18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr IMF Türkiye Masası Şefi Giorgianni, istikrarlı büyüme için yapılacak daha çok iş olduğunu açıkladı 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Disiplin gevşedi, önlem şart ? IMF, Türkiye’nin cari işlemler açığını finanse etmek ve potansiyel büyümesinde patlama yapmak için gereksinim duyduğu yatırımları çekmek üzere reformlara sıkı sıkıya yapışması ve mali disiplini yeniden tesis etmesi gerektiğine işaret etti. Ekonomi Servisi IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni, “Maliparasal politika bileşimi, 2007’de, Türkiye’de ‘Aşil’in Topuğu’ olan cari işlemler dengesindeki iyileştirmeler için daha az destekleyici olmuştur” dedi. IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni, Washington’da düzenlediği basın toplantısında, kurumun Türkiye’nin 2007 yılı için Dördüncü Madde Görüşmeleri ve StandBy Anlaşması altında gerçekleştirilen Altıncı Gözden geçirmeyle ilgili uzman raporları ve ilgili belgeler hakkında bilgiler verdi. Giorgianni, mali politika disiplininin yenilenmesini önerirken memur kesimine yönelik harcamalardaki artışın kontrol altına alınması, elektrik fiyat politikasının gözden geçirilmesini, vergi kaçağının önlenmesini istedi. Giorgianni, Türkiye’nin aynı zamanda büyüme ve istihdamı gerileten bir dizi yapısal zorlukla karşı karşıya bulunduğunu, bunların yüksek kayıt dışılık, mali harcama baskıları, sığ finansal piyasalar ve elektrik arzındaki potansiyel darboğazları içerdiğini bildirdi. Ekonomide Değişenler, Değişmeyenler Geçen hafta TÜİK tarafından yayımlanan işgücü verilerine göre işsizlik, Türkiye ekonomisinin önemli sorunları arasındaki konumunu korumaktadır. Genellikle yaz aylarında mevsimsel olarak daha düşük değerler almasına karşın, temmuzağustoseylül ayları işsizlik ortalaması 2006 değerinin üzerinde, yüzde 9.2 oranında gerçekleşmiştir. Kasım ayı başında yayımlanan dış ekonomik göstergelerden de Türkiye’nin dış açıklarının sürmekte olduğu ve dış borçlanma temposunun da hızını koruduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan kamu maliyesinde 2003sonrasında övünçle dile getirilen göreceli düzelmenin hızla bozulmaya itildiği ve 2007’de faiz dışı fazla ve genel anlamda bütçe hedeflerinin gerçekleştirilemeyeceği, TCMB’ye sevk edilen bütçe tasarısından da çoktan anlaşılmış idi. Bu şartlar altında şu soruyu sorabiliriz: Türkiye ekonomisinin 2003sonrası gelişme yolağında değişenler ve değişmeyenler nelerdir? Veriler ışığında kısaca irdeleyelim: İstihdamBüyüme İlişkisi: Türkiye ekonomisinin 2003sonrasındaki hızlı büyüme performansı yeterli derecede güçlü istihdam artışları sağlayamamış; işsizlik (özellikle genç nüfus arasında) yapısal bir sorun olarak kronikleşmiştir. Aşağıdaki tablo gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH’nin) 2003sonrasındaki reel büyüme artışları ile toplam istihdam artışlarını karşılaştırmaktadır. Söz konusu karşılaştırmanın sonuçları son derece yalın ve çarpıcıdır: Türkiye ekonomisi 2003sonrası dönemde milli gelirindeki hızlı artış temposunu istihdam artışları ile sürdürememiştir. Dolayısıyla “açık” işsizlik oranları, GSYİH’deki hızlı büyüme temposuna karşın yüzde 910.5 aralığında süregelmiştir. ‘ H A R C A M A V E FA İ Z D I Ş I FA Z L A TA A H H Ü T E D İ L S İ N ’ Giorgianni, Türkiye’nin son başarılarında köşe taşını oluşturan mali disiplinin yenilenmesi gerektiğine işaret ederek Türkiye ile ilgili tespitlerde bulundu ? Türkiye’nin yüksek vergi yükünü rahatlatacak mali ortamı yaratma gereksinimi bulunuyor. ? Türkiye tasarrufların toplanmasını ve offshore mali aracılığı sürüklemeye yönelik niyetleri zedeleyen yüksek finansal işlem vergilerine sahip. Vergi düşüşüne olanak tanıyan mali alan yaratmak için vergi kaçağının azaltılması, KDV kesintilerinden kaçınmak ve harcama baskılarını kontrol altında tutmak gerekiyor. ?Gelecekteki vergi indirimlerinin, kamu borç rasyosunun güvenli sınırlar içinde tutulması hedefi karşısında dikkatle dengelenmiş olması gerekmektedir. Bu sadece kamu harcamalarının daha fazla büyümesinin sınırlandırılmasıyla başarılabilir. Bu bakımdan, beklentilerin sabitlenIMF Türkiye Masası mesine katkıda bulunması amaŞefi Giorgianni. cıyla hükümet, harcama ve faiz dışı fazla için gelecek üç yıl ve beş yıla yönelik hedeflerini kamuoyuna açıklayabilir ve taahhüt edebilir. ? Elektrik arzındaki potansiyel darboğazın aşılması gerekmekte. ? Türkiye, büyümesini korumak ve geçmişin ekonomik patlamaçöküş dönemlerinden sakınmak için, ekonomisini dış şoklara karşı daha esnek hale getirmek zorunda. ? Enflasyonu düşük tek hanede istikrarlı şekilde tutmak büyüme için olumludur ve Merkez Bankası’nın politika önceliklerinde üstünlüğü olmalıdır. ? Program şu ana kadar gayet iyi işledi. Bununla birlikte geçen aylarda ekonomik koşullar daha az olumlu bir noktaya geldi. ? Türkiye büyüme potansiyelini başarılı bir şekilde artırmak ve büyük cari işlem açığını finanse etmek üzere yabancı yatırımları çekmek istiyorsa, sadece bir seçeneği vardır ve bu seçenek reform yoluna sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Milli Gelir ve İstihdam Artışı ‘Dolarla maaş alın da görün’ Dericiler, Merkez Bankası’nın uyguladığı ekonomik programın ihracata engel olduğunu söylediler 2003 2004 2005 2006 2007 GSYİH Yıllık Artış 5.76 9.01 7.36 6.15 5.41 İstihdam Yıllık Değişim 0.97 3.05 1.17 1.29 1.16 İşsizlik Oranı 10.50 10.30 10.23 9.90 9.20 Not: 2007 verisi istihdam ve işsizlik için ağustos; GSYİH için haziKaynak: TÜİK ran itibarıyla. Rekortmenlere ATO’dan ödül ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası (ATO), 20052006 yılları vergi rekortmenlerini plaketle ödüllendirdi. Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Ankara’da 20052006 yıllarında kurumlar vergisinde Türk Telekom, gelir vergisinde Rahmi Koç vergi rekortmeni oldu. 2005 yılında kurumlar vergisinde, Türk Telekomünikasyon AŞ 1 milyar 323 milyon 838 bin 902 YTL ile ilk sırada, Ziraat Bankası AŞ Genel Müdürlüğü 904 milyon 236 bin 584 YTL ile ikinci, Vakıflar Bankası TAO Genel Müdürlüğü 256 milyon 73 bin 632 YTL ile üçüncü sırada yer aldı. 2005’te Rahmi Koç, 9 milyon 156 bin 281 YTL gelir vergisi rekortmeni olurken 2 milyon 6 bin 800 YTL ile Mehmet Oğuz Gürsel ikinci, 960 bin 442 YTL ile Salih Bezci üçüncü sırada yer aldı. Ekonomi Servisi Türkiye Deri Vakfı (TÜDEV) çatısı altında bir araya gelen altı deri örgütünün başkanları küresel ısınmadan aşırı değerli YTL’ye, düşük kurlardan artan üretim maliyetlerine kadar yaşadıkları sorunları düzenledikleri basın toplantısıyla dile getirdiler. Hükümetin uyguladığı ekonomik programların sıkça eleştirildiği toplantıda, Merkez Bankası’nın izlediği ekonomik programa yüklenen sektör temsilcileri YTL ’nin aşırı değerlenmesi ve doların aşırı düşmesiyle ihracat yapamaz duruma geldiklerini belirttiler. TÜDEV Baş kanı Mahmut Yeşil, “Merkez Bankası’nın uyguladığı ekonomik program ihracatın önünü kesip ithalata önayak oluyor. Ve zararımız gün geçtikçe yükseliyor. Biz Çin gibi dış ticaret açığı mı veriyoruz da YTL’miz sürekli değer kazanıyor. Madem öyle Merkez Bankası çalışanlarının maaşlarını dolar ile ödesin” dedi. Yeşil, yurtdışından aldıkları hammaddeye Avro bazında ödeme yaptıklarını ancak Rusya gibi piyasalara dolarla satış yapıldığını belirterek bunun da sektöre ciddi oranda darbe vurduğunu kaydetti. Dış Açık ve Dış Borçlanma: Türkiye 2003’ten başlayarak giderek daha yüksek dış açıklar veren bir ekonomi olagelmiştir. 2003’te sadece 8 milyar dolar düzeyinde (milli gelirin yüzde 3.2’si) olan cari işlemler dengesi açığı, 2007’nin eylül ayında 12 aylık birikimli olarak 34.4 milyar dolara yükselmiştir. Bu sürece koşut olarak dış borç stokumuz hızla yükselmiş ve 2003’teki 144.9 milyar dolardan 2007 Haziran’ında 226.4 milyar dolara fırlamıştır. Aşağıdaki tabloda dış ekonomik dengelere ilişkin bu veriler sergilenmektedir. Cari Açık ve Dış Borç Stoku (Milyar Dolar) 2003 2004 2005 2006 2007 Cari Açık 8.1 15.6 22.6 31.7 34.4 Dış Borç Stoku (Yıl Sonu) 144.9 162.2 168.8 206.5 226.4 Not: 2007 verisi cari açık için 12 aylık birikimli, eylül itibarıyla; dış borç stoku haziran itibarıyla. TÜDEV Başkanı Mahmut Yeşil, Merkez Bankası politikalarını eleştirdi. 1 Faizler düşürülmeli. 2 Döviz kuru yükseltilmeli. 3 SSK primi, gelir vergisi stopajı, işsizlik sigortası vb. payı OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 18’e çekilmeli. 4 Enerji maliyeti düşürülmeli. 5 Standart ham deri üretimi yapılmalı. 6 Hayvancılık sektörü desteklenmeli. 7 Yeni pazarlara yönelmeli. 16 TEMEL SORUNA ÇÖZÜM ARANIYOR 8 Ortak oluşumlarla ortak hareket edilmeli. 9 Ülke imajı geliştirilmeli. 10 Türkiye’de düzenlenen uluslararası fuarlar da teşvikler kapsamına alınmalı. 11 İhracatın teşviki için havayolu taşımacılığı desteklenmeli. 12 Ürün kontrol sistemi oluşturulmalı, zorunlu menşe etiketi uygulanması sağlanmalı 13 Tescil ücretleri kaldırılmalı. 14 Fantezi kürkte yüzde 20’lik ÖTV oranı düşürülmeli 15 Organize bölgeler teşvik edilmeli. 16 AB’ye uyumda sektörle ortak çalışılmalı, çevre yatırımlarında sektöre destek verilmeli.. Yukarıdaki iki tablo bir arada değerlendirildiğinde, ulusal ekonomideki hızlı büyümeye karşın istihdamın niye yeterince arttırılamadığı ve işsizliğin önüne geçilemediği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır: Türkiye 2003sonrasında giderek artan ölçüde dış borçlanma ile büyümesini finanse etmektedir. Bu açıdan bakıldığında 2007 yılında ekonomide değişen bir şey olmamıştır. Yüksek Reel FaizUcuz Döviz: Türkiye ekonomisinde süregelen bu dış tür açık finansmanı ve dış borçlanma olanağının ardında ne yatmaktadır? Bu sorunun yanıtı daha kapsamlı bir makro analizi gerektirmesine karşın, bu köşe yazısının sınırları içinde kısaca “uygulanan faiz ve döviz kuru politikası” diyerek yanıtlamamız yeterli ipuçları verecektir. Aşağıya aldığımız son tablo bu iki veriyi özetlemektedir. Reel Kur ve Reel Faiz Reel Kur (TL/$,2000=100 Reel Faiz (Hazine İç Borç Sen) 2003 2004 74.7 62.5 15.4 13.1 2005 2006 2007 58.8 57.1 51.2 10.4 7.9 8.1 TEDAŞ’tan öneri Bulunan rezervin Türkiye’nin 20 yıllık ihtiyacını karşılayabileceği bildirildi Not: 2007 verisi ekim itibarıyla. Türkiye 2003sonrasında yüksek reel faiz ile çalışan, elde ettiği döviz girişleri sayesinde de dövizin fiyatını ucuz tutarak ithalatını finanse eden bir ekonomi görünümündedir. Milli geliri hızlı büyümesine karşın, söz konusu büyümenin kaynağını yurtiçindeki tasarruf, birikim ve istihdam artışları yerine dış dünyadan borçlanarak sürdürmeye çalışan bir ekonomi elbette yeterince istihdam artışı sağlayamaz, dış dengelerinde de sağlıklı bir gelişme sergileyemezdi. 2007’nin Türkiye’si 2003sonrasındaki bu çarpık büyüme sürecinin devamı niteliğindedir. Aydınlatmanın faturası yurttaşa ANKARA (AA) Türkiye Elektrik ve Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ), sokak aydınlatması harcamalarını belediyelerden alamayınca giderlerin abone faturalarına “sabit ücret’’ adı altında yansıtılarak karşılanmasını önerdi. Öneri Hazine Müsteşarlığı tarafından olumlu bulundu. Alacaklarının yıllık 500600 milyon YTL’lik kısmını genel aydınlatma bedelinin oluşturduğu TEDAŞ, bölgenin genel aydınlatma bedelini ödemekle yükümlü belediyelerin ödeme yapmaması üzerine nakit sıkıntısına girdi. Bunun üzerine çalışma yapan TEDAŞ yetkilileri, aylık fatura başına sabit 11.5 YTL düzeyinde sabit bir bedel alınırsa, bu işin çözüleceği sonucuna ulaştı. Hazine Müsteşarlığı tarafından olumlu karşılanan TEDAŞ’ın teklifi, Bakanlar Kurulu’nda da onay görürse, olası elektrik zammı ile birlikte bu uygulamanın da yürürlüğe gireceği belirtildi. Bu arada Enerji Bakanlığı yetkilileri, söz konusu uygulamanın yürürlüğe girmesinin, enerji KİT’leri arasındaki nakit akışının çözümüne önemli katkı sağlayacağını belirttiler. Enerji KİT’leri arasındaki nakit akışının sağlanmasında zorlanılmasının ana sebebinin, TEDAŞ’ın abonelerinden alacaklarını tahsil edememesi olduğu belirtiliyor. TEDAŞ’ın dağıttığı elektriğin bedelini abonelerinden alamamasının, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi’nden (TETAŞ) aldığı elektriğin parasını ödeyememesine neden olduğu belirtilmişti. Zonguldak’ta kömür gazı KOCAELİ (Cumhuriyet) TÜBiTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Sedat İnan, Zonguldak taşkömürü havzasında, Türkiye’nin 20 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek kömür gazı rezervi bulunduğunu söyledi. Enstitünün son çalışmalarıyla ilgili TÜBİTAK’ın Gebze kampusunda basın toplantısı düzenleyen Doç. Dr. Sedat İnan, “Petrol zengini olmayan ülkemizde petrol, doğalgaz ve kömür gazı araştırmalarının itinayla yürütülmesi gerekiyor” dedi. Enstütü olarak uzun süredir Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Zonguldak’ta detaylı araştırmalar yaptıklarını kaydeden İnan, “Zonguldak taşkömürü havzasında kömür varlığına bağlı olarak 300600 milyar metreküp kömür içinde bulunan bir gaz potansiyelinin varlığını tespit ettik. Bu rezerv, ülkemizin 10 20 yıllık tüm doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte” dedi. Doç. Dr. İnan, verilerin ardından Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun kömür gazı üretimi için ihale gerçekleştirdiğini ve ardından kömür gazının kullanılması için üretim sondajlarının başladığını kaydetti. Kömürden gaz üretiminin ABD’de 30 yıldır devam ettiğini de kaydeden Doç. Dr. İnan, “Jeolojik nedenlerden dolayı petrol zengini değiliz. Ancak kömür kaynaklarımızdan elde edeceğimiz kömür gazı ile bu eksikliğimizi giderebiliriz. Kömür gazı, kömür yataklarının içinden sondajla çekildiği için ‘kömür gazı’ olarak adlandırılıyor. Ancak bildiğimiz doğalgazın kalitesi ile aynı” dedi. Soma havzasında bulunan linyit kömüründen gaz çıkarabilmek için de çalışma başlattıklarını bildiren İnan, “Şu anda proje hazırlandı ve TÜBİTAK’a sunuldu. Desteklenmesi halinde önemli bir proje başlatılmış olacaktır” diye konuştu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, ölçütleri yayımlayacak Gül, nükleer santral yasasını onayladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Yasa’yı onayladı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto etmesinin ardından TBMM’de tekrar görüşülüp ikinci kez kabul edilen nükleer güç santrallarına ilişkin yasa, Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylandı. Gül’ün yaklaşık 10 gün incelemesinin ardından onayladığı yasa, enerji plan ve politikalarına uygun biçimde, elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirecek nükleer güç santrallarının kurulması, işletilmesi ve enerji satışına ilişkin usul ve esasları belirliyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, nükleer santral kurup işletecek şirketlerin karşılaması gereken ölçütleri yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde yayımlayacak. İhale şartları, şirketin seçimi, yer tahsisi, lisans bedeli, altyapıya yönelik teşvikler, seçim süreci, yakıt temini, üretim kapasitesi, alınacak enerjinin miktarı ve enerji birim fiyatını oluşturma usul ve esasları için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yönetmelik hazırlanacak. G Ü N Ü N İ Ç İ N D E N Migros’un kârı 141.2 milyon YTL Migros’un 2007’nin üçüncü çeyreğindeki kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 artışla 61.8 milyon YTL’ye yükseldi. Şirketin İMKB’ye açıkladığı konsolide bilançosuna göre 2007’nin ilk dokuz ayındaki net kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 138.6 artışla 141.2 milyon YTL oldu. Dünyanın en ucuz otomobili Hindistan Çin’i fiyatta solladı. Sudan ucuz otomobil satacaklar. Hindistan merkezli Tata Otomotiv 2 silindirli, 30 beygir gücünde, 4 kapılı “Lakh’’ model otomobili 3 bin dolara mal edecek. Motoru arkada olacak olan otomobilin üretimi işçi masraflarından tasarruf etmek için Bengal’de yapılacak. Satış hedefi yılda 1 milyon. Quartet’ten TOBB projesine destek Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in başkanlık ettiği AB, BM, ABD ve Rusya’dan oluşan Ortadoğu Dörtlüsü (Quartet), Ankara Forumu ve TOBBBarış İçin Sanayi Projesi’ni desteklediğini açıkladı. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan yapılan açıklamada, TOBBBİS Projesi’nin desteklenen projeler arasında ilk sırada yer aldığı kaydedildi. Avro’dan yeni rekor Avro, ABD Doları karşısında yeni bir rekor daha kırarak 1.48 dolar seviyesine çıktı. Avro’nun Dolar karşısında güçlenmesinde ABD’de konut sektörüne ilişkin açıklanan veriler etkili oldu. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle