19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 VELİLER TEPKİLİ Erkek doktoru istemedi, bebeğini tehlikeye attı ERDİNÇ UTKU BRÜKSEL Belçika’nın Limburg bölgesinde Bree yerleşim biriminde doğum için bekleyen eşine doktorun erkek olması dolayısıyla acil tıbbı müdahaleyi reddeden Ürdünlü Müslüman koca hakkında dava açıldı. Bree yerleşim biriminde doğum sancısı çeken ve hastaneye kaldırılan Ürdünlü Müslüman kadına yapılmak istenen acil müdahale, doktor erkek olduğu gerekçesiyle engellendi. Adı açıklanmayan Ürdünlü koca, yaklaşık 10 saat boyunca eşine müdahale edi lerek sezaryenle doğum yaptırılmasını engelledi. Müslüman babanın doğum odasına girip dini inançları nedeniyle eşi için kadın anestezist istediği, ancak o an hastanede sadece Philippe Becx adlı erkek doktorun bulunduğunu öğrenmesi üzerine eşini doğum odasından çıkarmak istediği bildirildi. Jinekoloğun, baba adayına bebeği kurtarabilmek için doğumun acilen gerçekleştirilmesi gerektiğini anlattığı, sağlık personelinin ikna edememesi sonunda telefon edilerek bir imam çağrıldığı belirtildi. Müslüman koca, imamın devreye girmesiyle ikna edilebildi. Kocanın, anesteziye tüm vücudun örtülmesi, sadece anestezinin yapılacağı 10 santimetrekarenin açık kalması koşuluyla izin verdiği ifade edildi. Olayın ardından Anestezist Philippe Becx’in Müslüman baba hakkında Tongeren Savcılığı’na dava açtığı öğrenildi. Davacının avukatı Filip Dewallens “Tıbbi uygulama sırasında doktoru şiddet ya da başka bir yöntemle engelleme”nin Belçika Ceza Yasası’na göre suç olduğunu ifade etti. Müslüman koca ayrıca bilinçli şekilde tıbbi müdahaleyi engelleyerek anne ve çocuğun yaşamını tehlikeye atmakla da suçlanıyor. GENİŞ AÇI Millet bir haftadır sokaklarda... Teröre lanet ve ulusal dayanışma gösterilerinin ardı arkası gelmiyor. Yine, kendiliğinden gelişen bir hareket. Kadınerkek, yaşlıgenç demeden milyonlarca insan aynı sloganları haykırıyor. Olgunlukla ama coşkuyla.. Bakıyorsunuz, bir üniversite, başlarında rektör, öğretim üyeleri ve öğrencileriyle yürürken yanlarına sokaktaki yurttaşlar da katılıyor. İnsanlar, evlerinin balkonlarından, pencerelerinden yürüyüşe alkışlarla destek veriyor. Neden bu coşku? Ve neden şimdi? ??? Türkiye’ye ilk terör saldırısıyla, Türkiye’de Türkleri adam yerine koymama sürecinin başlaması aynı zamana denk gelir. Bu iki süreç yirmiyirmibeş yıldır atbaşı gider. Aslında bir toplu taarruzun iki ayrı cephesidirler. Bu taarruzda medyanın önemli bir bölümü de görevlidir. O gün bugündür kafalara kakılan şudur: Terörü kullananlar haklı, Türkiye Cumhuriyeti haksızdır. Terörist haklı, güvenlik güçleri haksızdır. Elbette bunları böyle açık açık söylemezler. Bazı sihirli sözcükleri vardır, onlarla harmanlayarak öne sürerler. Nedir sihirli sözcükler? ‘İnsan hakları’, ‘demokratikleşme’. Bu iki büyük insanlık değeri, kanlı bir oyuna alet edilir. Sayısız can alan terörün her saldırısının arkasından aynı lafları duyarsınız: “Silahlı mücadele çözüm değildir. Çözüm daha fazla insan hakları ve daha fazla demokratikleşmedir.” Ve gün gelir, şehit haberleri gazetelerde yer almaz olur. Manşetlerde, köşelerde, başköşelerde artık sihirli sözcüklerin kahramanları vardır. Yerli ya da yabancı. Terör örgütüne açıkça destek olanlar vardır. “Türkiye bir milyon Ermeni ve Kürt’ü kesti” diyenler vardır. “Devlet dairelerinden Atatürk’ün resmi kaldırılsın” diyenler vardır. “Türk ordusunun rolü azaltılsın” diyenler vardır. Artık gözde olanlar, “Devlete de terör örgütüne de eşit mesafedeyiz” diyenlerdir. Avrupa’dan akın akın gelip, Diyarbakır’ı başkent ilan edenlerdir. “Güvenlik güçleri teröre karşı operasyonları durdursun, örgütle masaya oturulsun” diyenlerdir. Terör örgütü üyelerinin üzerinden Amerikan silahları ya da Avrupa pasaportları çıkınca sessiz kalanlardır. Birlik ve bütünlükten, huzurdan, kalkınmadan söz edenler aforoz edilmiş, bir kenara itilmişlerdir. Hele hele, ‘Atatürk’ten söz etmek ‘engizisyona’ gönderilmek için yeterlidir. ??? İşte bugün milletin sokağa dökülmesi, yirmiyirmi beş yıldır süren bu planlı saldırıya karşı isyandır. 3040 bin ölünün kanları üzerinde siyaset dansı yapanlara, taşları bağlayıp itleri salanlara karşı, moda deyimiyle söyleyelim, bir sivil ayaklanmadır. Bu çağda Türkiye’ye dayatılmak istenen 19’uncu yüzyıl sömürgeciliğine karşı uyanmadır. Yirmiyirmi beş yıldır, halk ile ordusunu ayırmak isteyenler, oyunlarının ters teptiğini görüyorlar mı acaba? Farkındalar mı acaba: Millet ordusunun arkasında toplanıyor. Asıl yığınak budur. Sınırdaki değil. [email protected] Öğrencilere HİKMET BİLA Asıl Yığınak parmak izi baskısı EMRE DÖKER İZMİR Alsancak’taki Salih İşgören İlköğretim Okulu’nda yaşanan bir hırsızlık olayının ardından iki sınıf öğretmeninin, hırsızlığın kötü bir davranış olduğunu anlatmak amacıyla öğrencilerin tek tek parmak izlerini aldığı belirtildi. Kendilerine suçlu muamelesi yapılan 7A ve 7D öğrencileri, başından geçenleri ailelerine ağlayarak anlattı. Öğrencilerden A.Ş. “Öğretmenimiz sınıfta bizi suçlu gibi sıraya dizdi. Mürekkepli bir yere parmağımızı bastıktan sonra bir listede isimlerimizin bulunduğu bir kâğıda parmak izimizi bastırdı. Sonra bize, eğer herhangi bir hırsızlık olayı yaşanırsa parmak izlerinizi polise veririm” dedi. Edinilen bilgiye göre, bugüne dek birçok hırsızlık olayının yaşandığı belirtilen Salih İşgören İlköğretim Okulu’nda, 17 Ekim Çarşamba günü bir öğrencinin 170 YTL’si çalındı. Bunun üzerine öğretmenler hırsızı bulmak için harekete geçti. Bir gün sonra öğrencilerin psikolojisinin nasıl etkileneceği gözetilmeden, 7A ve 7D sınıflarında bulunan 62 öğrencinin parmak izi, resimiş öğretmeni P.O. ve matematik öğretmeni P.D. tarafından alındı. Çocuklarının psikolojik olarak etkilendiğini vurgulayan veliler, il milli eğitim müdürlüğüne şikâyette bulundular. Öğrenci Velisi Nesrin Şanlıer, bu olaydan sonra kızının olumsuz etkilendiğini belirterek “Olayın olduğu akşam kızım uykusundan ağlayarak uyandı. Ben suçlu değilim diye sayıklıyordu.” dedi. BURSA Bebeğe işkence BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da trafik kazası geçirdiği iddiasıyla hastaneye kaldırılan bir yaşındaki bebeğin işkenceye uğradığı belirlenince, 17 yaşındaki anne ve iki arkadaşı gözaltına alındı. Anne B.T. ile erkek arkadaşları A.A. (32) ve T.A. (34) tarafından “trafik kazası geçirdi’’ denilerek hastaneye getirilen bir yaşındaki E.D.T’nin muayenesinde, vücudunda darp ve sigara yanığı izlerine rastlanırken, kol ve kafatasında da kırık olduğu belirlendi. Bebek, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınırken, doktorlar tarafından olay güvenlik güçlerine bildirildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, işkenceye maruz kalan bebeğin annesi B.T. ile arkadaşları A.A. ve T.A’yı gözaltına aldı. Anne, yaşının küçük olması nedeniyle Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edilirken diğer iki zanlı polis tarafından sorgulanmak için gözaltına alındı. İşkencenin anne B.T. tarafından gezdirmesi için oğlunu teslim ettiği A.A. ve T.A. tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi. Yoğun bakım ünitesinde yatan, yüzü tanınmaz haldeki bebeğin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Semih Balcıoğlu anıldı Ünlü Türk karikatür ustası Semih Balcıoğlu, ölümünün birinci yılında Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde anıldı. Etkinlikte gazetemiz çizerleri Kâmil Masaracı, Semih Poroy ve Tan Oral da Balcıoğlu ile ilgili anılarını anlattılar. Etkinlikler kapsamında Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde, Balcıoğlu’nun yaşamından kesitlerin bulunduğu fotoğraflar ile karikatürleri sergilendi. Sergi 21 Kasım’a kadar açık kalacak. (Fotoğraf: CAN HACIOĞLU) Bilim ve Sanat Derneği’nden çağrı ? İstanbul Haber Servisi Bilim ve Sanat Derneği, duyarlı yurttaşları yarın Kadıköy Bağdat Caddesi’nde düzenlenecek Cumhuriyet Bayramı Yürüyüşü’ne katılmaya çağırdı. Dernekten yapılan açıklamada, “Bilim ve Sanat Derneği tüm duyarlı yurttaşları Cumhuriyet Bayramı’nda akıl ve bilimin meşalesiyle yürümek için 29 Ekim’de saat 18.30’da Bilfen Suadiye Anaokulu önünde olmaya çağırıyor” denildi. Akıl ve bilimin Cumhuriyet değerlerinin korunmasındaki önemine dikkat çekilen açıklamada, laik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş toplumlar içinde yaşatmak ve korumanın bu iki kavrama daha çok sarılarak mümkün olabileceği ifade edildi. 4 kişiye 423’er bin YTL ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “3, 4, 5, 15, 16, 45” olarak belirlenirken, 6 bilen 4 kişi, 423 bin 978 YTL 45’er YKr ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 1771 YTL, 4 bilenler 21 YTL 55’er YKr, 3 bilenler ise 3 YTL 60’ar YKr ikramiye alacak. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle