18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakır’ın Bağlar beldesinde halk işsizlik, yoksulluk ve umutsuzlukla boğuşuyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Çocuklar açlıktan bayılıyor MAHMUT ORAL Generaller Diplomasisi mi? Irak’taki Çokuluslu Güç Komutanı General David Petraeus ve ABD Genelkurmay İkinci Başkanı General James Cartwright’in Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergun Saygun’la sadece “güçlendirilmiş istihbarat paylaşımı” için ülkelerinden kalkıp Ankara’ya gelmiş olduklarını kabullenmek bana pek inandırıcı olarak gelmedi. Ortak toplantı için hem ev sahibi olan Genelkurmay Başkanlığı hem de Ankara’daki ABD Büyükelçiliği iki ayrı, ama içerikleri aşağı yukarı aynı açıklama ile bu “güçlendirilmiş istihbarat paylaşımı” nın yanı sıra dört yıldızlı generallerin 5 Kasım’da Erdoğan ile Bush arasında Washington’da yaptıkları görüşmenin devamı niteliğinde “ortak düşman PKK ile mücadelede süregelen işbirliği”ne ağırlık verildiğini söyleyince gözler Başbakan ile Başkan’ın Oval Ofis’te Ali Babacan’ın çevirmenliğinde baş başa gerçekleştirdikleri görüşmede ele alındığı bildirilen perde arkasındaki konuya odaklanıyor. O toplantıda Erdoğan ile Bush’un Öcalan’ı Türkiye’deki Kürt siyasetinin payandalığından çıkarmayı ana hedef olarak almayı hareket noktası olarak belirledikleri görüşlerin içeriğinin ABD tarafından üretildiği; AKP iktidarının da bu formülü benimsediği dün Ankara’dan gelen haberyorumların ağırlık noktasında yer alıyordu. O yorumlara göre Barzani ile PKK arasında bir ayrışım sağlama görevini üstlenen ABD, öylelikle terör örgütünün Kuzey Irak’taki üslerine sağladığı lojistik desteği kesecektir. Son hafta içerisinde bu doğrultuda bölgeden bizim televizyon kuruluşlarımıza yansıyan haberler Barzani’nin bu alanda attığı adımları yansıtmaktaydı. DİYARBAKIR TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın, DTP milletvekillerini gerçek gündemle ilgilenmeye çağırırken dikkat çektiği Diyarbakır’ın Bağlar beldesi, yoksulluk, işsizlik, umutsuzluk ve göç sorunlarıyla boğuşuyor. Kentin Yenişehir beldesi ile modern yapılarıyla göz dolduran Kayapınar beldeleri arasına sıkışan Bağlar, resmi kayıtlara göre 301 bin kişilik nüfusu barındırsa da bu rakam gerçekte bunun çok üzerine çıkıyor. Bağlar, aslında adını geçmişte gerçekten de bağlık olmasından alan bir bölge. Kent büyük bir metropol olmadan önce, yaşam Suriçi ve Yenişehir gibi daha eski yerleşim birimlerinde devam ettiği dönemde, Bağlar’da üzüm bağları ve bağ evleri bulunuyordu. Kentin varsılları, buradaki evlerinde yazlarını geçiriyordu. 1970’li yıllarla birlikte Bağlar, bu özelliğini yitirip günümüzün sancılı yerleşimlerinden oldu. Geçmiş yıllarda Hizbullah’ın yoksul gençleri elde ettiği, karanlık izbe sokaklarında hemen her gün faili meçhul cinayetlerin işlendiği, gecenin ilerleyen saatlerinde adı konulmamış sokağa çıkma yasağının fiilen yürürlükte olduğu semtte, yaşam her geçen gün bir öncekini aratıyor. da imar planın olmamasından kaynaklanıyor. Gençler kahvelerde, internet evlerinde. Ofis semtiyle aramızda sadece tren rayı olmasına rağmen iki semt arasındaki gelişmişlik düzeyi de kat be kat fark gösteriyor. Orada esnaf canlı. Çocukların ve gençlerin zaman geçirebilecekleri sosyal alanlar var” dedi. Muradiye Mahallesi muhtarı Süleyman Karadaşlı, (üstte) pilot bölge seçilmelerine karşın çocukların okumak için çöp topladığını söyledi. çıplaklığıyla görüldüğü beldenin sakinleri, umutlarını yitirmiş durumda. Beldede öğretmenlik yapanların ağzından, hemen her gün açlıktan bayılan küçücük çocukların öykülerini duyuyorsunuz. tüklerine dikkat çekiyor. Zenginlerden boşalan yerlere de yoksul insanların göç ettiğini anlatan Karadaşlı, iş olanağı bulunmaması yüzünden yoksulluğun katlandığını ifade ediyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) sayesinde beldedeki yoksulların kıt kanaat da olsa hayatlarını sürdürebildiklerini dile getiren Karadaşlı, “Öyle evler var ki orada nefes almak bile zor. Rutubetli, güneş almıyor, kira ödeyemeyen bu insanlar buralarda yaşamak zorunda kalıyorlar” dedi. Göçle gelenlerin niteliksiz işgücü yarattığını kaydeden Karadaşlı, “Gelenlerin büyük bir kısmı hamallık yapıyor. Geri kalanı ise ya büyük şehirlerdeki inşaatlarda çalışıyor ya da açtığı küçük bir bakkal dükkânı ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor” diye konuştu. En önemli sorun işsizlik Hane başına düşen çocuk sayısının 7’nin üzerinde olduğu, pek çok evde çalışan kişi olmadığı için düzenli gelirin de bulunmadığı beldenin en önemli sorunu işsizlik. Çatışmaların yarattığı göç dalgasıyla nüfusu katlanan, sıvasız gecekondu apartmanlar, araçların giremeyeceği kadar dar sokaklarla çarpık kentleşmenin tüm Kahvehanede geçen günler En çok kahvehane bulunan beldede, gençler güne doyacakları kadar gıdanın olmadığı kahvaltı sofrasında başlayıp internet kafe ve kahve köşelerinde noktalıyor. Halkın seçilmiş en alttaki temsilcisi olan Muradiye Mahallesi’nin muhtarı Süleyman Karadaşlı, Bağlar’da daha önce hep zengin insanların yaşadığını hatırlattıktan sonra, kente yatırım yapmadan batıya göç Pilot bölge Muradiye Bağlar Belde Belediyesi’nin “Geriye Dönük Kentleşme Projesinin” olduğunu ve bu projede Muradiye Mahallesi’nin pilot bölge olarak seçilmesine rağmen gerekli adımların atılmadığını aktaran Karadaşlı, “Oysa bu proje beldeye hayat verebilir. Bazı beldelerdeki yoksulluk bir nebzede olsa azalabilir. Eski yapılar yıkılır, yerine yenileri yapılır ve buralarda istihdam alanları açılır. Çocukların oyun oynayacakları alan yok, park yok. Bunlar da zamanın Okumak için çöpleri karıştırıyonlar Diyarbakır’da en çok konuşulan sorunların başında gelen sokaklarda çalışan çocuklarla iş yapan, eskici dükkânı sahibi Müfit Kültaş ise yanında yaşları 913 arasında yaklaşık 15 çocuğun çalıştığını ifade ediyor. Sorunun nedenini de yalın bir dille açıklayan Kültaş “Bunlar okula da gidiyorlar. Geceleri çöpleri karıştırıp, kâğıt, şişe ve benzeri gibi şeyler topluyorlar. Göçle gelmiş ailelerin çocukları. Babaları iş bulamadıkları için onlar hem okuyup hem de ailelerine bakıyorlar” diye konuştu. Sokakta çalışan çocuklardan Ahmet Cemiloğlu ise yedinci sınıfa gittiğini anlatarak, okul ihtiyaçlarını karşılamak için geceleri çöpleri karıştırarak bulduklarını eskiciye sattığını kaydetti. Konuşurken kelime bulmakta güçlük çeken Cemiloğlu, babasının uzun zamandan beridir iş bulamadığını, kendisinin de “normal ailelerin çocukları” gibi okula gitmek istediğini dile getirdi. Sadettin Abul isimli tatlıcı ise Diyarbakır’ın hep terörle anıldığını vurgulayarak bu nedenle yatırım yapılmadığını söyledi. Abul, “Eğer yatırım yapılır, iş imkânları doğarsa, hem gençler kahvelere takılmaz hem de işleri güçleriyle uğraşırlar” dedi. Aşama aşama.. Öylelikle güç yitirmiş olacak olan terör çetesi üyelerinin öncelikle Kuzey Irak yerel yönetiminden kendilerine iltica hakkı tanımasını istemeleri ve bu isteğin de kabulü planın ikinci aşaması olacaktır. Türkiye daha sonraki aşamada bu eski ve ıslah sözü vermiş olan PKK’lilere kapılarını açarak onların eve dönüş yasasının daha genişletilmiş halinden yararlanmalarını sağlamayı kabul edecektir. Planın bu aşamasında DTP’nin bugüne kadar izlediği şiddet politikasını bırakarak, “Kürt siyasetinin sözcüsü” olarak devreye girmesi öne çıkarılacaktır. O siyasetin bugünkü versiyonunda bulunan özerk bölgeler istemini hem ABD hem de AB’nin Türkiye’ye kabul ettirmesinin planın en zor yanı olduğunu bilen Washington, Kerkük için Ankara’ya yeni ve ara formülü olan seçenekler hazırlayacaktır. Tüm bu yorumsöylentilerin kâğıda dökülecek aşamaya gelmese de, Başbakan Erdoğan için önemli bir ağırlık taşımakta oluşunun bir sınır ötesi operasyon girişimini sürekli olarak ertelettiği anlaşılıyor. Bu varsayımların yeni imajlı bir DTP oluşumuna dayandırılmak istendiği unutulmaz ise, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın geçen hafta içinde söz konusu partinin kapatılması ve aralarında bazı milletvekillerinin de bulunduğu bir grup üye için 5 yıllık siyaset yasağı getirilmesi istemi ile açtığı davada olası gelişmeler hayli önem kazanıyor. Antalya dünyanın en büyük spor organizasyonlarından birine ev sahipliği yapıyor SORUNLAR DAĞ GİBİ Satranç ustaları Türkiye’de FİGEN ATALAY Yandaşlara kadro MEB’den ‘takdir’ oyunu ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çıkardığı yönetmelikle idari kadrolara atanan, ancak Danıştay’ın iptal kararıyla tekrar eski pozisyonlarına dönen öğretmenleri asıl kadroya atama ısrarı sürüyor. Yeni yönetmelik çıkana kadar, okullar ya da milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla bu isimlere teşekkürtakdir belgesi verilmeye başlandığı ve yeni atamalarda, “kariyer ve liyakat dikkate alınmadı” tartışmalarının ortadan kaldırılmak istendiği öğrenildi. Eğitim Kurumlarına Yönetici Atama Yönetmeliği’nin sonuncusunu, 13 Nisan 2007’de çıkarılmıştı. Yönetmeliğin yayımlandığı gün Eğitimİş, ardından da EğitimSen, Türk EğitimSen ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası yönetmeliği yargıya taşımıştı. Danıştay’da açılan yürütmeyi durdurma ve iptal kararı çıkana kadar da MEB, 20 bini aşkın kadroya yönetici atamış, bu atamalarda “kariyer ve liyakat ölçülerinin dikkate alınmadığı, AKP’ye yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen’li öğretmenlere öncelik verildiği” eleştirileri sık sık dile getirilmişti. Danıştay, verdiği iptal kararında atamalarda kariyer ve liyakat ölçülerini dikkate almadığını vurgulamıştı. İzmir, Van, Sıvas ve Konya’daki eğitimcilerden alınan bilgiye göre iptal edilen yönetmeliğe göre atananlar için okul müdürleri “teşekkür belgesi”, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ise “takdir belgesi” veriyor. Atanmak istenen isimlere bu yolla ek puan sağlanmaya çalışıldığı ve yeni yönetmelikle tekrar asaleten görevlendirilecek bu eğitimciler hakkındaki “kariyer ve liyakat ilkeleri, deneyim dikkate alınmadı” eleştirilerinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Eğitimİş Başkanı Yüksel Adıbelli ise “AKP’nin derdi boş kadroları laik eğitimle sorunu olan insanlarla, yandaşlarıyla doldurmak” dedi. ANTALYA Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi satranç oyuncuları, Antalya’da bir araya geldi. 103 ülkeden 518 yaş arasında 1422 sporcunun yarıştığı turnuva sonunda, 6 bayanlar, 6 erkekler olmak üzere 12 farklı kategoride “Dünya satranç şampiyonları” belli olacak. Dünyanın en geniş katılımlı satranç turnuvası olma özelliği taşıyan “2007 Dünya Yaş Grupları Satranç Şampiyonası”, Türkiye Satranç Federasyonu ve ana sponsoru İş Turnuvada 518 yaş arası 1422 sporcu yarıştı. (Fotoğraflar: ZEYNEP SAĞANAK) Bankası’nın ev sahipliğinde, Antalya Limra Otel’de dü hap Şanal ve 8 yaş altı Avrupa gelişmesi ve yaygınlaşmasını deszenleniyor. üçüncüsü Volkan Sevgi gibi Türk teklemek amacıyla Türkiye SatŞampiyonaya Türkiye’den; son satrancının en önemli oyuncula ranç Federasyonu’nun ana sponiki yılın 16 yaş altı Avrupa şam rı katılıyor. Hindistan’dan Büyük soru olan Türkiye İş Bankası, piyonu Kübra Öztürk, 18 yaş Usta Harika Dronavalli, Gür turnuva boyunca kültürel ve sosaltı Avrupa dördüncüsü Emre cistan’dan Fide Ustası Sopiko yal etkinlikler düzenleyerek şamCan, Okullar Dünya Şampiyonu Guramişhvili, geçen yılın yenil piyonaya destek veriyor. 2005 Atilla Köksal Yüksel, Cankut gisiz dünya şampiyonları Viet UNIEVERSAD’ın ardından ülEmiroğlu, Cemil Can Ali Ma namlı Büyük Usta Nguyen kemizde gerçekleşen en büyük randi, Okullar Dünya İkincisi NgocTruongson ve Polonyalı Fi spor organizasyonu olma özelliMustafa Yılmaz, Okullar Dün de Ustası Jacek Tomczak gibi ği taşıyan Dünya Yaş Grupları ya Üçüncüsü İzge Bayyurt, Ne uluslararası oyuncular da şampi Satranç Şampiyonası 28 Kasım zihe Ezgi Menzi, Vahap Şanal; yonada mücadele ediyor. tarihinde düzenlenecek ödül tö8 yaş altı dünya dördüncüsü VaSatranç sporunun ülkemizde reni ile son bulacak. 15 saniyede bir çocuk ölüyor CİHAN ORUÇOĞLU / YUSUF BAŞTUĞ Niçin yazmadım? Söz DTP aleyhinde açılmış olan davaya gelmişken birçok okurumun yönelttiği ve niçin bu konuda görüş açıklamadığımı sorgulayan iletileri kısaca yanıtlamak istiyorum: Siyasi parti kapatma davaları Ceza Muhakemeleri Yasası hükümlerine göre yürütülüyor. Yani görülmekte olan dahası görülecek bir dava için hüküm yürütmenin bu yasaya göre yasak olduğu ve en azından etik karşılanmadığı biliniyor. Bu nedenle bugüne kadar konuyu bu köşeye taşımak istemedim. Ama “PKK’yi yok etmek için ABD ile Türkiye arasında yürütüldüğü söylenilen plan” için çıkan söylentiler doğru ise ve o doğrultuda DTP’den yeni bir makyaj yapılarak ülke siyasetindeki işlevini sürdürmesi bekleniliyorsa, söz konusu partinin geleceği, bağımsız yargı ile siyasal iktidarı ilgilendirmesi gereken bir durumdur. Daha doğrusu, savcılar ve mahkemelerin önlerindeki yasalara göre hareket edecekleri varsayımını şaşmaz bir kural olarak benimseyenler için öne çıkacak soru: “Ne yaparlarsa yapsınlar siyasal partilerin kapatılmasını ortadan kaldıracak yeni düzenlemeler mi yapmak gerekecektir?” türünde olacaktır. Bu da parlamentomuzun ve özellikle o parlamentoda tek başına anayasa değiştirme çoğunluğuna çok yakın bir gücü elinde tutan partinin işlevindedir. Gelişmeler o noktaya gelirse o zaman, benim de yurttaş olarak söyleyeceklerim olur. İSTANBUL/ADANA “Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi”nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım 1959’da kabul edilmesinden bu yana kutlanan “Dünya Çocuk Hakları Günü” bu yıl da buruk geçiyor. Dünyada hâlâ her on beş saniyede bir çocuk çeşitli sebeplerle yaşamını yitiriyor. Türkiye’de 617 yaş arasındaki 1.6 milyon çocuk sokakta ya da tarım alanlarında çalışıyor. Türkiye İstatistik Enstitüsü, BM, Uluslararası Af Örgütü ile İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre, bebek ölüm oranı binde 29’larda seyrediyor. 2007 yılında kız ve erkek çocukları yaklaşık yüzde 20’si okul öncesi eğitime katılırken aynı yıl kız ve erkek çocuklar arasında ilköğretimde yüzde 5, ortaöğrenimde ise yüzde 17 oranında fark görülüyor. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, giderek artan sayıda çocuğun ya ailelerini geçindirmek için ya da evde yoksulluğun stresli etkilerinden kaçmak için sokak yaşamına yöneldiğini belirtti. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ÖZTÜRK: ASOSYAL SPOR İMAJI ÇOK YANLIŞ İki kez Avrupa şampiyonu olan 18 yaşındaki Kübra Öztürk, 8 yıldır satranç oynuyor. Satrancın ‘asosyal bir spor’ olarak yanlış bir imajı bulunduğuna dikkat çeken Öztürk, “Tam tersi, satranç çok sosyal bir spor. Yurtiçinde ve yurtdışında sürekli turnuvalara katılıyoruz, satranç sayesinde yeni arkadaşlarımız oluyor. Satrancın kazandırdığı en önemli niteliklerden biri sabır. Masa başında 56 saat hiç kalkmadan oturarak sabırlı olmayı öğreniyoruz. Sayısal yönden de başarımız artıyor” dedi. 9 yaşta dünya şampiyonu olan Cemil Can Ali Marandi, satrancı her şeyden daha çok sevdiğini söylüyor. 11 yaşta dünya şampiyonu olan Atilla Köksal Yüksel, satranç oynamaya başladığından bu yana fen ve matematikte başarısının çok arttığına dikkat çekiyor. Şampiyon olan Yeşim Patel, fazla enerjisini satrançla harcadığını söylüyor ve “Satranç oynamaya başladığımdan beri matematik dersinde çok iyiyim” diyor. Moskova şampiyonu 8 yaşındaki Konstantin Savenkov, 3.5 yaşından beri satranç oynadığını anlatıyor. 5 altın madalyası bulunan Savenkov, özellikle Bulgaristan’da çok popülermiş. Çünkü, bu ülkede yılda iki kez düzenlenen turnu18 yaşındaki Öztürk, 8 yıldır satranç oynuyor. valardan hep altın madalyayla dönüyormuş. Savaşçı cocuklar Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, yaşları 5 ila 14 olan 132 milyon çocuk; tarım sektöründe çalışmaya zorlanıyor. Yaşları 8’den başlayan 120 binden fazla kız çocuğu, savaşçı ya da başka hizmetlerde, silahlı gruplar için çalışıyor. Dünya geneline bir milyardan fazla çocuk halen öğretmenleri tarafından yasal çerçeve dahilinde kaba dayağa maruz kalıyor. Yaklaşık altı milyon çocuk çalışmaya zorlanıyor ve çok daha fazlası fuhuş ve porno sektörlerinde çalıştırılıyor. İdamı bekleyen çocuklar Dünya genelinde bir milyondan fazla çocuk, hapishane ya da gözaltı merkezlerinde tutuluyor ve işledikleri suçların yüzde 90’ından fazlasını hırsızlık gibi adi suçlar oluşturuyor. İran’da 1990’dan beri 24 çocuğa ölüm cezası verildi ve infaz edildi. Çocukların 71 tanesi ise ölüm sırasının kendisine gelmesini bekliyor. Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Merva Ergen de “Çocuk Hakları Sözleşmesi” hükümlerinin yerine getirilmesini istedi. Prof. San’a Eğitim Onur Ödülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulusal Eğitim Derneği tarafından geleneksel hale getirilerek her yıl dağıtılan “Eğitim Onur Ödülü”nün bu yılki sahibi, Prof. Dr. İnci San oldu. Dernek seçici kurulunun yaptığı değerlendirmeyle ödülü almasına karar verilen San için, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir tören düzenlenecek. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayacak törende, Ulusal Eğitim Derneği Genel Yazmanı Saim Açıkgöz bir açış konuşması yapacak. Daha sonra Prof. Dr. Serap Etike “Sanat Eğitimcisi Prof. Dr. İnci San”, Dr. Ayşe Okvuran da “Prof. Dr. İnci San’ın Drama Alanına Katkıları” başlıklı konuşmalarıyla katılımcılara seslenecek. Konuşmaların ardından San’a ödülü sunulacak ve tören, San’ın yapacağı konuşmanın ardından verilecek kokteyl ile sona erecek. Ödül töreni, Petrolİş Sendikası’nda saat 14.00’te başlayacak. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Türkiye Merkezi’nin ve Çağdaş Drama Derneği’nin kurucuları arasında yer alan 71 yaşındaki San, Sanat Eğitimcileri Derneği’ni de kuran isim. Türkiye’de sanat eğitiminin gelişmesine yaptığı katkılarla tanınan Prof. San, ülkesinin yanı sıra Almanya ve İngiltere’de de sanat eğitimi üzerine çeşitli çalışmalar yaptı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle