22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2007 PAZARTESİ 6 HABERLER Bakan Vekili Dementyev, Nabucco’ya ancak kârlı olacağı garanti edilirse girebileceklerini söyledi Rusya’nın avantaj beklentisi MAHMUT GÜRER ‘İsrail’den açıklama bekliyoruz’ ? Dış Haberler Servisi Ortadoğu turuna çıkan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad ve Dışişleri Bakanı Velid Muallim’le bir araya geldi. Muallim, basın toplantısında Suriye hava sahasını ihlal eden İsrail uçağının Türkiye’nin bilgisi dahilinde hareket ettiğine ilişkin iddialarla ilgili bir soru üzerine “Türkiye’nin Suriye güvenliğini tehdit edecek faaliyetlere izin vermesi mümkün değil. Biz biriz, hiç kimse kendisine ateş etmez” dedi. İsrail’e geçen Babacan, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres tarafından kabul edildi. Soruları yanıtlayan Babacan, 6 Eylül’de İsrail savaş uçaklarının Suriye hava sahasındaki operasyonuyla ilgili bir açıklama beklediğini ifade ederek “Ne ve neden yapıldı bunun cevabını almayı umuyorum” dedi. ANKARA Rusya Enerji Bakan Vekili Andrei Dementyev, TürkiyeAB Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ne (Nabucco) ancak yüksek avantaj elde etmelerinin garanti edilmesi durumunda girebileceklerini söyledi. Dementyev, Nabucco’ya alternatif olan Kuzey Akım Projesi’nin Avrupa Birliği için daha avantajlı olacağını belirtirken, yakın süreçte Türkiye ile yeni doğalgaz anlaşmaları yapmak istediklerini ifade etti. Rusya Enerji Bakan Vekili Adrei Dementyev, Moskova’nın önümüzdeki dönem Türkiye’ye yönelik enerji politikalarını Cumhuriyet’e anlattı. Dementyev’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: Enerji alanında AnkaraMoskova ilişkileri nasıl? Türkiye bizim en büyük ekonomik ortaklarımızdan biri. İkili işbirliğimiz geçen bir ? Rusya Enerji Bakan Vekili Dementyev, Rus şirketlerinin Türkiye’deki doğalgaz dağıtım ve depolama tesisi ihaleleriyle yakından ilgilendiğini belirtirken AnkaraMoskova arasındaki olası bir yeni enerji anlaşmasında, doğalgazın Türkiye tarafından üçüncü ülkelere satışının olanaklı olmadığını ima etti. kaç yıldan bu yana oldukça gelişti. Başarılı ortaklıklarımız da gün geçtikçe büyüyor. Ve bu bizi “doğal ekonomik ittifak” haline getiriyor. Türkiye bizim beş önemli ticari partnerimizden biri. Son yıllarda yüksek makamlar arasında yapılan görüşmelerde de bu konuda önemli adımlar atıldı. Artık önümüzde duran en önemli soru Türkiye’nin başta enerji olmak üzere her zaman ilişkilerde bu kadar açık olup olmayacağı. Rusya önümüzdeki süreçte Türkiye’nin üçüncü ülkelere Rus doğalgazını satmasını öngören bir anlaşma imzalamayı düşünüyor mu? Rusya şu anda Türkiye’ye kullandığı gazın yüzde 70’ini sağlamaktadır. Bu konu üzerine zaten yorum yapmaya gerek yok. Rus ve Türk işadamlarının yeni enerji ortaklığı kurulması konusunda ciddi anlamda uğraştığını görüyoruz. Gazprom ve BOTAŞ bunun en önemli örneği. Bu şirketler hatırlanacağı gibi daha önce doğalgazın Türkiye üzerinden satılmasını öngören bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşmaya göre Rus gazı dünya pazarına Türkiye üzerinden çıkacak. 2006 yılında Rusya 19.9 milyar metreküp doğalgaz ihracatı yaptı. Bunun 12.4 milyar metreküpü TransFrankian Doğalgaz boru hattına, 7.5 milyar metreküpü de mavi akıma girdi. Ayrıca yaklaşık 5 milyon ton ham petrol ihraç edilirken, 3.6 milyon ton da işlenmiş petrol ihraç ettik. Rus şirketlerinin Türkiye’deki özelleştirmeler ile de ilgilendiğini biliyoruz... Türkiye’nin doğalgaza karşı büyüyen talebi karşısında Rus şirketleri de yeni, farklı ve çeşitli projeler içerisine girebilir. Bunlar örneğin gaz dağıtımı ve yeraltı depolarının inşası olabilir. Stroitransgaz, Podzemburgaz ve VNIIGAZ adlı şirketler şu anda bu iki proje üzerinde ciddi anlamda duruyor. Ayrıca istendiği zaman bu tür projelerin gerçekleştirilebildiği, Mavi Akım Doğalgaz Hattı ile gösterilmiş durumda. Rusya, AB’nin doğalgaz ihtiyacını Türkiye üzerinden karşılamaya yönelik Nabucco projesini nasıl değerlendiriyor? Rusya bu projeye katılmayı düşünüyor mu? Geçen haziran ayında Gazprom ve İtalya’nın Eni şirketi arasında Rusya’dan Avrupa’ya doğalgaz taşıyacak olan Kuzey Akım Doğalgaz Boru Hattı’na ilişkin bir anlaşma imzalandı. Biz bu projenin kaynak gaz rotaları konusunda Avrupa’ya bir rahatlık getireceğini zaten düşünüyoruz. 900 km. uzunluğunda olacak bu boru hattı Avrupa enerji güvenliği stratejileri bakımından da kabul gören bir yaklaşım. Nabucco’ya gelince, bu proje çok geniş bir yelpazeye dayalı ve Avrupa’nın doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirebilir. Önümüzdeki dönemde, Rus şirketleri de bu anlaşmanın bir parçası olabilir. Ancak bunun için çok yüksek kâr elde etmeleri kendilerine garanti edilirse... KEMAL DERVİŞ: Ulusal çıkarları ön planda tutun NEW YORK (ANKA) BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, “Dış kaynaklar ya da dış uzmanlar, asla ulusal egemenliğin yedeği olamazlar, ancak ulusal hamlelere destek ve tamamlayıcı olabilirler” diyerek ülkelere ulusal çıkarlarını ön planda tutmaları çağrısında bulundu. UNDP Başkanı Başkanı Derviş, Demokratik Yönetişim (Kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımı) İçin Ortaklık çalışmalarının başlatılması dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuştu. Toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ve diğer uluslararası kuruluşların yöneticileriyle dünyadan politikacılar katıldı. UNDP için kalkınma yardımı çalışmalarında iki unsuru esas kabul ettiklerini, bunlardan birincisinin “kalkınma çabalarında ulusal dinamikler ve ulusal aidiyetin tüm kalkınma aşamalarını sürüklemesi olduğunu” bildirdi. İkinci olarak dış kaynakların geçici ve ulusal kapasite geliştirmeyi kolaylaştırma amacı taşımak zorunda olduğunu kaydeden Derviş, “Bu iki koşulla, tarihte kendi ulusal kapasitelerini geliştirmede yabancı uzmanlıktan yararlanmış birçok başarılı ve ilginç örnek bulunmaktadır” diye konuştu. Örneklerden ikisinin özellikle ilgi çekici olduğunu, Japonya’nın 19’uncu yüzyılda dışarıdan üst düzey uzmanlar davet ederek, uzun dönemlerde ve birçok alanda etkileyici kapasite geliştirme ve çağdaşlaşma hamlesine yardımcı olmalarını sağladığını kaydeden Derviş şöyle devam etti: “Diğer örneği kendi ülkem Türkiye’den vermek isterim. Çağdaş Cumhuriyet kurulduktan kısa bir süre sonra Cumhuriyet’i kuranlar, devlet kapasitesinin özellikle eğitimde gelişmesine katkıda bulunmak üzere Avrupalı uzmanları davet etmişlerdi. Uzmanların çoğu Avrupa’nın bazı bölümlerinde zulümle ya da faşizm ve ırkçılığın kötülükleriyle karşılaşmış kişilerdi. Dolayısıyla bu gibi birçok örnek vardır ve sanırım ulusal hamlelerle dünyanın her bir yanından, bunlara yardımcı olabilecek uzmanlıkları bir araya getirme ihtiyacı bulunmaktadır.” Hukuk Muhakemeleri Kanun Taslağı’nda yargıcın ‘hata sorumluluğu’ devlete yükleniyor Sorumlu devlet olacak HÜLYA KESKİN Blackwater 17 sivili öldürmüş ? BAĞDAT (AA) Irak hükümetinin kurduğu soruşturma komitesi, Amerikan Blackwater özel güvenlik firması adına çalışan görevlilerin, daha önce açıklandığı gibi 11 değil, 17 Iraklı sivili öldürdüğünü açıkladı. Hükümet Sözcüsü Ali El Dabbağ, yaptığı açıklamada, soruşturma komitesinin, öldürülen sivillerin sayısının 17 olduğunu belirlediği ve güvenlik güçlerinin “kasıtlı olarak adam öldürmekle” suçlandıklarını kaydetti. Bağdat’ta 16 Eylül’de, Blackwater güvenlik elemanlarının açtığı ateş sonucu 11 kişinin öldüğü bildirilmişti. Demirel: 12.’yi halk seçsin ? SOFYA (AA) Balkan Siyasi Kulübü’nün konferansı dolayısıyla Sofya’da bulunan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, anayasa değişikliği için referandum yapılacağını ve büyük ihtimalle de kabul edileceğini kaydederek “Referanduma götürülen anayasa değişikliğinde bir madde var. O madde 11’inci cumhurbaşkanını halkın seçeceğini ortaya koyuyor. Halbuki 11’inci Cumhurbaşkanı yeni Meclis tarafından seçildi” dedi. Demirel ayrıca, “Doğru olan 12’inci cumhurbaşkanını halkın seçmesidir” diye konuştu. Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve Başbakanlığa gönderilen Hukuk Muhakemeleri Kanun Taslağı, “yargıcın, verdiği yanlış karardan dolayı birinci derecede sorumlu” olma durumunu değiştirerek, “devletin birinci derecede sorumlu olma” şartını getiriyor. Hukuk Muhakemeleri Kanun Taslağı Komisyon Başkanı ve Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcraİflas Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Yargıtay’ın bu konuda, “önce yargıcın suçu kanıtlansın, sonra tazminat davası açılsın” düşüncesinde olduğunu söyledi. Pekcanıtez, “Hâkimlerin birinci sorumluğuna yönelik hükümler Yargıtay üyeleri hakkında da geçerli. Ancak Yargıtay her nasılsa verdiği bir kararla sadece Yargıtay üyeleri bakımından sorumluluk davası açılması için üyesinin öncelikle Anayasa Mahkemesi’nde cezaya mahkum edilmesi zorunluluğunu getirdi. Benim düşünceme göre hâkimlerimizin düşüncesi bunu koşullu yaymak. Bu bir görüştür. Saygı duyuyorum. Fakat bu da yargıya başvuran kişilere yeterli korunma sağlamaması demektir” dedi. Kasıt varsa tazminat davası Pekcanıtez, taslak kabul edildiği takdirde hâkimlerin verdikleri yanlış karardan dolayı devletin birinci derecede sorumlu olacağını, tasarı ile devletin sorumluluğu üstleneceğini, hâkimin kastı varsa tazminat davası açılacağını ifade etti. Pekcanıtez, “Avrupa ülkelerinin çoğunda bu böyledir. Hâkimin verdiği yanlış karardan dolayı mağdur olan kişinin, mağduriyetinden birinci derecede devlet sorumludur. Biz de hazırladığımız taslakla, davanın Adalet Bakanlığı’na açılması şartını getirdik” dedi. Bazı hukuk çevrelerinde “yargıcın suçluluğu kanıtlandıktan sonra tazminat davası açılsın” düşüncesinin yaygın ol duğunu söyleyen Pof. Dr. Hakan Pekcanıtez, taslağı hazırlarken bu düşünceyi de ele aldıklarını, fakat bu durumun mağdur kişinin haklarının korunması açısından olumsuz bir görüş olacağı kararına vardıklarını anlattı. Ankara’ya gitmek şart Bugünkü düzenlemeler çerçevesinde hâkimlerin yanlış kararları yüzünden mağdur olan kişilerin hâkime doğrudan sorumluluk davası açabileceğini, bu tür davaların yalnızca Yargıtay’da açılabilmesi koşulunu getirdiklerini söyleyen Pekcanıtez, “Öyle her yerde rasgele dava açılamayacak. Yargıtay gibi birinci dereceye gelmiş hâkimler bu sorumluk davasına bakacak ve en önemlisi de dava açacak kişi Ankara’ya gitmek zorunda kalacak. Böylece biz hâkimlerin rasgele devlete karşı da olsa açılacak tazminat davalarından korunmasını sağlamayı amaçladık” diye konuştu. ‘ÖSS’ye inat yaşasın hayat’ DİSK çatısı altında kuruluş çalışmaları yürütülen Öğrenci Gençlik Sendikası (GençSen) üyeleri Taksim’de ÖSS ve paralı eğitimi protesto etti. “ÖSS’ye İnat Yaşasın Hayat”, “Savaşa Değil Eğitime Bütçe”, “Pasosu Olan Herkese Sendika” sloganları atan gençler “Eğitim Haktır Satılamaz” yazılı pankart açtılar. Grup adına basın açıklamasını okuyan Umut Kocagöz, yeni eğitim yılında tüm bölümlerin harçlarına yapılan yüzde 5’lik zamlar ile birlikte, tıp ve konservatuvar gibi bölümlerin harçlarının 508 YTL ’ye çıkarılmasına tepki gösterdi. Sendikaların araştırmalarına göre, bir öğrencinin üniversiteye ilk adımını atmasının maliyetinin 2 bin 730 YTL olduğunu belirten Kocagöz, devlet yurdunda kalan bir öğrencinin bile aylık temel harcamalarının 686 YTL ’ye ulaştığına dikkat çekti. Kocagöz, “Verilen kredi ve burslardaki komik rakamları da düşünürsek, ortalama bir öğrencinin bitkisel hayat dışında bir yaşam şansı kalmıyor” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) YENİBOSNA’DA GERGİNLİK Polis, genci sırtından vurdu İstanbul Haber Servisi Yenibosna’da sol içerikli bir dergiyi satan gençlerle polis arasında çıkan tartışmada, Ferhat Gerçek adlı genç, polis tarafından sırtından vuruldu. Gerçek, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, polis 16 kişiyi gözaltına aldı. Olay dün öğle saatlerinde Yenibosna Zafer Mahallesi Taşyolu Caddesi üzerinde meydana geldi. “Yürüyüş” adlı dergiyi satan gençler, kendilerini uyaran bir polisle tartıştı. İddiaya göre tartışmanın ardından bölgeden uzaklaşan gençlere bir polis memurunun ateş açması sonucu Ferhat Gerçek adlı genç sırtından vuruldu. Olayın ardından Gerçek hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, bölgede yoğun önlem alan polis 16 kişiyi gözaltına aldı. ÖSS’de dereceye giren 40 öğrenci ‘üstün başarı bursu’ndan yararlanacak TEV’den başarıya burs MEHLİKA AKGÜN Türk Eğitim Vakfı (TEV) 40. yılı anısına, 2007 yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nda dereceye giren 40 öğrenciye, öğrenim hayatları boyunca burs verecek. TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, üstün başarı bursu kazananlara dokuz ay boyunca sekiz bin YTL burs vereceklerini belirterek “Bu üstün yetenekli çocuklara tanınan imkân daha önce hiçbir öğrenciye tanınmadı. Amacımız, öğrencilerin yeteneklerini öğrenip, onları bu doğrultuda yönlendirmek, bilinçlendirmek ve Türkiye’ye kazandırmak” dedi. Bugüne dek yurtiçinde 150 bin 136 öğrenciye, yurtdışında ise 1159 öğrenciye burs verdiklerini anlatan Bilal, bu süre boyunca 14 ilköğretim okulu, bir Anadolu lisesi, bir güzel sanatlar Anadolu lisesi, iki yurt binası, bir çok amaçlı toplum merkezi, bir mesleki eğitim merkezi, bir kütüphane ve TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi açtıklarını ifade etti. 20082009 eğitimöğretim yılında 7 bin 600 öğrenciye burs Sim kart sokan askere hapis ? ANKARA (ANKA) Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, askeri tesislere ve orduevlerine sim kart sokan asker Ş.Ş’ye “emre itaatsizlikte ısrar” suçundan verilen bir yıl hapis cezasını onadı. Emsal niteliği taşıyan kararda, “Cep telefonu bulundurulmasının yasaklanmasında sadece istihbarata değil, sabotaja da karşı korunmanın amaçlanması, sanıkta sim kartı ele geçmesinin de, aynı suçu oluşturması karşısında mahkumiyet hükmünün onanması gerekir” denildi. TEV bugüne dek yüzbinlerce öğrenciye burs verdi. verileceğini dile getiren Bilal, burslardan Atatürk ilkelerine bağlı, maddi desteğe ihtiyaç duyan başarılı öğrencilerin faydalanabileceğini söyledi. 40. yılın anısına geleceğin liderlerinin yetişmesi amacıyla 40 öğrenciye ‘Üstün Başarı Bursu’ verileceğini vurgulayan Bilal, “Sayısal ve Eşit Ağırlık alanlarında ilk beş bine giren öğrenciye mektup gönderdik ve bunlardan 1700 öğrenci bize form gönderdi. Form gönderen öğrencileri üç kademeli olarak eleyeceğiz. İlk etapta 500’e, sonra 120’ye, sonra da 40’a düşüreceğiz. Seçilen 40 öğrenci öğrenimlerinin sonuna kadar burslardan yararlanacak. Lisans öğrenimi bittikten sonra mastera başlayanlar master bursundan, doktoraya başlayanlar doktora bursundan yararlanabilecek. Hatta yurtdışı burslarına da başvurabilecekler” diye konuştu. Üstün başarı bursunu kazananlara dokuz ay boyunca sekiz bin lira verileceğini anlatan Bilal, “Amacımız, öğrencileri yetenekleri doğrultuda yönlendirmek ve Türkiye’ye kazandırmak. Bu 40 öğrenciyle daha çok birlikte olacağız, onların yetenekleri doğrultusunda onları destekleyeceğiz” açıklamasını yaptı. TEV’in 40. yılında yeni projelere başlandığını ve kurumsal işbirlikleri yapıldığını vurgulayan Bilal, “Bu yıl, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘öğrenci merkezli ve proje tabanlı’ eğitime geçişi döneminde öğretmenlere ve öğretmen adaylarına ‘öğrenciye analitik düşünme becerisi kazandırmak’ amacıyla, bu yöntemi öğrenmesi ve uygulayabilmesi için ‘Öğretmene proje yaptırma eğitimi’ kursu açtık” ifadesini kullandı. Bu proje ile, eğitim sisteminin yetersizliğinde hissedilen ‘eleştirel düşünce becerisinin’ seçilen formatör öğretmenlere öğretilmesi ve verilen eğitimin silsileler halinde yayılmasının hedeflendiği dile getiren Bilal, projenin önümüzdeki haziran ayında sonuçlanacağını söyledi. TEV ve İSTANBUL CUP işbirliği ile Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nün önderliğinde, Türkiye’de ilk kez ‘Tenis Bursu Fonu’ oluşturulduğuna dikkat çeken Bilal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu fon ile, Türk tenisçilerine ve tenis sporunda kariyer yapmak isteyen gençlerin dünya platformunda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeleri hedefliyoruz.” ‘Yardım etmek isteyenler coplandı’ Dergi dağıtımı sırasında olaya tanık olan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi, dergi satarken yanlarına gelen polislerin sözlü tacizde bulunarak hakaret ettiklerini belirterek, “Tartışmanın ardından birkaç el silah sesi duyduk. Gidip baktığımızda Ferhat sırtından vurulmuş bir şekilde yerde yatıyordu. Polisler yerde kanlar içinde yatan Ferhat’a yardım etmek isteyenleri de copladı” diye konuştu. Olayların ardından Temel Haklar Federasyonu tarafından yapılan basın açıklamasında, polisin dağıtım yapanlara önce sözlü tacizde bulunduğu, ardından takip ederek Ferhat Gerçek adlı bir genci sırtından vurduğu belirtildi. Polisin gözaltına aldığı kişilere yönelik sert müdahalede bulunduğu ifade edilen açıklamada, “Kemal Kaya’nın kafatasında iki kırık, Hatun Gül Aygun’un da dudağında patlaklar olduğu” kaydedildi. Polisin derneklerine yönelik gerçekleştirdiği gaz bombalı saldırıya da tepki gösteren federasyon üyeleri, bir süre slogan atarak dağıldılar. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle