23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mimarlar, AKM yıkımının gericiliğin artmasıyla eşzamanlı gündeme geldiğini anımsatıyorlar 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR ‘Cumhuriyetin belleği yıkılıyor’ OKTAY EKİNCİ Referandumda Halka Neler Sorulamaz Sevgili okurlarım, siyaset alanında, “Popülizm” ya da “Halk dalkavukluğu” denilen davranış, demokrasiler için son derece tehlikelidir. Tarihteki kanlı ya da baskıcı diktatörlüklerin birçoğunun altında bu eğilim yatar. ??? Popülizm, ya da Halk diktatörlüğü denilen davranışın bilimsel adı “Demagoji”dir. Demagoji, günlük yaşamda kullanıldığı gibi, sadece “konuyu saptırmak”, “konuyu dağıtmak ve sulandırmak” anlamına gelmez. Demagoji sözcüğü esas olarak, “halkın tutkularını ve önyargılarını okşayarak, onları överek aldatıp kendi yanına çekmek” anlamını taşır. Bir anlamı da “halk egemenliğinin, çoğunluk yönetiminin kötüye kullanılmasıdır”. Genellikle bu eğilim, sonunda faşist rejimlerin kurulmasına yol açar. Tarihteki en belirgin örnekleri, İtalya’da Mussolini, Almanya’da Hitler, Arjantin’de Peron yönetimleridir. ??? “Referandum”, demokratik rejimlerin bir yöntemidir. Önemli konularda, meclisin karar vermesi yerine, halkın tercihlerini doğrudan belirlemek için başvurulur. Tam bu noktada, Referandum’un, Popülizm, Halk dalkavukluğu veya daha bilimsel terimiyle, Demagoji için kullanılması tehlikesi ortaya çıkar. ??? Referandum’un büyük bir sakıncası vardır: Din gibi, milliyetçilik gibi hassas ve duygusal konuların veya karizmatik liderlik özelliklerinin kullanılarak, yani halkın önyargıları ve tutkuları istismar edilerek, demokrasinin tahrip edilmesi, çoğunluk diktatörlüğüne yol açacak kararların bu yolla alınabilmesi tehlikesine açıktır. Bu açıdan, referandum, demokrasilerde çok dikkatle kullanılması gereken bir yöntemdir. ??? Demokratik bir rejimde halka, demokrasinin temellerini tahrip edecek konularda fikir soramazsınız! Örneğin, laikliğin kaldırılmasını referandum konusu yapamazsınız. Serbest ve eşit oy ilkesini sınırlayıcı ve kısıtlayıcı önlemler almak için halkın fikrini soramazsınız. Bir siyasal liderin ömür boyu başkan veya başbakan olmasını referanduma sunamazsınız. Yargıyı siyasal iktidara bağımlı kılacak önerilerde bulunamazsınız. Bir başkanlık sisteminde, o sistemi zedeleyecek parlamenter mekanizmaları, ya da bir parlamenter sistemde, o sistemi çıkmaza sokacak başkanlık seçimi usulleri için halka giderseniz, rejimin ana mantığını yok eder, demokrasiyi işlemez hale getirirsiniz. ??? Meclis’te çoğunluk desteğini almışsanız, yukarda belirtilen bütün eylemleri şeklen yapabilirsiniz. Ama o zaman o rejimin adı “Demokrasi” olmaz! ??? Tabii bütün Demagoglar, yukarda belirttiğim bu ilkeleri görmezden gelip, “Siz halktan korkuyor musunuz?” “Milli egemenliğe inanmıyor musunuz?”, “Halk ne eylerse güzel eyler” gibi demagojik sloganlarla demokrasinin altını oyarlar. Bu Demagoglar’ın peşinden gidilirse de, son günlerde halka bedava erzak dağıtımı yapılırken okumaları istenen Fatiha, artık Demokrasi’nin ruhu için de okunur! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Cumhuriyet devriminin “çağdaşlaşma bilinci”ni mimariye de yansıtan örnekleri yaşatmak üzere “Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasının Belgelenmesi, Korunması ve Değerlendirilmesi” çalışmalarını başlatan Mimarlar Odası, hükümetin “yıkmak” istediği İstanbulAtatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) de aynı kapsamda korunmasını istiyor. Odanın 5 Ekim 2007 tarihli basın açıklamasında, geçmişe saygısız imar politikaları yüzünden “Cumhuriyet kurumlarının Cumhuriyeti yok ettiği” vurgulanarak AKM için şunlar anımsatılıyor: “AKM yıkımının, üstelik İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi bağlamında oluşturulan yasa tasarısının içerisine ironik bir biçimde sokularak TBMM komisyonlarından geçmesi, içinde bulunduğumuz kaygı verici koşulları apaçık ortaya koymaktadır…” ALİHSİZ BİR YASA T Mimarlar Odası önemli bir vurgulama yapıyor. AKM tartışması gerçekten de “kaygı ve ? “Mimarlık yapıtları bir ülkenin belleğinin en önemli öğeleri arasındadır ve kayıpların devam etmesi halinde ülke halkı bir süre sonra belleğini yitirecektir” diyen Mimarlar Odası, kamuoyunu ve tüm ilgilileri, “Cumhuriyetin mekân ve yapılarını korumaya ve günümüz yaşamının ayrılmaz parçaları olarak değerlendirmeye; aynı kapsamda AKM yıkımını da durdurmak için herkesi somut girişimlerde bulunmaya” davet etti. rici” boyutlara tırmandırılmıştır. Koruma Kurulu tarafından bir “Cumhuriyet mirası” kimliğiyle ve döneminin çağdaş mimarlık anlayışını da simgelediğinden ötürü “kültür varlığı” olarak belirlenmiş bir binanın, İstanbul’un “Avrupa Kültür Başkenti” olacağı 2010 yılında da etkinliklere ev sahipliği yapması gerekirken, artık “eski”diği gerekçesiyle ortadan kaldırılmasına çalışmak nasıl bir kültür anlayışıdır? Hükümetin bu niyetini TBMM’den geçecek kültür amaçlı bir yasaya bile yansıtması, ulusun temsilcisi parlamento adına ne kadar düşündürücüyse; önceki Bakan Atilla Koç dönemindeki yersiz gerilimleri gidermesi beklenen yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın böyle bir yasaya seyirci kalması da o kadar düşündürücü… Gerçi Bakan Günay; “Yenisi 2010’a yetişmezse yıktırmam” diyerek AKM’nin “şimdilik” kalacağını açıklamış gibi olsa bile asıl söylenmesi gereken “Bu bina Cumhuriyetin ve İstanbul’un bellek değeridir; korunacaktır” değil midir? İMARLAR ODASI’NIN ÇAĞRISI M Nitekim, yine Mimarlar Odası açıklamasında, “Mimarlık yapıtları bir ülkenin belleğinin en önemli öğeleri arasındadır ve kayıpların devam etmesi halinde ülke halkı bir süre sonra belleğini yitirecektir. Bu yitirilecek olan bellek aslında, halen içinde yaşadığımız, vatandaşı olmakla övündüğümüz Cumhuriyet’in belleğidir…” denerek şunların da altı çiziliyor: “AKM dahil Cumhuriyet dönemi yapıları; Tasarlandıkları dönemin ve onu tasar layan mimarın içinde yaşadığı toplumun anlayış, gereksinme ve ilişkilerinin somut göstergeleri olarak belge değeri; Kentsel belleğin bir parçası olarak kimlik değeri; Tasarlandıkları ve inşa edildikleri dönemin tasarım ve mimari anlayışını yansıtması açısından mimari değer; Toplumun gereksinmesini halen karşılayabilmesi açısından işlevsel ve ekonomik değer; Belleğimizdeki bir olayla ilişkisi bakımından anı değeri taşımaktadırlar…” Bütün bu anımsatmalar ışığında AKM tartışmasına bakıldığında, binanın yıkımı yönündeki “siyasal istem”in aynı anda Cumhuriyetin kimi değerlerine karşı çıkışların da giderek arttığı bir süreçte gündeme gelmesi dikkat çekiyor… Bu nedenle Mimarlar Odası, kamuoyunu ve tüm ilgilileri, “Cumhuriyetin mekân ve yapılarını korumaya ve günümüz yaşamının ayrılmaz parçaları olarak değerlendirmeye; aynı kapsamda AKM yıkımını da durdurmak için herkesi somut girişimlerde bulunmaya” davet ediyor... HELİKOPTER İNİŞ YAPAMADI Çanakkale’de sağlık skandalı ÇANAKKALE (AA) Çanakkale Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde yatan bir hastanın nakli için gelen sağlık helikopteri, çalışma saatleri dışında olması nedeniyle havaalanına iniş yapamadı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi Kürşat Yırık, dün gece Biga ilçesinde geçirdiği trafik kazası sonucu ağır yaralandı. Çanakkale Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Yırık’ın, iç kanamasının durdurulamaması nedeniyle Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine nakli için İstanbul’dan özel sağlık helikopteri Çanakkale’ye çağrıldı. Sağlık helikopterinin, Çanakkale Havaalanı’na inmesine, havaalanının çalışma saatleri dışında olması nedeniyle izin verilmedi. Yırık’ın nakli için özel sedye getiren helikopter, Çanakkale Emniyet Müdürlüğü’nün devreye girmesiyle yaklaşık bir saat sonra Kepez Limanı’na iniş yaptı. Sağlık ekibi, limanda hazır bekleyen ambulansla birlikte hastaneye giderek yoğun bakımda yatan Yırık’ı özel sedyeyle alarak helikoptere getirdi. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırılan Yırık’ın babası Mevlüt Yırık’ın, Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru olduğu öğrenildi. Irkçılığa karşı kardeşlik horonu (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Toptan’ın kavgacı yeğenleri ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’in Balçova ilçesinde TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın kuzeni Hüseyin Toptan ve oğlu Mustafa Toptan, yol verme yüzünden bir kamyonet sürücüsüyle tartışmaya başladı. Bu sırada olay yeri yakınında bulunan iki polis memuru duruma müdahale etmek isterken, tartışma Mustafa Toptan’ın diğer oğlu Sinan Toptan ve iki komşusunun da katılmasıyla büyüyerek kavgaya dönüştü. Kavga sırasında bir polis memuru havaya ateş ederken, Sinan Toptan polisin elindeki silahı aldı. Toptan çevredekilerin müdahalesiyle polise silahını geri verirken, çıkan arbedede iki polis memuru ve Toptan kardeşler yaralandı. Kavganın ardından gözaltına alınan Toptan kardeşler ve iki komşuları serbest bırakıldı. BEKSAV ve Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyeleri dün Kadıköy’de ırkçılığı şovenizmi lanetlemek, halkların kardeşliğini haykırmak için “kardeşlik horonu”na durdular. BEKSAV üyeleri, Karadeniz insanını bugün ölüye bile saygısızlık yapan bir zihniyetin temsil edemeyeceğine dikkat çekerek, “Karadeniz’in Fikri Sönmez’leri, Cihan Alptekin’leri, her daim kardeşliğe çağıran Kazım Koyuncu’ları vardır” dediler. Kadıköy Eminönü İskelesi önünde bir araya gelen BEKSAV üyeleri adına yapılan açıklamada, ırkçılığın kitlesel bir biçimde örgütlenmeye çalışıldığı, düşmanlık kokan “ucube kliplerin”, soykırımcı zihniyetin, popüler kültürün bir unsunu haline getirildiği vurgulandı. Hrant Dink’in katillerine methiyeler düzülmesinin eleştirildiği açıklamada, “Toplum bilinci zehirlenmek ve çürütülmek isteniyor. Dink’in cansız bedenine bile saygısızlık yapan zihniyetin kaybedeceğini göstermek için buradayız. Sözlerimiz, şarkılarımız, danslarımız kardeşlik ve özgürlük içindir” denildi. BEKSAV ve ESP üyeleri tulum eşliğinde “kardeşlik horonu” teptiler. ESP üyeleri de basın açıklamasında, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan İstanbul Valisi Muammer Güler’in, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın istifa etmesi, Festus Okey’in öldürülmesinden sorumlu Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü’nün de görevden alınması istendi. Kumar operasyonu ? İSTANBUL (AA) Bakırköy’de kumar oynatıldığı belirlenen bir villaya düzenlenen operasyonda yaklaşık 40 kişi gözaltına alındı. Yeşilköy Gazi Evranos Caddesi Gülibrişim Sokak’ta bulunan bir villada kumar oynatıldığı yönündeki ihbarı değerlendiren Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, söz konusu adrese operasyon düzenledi. Villada yapılan aramada çok sayıda kumar masası ve malzemesi ele geçiren polis, 40 kişiyi gözaltına aldı. ARMUTLU’DA YIKIM TEPKİSİ: Barınma hakkı gasp ediliyor İstanbul Haber Servisi Daha önce “Tekno Kent” projesi adı altında evlerinin yıkım kararı ile mağdur olan Armutlu’da yaşayan çok sayıda yurttaş, şimdi de “Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Projesi kapsamında evleri için yıkım kararı çıkarılan Armutlu, Fatih Sultan Mehmet ve Baltalimanı mahalleleri sakinleri Armutlu Meydanı’nda toplanarak kararı protesto etti. Burada bir basın açıklaması yapan Devrim Sönmez, evlerinin yıkılacağı güzergâhta yapılması planlanan yol için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne alternatif bir proje sunduklarını fakat yetkililerin bunu kabul etmediğini belirtti. İnsanların “barınma hakkının gasp edileceğini” belirten Sönmez, “İktidar, İstanbul’u kimlerin eğlenmesi için tahliye ediyor? Hangi üstün nitelikli insanlara hizmet etmek istiyor? AKP önce bu sorulara cevap versin. ‘Yıkılmayacak’ dediler, ‘tapularınızı vereceğiz’ dediler, bizlere yalan söyleyerek oylarımızı aldılar. Ama şunu iyi bilsinler ki evlerimizi yıkamayacaklar” dedi. Hayvanlar için kampanya ? İSTANBUL (AA) Evsiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği, “Kısırlaştıraşılatyaşat’’ kampanyası başlattı. Dernek Yönetim Kurulu üyesi Bilge Okay, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılıp aşılanması, kısırlaştırılması ve tıbbi bakımının yapılarak alındığı ortama bırakılmasının yasal bir yükümlülük olduğunu, ancak pek çok belediyenin bu hayvanları toplayıp kısırlaştırdıktan sonra şehir dışına terk ettiklerini anlattı. TEMİZLİK GÖREVLİSİ GÖZALTINDA Okulda uyuşturucu İstanbul Haber Servisi Maltepe’de bir ilköğretim okulunun tuvaletinde tadilat yapan işçiler kullanılmayan bir klozetin altında gizlenmiş paketler halinde esrar buldu. Okul yönetiminin ihbarı üzerine okula gelen polis, 94 adet esrar paketine el koydu. Paketlerin kime ait olduğunun belirlenmesi için çalışma başlatan polis, bir süre sonra paketleri almaya gelen okulun temizlik görevlisi G.T’yi gözaltına aldı. Maltepe Asayiş Büro Amirliği’ne götürülen şüphelinin paketi, eşi N.T’nin yerini tarif ederek kendisine getirmesini istediğini söylemesi üzerine, polis N.T’yi de yakalamak için çalışma başlattı. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle