29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2007 CUMA 6 HABERLER Rektöre soruşturma YÖK Denetleme Kurulu’nun raporlarında, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Önce, girmediği derslerin parasını almak, döner sermaye katkı paylarını usulsüz dağıtmak ve ‘sahte peygamber’ konusunu örtbas etmekle suçlanıyor RAHİP SANTORO CİNAYETİ FIRAT KOZOK BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Strasbourg’da Bir Senfoni Orkestrası... Son günlerde sanat dünyamızda arka arkaya başarılar, politikanın bunalttığı gönüllerimize ferahlık getirdi. O başarılardan biri olarak, Yaşar Kemal Usta’nın Teneke’si Milano’da La Scala Operası’nda müzikseverlerin önüne çıkarıldı ve tam not aldı. Bir ikincisi de şu: Rahmi M. Koç, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı yönetti ve başarısını ortaya koydu. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, övündüğümüz orkestralar arasında seçkin bir yere sahiptir; ve ülkemizde Batı müziğini desteklemede onun da katkıları görülüyor. Söz konusu konser de, yeni bir müzikçiye yol açmakta bir yardımlaşma adınadır. Bir üçüncü olay da, Şişli Belediyesi Senfoni Orkestrası’nın 29 Eylül’de Strasbourg’daki konseri oldu ve yüzlerce insanı büyüledi... ? Şişli Belediyesi Senfoni Orkestrası, uyanık bir belediyecinin, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün eseri. Olayda uyanıklığı da aşan bir şey var: Sarıgül, Atatürk’ün eseri “Çoksesli Müzik Devrimi’ nin bilincinde olarak, 2005 yılında orkestrayı kurar ve yönetimini Serâ Tokay’a bırakır. Serâ Tokay da ayrı bir olay... İstanbul’da, bir mimarlar ailesinde doğar; ve müziksel olgunlaşması Fransa’da olur. Bir süre “spiritüel inziva”ya çekilir; orada ermiştir ki, filozof ve orkestra şefi olmalıdır. Çabaları o yolda olur: Çeşitli yerlerde, çeşitli orkestra şefleriyle çalışır; sonunda, farklı etkilerin sentezi olarak bir orkestra şefi olup çıkar. Bunlar olurken, felsefe çalışmaları da sürer: Çözmek istediği sorun şudur: Şefle, orkestrası arasındaki ilişkisi neye dayanıyor? Onun sırrını çözdükten sonra eline bagetini alır ve Türkiye’de ve Türkiye dışında dolaşır. O bir “filozof” orkestra şefidir! Başına geçtiği Şişli Senfoni Orkestrası’nda, büyük yeteneklerle beraberdir. Onlardan biri, Çağ Erçağ, bir viyolonsel virtüözüdür. Anadolu’nun bağrından doğmuş bir şair olarak çalıyor... ? Şişli Belediyesi Senfoni Orkestrası, Strasbourg’da, 29 Eylül günü konserini, kentin Müzik ve Kongreler Sarayı’nda verdi. Orkestra, zengin repertuvarından şunları seçerek sundu: Çaykovski’nin, “Romeo ile Juliet’in uvertürü’’, ilk eserdi. Programda, ikinci eser olarak, SaintSaens’in, “Violonsel Konçertosu” (op. 33, no. 1) vardı. Üçüncü eser, bir Türk kompozitörün, Ferit Tüzün’ün “Esintiler” idi. Son olarak, ünlü Macar bestecisi Bartok’un “Kossuth”ün senfonik şiiri bulunuyordu. Sahnede, solda Türk bayrağı, sağda Şişli Belediyesi’nin flaması, ortada ise “Sizi izliyorum” yazılı bir Atatürk resmi bulunuyordu. Dev salonda, bini aşkın müziksever vardı: Fransa’da başka kentlerden gelenler de görülüyordu; başta Almanya’dan olmak üzere, öteki ülkelerden gelenler de eksik değildi. Bir beklenti ve merak da vardı salonda. Çünkü, hatırladığımıza göre, Strasbourg’da en az son yıllarda, bir ilk Türk senfoni orkestrası idi gelen. Orkestra sanatçılarının ardından, şef Serâ Tokay alkışlarla yerini alınca şölen başladı. Sanatçıların nasıl seçkin oluşları her bakımdan görülüyordu; daha da önemlisi, tüm orkestraya egemen olan uyumdu. Bu ise, en başta şef Serâ Tokay’ın eseri idi. Daha önce, uzun yıllar boyunca çok orkestra şefi gördüm: Serâ Tokay’ı da orkestrası ile bütünleşmenin nadir örneklerinden biri olarak hatırlayacağız. Orkestra, zengin repertuvardaki eserleri, üstün bir teknik ve duyarlıkla tattırdılar: Çağ Erçağ’ın, viyolonsel konçertosunu çalarken ortaya koyduğu virtüöziteyi de unutmayacağız. Bu güzelliklere yol açan, onları kucaklayıp Batı’ya temsilci olarak gönderen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e ise, borcumuz büyüktür. Strasbourg Başkonsolosluğu’nun örgütlediği ve örnek biçimde ağırladığı konser, görkemli olarak başladı ve öyle bitti. Ondan unutulmaz anılar kaldı... Apaçık bir gerçek de şu: Batı, en başta müzikle fethedilir. Şişli Belediyesi Senfoni Orkestrası da, elinde “çoksesli müziği” yorumlamada başarılar, bir kültür elçimizdir artık. Batı’dan, giderek dünyadan hep çağrılacak. Şimdiden, Berlin’den ve Viyana’dan bekleniyor. Strasbourg da, gelecek yıl sözünü aldı bile... Yargıtay O.A’nın hapis cezasını onadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’yu tabancayla öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanık O.A’ya verilen 18 yıl 10 ay ağır hapis cezasını onadı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde yapılan davanın temyiz duruşmasında karar açıklandı. Daire, Trabzon’da Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’yu tabancayla vurarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanık O.A’ya Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 18 yıl 10 ay ağır hapis cezasını onadı. Yerel mahkeme, 18 yıl 10 ay ağır hapis cezasına çarptırmış, O.A’nın, suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle cezasında indirime gidilmişti. Trabzon’da Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santoro, 5 Şubat 2006’da kilisede uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Sanık O.A’nın babası Hikmet A, “Cezada indirim bekliyorduk. Gerekli yerlere başvuracağız. Avukatları kötülemiyorum ama bu iş pasif gitti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız’’ dedi. ANKARA YÖK Denetleme Kurulu, rektörlük seçimlerinde kendisine rakip olan aday ve onun çevresindeki öğretim üyelerini sürgün eden Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Güner Önce hakkında 5 konuda soruşturma başlattı. YÖK Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan iki ayrı raporda, Önce’nin, Şubat 2003 ile Ekim 2006 arasında yurtiçi görevli olmasına karşın çok sayıda dersin ücretini aldığı, örneğin TemmuzAğustos 2004’te yerine başka bir imza atılmış olmasına karşın 70 saat ek ders ücreti tahakkuk ettirildiği belirtildi. Önce’nin döner sermaye ve katkı paylarının dağıtımında da usulsüzlük yaptığı belirtilen raporda, üniversitenin 20062007 yıllarına ait bordrolarında yasal dayanağı olmamasına karşın üniversite genel sekreteri, genel sekreter yardımcısı, bazı daire başkanları, şube müdürleri ve memurlara katkı payı ödendiğinin görüldüğü ifade edildi. Raporda, bir süre önce kamuoyuna “sahte peygamber” olayı olarak yansıyan Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Osman Nuri Benlioğlu hakkında yapılan disiplin soruşturmasının yavaş yürütüldüğü ve konunun örtbas edildiği iddialarına da yer verildi. Raporda, şu değerlendirmeler yapıldı: “Rektörün bu eyleminin, ağır disiplin suçunu işlemiş olan sanığı korumak ve rektörlük seçimleri öncesinde olayı büyütmemek düşüncesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.” Bilimsel düşünce özgür bırakılsın ‘Öğrencilerden usulsüz para topladı’ Denetleme Kurulu raporunda, üniversiteye kayıt sırasında öğrencilerden iradeleri ve bilgileri dışında para toplandığı, doğrudan vakfa ait şirketlere yatırılan paraların bir bölümünün vakıf senedinde öngörülmeyen keyfi harcamalarda kullanıldığı belirtildi. PROF. DR. SAİBE OKTAY ÖZDEMİR E ‘Kazanımlarımızı kaybediyoruz’ İstanbul Haber Servisi Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir, Türkiye’de son dönemde yaşanan Medeni Kanun tartışmalarının, toplumun laik ve demokratik kesimlerine, kanunla kazanılan hakları kaybetme korkusu yaşattığını söyledi. Özdemir, “Bunu tartışmak, Türkiye’de bazı kesimlerin uygarlığı içine sindiremediği anlamına gelir. Asıl konu, hiçbir yönetimin Türkiye’deki ihtiyaçları görerek, Avrupa ülkelerini görerek, günümüze hiç yakışmayan hükümleri değiştirme cesaretini göstermemesidir” dedi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği ve Türk Hukukçu Kadınlar Derneği’nin işbirliği ile dün Cihangir’de bulunan Aybay Hukuk Vakfı’nda gerçekleştirilen konferansta, Medeni Kanun’un 81. yılı kapsamında, laik hukuk sisteminin günümüzdeki kazanımları ve son zamanlarda Türkiye’de tartışmalar ele alındı. Konferansa konuşan Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir, Medeni Kanun’u “insanların anayasası” olarak nitelendirerek bir hukukçu olmadığı halde Atatürk’ün dönemin şartları doğrultusunda son derece çağdaş bir yasa hazırladığını belirtti. Atatürk’ten sonra gelen yönetimlerin ülke ihtiyaçları doğrultusunda kanunda değişiklikler yapamadığının altını çizen Özdemir, “Medeni Kanun’u eleştirerek yanlış yapılıyor. Asıl eleştirilmesi gereken zaman içinde göreve gelen parlamento üyelerinin, kanunu zamana uyarlamamalarıdır” diye konuştu. ğitimSen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi üyeleri, üniversitelerin sermaye sınıfının farklı fraksiyonları arasındaki kayıkçı kavgasının aktörü haline geldiğini belirterek, “Bu arada heder olan, bilimsel, özerk, demokratik üniversite hayalidir. Eğer bu ideal kaybedilirse geriye kalan sadece meslek diploması veren kurumlar olacaktır. Bizler, üniversitelerin meslek okullarına dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz” dediler. İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) Beyazıt’taki yerleşkesi önünde toplanan EğitimSen üyeleri adına açıklama yapan Eylem Özdemir, hükümetin üniversitelerde uyguladığı ücret politikasını eleştirerek, üniversetelerde özgür düşüncenin hâkim kılınmasının yolunun, üniversitelerin mali özerkliğinin kamu kaynaklarına ve piyasa mekanizmalarına bağımlı olmaktan kurtarılması olduğunu söyledi. Özdemir, “Üniversiteler, hükümetin siyasal tercihlerinden, YÖK boyunduruğundan ve akademik hiyerarşi silsilesindeki tüm makamların kişisel tutumlarından özerkleştiği takdirde, özgür bir hale gelir” ifadesini kullandı. (CİHAN ORUÇOĞLU) ‘Makam aracını keyfi kullandı’ Kurul son olarak, Önce’nin, makam aracını usulsüz kullandığı iddialarını da araştırdı. Yapılan incelemeler sonucunda, rektörün makam şoförü Ali Gündüz’ün, rektörün eşini bir kez İzmir’den Kütahya’ya getirdiği, rektörün de sık sık makam aracıyla Eskişehir’deki evine gittiği belirtildi. Sabah gazetesi ve atv’ye 6 talip çıkarken Vatan gazetesinin satılacağı ileri sürüldü Medyada hareketli günler İstanbul Haber Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF), el koyduğu Sabah gazetesi ve atv televizyonunun satış ihalesinin 6 Kasım’da yapılacağını duyurmasının ardından, medyada da hareketli günler yaşanmaya başlandı. Medya devi Rupert Murdoch’un ardından, inşaat sektöründeki adımları ile dikkati çeken Nurol Holding’in de, Sabah ve atv’ye talip olduğu ortaya çıktı. Böylece şirketle ilgilenen yatırımcıların sayısı 6’ya çıktı. Seçimden yaklaşık 3 ay önce TMSF’nin, 1 milyon tirajlı gazete, dergi ve Türkiye’nin en büyük televizyon kanallarına sahip Ciner Grubu’nun mallarına el koyması ile başlayan süreç, satın alma aşamasında, karmaşa ile sürüyor. TMSF sözcüsü Yusuf Adıgüzel, Nurol Holding’in ihale için şartname aldığını açıklarken, Sabah ve atv’nin eski sahibi medya patronu Turgay Ciner’in gelecek ile ilgili planları da, medya konulu sitelere yansıyor. TMSF sözcüsü Yusuf Adıgüzel, inşaat sektöründen askeri araçlara, finanstan gıdaya kadar bir çok farklı sektörde faaliyet gösteren, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Nurettin Çarmıklı’nın yaptığı Nurol Holding’in ihale ile ilgili olarak şartname aldığını söyledi. Adıgüzel, Sabah ile ilgilenen diğer beş grubun ise Rupert Murdoch’a ait News Corp, RTL Group, ProSiebenSat.1 Media AG, Central European Media Enterprises Ltd. ve Yunanistan’ın Antenna televizyonu olduğunu söyledi. TMSF’den Kanal 1, 120 milyon dolar nakit para, lisanslı dergiler ve bazı binalarını geri alan Turgay Ciner ise yeni gazete kurmak için hazırlıklarını sürdürüyor. medyafaresi.com isimli inter sitesinin haberine göre Ciner, çıkaracağı gazeteyi kendi matbaasında basmak için önce İstanbul ve Adana’dan arsa satın aldı. Medyada yer alan haberlere göre Doğan Grubu’na satılan Vatan Gazetesi, Alevi cemaatinin önde gelen işadamlarından Flokser Grup’un patronu Rafet Tükek’e satılacak. Vatan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Mutlu’ya göre ise görüşme iddiaları ‘hayal mahsulu’. Mutlu, Doğan Grubu ile yaptıkları anlaşmanın sürdüğünü söyledi. GENEL KURUL İLANI Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Olağan Genel Kurulu 0304 Kasım 2007 günleri, 09.0017.00 saatleri arasında İstanbul, Eminönü, Cağaloğlu, Türkocağı Caddesi No: 1, Basın Sarayı Kat: 2’deki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Burhan Felek Konferans Salonu’nda, aşağıdaki gündemi görüşmek üzere, 2821 sayılı Sendikalar Yasası’nın 10. maddesi gereği, delege usulü ile yapılacaktır. Gerekli yasal çoğunluk sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantı 1011 Kasım 2007 günleri, aynı saat ve yerde yapılacaktır. İlgililere, delegelere ve üyelerimize duyurulur. TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1 Açılış ve yoklama, 2 Başkanlık Divanının oluşturulması, 3 Saygı duruşu, 4 Konukların konuşmaları, 5 Genel Kurul açıklamasını hazırlama komisyonunun oluşturulması, 6 Ana tüzüğün 9. maddesinin, 19. maddesinin 18. ve 40. fıkralarının değiştirilmesi ve 44. fıkra eklenmesi, 21/IV maddesinin (k) ve (I) fıkralarının değiştirilmesi, 37. maddeye (e) fıkrası eklenmesi, 38. maddesinin 1. fıkrasının ve 58. maddesinin değiştirilmesi. 7 Organlara adaylık başvurularının yapılması, 8 Yönetim Kurulunun Çalışma ve Hesap Raporları ile Denetleme Kurulu Raporlarının okunup görüşülmesi, 9 Yönetim Kurulu’nca hazırlanan Tahmini Bütçenin görüşülmesi ve Genel Kurul’un onayına sunulması, 10 Yönetim ve Denetleme Kurullarının aklanması, 11 Genel Kurul Açıklama Komisyonu’nun hazırladığı raporun görüşülmesi, 12 Sendika Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulları ile Türkİş delegelerinin seçimi, 13 Kapanış. Basın: 52842 T.C. KOZAN ASLİYE l. HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 2006/142 Davacı Fatma Çekmen ve 14 kişi vekili Av. Abdullah Avcı tarafından, Davalı Hafıze Temur ve 18 kişi aleyhine açılan, Cebri Tescil davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince, Adana İli, Kozan ilçesi, Faydalı Köyü, 48 Cilt no, 5 Hane no da nüfusa kayıtlı olduğu ve Tufanpaşa Mah., Gamze Sk., Mevlana Koop. D Blok, Kat: 10, No: 20, Telf: 515 87 95 Kozan/ADANA adresinde ikamet etmekte olduğu bildirilen ancak, tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adresi tespit edilemeyen, Halis Vahit ve Emine’den olma 1972 d.lu SUNA GONCA DAĞLIOĞLU’na duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Mahkememize açılan davanın duruşması 26.11.2007 günü, saat 09.00’a bırakılmış olup, belli edilen gün ve saatte adı geçen davalının, Mahkememiz duruşma salonunda bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde yokluğunda yargılamaya devam olunacağı hususu, iş bu ilanın yayımı tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 20.09.2007 (Basın: 52759) Bütün dünya üzerinde bir tek güzel çocuk vardır. Bütün anneler de ona sahiptir. Çin atasözü EceEmrah Üreyen’in bebekleri BARTU aramıza hoşgeldin. ÜREYEN AİLESİ 03.10.2007 Viyana CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle