19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2007 PAZAR 6 DİZİ Suudi Arabistan, komşu ülkelere Yeşil Kuşak Projesi ile birlikte rejimini de aktardı PAZAR ORHAN BURSALI Y eşil Kuşak Suudilere yaradı üyük Ortadoğu (BOP) ve Genişletilmiş Afrika Projesi’nin destekçilerinden ve ABD’nin Ortadoğu’daki en önemli müttefiklerinden olan Suudi Arabistan, komşu ülkelerine Washington’ın Yeşil Kuşak Projesi ile birlikte rejimini de aktardı. Ancak bu süreç ABD’nin de istediği gibi olmadı. Suudilerin Vahhabi rejimini destekleyen bu ülkeler, anayasa ve yasaları ABD’nin dahi hayal edemeyeceği şekilde değiştirdi. BOP dahilinde Türkiye’ye en çok benzeyen ülke ise Fransız tipi laiklik anlayışı ile Tunus oldu. 20. yüzyılın 2. yarısında tüm Ortadoğu’yu etkisi altına alan Yeşil Kuşak Projesi, ABD’den çok Suudi Arabistan’ın işine yaradı. Vahhabi rejimini yaymaya çalışan Suudi hanedanlığı, çevresindeki ülkeleri kısa sürede ve oldukça ileri şekilde etkiledi. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen adeta Suudi rejiminin birer kopyasını kabul ettiler. Bu ülkelerin anayasal sistemleri şimdi ise şöyle: Cumartesi Gezisi Bugün siyasete ara. Dün –kültürel– dinlencesi, gezisi amacıyla kendimizi Santral İstanbul’un ferah koynuna bıraktık. Eski adı “ Silahtarağa Elektrik Santralı”. Haliç’in bitiminde, 1911’de kurulan ve 1983 yılına kadar İstanbul’a elektrik sağlayan bir “fabrika” alanı. Şimdilerde ise “Santral İstanbul Sanat, Kültür ve Müzecilik Araştırma ve Uygulama Merkezi”. İstanbul Anakent Belediyesi’nce 45 yıl önce İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne devredildikten sonra, kente kazandırılan katmerli bir zenginlik. İstanbul’un bütün yeşil ve boş alanlarının yağmalandığı bir dönemde, nasılsa özgür kalabilmiş, yağmadan kurtarılmış bir mekân. İçinde eski elektrik fabrikası veya santralı, bir doğal “Enerji Müzesi” olarak geziliyor. 1900’lü yılların devasa makineleri.. şimdi bir küçük panele sığdırabileceğiniz, yüzlerce metrekarelik santral yönetim alanı... Belki, santralın nasıl elektrik ürettiği konusu birkaç yere konabilecek büyücek ekranlarda canlandırılabilirse, Enerji Müzesi daha hareketlenecek. Bir de cihazları, birimleri, mekânları anlatacak bilgi levhalarına gereksinim var. Enerji Müzesi’ne, santralın zemin katında kurulan 1520 birimlik küçük bir “bilim merkezi” ile değer katılmış. Çocuklar ve büyükler, elektrikenerji ağırlıklı eğlenceli deneyler yapıyor... Santralı 1997’de ve Bilgi Üniversitesi’ne devredildikten sonra projelendirme aşamasında gezmiştim. Akılcı bir yaklaşımla, minimal müdahalelerle, santral ortaya çıkartılmış. Santralın bizim ve dünya bilim tarihinde önemli bir yeri de var. Yapıldıktan sonra santralın bir bölümünde zeminin çok kötü olması nedeniyle (Haliç’in dolgu bölgesi!) çökme olmuş. O dönem ülkemizde bulunan ve Mühendis Mektebi Âlisi’nde (sonranın İstanbul Teknik Üniversitesi) ders veren Avusturyalı bilim adamı Karl Terzaghi (18831963) santralı, ilk kez uyguladığı zemin mühendisliği yöntemleriyle günümüze kadar ayakta kalacak bir sağlamlığa kavuşturmuştu. Terzaghi daha sonra dünyada modern zemin mekaniği bilim dalının kuruculuğu ile taçlandırıldı. ??? Enerji Santralı’na bitişik 5 katlı yapıda şu sıralarda çok güzel bir sergi var: Modern ve Ötesi. Santral İstanbul’un iki ay kadar önce gerçekleştirilen gerçekten görkemli açılışında gezdiğim serginin, bu kez daha geniş zaman ayırarak tadını çıkarttık. Modern ve Ötesi, Türkiye sanatının 19502000 arası dönemini kapsıyor ve sanattaki anlayış, gelişme ve dönüşümlerin sürecini ana eksenlerde sanat seçkileriyle bir tarihi gelişim sıralaması içinde sunuyor. 100’den fazla sanatçı 450 kadar eseriyle sergide. Çok sayıda büyüleyici eserleri bir arada görünce, uluslararası çapta sanatçılarımızın varlığının ayırdına varıyor insan. Sergi 29 Şubat’a kadar açık. Ama o tarihe kadar beklemeyin, henüz tatlı sonbaharı yaşarken hem sergiyi gezin hem de Santral İstanbul’u. Santral İstanbul’da yeni bir sergi ile de karşılaşacaksınız: “BatıDışı Moderniteler Projesi” kapsamındaki “Mahrem”. 21 Kasım’a kadar açık. “Mahrem” ayrı bir tartışma konusu. Kadının başını türbanlayarak ve örterek “hayata karışması”nı büyük bir “modernite gelişmesi” olarak alkışlamak mı gerekir, yoksa kendisine bu erkek egemen toplumsal yaptırım ve müdahaleye karşı kadının isyanını desteklemek mi? Şüphesiz, birincisi, sadece kadının değil hayatın da toptan türbanlanmasını meşru kılacak siyasal yolu güçlendirir ve açarken, diğeri ise özgür toplumun ve erkeği iktidar kalelerinden alaşağı etmenin yolunu açıyor... Sanatçıların sergideki eserlerinin tümü, aslında, Nilüfer Göle’nin projesine ve savunduğu teze karşı bir isyan! ??? Santral İstanbul, dediğimiz gibi bir kazanç. Rektör Aydın Uğur’u ve Santral İstanbul’un ve tüm projeyi gerçekleştiren ekibin yöneticisi Dr. Serhan Ada’yı kutluyoruz. Burası, uluslararası sanatçıları ağırlayacak sanatçı konutlarıyla ve uluslararası kültür programlarıyla, güzel lokanta ve kafeleriyle, İstanbul’un dünya çapında etkin bir merkez olmasına ve rol almasına katkıda bulunacak. Santral İstanbul Taksim AKM arasında, pazartesi dışında her gün 1020.00 arası, yarım saatte bir minibüs çalışıyor. Haliç, İstanbul’un en eski sanayi bölgesi! Şimdi de bir sanat etkinlik çevresine dönüşüyor. Rahmi Koç Sanayi Müzesi, Miniatürk, Santral İstanbul... Eski Sütlüce Mezbahası da bir kültür merkezi olarak yenileniyor. Karşı kıyıdaki Feshane ise ne olacağı belirsiz, bazı etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Feshane, müthiş etkileyici makineleri sökülerek büyük bir katliama uğramıştı! (Makineler nerede?!) Oysa, Enerji Santralı gibi, Feshane de, bir Tekstil Müzesi’ni içinde barındıran bir sanat, kültür, eğitim, öğrenim alanına dönüştürülebilirdi! İstanbul büyük bir değer yitirdi Feshane’nin acımasız, bilinçsiz bir kültürel değer katliyle! İyi pazarlar.. B rıyla en yüce yasa şeriat kabul edildi. Bu sürecin ardından Pakistan’da şeriat mahkemeleri kuruldu. Ancak ülkede 1999 yılından sonra Pervez Müşerref tarafından gerçekleştirilen kansız darbenin ardından İslamın etkisi az da olsa azalırken bu yıl başından beri devam eden Lal Meclisi olayları nedeniyle İslami tırmanış sürüyor. Ülkenin kuzey eyaletinde şeriat düzeni ilan edilirken devlet başkanlığı seçimi sürecinde yeri oldukça sarsılan Pervez Müşerref’in de sürece müdahale edememesi dikkat çekiyor. FAS İslam coğrafyasının en batıdaki ülkesi olan ve resmi dini İslam olan Fas’ın anayasasında ülkenin resmi dini İslam olarak yer alıyor. Ancak Fas’ta da, aynı Malezya’da olduğu gibi sadece özel hükümlü mahkemelerde şeriat hukuku öngörülüyor. Evlenme, boşanma, din değiştirme, zina, kürtaj gibi konularda şeriat mahkemeleri karar veriyor. Ceza yasaları, genel Batı hukuk sistemine göre düzenleniyor. Ancak Fas’ta özellikle BOP ile birlikte İslami hareketin hızla gelişmesi ve bu ülkede de aynı Türkiye’de olduğu gibi “Adalet ve Kalkınma Partisi”nin büyük etkinliğe sahip olması dikkat çekiyor. Fas AKP’si ülkenin yapısının “şeriata uygun olduğunu” belirtirken halktan da büyük destek alıyor. Bu nedenle ülkede şeriat mahkemelerinin, kamu mahkemelerinin alanına müdahale etmeye başlayabileceği konuşuluyor. Fas aynı zamanda BOP içinde Tunus ile birlikte Türkiye’ye en çok benzetilen ülke olma özelliği taşıyor. ÜRDÜN Mutlak monarşi ile yönetilen Ürdün’de tam olmasa da şeriat kuralları uygulanıyor. Bu ülkedeki devlet okullarında kız ve erkek çocuklar ayrı ayrı sınıflarda eğitim alıyor. Bunun yanı sıra şeriat mahkemeleri de ülkede yine kamuyu ilgilendirmeyen davalara bakıyor. Ürdün’de devlet tarafından örtünen kadınlara para ödenirken örtünmemenin ise cezası bulunmuyor. Ancak Ürdün’deki türbanlı kadın oranı yüzde 90’ın üzerinde. Ancak Ürdün Kralı Abdullah’ın karısı Rabia’nın başı açık. Seçimlerde kadınların yerine kocaları oy kullanabiliyor. Bunun yanı sıra erkekler 4 kadınla evlenebildiği gibi, aynı Suudi Arabistan’da olduğu gibi, miras hakkından yüzde 25 oranında faydalanabiliyor. Ülkede bir de Ürdün Şeriat Üniversitesi bulunuyor. Bu üniversitede pozitif bilimler ile dini bilimler bir arada öğretiliyor. TUNUS ABD’nin Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi içerisinde yer alan ülkelerden biri olan Tunus’ta, Türkiye’nin de uyguladığı Fransız tipi laiklik yürürlükte. Ancak ülkedeki İslami hareketlerin özellikle Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü ile eşzamanlı olarak gelişmesi ve bu grupların yönetimde söz sahibi olmaya çalışması nedeniyle ülke yönetimi siyasi simge olarak görülen türbanın devlet dairelerinde, okullarda ve kamusal alanlarda kullanılmasına izin vermiyor. Tunus bu yasağı 1981 yılından bu yana, 108 sayılı “yurttaşların din ve mezheplere göre ayrımcılığa sevk edilmesinin önlenmesine ilişkin yasa” ile uyguluyor. ABD’nin BOP’unun ardından hızla gelişen İslamcılık hareketlerinin yeniden palazlanmasının ardından ise ülke daha farklı bir yasak uygulamaya başladı. Bu kapsamda başbakanlık bir genelge yayımlayarak sokaklarda türban takılması ile kamuya açık yerlerde namaz kılınmasını, yine “yurttaşları din ve mezheplere göre ayrımcılığa sevk ettiği” gerekçesiyle yasakladı. BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ Şeriat hükümlerinin büyük oranda geçerli olduğu ve federal monarşiyle yönetilen ülkede, taşlama gibi ağır cezalar olmasa da kırbaçlama ve para cezaları bulunuyor. Ülkenin bazı eyaletlerinde içki içmek yasak. Ancak turistlere herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Ayrıca ülkede kadınların çalışmasına iyi bakılmamasının yanı sıra parlamentoda da hiç kadın milletvekili bulunmuyor. mesinde İslam şeriatının esas alınacağı kayda bağlandı. Türkiye ile birlikte BOP’un eşbaşkanı olan Yemen’in anayasasında medeni hukuku belirleyen 31. maddede de “medeni hukukun kaynağını şeriattan aldığı ve kadın ve erkeklerin şeriat önünde eşit oldukları savı” karara bağlanıyor. Ayrıca ülkede BOP’un ortaya çıkmasıyla birlikte çıkarılan anayasa ve yasaların ardından Şii ve Sünniler arasında büyük bir iç çatışma da devam ediyor. Ülkede bulunan şeriat mahkemelerinin yıllar önce aldığı kararlar nedeniyle kadınların başlarını örtmesi zorunlu tutulurken yüzde 99’luk bir kitle ise peçe takıyor. 4 kadınla evlenmenin serbest olduğu ülkede, kadınların çalışmasına ise izin verilmiyor. İçki içmek, kumar oynamak ve açık giyinmenin yasak olduğu ülkede, üniversite öğrencilerinin de İslami şartlara uygun olarak giyinmesi gerekiyor. Ülke, Suudi Arabistan ile büyük bir sınır sorunu yaşasa da sisteminden büyük oranda etkileniyor. Kız öğrenciler ilk ve ortaöğretim kurumlarından, ancak ailelerinden erkek bir birey tarafından alınabiliyor. YEMEN Yemen’in BOP’un ortaya çıktığı 2006 yılında hazırlanan yeni anayasasında İslam şeriatının en önemli kaynağı olduğu, yani kanunların belirlen PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ Anayasaya göre resmi dini İslam olan Pakistan’da 1978 yılında alınan bir parlamento kara İSLAM ÜLKELERİ İslam yasaları uygulayan 33 ülke Zina sadece Eşcinselliğin cezası ölüm kadına suç BOP coğrafyasındaki İslam ülkelerinde, zina sadece kadına yönelik bir suç olarak görülüyor. Bazı ülkelerde, zina yapan karısını öldüren erkeğe ceza dahi verilmezken bazısında zina “devlete karşı suç” statüsünde değerlendiriliyor. Birçoğu Suudi Arabistan örneğinden yola çıkılarak hazırlanan bu yasaklar, kadınların sadece demokratik haklarının değil, özgürlüklerinin de ellerinden alınmasına neden oluyor. Bazı İslam ülkelerinde zinaya ilişkin cezalar şöyle: İran Ceza Yasası’nda özel suçların bulunduğu ikinci bölümdeki zina, yapanın yaşı, evlilik durumu gibi faktörlere göre, kırbaç, değnekle dövme ve ölüm gibi cezaları gerektiriyor. Müslüman kadınla zina yapan gayrimüslim erkek, tecavüz yoluyla zina yapan erkek, yakın akraba ya da üvey anneyle zina yapanlar ölümle cezalandırılıyor. Ölüm, recm yoluyla gerçekleştiriliyor. Mısır Ceza Yasası’nın 274. maddesine göre, evli bir kadın zina suçu işlerse iki yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Buna karşılık erkek zina yaparsa altı ay ceza alıyor. Evli erkeğin hayat kadınıyla birlikte olması suç sayılmıyor. Buna karşın bu konuya ilişkin 240. madde, evli erkekle birlikte olan hayat kadınının cezalandırılmasını öngörüyor. Mısır Anayasası’ndaki eşitlik ilkesi nedeniyle ceza yasasının ilgili maddesinin anayasaya aykırı olduğu tartışılıyor. Sudan Ceza Yasası’nın 146. maddesine göre zina, ölüm cezası gerektiren suçlar arasında. Evlenmeden cinsel ilişki zina sayılıyor. Zina yapan kadın evliyse taşlamayla öldürülüyor. Bekârsa 100 kırbaç vuruluyor. Dört tanık gerekiyor Pakistan Ceza Yasası’nda zina kişisel suç olmaktan çıkarılıp “devlete karşı suç”a dönüştürüldü. Zinanın kanıtı için şeriat kuralları gereği dört tanık aranıyor. Ancak aynı tanık sayısı, tecavüze uğrandığını kanıtlamak için de aranıyor. Tecavüz olduğu kanıtlanamazsa mağdur da zina ile suçlanıyor. Ceza, taşlama ve kırbaç, ama 1980’den beri hiç rastlanmadı. Eşe öldürme yetkisi Ürdün Ceza Yasası’nın 340. maddesi, zina yapan eşini öldüren kocaya cezadan muafiyet getiriyor. Zinanın cezası 13 yıl arasında değişiyor. Cezanın ağırlığı, zinanın yapıldığı yere ve evlilik durumuna bağlı. Fas Ceza Yasası’nda da Ürdün gibi, zina yapanı öldürenin cezası indiriliyor ya da yok sayılabiliyor. un ana coğrafyası olan, İslam Konferansı Örgütü’ne (İKÖ) üye İslam ülkelerinde, İslami yasaları uygulayan 33 ülkenin ceza yasasında eşcinsellik suç sayılıyor. Suudi Arabistan’da eşcinseller, saptanması durumunda idam edilirken İran’da kişilerin birbirine sürtünmesi bile kırbaçlanma nedeni kabul ediliyor. Bazı ülkelerdeki yasaklar şöyle: Birleşik Arap Emirlikleri: 7 farklı emirlikten oluşan Birleşik Arap Emirlikleri’nde hem federal ceza yasası hem de Dubai, Abu Dabi, Ras alHaima ve Sarga emirliklerinin yerel ceza yasaları eşcinselliği suç olarak kabul ediyor. Federal yasa, eşcinselliğin idam ile cezalandırılmasını öngörürken yerel emirlikler farklı cezalar öngörüyor. Eşcinsellik, Abu Dabi Emirliği Yerel BOP’ Ceza Yasası’nda 14 yıl hapis ile, Dubai Ceza Yasası’nda 10 yıl hapis ile cezalandırılırken diğer iki emirlikte değişen hapis cezaları öngörülüyor. Eşcinsel ilişki sırasında yakalanan bir şahsın yerel veya federal ceza yasaları bağlamında yargılanıp yargılanmayacağı başsavcının vereceği karara bağlı. Fas: Fas Ceza Yasası’nın 489 No’lu maddesi, eşcinselliğe 3 yıla kadar hapis cezası ve 1000 dirhem para cezası öngörüyor. İran: 1991 yılında gözden geçirilen İran İslam Ceza Yasası, eşcinselliği 2 kategoride değerlendiriyor: 1. Erkek Eşcinselliği: Yetişkinler idam ediliyor. Eğer eylemi işleyenler yetişkin değillerse 74 kırbaç ile cezalandırılıyorlar. 2. Lezbiyenlik: İki yetişkin arasında lezbiyen ilişki gerçekleşmesi halinde ceza 100 kırbaç olarak veriliyor. Eğer aynı şahıs bu eylemi dört kez gerçekleştirirse idam ediliyor. Libya: Libya Ceza Yasası’nın 407 (4) No’lu maddesi eşcinselliğe 3 ile 5 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Malezya: Malezya Ceza Yasası’nın 377 No’lu bölümü eşcinselliği 20 yıla kadar hapis, para ve sopa ile cezalandırılmasını öngörüyor. Mısır: Eşcinsellik yasadışı olarak kabul ediliyor. 1 yıl hapis cezası uygulanıyor. Nijerya: Nijerya Ceza Yasası’nın 42. bölümü eşcinselliğe 14 yıl hapis cezası öngörüyor. Şeriat hükümlerinin geçerli olduğu eyaletlerde ise eşcinselliğe taşlanma yolu ile ölüm cezası veriliyor. Pakistan: Eşcinselliğe, duruma göre iki yıl hapis cezası, 100 kırbaç veya idam veriliyor. Sudan: Ülkede eşcinsellik hapis, sopa veya idam ile cezalandırılıyor. Suudi Arabistan: Şeriat hükümlerinin geçerli olduğu ve eşcinselliğin yasadışı olduğu Suudi Arabistan’da yakalananlar hapis, ömür boyu hapis veya idam edilerek cezalandırılıyor. Yemen: Eşcinsellik hapis veya idam ile cezalandırılıyor. YARIN: ABD YÖNTEM DEĞİŞTİRDİ obursali?cumhuriyet.com.tr ANMA H. NEVRES AKAN Bodrum’da tatildeyken birden aramızdan ayrılışının 4. yılında da, her an seni bitmeyen bir özlemle, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ruhun şad olsun. Av. Perihan Akan ve Evlatları CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle