Katalog

21 KASIM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Baykal’dan Erdoğan’ın “silahların bırakılması” sözlerine sert tepki 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Bu PKK söylemidir’ Ufuk Uras’tan yasa teklifi ? ANKARA (AA) ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmeye İlişkin Ek Seçmeli Protokol’ün onaylanmasını öngören kanun teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu. Kanun teklifinin gerekçesinde, “İşkencenin Dünya Çapında Önlenmesiİşkenceye Karşı Sözleşme Seçmeli Protokol’’ün BM Genel Kurulu’nda 2002 yılında kabul edildiği, Türkiye’nin de protokolü 2005’te imzaladığı, ancak onaylamadığı belirtildi. Ne İstiyorlar?.. DTP, PKK’yle bağlarını koparabilir mi, kimilerinin öncülük ettiği “barışkardeşlik” açıklamaları, Güneydoğu’da terörün önünü kesebilir mi? DTP’nin yeni yönetimi “demokratik özerklik projesi”ni “barışa giden yol” olarak dillendirirken, ayrılıkçı terör hâlâ Kuzey Irak’ta korunup kollanıyor... DTP’nin ayrılıkçı terör örgütü PKK’yle olan bağı sürerken, birden “demokratik cumhuriyet”ten söz etmesi hiç inandırıcı değil. Bir dönem “anayasal yurttaşlık” ve “Türkiyelilik üst kimliği” tartışmaları Türkiye’nin gündemine oturmuş, ikinci cumhuriyetçiler, “Soros Çocukları”, “tarikat şeyhlerinin müritleri”, AKP, bu yönde “sıcak iletiler” vermemişler miydi? Bunlar hepsi birer oyun!.. Oyunun arkasında da ABD var... ABD Başkanı Bush, Tayyip Bey’e “PKK ortak düşmanımız” diyor, ama kanlı terör örgütü, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye sızıp eylem yapıyor, her türlü stratejik desteği Barzani yönetiminden sağlıyor... Bir tek DTP milletvekili, belediye başkanı, PKK’yi ayrılıkçı terör örgütü olarak tanımlayabilir mi? Asla!.. O zaman ülkemizin aydınları neyi tartışıyor? Diyelim ki, Abdullah Öcalan İmralı’dan salıverildi, genel af getirildi... PKK terörü bitecek mi? Kimi DTP’lilerin, “Neden PKK’ye karşı tavır almıyorsunuz” diye sorulduğunda nasıl tepki verdiklerini “cümle âlem” biliyor... Baş başa görüştükleri kişilere söyledikleriyse şu: “Türkiye’nin nasıl Genelkurmay’ı varsa, Kürtlerin de PKK’si var...” ??? DTP’nin, PKK’yle arasına “derin çizgi” çekmeyeceği kesin... PKK’nin Güneydoğu’da eski gücünü yitirdiği, bazı köktendinci örgütlerin bölgede ivme kazanmaya başladığını birkaç kez yazdım... Köktendinci yapılanma ve Barzani’nin Güneydoğu’daki etkinliği, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP’nin işine yaramadı mı? Yaradı!.. DTP, 22 Temmuz seçimlerinde Meclis’e 20 bağımsız milletvekili gönderdi. Oysa 22 Temmuz öncesi DTP’liler, “3540 milletvekili çıkarırız” diyorlardı. AKP’nin, bugün Meclis’te Doğu ve Güneydoğu’dan çıkardığı 75 Kürt kökenli milletvekili bulunuyor... AKP’liler bile bu sonuca seçim gecesi şaşırdılar... ABD’nin ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek veren ikinci cumhuriyetçiler, “Soros Çocukları” ve “Tarikat şeyhlerinin müritleri”, Tayyip Bey’e “akıl hocalığı” yapmayı sürdürüyor... “Aman demokrasiye, özgürlüklere, barışa, AB’ye sahip çık!.. Aman Washington’la gerginlik çıkarma!.. Aman Kürt sorununda kendi oyun planını kur, Kuzey Irak’a askeri müdahaleyi unut!...” ABD, PKK’nin silahı tümden bırakmasını ister mi; Barzani buna yanaşır mı? Hayır! Çünkü o zaman ABD’nin BOP düşü gerçekleşmez!.. Herkes biliyor ki ABD istemezse ne Barzani, ne Talabani, ne de AB PKK’ye silahı önkoşulsuz ve ucu açık bıraktırabilir... ??? DTP’nin Batman mitingine kaç kişi katıldı? 45 bin kişi!.. Peki, köktendinci bir örgüt miting düzenleseydi kaç kişi katılırdı? 5060 bin kişi!.. Güneydoğu’da ağa, şeyh, şıh, PKK baskısı ve DTP milletvekillerinin dünyadan bihaber açıklamaları... Sofya modeli, şu modeli, bu modeli!.. Leyla Zana’nın konuşmasına bakın bir, ne anlatmak istiyor? DTP Batman milletvekili PKK simgesi taşıyan bileziğiyle kimlere mesaj veriyor? Benim kafama takılan soru şu: “Bulgaristan’da Türkler ellerine silah alıp, Balkan Dağları’na mı çıkmışlardı Halk ve Özgürlükler Hareketi için?” DTP’li vekiller, belediye başkanları, biraz olsun kendilerini geliştirseler, dünyada olup bitenleri algılasalar, yakın tarihimizi öğrenseler Türkiye’nin “ulus devlet” olduğunu anlayacaklar. ? Baykal, “Silahı bırakın gelin konuşalım, derseniz terör yapma tehdidini içinize sindiriyorsunuz, meşru sayıyorsunuz demektir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Önce silahlar bırakılmalı” sözlerini eleştirirken “Silahların bırakılması söylemi PKK söylemidir” dedi. CHP grup toplantısında konuşan Deniz Baykal, Türkiye’nin terörle mücadelesinde “yeni bir viraja” yaklaştığını vurguladı. Baykal, “Toplum infial içinde. Talabani ve Barzani bile Türkiye’nin müdahele hakkını kabul etmeye başlamıştır. Çok uygun bir zemin oluşmuştur. Genelkurmay Başkanı, 1 Kasım’dan beri direktif beklediğini açıklamıştır. Dünya belli bir noktaya gelmiştir, şimdi bunun meyvesini almak lazım. Bunun meyvesi, gönül alma amaçlı birkaç söz mü? Gazetecilerin Kandil Dağı’na çıkmasının engellenmesi mi? özgürlüklerin ötesinde, etnik temelde, ulusal bütünlüğe karşı taleplerdir. Vatandaşların devleti olmaktan çıkacağız, etnik kimliklerin devleti olacağız, talep bu. Bu, klasik parçalanma sürecidir. Biz bu filmi çok gördük” dedi. ‘Demokraside yeri yok’ Baykal, terörden tamamen vazgeçilmeden müzakere zemininde çözüm arayışına yönelme isteklerini “ya aymazlık ya da teslimiyet” diye nitelendirdi. Baykal, “Mecalimiz kalmadı, teslim oluyoruz, demektir. Ya da üçüncü bir ihtimal daha vardır” derken, milletvekili sıralarından “ihanet” sözü yükseldi. Deniz Baykal da “Evet, o zaman siz de o doğrultudasınız demektir. Terör, kimsenin imtiyazı olamaz, kimseye hukukun üstünde bir konum sağlayamaz. Demokrasilerde hiçbir yeri yoktur. Demokrasilerin sınav konusudur. ‘Silahı bırakın gelin konuşalım’ derseniz terör yapma tehdidini içinize sindiriyorsunuz, meşru sayıyorsunuz demektir” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında Başbakan Erdoğan’a çattı. (AA) Derhal Irak sınırı içindeki PKK örgütleri dağıtılmalıdır. PKK, Irak’tan Türkiye’ye saldırı yapma zeminini kaybetmelidir. ABD, Irak ve Kuzey Irak yönetimi bunun gereğini yapmalıdır. Türkiye ayağa kalkınca, ‘Merak etmeyin, doğrudan operasyona gerek kalmadan hallediyoruz, diplomasi yoluyla sonuç alınabilir’ havası, umudu yaratılmaya çalışıyor. Konjonktürün değişmesi öngörülüyor olabilir. Dikkatli olmak lazım” görüşünü dile getirdi. Baykal, “Silahların bırakılması söylemi, PKK söylemidir. Terörün pazarlıkla sonuç almasına dönük stratejilerin parçası olarak bunlar ortaya atılıyor. Silahların bırakılması ne demek? Tek tarafın takdiriyle, şimdilik, bir süreliğine silahların kullanılmayacağının ilan edilmesidir. Silahların bırakılmasını kabul etmek, karşınızdakinin silah bulundurma hakkını teslim etmek demektir. Müzakere platformuna yönlendirilmeye, çekilmeye başladık. Bu terörün arkasında ne var? Artık ‘Anadilimizi kullanamıyoruz, kimliğimize sahip çıkamıyoruz’ deme şansı kalmamıştır. Şimdi talep edilen bireysel hak ve ‘Başka Meclis mi var’ tartışması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2008 yılı bütçe görüşmeleri sırasında DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın sözleri gerginlik yarattı. Kaplan’ın “Parlamentoda bulunmam büyük şans. Bu Meclis’i tercih etmemiz, Şırnak halkının beni seçmesi...’’ sözlerine CHP milletvekilleri Mustafa Özyürek ve Ferit Mevlüt Aslanoğlu ile AKP’li Abdulkadir Akgül “Başka Meclis mi var?” diye tepki gösterdi. OK VE KANADOĞLU: Yedek partiler yaptırıma bağlanmalı ? Kanadoğlu yaptırım eksikliğine vurgu yaparken Ok, siyasi parti kapatmanın sonuç vermediğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, anayasanın 69. maddesindeki “Temelli kapatılan bir parti başka adla kurulamaz’’ hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce yaptırıma bağlanması gerektiğini belirterek “Kurulursa o partinin de kapatılması lazım’’ dedi. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok da bugünkü yasal düzenlemelerle parti kapatma davalarından sonuç alınmasının mümkün olmadığını vurgulayarak “Zaten o partilerin yedeği var” dedi. Kanadoğlu terörle mücadelede yegâne yolun ilgili siyasi partiye kapatma davası açmak olmadığını söyledi. Batı demokrasilerinde de siyasi parti kapatma bulunduğunu, ancak bu yola sık başvurulmadığını ifade eden Kanadoğlu, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu, Türkiye’de bütün siyasi partilerin “ulus devlet’’, “hukuk devleti’’ ve “laik devlet’’ ilkeleri üzerinde mutabık olmaları gerektiğini kaydetti. Kanadoğlu, hukukun gereğinin mutlaka yapılması gerektiğini, anayasa ve yasalarda kapatma yaptırımı varsa “Bunu uygulamıyorum’’ denemeyeceğini anlattı. yabilir. Peki Hazine yardımı almayan ne olacak’’ diye sordu. Bugünkü yasal düzenlemelerle siyasi parti kapatma davalarından sonuç almanın mümkün olmadığını, zaten o partilerin yedeğinin bulunduğunu vurgulayan Ok, şunları kaydetti: “Bir siyasi partiyi kapatıp 35 yöneticisine yasak getiriliyor. Ancak yeni bir parti kurmak çok zor değil, hatta kurulmuş yedek partileri var. Siyasi partiler demokratik toplumların hepsinde var. Türkiye’de bölücü partiler var, gizli emelleri olan partiler var. Bunu nasıl engelleyeceğiz? Bana göre, Türkiye’de bir siyasi partinin kapatılmasına neden olmuş genel başkanı, milletvekilleri, bütün il, ilçe başkan ve yöneticilerinin tümüne yönelik yasak getirilmelidir. Burada o partinin eylemlerin ‘odağı’ olmasını neden olanlara daha fazla süreyle yasak getirilebilir. Bu yasak kısmen daha etkili olur.’’ Aselsan’dan TSK’ye yeni güç ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aselsan, hareket halinde yapılan atışlar yanında hareketli hedeflere dönük isabet oranını maksimuma yükselten, yeni ‘Stabilize Makinelı Tüfek Sistemi’ni geliştirerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim etti. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda yapılan törende konuşan Aselsan Genel Müdürü Cengiz Ergeneman, “Terörle mücadelede, özellikle karakollarda çok etkin ve caydırıcı bir sistem olacak’’ dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında hükümetin terör politikasını ve DTP’yi hedef aldı. (Fotoğraf: AA) MHP lideri Bahçeli, Erdoğan’ın niyetini sakladığını iddia etti ‘Başbakan genel af istiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın günlerdir tartışılan planının “genel af ” olduğunu söyledi. Bahçeli, “Sürecin ilk aşamasının teröristler için af çıkarmak olacağı açıktır. Sayın Başbakan bu niyetini saklama” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında güncel siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan’ın, sözleri ve fiilleriyle, etnik bölücülüğün önünü açmak için adeta seferberlik başlattığını savunan Bahçeli, “Bu tutumuyla Türkiye’nin varlığına kastetmeyi amaçlayan hain projelere hizmet edecek bir siyasete angaje olduğunu” söyledi. Türkiye’de son dönemde terörün tırmanmasıyla eşzamanlı olarak, etnik bölücülüğün de hız ve cesaret kazandığına dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti: ‘İmralı’nın Ankara şubesi’ “Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan planlar, özgürleştirme projeleri olarak artık Meclis çatısı altında da savunulmaktadır. İmralı canisini de kapsayacak kademeli siyasi af çağrıları demokrasi adına Meclis kürsüsünden seslendirilmektedir. Silahlı terörün siyasi kolu olan İmralı maşalarının, TBMM çatısı altında devlete, anayasaya ve kanunlara alenen meydan okumaları karşısında hükümet suskun ve sessiz, Meclis hareketsiz ve adalet etkisizdir.’’ Konuşmasında ilk kez adını açıkça andığı DTP’yi “İmralı ve Telekom grevinde uzlaşı arayışları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Telekomünikasyon AŞ’de 36’ncı gününü dolduran grevle ilgili anlaşma zemini bulunması amacıyla taraflar yarın yeniden bir araya gelecek. 16 Ekim’de başlayan grevin ardından Türk Telekom ve Haberİş Sendikası yetkilileri bir araya gelmiş ancak uzlaşma yine sağlanamamıştı. Kandil’in Ankara Şubesi” olarak adlandıran Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın hedefleri PKK’nin siyasi hedefleri ile örtüşen böyle bir partiye, “Terör örgütüyle aralarına mesafe koyma çağrıları”nın ne anlama geldiğinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. MHP’nin bölücülük suçlarından dokunulmazlığın sınırlandırılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisine “siyasi linç” olacağı gerekçesiyle karşı çıkan AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat’a da tepki gösteren Bahçeli, AKP sözcüleri ile DTP’lilerin linç söyleminin benzeştiğine dikkat çekti. Bahçeli, “Bölücü hainler bizzat Başbakan tarafından koruma altına alınmıştır’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Eve dönüş yasasından dağdakiler değil daha çok cezaevindekiler yararlandı Korucuların kirli bağlantıları ? Yurt Haberleri Servisi Hakkâri Çukurca’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen 6 korucudan bazılarının, terör örgütü PKK’nin yöneticilerinden Ramazan Aybi ile temasının bulunduğu tespit edildi. Zanlıların, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgedeki faaliyetleri ve askeri hareketlilik konusunda doğrudan ve dolaylı olarak bilgi verdikleri saptandı. Alıcı: Usulsüzlük benimle ilgili değil ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Emin Alıcı, dün bazı gazetelerde yer alan üniversite vakfında usulsüzlük yapıldığına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Söz konusu harcamaların, üniversite dışından proje alan bir öğretim üyesinin, jeotermal enerji konusunda arazide çalışırken ekibiyle yaptıklarından oluştuğu belirtilen açıklamada, “Projeyi yürüten öğretim üyesinden bu harcamaların tümü tahsil edilmiş, soruşturma sürdürmektedir” denildi. Çıkan ‘af’lar çözüm olmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son günlerdeki söylemi “yeni bir Kürt planı” olasılığıyla birlikte af tartışmasını da gündeme getirdi. DTP ve PKK genel af isterken bugüne değin çıkarılan pişmanlık yasalarından beklenen sonuç elde edilemedi. AKP’nin yaşama geçirdiği ve teröristleri dağdan indirmeyi planlayan “eve dönüş” yasasından yararlanmak için başvuranların sayısı yalnızca 254’te kaldı. Cezaevlerindeki PKK üyelerinden 1264’ü yasadan yararlanmak istedi bunlardan 462’si tahliye edildi. “Amaç silah bıraktırmak” diyen ancak bir plan açıklamayan Başbakan Erdoğan’ın sözleri “genel af iması” olarak değerlendirildi. AKP’nin iktidara gelmesinin hemen ardından özellikle PKK’nin dağ kadrolarını “eritmek” amacıyla 6 Ağustos 2003 tarihinde “Topluma Kazandırma/Eve Dönüş” adı altında yasa çıkarıldı. Yasanın amacı, siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için kurulmuş terör örgütleri mensuplarının topluma yeniden kazandırılması, toplumsal huzur ve dayanışmanın güçlendirilerek devam ettirilmesi olarak açıklandı. Özellikle Kuzey Irak’taki örgüt yöneticilerinin toplu halde teslim olması amaçlanmıştı. Altı ay yürürlükte kalan yasadan yararlanmak için cezaevinde bulunan 2 bin 640 tutuklu ve hükümlü başvururken 772 terör zanlısı da teslim oldu. Bu veriler de yasadan beklenenin gerçekleşmediğini ortaya koydu. Çünkü yasanın temel amacı dağda olup da örgüt hakkında bilgi veren ve suça karışmamış olanların “topluma kazandırılması”ydı. Ancak “eve dönmek” isteyenlerin ağırlıklı bölümünü dağdakiler değil cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler oluşturdu. Ok: Kapatma kesin çözüm değil Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nda eksiklikler bulunduğunu kaydeden Nuri Ok, “Örneğin, fiilin ağırlığına göre, Anayasa Mahkemesi kapatma yaptırımı yerine Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma yaptırımı da uygula AKP’liden bir ‘lan’ da Baykal’a ? Haber Merkezi AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, AKP Bandırma İlçe Gençlik Kolları’nın önceki akşam Ticaret Odası Salonu’nda düzenlediği kongrede, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, “Kuzey Irak’taki peşmerge çocuklarını Türkiye’deki üniversitelerde eğitelim’’ önerisine, “Onların çocukları üniversitede okuyacak çocuk da, bizimkiler ağaç kökü mü lan’’ diyerek tepki gösterdi. Öztaylan, Kürt peşmergelerin Türk üniversitelerinde eğitim görmesinin kanına dokunduğunu belirterek “Böyle bir öneriye ben sıcak bakmadığım gibi, partim de sıcak bakmadı ve bakmayacak’’ diye konuştu. Yurtdışından gelen olmadı Daha önce çıkarılan yedi ayrı yasa için de 4 bin 429 kişi başvurmuş ancak yalnızca 832 kişi yararlanabilmişti. Eve Dönüş Yasası’ndan yararlanmak için ise toplam 3 bin 412 kişi başvurdu, 1873 kişi yararlanabildi. Daha da ilginci eve dönüş için terör örgütü üyelerinden yurtdışından gelerek teslim olan olmadı. CUMHURİYET 05 K