18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr AKM, Dubai Kuleleri, Sulukule, Ulus, Karadeniz Yolu, Kaz Dağları, Nükleer Santral 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL 2007’nin imar ve kent darbeleri eleneksel yıl sonu değerlendirmemiz bu kez kolay olmadı. Kentin, kültürün ve çevrenin “savunulması”nda öylesine “nefes nefese” bir yıl yaşadık ki 2007’nin hangileriyle anımsanacağına karar vermek bile kolay değil. İşte, sonuna geldiğimiz yılın en “sarsıcı” darbelerinden bazıları… Yılın ilk günlerinde Zeytinburnu’ndaki Huzur Apartmanı’nın çökmesi, kentlerimizdeki “plansız yapılaşma”yı ve bunu körükleyen “kaçak betonarme” egemenliğini yeniden anımsattı. İstanbul’un yüzde 70’inin denetimsiz ve onaysız yapılaştığını açıklayan kimi belediyeler ise aynı binaları “affeden” imar planı değişikliklerinden vazgeçmiyorlar. ANT YASALARI Depremi felakete dönüştüren bu imar aymazlığını artık durduracak yeni yasaları bekleyenler ise yine hüsrana uğradılar. Çünkü iktidarın 2007’deki imarla ilgili yeni düzenlemeleri de hep “talan”a yönelikti. Örneğin, kıyı kanunundaki toplum ve çevre yararına yapı kısıtlamalarından özellikle “rantport” tesislerine engel oluşturanlar kaldırıldı. ABD’li Cargill firmasının İznik Gölü kıyısındaki kaçak fabrikasını “kurtarma”ya yönelik “toprak kanunu değişikliği”yle de tüm tarım arazilerinde benzer uygulamalara olanak sağlandı. Bu gibi yasalara Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna “demokrasiyi engelleme” diyen hükümet, aynı tutumunu bütçe yasasında bile sürdürerek “yasadışı yapılaşmaya altyapı hizmeti” öngörüyordu. Eski Orman Bakanı Pepe’nin çıkışıyla gündeme gelen Acaristanbul’un sözde yıkım tartışmaları “gövde gösterisi”ne dönüştü. Bakanlık “yıkılacak” derken aynı sitenin orman kanununa eklenmiş “yüzde 6 imar hakkı”na dayandığını; bu nedenle asıl çözümün bu maddeyi değiştirmek ol ‘Geçmiş’ ve ‘Tarih’ Kargaşası... Kavramlarla düşünme eğitiminden geçmemiş toplumlar, tarihleriyle değil, fakat sadece geçmiş’leriyle yaşarlar. “Geçmiş”ten tarihi anlarlar; bu yüzden tarih’in en gerekli olduğu dönüm noktalarında bile, bu en değerli yol göstericiden yoksun, boşuna yön saptamaya çalışırlar. Çok iyi bilindiği üzere, bizim eğitim düzenimizde tarih, yalnızca “geçmişte olup bitenler” anlayışıyla genç kuşaklara aktarılır. Başka deyişle, bu düzende tarihin tek varlık nedeni ve gerekçesi “geçmişte bir şeylerin olup bittiği”, bundan ötürü de neredeyse “bilinmez ise ayıp olur” kabilinden!bilinmesi gerektiğidir. Sadece geçmişle yetinen böyle bir tarih anlayışı, elbette “tarihin temel varlık nedeni, bugün’ü açıklaması ve o bugünden geleceğe hangi yolların uzanması gerektiği konusunda fikir vermektir” ilkesinden hep çok, ama çok uzağa düşer. En kısacası: Sadece geçmişleriyle “idare” etmeye alışmış/alıştırılmış toplumların gelecekleri üzerinde bağımsız söz sahibi olabilmeleri çok güç, çoğu durumda da olanaksızdır. Böyle toplumların yarın’ları, genellikle doğru tarih anlayışına ve bilincine sahip başka toplumların dümen suyundan, o toplumlarca belirlenen yollardan gitmekten ibarettir. Oysa geçmiş diye adlandırdığımız olgu, yalnızca tarihin ham maddesidir ve işlenmediği sürece, salt varlığıyla herhangi bir tarih oluşturamaz. Bu yapısıyla geçmiş, dev bir yamalı bohça ile de karşılaştırılabilir. Zamanın bugünden geriye akıp giden her parçası, kendiliğinden bu bohçaya girer. Söz konusu torbanın dolması, insan iradesinden bağımsızdır. Örneğin ben bu yazının başına oturalı 1015 dakika olmuşsa eğer, bu dakikalar artık adına geçmiş dediğimiz torbadadır; o dakikaların andığım torbaya dolmaları, benim isteğime veya irademe bağlı olarak gerçekleşmiş bir durum değildir. Torba, ben istesem de istemesem de dolar; şimdi, benim tüm eylemlerimden ve düşüncelerimden bağımsız olarak geçmiş’e dönüşür, tıpkı, ne kadar istersem isteyeyim, geçmiş’i geçmemiş kılamayacağım gibi! Tarih ise geçmiş’in tam tersine, eğer biz istersek ve bu bağlamdaki doğru çabaları harcarsak var olabilir; çünkü tarih, kendisiyle hesaplaşılmış geçmiş’tir ve bu hesaplaşma, ancak nedensonuç ilişkileri kurma temelinde gerçekleşebildiği ölçüde doğrudur. Tarihçinin tarih yazmak istediğinde yaptığı, geçmiş dediğimiz torbayı önüne dökmek ve neyin tarihini yazmak istiyorsa eğer, o tarihi oluşturabilme açısından uygun düşeceğine inandığı malzemeyi önündeki yığının içinden seçmek, sonra da bu malzemenin parçaları arasında vardığı yorumu desteklediğine inandığı nedensonuç ilişkilerini kurmaktır. Örneğin Rönesans dediğimiz dönemin neredeyse uçsuz bucaksız bir geçmişi vardır; ama bu geçmişin yanı sıra, Rönesans üzerine kaleme alınmış bir sürü tarih de vardır. Bu tarihler, onları yazanların, Rönesans’ın nedenleri konusunda, bütün bir geçmişi incelemelerinin ardından, vardıkları yorumlar doğrultusunda, seçtikleri geçmiş parçaları arasında kurdukları nedensonuç ilişkilerinden meydana gelir. Bu yüzden, tek bir geçmişin varlığına karşılık, tarihlerin sayısı her zaman tarihçilerce varılan yorumlara koşut olarak birden çoktur ve tarihçilik, malzeme toplama aşamasındaki mutlak bilimselliğinin ardından, yoruma, bir tür felsefeye dönüşen bir etkinliktir. Tarihlerin çokluğunu ise tarihin varlık nedeni konusunda kuşkular yaratıcı bir durum değil, fakat o tarihleri okuyanlara da geçmişe, bugüne ve geleceğe ilişkin kendi bakış açılarını türetme zeminini sunan bir fırsat saymak gerekir. Tarih, zamana egemen olmanın tek yoludur. Hangi alanda olursa olsun, o alanda tarihlerini yazamayan toplumların yanından zaman, kimsenin kendisini biçimlemesine olanak tanımadan geçip gider ve geçmiş’e dönüşür. Sadece geçmişleriyle yetinme alışkanlığında olanlar için ise tüm zamanlar, neden yaşandıklarının bilincine asla varılamayacak ve tüm nedenlerin üstünü örten kalın sis perdeleridir. [email protected] G ÇÖKEN ‘AF’ APARTMANLARI duğunu asla söyleyemedi. Sitenin sahipleri ise inşaat alanı hesaplamasındaki yine aynı maddenin taşıdığı “yoğun yapılaşmayı gözeten belirsizlik”ten yararlanıyorlar. Böylece ormanlarımız, 2008’e de Pepe’nin “dokunmadığı” yüzde 6 tehdidi altında giriyor. Özelleştirme İdaresi, satışa çıkardığı kamu mülklerini “imar haklarını da yükselterek” pazarlıyor. “Şehirciliğin reddi” anlamına gelen bu yetkinin Hilton’da kullanılmayıp “mevcut imar durumu”yla Doğan Grubu’na satılması ise şöyle açıklandı: “İhaleyi kazananlar, ilave inşaat isterlerse belediyelerle görüşsünler…” Bu tavsiyeye uyularak, otelin tarihi bahçesini yeni rant blokları için “arsa”ya dönüştürmek isteyen yatırımcılara belediye yeşil ışık yaksa bile Koruma Kurulu’nun bölgeyi “sit” ilan etmesiyle, tehlike “şimdilik” atlatılmış görünüyor. Ne var ki böyle bir imar “talebi” bile ülkenin en modern iş çevrelerindeki “kent kültürü yoksunluğu”nu kanıtlıyor. Meslek odalarının “kentsel bölüşüm” dedikleri “kentsel dönüşüm” kavramı yasalaşınca, asıl amacın “değeri artan yoksul semtlerin sakinlerini başka yerlere taşıyarak yüksek rant yapılaşmasına açılması” olduğu da ilk projelerde açığa çıktı. Örneğin Ankara’da Ulus dönüşüm planlarında, Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde yaratılan özgün doku yok edilirken aynı dönemin mirası mimarlık örnekleri bile gözden çıkarılıyor. Benzer “kimliksizleşme” özellikle TOKİ’nin dönüşüm projeleriyle hemen tüm kentlerimizde yaygınlaşırken en çok tar kente dönüşüm projesinde ise her yere yüksek rant apartmanları ve ofis yapıları öngören projenin mimari dokusu bile kolay kavranamıyor. Karayolları’ndan alınan arsaya gelince… Burada tanınan imar koşulları İstanbul’a yakışmayan bir yapılaşma yaratacağı için Mimarlar Odası’nca dava açılmış olmasına rağmen aralarında yabancıların da bulunduğu mimarlardan “dava konusu koşullara göre” tasarımlar istemek, mimari bir amaçtan çok, mahkemeyi etkilemeye yönelik kurnazlık olarak yorumlanıyor. Yılın en büyük aymazlığı ise AKM’nin yenilenme adına yıkılmak istenmesiydi. Ulusal ölçekte yükselen tepkiler üzerine, “İstanbul2010 Avrupa Kültür Başkenti” yasasındaki “yıkım” sözü çıkarıldı. Koruma Kurulu da vaktiyle kültür varlığı ilan edilen binaya “1. derece” dedi. Ne var ki yine AKM’nin aynı yasada açıkça tanımlanan “yeni proje alanı”nda kalması nedeniyle imar ve koruma hukukunu bilenlerdeki kaygılar da sürüyor. Çünkü Koruma Kurulları yasalara uymak zorunda olduklarından, AKM’yi de içerecek olası yeni bir yapılaşma projesi için “yasal dayanak” şimdiden hazır durumda. Dünyanın en büyük “doğa, kültür ve yaşam katliamı”na dönüşen Karadeniz Kıyı Yolu’nu hizmete açmak, 2007 Nisan’ında Erdoğan’a nasip oldu. Dahası Başbakan, İstanbul Belediye Başkanı’yken şiddetle reddettiği, ancak şimdi ise şiddetle savunduğu 3. Boğaziçi Köprüsü’nün de aynı yola bağlanacağını söyleyerek doğa cinayetinin Batı Karadeniz’den Trakya’ya doğru uzanacağını da duyuruyordu… Yılın en acımasız çevre darbeleri ise Kaz Dağları’ndaki altın madenlerine verilen izinler ile yine Sezer’in karşı çıkmasına rağmen TBMM’den geçen Nükleer Santral Yasası’ydı. Direnenleri saygıyla selamlıyor; 2007 için “geçmiş olsun” diyerek “darbesiz” bir 2008 diliyorum. AKM KURTULDU MU? HİLTON’UN ‘BAHÇESİ’ R S evgili Kâmil Masaracı’ya göre 2007’nin temel atma törenleri... KENTSEL DÖNÜŞÜM tışılan ise İstanbul’daki Sulukule semtinden Romanların dışlanması. Tarlabaşı’nda sadece “eski cephe”lerin korunduğu dönüşüm projesiyle de bölgenin tarihsel mimarisi adeta “dekor”laştırılıyor. İMARLIKTA ‘KURNAZLIK’LAR 2007 mimarlık alanında da “kurnazlık”lar yılıydı. Yine İstanbul’daki kimi tartışmalı kentsel yenilemelerin ünlü dünya mimarlarına verilmesi; Zorlu Grubu’na satılan Karayolları arsasında da “mahkemelik” imar iznine göre uluslararası proje yarışması düzenlenmesi gibi… Birincisindeki “uygunsuz” proje hedefleri yüzünden, örneğin Küçükçekmece kumsalına “ekolojik kullanım” adına “denizin içinde gökdelen” öneren projeyi seçtiler. Kartal’daki sanayiden çağdaş VE ÇEVRE DARBELERİ M ACARİSTANBUL GÖSTERİSİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ YIL: 9, NO: 4 Konu SOSYAL GÜVENLİKTE NELER OLUYOR? Yönetmen Doç. Dr. TONGUÇ GÖRKER Konuşmacı KEMAL KILIÇDAROĞLU İstanbul Milletvekili, CHP Grup Başkan Vekili, E. Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü Yer: Levent Kültür Merkezi, Levent Çarşı İçi, Çalıkuşu Sok. No: 2, 1. Leventİstanbul Tarih: 29 Aralık 2007 Cumartesi Saat: 10.3013.00 arası İletişim: İ.Ü. Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0 212 238 03 21 Aydınlık yarınlar özlemi içindeki tüm yurttaşlarımız davetlidir Giriş serbest ve ücretsizdir. CUMOK ESKİŞEHİR ÇAĞRISI 30 Aralık 2007 Pazar Saat 10.00 Zor günler yaşıyoruz. Nice güzel değerlerimiz ve çağdaş kazanımlarımız bir bir elimizden kayıp gidiyor. Ülkemizi yönetenler Cumhuriyetimizin onurlu “KURULUŞ”una yakışır bir duruş sergileyemiyorlar. Özgür ve bağımsız bir ülke gibi davranarak, buna yakışan kararlar almakta zorlanıyoruz. Ekonomimiz İMF’ye, iç yasalarımız AB’ye, dış ilişkilerimiz ABD’ye havale edilmiş bir şekilde ayakta durmaya çalışıyoruz. Devlet yapımız da ılımlı İslam kalıbına oturtulmaya çalışılıyor. Bu gidişe dur demek gerekiyor. Gelin konuşalım. Tüm Cumhuriyet Gazetesi Okurlarını Pazar kahvaltımıza bekliyoruz. “GELİRKEN YANINIZDA BİR GENÇ VE ELİNİZDE GAZETEMİZ OLSUN” “SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ” NOT: Aşağıdaki telefonlardan birine mutlaka katılım bildirimi yapınız. Katılım bildiriminin son tarihi 28.12.2007 Cuma, saat 23.00 Tarih: 30 Aralık 2007 (Pazar) Yer: Eskişehir Öğretmenevi Saat: 10.0012.00 Ederi: 7 YTL (Açık büfe kahvaltı) 3 YTL (Öğrenciçocuklar) İletişim: 0533 520 59 36 220 44 49 0536 527 98 45 234 51 68 0532 552 31 63 0533 734 76 02 www.cumok.org T.C. ANTALYA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞUNDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ DOSYA NO: 2007/24 SATIŞ Taşınmazın tapu kaydı ve niteliği: Antalya merkez Kızıltoprak Mah., 6914 ada, 6 parselde (Muratpaşa Belediyesi sorumluluk alanında, Yenigün Mah., 1058 Sok. üzerinde) taşınmaz, Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/2181 E. 2007/816 K. sayılı kararı gereğince satılacaktır. Satışa konu parsel tapu kaydına göre 664 m2 arsa olarak kayıtlı olup, üzerinde herhangi bir muktesat yoktur. Ulaşımı rahat ve kolaydır. Her türlü altyapısı mevcut olup, belediyecilik hizmetlerinden yararlanmaktadır. Güneyinde Temel Eğitim okulu yapmak üzere ayrılan parsel bulunmaktadır. Etrafında kendisi gibi aynı özelliğe sahip imar parselleri mevcut olup, bazı parsellerde imar durumlarına uygun binalar yapılmış, bazılarında yeni yapılmaya başlanmış durumdadır. Antalya merkez Mevlana kavşağının 500550 mt. doğu tarafında yer almaktadır. Antalya merkeze 2 km. mesafededir. İMAR DURUMU: Muratpaşa Belediyesi’nden gelen dosyadaki mevcut imar çapına göre, satışa konu parsel üzerinde, ayrık tarzda, 4 katlı, ön cepheden 5,00 mt., yan komşu parsellerden 3,00 mt. çekmek suretiyle 14,50 mt. saçak yüksekliğinde, 0,81 emsalli konut amaçlı bina yapmaya müsait durumdadır. Satışı yapılacak taşınmazın muhammen bedeli: 200.000,00. YTL. TAŞINMAZIN 1. SATIŞ GÜNÜ: 05 Şubat 2008 Salı günü, saat: 16.0016.10 arasında Antalya Adliye Sarayı 1. Kat, No: 67, 2. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta muhammen bedelin %60’ını, satış masrafını ve rüçhanlı alacaklıların alacağını geçmediği takdirde; 2. SATIŞ GÜNÜ: 15 Şubat 2008 Cuma günü, aynı yer ve saatlerde açık arttırma ile yapılacaktır. İkinci satışta muhammen bedelin %40’ını, satış masraflarını ve rüçhanlı alacaklıların alacağını geçmesi halinde en çok arttırana ihale edilecektir. Satış peşin para ile olup, ancak isteyen alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak eden değerinin %20’si nispetinde teminat yatırması şarttır. Teminat YTL veya banka teminat mektubu olabilir. Döviz kabul edilmeyecektir. Damga resmi, KDV, tapu alım harcı, tahliye ve teslim masrafları alıcı tarafından, birikmiş vergi borçları satış bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkçı paylaşmadan hariç tutulacaklardır. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. Satış tapu kaydındaki tüm yükümlüler ile birlikte yapılacaktır. İhaleye iştirak eden alıcıların, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2007/24 Satış sayılı dosyasına başvurmaları ilanen tebliğ olunur. 27/11/2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 68753 Bir Varmış... Bir Yokmuş... TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr T.C. ANTALYA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 200516010 Bir borçtan dolayı hacizli bulunan, Tapu Kaydı: Antalya Merkez Demirci Kara Mah., 6277 ada, 6 parselde kayıtlı, 10 bağımsız bölüm nolu taşınmaz. Özellikleri: Antalya Merkez Fener Mah., Özgürlük Bulvarı No: 40’ta, Şerife Beyaz Apartmanı’nın bulunduğu parseldir, Laura Alışveriş Merkezi’nin 150200 metre doğusunda, bulvarın kuzey cephesindedir. Her türlü belediye ulaşımı ve altyapı hizmetlerinden yararlanılan bir yerdedir. Taşınmaz parseli 1251 m2 büyüklüktedir. Taşınmaz imar çapına uygun olarak 10 yıl önce betonarme karkas şeklinde, bodrum katı tabi zemin üzerinde olmak üzere, bodrum+zemin+3+ çatı katlı olarak yapılmıştır. Binanın tabi zemin üzerindeki bodrum katı dükkân olarak kullanılmakta, diğer katlarda ikişer daire mevcuttur. Giriş, hol zemini ve duvarları ile merdiven basamak ve sahanlıkları mermer olup, asansörlü binadır. Bulvara bakan güney cephesi ile doğu, batı cephesindeki bir kısım cepheler, mineral kum sıva, diğer cepheleri koruyucu dış cephe boyalıdır. Taşınmaz binanın 3. katı batı cephesinde 10 kapı numaralı dubleks dairedir. Kuzey; güney ve batı cephelidir. Lastikli projeye göre dubleksin ilk katında antre salon, 3 oda mutfak, banyo WC ve 2 adet balkonu vardır. Bu katın ıslak zeminleri seramik, bir oda zemini taban tahtası, salon ve diğer oda zeminleri marley döşemelidir. İç kapıları ahşap olup, pencere doğramaları PVS doğramadır. Dubleksin 2 katına içeriden betonarme merdiven ile çıkılmaktadır. Ayrıca merdiven kvasına da kapı açılmıştır. Üst katta antre, iki oda, mutfak, klozetli banyo bulunmaktadır. Tastikli projeye göre bir adet balkon gözükmekte ise de çatı olan alanlar balkon olarak kullanılmaktadır. Islak zeminleri ve güneydeki balkon zemini seramik olup, kuzeydeki çatı olarak gözüken ancak teras olarak kullanılan mekân zemini grebeton şeklindedir. Kapıları ahşap, penecereleri PVC doğramadır. Birinci katı brüt 240 m2, ikinci katı 120 m2 olmak üzere toplam brüt 360 m2, net 310 m2 büyüklükte bir dairedir. 100/840 arsa olarak tam hisse borçluya aittir. İmar Durumu: Parselin konut alanında kaldığı ayrık nizam 4 kat 0,20/0.80 emsalli inşaat yapılacağı anlaşılmıştır. Değeri: 220.000,00 YTL Satış Saati: 1410 14.20 Açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış 05.02.2008 Salı günü, yukarıda yazılı saatler arasında Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 15.02.2008 Cuma günü, yukarıda yazılı saatler arasında Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin %20’si nispetinde pey akçesi (YT Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV, tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 14.12.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 68754 CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle