25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK 7 Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tunçbilek ve Aytaç Doğan’ın Taksim Trio sohbeti Üç artı bir: Dostluğun gücü HATİCE TUNCER Klarnetin son yıllarda parlayan ismi Hüsnü Şenlendirici, bağlamacı İsmail Tunçbilek ve kanun sanatçısı Aytaç Doğan, enstrümanlarıyla yaptıkları üçlü sohbeti, dinleyicileriyle paylaşıyorlar. “Taksim Trio” adıyla yayımlanan albümde üç müzisyen, enstrümanlarıyla doğaçlamaları ve kendi bestelerinin yanı sıra Sıvas’ta Madımak Oteli’nde katledilen Hasret Gültekin ve Zülfü Livaneli’yle Orhan Gencebay’ın eserlerini yorumluyorlar. Kayıtlar sırasında çekilen üç müzisyenin görüntüleri de DVD formatında yapımcı Double Moon şirketi tarafından özel basım olarak meraklıların ilgisine sunuldu. Üç müzisyenle Hüsnü Şenlendirici’nin stüdyosunda yaptığımız söyleşi sırasında, müzikten güç alan dostluk havasını biz de hissettik. Müzikle birlikte farklı yerlerde büyüyen ve farklı enstrümanlarla ustalaşan müzisyenlerden oluşan Taksim Trio, albümlerinde Türk müziğinin farklı bir yorumunu sunuyorlar. Müzisyen ailesiyle Bergama’da müzikle iç içe büyüyen Hüsnü Şenlendirici, İstanbul’da bir süre konservatuvar eğitiminden sonra farklı projelere yönlendi. Müzisyen arkadaşlarıyla kurduğu Laço Tayfa ile dikkat çeken Şenlendirici, “Bergama Gaydası” ve “Hicaz Dolap” albümlerini çıkardı. Şenlendirici, 2005 yılında Hüsnü Klarnet albümüyle Türkiye’de klarnetin en bilinen sanatçıları arasına girdi: “Bugüne kadar 4 farklı albüm çalışmasında birbirinden farklı renkler, duygular vardı. ‘Taksim Trio, bunların içinde benim içime en çok sinen ve kendimi ifade edebildiğim ve müzikal olarak da en başarılı işlerden biri’ diyebilirim. Yeryüzünde hayran olduğum beş müzisyen varsa bunlardan ikisi İsmail ve Aytaç’tır. En önemlisi bas, perküsyon, piyano olmadan sadece üç renk enstrümanın bir araya gelip müzik yapması. İçimizden geldiği gibi, prova yapmadan, birikimlerimizi, bu on parçaya bölüp içtenlikle sunmak istedik. Doğaçlamalarla, samimiyetimizin insanlara geçmesini istedik.” ytaç Doğan (solda) müzisyen olan büyükbabasının ısrarıyla gitar çalmak istemesine karşın kanuna yönelmiş. İsmail Tunçbilek, Ortadoğu müzik starlarının yapımcılığını üstleniyor. A Yaradılıştan müzisyen aksim Trio’da kanunuyla bağlama ve klarnet arasında köprü olan Aytaç Doğan, aslında Mısır ve tüm Ortadoğu ülkelerinde aranılan bir kanun ustası. Yıllardır Ortadoğu’nun ünlü sanatçılarına kayıtlarında ve sahne çalışmalarında eşlik eden Aytaç Doğan, halen Dubai’de yaşıyor. Bursalı bir ailenin çocuğu olan Aytaç Doğan, müzisyen olan büyükbabasının ısrarıyla gitar çalmak istemesine karşın kanuna yönelmiş. Dedesi o dönemin ünlü kanunilerinden ve bestecilerinden Kemal Taşçeşme’den ders aldırmış. Bursa Belediye Konservatuvarı’nda eğitim gören Doğan, çocuk denecek yaşlarda kanundaki başarısıyla dikkat çekmiş. İbrahim Tatlıses’in Bursa’da dinleyip beğenerek 15 yaşında İstanbul’a getirttiği Aytaç Doğan, 45 yıl Tatlıses’in ve bir süre de Emrah’ın ekibinde çaldı: “Çok kısa zamanda ilerledim, kendi tekniğim oluşmaya başladı. Ritim üstadı Mısırlı Ahmet, benim daha 1213 yaşlarımda arkadaşlarımla yaptığım kaydı bir Almanya gezisi sırasında dinlemiş, ‘müthiş bir tekniği var’ demiş. Mısırlı Ahmet aracılığıyla beni Kahire’ye davet ettiler. Kahire’ye gittiğimde 16 yaşındaydım, sonra birçok davet aldım. Hem Arap, hem klasik hem caz motiflerindeki orkestralarda çaldım, oralarda kaldım.” Aytaç Doğan, İsmail Tunçbilek’le Bursa’da birlikte büyümüş, Hüsnü Şenlendirici ile de birkaç yıldır ya T Doğan ve Tunçbilek’in doğaçlama solo birikimlerinden küçük bir esinti... kın arkadaşlık kurmuşlar: “İsmail, Hüsnü ve ben hep beraberiz. Kulislerde, otel odalarında hep birlikte çalarız. Arkadaşlarımız ‘Bu havayı niye paylaşmıyorsunuz’ derlerdi. Biz de rahat adamlarız. ‘Tamam yaparız bir ara’ derken bir anda böyle bir gaza geldik ve 48 saatte provasız bu albümü tamamladık.” Aytaç Doğan, albümde kanunuyla doğaçlama bir solo geçiyorken ustalığını ortaya koyuyor: “Benim 20 yıllık birikimimden çok küçük bir esinti. Tarz geliştirmek, aslında Allah vergisi, yaradılıştan geliyor. Müzisyen doğarsanız ve çok da müzik dinlerseniz oluyor. O zaman dünyanın bütün müziklerini, bünyenizde birleştiriyorsunuz. Ben Gibsy, Paco de Lucia dinlerim, Chick Korea hayranıyım.” TEMEL ENSTRÜMANLAR M üzikle birlikte farklı yerlerde büyüyen ve farklı enstrümanlarla ustalaşan Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tunçbilek ve Aytaç Doğan’dan oluşan Taksim Trio, albümlerinde Türk müziğinin farklı bir yorumunu sunuyorlar. Taksim Trio’da Ege’de ve Trakya’da yoğun olarak kullanılan klarnet, Türk müziğinin ve Ortadoğu’nun en önemli enstrümanlarından kanun ve Anadolu’nun baştacı bağlama gibi farklı kaynaklardan beslenen üç enstrümanın birlikteliği geçiş yapıyor: “Farklı çizgilerden gelmesine karşın üçü de Türk müziğinin temel enstrümanları. Biz de bu müziğimiz de Türk halk ve Türk sanat müziği üzerine oturuyor. İsmail, bağlamayı başka enstrüman gibi, gitar gibi çalıyor, Aytaç kanunu piyano gibi çalıyor. Benim klarnet çalışım zaman geliyor duduk gibi, ney gibi duyuluyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir repertuvar yaptık. Sadece Türk halk ve Türk sanat müziği değil, çok farklı tarzların birleşimi var. Türk müziği parçalarını çalarken bile yine başka ülkelerin tınılarından ufak tefek tuz karabiber ya da baharatlar sunduk.” T ANIŞIKLIK ÇOCUKLUK YILLARINA DAYANIYOR İsmail Tunçbilek’in Hüsnü Şenlendirici’yle 3 yıllık bir yakın dostluğu var ama tanışıklık çocukluk yıllarına dayanıyor: “Fiziksel değil, maneviyatta tanışıyoruz. O başka bir yoldan, ben başka bir yoldan ama ortada buluştuğumuz duygular aynı. 3 senedir neredeyse 24 saat beraberiz. O yüzden de bu yaptığımız müzik, bizim sohbetlerimiz oldu aslında.” Tunçbilek, Taksim Trio albümünde enstrümanıyla doğaçlama yaparken yakaladığı farklı tınılarla elektro bağlamaya karşı önyargılara bir yanıt veriyor: “Elektro bağlama, insanların kafasında salonlardaki, pavyonlardaki bol efektli, soundla yer etmiş. Elektrosu, akustiği ne olursa olsun en ilkelinden en modernine kadar bir tınısı, bir frekansı olan enstrümandır. Doğru tınıyı çıkartmak enstrümanistin özelliğine kalmış bir şey.” TASRET GÜLTEKİN’İN ESERİ Albümde üçlünün yorumladığı 1993’te Sıvas’ta katledilen Hasret Gültekin’in “Güle Yel Değdi” eserini Aytaç Doğan, on yıldır programlarında çalıyormuş: “İsmail’le bu eseri Dubai’de kaydetmiştik, çok sevildi, cep telefonlarına indiriliyor. Gültekin’in Güle Yel Değdi melodisi, Ortadoğu’da hit oldu yani.” Bağlamadaki farklı tarzının yanı sıra müzik yönetmenliği ve düzenlemeleriyle tanınan İsmail Tunçbilek, Türk sanatçıların yanı sıra Or tadoğu ülkelerinin starlarının albümlerinin müzikal altyapılarını orkestrasyonunu, yapımcılığını üstleniyor: “Ortadoğu ve Arap dünyasında bağlama kullanmıyorlardı ama bağlamayı onların müziklerinin içine soktuk. Kendi duygularımızla onların duygularına girdik ve onların da çok hoşlarına gitti.” Babasının oynaması için aldığı bağlama ile on yaşındayken tanışan İsmail Tunçbilek, “Babam bir cura getirmişti, oynamaya başladım ve o gün bugündür oynamaya devam ediyorum” diyor. Orkestralarda çalan ve neyzen olan babasından ilk derslerini alan İsmail Tunçbilek daha sonra bir müzik kursuna gönderilmiş. Kursu yetersiz bulan babasının eğitimiyle ve kendi çalışmalarıyla kendini geliştiren Tunçbilek, 15 yaşındayken Bursa Uludağ Üniversitesi Türk Halk Müziği korosunda bağlama çalmaya başlar. Bursa’da belediye konservatuvarında bağlama dersleri veren Tunçbilek, 16 yaşında İbrahim Tatlıses’in ekibiyle profesyonelliğe adım atar. Stüdyo müzisyenliği ve sahne çalışmalarının yanı sıra çeşitli sanatçıların albümlerinde aranjörlük yapan Tunçbilek, daha sonra Doğan’la birlikte Mısır’da çeşitli konserlerde sahne alır: “Mısırlı Ahmet’le birlikte hem insani, hem müzikal hem duygusal olarak kendimizi bulalım, kendimize gelelim diye iki yıl Sina Çölü’nde yaşadık. İşiniz ne olursa olsun, nasıl yaşarsanız, nasıl görürseniz öyle yaparsınız işinizi. O yaşam tarzının bizim yaptığımız müziğe çok faydası oldu. O yaşam bizim birçok şey öğrenmemize neden oldu. Acılar, tatlılar, özlemler, ihtiyaçlar... Bir domatesi bile özledik. Daha sonra başka bir atmosfere, İspanya’ya gittik.” Dudukla ‘Belalım’ A ğını kapatmaya, hem de birlbümde Zülfü Livanebirine saygılı olmaya çalışıli’nin Sezen Aksu’nun yor. Birbirimizi hem ruhen sesinden ünlenen “Behem müzikal olarak çok iyi lalım” eserine Şenlendirici, tandığımız için bence bu sokendisine Belçika’da hediye nuç ortaya çıkıyor. Bu üç enstedilen dudukla katılıyor ama rümanı başka birileri bir araustalara saygısızlık etmemek ya getirseydi, ortaya çok güiçin iddiasız olduğunu da zel müzik çıkarabilirlerdi ama önemle vurguluyor. Taksim bizim için en önemlisi ruhaTrio çok sevdikleri Mehmet Şenlendirici ni tarafı. Yani üç artı bir... O Reşat Aysu’nun Muhayyerbirin de bizi birleştiren güç olduğukürdi Saz Semaisi’ni de yorumluyor. nu düşünüyoruz. Kendi albümleriHüsnü Şenlendirici, klarnet solosunu, mize saklamamız gereken bestelerigeçen yıl kaybettiği müzisyen arkadaşı Nuri Lekesizgöz anısına yapıyor: mizi bu albüme koyduk. Biz birbiri“Bu albümde üçümüzün yüzde 40 mizden hiçbir şeyi saklamıyoruz. performansla çaldığımızı düşünüÜçümüzün ortak projesi olduğu için çok cömert davrandık ve herkes en yorum. Çünkü herkes birbirine hem iyi şeylerini sunmaya çalıştı.” faydalı olmaya, hem birbirinin açı CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle