19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2007 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B Y 20 21 19 20 25 23 26 24 17 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB B PB B 19 18 17 15 18 17 16 15 28 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB Y Y Y 29 27 26 28 25 26 17 16 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu bölgeleri parçalı ve çok bulutlu, Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Artvin çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz kıyılarında etkili olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y PB PB PB PB PB 8 10 10 16 13 12 12 12 11 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y PB Y Y Y 12 18 18 14 19 20 22 22 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y B K B B Y PB B B 6 22 9 22 18 15 19 28 28 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada re yedi! Sınır ötesi harekât, bugünlerde mi, RTE’nin Beyaz Saray’daki efendiyle konuşmasından sonra mı ya da belirsiz bir süre ertelenecek mi, belli değil! Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 5 Kasım’da Başkan Bush’la yapılacak görüşmeyi beklemek gerektiğini söylüyor. Öyleyse 5 Kasım tarihine kadar bir sınır ötesi harekât söz konusu değil. Ne ki RTE’ye bakarsanız, 5 Kasım’a dek ne olacağı veya olmayacağını söylemek olanaksız. Öyleyse 5 Kasım’a kadar harekâtın olmaması olasılığı kadar yapılması da olası. Olacak, olacak, bal gibi olacak; ammmaa durum belirsiz. Havadan mı karadan mı diye papatya falına layık son bir saptama. ??? Ya belirlenmiş durumlar nelerdir? Saymakla bitmez. Bir kez RTE’nin, ABD bizim stratejik ortağımız, Afganistan’da birlikte ne aradıysak Kuzey Irak’ta da aynı birlikteliği göstermek zorunda, diye bangır bağırmasına.. böylece Washington’u yola getireceğini sanan çabalarına karşın: 5 Kasım Beyaz Saray görüşmelerinde RTE’nin ulaşacağı gerçeği, eli kanlı diye protesto edilen ABD Dışişleri Bakanı Bayan Rice, bölgenin “çok uzak köşesinde eylem yapan PKK’yi oradan çıkarmanın çok güç olduğunu” söyleyerek açıkladı. Sen hâlâ Kuzey Irak de. Amerika Rice’la o bölgeyi çoktandır Kürdistan diye tanımlıyor. Rice’ın “çok uzak bölgeler” dediği Kandil ve çevresi için yakın dostları Barzani de aynı ağzı kullanıyor. ”PKK’nin denetimleri dışında, denetim altına alınamayan bölgelerde” olduğunu söyleyerek, PKK’ye karşı silahlı mücadelenin olanaksızlığını öne sürüyor. Kuzey Irak’taki ABD’li komutan Benjamin Mixon, Rice’ın ve Barzani’nin birbirini tamamlayan açıklamaları üzerine tüy diken bir demeç veriyor: “…PKK’ye karşı hiçbir şey yapmayı planlamadık…” Irak heyeti geldi. Dışişlerimiz Türkiye’nin Irak’a “son bir şans” tanıdığı yorumlarını medyaya sızdırdı. Bağdat hükümeti ne yapsın, ne eylesin? Allahın garibi… Bir yanında ABD, öte yanında Kuzey Irak Kürtleri… Başını sağa çevirse ABD, sola çevirse Barzani veya Talabani karşı çıkıyor. Bakın heyette bulunanlara, Irak’ın ne hallerde olduğunu bir kez daha anlarsınız: İki adet Barzani’ye bağlı Kürtle kıyafet değiştirmiş ABD’liler!. ??? Tahterevalli gidip inip çıkıyor. Bilinenlerle bilinmeyenler arasında. Son gün itibarıyla elde kalanlar: Bir: Genelkurmay Başkanı’nın “Tezkerede mutabıkız. Henüz hükümetten bir talepte bulunmadık. Bu işler böyle işler. Ya hükümet kendiliğinden talimat verir ya da biz talepte bulunuruz, öyle talimat verir. Yani top onda bende denilemez”. Demek ki top ortada. İki: ABD Dışişleri Bakanlığı eski İran ve Irak direktörü Rubin, “Barzani çok izole bir hayat yaşıyor ve etrafı, ona sadece duymak istediklerini söyleyen Amerikalı danışmanlarla çevrili” diyor. ABD’nin “resmen” PKK veya Barzani’ye akıl hocalığı yapmadığı yolundaki açıklamalarını yalanlıyor. Sözün özü efendim: Türkiyemiz bilinenlerle bilinmeyenler arasında bocalayıp duruyor. Sözün özünün özü; çoğu işler duaya kaldı: Zira bu hükümetle gidiş, o gidiş! Hutbelere şöyle başlamanın zamanıdır: “Sonumuzu hayra tebdil eyle Yarabbi!” Teröre karşı birlik mesajı Büyükanıt, 29 Ekim mesajında, ‘Bize bu acıları yaşatanlara, o acıları, hayal bile edemeyecekleri bir yoğunlukta yaşatacağız’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş kazanımlarına kasteden irtica tehdidi karşısındaki en büyük dayanağın “laiklik” olduğuna dikkat çekerek “Laiklik ilkesinin en güçlü savunucusu yine yüce ulusumuzun kendisidir ve biz onun hizmetkârıyız” dedi. Son günlerdeki terörist saldırılarda verilen şehitlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mücadele azmini daha da artırdığını vurgulayan Büyükanıt, “Bize bu acıları yaşatanlara, o acıları, hayal bile edemeyecekleri bir yoğunlukta yaşatacağız ve bu konuda kararlıyız” açıklamasını yaptı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyetin kuruluşunun 84. yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajında son dönemde iyice artan terörist saldırılar ve irtica tehdidine dikkat çekti. yete ve onun kazanımlarına yönelik saldırıların son dönemde yoğunluk kazandığını belirten Büyükanıt, şu görüşleri dile getirdi: “Bir taraftan bu saldırılarla, diğer taraftan etnik milliyetçiliğe ve irticaya dayalı tehditlere zemin hazırlamaya çalışan çabalarla, devlet yapımıza zarar vermek hedeflenmiştir. Değişik anlamlar yüklenmek istenen etnik milliyetçiliğe dayalı bölücülüğün yarattığı terörün çirkin yüzü son dönemdeki hain saldırılarla bir kez daha ortaya çıkmış ve tüm ulusumuzu yasa boğmuştur. Bu konuda, hayranlık duyduğumuz ve emrinde bulunduğumuz yüce ulusumuza bir konuyu ifade etmek istiyorum. Son günlerde meydana gelen ve hepimizi çok üzen terörist saldırılardan büyük üzüntü duyuyor, kahraman şehitlerimizin acısını en derinden hissediyoruz. Ancak, bu acılar, bizim mücadele azmimizi artırmaktadır. Unutulmasın ki, bu Cumhuriyeti kuranlar bizden çok daha büyük acılar çekmiştir. Bize bu acıları yaşatanlara, o acıları hayal bile edemeyecekleri bir yoğunlukta yaşatacağız ve bu konuda kararlıyız. Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kasteden teröristler etkisiz hale getirilinceye kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu mücadeleyi sürdüreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Türk Silahlı Kuvvetleri, taraf olduğu insani ve ulusal değerler üzerinde yükselen Atatürk milliyetçiliği vasıtası ile etnik milliyetçiliğe dayanan bölücülük karşısında Cumhuriyetin ‘ulus devlet’ yapısının teminatı olmaya devam edecektir.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Kararlıyız’ Ülkeyi karanlığa sürüklemek isteyenlerin amaçlarına ulaşabilmek için önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Cumhuri İstanbul Laiklik vurgusu Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş kazanımlarına kasteden irtica tehdidi karşısındaki en büyük dayanağın “laiklik ilkesi” olduğunu vurgulayan Büyükanıt, “Cumhuriyetimizin dayandığı akılcı ve bilimsel tutumun ayrılmaz bir parçası olan laiklikten vazgeçilebileceğini düşünmek, çağdaş uygarlık hedefinden uzaklaşarak karanlıklar içine gömülmeyi arzu etmekle eşdeğerdir. Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ve vazgeçilmez değeri olan ‘laiklik’ ilkesinin en güçlü savunucusu yine yüce ulusumuzun kendisidir ve biz onun hizmetkârıyız” dedi. Büyükanıt, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına kasteden bütün bu tehditlerin kararlı duruşundan asla taviz vermeyecek olan Türk ulusu karşısında başarısızlığa uğramaya mahkum olduğunu belirterek “Atatürkçü düşünce sisteminin yol göstericiliğiyle daima ileri gitmeyi hedefleyen Türk Silahlı Kuvvetleri, büyük bir kararlılıkla Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne ve temel değerlerine hizmet etmeye devam edecektir” görüşünü dile getirdi. “Ulu önderimizin, ebediyete intikal etmiş tüm şehitlerimizin ve komutanlarımızın aziz ruhları önünde saygı ile eğildiğini” dile getiren Büyükanıt, mesajını Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleri ile tamamladı. G.Saray taraftar grubu Ultraslan, İstiklal Caddesi’nde teröre lanet yürüyüşü yaptı. (FATİH ERDOĞDU) On binlerden teröre lanet Yurt Haberleri Servisi Yurt genelinde çeşitli kentlerde bir araya gelen on binlerce yurttaş teröre lanet yağdırdı. Tüm yurtta teröre karşı gerçekleştirilen protesto gösterileri dün de sürdü. Savaş uçaklarının uçtuğu Şırnak’ta Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinge katılan binlerce kişi Türk bayrakları taşıdı. Terör eylemlerinin son bulmasını isteyen göstericiler, “Kahrolsun PKK”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez”, “TürkKürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir” sloganları attı. Antalya’da düzenlenen “Mehmetçik’e Destek Yürüyüşü ve Mitingi”ne 15 binden fazla kişi katıldı. Cumhuriyet Meydanı’ndan Konyaaltı Caddesi’ndeki “Şehitler Anıtı”na kadar süren yürüyüşte dev Atatürk portresi ve Türk bayrağı açıldı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Otogar’dan Atatürk Meydanı’na kadar düzenlenen yürüyüşe yaklaşık 50 bin kişi katıldı. Amasya’da 45 sivil toplum örgütü tarafından desteklenen miting Künçköprü’den başlayarak Yavuz Selim Meydanı’nda Atatürk Anıtı önünde son buldu. 20 bin kişinin katıldığı mitinge CHP Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal da destek verdi. Sıvas’ta 4 Eylül Stadı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar süKayseri ren yürüyüşe binlerce kişi katıldı. PKK aleyhine sloganlar atan göstericiler, Sıvaslı şehitlerin adlarının tek tek okunmasına “Burada” diye karşılık verdi. İstanbul’da yürüyüşler G.Saray taraftar grubu Ultraslan, dün G.Saray Lisesi önünden başlayarak Taksim Meydanı’na kadar “Teröre Lanet” yürüyüşü yaptı. Geniş bir katılımın olduğu yürüyüş sırasında taraftarlar üzerinde “TürkKürt kardeştir; bölücüler kalleştir” ve “Hepimiz Mehmetçiğiz” yazan pankartlar açtı. Taksim’de de taksiciler konvoy oluşturarak terörü lanetledi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan Milli Mücadele Derneği üyesi yurttaşlar da ellerindeki Türk bayraklarını ve dövizleri açarak terör örgütü PKK’yi protesto etti. Taksim Meydanı’nda bir araya gelen Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği üyeleri yaptıkları eylemlerle terörü lanetledi. Mersin, Kayseri, Van, Bitlis, Sinop, Samsun, Çorum Muğla’nın Fethiye ilçesi, Siirt ve Tekirdağ’da düzenlenen mitinglerde de binlerce yurttaş teröre lanet yağdırdı. Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde düzenlenen mitinge ise Rum kökenli Türk yurttaşları da katılarak terörü lanetledi. çek ideali dinmiş gibi davranacak, çıkarcı bir grubu idareci olarak takdim etmeye çalışacağız.” Bir an, bu söz acaba 2000’lerin Türkiye’si için mi söylenmiş diye baktım... Hayır, 25 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’in henüz Kurtuluş Savaşı’nı tohumlamaya çalıştığı, Osmanlı’da manda yarışının boy gösterdiği dönemde söylenmiş! İngiliz’i kutlamak gerek; bu topraklarda kendilerine kulluk edecek yönetimin nasıl oluşabileceğini çok iyi hesaplamışlar! İngilizler nasıl bir “manda”cı yönetim planlamış? Gerçek ideali, dinmiş gibi görünecek! Bu mandacıların başında kim olacak? Tek lider değil, bir grup. Yönetici grubun karakteri nasıl olacak? Çıkarcı! ??? Başlıkta toplumu tarif etmek için güruh sözcüğünden yola çıktık, ‘r’leri ikileştirip ‘gürruh’a ulaştık. Toplumsal devinime bakıp, her iki yorumu yapmak da olası. Güruhun sözlük anlamı şu: “Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk.” Sözümüz bu tanımdan dışarı, bugünkü yönetim anlayışının gözünde Türk toplumu şu: Arada bir fikri sorulunca, yönetenleri onaylayacak insanlar topluluğu. İkinci anlamı da şöyle: Oy deposu! Şunu kabul etmek gerekir: İktidar, bir referandum yapsa, “Ey millet; siz referandumda evet diyeceksiniz, neye evet dediğinizi sonra söyleyeceğiz” dese... Bugünkü klasik ikna yöntemleriyle de kısa bir propaganda süreci yaşansa... Sonuç şu olur; yüzde 40 sandığa gitmez. Gidenlerin yüzde 55’i evet der! İktidar da işte demokrasi deyip, neye evet dendiğini ilan eder! Türkiye’de böyle bir kesim oluştu, oluşturuldu! “Vatan yahut nohut” desen, gözü kapalı “nohut” diyecek sınırda insan grupları yaratıldı! ??? Yukarıdaki gerçeğin yanında “gürruh” tanımını çağrıştıracak bir duyarlılık da dikkati çekiyor. Şehit cenazelerinin ardından “Teröre hayır” çıkışları yapan, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganını yerleştiren, “Bu topraklarda yaşayan herkes kardeştir, bunu bozan kalleştir” bayrağını yükselten, terörün arkasındaki ABD parmağını açıkça haykıran kim? 14 Nisan’da Tandoğan’da başlayan Cumhuriyet mitinglerini yapanlar! 14 Nisan süreci Türk toplumunun güruh değil, gürruh olduğunun tüm dünyaya ilanıydı! Türkiye’yi yönetenler bu gürruhtan korktukları için yok saymaya çalıştılar. Bunu başaramayınca susturmayı denediler. Dünyanın her ülkesinde, terör gibi bir bela yükseliyorsa, mücadelenin başlıca unsuru olarak, yöneticiler halkı yanlarına almaya çalışırlar. Toplumsal duyarlılığı yerine göre, diplomatik bir güç olarak bile değerlendirirler. Türkiye’de ise halkın duyarlılığından korkan, A. Ryan’ın tarifini çağrıştıran bir iktidar var. Elbette bu çıkışlarda çocuklar kullanılmamalı, taşkınlık olmamalı... Ama bunu önlemenin yolu yasaklamak olmasa gerek. Gürruhun belirleyici güç olabilmesi için yapması gereken şu: Toplumun bütün kesimleriyle buluşabilmek! Halkın bütününe değmeyen her hareket havada kalır! ankcum?cumhuriyet.com.tr OYALAMA TAKTİĞİ TUTMADI 1. KOŞU: F: Golanlı (4), P: Shruuq (11), PP: Elifnur (1), S: Kısa Haber (5). 2. KOŞU: F: Yağmurdereli (5), P: Altaybey (1), PP: Güçlühan (4), S: Beyçıkmaz (3). 3. KOŞU: F: Demirsoy (3), P: Coşartay (2), PP: Sarus (5), S: Serhatım (6). 4. KOŞU: F: Yasmira (12), P: Away Away (1), PP: Good Girl (7), S: Divine Light (4). 5. KOŞU: F: Actionmax (8), P: Berraksu (9), PP: Pan River (7), S: De Niro (4). 6. KOŞU: F: Fairson (1), P: Sarı Lira (6), PP: Kurtiniadis (4), S: Mummys Love (5). 7. KOŞU: F: Saburay (12), P: Horasanlı (5), PP: Bozdoğan (4), S: ALTILI GANYAN Gönültay (10). 3 12 8 1 12 6 8. KOŞU: F: Marc2 1 5 9 hania (6), P: Anato7 17 lian Classic (9), 4 2 PP: Sky Captain 10/6 15/19 (17), S: Boreas (2). Görüşmelere Zebari’den müdahale BAHADIR SELİM DİLEK 1. KOŞU: F: Berkcan (1), P: Senkaya (2), PP: Burakyel (3), S: Katı Yıldızı (7). 2. KOŞU: F: Big Chaice (7), P: Boran (4), PP: Miss İda (9), S: Altıntaş (2). 3. KOŞU: F: Kerem Paşa (4), P: Tomarza (5), PP: Good Prospect (3), S: Coşkundağ (2). 4. KOŞU: F: Erbay (9), P: Beylerbeyi (1), PP: Anteres (5), S: Ümidim (2). 5. KOŞU: F: September Storm (1), P: Jade (4), PP: Hunters Prey (7), S: Trysa (5). 6. KOŞU: F: Cassato (3), P: Man Of Woods (5), PP: Can I Touch (2), S: Red Ekinoks (6). 7. KOŞU: F: Ekinokshan (1), P: Başımtacı (5), PP: Çamlı Tepe (7), S: ALTILI GANYAN Erenberk (8). 1 3 1 1 8. KOŞU: F: Baba 4 9 4 5 Karapire (1), P: 5 1 7 8 Madagascar (5), 3 5 PP: Farell (8), S: 2 2 5 3 Koşulantay (3). 7 6 ? Baştarafı Arka Sayfada “Aş yok abi, iş yok abi, bende de ses güzel.. Allah belki yolumuzu açar.” “Ailecek karar verdik biz; kızım bari sen bizi kurtar dediler, ünlü bir şarkıcı olup aileme bakacağım, erkek kardeşimi okutmak istiyorum.” Televizyon görüntüsünün hemen ardından entelektüel bir ortamda koyu bir sohbet: “Şehitlerden biri Kore şehidi dedesinin yanına gömülmüş, ne tuhaf bir ironi.. küçücük bir rastlantı Amerika’yla Türkiye ilişkilerini çırılçıplak gözler önüne seriyor. Ölümler hep bize...” “Her şerde bir hayır vardır; sokaktaki insan belki de ilk kez soruyor; kardeşim bu Amerika bizim neyimiz? / IŞIL ÖZGENTÜRK İsyanın ve Aklın Günleri Dostumuz olmadığı kesin de, düşmanımız mı?” “Solun sesinin soluğunun çıkmadığı, çıkartılmadığı zamanlarda kriz yönetmek imkânsız. Bir denge gerekiyor, bir başka akıl.” “Bir Amerikan filmi görmüştüm; gerçek bir olaydan yola çıkılmış, düşman cephesinde kalan tek bir Amerikalı asker için yabancı bir ülkeye yapılan operasyonu anlatıyordu. Her şey hukuk dışıydı, sonunda asker kurtarıldı ve bayrağına sarılarak ağladı ve ülkesine teşekkür etti. Bizim sekiz askerimiz için neler yapılacak?” Entelektüel sohbetin hemen ardından hayali bir sahne: PKK’nin elinde bulunan sekiz askerden birinin evi.. ev acılı bir bekleyiş içinde, her an bir telefon çalabilir ve “Oğlunuz ne yazık ki, düşman tarafından öldürülmüş ve şehit mertebesine yükselmiştir” sözleri kara bir bulut gibi her şeyi kaplayabilir. Annenin, ablanın, kardeşlerin yüreği ağzında.. ne yazık ki, yıllardır bu ülkede bu yürek atışı değişmiyor. Kimilerinin canı ciğeri dağlarda, kimilerinin kuzusu işkencelerde, kimileri nin bir tanesi yıllardır kayıp. Ne sınır ötesi operasyon, ne hamasi nutuklar bu yürek atışını durdurmaya yetmiyor; şimdi kendimize dönmenin ve biz nerede yanlış yaptık demenin zamanı. Şimdi TürkAmerikan ilişkilerini sil baştan hatırlamanın zamanı, kuşatmanın başladığı tarihe dönme zamanı. Şimdi IMF politikalarını sorgulamanın zamanı, şimdi tüketimi değil, üretimi arttırmanın zamanı. Şimdi etnik kökenin değil, sınıf ilişkilerini yeniden gündeme getirme zamanı. Sonuçta kaybeden hep yoksullar! Zenginlerin keyfi pek bir yerinde.. onların derdi banyo sularına altın tozları serpiştirmek... [email protected] ANKARA Ankara’ya heyet gönderip sınır ötesi operasyon konusundaki gündemi soğutmaya çalışan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin oyalama taktiği tutmadı. Irak heyetinin Ankara’ya getirdiği öneri paketinin yeni olmadığı, paket içinde yer alan önlemlerin bir bölümünün Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin Ankara ziyareti sırasında “üzerinde mutabakata varılan” konular arasında bulunduğu belirtildi. Sınırdaki karakol sayılarının artırılması ve ana güzergâhlardan PKK’ye yönelik lojistik desteğin kesilmesi gibi konu başlıklarının, 7 Ağustos tarihinde El Maliki ile birlikte Ankara’ya gelen Irak’ın terörle mücadele koordinatörü Şirvan Vaili’nin, Türk mevkidaşı Büyükelçi Rafet Akgünay ile yaptığı görüşme sırasında gündeme getirildiği ortaya çıktı. Görüşmeler sırasında özellikle terör örgütü mensuplarının iadesi ele alınırken Irak’ın Kürt kökenli Dışişleri Bakanı Zebari’nin telefonla Irak heyetini arayıp sürekli müdahale ettiği öğrenildi. Diplomasi kulislerine sızan bilgilere göre görüşme maratonu içinde önceki gün Türk yetkililerin baskısının artması ve ABD’nin de öğleden sonra aktif olarak devreye girmesinden sonra Zebari telaşa kapıldı. Irak heyeti, Türkiye’nin operasyon yapmamasını istedi. Türk tarafı da operasyondan vazgeçmek için Irak güçlerinin PKK’ye yönelik operasyon yapması koşulunu getirdi. Ancak Irak heyeti bunu kabul etmedi. Görüşmelerde Türk yetkililer, “Bölgesel yönetimin alacağı önlemleri Türk askeri denetlemek durumunda” deyince Iraklı yetkililer, “Barzani’ye bunu kabul ettirmemiz mümkün değil” diyerek karşı çıktı. Bunun üzerine görüşmeler kilitlendi. Irak heyeti dün öğle saatlerinde Ankara’dan ayrıldı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle