Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2007 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ‘Ölümleri anlamıyoruz, çünkü hep yaşamak ağır basıyor.’ M. C. Anday AYNA ADNAN BİNYAZAR ‘Yiten Söz’den saklanabilenler elih Cevdet Anday’ı tam beş yıl önce 28 Kasım’da yitirmiştik. Ozan, romantiyatrodeneme yazarı Anday, toplumumuzun Cumhuriyet’le gelen ‘aydınlanma’ döneminin en parlak temsilcilerinden biri olarak değerlendirilegelmiştir. Dünyamızdaki 87 yıllık serüveni içinde aramızdan ayrıldıktan sonra da pek çok kez yazın seminerlerine, kültürsanat şenliklerine konu olmuş, sanatı üstüne yazılanlar kitaplaşmış ya da dergi özel sayılarında toplanmış, yapıtları yabancı dillere çevrilmiş, oyunları oynanmış, ödül üstüne ödül almış, adı tiyatro sahnelerine verilmiş, yontusu dikilmiş bir düşün ve sanat insanı, bir Türkçe ustası vardır karşımızda. Bizim dilimizde yazdığı için bizi şanslı kılan... Böyle bir insan nasıl yetişir? Böyle bir insan nasıl olunur? Yanıtı onun ‘Yiten Söz’ünde bulduğumu sanıyorum. Anday’ın 198285 yılları arasında yazdığı denemeleri içeren bu yapıtı, yazarın 70 yılını nasıl yaşamış olduğunu gösteriyor. M.C. Anday, geleneksel Türk erkeğinin emekli olup evdeki köşesinde pinekleyerek geçirdiği ‘rehavet’ çağında, yalnız okumayı ve yazmayı sürdürmekle kalmıyor, festivaller, tiyatro, konser, resim sergisi, kitap fuarı gibi, hem fiziksel hem de düşünsel enerjinin harcanmasını gerektiren etkinliklere katılıyor. İşte onun kültürsanat etkinlikleri karşısındaki keskin duyarlılığını ve eleştirel yaklaşımını yansıtan örneklerden birkaçı... “... Memet Fuat’ın ‘Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi’ bugünlerde satışa çıktı.(...) Memet Fuat, kitabının sınırlarını çizerken ve şiirleri seçerken uyguladığı ölçüde tutarlı bir yönteme uymuş. Çağdaş şiirimizin 1929’da ‘835 Satır’ ile başladığını ve ‘Garip’ ile yenilenip büyük bir yaygınlık kazandığını söyledikten sonra (...) daha gerilerden alarak, temelde Nedim Yahya Kemal Nâzım Hikmet çizgisi ile Şeyh Galip Ahmet Haşim Necip Fazıl çizgisi gibi Berlin’de Mevlana Kutlaması Büyükelçilik, Mevlana’nın 800’üncü yıl kutlamalarıyla ilgili bir çağrı kartı gönderdi. UNESCO da desteklediğinden, kutlamanın evrensel boyutu öne çıkıyordu. Berlin’in görkemli kültür merkezi Kongre Salonu’nda yapılması da kutlamanın önemini arttırıyordu. Devlet terbiyesi nedir biliriz; kurallara pek aldırmayan şair Ahmed Arif bile, devlet törenlerine doksan dokuz düğmeli yeleğini giyerek giderdi. Giyindim kuşandım, kültürümüzün bir yansını görme coşkusuyla yola koyuldum. ??? Coşkumun bir nedeni daha vardı. Şimdiki düşüncelerine katılmasam, içinde yer aldığı partinin tutumuna karşı olsam da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı tanıyordum. Öylesine bir tanışıklık ki Günay CHP’li genç bir milletvekili, ben Kültür Bakanlığı’nda daire başkanıyım. TBMM’de bakanlık bütçesiyle ilgili bir konuşmasında, Günay’ın Türkçe bilincine hayranlık duymuş, TDK Yönetim Kurulu’na, ona kutlama belgesi gönderilmesini önermiştim. Nedense önerimi anlık bir coşkuya bağlayan yönetim kurulu, onu gündeme alma gereğini bile duymamıştı. Günay’a karşı o günlerden kalma bir sıcaklık vardır içimde. Onun kişiliğinin izini taşıyan bir kutlama beklerken, sahnede bir şeriat gösterisiyle karşılaşacağımı nerden bilirdim!.. ??? Berlinli Türkler, salonu hınca hınç doldurmuştu. Alman sayısı da az değildi. Açılıştaki CD sunumu; çekimiyle, müziğiyle, görüntüleriyle gözlerimi yaşarttı. Yüce dağlar, derin vadiler, tarih, denizlerde gemiler, bol sulu ırmaklar, masmavi gök, kaynak suları, çağdaş Türkiye’nin uygar yüzü.. içimde gurur dağları yarattı. Sunumun ardından sahneye sema göstericileri girdi. Gelip, yere serilen postlara bir bir oturdular, başlarını öne eğip secdeye vardılar. ??? Çok iyi sesli bir hafız, Kuran’dan ayetler okudu. Ardından neyli, utlu, tefli, dümbelekli müzik başladı. Sema ekibi, “pir”lerine saygılarını sunduktan sonra dönmeye geçti. Bir açıklama yapılmadığı için, dönüşlerdeki ayrıntıyı kimse kavrayamadı. Sonunda ekip yerine oturdu. Güzel sesli hafız yine Kuran’dan ayetler seslendirdi. Hafız, yapılmaması gerekeni tam o sırada yaptı; “El fatiha!” diyerek ellerini havaya kaldırdı. Kültürel olması gereken gösterim o anda ibadete dönüşünce, doğrusu kimse ne yapacağını bilemedi, fatiha da ortada kaldı. Coşku yerine, bir iki el çırpması duyuldu salonda, o kadar! Atatürk’ün, tekkeleri kapattığını anımsayarak, acı bir duyguyla, “82 yıl sonra, çağdaş Türkiye’nin dünyaya açılan yüzü bu mu olacaktı..” diye sordum kendime. ??? Mevlevi seması bir tür ritüeldir (tapınma). Ritüeller, sanatsal yoruma uğratılıp çağdaşlaştırılmadıkça evrensellik kazanamaz. Onun için, bu gösterileri büyük paralar harcayarak dünyada dolaştırmaya kalkmak boşunadır. Mevlana, çağının düşünce okyanusu; aşkı, erdemi, ahlakı, varlık düşüncesini insan yüreğine sokan bir çağ öncüsüdür. Gönül isterdi ki, Avrupa, onun şu dizelerini duysun da, yüzyıllar önce ışıyan Doğu aydınlığını kavrasın! “Hakk’ın arıya öğrettiğini aslan ile ejderha bilemez; ipekböceğine öğrettiğini de fil bilemez...” İnsanımız, evreni dengeleyen sırları çözmedikçe, Mevlevi dervişleri gibi, ayağı bir noktaya çakılı dönüp durmaktan başka işe yaramayacaktır. binyazar@gmail.com M ? Gazetemizin yazarı, büyük ozan Melih Cevdet Anday’ı bundan beş yıl önce, 28 Kasım’da yitirmiştik. Edebiyatın her alanında ürün veren Anday’ı her okuyuşta yeni bir şey öğreniyor insan... iki karşıt şiir yaklaşımının bulunduğu görüşünü ileri sürmeyi gerekli sayıyor...” “...(AKM’de, İstanbul Filarmoni Derneği Oda Orkestrası eşliğinde Gürer Aykal yönetimindeki) konserin programı üç Mozart konçertosundan oluşuyordu. Suna Kan ... iki konçertodan sonra (...) La majörü de notasız olarak büyük bir ustalık ve duyarlıkla çaldı... Alkışların sonu gelmiyordu. (...)... rahatsız olmuştum. Sanatçımızın bir an önce dinlenmeye geçmesini istiyordu gönlüm (...) Daha ne istiyorduk Suna’dan?” “Brecht’in oyununda Genco Erkal’ın Galileo Galilei’yi yaratma yöntemlerinden biri beni hayran bıraktı. Özellikle yenik düştüğü dönemde Galileo’nun jest’i, söz’den öne almasını söylemek istiyorum. Bilinen ve alışılan ise jest ile söz’ün eşzamanlılığıdır. Ama söz’ün duyulmaz, anlaşılmaz, işlemez olduğu yerde bu eşzamanlılık yiter, jest tek başına kalır ve söz, değerden düş müş olan söz, onun arkası sıra çırpınır durur. İşte bu çırpınışı, jest ile söz’ü ayırma gibi olağanüstü bir yöntemle belirten Genco Erkal dehasını tanıtladı. Çaresizliğin getirdiği bunalma bunca güzel anlatılabilirdi.” “Sinema Günleri içinde gösterilen, Polonyalı yönetmen Andre Wajda’nın üç filmi beni büyüledi. Wilko’lu Kızlar’da konuyu sanki oynayış yaratıyor ve oynayıştaki doğallık insanı şaşırtıyordu. Çehov’un piyeslerindeki gibi, burada da büyüklük ‘hiç’ten çıkıyor gibiydi, konu o kadar kendini silmişti...’ Kültürsanat etkinliklerine katılımın Anday’ın gençliğinden bu yana tüm yaşamını sıkıca sarıp sarmaladığı, ‘aydınlanmacı’ kişiliğinin yalnız okumakla değil, sanatı izlemekle, okunanı ve izleneni eleştirel düzlemde değerlendirmekle oluştuğu bu yazılarda açıkça görülüyor. Ancak, sanat insanı için ‘yalnızlığın’ da özel bir yeri olduğunu söylüyor Anday... “(...) bir gün, Kadıköy’den Çamlıca’ya yürümüştüm.(...) Yapardım bu yürüyüşü o zamanlar, hem de sık sık. (...) ...tepeye yaklaşırken, bir de baktım Haldun Taner (...) önüm sıra yürüyor. (...)... bu raslantı (...) dostumun yalnızlığını bozabileceğim korkusunu uyandırmıştı bende. Şundan bundan konuştuktu. (...) Çok sonra bir gün, Haldun Taner, bu konuyu açtığında, yalnızlığın hüznünü sevdiğini söylediydi bana. Çok iyi anlamıştım.” Dostlukların ‘besleyici’liği ise ‘Yiten Söz’de satır aralarına sindirilmiştir. ‘Orhan’ (Veli) ve ‘Oktay’la (Rifat) başlayıp, Türk aydınlanmasının önemli isimleriyle çoğalarak ‘Oktay’ (Akbal) ve ‘İlhan’la (Selçuk) olan dostluğu da kucaklayan çizgide beliriyor Anday’ın her alandaki ‘aydınlanmacı duruş’u. Alıntılamaya ciltler yetmez, gelin tiyatrodan bir örnekle koyalım noktayı. “ ‘Komedya’ için ‘güldürü’ karşılığını ortaya atanlar, ‘tragedya’yı da (...) ‘ağlatı’ yapıp çıktılar. (...) Hiç gördünüz mü, diyelim, ‘Kral Oidipus’u seyrederken ağlayanı? (...) Tragedya bir yücelik yaratır içimizde, bu da sessizlik ve ağırbaşlılık içinde doğar, derin düşünmenin yüze vurmasıdır sanki. Ağlatan oyunlar ise melodramlardır, bundan ötürü değersiz sayılırlar. Tragedyada, başına gelen korkunç olaya kahramanın nasıl vakarla dayandığını görür, bunu aklımla değerlendiririm, ama ağlamam...” Anday’dan bu yazıya akan tümceler, bilgelikle gelen, ‘söyleyişte yalınlık’ hünerini de gözler önüne sermiyor mu? ÖZÜR NOTU: Geçen 29 Ekim’de TÜYAP Kitap Fuarı’nda düzenlenen ‘Ölümünün 5. yılında M.C.Anday’ başlıklı panelde konuşmacı olarak görevlendirildiğimi, 30 Ekim’de, bir başka panelde konuşmak için fuar alanına geldiğimde izleyicilerden öğrendim. Nasıl olmuşsa, bu görev bana ulaştırılamamış; etkinliklere katılan yüzlerce isim arasında da kendi adımı görememişim. M.C. Anday Paneli’ne izleyici olarak katılanlardan özür dilerim. Kültür Servisi Hüseyin Karabey ve Nesrin Cevadzade’nin yönettiği “Ölümü Ektim Randevu Yerine” adlı belgesel film yarın akşam saat 20.00’de Kadıköy’deki KargART’ta ücretsiz gösterilecek. (www.kargart.org; info@kargart.org) Behzat Ay Yazın Ödülü Kültür Servisi Elgiz Pamir’in öncülüğünde, Ayvalık Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen “Behzat Ay Yazın Ödülü” bu yıl ‘Anı’ türüne ayrıldı. Yarışmanın sonuçları 15 Nisan’da açıklanarak yazarın doğum günü olan 2 Mayıs’ta yapılacak bir törenle kazanan yazara sunulacak. (www.behzatay.com) Belgesel film gösterimi DOSYA NO: 2007/145 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı: Satış Şartları: Ankara ili Altındağ ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi Kovan Sokak 47 kapı nolu apartmanın bulunduğu yere rastlayan, imarın 2733 ada, 17 parselini teşkil eden 527 m2 arsa üzerine inşa edilen 140/1054 arsa paylı l. kat 3 nolu, 3 oda, salon, antre, mutfak, banyo, WC ve 1 adet balkondan müteşekkil net 95 m2 kullanım alanlı mesken vasıflı taşmmaz ve eklentisi 3 nolu kömürlüğü ile birlikte, bir borçtan dolayı açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 90.000,00.YTL %1 KDV alıcıya aittir 1 Satış 04.02.2008 günü saat 16.00’dan 16.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 14.02.2008 günü saat 16.00’dan 16.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/145 Tal. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 14.11.2007 (İc. İf K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 63225 ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2002/362Esas. Bir borçtan dolayı satılarak paraya çevrilmesine karar verilen gayrimenkulün cinsi, adedi, evsafı, tapu kaydı, kıymeti: TAPU KAYDI: 1 İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, Safra Mahallesi, Çekmeceyolu mevkiinde kâin, 26 pafta, 7465 parsel sayılı 352 m2 miktarındaki kat irtifaklı taşınmazda 40/1740 arsa paylı (34) nolu meskenin 1/2 hissesi. 2 İstanbul, Küçükçekmece ilçesi, Kayabaşı Mahallesi, Makine mevkiinde kâin, 5 pafta, 1347 parsel sayılı 1750 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı. İMAR DURUMU: 1 Küçükçekmece Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü İmar Birimi Durum Servisi’nin, 17.10.2005 tarih ve 2005/211703/6981 sayılı imar durumu yazısına göre Küçükçekmece İlçesi, Sefaköy, 26 pafta, 7465 parsel sayılı yer;1/1000 ölçekli, 22.06.2005 tastik tarihli, Sefaköy Revizyon Uygulama İmar Planı’nda E: l,50 bitişik nizam H=12.50 mt. (4 kat) irtifada plan notu şartlarına göre T2C (Ticaret) sahasında kalmaktadır. Ayrıca Harita Müdürlüğü’nce RS kotlarına göre maxh=belirlenmeden uygulama yapılamaz denilmiştir. 2 Küçükçekmece Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü İmar Birimi Durum Servisi’nin, 28.12.2005 tarih ve 2005/211703/4364 sayılı imar durumu yazısına göre, Küçükçekmece, Kayabaşı, 5 pafta, 1347 parsel sayılı yere ait 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları olmadığından, imar durumu hakkında bilgi verilememektedir denilmiştir. HALİHAZIR DURUMU: 1 Satışa konu taşınmaz İstanbul, Küçükçekmece ilçesi, Sefaköy Fevzi Çakmak Mah., Ahmet Kocabıyık Caddesi’nde, sokaktan 9 kapı numarası alan, 352 m2 miktarlı arsa dahilindeki kârgir Kalander Apartmanı’nda 40/1740 arsa paylı 4. kat (34) nolu meskenin 1/2 hissesi niteliğindedir. Ahmet Kocabıyık Caddesi’ne, cephesi 16 mt., yola dik derinliği 22 mt. olan parsel üzerinde bodrum kat+zemin kat+5 normal kattan müteşekkil, B.A.K. tarzda ve iki yandan bitişik nizamda, 2. sınıf malzeme ve işçilik kalitesi ile inşa edilmiş, takribi 25. yılı geçkin ömre sahip, elektrik ve sıhhi tesisatları mevcut, bodrum katında pasaj koridoruna cepheli sıralı dükkânlar, zemin katında yol cephesi ile bina ana girişinde bulunduğu, pasaj koridoru üzerinde dükkânlar, normal katlarında dörder daireli, ana binada yer alan mezkur daire, ana binanın 4. normal katında yer almakta olup, binaya yoldan bakışa göre yol cephesinde yer alan daire, girişte antrehol üzerinde yol cepheli, balkonlu salon ile salondan girilen bir oda, antrenin devamında aydınlık cepheli mutfak, yatak odası, banyo WC’den müteşekkil, ıslak hacimli zeminleri seramik ve karo mozaik, salon ve oda zeminleri PVC esaslı zemin kaplaması şeklinde, duvarları sıvalı ve boyalı olup banyo, WC mahallerinde duvarlar yarı yarıya fayans kaplı, mutfakta sabit tezgâh ile ahşap mutfak dolapları mevcut, banyoda ise klozet, lavabo, sıhhi tesisat armatürleri bulunmaktadır. Doğrama aksamı ahşap olan dairede, elektrik ve sıhhi tesisatlar ikmal edilmiş olup normal soba ısıtmalıdır. 2 İstanbul ili, Küçükçekmece İlçesi, Kayabaşı Makine mevkiinde kâin 5 pafta, 1347 parsel sayılı, 1750.00 m2 miktarlı tarlanın tamamı niteliğindedir. Taşınmaz bulunduğu mevkii itibariyle, belediye ve altyapı hizmetlerinden istifade etmemektedir. KIYMETİ: Gayrimenkulün bulunduğu semt ve mevkii, imar durumu, yüzölçümü, ana artere olan mesafesi, çok hisseli oluşu, hisse oranları, imar durumundan dolayı uygulama yapılamaması, civarın rayiç değerleri değerine tesir edecek olumlu ve olumsuz tüm etkenler ile günün iktisadi koşulları göz önüne alınarak: 1 Küçükçekmece ilçesi, Safra Mahallesi, Çekmece yolu mevkiinde bulunan 26 pafta, 7465 parsel sayılı, 352 m2 miktarlı kat irtifaklı taşınmazda, 40/1740 arsa paylı (34) nolu meskenin tamamı 30.000.00.YTL, borçlu adına kayıtlı 1/2 hisse ise 15.000,00 YTL bedelle satılıktır. 2 İstanbul Küçükçekmece İlçesi, Kayabaşı Mahallesi, Makine mevkiinde kâin 5 pafta, 1347 parsel sayılı, 1750,00 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı 1.750,00 m2 x 25.YTL/m2=43.750.YTL miktarla satılıktır. SATIŞ ŞARTLARI : 1 Küçükçekmece, 26 pafta, 7465 parsel sayılı taşınmazın 1. satışı 08.01.2008 günü 14.0014.10 saatleri arasında, 2. satış aynı yerde 18.01.2008 günü 14.2014.30 saatleri arasında, 2 Küçükçekmece, Kayabaşı 5 pafta, 1347 parsel sayılı taşınmazın 1. satışı 08.01.2008 günü 14.2014.30 saatleri arasında, 2. satış aynı yerde 18.01.2007 günü 14.2014.30 saatleri arasında, KÜÇÜKÇEKMECE 1. İCRA DAİRESİ’NDE açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Birinci arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 2. arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin ediien değerin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2002/362Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İc.İfK.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 63009 KÜÇÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI Udi Rüştü Eriç yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi Udi bestekâr Rüştü Eriç (93) tedavi gördüğü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Eriç’in cenazesinin, bugün Şehremini’ndeki Küçükhamam Seyit Ömer Cami’sinde kılınacak ikindi namazının ardından Topkapı Çamlık Mezarlığı’nda toprağa verileceği öğrenildi. İskeçe’de 1914 yılında doğan Rüştü Eriç, müzik hayatına 12 yaşındayken başladı. Eriç, 1952’de girdiği İstanbul Radyosu’ndan 1979’da emekli oldu. Zeki Müren’e de bir dönem müzik dersi veren udi bestekâr Rüştü Eriç’in yaklaşık 700 bestesi bulunuyor. CUMHURİYET 14 K