19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EKİM 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 13 İBB MÜCADELEDE YETERSİZ Geçen yıllara göre dilenen yurttaş sayısında artış olduğu gözlenirken, (İBB) Zabıta Müdürlüğü, dilencilere yönelik yaptığı denetimlerde, 165 çocuk, 302 kadın, 149 erkek olmak üzere toplam 616 kişi hakkında yasal işlem yaptı. (REUTERS) Y aşamları değişen çocuklar Ekonomik nedenlerden dolayı aileleri tarafından terk edilen çocuklara ‘aile’ olmak isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor NİHAN İNAL Aileleri tarafından ekonomik zorluklar nedeniyle bırakılan çocuklara “aile” olmak için başvuran sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye’de çocuğu olmayan aileler tarafından “evlat edinme” adı altında çocuklara aile ortamı sağlamak ve onları yetiştirmek isteyen bireyleri tek tek araştıran TC Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), evlat edinmek isteyen aileleri deyim yerindeyse “ince eleyip sık dokuyor”. Uygun koşulları gördüğü durumda ise çocukları bu ailelere teslim ediyor ve yaşamlarının değişmesini sağlıyor. Başvurular titizlikle inceleniyor Türkiye’de, evlat edinmek isteyen aileler ilk olarak SHÇEK’e başvuruyor. Sosyal incelemesi tamamla Evlat edinmenin koşulları n az 5 yıl evli olan veya 30 yaşını doldurmuş bulunan evli ya da bekâr, çocuklu ya da çocuksuz kişiler, evlat edinmek üzere başvurabiliyor. Sosyal ilişkiler açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşmeyecek özellikler taşıması, kılık kıyafet, yaşam tarzıyla, Atatürk ilkelerini yaşamında uygulayabilecek düşünce yapısına, çocuğun bakım ve eğitimini sağlayabilecek yeterli gelir düzeyine, sosyal güvenlik hakkına, uygun çevre ve yaşam koşullarına sahip olması gerekiyor. E nıp, evlat edinmeye uygun olduğuna karar verilirse başvuru tarihi itibarıyla sıraya alınıyor. Sırası geldiğinde üç çocukla tanıştırılıyor. Bunlardan birini kabul ederse mahkeme kararıyla çocuk, aileye veriliyor. SHÇEK verilerine göre bu yıl içinde “bir yıl geçici bakım sözleşmesi” ile evlat edinilerek aile ya nına yerleştirilen çocuk sayısı, 119’u kız ve 129’u erkek olmak üzere toplam 248. SHÇEK, ülke genelinde ortalama her yıl 350500 arasında ailenin evlat edinmek üzere ikamet ettikleri il sosyal hizmetler müdürlüğüne başvurduğunu açıkladı. Her yıl 500550 çocuğun evlat edindirilmek üzere aile yanına yer leştirildiğini belirten SHÇEK yetkilileri, “Bugüne kadar 9 bini aşkın ailemiz kurumumuz aracılığıyla evlat edindi” açıklamasını yaptı. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arif Verimli, evlat edinilen çocuğa gerçeğin uygun zamanda mutlaka söylenmesi gerek tiğini belirterek, ancak “Çocuk eğer 3 ya da 4 aylıkken evlat edinildiyse, o günleri hatırlamayacağı için gerçek söylenmese de olur” dedi. Verimli, çocuk sevgi dolu bir aile ortamında büyürse evlatlık olmasını kafasına takmayacağını dile getirerek “Çocuğa gerçek söylenirken ona sen bizim evladımızsın bundan sonra” denilerek çocuğun endişe içinde büyümesine engel olunması gerektiğini belirtti. Aile açısından evlat edinilen çocuktan “evlatlık olduğu” gerçeğinin saklanmasının aileler için ağır bir yük olduğunu anımsatan Verimli, “Bu açıklamanın zamanında yapılmaması halinde çocuğun hazır olmadığı dönemde herhangi bir kaynaktan gerçeği öğrenme olasılığı çok yüksek olup, başta size olan güveninin sarsılmasının yanı sıra diğer insanlarla iletişimi bozulacak ve yaşamında onarılamayacak büyük bir yara açılacaktır” diye konuştu. Dilenen yurttaş sayısında artış İ stanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıta Müdürlüğü, dilencilere yönelik yaptığı denetimlerde, 165 çocuk, 302 kadın, 149 erkek olmak üzere toplam 616 kişi hakkında yasal işlem yaptı. Geçen yıllara göre dilenen yuttaş sayısında artış olduğunu belirten İBB yetkilileri, cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle mücadelede yetersiz kalındığını söylediler. İBB Basın Danışmanlığı yetkilileri, dilenen yurttaşlara yönelik kentin her bölgesinden çok sayıda şikâyet geldiğini belirterek en çok şikâyetin “Eminönü, Aksaray, Bakırköy, Mecidiyeköy, Taksim, Laleli, Bayrampaşa ve Otogar bölgesinden geldiğini ve dilencilerin bu bölgelerde yoğun olarak bulunduğunu” kaydettiler. Dilencilerin mekânı İstanbul İstanbul’a gelen dilencilerin genel olarak, AdanaKozan, Tokat, Zonguldak, Samsun, Diyarbakır, Bulgaristan ve Afrika kökenli oldukları belirtilen açıklamada, “Dilencilere karşı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 33/1 ve 33/2 maddesi ile 1680 sayılı Büyükşehir Kanunu’na istinaden peşin para cezası uygulanıyor. Dilenciler en çok ibadethane, mescit, halkın yoğun olduğu yerler ve cadde üzerlerinde kümeleniyor. Dilencilerin caydırılması için cezalar ve yaptırımlar artırılmalı” denildi. BOLU ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ Devlet üniversitesi devlete ‘kira’ ödüyor HÜLYA KESKİN Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ), hiçbir devlet üniversitesinin yaşamadığı büyük bir sorunla karşı karşıya kalarak “devlete kiracı tek devlet üniversitesi” konumuna düştü. Ana yerleşkesinin bulunduğu arazinin “orman alanı” olduğunun tescillenmesi üzerine kiracı olan üniversite, 196 bin YTL ödedi. 2007 yılı kullanım bedeli olarak yaklaşık 35 bin YTL kira ödeyecek olan AİBÜ’nün rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç, “Türkiye’de kiracı konumunda olan tek devlet üniversitesiyiz. Bu, ayrımdan başka bir şey değildir. Türkiye’de hiçbir devlet üniversitesi kira bedeli ödemezken, bizim kira ödememiz anayasanın eşitlik ilkesine aykırı” dedi. Bolulu işadamı İzzet Baysal’ın yardımları ile 1992’de yapılan AİBÜ, Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin kararı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün kiracısı oldu. Üniversitenin 1992’de kuruluşu sırasında, Yumrukaya köyü mevkiindeki 675 dönümlük orman alanı, Bolu Valiliği İl İdare Kurulu kararıyla üniversite sahası olarak Hazine adına tescil edildi. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne devredilen arazi, daha sonra AİBÜ’ye bedelsiz olarak verildi ve üniversitenin ana yerleşkesi bu alana kuruldu. Ancak Bolu Orman Bölge Müdürlüğü, üniversite arazisinin 270 dönümlük bölümünün Hazine arazisi olamayacağını iddia ederek, AİBÜ ve Maliye Bakanlığı aleyhine 1995 yılında dava açtı. 11 yıl süren dava 2006’da sonuçlandı ve üniversite alanının orman alanı olduğu kararının Yargıtay tarafından da onanması üzerine üniversite kiracı oldu. Arazi kullanım bedeli olarak bu yıl Orman Genel Müdürlüğü’ne 34 bin 598 YTL kira ödeyeceklerini söyleyen AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç, “kiracı devlet üniversitesi” olmanın yanı sıra, her yapılan projenin yüzde 6’lık bir kısmını da ödediklerine dikkat çekti. Kılıç, “10 yılı aşkın süredir, konunun düzeltilmesi için çaba gösterdik. Ancak gelinen noktada üniversite kiracı konumuna düşmekten kurtulamadı. Bu bir ayrımdır. Kira bizi çok fazla etkiliyor. Devletin bir cebinden bilim için aldığımız bedeli, kira olarak diğer cebine aktarıyoruz. Böyle bir durumda bilim adına nasıl ilerleme sağlanacak?” dedi. 2004’te “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yönetmeliği”nde yapılan değişikliğin cezasını üniversitenin çektiğini söyleyen Rektör Kılıç, yönetmeliğin tekrar düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Kılıç, “Yönetmelik kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı, istediği araziye okul yaptırabiliyor. Bu haklar üniversitelere de tanınmalı. Sorunun çözümü bu” diye konuştu. CUMHURİYET 13 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle