19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EKİM 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kimyasallar ve tarım ilaçları gıdalara karışıyor. Avrupa’dan dönen bozuk ürünler iç piyasada satışa sunuluyor 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR Bilinçsizce tüketiyoruz... ŞULE KÖKTÜRK ‘Mikro Faşizm’ ve Şahin Filiz Cumhuriyet okurları dikkatlidir. Mutlaka Şahin Filiz adını anımsayacaklardır. Bir süre önce Cumhuriyet’te “Mikro Faşizm” kavramını açıklayan bir demeci yayımlanmıştı. Son zamanlarda Şerif Mardin’in gündeme getirdiği “Mahalle Baskısı” kavramı üzerine çok ilginç bir yorum yapmıştı. Bu yorumunda Şahin, “Dincilik konusundaki cemaat ve tarikat baskılarını” “Mahalle Baskısı” yerine “Mikro Faşizm” diye nitelemenin daha doğru olduğunu belirtiyordu. Şahin demecinde, siyasal dincilik adına yapılan ve İslama dayandırılmak istenen bu baskının aslında Mikro Faşizm olduğunu vurguluyor ve doğrudan doğruya hem küreselleşmenin etkisiyle hem de demokrasi kavramının yozlaştırılmasıyla toplumun faşizme kayışının bir göstergesi olduğunu anlatıyordu. ??? Geçen cumartesi gecesi SKYTÜRK kanalında Enver Aysever’in “Aykırı Sorular” adlı programına davetliydim. Konu, son kitabım “Demokrasimizle Yüzleşmek” idi. Programa telefonla katılan ve yorum yapanlar arasında Şahin Filiz de vardı. Filiz, kitapta uzun uzun üzerinde durduğum “Dinci Oligarşi”ye kayış süreci hakkında konuştu. Cumhuriyet’te yayımlanan demecine daha da açıklık getirdi: Yaptığı yorumda, İslam dinine 12. yüzyıldan sonra egemen olan mutlakçı anlayışın, dindeki bölünmeleri temsil eden mezheplere ve tarikatlara da yansıtılarak Müslümanlığın, halka ve bireylere yanlış bir biçimde aktarıldığını söyledi. Her mezhebin, her tarikatın kendi “mutlak dogmalarını” ürettiğini, böylece dindeki mutlakçılığın, önce mezhep mutlakçılığı, sonra da tarikat mutlakçılığı haline geldiğini ve bunun da “mikro faşizme” yol açtığını belirtti. ??? Okurlarımızın Şahin Filiz’i daha yakından tanımasında yarar var: Bu değerli bilim insanının adını gelecekte çok sık duyacaklarını sanıyorum. Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahin Filiz, İlahiyat Fakültesi’nde İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı Başkanı. Ahlakın İnsani ve Dini Temelleri, Farabi, İslam Felsefesinde Mistik Bilginin Yeri gibi kitapları ve ayrıca çeviri eserleri var. ??? “Medya Notu” sütunumda zaman zaman Filiz’in yazdıklarından ve söylediklerinden alıntılar yapacağım. Şimdilik sadece türbanı, “Mikro Faşizmin” bir simgesi olarak gördüğünü ve Kuran’da türban takmakla ilgili kesin bir hükmün bulunmadığını belirttiğini kaydetmekle yetiniyorum. Prof. Dr. Şahika Yüksel. ‘Şizofreni hastalarıyla yaşayabiliriz’ İstanbul Haber Servisi 43. Ulusal Psikiyatri Kongresi İstanbul’da başladı. Beş gün sürecek olan ve 27 Ekim’de sona erecek olan kongrenin ana konusunu “Kanıta Dayalı Psikiyatri ve Şizofreni Sempozyumu” oluşturuyor. Türkiye Psikiyatri Derneği ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı işbirliğiyle düzenlenen 43. Ulusal Psikiyatri Kongresi önceki gün Swissotel’de başladı. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı ve Kongre Eşbaşkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel, ruh sağlığı hastalıklarının en ağır biçimde işlev bozukluğuna neden olan hastalıklardan olduğuna ve kişinin yaşamını büyük ölçüde etkilediğine dikkat çekerek, koruyucu ruh sağlığı hizmetlerine önem verilmesi gerektiğini dile getirdi. Toplumdaki her yüz kişiden birinin hayatını etkileyen şizofreninin çok önemli bir ruh sağlığı sorunu olduğunu ve mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade eden Prof. Yüksel, hastalığın tedavisinde ilaç kullanımının yanı sıra destekleyici, bilgilendirici ve eğitici psikoterapi tedavilerine de ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Şizofreni hastalığında tedavi kadar bu hastaların toplumsal hayata adapte olmalarının da önemine vurgu yapan Yüksel, “Şizofreni hastalarının toplumsal dışlanma, ayrımcılık gibi önemli sorunları var. Şizofreni hastalarıyla birlikte yaşayabiliriz”dedi. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Türksen Başer Kafaoğlu, Türkiye’de kimyasalların ve tarım ilaçlarının gıdalarımıza çok rahat karışabildiğini anımsatarak “Türkiye’de neye elimizi atsak zehirli” diye konuştu. Doğal kaynaklara denetimsiz olarak atılan tarımsal ilaçların, genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünlerin ülkemize çok rahat ithal edilmesinin ve insanlar tarafından tüketilmesinin riski arttırdığını vurgulayan Kafaoğlu, Kaz Dağları’nda siyanürle altın aranmasının ise Türkiye’nin havasını, suyunu ve toprağını daha fazla zehirlemek anlamına geldiğini vurguladı. 16 Ekim her yıl “Dünya Gıda Günü” olarak kutlanarak, bir dizi etkinliklerle yurttaşlar bilinçlendiriliyor. Gıda Mühendisleri Odası 2. Başkanı Prof. Dr. Aykut Aytaç da tarımsal ilaçların ülkemizde çok kontrolsüz ve bilinçsiz bir şekilde yoğun olarak kullanıldığına işaret ederek, gıdaların saklama koşullarındaki uygunsuzluklar nedeniyle birçok ürünümüzün Avrupa’dan döndüğünü, bunların iç piyasada satışa sunulduğunu belirtti. Aytaç, bu tür çevresel etkenlerle kirlenmiş besinlerin kanserojen etki gösterdiğini, genler ve embriyo üzerinde olumsuz etkiler yaptığını vurgulayarak “Bu besinlerle taşınan kimyasallardan bir sonraki nesiller de etkileniyor” diye konuştu. ürk hazır yemek sektörünün temsilcilerinden Keyveni, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde başlattığı “Açık Kapı Kampanyası” ile üreticileri ve tüketicileri, gıda güvenliği konusunda işbirliğine davet etti. T Açık Kapı Kampanyası Keyveni Catering Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO Meslek Komitesi Üyesi Sadık Çelik tarafından başlatılan kampanya, üretim tesislerinde şeffaflığı ve hijyeni amaç larken, tüketiciyi, üretim tesislerini dilediği zaman denetlemeye çağırıyor. Kampanya, üretimde hijyenik şartlara uygunsuzluk, hileli malzeme kullanımı, merdiven altı üretim, kalite standartlarından ödün verme gibi alt başlıklar içeriyor. Sadık Çelik, gıda güvenliğinin yalnızca devletin eline bırakılamayacak kadar geniş ve çok boyutlu bir konu olduğunu belirterek, “Gıda terörüne karşı devlet, üretici ve tüketici elbirliği ile hareket etmedikçe gerçekçi ve kalıcı bir sonuç alınamaz” dedi. Açık Kapı Kampanyası’na katılmak isteyen üreticilerin ve denetim hakkını kullanmak isteyen tüketicilerin, 0212 320 57 60 numaralı telefondan Keyveni’ye ulaşabilecekleri belirtildi. Namık Ekin engelliler için rekor deneyecek Haber Merkezi TC Sualtı Sporları Rekor Ekibi (SAT&SAS) adına bir açıklama yapan, çeşitli dallarda dünya rekortmeni sporcu Namık Ekin, daha önceki yıllarda olduğu gibi 2008 yılında engellilere yardım amaçlı rekor denemelerinde bulunacağını açıkladı. Sponsorlara seslenen Namık Ekin, 19 Mayıs30 Ağustos 2008 tarihlerinde ArtvinHopa’dan kano ile kürek çekmeye başlayıp İskenderunSamandağ’a yani Suriye sınırına kadar 7300 km. sahil şeridimizi tek Namık Ekin. başına 3 ayda kat ederek yeni bir dünya rekoruna imza atmaya çalışacağını bildirdi. Ünlü rekortmen, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şenliklerinde de Boğaziçi Köprüsü’nde yapılacak ışık oyunları sırasında paraşütle köprünün Ortaköy’e yakın kısmına 55 metre yükseklikten atlayıp “dünya en alçaktan paraşütle atlama” rekorunu kırmayı da deneyecek. 3 erkek çocuğunu taciz ettiği iddia edilen zanlı adliye önünde toplanan grup tarafından tartaklandı. (AA) Tacizciye linç girişimi SAKARYA (Cumhuriyet) Sakarya’nın Ferizli ilçesinde 3 erkek çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla yakalanan kişi linç edilmek istendi. Zanlının adliyeye girişi sırasında alanda toplanan yüzlerce kişiyi polis biber gazıyla dağıttı. Göstericiler de zanlının işyerini ateşe verdi. Ferizli’de hurdacılık yapan Mustafa S. (45) elektrik hırsızlığı iddiasıyla gözaltına alındı. Zanlı gözaltındayken hakkında, bir erkek çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla polise şikâyette bulunuldu. Sorgulanan zanlının değişik tarihlerde 2 erkek çocuğuna daha cinsel tacizde bulunduğu öne sürüldü. Zanlının evinde yapılan aramada da porno içerikli CD’ler ele geçirildi. Olayın duyulması üzerine bir anda yüzlerce kişi Ferizli Adliyesi önünde toplandı. Güvenlik önlemleri alınmasına karşın zanlı adliyeye girerken linç edilmek istendi. Polis ekiplerinin arasına giren bazı kişilerce tartaklanan Mustafa S. yere düşünce yüzlerce kişi tarafından tekmelendi. Mustafa S. daha sonra polisler tarafından güçlükle adliye binasına sokuldu. Zanlı mahkemece tutuklandı. Zanlının adliyeden çıkarılmasını bekleyen bir grupla güvenlik güçleri arasında gergin anlar yaşandı. Polisin biber gazı kullanarak dağıttığı daha sonra zanlının hurdacı dükkânına giderek buraya ateşe verdi. [email protected]; www.kongar.org ÇOCUK VE İLETİŞİM KONGRESİ En çok 5 15 yaş grubu risk altında İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından düzenlenen ve 3 gün süren 4.Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi’nde, “risk altındaki çocuklar” konusu bütün yönleriyle tartışıldı. Yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda uzmanlar tarafından kongreye sunulan bildirilerde, reklam, çocuk programları, çizgi film ve diziler gibi medya içeriğinin, internet, cep telefonları gibi teknolojinin, okuma kitaplarının, eğitim sisteminin ve ailenin sosyoekonomik düzeyinin çocuklar üzerindeki etkisi üzerinde duruldu.Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Pembecioğlu Öcel, terör saldırılarında birçok askerin şehit olduğuna ve terör mağduru çocuklar oluştuğuna, ayrıca geçmiş dönemlerdeki savaşlarda hayatını kaybeden pek çok çocuğun bulunduğuna işaret ederek “Barışçı bir dünyada yaşamaya herkesin hakkı var. İşte bu nedenle risk altındaki çocuklar konusunu seçtik’’ dedi. En çok 5 ile 15 yaş arasındaki çocukların risk altında olduğunu, çünkü en çok ilgilenilmesi gereken yaşta televizyon ve internet ile tanıştıklarını anlatan Prof. Öcel, anne ve babanın da çocuğun risk altında olduğunun farkında olmadığını, anne babaların çocuğunu tehlikelerden koruma yollarını bilmediğini belirtti. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle