20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA AİHM Yunanistan’ı mahkum etti ? STRASBOURG (AA) AİHM, bir grup Batı Trakyalı Türk gencinin açtığı davada, Yunanistan’ı mahkum etti. Hasan Bekir Usta’nın altı arkadaşıyla birlikte yaptığı şikâyet başvurusunu inceleyen AİHM, “Yunanistan’ın örgütlenme ve dernek kurma hakkıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesini ihlal ettiği’’ görüşüne vardı. Maddi tazminata gerek görmeyen AİHM, yine aynı davayla ilgili “adil yargılanma olmadığı’’ yolundaki şikâyetiyse kabul etmedi. Hasan Bekir Usta, 1995 yılında, bir grup arkadaşıyla birlikte kurduğu, “Evros Valiliği Azınlık Gençlik Derneği’nin’’, mahkeme tarafından, kuruluş nedeni gerekçe gösterilerek kapatılmasının ardından 1996 yılında AİHM’ye başvurmuştu. HABERLER 9 Ermeni tasarısının ardından Türkiye’nin elindeki kozları nasıl değerlendireceği merak konusu Ankara’nın tutumu bekleniyor BAHADIR SELİM DİLEK ABD mallarına boykot çağrısı ? İSTANBUL (AA) ABD’de Ermeni iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesinin ardından Tüketiciler Birliği adına açıklama yapan Avukat Bülent Deniz, Amerikan mallarını boykot etme çağrısında bulundu. Deniz, “Tüketiciler Birliği olarak halkımızın ortak tepkisinin oluşturulması ve tüketimden gelen gücümüzün harekete geçirilmesi amacıyla bu boykotu yeniden canlandırıyor, ABD’nin simgesi olan kolasını, hamburgerini, sigarasını, para birimini ve havayolunu kullanmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz’’ dedi. ANKARA ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin, Türkiye’nin bütün çabalarına karşın 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarıyı kabul etmesinin ardından gözler Ankara’nın tutumuna çevrildi. Tasarının genel kurul gündemine alınması ve kabul edilme olasılığı, “AKP’nin, ABD’ye yaptırım uygulama kararı alıp alamayacağı” konusunu gündeme gedirdi. Ermeni tasarısının tartışılmaya başlaması sonrasında, Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye’nin elindeki diplomatik kozlar da teker teker ele alınmaya başladı. Türkiye’nin elinde olan ve AKP’nin değerlendirip değerlendiremeyeceği merak edilen kozlar şöyle: Irak’a lojistik destek: Irak’ta görev yapan ABD askerlerine Türkiye üzerinden sağlanan lojistik desteğin kesilmesi ya da kısıtlanması. Bakanlar Kurulu tarafından 7 Ekim 2003’te alınan bir karar ile ABD askerlerinin lojistik ihtiyaçlarının İncirlik Üssü’nden yapılacak aktarmalarla sağlanmasına İNCİRLİK ‘KİLİT ÜS’: Tasarının ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’na gelmesi ya da genel kuruldan geçmesi durumunda öngörülen yaptırımların başında İncirlik’in kapatılması veya faaliyetlerinin kısıtlanması var. Ancak, AKP’nin bunu yapabilmesi için Washington yönetimi ile müttefiklik ilişkilerini tamamen askıya alması gerekiyor. Çünkü İncirlik Üssü, Türkiye ile ABD arasındaki Savunma Ekonomik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde (SEİA) faaliyet gösteriyor. Daha önce, Ermeni yanlısı tasarılar nedeniyle Türkiye’nin İncirlik’i kapatması gündeme gelmiş ve ABD yönetiminden, “Ortadoğu’daki çıkarlarımız tehlike altına giriyor” açıklaması bile gelmişti. izin veren kararnamenin süresinin uzatılmaması gündemde. Ancak bunun için de AKP’nin ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarını görmezden gelmesi gerekiyor. Çünkü, Türkiye BM Güvenlik Konseyi’nin bu yöndeki kararlarına uymakta hassasiyet gösteriyordu. AKP’nin, “stratejik ortak” olarak tanımladığı Bush yönetimini Irak’ta zor duruma düşürebilecek böyABD Başkanı George Bush da oylama öncesinde Dış İlişkiler Komitesi’ne tasarının geçmesinin TürkiyeABD ilişkilerine zarar vereceği mesajını vermişti. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice “Bu tasarının şimdi geçmesi Ortadoğu’daki çabalarımız için sorun çıkaracak” diyerek Türkiye’nin elindeki kozlara atıf yaparken Savunma Bakanı Robert Gates de “Bu tasarı geçerse Türkiye’deki havaalanları ve yolları kullanmamız tehlikeye girecek ve Türkiye tahmin ettiğimiz gibi güçlü bir tepki verecektir” dedi. Bu açıklamalar, ABD’nin Türkiye’nin elindeki kozları açık olarak değerlendirmekte olduğunu da ortaya koydu. ye yöneltebilecek. Ancak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD’ye geçen hafta bu konuda yaktığı yeşil ışık dikkate alınırsa, hükümetin bu kozu kullanmayabileceği belirtiliyor. Türkiye bu kozu kullanırsa, ABD Irak’taki 160 bin askerini güvenli olmayan güney cephesinden tahliye etmek zorunda kalacak. Afganistan: le bir karar alması zor gibi görünüyor. Geri çekilme takvimi: Türkiye’nin ikinci kozu ise ABD’nin Irak’tan asker çekme takvimine bağlı olarak gündeme gelebilecek. Hükümet, Irak’taki ABD askerlerinin Türkiye üzerinden çekilmesine kırmızı ışık yakabilir. Bu da ABD yönetimini Ermeni tasarısı konusunda bir kez daha düşünme Üçüncü aşamada tepki olarak da Afganistan’daki Türk askerinin çekilmesi gösteriliyor. Ancak, gerek AKP’nin ABD’ye “terörle mücalede” konusunda verdiği destek, gerekse Afganistan ile ikili ilişkilerin önemi dikkate alındığında, hükümetin bu kozu kullanması da zor görünüyor. AKP, böyle bir durumda terörle mücadeleye ilişkin “Türkiye ABD’ye destek vermiyor” görüntüsünün ortaya çıkmasından korkuyor. İhaleler: Son olarak, ABD firmalarının Türkiye’deki büyük ihalelere girmesi engellenecek. Türkiye tercihini Eurofighter’dan yana kullanabilecek. Türkiye’nin diğer karşı girişimleri çerçevesinde elinde NATO ve İran kozları da bulunuyor. Bu çerçevede, Türkiye, İran ile ilişkilerini daha da üst noktaya taşıyabileceği gibi NATO’da da ABD’nin yanında olma politikasını yeniden gözden geçirebilir. Ancak, ABD ile AKP arasındaki yakın ilişkiler dikkate alındığında, bütün bu önlemlerin uygulanmasının oldukça zor olduğu belirtiliyor. BAŞBAKAN ERDOĞAN: Geleceğe yönelik talihsiz karar ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde Ermeni soykırım iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesinin, “geleceğe yönelik çok çok talihsiz bir karar olduğunu” belirtti. Erdoğan’ın ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ı da arayarak “Tasarı ne ABD ne de Ermenistan’ın çıkarına hizmet eder” dediği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan hükümet açıklamasında, “Hükümetimiz alınan bu kararı esefle karşılamakta ve kınamaktadır. Türk ulusunun tarihte hiçbir zaman işlemediği bir suçla itham edilmesinin kabulü mümkün değildir” denildi. Atatürk Havalimanı’nda tasarıya ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Temsilciler Meclisi kararı öncesi mücadele edeceğiz. Mücadelemiz sürecek. Ondan sonrasına yönelik olarak atacağımız adımlar var. Ama bu adımların şu anda konuşulacağı zaman değildir. Üzerlerinde hassasiyetle duruyoruz, çalışıyoruz. Ondan sonra kararlı bir şekilde tavırlarımızı belirleyeceğiz’’ dedi. Erdoğan, “Bu adımlarda İncirlik Üssü de söz konusu mu’’ sorusuna, “Arkadaşlar bunlar konuşulmaz, yapılır’’ yanıtını verdi. ‘Tarih önünde sorumlu olacaklar’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada tasarının onaylanması sürecinde en üst düzeyde ABD yönetimi ve çok sayıda önemli şahsiyetin tasarı karşısında tutum almış olduğuna vurgu yapılarak, “Buna karşın, tasarının komitede kabul edilmiş olması tasarı lehinde oy kullananları ve onlara bu yönde telkinlerde bulunanları tarih önünde sorumlu kılacaktır. Temsilciler Meclisi’nin bir komitesinin nesillerdir özenle geliştirilmiş bir stratejik ortaklığı ve bu meyanda dost ve müttefik bir ülkeyle ilişkileri, fevkalade hassas bir dönemde zora sokacak olan bu tasarıyı bu şekilde ileriye götürmesi sorumsuzca bir davranıştır. Kararın Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda kabul görmemesi için her türlü çaba gösterilecektir” denildi. Açıklamada aynı zamanda ortak tarih komisyonu önerisini reddeden Erivan yönetimine, “Ermenistan’ın bu samimi önerimizi kabul etmek yerine gerek perde arkasından, gerek son zamanlarda açıkça tasarının kabulüne yönelik maksatlı bir gündem izlemiş olması ayrıca not edilmiştir” denilerek mesaj gönderildi. Toptan: Türk halkı rencide edildi TBMM Başkanı Köksal Toptan da tasarıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, kararı büyük üzüntüyle karşıladığını belirtti. Toptan, “Son alınan karar, bu amaca hizmet etmeyeceği gibi, iki ülke arasındaki ilişkilere derin ve onarılmaz bir hasar vereceği açıktır. Kararın herhangi bir yaptırım öngörmemesi ve yasa kuvvetinde olmaması, Türk halkının ağır biçimde rencide edilmiş olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir” dedi. BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, milletvekillerine “Ne duruyorsunuz ABD’nin milyonlarca Kızılderiliyi soykırıma tuttuğunu Meclis’ten geçirin ve Meclis’in parkına Kızılderili soykırım anıtı diktirin” diye seslendi. Washington’la ipler geriliyor. Büyükelçi Şensoy Ankara’ya çağrıldı. Wilson sert dille uyarıldı Komutan ABD’ye gitmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde Ermeni iddialarını temel alan tasarının kabul edilmesinin ardından Türkiye ilk tepkisini ortaya koydu. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, “istişareler” için Ankara’ya çağrılırken, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Muzaffer Metin Ataç, bayramdan sonra çıkacağı ABD gezisini iptal etti. Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’u sert bir dille uyardı. ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde önceki gün Ermeni iddialarını temel alan ve yönetime 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendirmeye çağıran tasarının 21 oya karşı 27 oyla kabul edilmesinin hemen ardından Ankara ilk tepkisini ortaya koydu. Tasarıyı sert bir dille kınayan açıklamanın yapılmasının sonrasında Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy’un Ankara’ya çağırılması kararlaştırıldı. Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı dün Şensoy’u “istişareler” için merkeze çağırdı. Edinilen bilgiye göre Nabi Şensoy, Ankara’da söz konusu karar ve bu kararın Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’ndan geçmemesine yönelik bundan sonra izlenecek sürece ilişkin görüşmelerde bulunacak. Yaptırımlar gündemde Ülkelerin ikili ilişkileri bağlamında ciddi bir tepki anlamı taşıyan bu tavrı ile Ankara, Washington yönetimine “Türkiye daha ileri yaptırımları da gündeme getirebilir” mesajı da vermiş oldu. Türkiye’nin ilk tepkisi, Büyükelçi Şensoy’un çağırılması ile sınırlı kalmadı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Muzaffer Metin Ataç da Şeker Bayramı’ndan sonra çıkmayı planladığı ABD gezisini iptal etti. Öte yandan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, dün Dışişleri Bakanlığı’na davet edildi. Wilson’a tasarının kabul edilmesinden duyulan rahatsızlık iletildi. Edinilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan, Wilson ile görüşmesinde Ankara’nın gelişmelerden duyduğu kaygıyı aktardı ve “Bu iki ülke ilişkilerine vurulmuş büyük bir darbedir” mesajı verdi. Wilson’un da tasarının genel kurula gelmemesini umduklarını, Türkiye’nin hassasiyetlerinin farkında olduğunu dile getirdi. Fotoğraflar: BURAK ALİÇAVUŞOĞLU/AP/AA Avusturya’da namus cinayeti ? VİYANA (AA) Avusturya’da yaşayan 76 yaşındaki bir Türk işçisi, 58 yaşındaki Türk komşusunu, “eşini taciz ettiği” iddiasıyla öldürdü. Wimpassing kentinin ana caddesindeki otobüs durağında karşılaştığı komşusuna sırtından iki el ateş eden katil zanlısının, ağır yaralı olarak yere düşen kişinin cinsel organını bıçakla kestiği bildirildi. Bölge polisinden yapılan açıklamada, 58 yaşındaki Türk’ün, aldığı kurşun yaralarından değil, cinsel organının kesilmesi nedeniyle aşırı kanamadan öldüğü belirtildi. Polis, olaydan sonra silahıyla birlikte evine sığınan katil zanlısının teslim olduğunu ve suçunu itiraf ettiğini bildirdi. ? ABD’de Ermeni iddialarını temel alan tasarının kabul edilmesinden sonra Türkiye ilk tepkisini Büyükelçi Şensoy’u Ankara’ya çağırarak gösterdi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ataç da bayramdan sonra çıkmayı planladığı ABD gezisini iptal etti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Wilson Dışişleri’ne çağrılarak “Bu iki ülke ilişkilerine vurulmuş büyük bir darbedir” mesajı verildi. İP , ABD tasarısını kınadı İşçi Partisi (İP) üyeleri dün Ankara ve İstanbul’da ABD’de Ermeni iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesi nedeniyle protesto gösterisi yaptı. Taksim Galatasaray Postanesi önünde “Ermeni soykırımı uluslararası yalandır” pankartı açarak bir araya gelen İP üyeleri adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, “ABD, Ermeni soykırımı tasarısını komiteden geçirerek, Türkiye’ye müdahele zemini oluşturmaktadır” dedi. İP Öncü Gençlik üyesi bir grup da ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bırakıp, büyükelçiliğin bahçe duvarını kırmızı boya ile ay yıldız şablonu kullanarak boyadılar. Ellerinde Türk bayrağı, Atatürk posteri ve “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’’ yazılı pankart bulunan Öncü Gençlik üyeleri, büyükelçiliğin karşısında basın açıklaması yaptı. Yurtbank davası ? İstanbul Haber Servisi Yurtbank’ın zarara uğratılmasına ilişkin yargılandığı dava hakkında “zimmet” suçundan verilen hapis cezası Yargıtay tarafından aleyhine bozulan bankanın eski sahibi Ali Avni Balkaner’in, yeniden başlanan dava kapsamında 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Duruşmaya katılan, tutuklu sanık Ali Avni Balkaner, “65 yaşındayım. Yaptığım işler nedeniyle takdir göreceğim yerde cezaevine girdim. Benim tutuklu kalmam birçok offshore mudisini mağdur ediyor” dedi. Duruşma, Balkaner ve avukatının yargıtay kararına karşı savunmalarını hazırlamaları için ertelendi. Hrant Dink’in oğlu da 301’den mahkum Agos gazetesi çalışanlarının avukatı Fethiye Çetin, Türkiye’de ‘301. maddeyi kaldırmayalım, uygulamaya bakalım, deneyelim’ diyenlere bu kararın çok önemli bir yanıt olduğunu söyledi İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi İmtiyaz Sahibi Serkis Seropyan ve Yazıişleri Müdürü Arat Dink, TCY’nin 301/1. maddesi uyarınca bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararı temyiz ettiklerini açıklayan Agos çalışanlarının avukatı Fethiye Çetin, “Türkiye’de ‘1915’in soykırım olduğunu düşünüyorum’ demek de suçtur. Diyen hakkında açılan davayı haber yapmak da suçtur. Bu karar bunu göstermiştir” dedi. Seropyan ve Arat Dink’in öldürülen gazeteci Hrant Dink’in Reuters Ajansı’na verdiği demeçte, “Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. Dört bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyoruz” sözlerinin yer aldığı bir haber nedeniyle yargılandıkları davada karar verildi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklar katılmadı. Sanık avukatlarından Fethiye Çetin, Hrant Dink’in sözlerinin yer aldığı haberin Agos’tan önce tüm ulusal gazeteler ve televizyonlarda yer aldığını belirtti. Ayrımcılık yasağının ihlali Agos’un haftalık olduğunu, bu haberi daha önce duyuran basın kuruluşlarının hiçbirine dava açılmadığına dikkat çeken Çetin, “Bu haber nedeniyle Agos’a ceza verilmesi, hukuktaki ‘ayrımcılık yasağı’nın ihlali olacaktır” dedi. Sanıkların beraatlarını talep eden Çetin, öldürülen müvekkili Hrant Dink ile ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, “Ermeni kökenli Türk vatandaşı olan sanığın açıklamalarının, katılınmamakla birlikte ifade özgürlüğü olarak değerlendirildiğine” ilişkin kararını da mahkemeye sundu. Avukat Erdal Doğan da, sanıkların hiçbir ırkı, özellikle de Türklüğü aşağılama kastlarının olmadığını söyledi. Kararını açıklayan mahkeme yargıcı Hakkı Yalçınkaya, sanıklar Seropyan ve Dink’in suç tarihinde Türk milletine soykırım isnat eden haber yayımladıklarının mahkemece sabit görüldüğünü belirterek TCY’nin 301/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı 1’er yıl hapisle cezalandırılmalarına hükmetti. Sanıklara verilen cezalar, sabıkasızlık durumları dikkate alınarak ertelendi. Adliye çıkışında açıklama yapan Çetin, Türkiye’de “301’i kaldırmayalım, uygulamaya bakalım, deneyelim” diyenlere bugünkü kararın çok önemli bir cevap olduğunu söyledi. Avukat Çetin ve Agos yazarı Markar Esayan, basın açıklaması düzenleyerek kararı değerlendirdiler. Kararın hukuki olmaktan son derece uzak olduğunu savunan Çetin, cezanın yaygın uygulamanın aksine alt sınırdan uzaklaşılıp, artırılarak verildiğine dikkat çekti. Yargıcın “sanıkların ayrı ayrı kişilikleri, eylemlerin özellikleri dikkate alınarak 1 yıl hapisle cezalandırılmalarına” karar verdiğini ifade eden Çetin, “Sanıkların ayrı ayrı kişilikleri derken acaba onların Ermeni oldukları mı vurgulanmak isteniyor? Bu dava tipik bir ayrımcılık örneğidir. Bu kararla basın özgürlüğü ağır bir biçimde ihlal edilmiştir. Anayasa’nın 90. maddesi ihlal edilmiştir. Bu kararla hukuk katledilmiştir. Tarihsel gerçeklikleri açıklamak ve bu konuda özgür olmak, o demokratik toplumun gereklerindendir” diye konuştu. Esayan ise Seropyan ve Hrant Dink’in oğlu Arat Dink’in verilen cezayla hedef gösterildiklerini belirtti. Esayan bütün basın yayın kuruluşlarında yer alan bu haber nedeniyle yalnızca Agos’un cezalandırılmasında, sanıkların Ermeni oluşları, Dink soyadının söz konusu olmasının etkisi olabileceğini kaydetti. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle