19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2007 PAZAR 6 HABERLER Yöre insanı bünyelerine yerleşen travmayı itidal çağrılarıyla alt etmek istiyor PAZAR ORHAN BURSALI Çığlık, korku ve Güneydoğu MEHMET FARAÇ DİYARBAKIR / ŞANLIURFA PKK, Güneydoğu’daki meslek örgütlerinin dün açıkladığı barış deklarasyonuna bir gün önceden olumsuz yanıt verse de yöre insanı bünyelerine yerleşen travmayı itidal çağrılarıyla alt etmek istiyor. İnsan psikolojisinin, şiddetin kölesi olmaya zorlandığı bir coğrafyada, teröre başkaldırının fitilini ürkerek de olsa ateşlemeye çalışanlar, kardeşin kardeşe vurdurulması politikasındaki tuzağı dayanak alıyor! Şiddetten belki de en çok etkilenen bir bölgede, bireylerin yüzüne nakşolan endişe, gerginlik ve korku belki de salt bu yüzden, “Acılarımız derinleşiyor, kaygılarımız artıyor” başlığıyla duyurulabiliyor! Güneydoğu’nun dünkü çıkışı yalnızca terör örgütünü değil, PKK’nin saldırılarını gerekçe göstererek kin ve nefreti dayatanları da uyarmayı hedefliyor! Tepki ürkütüyor Son dönemde artan toplumsal tepki PKK’yi askeri operasyonlardan bile daha fazla ürkütmeye başlasa da demokratik ölçüler içerisindeki çıkışların örgüt üzerinde ciddi ve etkin bir dayatmaya dönüşmesi için hem batıda hem de doğudaki yurttaşların daha net, kararlı, duyarlı ve korkusuz olması gerekiyor. Bunun gerekçelerini geçen yılki bazı cenaze törenlerinden yansıyan görüntülerle aktarmakta yarar bulunuyor. PKK’nin 250 kişilik gruplarla askerleri şehit etmesi ve bir bölümü Bizi Kim Mahvetti! Geçenlerde bir Amerikalı veya Avrupalı yetkili, Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminde büyük savunma harcamalarından dolayı ağır bir bedel ödediğini ve ekonomisinin bu nedenle geri kaldığını söylüyordu! Bu ne demektir, biraz altını kazıyalım ve İlhan Selçuk’un önceki günkü ve dünkü NATO ve Türkiye’yi konu aldığı yazılarının açtığı yoldan ilerleyelim: İçine girmek için 1950’lerde çırpındığımız Batı ittifakı ve NATO’ya girebilmek için, Güney Kore’de binlerce askerimizi kurban vermek ve ABDBatı çıkarları ve amaçları için nasıl da ölmeye hazır olduğumuzu kanıtlamak zorundaydık! O dönemin önce CHP’si, arkasından DP’sinin bu tarihi kararı, Türkiye’nin kırılma noktası ve bugünlerin hazırlayıcısıdır! Çünkü Türkiye, bu kararıyla ülkesini öncelikle kendi yaratıcılığı ile inşa etme gücünü terk ediyor ve Batı’ya sığınıyordu! Batı Bloku’nun eşit olmayan, geri kalmış, askeri yardım ve ekonomik sadakalarla ayakta kalmaya çalışacak bir üyesine dönüşüyordu! Tam 40 yıl Türkiye’nin omuzlarına ağır bir savunma faturası yıkıldı, NATO’nun nüfus/sayı bakımından en büyük ordusunu besledik, “Aslan Türkler!” naraları ile sırtımıza vurularak ileri karakol rolünü benimsedik! Batı’nın emperyalist çıkarları için üstlendiğimiz bu rolün başka bir bedeli de; a) Geri kalmış ülke konumundan hiçbir zaman çıkamamak, b) İnsan hak ve özgürlüklerinin her zaman güdük kaldığı topal bir demokrasi, c) Solun sürekli ezilip budandığı bir baskıcı rejim, d) Komşularıyla düşmanlık, c) Antiemperyalist bir Kurtuluş Savaşı veren bir ülke olarak geçmişine en büyük ihaneti yaparak; Mısır, Cezayir vb. gibi ülkelerin bağımsızlık ve kurtuluş savaşlarına karşı duruş, d) Sağ ve gerici partilerin vizyonsuz, işbirlikçi yöneticilerinin sürekli iktidar hali! Demokrasinin büyük yol açıcısı olarak sahtekârca kutsanan DP, bugünün hazırlayıcısı ve onu izleyenler de sürdürücüleridir! ??? Batı’nın uydusu olmak için çırpınan Türkiye, epey bir süredir, terk edilmişliğin ve ihanetin duygusunu yaşıyor. Özellikle 1990’dan sonra, Soğuk Savaş’ın bitimi, ABD’nin tek süper devlet olarak kalması, Batı’nın değişen stratejik ve taktik politikaları karşısında, kapı önüne konmuş kedi gibi hissettik kendimizi! Kafası Batı konseptleriyle şartlanmış askeri ve sivil beyinlerin halini anımsıyorum! Hepsi, Türkiye’nin stratejik öneminin asla bitmediği düşüncesine sarılıyordu! Bu kafalar, 50 yıl boyunca bütün geleceklerini ve politikalarını bu “önemli jeostratejik konum”a bağlamışlardı! Sonuç: “Batı bizi terk edemez”di! Oysa, ülkeyi değerli yapan, kendi beyinleri, kendi yaratıcılığı, ekonomik gücü, bilim ve teknolojideki başarısı, dünyanın ileri ülkeleri arasına girme becerisiydi! Bugün öğreniyorlar ki (inşallah!), kendi öz gücün, bağımsız ekonomi ve politika üretme ve bunlara dayanma gücün yoksa, sadece bir piyonsun! Bugün kullanılan ve yarın kullanım tarihi geçmiş veya geçecek olan! Ayrıca, “Batı”, hâlâ Türkiye’yi “elinin altında tutmak” niyetinde! Avrupa Birliği’nde Türkiye üzerine konuşmaları izleyen ve AB’nin tutumunu izleyen bunu görür: Türkiye ne kopsun ne de tam bizimle olsun! Onu sürekli elimizin altında tutalım, çünkü ne olur olmaz, dünya hali bu, yine eskisi gibi lazım olur, tepe tepe kullanırız! ??? Amerikan emperyalistleri, daha bir arsız, utanmaz ve rezil! Çünkü “Büyük Güç”. Bu nedenle Irak’ta Türkiye’ye karşı bütün oyunları açık ve net! ABD, “eski müttefiki” Türkiye’yi, şimdi terör örgütü PKK’ye satıyor! O Bush ki, İkiz Kuleler’i yerle bir edildikten sonra, terör karşısında bütün dünyayı “Ya bizdensiniz ya da onlardan” ikilemi karşısında bırakmıştı! Şimdi Türkiye’ye saldırıp Irak’a kaçan PKK karşısındaki tutumuna bakarak, iki saptama yapabiliriz: 1) ABD ya PKK’yi “kurtuluş savaşçısı” olarak görüyor! 2) Ya da “Terörist benim amaçlarıma hizmet ediyorsa iyidir ve benimdir” görüşünü benimsiyor! Sizce hangisi gerçek!? Şimdi Patron Bush’a gidiyoruz, ulus olarak varolmamıza izin vermesi ricasıyla! Demek ki varoluşumuz için bu durumlara düştük! Ama sahnede DP’nin yeni temsilcilerinin, AKP’nin olması, yine de 50 yıldır haykıran biz yurtseverler için bir teselli olabilir mi? ? Güneydoğu’daki 91 meslek örgütünün “PKK’yi silahsız hale gelmeye” çağıran dünkü deklarasyonunda endişe ne yazık ki hissediliyor. İmzacıların sayısının 90’larda kalması PKK endişesinin yanı sıra, belki de daha çok toplumsal tepkiyi açık yüreklilikle yansıtamayan yuvarlak cümlelerle süslenmiş deklarasyondan kaynaklanıyor! nü de kaçırabilecek pervasızlığa ulaşmasında ne yazık ki toplumsal duyarsızlığın da önemli bir payı bulunuyor. Daha geçen yıl İstanbul’un merkezinde bile şehit cenazelerinin ancak 23 bin kişilik kalabalıklarla toprağa verilmesi ne yazık ki sorgulanmıyor. Hakkâri’de, Şırnak’ta terörist cenazelerinin ardından bazen 1520 bin insanın yürüdüğünü gösteren fotoğrafların da duyarsız suratlara tokat gibi çarpması gerekiyor! PKK’liler için açılan taziye çadırlarının miting alanına dönüşmesini salt Güneydoğu’daki gelenekçi feodal ilişkilere bağlamak, teröre, şiddete duyarsız olan çevreleri haklı göstermeye de yetmiyor! Korku ve suskunluk Yalnızca batıda değil, birkaç gündür dolaştığımız doğu kentlerinde de insanlar terörün yurttaşlar arasında ekmeye çalıştığı nefret tohumlarının endişesini yaşıyor. PKK terörünün yıllardır yarattığı travma bu yüzden de katlanıyor! Şiddetin yarattığı kaos toplumsal kâbusa dönüşüyor!.. Bölgenin kimi aydınları, son dönemde, çevrelerindeki insanlar arasında uyku sorunu yaşamaya başlayanların arttığına ısrarla dikkat çekiyor! Tüm bunlara karşın Güneydoğu’nun bazı kentlerinde insanlar teröre karşı kitlesel tepkiler vermekten ne yazık ki geri duruyor. Bu duyarsızlığı yalnızca kimi çevrelerin PKK’ye olan desteğine odaklamak mantıklı gelmiyor. PKK’nin yıllardır kimi zaman kendi muhaliflerine suikastlar yaparak sürdürdüğü korku ve sindirme politikasının da bu geri duruşta önemli bir katkısı bulunuyor. Terör daha çok batıyı vuruyor ama aynı zamanda en çok da bölge insanını sindiriyor!.. Fırat ve yangın Kırsal kesimde yiyecek ya da barınma uğruna gerçekleşen zorunlu ziyaretlerle köylüleri iki arada bir derede bırakan PKK, Güneydoğu’nun kentlerinde ise intifada, kepenk kapatma dayatmaları ve şiddet çağrılarıyla yöre insanını cenderede tutmaya çalışıyor. Bu kıskaç, terörden zarar gören her kesimden insanın boğazını sıkıyor, günlerdir yaşanan suskunluğun en önemli gerekçesi haline geliyor! Güneydoğu’daki 91 meslek örgütünün “PKK’yi silahsız hale gelmeye” çağıran dünkü deklarasyonunda bu endişe ne yazık ki hissediliyor. Binlerce sivil toplum kuruluşu ile yüzlerce meslek örgütünün bulunduğu bir bölgede, imzacıların sayısı nın 90’larda kalması PKK endişesinin yanı sıra, belki de daha çok toplumsal tepkiyi açık yüreklilikle yansıtamayan yuvarlak cümlelerle süslenmiş deklarasyondan kaynaklanıyor! Önemli uyarı... Çok açık olmasa da “PKK’ye silah bırakın” demeye getiren örgütler, daha çok sınır ötesi operasyon ve toplumsal duyarlılığın düşmanlığa dönüşebileceği yolundaki kaygılarını dillendirmeyi tercih ediyor. Ancak ürkek, cılız ve net olmasa da Güneydoğu’dan yükselen bu çığlık PKK’ye önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Terör ülkenin insanları arasında öfke ve nefreti yükseltmeden Kürtlerin cesaretinin, PKK’nin dayattığı şiddet, korku ve sindirme dalgasının önüne geçmesi gerekiyor! Güneydoğu deklarasyonunda, “can kayıpları nedeniyle ortaya çıkan duyarlılıkların, düşmanlığa dönüştürülmesi girişimlerinin ülkeyi tamamen bir yangın yerine dönüştürebileceği” şeklindeki dikkat çekici satırlar hem sorgulanmayı gerektiriyor hem de bölge insanına ciddi bir sorumluluk da yüklüyor! Ateşe en yakın olan insanlar, yangından endişe ederken Fırat’ın ve Dicle’nin yanı başlarından geçtiğini niye görmüyor! Peşmerge de hazırlanıyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’a sıfır noktasında askeri yığınağı devam ederken, Kuzey Irak’ta Türkiye’nin operasyonuna karşı peşmergelerin hazırlık yaptığı belirtiliyor. Diyarbakır’daki 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üs Komutanlığı dün, geçen haftaya göre biraz daha sakin bir gün geçirdi. Üsten az sayıda uçak kalkarken, Hakkâri’de yoğun çatışmaların yaşan dığı ve 30’un üzerinde PKK’linin öldürüldüğü Yüksekova yakınlarındaki Derecik mevkiindeki Yeşilova Jandarma Sınır Karakolu’na helikopterlerle personel taşındı. Hakkâri’deki operasyonların odağındaki Yüksekova 3. Taktik Piyade Tümen Komutanlığı’ndan Çukurca istikametine doğru konvoy halinde askeri araçlar nakledildi. 60 araç dolusu personelin ise daha önceden boşaltılan Uzundere, Çağlayan, Kavuşak, Kabaklı, Işıklı, Kazanderesi, Çeltik ve Meşeli köylerinde konuşlandığı belirtildi. Bazı in ternet siteleri, Kuzey Irak’ta ellerinde silahlarla gezinen PKK’li teröristlerin görüntülerini yayımladı. Peşmergelerin hareketlendiğine dikkat çekilen haberlere göre sınırda Türkiye’nin olası operasyonuna karşı hazırlıklar sıklaştırılıyor. Sıfır noktasındaki derin vadilerde küçük gruplar halinde dolaşan PKK’liler, yeni mevziler kazıyor. İhlas Haber Ajansı’nın haberine göre peşmergeler katırlarla taşıdıkları mayınları bağlı Kanimase bölgesine döşüyor. 91 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ ORTAK AÇIKLAMA YAPTI MASAK, ÖRGÜTE YAPILAN YARDIMI ORTAYA KOYDU ‘Silah bırak’ çağrısı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Güneydoğu kentlerindeki ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, esnaf ve sanatkârlar odaları birlikleri, barolar, tabip, diş hekimi, eczacı, serbest mali müşavir ve muhasebeciler, veteriner, ziraat odaları, sanayici ve işadamları dernekleri, sendikalar ve bazı derneklerden oluşan toplam 91 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek “Acılarımız derinleşiyor, kaygılarımız artıyor” başlığıyla PKK’nin silah bırakmasını isteyen bir deklarasyon yayımladı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda (DTSO) toplanan kurum temsilcileri adına Oda Başkanı Mehmet Kaya deklarasyonu okudu. Kaya “Can kayıpları canımızı yakıyor, şiddet hayatlarımızı karartıyor. Kin ve nefret havası yaygınlaşıyor. Kaygılarımız artıyor. Toplumun tümünü kuşatan bu ağır havayı dağıtmak ve her gün biraz daha koyulaşan karanlığı yırtmak, giderek zorlaşıyor. Buna rağmen barış umudumuzu canlı tutmak istiyoruz. Hâlâ toplumsal barışa bir imkân tanınabileceğine inanıyoruz” dedi. PKK’nin şiddeti yöntem olarak kullanmaktan vazgeçeceğini açıklaması çağrısı yapılan deklarasyonda “PKK silahsız hale gelmeye hazır olduğunu gecikmeden açıklamalı ve bunun koşullarını kendisi açısından yaratmak için somut adımlar atılmalıdır. Sorunu daha karmaşık hale getireceğine, kayıplarımızın ve acılarımızın katlanarak artmasına yol açacağına, çözümü çok zor ve uzun bir zaman dilimine yayılacak tahripkâr sonuçlar yaratacağına, bölgenin ekonomisini çökerteceğine inandığımız sınır ötesi operasyondan kaçınılmalıdır” denildi. PKK’lilere 150 Avro ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkan Vekilliği’nden Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı’na atanan Genç Osman Yaraşlı, PKK ile bağlantılı kişilere yurtdışından, yaptıkları eylem öncesi ve sonrası 150’şer Avro para gönderildiğini belirlediklerini açıkladı. Bu yolla 69 kişiye 2530 bin Avro civarında para gönderildiği saptandı. Yaraşlı, geçen yıl kara para ile ilgili kanunda değişiklik yapılmasının ardından yalnızca terör bağlantılı para değil, legal paranın illegal kullanımının da incelenmeye başlandığını belirterek, bu çerçevede terör örgütü sempatizanlarına yurtdışından para gönderildiğini saptadıklarını açıkladı. “Terör örgütlerine finansman sağlanmasını önlemeye çalışıyoruz” diyen Yaraşlı, şüpheli işlem bildirimi üzerine bu yıl yaptıkları araştırmada, 20052006 döneminde, bir Avrupa ülkesindeki sivil toplum kuruluşundan, farklı bankalar kullanılarak Türkiye’deki 69 kişiye her seferinde 150 Avro olmak üzere para gönderildiğini ortaya çıkardıklarını söyledi. 69 kişiyi araştırdıklarını belirten Yaraşlı, bunlardan 9 tanesinin terör suçu nedeniyle adli veya polis kaydının olduğunu belirlediklerini ifade etti. Daha sonra 69 kişinin birinci derece akrabalarına baktıklarını kaydeden Yaraşlı, 30 kişide terör suçu nedeniyle polis kaydına rastlandığını bildirdi. İki kişiye, yaptıkları terör eylemi öncesi ve sonrasında para gönderildiğini belirten Yaraşlı, miktarın her seferinde 150 Avro olduğunu, ancak toplamda 2530 bin Avro’ya ulaşıldığını vurguladı. Öte yandan Yaraşlı’nın anlattığı olaydaki terör örgütünün PKK olduğu öğrenildi. obursali?cumhuriyet.com.tr. USTKB Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nden Kamuoyu Duyurusu Türk ulusu iç ve dış politikasında onurlu bir tavır içinde, ulusal çıkarlarında bağımsız ve özgür olduğunu dünyaya duyurmalıdır. • Terör saldırılarında yitirdiğimiz askerlerimizin acısı yüreğimizdedir. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve ailelerinin kayıplarını acıyla paylaşıyoruz. • Tepkimizi, ulusumuzun birlik ve beraberliğine zarar vermeden onurlu bir şekilde göstermek en doğal hakkımızdır. • MGK kararları uygulanmalı, gerekli ekonomik yaptırımlar bir an önce hayata geçirilmelidir. • Ulusal çıkarlarımız ve Türkiye’nin bütünlüğüne karşı içten ve dıştan gelen tüm girişimler anında kesin ve caydırıcı biçimde yanıtlanmalı, • Alınacak kararlarda ABD ve AB belirleyici olmamalı, İktidar zaman geçirmeden kesin duruş sergilemelidir. USTKB Atatürk Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kadıköy Şb., Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şişli Şb., Basın Mensupları Der. (BasMen), Bizim Ülke Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği İst.Şb., Çağdaş Eğitim Vakfı, ÇEKÜL Vakfı, Demokratik Dayanışma Derneği, Demokratik İlkeler Derneği (DİD), Deniz Yıldızı Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği, Eğitimciler Derneği, F. Nightingale Hemşirelik Y.O. Mezunlar Derneği, İst.Mülkiyeliler Vakfı, İst.CUMOK, İst.Üniversitesi Mezunlar Derneği, İst.Kadın Kuruluşları Birliği (36 Kadın Kuruluşu), İst.Ekslibris Akademisi Derneği, İst. Yardımseverler Derneği, İtalyan Liseliler Derneği, İTÜ Mezunlar Derneği, Jeofizik Kurumu, Kadıköy Platformu (32 dernek), Kadın Araştırmaları Derneği, Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Sertel Gazetecilik Vakfı, Sürekli Gelişim Derneği, TEMA Vakfı, T. Eğitim Vakfı Dayanışma Konseyi Derneği (TEVDAK), T. Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD), T.Soroptimist Kulüpleri Federasyonu, T. Hekimleri Dostluk ve Dayanışma Derneği, T. Emekli Subaylar Derneği, Türk Kadınlar Birliği İst.Şb., TaçDer, Türkiye Gençlik Birliği, Truva Folklor Araştırmaları Derneği, Umut Çocukları Derneği, Ulu Önderin Öğrencileri Derneği, Ulusal Sanayici ve İş Adamları Der. (USİAD), Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD), 68’liler Vakfı, Yeniden Kuvayi Milliye Derneği, Yurtsever Hareket, Yurttaşlık Hareketi Derneği (YHD), www.ulusalstkb.org SAYI: 2007/272 TAL Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırmada 14.11.2007 günü, saat: 11.3011.40 arasında menkullerin bulunduğu, E 5 Karayolu Üzeri (Varyant Yolu) Umat Mağazaları, İskenderun adresinde yapılacak ve kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 19.11.2007 günü, aynı yer ve saatte ikinci artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’nı bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının alacaklarının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, artırmaya iştirak edeceklerin,menkul malın tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerektiği satışın peşin para ile yapılacağı, alıcı istediğinde 7 günü geçmemek üzere mehil verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden %...... oranında K.D.V.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin, yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 12.10.2007 MUHAMMEN KIYMETİ LİRA: 2.850.000,00YTL ADEDİ: 3000 ton CİNSİ MAHİYETİVE ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: İtalyan baldo pirinç kg mı 0,95YTL den (Basın: 56649) İSKENDERUN 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle