki gülmece, mizah, anekdot öğelerini beğendiğini vurguluyor. Bunlardan biri, gazetemizden ayrılan ve özlediği bazı yazarların “mizahi yazı dilinin boşluğunu doldurduğum” kanısını dile getirmiş. Bir mektupta “Yurtdışını mesken tuttuğumdan yazılarınızın satır aralarını çok iyi anlıyorum” diye yazıyor. Bir okur, “Rusya’dan; Batı’nın süzgecinden geçmeyen haber ve yorumlar için” teşekkür ederken bir başkası bu köşede “sosyalizm adına elde edilen kazanımlarla ilgili bilgileniyor, onların birer birer Rusların elinden alınmasına üzülüyoruz” diyor. Bir diğer okur ise Rusya’yı eleştirdiğim bazı yazılarımda “Batı tipi demokrasinin tek doğru model” olduğu yargısının izlerini bularak beni onaylamadığını vurguluyor. İstekte bulunanlar da var. “Rusya’nın iç ve dış politikası ile ilgili haber ve yorumlara daha fazla yer ayrılması” önerisi getiren, “Rus basınına daha sık yer verme”, “Rusya’dan sanat ve kültür olaylarını aktarma” ricalarını ileten, hatta “eğer yayımlanıyorsa Krokodil dergisinden haberler bekliyorum” diyen bile var. Katkılarınız ve dostluğunuz için teşekkürler. PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru P Batı’nın Baş Belası oskoca Time dergisi temsilcisi, kosK koca Putin’le söyleşi yapıyor. Ve koskoca çamlar deviriyor: Bildiğim kadarıyla siz 1948 doğumlusunuz... Hayır, 1952 doğumluyum. ... Gelelim sizin bugün Sayın Yeltsin ve Sayın Gorbaçov’la ilişkilerinize. Sayın Yeltsin öldü, bildiğiniz gibi... Affedersiniz... ... ??? Time kapağını Putin’e ayırdı. Orada ve içeride Rusya liderinin “farklı fotoğraflarını” kullandı. Fotoğraflardaki, pek alışık olduğumuz Putin değil. Donuk, soğuk, gizemli... Adeta mumya gibi. Time, Putin’i “yılın adamı” seçti. Bunun anlamı iyi mi acep, yoksa kötü mü? ABD yandaşı muhalif Kasparov “iyi” diye düşünerek Time’a “Ayıp oluyor ama!” dedi. Bir başka muhalif, Limonov “Ama onu ‘olumsuz şahsiyet’ olarak seçmişlerdir” diyerek Kasparov’un eleştirisine limon sıktı. Limonov haklı. Time her yıl birilerini seçiyor. Hitler’i de seçmişti bir ara... Stalin’i de... Yani hep “iyiler”i seçmiyor... ??? Putin’i de sevmiyor Time. ABD de sevmiyor. Onun için “kötü adam” olarak seçtiler Putin’i. Dünya politikasının Önder Somer’i, hatta Erol Taş’ı olarak seçtiler. Rahatlarını kaçıran, tek kutuplu dünya hırslarını gemleyen lider olarak, bir “baş belası” olarak görüyorlar Putin’i. Onun için seçtiler onu. Ve onun için böyle fotoğraflarını kullandılar. Donuk, soğuk, gizemli... Adeta mumya gibi... ??? Time ince ve kalın yöntemlerle Putin’i Büyük adam olmaya lüzum yok, sadece adam olalım yeter. Albert Camus Aleksandra... K ürt sorununu cesurca işleyen kaç filmimiz var? Bu konuda film yapmak elbette kolay değil. Ama bundan daha önemli ve ilginç kaç konu biliyorsunuz ki! Siyasetiyle, savaşıyla, kültürüyle, aşkıyla, mizahıyla... Bu cümleleri “Aleksandra”yı izledikten sonra yazdım günceme. Aleksandr Sokurov’un yönettiği, ünlü opera sanatçısı Galina Vişnevskaya’nın oynadığı film, kısa süre önce vizyona girdi. Umarım Türkiye’de de gösterilir. Gündemden düşen Çeçen savaşı sessizce sürüyor. Birileri ölüyor, birileri bu işten kazanıyor hâlâ. Sıradan insanlar gerçekleri öğrenmekte ve savaşın nedenini anlamakta güçlük çekiyor. Bunlardan biri, Çeçenistan’da paralı asker olarak “çalışan” ve öldürmekten başka bir iş bilmeyen “Denis”in nenesi “Aleksandra Nikolayevna”. Aldığı özel izinle Çeçenistan’daki Rus askeri kampına gidiyor. Torununu, askerleri, hayat şartlarını, pazardaki Çeçenleri görüyor. Hep izliyor. Ve susuyor (Bkz. Yazının ikinci cümlesi). “Askerlerimiz erkek gibi koksalar da aslında ne kadar çocuklar” diye mırıldanıyor nene. Bir Çeçen genç ona “Herkes bezdi; serbest bırakın artık bizi!” dediğinde, “Keşke o kadar kolay olsa...” diye cevaplıyor... Hiç kan görmüyoruz filmde. Ama her tarafta ölümün izleri var. Ve savaşın anlamsızlığını hisseden birçok insan... Putin’i “yılın adamı” seçerek tartışma yaratan Time dergisi, seçtiği fotoğraflarla tercihini anlamlandırmayı ihmal etmedi. İçen Türkiye Rusya’dan daha fazla içen ülkeler de varmış: Türkiye ve Mısır. Özellikle de Rus turistlerin oralara gittiği dönemlerde... (Bir Rus internet sitesinden) hedef tahtasına yerleştirirken bir de şu “40 milyar hikâyesi” çıktı. Geçenlerde bir deli tuttu, “Putin’in 40 milyar doları var” diye bir taş attı kuyuya... Bugüne kadar pek başarılı olamayan Stanislav Belkovski diye liberal görüşlü bir “araştırmacı”... Meğer bütün Batı medyası (ve tabii onların kuyruğu Türk medyası) bunu bekliyormuş. Tüm gazetelerde dev haberler oldu. Peki, kanıt?.. Yok. Ama sayfa?.. Doldu. Zaten mesele de bu değil mi? Haber olsun, sayfa dolsun... CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle