Katalog

5 EKİM 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Dans festivalinde Ziya Azazi’nin ‘Derviş’i büyüledi… KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Ruh okyanus, beden köpük oksul beden, ruh hareket “Y edinceye kadar hareket etmez: Atlar ileri atılıncaya kadar heybe olduğu yerde durur’’ diyordu Mevlana… “Bedenin yüzüne bakma, o bozulup yok olur. Ruhun yüzüne bak ki o hoş ve sevimlidir” diyordu. “Bil ki ruhlar okyanus, bedenler köpüklerdir” diyordu Divan’ında… Bu sözleri bana düşündüren, birkaç akşam önce Garajistanbul’da izlediğim Ziya Azazi’nin “Derviş” adlı eseri. Garajistanbul, geçen yıl, Tiyatro Yönetmeni Mustafa Avkıran ve koreograf Övül Avkıran’ın çabalarıyla açılan, bir yıldır birbirinden ilginç sanatsal olaylara, performanslara ev sahipliği yapan bir mekân. Farklı kullanımlara olanak sağlayan bir mekân. (Galatasaray’da Yapı Kredi Kitapevi ve Sergi Salonları’ndan sonra sola sapın bulursunuz.) Burası, geçen haftadan beri “İDans” İstanbul Uluslararası Çağdaş Dans Festivali’ni ağırlıyor. Bimeras Kültür Vakfı’nca düzenlenen festivalde, bir haftadır gösteriler doludizgin ilerliyor. 15 Ekim’e dek sürecek, yani hâlâ gidip izleme olanağınız var. Türkiye, Fransa, Belçika, Pakistan, ABD, Portekiz, İsrail, Hollanda, Filistin, Almanya, Norveç, Lübnan, Hırvatistan, Macaristan ve Tayland’dan birbirinden önemli, çağdaş dans sanatına, deneysel çalışmalara imza atmış önemli koreograflar katılıyor. OLO YA DA BEDENİN YALNIZLIĞI Festivalin programı “Solo?” teması çerçevesinde düzenlenmiş. Ama sondaki soru işaretine dikkat! Solo, yalnız, tek başına demek. Ancak hangi eylem, hangi devinim, hangi kim Etna’nın Büyüsü Bir kent düşünün, hediyelik eşyaları bile simsiyah taşlardan, lavlardan yapılmış... Kentin belleğini yansıtan daha etkileyici bir simge olabilir mi? Etna yanardağının eteğinde kurulmuş, tarih boyunca kim bilir kaç kez yanardağın hışmına uğramış bir kent: Catania... Sicilya adasının en güzel kentlerinden biri… “Sanatın Limanları” adlı şenlikte “Altın Yollar/Piri Reisi’in İzinde” adlı projemizi sunmak için buradayım. Aslında ne yalan söyleyeyim, Catania aklımızdan geçmiyordu. Ama Catania Üniversitesi profesörlerinden Corrado Russo, öyle ısrarcı oldu ki, Catania’yı da proje kapsamına almaya karar verdik. Prof. Russo, Piri Reis”in Catania’ya geldiğini, Piri Reis’le ilgili bir projenin yolunun mutlaka Catania’dan geçmesi gerektiğini söylüyordu. Danışmanımız Emekli Tümgeneral Cevat Ülkekul, Piri Reis’in Catania haritalarını önümüze koyduğunda yapacak bir şey kalmamıştı. Catania’ya gidilecekti. Geçen yıl, İspanya’yı onur konuğu yapan “Sanatın Limanları” adlı festival bu yıl onur konuğu olarak Türkiye’yi ağırlıyor. Serra Yılmaz’dan Nazlı Eray’a, Ümit Ünal’dan Baba Zula’ya farklı sanat alanlarından güzel bir seçkiyle. Çağdaş sanat alanından Şükran Moral ve Nezahat Ekici gibi iki değerli sanatçının yerleştirmelerinin yanı sıra Taormina’da yaşayan mimar Aykut Saibas’ın resimleri yer alıyor Benedittini Manastırı’nın mahzenlerinde (restorasyon uzmanlarımız keşke görebilselerdi dedirten bir mekân burası). Nezahat Ekici’nin daha önce izlememiş olduğum “Çeşme” adlı performansı ve “Sisiphos” adlı video yerleştirmesi etkileyiciydi. Koku üstüne yaptığı çalışmalarla tanınan İtalyan oyuncu Antonio Alessandria”nın “Cin” adlı performansı ise, Batı sanatının ‘Oryantalist’ bakışının tipik bir örneği… Üç gün süren “Sanatın Limanları” şenliği, Türkiye’den çağdaş dansa özel bir önem veriyor. Bu ay İstanbul’da “İdans” adlı şenlikte de izleyeceğimiz “Taldans”, Mustafa Kaplan ve Filiz Sızanlı’nın yorumuyla “Sek Sek” adlı yapıtlarını sunuyor. İlyas Odman ise “Yorgun” adlı çalışmasını. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim öğrencilerinden bir grupla, Catania Üniversitesi öğrencilerinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri “Doğu/Batı: Avrupa’nın Sınırları” adlı belgesel çalışma, kültürlerin farklılıklarından çok ortak yönlerini vurguluyor. İtalyan Michela Bondardo ve Korhan Gümüş’ün katıldığı “Kent ve Yaratıcılık” başlıklı tartışma, İtalyan uzmanların katıldığı “Akdeniz’de Gelenek, Modernite ve Küreselleşme” başlıklı oturum, Şenliğin diğer etkinlikleri arasında. Oturumlardan fırsat buldukça, bu güzel Akdeniz kentini dolaşıyoruz. Koruma bilincinin ne olduğunu anlamamakta direnen yerel yöneticilerimizin adını sık sık anarak. Programın ilk günü yaptığım “Piri Reis” sunusu çok ilgi çekiyor. Catania Üniversitesi Rektörü’ne hediye ettiğim, değerli kartograf Cevat Ülkekul’un üç ciltlik çalışması “XV. Yüzyılın Denizci Bir Bilimadamı: Yaşamı ve Yapıtlarıyla Piri Reis”, İtalyanların büyük ilgisini çekiyor. Kitabı yayımlayan Deniz Kuvvetlerimiz, “Piri Reis”in yabancı ülkelerde tanıtılması konusunu da gündemine alacaktır hiç kuşkusuz. Etna’nın eteklerinde İstanbul konuşulurken, Ankara’da neler oluyor derseniz, gelen haberler hiç iç açıcı değil. İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’ne ilişkin yasa tasarısı TBMM Komisyonu’ndan değişikliğe uğramadan çıkmış, Meclis Genel Kurulu gündemine girmiş. Yani, geçen hükümetin hazırladığı taslağa aynıyla sahip çıkmış yeni Kültür Bakanımız. Bizleri dinlemiş, yazılanları okumuş olmasına karşın. Her cümlelerine sivilleşme diye başlayıp demokratikleşme diye bitiren hükümet yetkililerinin demokratikleşmeden ne anladıklarını anlamış oluyoruz böylece. Sivil bir inisiyatifin başarısı olan 2010 İstanbul projesinin, her zaman olduğu gibi oligarşik bir yapıya teslim edileceği, siyasetin tayin edici rolünün azalmak yerine iyice artacağı anlaşılıyor. Etna’nın eteklerinde oturmuş izliyoruz. Her an patlamaya hazır bu yanardağ. Ara sıra yükselen dumanlar olabileceklerin habercisi. [email protected] ? Bimeras Kültür Vakfı’nca düzenlenen, 15 Ekim’e dek sürecek olan Dans Festivali’ne Türkiye, Fransa, Belçika, Pakistan, ABD, Portekiz, İsrail, Hollanda, Filistin, Almanya, Norveç, Lübnan, Hırvatistan, Macaristan ve Tayland’dan birbirinden önemli, çağdaş dans sanatına, deneysel çalışmalara imza atmış önemli koreograflar katılıyor. Ziya Azazi S lik, hangi beden tek başınadır ki! Bedenin görünenden başka bir şey olmadığı belli mi? Bedenin içinde barındırdığı potansiyel çokluğu farkında mıyız? Tarihsel, toplumsal, kültürel önkoşulların solo kimliklerimizi belirlediğini, sınırladığını bilmez miyiz? Ya onları aşmak, sınırları kaldırmak istediğimizde? Tarihsel önkoşullar, geleneklerle yenilikçi sanatsal ifadeler arasında köprü kurmak istediğimizde, bedenimiz, kimliğimiz hangi duvarlara çarpıyor? Soruları yüzle, binle çarpıp çoğaltabilirsiniz. Dayatmaca kimlikler, dayatmaca benlikler, dayatmaca bedenler yerine tüm bunları sorgulayan ve araştıran, ama en önemlisi, çağdaş dansla araştıran ve sorgulayan bir program söz konusu. Festival programı, bireysel kimliklerin oluşum, dönüşüm ve “sınırlarını” inceleyebilmek amacıyla, sınırların belki de en önemli rol oynadığı bir coğrafyadan, Filistin ve komşularından gelen sanatçılara özel bir köşe ayırıyor. (Belçika’da yaşayan Filistin kökenli Amerikalı Tarek Halaby’nin, yaşananlara “dışarıdan” ve bir sanatçı bakışı getiren performansı bu akşam Kenter Tiyatrosu’nda.) İYA AZAZİ’NİN İÇSEL YOLCULUĞU Yazık ki, bugüne dek ancak bir tek gösteri izleyebildim. Türkiye’nin bence en ilginç koreografı Aydın Teker’in, bugüne dek yurtdışında gösterildiği her yerde büyük ilgi gören “aKabı” eserini izleyememenin eksikliğini nasıl gidereceğimi hâlâ kara kara düşünüyorum. İzleyebildiğim, Ziya Azazi’nin “Derviş”iydi. İlk bölümü Uwe Felchle’nin, ikinci bölümü Mercan Dede’nin müziğiyle, geleneksel Sufi derviş dönüşü üzerine kurulmuş, ancak doğaçlama tekniklerle, kur Z guyla, ışıkla, en önemlisi de yetkinlikle, geleneksel dönüşün çok ötesine giden, tam da yukarıda belirttiğim sorgulamayı dile getiren bir performanstı. Müziğin ritmini her an avucunun içinde (yoksa yüreğinin içinde mi demeli) tuttuğu o birbirini izleyen dönüşler sırasında Ziya Azazi, “sahne” dediğimiz o boş alanı, yeniden ve yeniden biçimlendiriyor, o alanın sınırlarını ortadan kaldırıyordu. Yalnız alanın değil, bedenin de sınırlarını ortadan kaldırıyordu. Dönerken dönerken, bedenini iç dünya ile dış dünya arasında bir köprü olarak kullanıyordu. Dönerken dönerken, bedenini salt bir nesneye, bir forma, bir şekle dönüştürebiliyordu. Japon tasarımcı Ischiko’nun kırmızı, siyah ve beyaz, üç etekli kostümüne farklı anlamlar yükleyen Ziya Azazi, bir an olsun bunun bir içsel yolculuk olduğunu akıllarımızdan, yüreklerimizden çıkmasına izin vermiyordu. Kâh hızlanan, kâh yavaşlayan ritmin, sınırları kalmamış bedenin ve mekânın, ama en çok, Ziya Azazi’nin iç dinamiklerinin peşine takılıp biz de yolculuğa çıkıyorduk… Evet, beden köpük, ruh okyanustu. Ve bunu bize yaşatan Antakya’dan yola çıkmış (1969 Antakya doğumlu), kendini; çağdaş dansın tüm yenilikleriyle donatmış, yıllardır dünyanın farklı kıtalarında, kentlerinde koreografileri, dansları ve gerçekleştirdiği atölyelerle çoktan kanıtlamış, halen yaşamını Viyana’da sürdüren genç bir sanatçıydı. Salt geleneğe bağlı kalıp kolaycılığı da seçebilirdi. Ama yapmamış… Ruhunu ortaya koyabilmek için bilginin peşinden gitmiş! Anımsayın. Ne diyordu Mevlana Mesnevi’nin bir yerinde: “Kafeste mahpus olan kuşun kurtulmak istememesi cahilliktendir.” Performansının sonunda onu gördüğümde, “nihayet” kendi ülkesinde izleyiciyle buluşmanın, hele hele burada bir dans atölyesi gerçekleştirebilmenin mutluluğunu yaşıyordu. Teşekkürler Ziya Azazi, teşekkürler “iDans”a emeği geçen, katkıda bulunan herkese! [email protected] DUYURU İzmir ili; Konak ilçesi; 75 pafta; 955 ada; 15 parsel sayılı yerde mevcut yapının (ya da projenin) devamı niteliğinde tadilat/ilave/yenileme projelerinin yapılması ihtiyacı doğmuştur. Söz konusu yapının/projenin müellifi Mimarlar Odası 3078 Oda Sicil numaralı mimar YUSUF ÖZSEÇEN veya varisleri ile konuyla ilgili olarak görüşmek dileğindeyiz. Varislerin konuyla ilgili olarak 15 gün içerisinde Mimarlar Odası İZMİR şubesiyle ve aşağıda adres ve telefonları verilen mal sahibi JALE ÖZIRMAK ile irtibata geçmeleri rica olunur. (DUYURULUR.) Tel Mal Sahibi Adres Tel Vekili Mimarlar Odası İzmir Şubesi : 0232 463 66 25 : Jale Özırmak : Mimar Kemalettin Cad. No:107/B ÇankayaİZMİR : 0232 445 98 80 : Önder Kaçar T.C. KIRŞEHİR SULH HUKUK HAKİMLİĞİ İZALEİ ŞUYU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN AÇIK ARTIRMA İLANI Sayı:2007/36 Satış Aşağıda cinsi, mevkii, miktarı yazılı taşınmazların, İİK. hükümleri uyarınca, açık artırma sureti ile umum arasında, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi Kaleminde 26.11.2007 tarihinde, belirtilen gün ve saatlerde 1.satışı yapılacaktır. Aynı gün alıcısı çıkmaz veya teklif edilen fiyat muhammen bedelin %60’ını karşılamaz ise aynı yer ve saatlerde 06.12.2007 tarihinde, 2.satışı yapılacaktır. Bu satışta muhammen bedelin %40’nı karşılamak sureti ile en çok artırana ihale yapılacaktır. Taşınmazın Yeri: Kırşehir Yenice Mah. Cinsi: ArsaEv AdaParsel: 1022/1 Miktarı: 480 M2. Muhammen Bedeli: 148.907,00 YTL Satış Saati: 09.3009.40 1 Satış peşin para ile olup, talep halinde alıcıya 10 güne kadar yasal süre verilir. 2 Satışa iştirak etmek isteyenlerden %20 teminat alınacaktır. Paydaşların paylarının bu bedeli karşılamaması halinde onlardan da ilave teminat alınarak %20’ye ulaştırılacaktır. 3 Taşınmaz belediye sınırları ve imar planı içerisinde, blok 6 kata müsaadeli konut alanında kalmakta olup, inşaat alanı ise arsa metrekaresinin en fazla %40’ıdır. Taşınmaz üzerinde 915,00 YTL değerinde ağaç, 3.992,00 YTL değerinde mescit olarak kullanılan kerpiç ev vardır. 4 Satışta damga vergisi, tellaliye ücreti,tapu masrafları ve %18 KDV alıcıya aittir. 5 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililere (*) taşınmazlar üzerindeki her türlü hak iddialarını, belgeleri ile birlikte 15 gün içerisinde satış memurluğuna bildirmezlerse, hakları tapu siciliyle sabit olmadığı taktirde satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kalacaklardır. 6 Şartnamesi, ilan tarihinden itibaren açık olup, masrafı verildiği taktirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir, satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve kabul etmiş sayılacakları, daha fazla bilgi almak isteyenlerin, memurluğumuzun 2007/36 satış sayılı dosyasına müracaatları, kendilerine tebligat yapılamayan İBRAHİM ERCAN, BAHRİ ÖZER, MEHMET ÖZER, SABİTE ERCAN, MEHMET ŞAHİN, NİGAR AKDOĞAN, KENAN YUSUF ŞAHİN, FATMA ŞAHİN, SAKİNE YILDIZ ERDOĞAN, ŞAZİYE MERİH BAYRAM VE YILMAZ ŞAHİN TÜRASAY ile umuma ve sair tüm ilgililere ilanen tebliğ olunur. 26.09.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahiplerine dahildir. (Basın: 52552) T.C. KIRŞEHİR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ İZALEİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞUNDAN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cinsi, mevkii, miktarı yazılı taşınmazların, İİK. hükümleri uyarınca açık artırma sureti ile umum arasında, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi Kalemi’nde 20.11.2007 tarihinde, belirtilen gün ve saatlerde 1. satışı yapılacaktır. Aynı gün alıcısı çıkmaz veya teklif edilen fiyat muhammen bedelin %60’ını karşılamaz ise aynı yer ve saatlerde 30.11.2007 tarihinde, 2. satışı yapılacaktır. Bu satışta muhammen bedelin %40’ını karşılamak sureti ile en çok artırana ihale yapılacaktır. Taşınmazın Yeri: Kırşehir Yenice Mah. Cinsi: ArsaEv AdaParsel: 2959/1 Miktarı: 617 M2. Muhammen Bedeli: 24.980,00 YTL Satış Saati: 09.3009.40 1 Satış peşin para ile olup talep halinde alıcıya 10 güne kadar yasal süre verilir. 2 Satışa iştirak etmek isteyenlerden %20 teminat alınacaktır. Paydaşların paylarının bu bedeli karşılamaması halinde onlardan da ilave teminat alınarak %20’ye ulaştırılacaktır. 3 Taşınmaz üzerinde 300,00 YTL enkaz değerinde ahır ve samanlık vardır. 4 Satışta damga vergisi, tellaliye ücreti, tapu masrafları ve %18 KDV alıcıya aittir. 5 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililere (*) taşınmazlar üzerindeki her türlü hak iddialarını, belgeleri ile birlikte 15 gün içerisinde satış memurluğuna bildirmezlerse, hakları tapu siciliyle sabit olmadığı taktirde satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kalacaklardır. 6 Şartnamesi, ilan tarihinden itibaren açık olup masrafı verildiği taktirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir, satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve kabul etmiş sayılacakları, daha fazla bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2007/35 satış sayılı dosyasına müracaatları, umuma ve sair tüm ilgililere ilanen tebliğ olunur. 26.09.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 52554 Sayı: 2007/35 Satış CUMHURİYET 15 K