25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 ABD somut karşılık ummuyor Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, Ankara’dan, Irak’taki Amerikan askerlerine ikmal sağlanan İncirlik Üssü’nün kullanımı ve diğer işbirliği alanları konusunda tehdit mesajları gelmediğini kaydetti ELÇİN POYRAZLAR BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Çözüm, Denge Politikasında ABD Irak’ın kuzeyinde kukla bir devlet kuruyor ve bununla Kürdistan projesini başlatmak istiyor. PKK Irak’ın kuzeyi ile iç içe. ABD ve AB ülkelerinden her türlü silahı, askeri istihbaratı, parayı ve siyasi desteği alıyor. Güneydoğu’da bu olanaklarla, terörist eylemlerini yürütüyor. Barzani ve ABD’nin kuklası durumundaki Bağdat hükümeti Kürdistan ve BOP için kullanılıyorlar. En son halkada ise PKK ve PEJAK var. ABD’nin ön cephedeki teröristleri konumundalar. Bu gerçekler TSK’nin bilgi ve bulguları ile yıllardır kanıtlandı ve kanıtlanmakta. ABD ve AB, Türkiye’nin terörü durdurmak amacıyla sınır ötesi operasyon yapmasına karşılar. Çünkü Irak’ın kuzeyindeki kukla devlet bundan zarar görecek ve Kürdistan projesi aksayacak. PKK’nin ABD ve AB çıkarları doğrultusunda eylemlerini sürdürmesi onlar için çok önemli. Son olaylara kadar AKP hükümeti TSK’nin taleplerini geri çevirdi. ABD ve AB’nin isteklerine uydu. Washington ve Brüksel’in, AKP’nin iktidarda kalmasına bu kadar destek vermelerinin arkasındaki en önemli neden budur. Türkiye yaşamsal bir tehditle karşı karşıya iken türban ve Gül’ün Cumhurbaşkanlığı meselesi öne çıkarıldı. Son olaylara kadar ne Meclis ne de hükümet ABD ve AB dayatmalarına karşı bir tepki verdiler. Medya ve sivil toplum örgütlerinin büyük bir bölümü karartma yaptılar. ABD ve Batı faşizmini ve emperyalizmini perdelediler. Siyasal partilerde ve sivil toplum örgütlerinde bu kurumların başına yerleşmiş olan yönetimler, oligarşi ile dirsek teması içinde oldular. WASHINGTON ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen Ermeni iddialarıyla ilgili karar tasarısına Ankara’nın “somut” bir karşılık vermeyeceğini umduğunu söyledi. Burns, tasarının 21’e karşı 27 oyla kabul edilmesinden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, sonuçtan derin bir hayal kırıklığı duyduğunu belirterek “Türkiye bizim bütün dünyadaki en değerli ve önemli müttefiklerimizden biri. Misillemede bulunmayacaklarını umuyorum” dedi. Sözlerini, “hayal kırıklığının, daha çok açıklamalarla sınırlı kalmasını ve uzun yıllardır Türklerle çok iyi çalışmalarımıza müdahale edecek somut bir eyleme dökülmemesini umuyoruz. Türkiye ile etkili bir şekilde birlikte çalışmayı sürdürmeye ihtiyacımız var” diye sürdüren Burns, Ankara’dan, Irak’taki Amerikan askerlerine ikmal sağlanan İncirlik Üssü’nün kullanımı ve diğer işbirliği alanları konusunda tehdit mesajları gelmediğini kaydetti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack da “tasarının kabul edilerek Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmesinden üzüntü duyduklarını” belirtti. McCormack, “Tasarının, Türklerle Ermenilerin 1915 olayları konusunda uzlaşmalarına yardımcı olmayacağını ve ABD’nin Avrupa ve Ortadoğu’daki çıkarlarına zarar vermekten başka işe yaramayacağını” söyledi. Bu arada, birçok kez tasarıya karşı açıklamaların geldiği Beyaz Saray’ın yönetimindeki Cumhuriyetçi Parti’nin 8 üyesinin de ka bul oyu vermesi dikkat çekti. 19 Demokrat Partili ve 8 Cumhuriyetçi Partili üyenin evet oyu kullandığı tasarıyı 13 Cumhuriyetçi Partili ve 8 Demokrat Partili üye reddetti. Tasarının geçmesi, salonda bulunan ve 4’ünün 1915 olaylarını yaşadığı iddia edilen Ermenilerin alkışlarıyla karşılandı. Kararı Pelosi verecek Tasarının genel kurula gelip gelmemesi, Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili Başkanı Nancy Pelosi’nin kararına bağlı; ancak Ermeni lobisinin etkin olduğu Kaliforniya eyaletinden seçilen Pelosi’nin tasarıyı en geç kasım ayı sonuna kadar 435 üyeli genel kurula getirmesi bekleniyor. Pelosi, Beyaz Saray’dan gelen tüm uyarıları kulak arkası ettiği gibi, 8 eski ABD Dışişleri Bakanı ve 3 es ki Savunma Bakanı tarafından yapılan “tasarının oylanmaması” çağrısını da reddetmiş oldu. ABD Başkanı George W. Bush’un talimatıyla hem Dışişleri Bakanlığı, hem de Savunma Bakanlığı üzerinden milletvekilleri üzerinde kurulan baskının, tasarının genel kurulda reddedilmesine yetmeyeceği sanılıyor. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) şu anda, 226 Temsilciler Meclisi üyesinden tasarıyı desteklediklerine dair imza almış durumda. Tasarının geçmesi içinse 218 oy yetiyor. Tasarı onaylanırsa, “ABD Kongresi’nin görüşü” olarak kayda geçecek. Söz konusu metin “yasa” değil “karar” özelliği taşıdığı için Bush tarafından veto edilemeyecek. ABD Kongresi kararlarının bağlayıcılığı yok, fakat Ermeni diasporasının toprak ve tazminat gibi talepleri gündeme getirmesi halinde bu kararı referans gösterebileceği belirtiliyor. D Sınır ötesine karşı Türkiye’yi ikna etmek zorlaştı IŞ BASINDA TASARI VE OPERASYON Dış Haberler Servisi Türkiye ve ABD Başkanı George Bush yönetiminin tüm çabalarına karşın Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin “Ermeni soykırımı” tasarısını onaylaması dünya basınında yankı buldu. Medya kuruluşları, “Komite, Beyaz Saray’a meydan okudu”, “Bush’u hiçe saydılar” gibi yorumlara yer verdi. Yapılan yorumlarda, Ermeni tasarısının ardından, ABD’nin Türkiye’yi harekâttan vazgeçirmesinin zorlaştığı görüşü de vurgulandı. Amerikan Washington Post gazetesi, Dış İlişkiler Komitesi’nin Beyaz Saray’a meydan okuyarak kararı onayladığını belirtti ve Bush’un kararı durdurmak için “en büyük silahı” olan İncirlik Üssü’nü kullandığına dikkat çekti. Gazetenin köşe yazarlarından Dana Milkbank da “Eğer Kongre’nin yetkileri arasında Ermeni soykırımı hakemliği varsa, Kongre bundan sonra kadınların ırzına geçilmesi nedeniyle Romalılarla ve Truva’yı yağmaladıkları için Yunanlılarla da mı karşı karşıya gelecek” sorusunu sordu. New York Times gazetesi de, Bush’un uyarılarına rağmen, tasarının Temsilciler Meclisi’nin alt komitesinden geçmesinin soykırım kızgınlığını artırdığını yazdı. Gazetenin birinci sayfasında yer alan haberde, “Bağlayıcı olmayan sembolik karar, ikili ilişkiler ve Irak savaşını çok fazla etkileyecek” denildi. Gazete, Türk hükümet yetkililerinin tasarının meclisten geçmesi halinde ABD’ye, Irak savaşına verdikleri lojistik desteği çekeceklerine ilişkin uyarılarda bulunduğunu yazdı. duğuna işaret etti. Financial Times ayrıca, PKK’yle mücadelede Washington’la Türkiye arasındaki işbirliğinin, ABD’nin özel temsilcisi emekli General Joseph Ralston’ın istifasıyla daha da zorlaştığı değerlendirmesinde bulundu. Independent, tasarının periyodik olarak WashingtonAnkara ilişkilerini tehlikeye soktuğunu hatırlattı. ABD’nin 8 eski Dışişleri Bakanı ve 3 eski Savunma Bakanı’nın Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’ye ortak bir mektup yazdıklarını hatırlatan gazete, diplomatik riskin bugün her zamankinden yüksek olduğunu belirtti. Independent, Beyaz Saray ile Kongre arasındaki zıtlaşmanın Türk hükümetinin Irak’a sınır ötesi operasyona izin vermeye yaklaştığı, olabilecek en kötü döneme denk geldiği yorumunda bulundu. Gazete, Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin de bu yöndeki lobi faaliyetleri için ayda 300 bin dolar harcadığını öne sürdü. Tasarının en çok da Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’yi zor durumda bıraktığını yazan Independent, Pelosi’nin seçim bölgesi San Francisco’da büyük bir Ermeni nüfusun yaşadığına dikkati çekerek “Kendisi de uzun süredir tasarısının kabul edilmesi yönünde çağrılar yapıyordu. Şimdi o da Beyaz Saray’a meydan okumakla geri adım atmak arasında bir seçim noktasında” ifadesine yer verdi. Guardian gazetesi, Kongre’nin Bush’un çağrısını reddettiğini, Bush’un yanı sıra ABD Dışişleri Bakanı Condoleezze Rice’ın da böyle bir kararın Ortadoğu barışına verebileceği zararla ilgili uyarılarda bulunduğunu yazdı. Demokratların kontrolündeki Temsilciler Meclisi’ndeki üyelerin yarısından fazlasının karar tasarısına destek verdiğini ifade eden gazete Senato’nun da yaklaşık yarısının aynı adımı attığını hatırlattı. İngiliz yayın kurumu BBC, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gece çok geç saatlerinde kararı kınamasını Türkiye’nin gelişmeyi ne denli ciddiye aldığının göstergesi olarak yorumladı. Kararın TürkiyeABD ilişkilerinde “hassas” bir döneme rastladığını belirten BBC, “Türkiye’nin bundan sonra ABD’nin herhangi bir konuya ilişkin direktiflerine uymaya çok daha az istekli olacağı” görüşünü dile getirdi. Alman Deutsche Welle gazetesi, Komite’de bu konudaki bir oylamada ilk kez bu kadar karşıoy çıktığını, ancak Komite üyelerinin çoğunluğunun ABD hükümetinin endişesini paylaşmadığını kaydetti. Salona ziyaretçi olarak giren Türkler, oylamada hayır oyu kullanılması için üzerinde “No” yazılı kâğıtlarla oturumu izlediler. Bağış, ABD Kongresi’nde çoğunluğa sahip olan Demokrat Parti’nin, Beyaz Saray yönetimini Irak’ta başarısızlığa sürüklemek için Washington ile Ankara’nın arasını açmaya çalıştığını iddia etti. (Fotoğraf: AA) Neler yapılmalı? 1) Siyasi, iktisadi ve askeri önlemlerin bir bütünlük içinde yürütülmesi için “ABD ve AB ile ilişkilerin normalleştirilmesi” gerekiyor. Bir yandan PKK’ye ve kukla devlete destek sağlayan “ABD ile ortaklık oyunu oynamak” ; Öte yandan, AB ile Türkiye’nin elini kolunu bağlayan anlaşmalar yapmak Türkiye’yi paçalanmaya götürmektedir. Bu çelişkili durumun “normalleştirilmesi” gerekiyor. 2) ABD ve AB ile ilişkilerin normalleştirilmesi için Türkiye’nin Rusya, Çin ve İran ile işbirliği yapması kaçınılmazdır. Siyasi, iktisadi ve askeri ilişkiler geliştirilerek “dış politikamıza denge getirilmelidir”. TSK üst yönetiminin 12 Nisan 1 Ekim 2007 dönemindeki ABD ve AB ile ilişkilere yönelik uyarıları, “denge politikası talebi” olarak değerlendirilmelidir. Şeriatçılar, bölücüler ve oligarşi medyası bu gerçeği örtmek için “asker darbe yapıyor” şamatasını çıkardı. Çünkü bu çevreler, Batı ile ilişkilerin normalleştirilmesine karşılar. Üçünün de kendine göre çok özel nedenleri var, bu köşede bunları sık sık dile getirdim. 3) Eğer Türkiye son 5 yıldaki yönetim anlayışını ve dış politikasını aynen sürdürürse “parçalanmayı ve sömürgeleşmeyi engelleyemez.” Aktan: Karşılık verilmeli WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nde Ermeni soykırım savlarına ilişkin tasarının kabul edilmesine yönelik olarak MHP milletvekili Gündüz Aktan, Türkiye’nin bu konuda zaman kaybetmeden karşılık vermesi gerektiğini söyledi. Tasarıya karşı temaslarda bulunmak üzere TBMM heyetiyle Washington’da bulunan Aktan, düzenlenen basın toplantısında “Türkiye buna bir şekilde karşılık vermezse devlet ciddiyetini kaybedecektir” dedi. ABD’nin Türkiye’nin karşılık vereceğini tahmin ettiğini söyleyen Aktan, “Beklenen karşılık verilmezse Türkiye dış politikada zemin kaybedecektir” dedi. Aktan “Teslimiyetçiliğin ötesinde bu varlığınızı kaybetmenize yol açabilir” şeklinde sözlerini sürdürdü. Dışişleri Komitesi’nde Türkiye lehine oy kullanan üyelerin hepsinin “Ermeni soykırımını” tanıdığı ancak ulusal güvenlik çıkarları nedeniyle tasarıya aleyhte oy verdiğini kaydeden Aktan, bunun Türkiye için kabul edilemez olduğunu söyleyerek “21 kişinin oyunun değeri ortadan kalkmış oldu” dedi. Aktan tasarının genel kurul oylamasında kabul edilmesi durumunda Türkiye ve ABD arasında hukuki bir ihtilafın ortaya çıkacağını kaydetti. Heyette bulunan CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ise ABD yönetiminin tasarıya karşı büyük çaba harcadığını, ancak zayıf olduğu bir anda Kongre üzerinde ağırlığını koyamadığını belirtti. Elekdağ, bu tasarıyla ABDTürkiye ilişkilerinde güven yokluğunun ortaya çıktığını söyledi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış ise hükümetin vereceği tepkinin ABD’nin Ermeni savları ve PKK ile ilgili bundan sonraki tutumuyla belirleneceği mesajını verdi. AKP ile olmaz AKP’nin 2002’den beri yürüttüğü politikanın ana çizgileri şunlar oldu; ABD’nin dayattığı BOP’a uyan ve onun gereklerini yerine getiren bir uygulama. Irak’ın kuzeyindeki kukla devletin kuruluşuna gereken tepkiyi göstermeyen ve iktisadi destek kanallarını açık tutan bir tutum. 2004 ve 2005 yıllarında imzaladığı tek yanlı anlaşmalarla Türkiye’yi AB ipoteği altına sokan bir politika. İktisadi olarak Batı tekellerinin her alanda denetimlerini genişletmelerine özel olanaklar sağlayan bir uygulama. AKP üst yönetiminin Washington ve Brüksel’e bağlanarak onlardan özel destek beklemeleri, Türkiye’nin en önemli zaafını ve açmazını oluşturuyor. Dolayısıyla AKP hükümetinin ABD ve AB’nin dayatmalarını engelleme olanağı bulunmuyor. Kamuoyundaki toplumsal tepkiden korkarak bazı geçici uygulamalara gidilmesi hiçbir çözüm getirmez. AKP hükümetinin denge politikalarına yönelme olanağı bulunmuyor. AKP’ye alternatif bir yönetimle Batı ile ilişkiler normalleştirilebilir. KKTC’de Lazkiye bayramı Rum yönetiminin Şam’a verdiği notaya karşın dün yapılan ilk GazimağusaLazkiye özel seferiyle 50 yolcu Suriye’ye gitti REŞAT AKAR Ve Ermeni tasarısı 11 Ekim’de Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nce Ermeni Patriği’nin dualarıyla açılan oturumda kabul edilen karar ABD (ve Batı) emperyalizminin bir uzantısıdır. Kürdistan ve yeni Ermenistan projeleri bir bütündür. Hedefte Türkiye bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda ABD ve AB’nin resmi politikaları olarak karşımıza gelecek. Lozan’ın kazanımlarını bir bir ortadan kaldırmaya yönelik bir yol çizilmiş bulunuyor. Türkiye’nin, Batı ile ilişkilerini normalleştirmek için “denge politikalarına dönmesi kaçınılmazdır”. Önümüzde iki seçenek var; Ya halen izlemekte olduğumuz bağımlı politikayı sürdürüp yavaş yavaş parçalanacağız; Ya da Rusya, Çin, İran gibi Asya ülkeleri ile ilişkilerimizi geliştirip dengeli bir politika yürüteceğiz. Ancak, önce içimizdeki oligarşiyi tasfiye etmek zorundayız. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ‘Bush yönetimini hiçe saydılar’ İngiliz gazetesi Financial Times, Ermeni tasarısına onay veren Temsilciler Meclisi üyelerinin “Bush yönetimini hiçe saydığı ve Türk hükümetini öfkelendirdiği” yorumunu yaptı. Gazetede Daniel Dombey imzasıyla yer alan yazıda, kararın yönetimin Türkiye ile işbirliği ve Irak’taki ABD askerlerinin akıbetinin tehlikeye girebileceği yönündeki uyarılarına rağmen alındığına dikkat çekildi. Bu gelişmenin ABD’nin Türkiye’yi sınır ötesi operasyondan vazgeçirmeye çalıştığı döneme rastladığına işaret eden gazete, ABD yetkililerinin kararın Türkiye’yi ikna çabalarını zorlaştıracağını söylediklerini belirtti. Gazete, ayrıca pazar günü Türkiye’nin 13 şehit verdiğini belirterek PKK’ye karşı bir kamuoyu öfkesinin gündemde ol LEFKOŞA KKTC’nin Gazimağusa ile Suriye’nin Lazkiye limanları arasında, 18 Ekim’de başlayacak tarifeli seferler öncesinde dün özel sefer düzenlendi. Akgünler Denizcilik Şirketi’nin, Şeker Bayramı dolayısıyla düzenlediği özel seferde, 50’nin üzerinde yolcu, Gazimağusa’dan Suriye’ye gitti. GazimağusaLazkiye özel seferinin pazar günü de düzenleneceği belirtildi. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, yolcuları uğurlamak için gittiği Gazimağusa Limanı’nda basına yaptığı açıklamada, proaktif politikayı Türk tarafının uyguladığını ve önden gittiklerini, “Rum yönetiminin arkadan takip etmeye çalıştığını’’ söyledi. Ekim’de başlayacak tarifeli seferleri perşembe ve cumartesi günleri yapılacak. Perşembe saat 09.00’da Gazimağusa’dan ayrılacak deniz otobüsü, aynı gün saat 16.00’da KKTC’ye dönmek üzere Suriye’den hareket edecek. Cumartesi günü gerçekleşecek seferlerde ise dönüş pazar günü yapılacak. 100 ABD Doları 297 yolcu kapasiteli katamaran tipi deniz otobüsleriyle gerçekleştirilecek seferlerin yetişkinler için gidişdönüş toplam bedeli 100 ABD Doları. Suriye’ye KKTC pasaportu ve vizeyle girilebilecek. KKTC vatandaşları, Akgünler Denizcilik Şirketi’nin düzenlediği paket turlardan yararlanması halinde Suriye’ye vizesiz de girebilecek. “Kıbrıs Cumhuriyeti’’ pasaportuna da vize talep edilecek, ancak vize ücreti kullanılacak pasaporta göre değişecek. Vizeler, ülkeye giriş yaparken sınır kapılarında alınabilecek. Kıbrıs Rum yönetimi, feribot seferleri nedeniyle Suriye’ye nota vermişti. Rum yönetiminin ayrıca, Suriye’ye ambargo seçeneği de gözden geçirdiği bildirilmişti. Bayram nedeniyle düzenlenen özel sefer için konuşan Bakan Avcı, proaktif politika uyguladıklarını söyledi. (Fotoğraf: AA) amaçlı olduğunu, ticari şirketler arasındaki bu anlaşmanın da süreceğini söylemişlerdi. Yolumuza devam edeceğiz’’ dedi. Bakan Avcı, “Güney Kıbrıs Lazkiye gemisini kaçırdı mı’’ sorusuna, “Güney Kıbrıs birçok gemiyi kaçıracaktır, onu da söylemek gerekiyor. Yani Rum tarafının uzlaşmaz tutumu ve ‘dünyada her şeyi ben yaparım, Kıbrıs Türkü’nü istediğim şekilde boğarım’ düşüncesi artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bu gemi de hayırlısıyla devam edecektir’’ karşılığını verdi. KKTC’nin yeni açılımlarda bulunacağını söyleyen Avcı, sürekli ikili ilişkileri geliştirmek ve yurtdışındaki mevcut potansiyeli açmak için uğraştıklarını kaydetti. Akgünler şirketinin 18 ABD deniz piyadeleri Afganistan’a kaydırılabilir ? Dış Haberler Servisi ABD deniz piyadelerinin Irak’taki tüm birliklerini geri çekerek güçlerini Afganistan’daki savaşa yoğunlaştırmak istediği bildirildi. Amerikan New York Times gazetesinin üst düzey askeri yetkililere dayanarak verdiği haberde, geçen hafta Savunma Bakanı Robert Gates’e sunulan önerinin gerçekleşmesi halinde, Irak’taki 25 bin ABD deniz piyadesinin, aralarında deniz gücü bulunmayan Afganistan’daki 26 bin ABD askerine katılacağı, bu durumun Afganistan’daki ABD ordusunda deniz piyadelerinin öncülük kazanmasına neden olacağı belirtildi. Haberde, bu konuda henüz bir karar alınmadığı kaydedildi. ‘Yola devam’ Suriye’ye daha önce basına yönelik tanıtım turu yapıldığını anımsatan Avcı, Rum yönetiminin seferlerin düzenlenmemesi için yoğun baskı ve girişimleri olduğunu ve bunların sürdüğünü kaydetti. Avcı, “Ama Suriye hükümeti, başlatılmış olan bu gemi seferinin ticari CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle