19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Usta şairin yaşamında apayrı bir yeri vardır Çanakkale Savaşı’nın... 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Nâzım ve Çanakkale Açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. (Fotoğraflar: KAAN SAĞNAK, SELİN GÖRGÜNER) Tam sırası işte!.. Kimsecikler yokken ortalıkta eline bir taş alır ve olanca kuvvetiyle pencereye doğru fırlatır… Eyvah!.. Hiç düşünmediği, daha doğrusu, küçük aklıyla hesaba katmadığı bir şey olur o an; kırılan camın çıkardığı ses, başına toplar evdeki herkesi. Başını omuzları arasına gömmesine neden olan şaşkın ve bir o kadar da kızgın bakışlar altında, dokunsanız ağlayacaktır neredeyse… “Neden kırdın camı?” Çocuk, şu yanıtı verir yutkunarak: “Camdan bir uçak yapmak için!” O gün, kırık cam parçalarından yapmak istediği oyuncak uçak kadar berrak ve yalın düşlerinden dolayı hayatı boyunca yargılanacak olan Nâzım Hikmet’in, ilk sorgu günüdür. Şairin, on üç yaşında yazdığı bir şiirinde, uçağın camdan yapılmadığını öğrendiği anlaşılır: Gökyüzünde tayyareler uçurtan / Denizlerin altında tahtel bahir yürüten / Benim öz babam çeliktir Şiirin yazıldığı 1915, uçakların ve denizaltıların ilk kez kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı yıldır. Aynı yıl, Çanakkale’ye gelen “yedi düvel” hiç de beklemediği bir direnişle karşılaşacak ve bu savaşta Nâzım Hikmet, çok sevdiği dayısını kaybedecektir… Şair, şu dizeleri yazar, şehit dayısının ardından: Bana âli fedakârlık dersleri hep veren / Vatan için fedayı can etmenin / Usulünü öğreten / Millet için ölmenin / Büyüklüğünü telkin eden Nâzım Hikmet’in yaşamında apayrı bir yeri vardır Çanakkale Savaşı’nın. Emperyalizme karşı direnen nice insanın can verdiği günlerde, Nâzım Hikmet de Bahriye Mektebi’nin sınavına hazırlanmaktadır. Bir gün, coğrafya dersine yardımcı olur diye, babası büyük bir harita getirir Kitap ve Düşünce Mevsimi... Yine kitap fuarı mevsimi geldi. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı dün 26. kez açıldı. Nasıl da hızla geçiyor zaman… Birinci kitap fuarının açılışını daha dün gibi anımsıyorum. 12 Eylül darbesinin, silindir gibi ülkeyi dümdüz ettiği, aydınların, yazarların tutuklandığı, işkenceden geçirildiği, kitapların, filmlerin, oyunların yasaklanıp toplatıldığı, yok edildiği bir dönemde ne müthiş bir vaha, ne muhteşem bir buluşmaydı o. Soluk alıp verebilmemiz için yaratılmış bir fırsattı sanki… 26 yıl sonra, bambaşka bir dünya konjonktüründe, bambaşka bir ortamda, değişen koşullarda ve en gerilimli ruh halimizdeyken geldi kitap fuarı günleri… 34 ülkeden yayınevleri ve yayıncılar birliği temsilcilerinin katılımı…Yurtdışından gelecek 35 konuk yazar… Fuar süresince 250 etkinlik… 800 kadar yazar ve sanatçının okurlarıyla buluşması… Beni özellikle heyecanlandıran Metin And’ın onur yazarı seçilmesi ve “Cevdet Kudret 100 Yaşında” sergisi… Fuarın heyecan verici teması: “Akdeniz’de Edebiyat; Edebiyatta Akdeniz”… 4 Kasım’a dek sürecek fuarda farklı yayınevlerinin standları arasında dolaşırken, kitapla özlem gidermek... İndirimli satışlardan yararlanmak... Dost kitaplara rastlamanın sevincini duymak, anımsamanın keyfini çıkarmak... Yeni kitapları keşfetmek... Seçim yapmak... Yıllardır okuduğunuz kitapların yazarlarıyla buluşmak, yenilerle tanışmak... Onları dinlemek, onlarla, başkalarıyla, kendinizle tartışmak... İmzaya gelen okurlarla sohbet etmek... Bir panelden öteki açık oturuma koşmak... Daha okunacak ne çok kitap olduğunun bilincinde, seçim anlarını değerlendirmek... Ve bütün bunlardan tat almak... Bunlarla kendini geliştirmek, bunlarla, yani kitaplar ve yazarlar aracılığıyla direnebilmek, yalana, dolana, talana, pisliğe ve çirkefliğe, depresyona ve umutsuzluğa direnebilmek... Bunlar harika… Ama bence bu fuarın başka bir misyonu olmalı… Kitap okuruyla buluştu İstanbul Haber Servisi Tüm Fuarcılık Yapım AŞ (TÜYAP) ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 26. İstanbul Kitap Fuarı ve 17. İstanbul Sanat Fuarı dün Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katıldığı törenle açıldı. TÜYAP Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemiz yazarı Deniz Kavukçuoğlu’nun sunumuyla başlayan törene fuarın onur yazarı Metin And, gazetemiz yazarı Prof. Dr. Server Tanilli, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner, yazar ve eleştirmen Doğan Hızlan ve Frankfurt Uluslararası Kitap Fuarı temsilcileri katıldı. Açılış töreninde konuşan Günay, dünyayı değiştiren en önemli buluşlardan birinin kitap olduğunu belirterek, “Bugün 26. İstanbul Kitah Fuarı ve 17. İstanbul Sanat Fuarı’nın birlikte açılışını yapıyoruz. Bunu Türkiye’nin çağdaş, aydınlık yüzünü dünyaya tanıtmak adına çok önemli bir fırsat olarak görüyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak kitabın, bilimin, sanatın önündeki tüm engelleri kaldırmakta bir kararlılık içindeyiz. Önümüzdeki süreçte birlikte hazırlayacağımız yeni anayasa ve yeni hukuk ortamı Türkiye’de özgürlüklerin önünün açılmasının güvencesi olacak” dedi. Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner ise korsan yayıncılık ve düşünce özgürlüğü konularına dikkat çekti. Fuarın bu yılki onur konuğu Metin And da hayatının en anlamlı ödülünü aldığını belirterek “Kendimi taçlandırılmış hissediyorum. Bu bana büyük bir gurur verdi. 80 yaşında aldığım bu sürpriz hediye karşısında nutkum tutuldu” diye konuştu. Dokuz gün sürecek olan fuarda 34 ülkeden yayıncılar birliği temsilcileri katılacak. Yurtdışından 35 yazarın konuk olacağı fuarda düzenlenecek 250 etkinlikle 800 yazar ve sanatçı okurlarıyla buluşacak. İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki teması ise “Akdeniz’de Edebiyat, Edebiyat’ta Akdeniz” olarak belirlendi. Bu yıl 500’ün üzerinde yayınevinin katıldığı fuarın onur yazarı ise Metin And olurken Artist 2007 Onur Sanatçısı heykeltıraş Saim Bugay seçildi; Onur Eleştirmenliği Ödülü Enis Batur’a, Koleksiyoner Kurum Ödülü Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzesi’ne, Sanatsever Kurum Ödülü ise NTV’ye verildi. Cumhuriyet Kitap da stand açtı Cumhuriyet Kitap, bu yıl fuara işbirliği kararı aldığı Dil Derneği’yle aynı standda katıldı. Gazetemiz yazarı ve şair Ataol Behramoğlu, yazar Orhan Şahin, Ayşe Emel Mesci, Coşkun Özdemir, Aykut Küçükkaya, çizerimiz Musa Kart ve Muzaffer Ayhan Kara da dün Cumhuriyet Kitapları standında okurlarıyla buluştular. Bugün ise 14.3015.30 saatleri arasında yazarlarımız Zeynep Oral, Mehmet Başaran ve Orhan Çekiç; 15.4516.45 saatleri arasında ise yazarımız Ali Sirmen, Cüneyt Akalın ve Tuncay Mollaveisoğlu Cumhuriyet Kitap standında okurlarıyla buluşacaklar. Yazar Orhan Çekiç’in “Arkadaşlar, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” konulu söyleşisi 13.15’te Büyükada Salonu’nda, gazetemiz yazarı Ali Sirmen’in “29 Ekim’in anlamı” konulu söyleşisi ise 14.30’da Heybeliada Salonu’nda başlayacak. eve. Şair, ilk şiirlerini yazıyor olsa da, son çocukluk dönemini yaşadığı için oyundan henüz vazgeçmemiştir. Kız kardeşiyle paylaştığı odanın halısını kaldırır ve haritaya bakarak Çanakkale Boğazı’nı yere çizdikten sonra yedi yaşındaki Samiye’ye seslenir: “Haydi, geç karşıma da savaşalım seninle.” Binlerce insanın kırıldığı Çanakkale, bir oyun alanına dönüşmek üzeredir, iki çocuk arasında… Bilinmeyen özelliği... Ağabeyinin davetini kabul eden Samiye Hanım’ın parlak bir fikir gelir aklına; babasının çalışma masasının üstünde, bir çubuğa asılı duran kurşunkalem vardır!.. Hemen onu getirir ve bir oyuncak keşfetmenin mutluluğuyla haykırır: “İşte, bu da benim vincim oldu.” Nâzım Hikmet, kardeşinin elindeki kalemden ayıramaz bakışlarını. O an, bir oyuncak olarak algılasa da, kalemin gücüne ilk kez tanık olmaktadır! Samiye Hanım, ağabeyinin “Onu bana vereceksin” demesiyle korumak için arkasına gizler kalemi: “Hayır, onu ben buldum. O benim vincim.” Bu söz üzerine Nâzım Hikmet, savaş ilan eder kız kardeşine. Samiye Hanım o günü, savaşın ne olduğunu, nasıl başladığını öğrendiği gün olarak anacaktır. Nâzım Hikmet, oyuncak yapmak konusunda oldukça başarılıdır. Kendi yaptığı oyuncaklarla oynamıştır sürekli olarak. Şairin, hiç de bilinmeyen bu özelliğini şöyle anlatır Samiye Yaltırım: “Elleri çok hünerliydi. Kâğıttan toplar, askerler, askeri arabalar, gemiler yapardı. Bana da öğretmişti yapmasını.” 1915 yılında şair, Çanakkale Savaşı’nın etkisiyle kahramanlık şiirleri yazmakta ve oyuncak olarak da kâğıtlardan savaş araçları yapmaktadır. Ne gariptir ki, yıllar sonra, 1933’te, bir sabah erkenden evine baskın düzenleyen polis, kitapları ve daktilosuyla birlikte şairi de alıp götürecektir… O gün, Çanakkale Savaşı’nın yıldönümü olan 18 Mart’tır!.. Şiddete karşı edebiyat Eğer kitaplar aracılığıyla düşünme yetimizi ve duyarlılığımızı geliştirebiliyorsak… Eğer edebiyat aracılığıyla, görmek (yani bakmakla yetinmeyip görmek), işitmekle kalmayıp, işittiklerini, gördüklerini algılamak, kavramak alışkanlığını edinmişsek ya da edinebiliyorsak… Eğer, kitaplar ve edebiyat aracılığıyla sormayı, sorgulamayı, tartışmayı, eleştirmeyi, kısacası, düşünmeyi öğrendiysek ve öğrenebiliyorsak… Öğrendiklerimizle, kendimizi, çevremizi, içinde yaşadığımız toplumu ve dünyayı değerlendirebilip yorumlayabiliyorsak … Eğer, kitaplar ve edebiyat, insanın edindiği bilgileri kullanabilmesine yarıyorsa… Eğer, kitaplar ve edebiyat bize bir “değerler hiyerarşisi” (buna “ilkeler” de diyebilirsiniz) kazandırıyor ve hem kendi kişiliğimizi hem de içinde yaşadığımız toplumun da düzeyini geliştirmemize yol açabiliyorsa… Öyleyse… Bence bu kitap fuarı mevsimi, bu düşünce mevsimi tek noktaya odaklanmalı: Şiddetin her türüne karşı çıkmaya odaklanmalı! Sevgili okurlar, eğer bugün yolunuz kitap fuarına düşecek olursa, 20. yaşını kutlamakta olan “Cumhuriyet Kitapları”na beklerim (Salon: 3, Stand: 301). “O Güzel İnsanlar” adlı yeni kitabımın imza gününe… eposta: [email protected] ÇAĞSAV’ın ‘yapboz’ları TÜYAP’ta Kültür Servisi Çağdaş Sanatlar Vakfı ÇAĞSAV , çağdaş Türk resminin sevdirilip yaygınlaştırılması amacıyla, ‘Anatolian’ markası altında önemli ressamların seçilmiş tablolarını puzzle (yapboz) olarak yayımlamaya başladı. İlk evrede on ressamın tabloları 1000 parçalık puzzle olarak yayımlanarak, seçkin kitabevi ve oyuncakçılara dağıtılmaya başlandı. ‘Anatoilan Puzzle’ın ÇAĞSAV Dizisi’nin ilk on ürününde ressamlar; Nuri Abaç, Mustafa Ayaz, Kayıhan Keskinok, Yalçın Gökçebağ, Gültekin Serbest, İsmet Birsel, Söbütay Özer, Şükran Pekmezci, Funda İyce Tuncel ve Önder Aydın’ın tabloları 68x48 ebadında puzzle olarak yer alıyor ve bu on sanatçının tabloları, puzzle olarak dün başlayan ve 4 Kasım’a kadar devam edecek olan TÜYAP Kitap Fuarı’nda da sergileniyor. ÇAĞSAV Başkanı Şefik Kahramankaptan, puzzle dizisinin, çağdaş ressamların seçkin yapıtlarıyla sürdürüleceğini, resim sanatının geniş kitlelere sevdirilmesi ve benimsetilmesi için vakfın başka projeler de geliştireceğini söyledi. (www.anatolian.com.tr) TC GAZİOSMANPAŞA 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/788 Davacı MÜZEYYEN TAŞDEMİR vekili Av. Şahin Erol tarafından, davalı ERDEM GÜLAY aleyhine açılan velayet ve nafaka davasının yapılmakta olan yargılamasında davalının adresi tespit edilemediğinden, davalıya dava dilekçesinin ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup; “Karayolları Mah. 561/1 Sokak N: 27 D: 6 Gaziosmanpaşa/İstanbul adresinde iken, meçhul kalan davalı Erdem Gülay’a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemediğinden, davacı Müzeyyen Taşdemir vekili tarafından verilen dilekçe ile Gaziosmanpaşa l. Aile Mahkemesi’nin, 2003/384 esas, 2003/141 karar sayılı, 16/10/2006 tarihli boşanma kararında, davalı babaya verilen velayetin anneye verilmesi ve çocuklara toplam 1,000 YTL nafaka verilmesini talep ettiği, duruşmasının 23/11/2007 günü, saat 10.00’da yapılmasına karar verildiği, HUMK’nin 213 ve 509/5 10. maddeleri gereğince, özrü olmaksızın belli gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadığı takdirde, yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve karar verileceği, tebliğ yerine geçmek üzere İLAN olunur. 19/10/2007 (Basın: 56992) İSKENDERUN AİLE MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2007/146 Esas DAVALI: KORNELİN KARALİNE AKKUŞ Alman uyruklu Adresi bilinmiyor. Davacı Erdinç Akkuş tarafından davalı Kornelin Karaline Akkuş aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık duruşması ara kararı uyarınca; Davalının adresi tespit edilemediğinden, dava dilekçesi ile duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 06.11.2007 günü saat 09.00’da yapılacak olan duruşmaya gelmeniz veya sizi temsilen bir vekil göndermeniz, gelmediğiniz veya vekille temsil ettirmediğiniz takdirde, HMUK’nin 213. ve 377. maddeleri uyarınca davaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği, TK’nin 28. maddesi uyarınca ilanen tebliğ olunur. 17.10.2007 (Basın: 56902) 2007/7 İflas Çoşkar Kundura Tekstil İnşaat Taahhüt Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. Seyhan/Adana adresinde faaliyet gösteren müflis şirketin tasfiyesine, Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.09.2007 Tarih ve 2006/8 İflas ve 2007/245 Karar sayılı ilamı ile karar verilmiştir. 14.12.2007 günü, saat 14.00’te ilk alacaklılar toplantısının yapılacağı tebliğ ve ilan olunur. 23.10.2007 (Basın: 57090) ADANA 1. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASIN AÇILMA İLANIDIR 2007/880 Vas. Tayini Mahkememizce verilen, 19.10.2007 tarih, 2007/880 E., 2007/974 K. sayılı karar ile, Hasan kızı, 02.10.1922 doğumlu, MAHMURE MÜRVET KORA, TMK 405. maddesi gereğince, vesayet altına alınarak, kendisine 1942 doğumlu kızı NERİMAN CİMİT vasi olarak tayin edilmiştir. 23.10.2007 (Basın: 56973) KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle