27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Yurt genelinde öğretmenler sevk eylemi yaparken bakanlık gözdağı vermeyi tercih etti AVRUPA GÜRAY ÖZ Eğitimciler eylemdeydi ? Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin sorunlarına kulak vermek yerine, yayımladığı genelgeyle eyleme katılanlar hakkında yasal işlem yapılacağını bildirdi. Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı düzenleme ile ek ders ücretlerinde hak kaybı yaşayan öğretmenler, dün sevk eylemi yaptı. EğitimSen, Eğitimİş ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) üyesi öğretmenlerin eylemi yurt genelinde gerçekleştirilirken, MEB ise öğretmenlerin sorunlarına kulak vermek yerine, yayımladığı genelgeyle eyleme katılanlar hakkında yasal işlem yapılacağını bildirerek “gözdağı vermeyi” tercih etti. MEB, Ek Ders Yönetmeliği’nde değişikliğe gitmiş ve her ne sebeple olursa olsun aylık karşılığını doldurmayan öğretmenlere ek ders ücreti ödenmeyeceği hükmünü getirmişti. Ulusal bayramlar için verilen tatiller düzenlemede muaf tutuldu, ancak dini bayramlar ile diğer resmi tatillerde ya da öğretmenlerin hasta ve raporlu oldukları günlerde, neden her ne olursa olsun bir gün bile okula gelmemeleri durumunda, o gün giremedikleri tüm dersEğitimciler Adana’da alanlarda haklarını istedi. 17 bin öğretmenin bulunduğu Adana’da 67 bin eğitimcinin sevk alarak hizmet üretmediği öğrenildi. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) gulamalara imza attığını belirterek “Bunun en son örneği Kurban Bayramı’nda yaşanacak. Bakanlık tarafından yapılan yeni düzenlemeyle tüm haftanın ek ders ücretleri kesilecektir’’ dedi. Azınlık Çoğunluk Meseleleri Şu azınlık çoğunluk hesaplarına hiç aklım ermedi benim. Yüzde otuzun azınlık, yüzde yetmişin çoğunluk olabileceğine hiç ihtimal vermedim. Biliyorum, aritmetik diye bir şey var. Peki, cebir yok mu? Matematik, geometri yok mu? Newton, Einstein var, biliyorum, kuantum da var. Baldıran zehri içmeye mahkum ettikleri Sokrates, son içkisini içerken, Atinalılara söylediklerini benim de okuyacağımı seziyordu hiç kuşkum yok. Mozart beni hesaba katmadıysa kimi hesaba kattı, kimi düşündü? İnsanoğlu boyun eğmeye, uzlaşmaya teşnedir. Güç onu alır götürür, korku dağları bekleyip ovalara iner. Sonra bir gün “Ne bu be!” dediğini duyarsınız. İşte o zaman okuryazarlıktan çıkar, başkaldıran insana, yani aydına dönüşür. Boyun eğmiş, uzlaşmış tarafın çıldırdığı zaman da işte o zamandır. Çünkü tam o zamanda âlim geçinmenin, allame kesilmenin, çok bilmişliğin birikmiş niceliği niteliğe dönüşüverir. Boya dökülür, foya meydana çıkar. Ama ben bunlara şaşmıyorum ki. Benim şaştığım “muhafazakârlığın erdemini” keşfeden tarafın şaşkın halleridir. ??? Fazıl Say’a öfkeleniyorlar; “Sen oturup piyano çalsana, neden yazıp çiziyorsun, neden konuşuyorsun, ne diye azınlık çoğunluk meselelerine kafayı taktın, sana ne çarşaftan, peçeden, türbandan. Mecbur musun, Sıvas’ın yakılmışlarını anmaya, Nâzım’a selam çakmaya, onu gerçek kimliğiyle sunmaya mecbur musun? Piyanist ol, mecbur musun aydın olmaya?” Mecburmuş demek ki. Muhafazakârlıkta demokrasi keşfeden muhterem tarafın, tarihsel yanılgıya mahkum köşecileri Fazıl’ı sigaya çekiyorlar. Hele birileri var ki, gittikçe koyulaşan muhafazakârlığın karanlığında kendi seçtikleri yaşam tarzına, cinsel tercihlerine hiç ama hiç hayat hakkı tanınmayacağının bile farkında değiller. Onların derdi şimdilik yazı üzerinde haklı görünmek, karanlığa doğru giderken aydınlığı savunanları yerden yere çalmaya devam etmektir. Sırada Fazıl Say var. Onlara yalnızca kendi gazetelerini değil, arada bir Yahudilerin ölüsüne bile tahammül edemeyen gazeteleri okumalarını salık veriyorum. ??? Bir de şu gitme kalma meselesini çıkardılar. Kerinçgillerden ürküp New York’a yerleşen Orhan Pamuk’u unuttular, Fazıl Say’ın öfkesine atıp tutuyorlar. Aydın olan kaçar mıymış! Onlar kaçmakla gitmeyi birbirine karıştırıyorlar. Kaçmak için gitmeye gerek yok ki. Durduğun yerde de kaçarsın. Ellerini havaya kaldırır, “teslim” dersin, olur biter. Nâzım’a neden kızıyorlar? Teslim olmadığı için. Neden onun önünde diz çöküp kurtuluşu “Komünist ama iyi şair canım” diyerek çark etmekte buldular, neden onun şiirlerinden kendilerine uygun satırlar cımbızlamaya heveslendiler? Çünkü Nâzım kaçmadı, gitti. Şiirinin haslığı haklılığındandır. Ülkesinden uzakta kalmanın sıkıntılarına dayandıysa, muhafazakârlara en kalıcı darbeleri indirmek içindi. Muhafazakârlık hâlâ o darbelerin şiddetini yaşıyor, öfkenin bir türlü dinmemesi, Fazıl’ı başbakan direktifi, bakan emriyle sansür etmelerinin nedeni budur. ??? Gerçek acı olabilir, ama gelişen, yerinde durmayan bir şeydir. Bugün ülkemizde gittikçe koyulaşan muhafazakâr esvabın rengi, emperyalistlerin ülkemize biçtikleri çarşafın siyahıdır. Sizin bir türlü görmediğiniz, göremediğiniz de budur. Fazla sevinmeyin, fazla kendinizi kaptırmayın şu azınlık çoğunluk meselelerine. Geçmişle geleceğin kavgasında geçmişten yana taraf olana aydın denmiyor. Aydın olan, emperyalistin ülkeye biçtiği kumaşın kıvrımlarında kaybolmaz, tekniğin değil, aydınlanmanın, bilimin peşinden gider. Aydın olan çoğunluk olduğunda kuşkuya düşer, azınlığa düştüğünde ayağa kalkar. İşte bu yüzden başkaldırana aydın deniyor. Sizse emperyalist kapitalizmin yeni dünya düzeninden pek memnunsunuz, pek rahatsınız. Yanılgılarınızın yüzünüze vurulması bu nedenle huzursuz ediyor sizi. Fazıl Say’a neden bu kadar kızıyorsunuz? İşte bundan! eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr Ebeveynlere soruşturma Antalya polisi kentte düzenlenen EğitimSen eylemine çocuklarıyla katılan ve eylem sırasında ellerinde pankart bulunduran iki küçük yaştaki çocuğun ebeveynleri hakkında “çocuk istismarı’’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. Antalya Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, çocukların ellerinde, “Bakan Çelik Elini Cebimizden Çek”, “Ek ders ücretlerimiz gasp edilemez” ifadesi bulunan döviz taşıdıkları belirtildi. İstanbul’da da Ayasofya Meydanı’nda toplanan öğretmenler, pankart ve dövizlerle İl milli eğitim müdürlüğüne kadar yürüdü. MEB’den ise eylem öncesinde 81 il valiliğine genelge gönderilerek öğretmenlere “gözdağı” verildi. Genelgede, öğretmenlerin sevk belgelerinin il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ile okul yönetimleri tarafından titizlikle takip edilerek eğitim ve öğretimi aksatanlar hakkında yasal işlem yapılacağı bildirildi. lerin saati kadar ek derslerinde kesinti yapılıyor, dolayısıyla hak ettikleri ek ders ücretini alamıyorlar. Bu ay, Kurban Bayramı tatili nedeniyle aynı sıkıntıyı yaşayacak olan öğretmenler, bayramın iki gününün hafta içine denk gelmesi nedeniyle tüm haftanın ek ders ücretini alamayacak. Eğitimİş Kütahya İl Temsilciliği’nin yaptığı hesapla maya göre, “Haftada 30 saat derse giren sınıf öğretmeni 80.60 YTL, haftada 30 saat derse giren branş öğretmeni 91.35 YTL, haftada 44 saat derse giren atölye öğretmeni ise 145.35 YTL” ücret kaybı yaşayacak. ‘MEB koşulları zorlaştırıyor’ Öğretmenler dün bu hak kaybını pro testo etmek için “birlik” oldu. EğitimSen, Eğitimİş ve BES üyesi öğretmenler, toplu sevk alarak okullara gitmediler, derslere girmediler. EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, sendika üyeleriyle birlikte MEB önünde basın açıklaması yaptı. Dinçer, MEB’nin eğitim çalışanlarının çalışma koşullarını sürekli zorlaştıran uy Köktendinciliğin yükselişine dikkat çeken Say’ın açıklamalarına destek sürüyor ÖĞRETMEN ATAMALARI Sanata 210, din kültürüne 260 öğretmen ? 10 bin 40 sözleşmeli öğretmenin ataması bilgisayarlı kura çekimi ile yapıldı. Kura sırasında öğretmen adayları da salonda yer aldı. Törene bazı öğretmenlerin türbanlarıyla katılmaları dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin sanat eğitimine yeterli desteği vermediği eleştirileri Milli Eğitim Bakanlığı’nın dün yaptığı 10 bin 40 sözleşmeli öğretmen atamasında bir kez daha doğrulandı. Toplamda sanat öğretmenlerine ayrılan 210 kişilik kontenjan, din kültürü öğretmenlerine ayrılan 260 kişilik kontenjanı yakalayamadı. Piyanist Fazıl Say geçen günlerde yaptığı açıklamada, ülkede 10 bin müzik öğretmeni açığı bulunduğunu, hükümetin bunu gidermek için hiçbir girişimde bulunmadığını belirtmişti. Say’ın haklılığı dünkü öğretmen atamasında bir kez daha kanıtlandı. MEB Başöğretmen Salonu’nda, dün 10 bin 40 sözleşmeli öğretmenin ataması bilgisayarlı kura çekimi ile yapıldı. Kura sırasında öğretmen adayları da salonda yer aldı. Törene bazı öğretmenlerin türbanlarıyla katılmaları dikkat çekti. Atamanın tamamlanmasının ardından, sonuçlar “http://personel.meb.gov.tr” internet sitesinde de ilan edildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise törende yaptığı konuşmada, müzik öğretmeni azlığı ve müzik derslerinin yetersizliği tartışmalarına yanıt vererek yapılan haberlerin gerçekle ilgisi olmadığını iddia etti. Çelik, şöyle konuştu: “Bugün sistemde 6 bin küsur müzik öğretmeni çalışmaktadır. Bunun 2 bin 140’ı bizim hükümetimiz döneminde atanmıştır. Peki, daha önce çok fazla müzik öğretmeni vardı da biz onları işten mi attık ya da onları istifa etmeye mi zorladık? Bu konuda da yayın yapan basın organları bize müracaat ederlerse, biz onlara en doğru haberi veririz ama A derneği, B derneği kendine göre bir yorum yapabilir. Demokrasinin olduğu ülkelerde konuşma hürriyeti vardır. Ancak konuştuklarınız eğer birini töhmet altında bırakıyorsa, söylediğiniz şeyin gerçekle ilgisi yoksa, Türkiye hukuk devletiyse, bu söylediklerinizden dolayı herhangi bir davayla muhatap olduğunuz zaman bundan da sıkıntı duymamalısınız.’’ ‘Sanatçı ülkenin ışığıdır’ Haber Merkezi Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’a yurdun dört köşesinden destek gelmeye devam ederken sanatçının annesi Gürgün Say, “Oğlum, kastedilen anlamda Türkiye’yi terk etmez. AKP hükümetinin ortaçağ ve türban sevdası nedeniyle ülkesinden soğumaz.” dedi. Fazıl Say’ın annesi Gürgün Say da “www.gercekgundem.com” sitesine yolladığı mektubunda, oğlunun olay yaratan açıklamalarına destek verdi. Gürgün Say, AKP’li siyasetçilerin oğlu hakkındaki açıklamalarını eleştirerek, “Oğlum, kastedilen anlamda Türkiye’yi terk etmez. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. Çağdaş ülkelerde değerli sanatçıların toplum ve siyasetçiler tarafından sahiplenildiğini, adlarına büstler, heykeller dikildiğini anımsatan Say, “Çağdaş dünyada durum böyleyken AKP siyasetçilerinin uluorta konuşmalarına bakıyorum da utanıyorum” diye konuştu. Gürgün Say, Fazıl Say’ın bugüne kadar devletten hiçbir talebi olmadığını, 16 yıl ? Fazıl Say’ın annesi Gürgün Say, oğlunun açıklamalarına destek vererek “Oğlum, kastedilen anlamda Türkiye’yi terk etmez. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. yurtdışında yaşamasına rağmen çifte vatandaşlık elde etmeye çalışmadığını vurguladı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, yaptığı yazılı açıklamada, “Fazıl Say’ın kaygılarını paylaşıyor, sanatçımızın duyarlı tepkilerini, toplumu uyarma yolunda çok yararlı bir öncülük olarak görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi. ‘Kaygılarını paylaşıyoruz’ 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan açıklamasında, “Fazıl Say’ın endişelerini son derece doğal karşılıyor ve kaygılarını paylaşıyoruz” dedi. Türk halk müziğinin usta yorumcusu Mu sa Eroğlu, MEB’in Say hakkında açtığı tazminat davasını da “hoşgörüsüzlük” olarak nitelendirerek “Sanatçılar, bir ülkenin ışıklarıdır. Onları incitmek yapılacak en son iştir” dedi. Ressam Bedri Baykam, Say’ın tepkisiyle aydınların, AKP’nin yarattığı gerçekleri görme fırsatı bulduğunu belirtirken halk müziği sanatçısı Muzaffer Özdemir de “Yakarak tüketemediklerini, toprağından sökerek tüketemezler. Bilinsin ki o piyanonun sesine ses katmaya hazır binlerce bağlamamız var” diye konuştu. Oyuncu Pelin Batu da Fazıl Say’ın ülkenin durumundan kaygılanarak böyle bir değerlendirme yaptığını, yılmadan mücadele etmek gerektiğini söyledi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) yapılan açıklamada, Say’ın, “Son dönemde müzik ve resim derslerinin kaldırılması gündemde” şeklindeki iddialarının Milli Eğitim Bakanlığı’nı zan altında bıraktığı belirtilerek, hakkında 5 bin YTL ’lik manevi tazminat davası açılacağı bildirildi. OKULLARDA MÜZİK EĞİTİMİ Say’ı haklı çıkaran gelişme 5 kişilik bir heyet, kız öğrencilerin yaşadığı Böke köyünde incelemeler yaptı. Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’ndan rapor ‘Dini baskının sembolü’ MEHMET MENEKŞE Alınan müzik öğretmeni sayısı 160 Çelik, medyanın kendilerine destek olması halinde “müteşekkir olacaklarını’’ söyledi. Çelik’in iddiasının tersine, dünkü atamada müzik öğretmenlerine ve genel olarak sanat spor derslerinin öğretmenlerine ayrılan kontenjanın azlığı dikkat çekti. Toplam 32 dalın öğretmeninin ataması yapılırken, alınan müzik öğretmeni sayısı sadece 160 oldu. Görsel sanatlar / resim dersinden 50, beden eğitiminden ise 110 öğretmenin ataması yapıldı. Bakanlık böylece, sanat derslerine 210 kontenjan ayırırken, toplamda sanat ve spor derslerinden ataması yapılan öğretmen sayısı 320’de kaldı. Buna karşın MEB, 260 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, imam hatip liseleri için de 15 meslek dersi öğretmeni alımı yaptı. AMASYA Amasya’da 4 Alevi kız öğrencinin dini baskı gördükleri için Amasya Anadolu Kız Meslek ve Meslek Lisesi’ni bırakmasıyla ilgili olarak Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı bir rapor hazırladı. Raporda Amasya olayının “dini baskının sembolü” olduğu belirtildi. Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Suluova Şube Başkanı İlyas Şahin başkanlığında, aralarında avukat ve psikologların da bulunduğu 5 kişilik bir heyet, kız öğ rencilerin yaşadığı Böke köyünde incelemelerde bulundu. Heyet, kız öğrenciler ve aileleriyle görüşerek bir rapor hazırladı. Raporda, “Öğrenciler ve öğrencilerin velileri yaşadıklarını açıkça anlatmış ve bu anlatılanlarla birlikte basında yer alan haberlere bakıldığında bir dini baskının var olduğu apaçık ortadadır” denildi. Öğrencilerin AKP milletvekilleri tarafından sorgulanmasının da ayrı bir baskı unsuru olduğuna dikkat çekilen raporda, yetkililerin aileye destek vermek yerine olayı kapatmaya çalıştığı savunuldu. EMRE DÖKER Heyet raporuyla hac görevi İZMİR Manisa Soma’da bir biyoloji öğretmeni, heyet raporu alarak hacca gitti. Soma Teknik ve Anadolu Meslek Lisesi’nde sağlık bilgisi ve biyoloji öğretmenliği yapan İbrahim Başdemir, 4 Aralık’ta “tranboze hemoroid” teşhisi ile 40 günlük heyet raporu aldı. Soma Devlet Hastanesi’nden 5 doktorun imzasını taşıyan raporun ardından okula “gelemeyen” Baş demir’in, hacı olmak için Suudi Arabistan’a gittiği bildirildi. Eğitimİş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklama, eylem, söylem ve eğitimin dinselleştirilmesi girişimlerinin ardından gerici kadroların cesaret kazandıklarını söyledi. Adıbelli, “Orada çocuklar eğitimlerinden geri kalırken, heyet raporu alarak hem devletten para almaya devam edeceksin hem de dini görevini yerine getireceksin” dedi. İSTANBUL (ANKA) Ünlü piyanist Fazıl Say ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında tartışmaya neden olan müzik eğitimi konusunda, Say’ı haklı çıkaran bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. Okul yönetimince “öğrencilerin müzik dersi istemediği için tayini bir başka okula aldırması” istenilen müzik öğretmeni Müslüm Akdemir hakkında, 250 öğrencisi “Müzik dersi istiyoruz” şeklinde dilekçe verince “öğrencileri müzik dersi almaya zorladığı” gerekçesiyle soruşturma açıldı. Yaklaşık 2 yıl önce Fatih Kız Lisesi’ne müzik öğretmeni olarak atanan Müslüm Akdemir, bu süre içinde 700 öğrenciye keman, gitar, piyano, bağlama, ney, ut gibi çalgıları öğretti, bin kişilik bir koro kurdu ve halkoyunları yarışmasında okulunu birinci yaptı. Akdemir 20072008 eğitimöğretim yılı başlayınca okul yönetiminin “Öğrenciler müzik dersi almak istemiyor, tayininizi başka okula isteyin” dayatmasıyla karşılaştı. Akdemir, durumu Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne iletince, “Müzik dersini isteyen bir öğrenci dilekçesini versin, hemen müdahale eder, dersi açtırırım” yanıtıyla karşılaştı. Bu olayın öğrenciler arasında duyulmasının ardından 250 öğrenci müzik dersi almak istediklerini bildirince Akdemir, öğrencileri “müzik dersi almaya zorlamakla” suçlanarak hakkında soruşturma açıldı. Akdemir’in ilk soruşturması devam ederken okul yönetimine imzasız bir mektup geldi. Mektupta, müzik öğretmeninin “Hrant Dink’in hemşerisi olduğu, Alevilik ve Ermenilik propagandası yaptığı” ileri sürüldü. Avukatı Metin İriz aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunan Akdemir, bunu öğretmenler toplantısına da taşıdı. Akdemir, yazan kişinin imza kullanmadığı için “şerefsiz” olduğunu söyledi. Akdemir hakkında öğretmenlere küfrettiği gerekçesiyle ikinci bir soruşturma daha açıldı. DİNCİ BASININ YORUMU ‘Aslında iyi bir piyanist değil’ İstanbul Haber Servisi Dinci basın, AKP hükümetinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren ünlü piyanist Fazıl Say’a tepki gösterdi. Say’ın “Müslümanlara yapılan zulümleri görmezden geldiği” savunulan haberlerde, “Fazıl Say’ın aslında o kadar da iyi bir piyanist olmadığı” iddia edildi. Ünlü piyanist Fazıl Say’la ilgili tartışmaları, “Önce bunları ‘Say’” başlığıyla önceki günkü manşetine taşıyan Milli Gazete, “Müslümanlara yapılan zulmün haddi hesabı yok” yorumunu yaptı. Anadolu’da Vakit gazetesinde de “Fazıl’ın bilinmeyenleri” başlığıyla yayımlanan haberde, “Dünyaca ünlü kanun virtüözü Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat, başörtülüler arttığı için Türkiye’yi terk edeceğini söyleyen piyanist Fazıl Say’ın bilinmeyen yönlerini anlattı. Sürat, Say’ın müzisyenliğinin abartıldığını, Say’ın piyanonun başında gürültü yaptığını söyledi” denildi. Anadolu’da Vakit’in dünkü sayısında da Hasan Karakaya’nın “Sen Türkiye’de zaten hiç yaşamadın ki!” başlıklı köşe yazısına yer verildi. Hasan Karakaya,yazısında “Bu ülkenin, ‘millet’e hakaret eden, ‘başörtülü’lere tahammül edemeyen ‘sanatçı bozuntuları’na ihtiyacı yok!.. Git! Dilediğin yere git!.. Öyle git ki; ‘Gidişin olsun da dönüşün olmasın’” ifadelerine yer verdi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle