24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2007 PAZAR 6 HABERLER Genelkurmay Başkanlığı, Kuzey Irak’ta tespit edilen 5060 kişilik gruba müdahale edildiğini açıkladı PAZAR ORHAN BURSALI Irak’ta ilk nokta vuruşu ? Kuzey Irak’ta operasyon yapıldığını açıklayan Genelkurmay, akşam saatlerinde ikinci bir açıklama yaparak hedefin PKK olduğunu, “TSK’ye karşı düşmanca bir harekette bulunmadıkları” sürece yerel grupların hedef alınmayacağını vurguladı. Genelkurmay böylece başta Barzani ve diğer Kürt grupları uyardı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır ötesi operasyon konusunda yetkilendirilmesinin ardından dün Kuzey Irak’taki 5060 kişilik terörist gruba müdahale edildi. Genelkurmay Başkanlığı, “ateş destek vasıtalarıyla” gerçekleştirilen operasyonda terörist grubun önemli ölçüde zayiat verdiğini açıklarken, Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani başta olmak üzere Kuzey Irak’taki Kürt grupları da “TSK’ye karşı düşmanca bir harekette bulunmamaları” konusunda uyardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önceki gün yaptığı açıklamada, 28 Üç Konu Üç Not KURANIKERİM’E ŞAL: İlhan Selçuk’un “konu alanı”na gireceğim: Eminönü’nde Zeynep Sultan Cami kapısına, İmam, Kuranıkerim’den bir ayet asmış. “Ey Müslümanlar, Yahudi ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa, o da onlardandır”... Ortalık karıştı: Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er ve Eminönü Müftüsü bu ayetin asılmasının doğru olmadığını açıkladılar ve imama haddini bildirerek ayeti kaldırttılar! Açıkçası, bu hareketin, Kuranıkerim’in üzerini, en azından bir ayeti şalla örtmekten başka bir anlamı var mı! Şalla örtmek, deyince de güncel olarak akla Gaziantep’de geçen hafta yaşanan nü resimler olayı geliyor! Ayeti kaldırmanın anlamı şudur: Bu ayetin şimdi yeri zamanı değildir! İzzet Er diyor ki, “Kesinlikle Hıristiyan ve Yahudi vatandaşlarımıza karşı öyle bir tavrımız yoktur.” Yani, Kuranıkerim duruma göre uygulanacak bir politika aracına dönüştürülüyor, AKP iktidarının elinde! Acaba onlar, başka hangi ayetlerin ortamın ve durumun ruhuna uygun olmadığı düşüncesindeler? Bir “reel politika” ile karşı karşıyayız! Kuranıkerim’de asla tarifinin olmadığı, kadınların bugün içine sokuldukları türban ve tesettür kıyafetleri de, bu “reel politika” gereğidir! Türban” Tanrı emri olarak takdim edilir, erkek yazar çizer rahiplerin ve onların liboş destekçilerinin fetvaları doğrultusunda “kadınların dinlerini yaşama, dine uyma” zorunluğu olarak dayatılır ve savunulurken, Kuranıkerim’de bazı ayetlerden hoşlanmamalarının anlamı nedir?! Buna karşılık, neden “tesettüre” sarılıyorlar? Mesela içkiye karşılar? Söyleyelim: Din tacirliği! Kuranıkerim tacirliği! Neyi savunmak, iyi bir ticaret, iyi bir siyasal ikbal, iyi bir gelecek, iyi bir iktidar olanağı yaratacaksa, onu savunma yüksek becerisi! Bunlar, Kuranıkerim bukalemunları, mı demeli? Yoksa olaya, “Kuranıkerim”de sessiz sedasız, zamanın ruhuna uygun bir içtihat, yorum kapısının açılışı olarak mı bakmalı?! AKP politikalarına bakılırsa, aslında yeni bir içtihat uygulaması var! Ama keyfe keder! Din tacirlerinin çıkarlarına ve keyfine göre, Padişah Murat’ın içki yasağını “koydumkaldırdım”daki gibi, bir “yorum”?! Neden, bu “içtihat” mesela kadınların aleyhine ağırlaştırılarak uygulanır, onlara erkeğin egemenliği altındaki “yaşam mahkumları” olarak bakılır da; faiz maiz, miras ve daha pek çok konuda “zamana” göre dinsel yorumlar reel politika olarak devreye sokulur? Ülkemizde bunca “ilahiyatçı”, “din bilgini”nin, yaşanılan bu çelişkili durumlar ve keyfe keder “içtihat uygulamaları” konusunda söyleyecek sözleri mi yok? ??? MÜKEMMEL UYUM: CHP, SHP gibi partilerde aradığı “siyasi ikbal”i en sonunda AKP’de bulan Prof. Zafer Üskül Amasya’daki okullarda dini baskı olaylarını doğrusu “çok iyi” araştırmış... Ailelerde oluşturduğu kanaat “bizi susturmaya gelmiş” olduğuna göre, demek ki “AKP Parti Polisi” olarak görevini tam yapmış, yönetimlerin dini baskılarını aklamış, olayı “arkadaş baskısı”na indirgemiş, bunu da dini hassasiyetlere bağlayarak her şeyin doğal ve normal seyrettiği sonucuna varmış! Aslında Zafer Üskül (gibiler) için demek istediğim başka bir şey var: Onlar AKP’ye demir attığında iki kanaat kamuoyunda tartışıldı: İlki, dönemin ruhuna (AKP yükselişine!) uyumda müthiş bir yetenek, bukalemun karakter... İkincisi de, “bazı (eski) sosyal demokratların AKP’ye girmesi, bu partinin karakterini değiştirir, AKP’yi merkeze çeker, iyidir...” Ama eylemleri gösteriyor ki, AKP’ye mükemmel uyum sağlıyorlar, gerçekleşen sadece bir AKP’leşme sürecidir! Bunun da ötesinde, eski geçmişleri, AKP’yi aklamak için kullanılıyor! Hizmette sınır ve kusur yok! Milletvekili seçilmelerinin diyetlerini en iyi şekilde ödeyeceklerine ilişkin kuşkular dağılıyor! Bu tür durumların doğasında genellikle şu yatar: Kraldan fazla kralcı! AKP’lilerden daha fazla AKP’ci! Üskül, araştırılacak iyi bir model! ??? ANKARA’YA SADAKA: Suudi Arabistan Büyükelçisi, “Kral Ankara’da bol para harcadı, Ankara’ya hareket geldi, Türkler mutlu olacaklarına eleştiriyorlar” demiş. (Milliyet, Utku Çakırözer’e demeç, 26 Kasım.) Büyükelçi Muhammed elHüseyni, doğrusu iyi dalgasını geçmiş! Türkiye’yi iyice de küçültmüş, Kral’ın sadaka veya harcamalarının Türkiye açısından “ekonomik önemine” dikkat çekerek! Diyor ki: “Allah bize bu zenginliği verdi, biz de bunu harcayarak başkalarına yardımcı oluyoruz...” Benim yerim doldu, herhalde sizlerin bu sözlere diyecekleri vardır! İyi Pazarlar!... Şırnak’ta operasyon Şırnak’ın kırsal kesiminde terör örgütüne yönelik geniş çaplı operasyon başlatıldı. Olumsuz hava koşullarına karşın dün sabah güvenlik güçlerince başlatılan operasyonun Şırnak’ın Gabar ve Küpeli dağları ile BestaDereler bölgesinde yoğunlaştığı bildirildi. Teröristlerin Irak’ın kuzeyine geçişini önlemeye yönelik yürütülen operasyonlara Kobra ve Sikorsky helikopterlerinin de destek verdiği belirtildi. (Fotoğraf: AA) Kasım itibarıyla TSK’ye sınır ötesi operasyona ilişkin siyasi direktifin verildiğini açıklamıştı. TSK’nin operasyon konusunda yetkilendirilmesinin ardından dün Kuzey Irak’taki 5060 kişilik terörist gruba müdahale edildi. Genelkurmay’ın konuya ilişkin açıklamasında şöyle denildi: “1 Aralık 2007 günü istihbari çalışmalar kapsamında, Hakkâri ili Çukurca ilçesinin güneydoğusunda Irak hudutları içinde, 5060 kişilik bir PKK’li terörist grup tespit edilmiştir. Söz konusu teröristler üzerine, bölgeye yakın durumda bulunan ateş destek vasıtaları ile yoğun bir uygulama yapılmıştır. Uygulama sonucunda terörist grubun önemli ölçüde zayiat verdiği, teknik vasıtalarla tespit edilmiştir. Bölgeye ihtiyaç duyulduğunda diğer unsurlarla da müdahale edilecektir.” Edinilen bilgiye göre, terörist gruba müdahale topçu ateşi ve silahlı helikopterlerle gerçekleştirildi. Operasyonda ABD istihbaratından da yararlanıldığı öğrenildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın, “İhtiyaç duyulduğunda bölgeye diğer unsurlarla da müdahale edilecektir” ifa desi ile önümüzdeki günlerde karadan bir operasyon yapılabileceğinin sinyalini verdiği belirtildi. ‘İlk operasyon’ Genelkurmay Başkanlığı dün saat 21.00 sıralarında ikinci bir açıklama daha yaptı. Açıklamada TSK’nin 28 Kasım 2007 tarihinden itibaren sınır ötesi harekât konusunda yetkilendirildiği anımsatılarak “TSK; kendisine verilen yetki çerçevesinde, Irak’ın kuzeyinde bulunan teröristleri etkisiz hale getirmek için gereken askeri tedbirleri alacaktır. Bu kapsamda; ilk operasyon 01 Aralık 2007 tarihinde icra edilmiş olup, elde edilen istihbarata bağlı olarak operasyonlara devam edilecektir” denildi. ‘Barzani’ye uyarı’ Genelkurmay, başta Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Barzani olmak üzere K. Irak’taki Kürt gruplarını da TSK’ye karşı “düşmanca bir harekette” bulunmamaları konusunda uyardı. Açıklamada, “İcra edilecek operasyonlar, münhasıran PKK Kongra Gel terör örgütünü hedef almakta olup, Irak’ın kuzeyinde yaşayan halka ve TSK’ye düşmanca bir harekette bulunmadıkları sürece, yerel gruplara karşı değildir” denildi. HAKKÂRİ’DE ÖCALAN POSTERLERİ AÇILDI, PKK LEHİNE SLOGAN ATILDI DAVACI OLMAYACAK Pentagon sözcüsü: Rahibi kaçıranlar gözaltında DİYARBAKIR / BATMAN (Cumhuriyet) Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Barıştepe köyündeki Mor Yakup Manastırı’nda görevli Süryani rahip Edip Daniel Savcı’yı fidye karşılığında kaçıran 5 kişi gözaltına alındı. 300 bin Avro fidye istendiği iddialarını yalanlayan rahip, kaçıranlardan davacı olmayacağını açıkladı. Rahip Savcı kaçırıldıktan sonra, fidye istenen telefonu teknik takibe alan güvenlik ve istihbarat birimleri, Batman kent merkezi ile Midyat’ta eşzamanlı operasyon düzenledi. Telefonları dinleyen ekipler, Savcı’yı kaçırdıkları belirtilen A.O, M.Ş.O, N.E.O. ve Z.K’yi Batman’da, bir kişiyi de Midyat’ta gözaltına aldı. Olayla ilgili olarak Savcı’yla gözaltındaki şüphelilerin yüzleştirildikleri bildirildi. Zanlıların emniyetteki sorgularının sürdüğü belitildi. Önceki gece Batman Emniyet Müdürlüğü misafirhanesinde kalan rahip Savcı, dün öğlen saatlerinde Batman Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Kan ve saç örnekleri alınan rahip, akşama doğru polis misafirhanesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Rahip Savcı, olay anında meydana gelen sol gözündeki morartıyı basın mensuplarına göstererek “Bu morartı benim kaçırılışımın bir izi olarak kalacak. Niye böyle bir şeye teşebbüs ettiler ben de anlamdım” dedi. Görev yaptığı Mor Yakup Manastırı’nın bulunduğu Barıştepe köyüne gelen Savcı, burada köyde yaşayanlar tarafından davul zurna ile karşılandı. Deyrulzafaran Manastırı Metropoliti Nuri Saliba Özmen de “Bütün devlet erkânına teşekkür ederiz. Başbakan Erdoğan bizi arayarak sevinçlerini bildirdi” diye konuştu. DTP’nin Hakkâri’de dün düzenlediği ‘Onurlu Bir Yaşam İçin Demokrasi ve Barış, mitinginde çok sayıda dövizi çocukların taşıması dikkat çekti. Polisin gaz bombasıyla müdahalesi sonucu DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, hastanelik oldu. Türkiye kendini savundu Dış Haberler Servisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terör örgütü üyesi bir gruba Irak sınırları içinde operasyon düzenlemesine ABD’den “destek” geldi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Yarbay Almarah Belk, “Türkiye’nin, teröristlere karşı kendisini savunmaya hakkı vardır’’ dedi. Belk, operasyonun ayrıntılarına ilişkin bilgileri olmadığını belirtirken “Askeri eyleme başvurmaya yönelik herhangi bir karar, Türk hekümetinin kararıdır. ABD, PKK’ye karşı uzun vadeli çözüm bulma konusunda Türk ve Irak hükümetleriyle her şekilde çalışmaya devam edecek’’ diye konuştu. Irak’taki ABD ordusu sözcüsü Binbaşı Winfield Danielson, “Sınır ötesinde Türk operasyonu konusunda bizde bilgi yok’’ dedi. K. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkanı Mesud Barzani’nin sözcüsü, Türk askerlerinin K. Irak’a girdiği yönünde belirtiye rastlamadıklarını açıkladı. Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nden bir yetkili de TSK’nin sınırı geçtiğine ilişkin bilgi bulunmadığını belirterek “operasyonun insansız yasak bölgede yapılmış olabileceğini” söyledi. DTP mitinginde olay HAKKÂRİ (Cumhuriyet) DTP’nin Hakkâri’de düzenlediği “Onurlu Bir Yaşam İçin Demokrasi ve Barış Mitingi”nde yine Abdullah Öcalan posterleri açıldı, PKK lehine sloganlar atıldı. Polisin müdahalesi sonucu DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, hastanelik oldu. DTP Hakkâri İl Örgütü’nün 25 Kasım’da yapmayı planladığı ancak daha sonra ertelediği Onurlu Bir Yaşam İçin Demokrasi ve Barış Mitingi dün Merzan Spor Sahası’nda gerçekleştirildi. Kent genelinde çok yoğun güvenlik önlemleri alındı. Sabahın erken saatlerinde mitinge gitmek için Şemdinli’den yola çıkan, aralarında Şemdinli Belediye Başkanı Hurşit Tekin ile Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz’ın da bulunduğu yüzlerce kişi, Şapatan arama noktasında uzun süre bekletildi. Polis görüntü aldı Güvenlik güçlerinin kente girmek isteyen araçlarda bulunan kişileri kameraya kaydettikleri görüldü. Miting alanına girmek isteyenler de üst aramasından geçirildi. Sık sık Öcalan lehine sloganlar atılırken, “Bireyin özgürlüğü anayasal güvenceye alınsın”, “Demokratik özerklikle, Demokratik Cumhuriyeti inşa edelim” pankartları açıldı. DTP Genel Başkan Yardımcısı Ayna mitingde yaptığı konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı DTP’ye karşı linç kampanyası başlatmakla suçladı. Ayna, Erdoğan’ın “Dağlarda değil, şehirlerde siyaset yapın” dediğini belirterek, “Sonra bu sözden çark etti. ‘Dağlara değil, DTP’ye söyledim’ dedi. DTP zaten Meclis’te siyaset yapıyor, dağlarda değil. DTP’ye karşı linç kampanyasını başlatan Erdoğan’dır” dedi. Avrupa ülkelerinin PKK’ye silah bırakması çağrısında bulunmasıyla ilgili olarak da Ayna, şunları söyledi: “Bunun anlamı nedir, sen ölümü kabul edeceksin ama sen öldürmeyeceksin. Bunun üzerine 15 Ağustos’ta PKK’den ateşkes istedik. Ama buna karşılık aynı gün Diyarbakır’da bomba patlatıldı.” Gaz bombası atıldı Konuşmaların ardından kalabalık bir grup slogan atarak yürümek istedi. Polisin müdahalesiyle kent bir anda karışırken esnaf işyerlerini kapadı. Polis cop kullanarak göstericileri dağıtmaya çalışırken gaz bombası kullandı. Gazdan etkilenen Ayna hastaneye kaldırıldı. Ayna, tedavisinin ardından taburcu edildi. obursali?cumhuriyet.com.tr ‘TSK ne yapacağını bilir’ Muhalefeti sınır ötesi operasyon konusunu gölgelemekle suçlayan Erdoğan, “Süreci hep birlikte izleyeceğiz” diyerek sorumluluğu askere yıkmaya çalıştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınır ötesi operasyon yetkisinin geç verildiğine dikkat çeken muhalefete tepki gösterirken, bundan sonra sorumluluğun askerlerde olduğunu ima etti. Başbakan Erdoğan, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın (İNTES) olağan genel kurulundan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, muhalefetin sınır ötesi operasyon ile ilgili yetkinin geciktirildiği yönündeki eleştirilerinin anımsatılması üzerine, şunları söyledi: “Bunun zamanlamasını herhalde tezkereyi verenler yapmayacaktır. Teknik çalışmalarımızı kiminle yaptık? Başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere tüm güvenlik güçlerimizle bu çalışmaları yaptık. Zamanlaması vs. bunların hepsinin en ince teferruatına varıncaya kadar değerlendirmesi yapılmıştır ve ondan sonra da şu anda yetkilendirme 28 Kasım itibariyle silahlı kuvvetlerimize yapılmıştır ve bundan sonraki süreci artık hep birlikte bizler izleyeceğiz, temennimiz odur ki, en verimli neticeyi alalım. Ama olay şu, burada muhalefet, hâlâ bir birliğin, beraberliğin, mutabakatın olması gereken bu süreçte bunu nasıl gölgeleriz anlayışı, gayreti içerisinde çok yanlış bir anlayıştır.” dece bir sınır ötesi operasyon değil. Bunu söyleyenler, bu konuda ne kadar acemi olduklarını da ortaya koyuyorlar” diye konuştu. Konunun yalnızca sınır ötesi operasyon olarak değerlendirilmesinin sonuçlarının görüldüğünü anlatan Erdoğan, “Terörle mücadelenin çok çeşitli boyutları vardır ve bunu her boyutta yapmak zorundasınız ki, uluslararası hukuk noktasında da sizin bir haklılığınız olsun. Bunun yanında ülkemizde tüm toplumsal psikolojinin bu noktada sizi desteklemesi, bütün bunların sağlanması çok önemli” diye konuştu. Erdoğan, kış şartlarının anımsatılması üzerine ise, “Bu konudaki işi yürüten başta TSK olmak üzere ne yapacağını, hangi zeminde nasıl davranılacağını gayet iyi bilir” dedi. Reuters’in iddiası 20 GÜN ÖNCE KAÇIRILMIŞLARDI ‘100 kişilik özel kuvvet Irak’a girdi’ Dış Haberler Servisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın içlerinde bir grup teröriste yönelik operasyonu uluslararası ajanslar tarafından “acil koduylu” duyruldu. Ajanslar Türk askerinin PKK’li gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan operasyon açıklamasına yer verdi. Reuters ise “Türk Özel Kuvvetleri’ne ait 100 kişilik birliğin 6 helikopterle indikleri bölgede operasyon yaparak geri döndüğünü” açıkladı. Haberde operasyona helikopterlerin de havadan ateşle destek verdiğini duyurdu. PKK’nin elinden kaçarak kurtuldular DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK’nin 20 gün önce kaçırdığı 2’si korucu 7 köylü, İran sınırında kendi olanaklarıyla örgütün elinden kaçıp güvenlik güçlerine sığındı. 11 Kasım günü Van’ın Başkale ilçesi Çaldıran ile Oğulveren yakınlarında, akraba ziyaretine giderlerken, kalabalık bir grup PKK’li tarafından kaçırılan korucu Mustafa Olgun ve Zübeyit Demir ile köylüler Mithat Demir, Kenan Olgun, Adem Şener, Okan Demir, Cüneyt Yıldız teröristlerin elinden kaçmayı başardı. İçişleri Bakanlığı’ndan konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Teröristlerce 11.11.2007 tarihinde Van ili Başkale ilçesi Oğulveren köyünden kaçırılan 7 vatandaşımız, İran sınırı 422 No’lu hudut taşı bölgesinden bugün sabaha karşı 03.00 sıralarında ülkemize giriş yapmışlar ve Başkale İlçe Jandarma Komutanlığı’nca teslim alınmışlardır” denildi. Güvenlik güçlerine sığınan 7 köylü, Çaldıran Jandarma Karakolu’nda güvenlik güçlerine olayla ilgili bilgi verdi. Daha sonra Başkale Adliyesi’nde savcılığa ifade veren köylüler serbest bırakıldı. ‘Olayı tek boyutlu görenler acemi’ Kendilerinin bugüne kadar sürecin zeminini içeride ve dışarıda oluşturmak için çabaladıklarını savunan Erdoğan, “Olayın tek boyutu yok, olay sa CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle