23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2007 ÇARŞAMBA 14 Öğrencilerin başarısı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adanalı iki öğrenci, Polonya’da düzenlenen “14. Uluslararası Çocuk ve Gençlik” adlı geleneksel resim yarışmasında derece elde ederek ülkemize ödül getirenler arasında yer aldı. Adana Koleji İlköğretim Okulu öğrencilerinden Nazmi Berk Alp (2A) ve Yaren Polat’ın (2A) yaptığı resimler, 58 yaş grubundaki çalışmalar arasında ödül kazandı. KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Çevredeki Yazar Kimi zaman büyük bir yazarın, önemli siyaset, sanat ya da bilim insanlarının çevresinde bulunanlar, ortak anları yazıya dökerek, sonraki kuşaklar için bulunmaz belge değerinde yapıtlar ortaya koymuşlardır. Vâlâ Nurettin, “Bu Dünyadan Nâzım Geçti” adlı yapıtı yazmamış olsa büyük ozanımızın gençlik yıllarını tanımakta ne kadar da eksikli kalırdık. Falih Rıfkı Atay, “Çankaya”yı yazmamış olsa, Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliği, düşünce ufku bu denli tamamlanamayacaktı. Günce yazarlığını bir tutkuya dönüştürerek yıllar boyu sürdüren Muzaffer Buyrukçu’nun yazdıkları, edebiyatımızın bir dönemindeki yaşantı zenginliğinin kutsanması gibidir. ??? Dünya edebiyatında böylesi yapıtlar içinde en tanınanlardan biri de Eckermann’ın “Goethe ile Konuşmalar” (çeviren: Mahmure Kahraman, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı kitabıdır. Bu kitabın dilimizde yeni bir çeviriyle yayımlanmış olması, içinde bulunduğumuz yılın en önemli yayıncılık olaylarından biridir. Goethe (17491832), çağı için uzun sayılabilecek (83 yıl) yaşamı boyunca şiir, tiyatro, roman, anı, gezi, mektup, doğa bilimleri gibi türlerde çok sayıda ürün vermiş, her insanoğluna kolay nasip olmayacak güzel ve verimli bir hayat sürmüştü. Alman edebiyatının en büyük yazarı sayılmasının yanı sıra dünya edebiyatının da gelmiş geçmiş en büyüklerinden biri kabul edildi. Eckermann, bu görkemli hayatın son on yılına, yazarın toplu yapıtlarını yayıma hazırlama görevini üstlenerek yakından tanık olmuş, bu tanıklıklarını yazıya dökerek de ünlü yapıtını oluşturmuştur. Nietzsche, bu yapıtı, “Goethe’nin yazılarından daha çok ve tekrar tekrar okunmayı hak eden en iyi Almanca kitap” olarak nitelemiştir. Bu abartılı söyleyişin hepten haksız olduğunu söyleyebilmek olanaksızdır. Gerçekten de “Goethe ile Konuşmalar”, bir yapıtta olabilecek bilgi ve duygu yükünün çok çok üstünde bir “kitaplar kitabı”dır. Dolayısıyla onu okuduğunuzda bir kitap değil, çağlar üstü, evrensel bir yapıtla tanışmış olursunuz. Yirminci yüzyılın aykırı yazarlarından Henry Miller’ın da “Konuşmalar”ı yaşamının en önemli yüz kitabından biri olarak görmesi yapıtın evrensel öneminin bir başka kanıtıdır. Eckermann, Goethe’yi ilk kez okuduğunda, “ilk kez uykudan uyanmaya, ilk kez her şeyin bilincine varmaya başlıyormuş hissi”ne kapıldığını yazmış. Bu duygu onu okuyacaklar için de geçerli olabilir. ??? Bu kitapla ilgili söylenebilecek bir şey de çevirmeniyle ilgili. Mahmure Kahraman Ege Üniversitesi’nde görevli. Üniversitelerimizdeki bilim insanlarının edebiyat hayatımıza katkılarının yıllar boyu ne denli yetersiz kaldığı ortada. Oysa edebiyatı kuramda da, uygulamada da geliştirecek başlıca kanallardan biridir üniversiteler. Hemen her üniversitede edebiyat bölümleri, buralarda kadrolu çalışan yüzlerce bilim insanı var. Sekiz yüz sayfalık klasik bir yapıtın çevrilip yayımlanmasını günümüzün ticari yayınevlerinden ve çevirmenlerden beklemek aşırı iyi niyet içeren bir umut. Ama üniversitelerde görevli, işleri edebiyata hizmet etmek olan yüzlerce aydın, ülkemizin kültür yaşamını zenginleştirecek çalışmalara kolaylıkla zaman ve emek verebilirler. “Goethe ile Konuşmalar”, böyle bir emeğin ortaya konmasıyla da örnek bir çalışma. turgay@fisekci.com Akatalpa ve Taflan... ? Kültür Servisi Bursa’da yayımlanan ‘Akatalpa’ ve Hatay’da yayımlanan ‘Taflan’, yeni sayılarıyla okura ulaşıyor. Aylık yazın dergisi ‘Akatalpa’nın bu sayısına Ramis Dara ‘Bursa’nın Yalnızlığı’ başlıklı yazısıyla katılıyor. Hilmi Haşal, ‘Cam Sancısı’ adlı şiirini okurla paylaşırken, İhsan Üren 2006 şiir yıllıklarını ele alıyor. Üç ayda bir çıkan şiir dergisi ‘Taflan’ üçüncü sayısında Fatma N., Ahmet Ada, Hüseyin Avni Cinozoğlu, Hüseyin Bozkurt’un da aralarında olduğu şairlerimizin ve dünyadan şairlerin yapıtlarına yer veriyor. Faruk Bal, Murathan Çarboğa ile ‘Yağmalanmış Hayal’ adlı dosyası üzerine söyleşisiyle katılıyor bu sayıya. ‘Damdaki Kemancı’ sahnede Kültür Servisi Mersin Devlet Opera ve Balesi, yeni mevsimde de sanatseverlere ülkemizden ve dünyadan seçkin yapıtlar sunuyor. Mersin Kültür Merkezi’nde 27 Kasım Salı günü 20.00’de, sevilen müzikal ‘Damdaki Kemancı’yı sahneleyecek olan MDOB, minik izleyiciler için 30 Kasım Cuma günü saat 13.00’te de ‘Karagöz ve Hacivat’la Cumhuriyet’e Yolculuk’ adlı iki perdelik çocuk operasını sunacak. Aynı gün yine Mersin Kültür Merkezi Şeref Salonu’ndaki ‘Ayın Konseri’ ise 20.00’de. Pentagram Eskişehir’de Kültür Servisi Pentagram, Antalya’dan sonra 22 Kasım Perşembe 222 Park’taki özel gösterilerle renklenecek konseriyle Eskişehirli rock dinleyicisiyle buluşuyor. Festival bugün Ukraynalıları ağırlıyor Kültür Servisi 13. Uluslararası Eskişehir Festivali’nin beşinci gününde, Ukrayna’dan konuk olarak gelen Lviv Viyolonsel Dörtlüsü’nün konseri ve Lelio Dans Topluluğu’nun dans gösterisi sanatseverlerle buluşuyor. Bu akşam saat 18.45’te EBB Sanat Kültür Sarayı Konser Salonu’nda sahneye çıkacak olan Lviv Viyolonsel Dörtlüsü, konserde solist olarak da yer alan Taras Mentsinsky’nin yönetiminde çalışmalarını sürdürüyor. Konserin ilk yarısında Mentsinsky ve Myroslav Drahan (piyano), viyolonselpiyano ikilisi olarak renkli bir program sunacaklar. İkinci yarısında Lviv Viyolonsel Dörtlüsü, Barok dönemden romantik döneme uzanan bir yelpazede ustalıklarını gösterme şansını yakalayacaklar. Lelio Dans Topluluğu ise akşamın ikinci etkinliği olarak Eskişehirlilerle buluşuyor. Ukrayna’dan gelerek festivalin konuğu olan topluluğun sergileyeceği, koreografisini Lilia Klimchuk’un yaptığı yapıt, bu akşam saat 21.15’te Anadolu Üniversitesi AKM Büyük Salon’da sahnelenecek. Serap M. Eyrenci’nin desenleri Atatürk Kültür Merkezi Galerisi’nde 40 YAPIT YER ALIYOR İnsanın hüzünlü yalnızlığı Festival heyecanı ? Kültür Servisi Samsun’da başlayan Efes Pilsen Blues Festivali, uğradığı her kentte müzikseverleri coşturmaya devam ediyor. 18’incisi düzenlenen, 20 kentte 23 konseri kapsayan festivalin bu hafta sonu durağı Ankara. 30 Kasım 1 Aralık tarihlerinde İzmirlilere, 7 ve 8 Aralık tarihlerinde İstanbullulara blues coşkusunu yaşatacak ve 11 Aralık’ta sona erecek olan etkinlikte Adolphus Bell, Bernard Allison ve John Primer konser verecek. SITKI M. ERİNÇ Eren’in renkli kabakları... YUSUF BAŞTUĞ ütün ressamların ve eleştirmenlerin desen konusunda aynı görüşte olduğu da söylenebilir: Desen resmin temelidir, resmin kendisidir. Serap Eyrenci’nin sergisinde, sanatçının otuz yılı aşkın bir süreden beri yapmakta olduğu desenlerden, kanımca, bir özet sunulmuştu. Yaklaşık yüze yakın yapıtın en eski tarihlisiyle en yeni tarihlisinin arasında hiçbir fark göstermeyen ustalık ve çizim becerisi hemen dikkati çekiyordu. Çalışmaların hepsinde belirgin olan yalınlık ve teknik maharet sergiye farklı bir klasik hava katmıştı. Desen çiziminde kurşun kalem ve kömür kalem egemense de çiniden pastele, renkli kalemden suluboyaya B tüm araçlardan da gerektiğinde ve gereği kadar yararlanılmıştı. Ama hiçbir araç amacın üstüne çıkmamış, desen, desenler görkemli yapılarını ve ana karakterlerini koruyabilmişti. Sanatçının insanları genellikle tek başına ele alınmış. Bu yalnızlık aktarılırken bazı çalışmalarda arkaya yerleştirilen insanlar, bazı çalışmalarda da daha ufak boyda insanlar kullanılmış ve bunlarla yalnızlık hem vurgulanmış, hem de dramatize edil miş. Yalnızlığın psikolojik yönü, başında huni olan desen dışında, hep bir yığılırcasına oturuvermeyle, bir diğer kişiye medet umarcas ına dayanıvermeyle ya da korkulu, evhamlı gözlerle ama olağanüstü bir duyarlılıkla yansıtılmış. Bu nedenle sergi genel bir hüzün havası taşıyor diyebilirim. Bu insanlardan, insanların bu zavallılığından kim keder duymaz ki... Kimi resimlerde de ya siyasi ya da dini eleştiri, hatta hiciv var. Sosyokültürel yapımızın, son yıllarda daha da belirginleşen tezatlarını desen aracılığı ile ortaya koymuş sanatçı. Yorgun ve bezgin insanların çehreleri, belki de otuz yıllık ülke toplumsal yapısında ne yazık ki hiçbir şeyin değişmediğini, hatta daha da kötüye gittiğini düşündürüyor insana. ADANA Su kabağının her biçimde olanına her rengi karıştırarak ortaya çıkardığı yapıtları sanatseverlerin beğenisine sunan Osman Eren’in sergisi büyük bir ilgiyle izleniyor. Sergisinde yer alan 40 yapıtındaki resim ve figürlerle küresel ısınmaya dikkat çekmeye çalıştığını vurgulayan Eren, çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: “Sanatseverler arasında bulunan çocukların ve yetişkinlerin figür ve resimlere bakması, ellerine alarak incelemesi benim için önemliydi.” Sergi öncesi çalışmalarında, su kabağını kullanarak, kuş kafesinden hayvan figürlerine dek çeşitli yapıtlar ortaya çıkardığını, bu çalışmalarında ana tema olarak küresel ısınmayı işlemeye çalıştığını belirtti. Sinemaseverler dernek kurdu ? GAZİANTEP Gaziantep’te ilk defa sinemaya gönül veren, kısa filmler ve belgesellerle Gaziantep’in tanıtımına ve sanat yaşamına katkıda bulunmak isteyen bir grup genç bir araya gelerek (AKFED) Anadolu Kentleri Film Evi Derneği’ni kurdu. AKFED Başkanı Meral Özdemir, üyelerin lise, üniversite öğrencileri ile değişik meslek gruplarından gençlerden oluştuğunu belirterek, Gaziantep’te ilk olmaktan mutluluk duyduklarını açıkladı. TC BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2007/618 Davacı Cemile Kuş ve Nesrin Bilgin vekili Av. Sevim Akat tarafından, mahkememize açılan gaiplik davası nedeniyle; Yenikent Mah. Bult Durağı, 785 SK. No: 10, Esenyurt Büyükçekmece adresinde ikamet ederken, 04.03.2001 tarihinde kaybolma iddiası ile ortadan kaybolduğu ve o günden beri kendisinden haber alınamadığı, kaybolmanın üzerinden 6 yıldan fazla zaman geçtiği ileri sürülerek, Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, Bekirbey’de nüfusa kayıtlı bulunan MEHMET ÇETİN AYVAZ’ın, davacı vekili gaipliğine karar verilmesini talep ettiğinden, gaibi yaşayıp yaşamadığı, yaşıyor ise adresini bilenlerin, tanıyanların, gaip hakkında malumatı olan kimselerin, ilan tarihinden itibaren mahkememiz 2007/618 E sayılı dosyasına, 6 ay içersinde başvurmaları, yine bu süre içersinde gaibin kendisinin de müracaat etmesi, aksi takdirde gaiplik kararı verileceği hususları ilanen tebliğ olunur. 13.11.2007 (Basın: 61507) CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle