19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2007 CUMA 6 HABERLER Özcan’ın İsmail Ağa ve İskender Paşa konularında doktora tezine danışmanlık yaptığı ortaya çıktı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ YÖK Başkanı’nın Nakşi merakı ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, İslami araştırmalarının yanı sıra “tarikatlar” konusunda da çalışması bulunduğu, Nakşibendiliğin İsmail Ağa ve İskender Paşa kollarını ele alan bir doktora tezine danışmanlık yaptığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün YÖK Başkanlığı’na atadığı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, alanı sosyoloji olmasına karşın, dini konulardaki araştırmaları ve Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’ndeki kariyeriyle ön plana çıkıyor. Özcan, üç ayda bir yayımlanan İslami Araştırmalar Dergisi’nin yayın kurulunda yer alırken, bu dergide “İslam Ekonomik Gelişmeye Engel midir?”, “Ülkemizdeki Cami Sayıları Üzerine Sayısal Bir İnceleme” gibi makaleleri yayımlanmıştı. Özcan’ın, bu çalışmalarının dışında, tarikatları ele alan bir araştırmada da yer aldığı ortaya çıktı. ARİKATLAR VE TASARRUF T İNCELEMESİ Özcan’ın ODTÜ’de, doktora öğrencisi Himmet Hülür’e, Nakşibendiliğin ele alındığı tezde danışmanlık yaptığı öğrenildi. Hülür’ün Özcan’ın danışmanlığında hazırladığı İngilizce tez, “TechYÖK Başkanı Özcan noScientific Constitution of Action, Globalization and Inner Dimension: The Cases of İsmail Ağa and İskender Paşa Brancches of the Naqshbandi Order” adını taşıyor. Tez konusunun Türkçe karşılığı ise “Eylemin Tekno Bilimsel Oluşumu, Küreselleşme ve İç Boyut: Nakşibendi Tarikatının İsmail Ağa ve İskender Paşa Kolları Örnekleri”. Tezin içeriğinde ise “sufi, Nakşibendiyye tarikatı, küreselleşme, İslam dini, tarikatlar ve tasavvuf” konularında bilgiler yer alıyor. ODTÜ Sosyoloji bölümü mezunu olan, yine ODTÜ’de Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde yüksek lisansını ve doktorasını tamamlayan Hülür’ün, Nakşibendilik konusunda başka çalışmaları da bulunuyor. Konya Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi olan Hülür, Özcan’la birlikte hazırladığı tezden 3 yıl sonra 1999’da bu kez “Technology And Naqshabandi Sufism: An Empirical Analysis Of İsmail Ağa And İskender Paşa Branches”, “Teknoloji ve Nakşibendi Sufizmi: İsmail Ağa ve İskender Paşa Kolları Üzerine Deneysel Bir Analiz” konulu bir çalışma yaptı. Sosyolog Hülür’ün mesleki ilgi alanları arasında “din” de var. Teziç Gitti, Kavga Bitmeyecek... Profesör Erdoğan Teziç, geçen 8 Aralık günü, dört yıldır başında bulunduğu Yüksek Öğretim Kurumu’nda (YÖK) görevi bitince ayrıldı. Basınla anlamlı bir veda toplantısı da yaparak, meşakkatli olduğu kadar onurla yazılmış sayfaları içeren bir kitabı kapattı. Söz konusu dört yılı yakından izlemiş bir kişi olarak, biz de düşüncelerimizi yazacağız. Ne söylemeli? ??? Şuradan başlayacağız: 80’li yıllar yaklaşırken zaten bunalım içindeki üniversitelerimiz, 12 Eylül’le, üstelik ters bir yolun içine sokulmuştur. Üniversitelerimizin gözetim ve denetim altına sokulduğu YÖK, sosyal güçlere olduğu kadar siyasal geleneklerimize de ters düşen bir üniversite modelini, “Amerikancı model”i dayatmak ister; ve bunu, sahte bir Kemalizm maskesiyle yapar. Oysa söz konusu model, onun “şirketüniversite” ilkesi, küreselleşmenin bizden daha güçlü olduğu Avrupa’da bile henüz kabul edilmiş değildir. Gelişme, bir “vakıf üniversitesi” salgınına da yol açarken devlet üniversiteleri sarsıntı geçirir ve “ulusal eğitim” tehlikeye girer. Gerçekten, 1980 sonrası dönemde, vakıf üniversitesi denen özel üniversiteler, mantar biter gibi çoğalırken başka yanlışlar da eklenir: Devlet üniversiteleri İstanbul, Ankara ve İzmir üç büyük kentin dışına çıkıp yayılırken rasyonel davranmaz, plansız yürünür; dahası, yanlışlar yapılır ve fırsatlar da kaçırılır. Anadolu’da bir üniversite çöplüğü yaratılır... Acıdır söylemesi: YÖK, üniversitelerimizin en çok muhtaç olduğu hoşgörü ve özgürlüğe yıllarca sırt çevirmiş ve başarıyı “gerçekten özgür ve donanımlı bir araştırma ortamının yaratılmasında” aramamış, yapaylıkların arkasından gitmiştir. Bu sayfa kapanmıştır, öyle bilinmeli! Gerçekten, başta YÖK’ün yapısıyla ilgili, durup durup tazelenen tartışmaların bir anında, 2003’te AKP iktidara gelir ve “özerk ve demokratik üniversite” kurma havalarıyla hazırladığı, aslında üniversitede laik ve demokratik Cumhuriyeti boğma niyeti pek açık olan bir tasarı vesilesiyle, bir toz bulutu çıkararak, YÖK Başkanı ile bir tartışmaya varılır. 2004 yılına girilirken de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, isabetli bir seçimle, “bilgin ve bilge” bir kişiyi, Profesör Erdoğan Teziç’i getirir YÖK Başkanlığı’na. Sistem yeniden tartışmaya açılır. Teziç’in, hükümetle YÖK’ün, giderek üniversite camiasının belli esaslarla uzlaşmaları yolunda girişiminin bir semere vereceğini beklerken, düpedüz hükümetin bir darbesi ile karşılaşıldı: Aslında imam hatiplilerin üniversitenin bütün dallarına doğru önünü açan birkaç maddeli uyduruk “YÖK tasarısı”, sonunda skandala varır. Geçen 20042007 arasında, Teziç, BaşbakanBakan ikilisinin, YÖK’ü etkilerinin alanına almak için yaptıkları bütün saldırıları, hukuka dayanarak püskürtmüştür. Hiçbiri unutulmamıştır. İmam hatiplilerin üniversitelere girmeleri adına girişimler; öğretmen yetiştirecek fakülteleri işlevsiz hale getirmeye kalkma; “yurtdışına lisanüstü eğitim almak” amacıyla gidecek gençleri kendi dünya görüşündekiler arasından seçmek için yapılanlar, bütün bunlar yargı duvarına çarpmışlardır. Son bir hatırlatma: 2006 yılında çıkan bir yasayla 15, 2007 yılında da 17 olmak üzere 32 adet “devlet üniversitesi” kuruldu. Bakan Çelik, oralara “kendi kafasında” olan öğretim üyelerinin rektör olarak hükümetçe atanmasını istiyordu. Ne var ki, Teziç, YÖK’e anayasaca bırakılan yetkileri hükümete bırakmadı. Ama YÖK ve üniversiteler yargıda kazanırken, hükümetçe çoğu haklarından yoksun edildiler. Sanki YÖK ve üniversiteler, düşman bir ülkenin kurumlarıydı! Teziç, geçen gün basın veda toplantısında, “görev süresi boyunca yaşadığı en büyük sorunun, üniversitelere yeterli kadroyu sağlamakta yaşadığı sıkıntılar olduğunu” söylerken içimizi de sızlattı. Teziç, aynı toplantıda, “türban” konusunda da şöyle konuştu: “Örtünme biçimi yargılama makamlarının karara bağladığı bir konudur. YÖK olarak mahkeme kararlarını uygulamak zorundayız. Mahkeme kararları değişmedikçe, bunlarla ilgili düzenleme yaparak bu kararları etkisiz hale getirecek yeni hukuki düzen yaratmaya çalışmak, pek çok sorunu beraberinde getirir. Fatura YÖK’e ait değil.” Geçen gün, gazetelerde yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın “İslam vaazı”nı ve başka düşündüklerini okurken, geleceği de hayal ettik. Teziç gitti, uğurlar olsun ona, ama kavga bitmeyecek! TEV 40. YILINI KUTLUYOR Geleceğin liderleri için burs İstanbul Haber Servisi Türk Eğitim Vakfı (TEV), 40. yıl etkinlikleri kapsamında geleceğin liderlerinin yetiştirilmesi amacıyla bu yıl ilk kez verdiği “Üstün Başarı Bursu’’nu almaya hak kazanan 40 başarılı öğrenciyi basına tanıttı. TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı öğrencilere verilen ihtiyaç bursunun yanı sıra Türkiye’de ilk defa geleceğin liderlerinin yetiştirilmesi amacıyla “Üstün Başarı Bursu’’nun verildiğini söyledi. 2007 ÖSS’de Eşit Ağırlık 2 ve Sayısal 2 puan türlerine göre ilk 5 bine giren öğrenciler ile üniversite 2. sınıfa geçen ve gerekli şartları sağlayan öğrenciler arasından seçilen 40 öğrenci Kuruçeşme Divan’da gerçekleştirilen toplantı ile basına tanıtıldı. Burs için vakfın internet sitesinden 3 bin 638 kişinin form doldurduğunu ve 1755 kişinin dosyasını vakfa ulaştırdığını belirten Koç, öğrencilerin liderlik vasıfları dikkate alınarak yapılan çeşitli değerlendirmeler sonucu bu sayının 40’a indirildiğini söyledi. Zamma karşı 20 bin imza İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ulaşım ücret tarifesi İstanbul ve Yıldız Teknik üniversiteleri öğrencileri tarafından protesto edildi. ÖDP, Sağlıkİş Sendikası ve Tüm Belediye İşcileri Sendikası İstanbul Şubeleri’nin de destek verdiği protestoda “Ulaşım haktır satılamaz”, “Akbilim boş Topbaş” , “Işıklı köprü değil, ulaşımda indirim” yazılı pankartlarla İBB’nin ulaşım ücretlerine yaptığı zamma tepki gösterildi. Beyazıt ve Taksim’den yürüyerek Saraçhane’deki büyükşehir belediye binası önüne gelen yaklaşık 100 kişilik iki ayrı grup adına basın açıklaması yapan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğrencisi Uğur Gümüşkaya, protesto kapsamında yaklaşık 20 bin imza topladıklarını dile getirdi. TümBelSen İstanbul Şubeleri İETT ve İSKİ Şubeleri Temsilcisi Halim Gürbüz, İstanbul’da 15 milyon kişinin yaşadığını belirterek “Bu kadar kalabalık bir şehirde 2 saatte 5 aktarma yapmak imkânsız” diye konuştu. Protestoların ardından topladıkları imzaları İBB yetkililerine ileten öğrenciler, şarkılar söyleyerek İBB Başkanı Kadir Topbaş’a seslendiler. (Fotoğraf: DENİZ TATARER) Müebbetten özgürlüğe Osman Öcalan’ın korumalığını yapan F.D, PKK’den kaçıp teslim olduktan sonra müebbetten yargılandı, ‘etkin pişmanlıktan’ yararlanıp serbest kaldı DİYARBAKIR (AA) Terör örgütü PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki kamplarında 12 yıl faaliyet yürüten ve Osman Öcalan’ın yakın korumalığını yapan F. D. örgütten kaçarak teslim oldu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından yargılandı; TCK’nin “etkin pişmanlık’’ maddesini içeren 221. maddesi uyarınca serbest bırakılarak geçen ekim ayında özgürlüğüne kavuştu. Alınan bilgiye göre, İskenderun’da lise eğitimini yarıda bırakarak 1995 yılında kandırılıp terör örgütüne katılan PKK’li teröristin örgütten kaçışı, filmlere konu olacak nitelikte. Terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki Kalereş kampında attan düşerek yaralanan F. D, Mahmur kampına götürülerek burada tedavi gördü. Kampta kaldığı süre içerisinde örgütten kaçmayı planlayan, ancak öldürüleceğini düşündüğü için buna cesaret edemeyen F. D, durumu telefonla görüştüğü Şırnak’taki ailesine anlattı. F. D’nin ailesi, durumu yakınları olan geçici köy korucularına iletti. Köy korucuları, teröristin yakınlarıyla birlikte, eski Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Habip Doğar’dan yardım istedi. Albay Doğar’ın yardımları sonucunda kısa sürede pasaport işlemleri yapılan köy korucuları F. D. ve M. N. G, teslim olmak isteyen F. D’yi almak üzere Irak’ın kuzeyine hareket etti. PKK’li F. D. bir bahane uydurup kamptan ayrılarak kendisini bekleyen köy korucularıyla buluştu. Köy korucuları beraberindeki F. D. ile birlikte Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) güçlerinden Türkiye’ye gelebilmek için yardım istedi. IKDP’liler PKK’li teröristten Türkiye’ye teslim olmak yerine peşmergeye katılmasını istedi. F. D’nin ısrarla “Türkiye’ye gitmek istiyorum’’ sözleri üzerine IKDP yetkilileri, F. D. ve beraberindeki köy korucularını Habur Sınır Kapısı’ndaki güvenlik güçlerine teslim etti. Güvenlik güçlerine teslim olan F. D, verdiği ilk bilgide terör örgütüne ait 14 kilogram patlayıcının ele geçirilmesini sağladı. F. D, daha sonra örgüt içerisindeki bağlantılarını kullanarak 2 teröröstin daha teslim olmasını sağladı. Hakkında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce TCK’nin “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’’ suçunu kapsayan 302. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle geçen yıl dava açılan ve bu yıl tahliye olan sanık F. D, duruşmada, terör örgütünde bulunduğu süre içerisinde yaşadıklarını anlattı. 1995 yılının sonlarında, IKDP güçleriyle silahlı çatışmaya girdiğini ve bu çatışmada parmağından yaralandığını anlatan F. D, “Tedavinin ardından bana kaçakçılardan para toplama görevi verildi. Daha sonra Kandil Dağı’ndaki kampa giderek burada Osman Öcalan’ın yakın korumalığını yaptım. Türkiye’de hiçbir eyleme katılmadım’’ dedi. 9 ayda 8 bin YTL Koç, bursu almaya hak kazanan öğrencilerin her birine 20072008 öğretim yılında 9 ay boyunca toplam 8 bin YTL burs ödemesi yapılacağını belirtti. Nüfus kayıtlarına göre, öğrencilerin, Türkiye’nin 26 ilinden burs almaya hak kazandığını bildiren Koç, “Bu gençler, öğrenimlerini tamamladıktan sonra hızlı adımlarla ilerleyerek kamu veya özel kuruluşlarda önemli görevler üstlenecek ve gurur kaynağımız olmaya devam edeceklerdir. Bu bursu kazanan öğrencilerimizden beklentilerimiz yüksektir’’ diye konuştu. TEV Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Şükrü Tekbaş ise TEV’in yurtiçinde de 100 binin üzerinde kişiye burs verdiğini anımsattı. Nüzhet; Öyle özledim ki 3. yılında, öyle girdin ki içime, çıkarıp içimden öpesim, koklayasım gelir. Öyle girdin ki kalbime, çıkarıp kalbimi ellerine veresim gelir. Öyle varsın ki bende, ben ben değilim, içimden hep sen gelir. Öyle soğuk ki şimdi hava, bilirim üşürsün sen orda, kalkıp üstünü örtesim gelir. Öyle özledim ki seni, son; sanki ilk an gibi, öylesine özledim ki seni, mezarından çıkarasım gelir. ALP ÖYKEN ESAS NO: 2005/683 Davacılar Tevfık Şimşek, Cemal Altay, Fehmi Taylan, Hüseyin Şahin Duygun, Turan Altun vekili Av. Ömer Camcı tarafından davalılar Engin Çelik Kadıgil, Saniye Karamam, Lisan Camlıcı, Rahmi Aktaş aleyhine ikame olunan ecrimisil davası sebebiyle, Şişli Adliyesi Karşısında Kuruyemişçi işleticisi olan Rahmi Aktaş adına ilanen tebligat çıkarılmasına karar verilmiş olmakla, Mahkememizce verilen 07.11.2006 tarih 2006/476 sayılı kararın davacılar vekili tarafından temyiz edildiği ve mahkememiz kararının Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 1.10.2007 tarih 2007/2933 esas, 2007/3191 sayılı ilamı ile onanmış olduğu ve bu kere davacılar vekili tarafından 30.11.2007 tarihinde tashihi karar talebinde bulunulmuş olduğundan mahkememiz dosyası ile ilgili Yargıtay onama kararının ve davacı vekilinin tashihi karar dilekçesi tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 66916 ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYI: 2006/1479 Mahkememizce verilen 30.10.2007 tarihli 2006/ 1479 esas 2007/1136 karar sayılı karar ile İstanbul ili Silivri (1622) ilçesi Kamiloba köyü cilt 18, Hane 129’da nüfusa kayıtlı bulunan MUSTAFA VE ŞÜKRAN’dan olma 1957 d.lu ALİYE ÖZTÜRK’ün psikolojik rahatsızlığı nedeniyle hacir altına alınarak KISITLANMASINA, kendisine Kastamonu Araç (1140) ilçesi, Mesudiye mah. Cilt 2. Hane 16’da nüfusa kayıtlı bulunan EKREM VE ALİYE’den olma 1980 d.lu GÖKÇEN ÇAPRAZ’ın VASİ OLARAK TAYİNİNE karar verilmiştir. Bu karara itirazı olanların kanuni süresi içerisinde mahkememizin 2006/1479 esas sayılı dosyasına müracaat etmeleri aksi takdirde kararın kesinleşeceği hususu ilan olunur. 30.10.2007 Basın: 66914 BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN İLAN Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALİCAN SARIBAŞ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEVİM DAĞ Bizim Gençliğimizde Buraları Yemyeşildi TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle