Katalog

12 EKİM 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Amasız, şartsız koşulsuz, bundan böyle bir tek çocuğun bile ölmeyeceği yolları Türk ve Kürt bir arada bulmalı, yaratmalıyız 15 Şiddetin çözümü şiddet olamaz ugün bayram. Bayramın birinci günü. Bayram sözcüğü bile yaşama sevincini çağrıştırmaya yetebilecekken, gelin görün ki, ağızlarda acı bir tat, yüreklerde koca bir yangın… Türkiye şehitlerine ağlıyor. Bayram günleri şehitlerine ağlıyor. Eğer yapabiliyorsanız; kendinizi, birkaç gün önce Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde bir minibüsün içinde öldürülen on iki köylünün ve Küpeli Dağı’nda pusuya düşürülen 13 askerin, daha önceki gün mayına basan, üç gün sonra mayın tarlasına giren çocuk, iki gün ya da iki yıl, beş yıl, üç yıl önce üzerine bomba yağan, beş gün sonra yine pusuya düşürülüp öldürülen gençlerin yakınları yerine koyun. Farzedin sizin çocuğunuz, sizin evladınız, sizin “kuzunuz”, sizin kardeşiniz, sizin eşiniz, sizin yeğeniniz, sizin ağabeyiniz, sizin arkadaşınızdı o ölen.. sizdiniz o ölen.. hiç bitmeyen ölümlerle ölen ve yıllardır ölen... Türkiye’de yaşayan, bu ülkenin vatandaşı olan herkes bu ölümleri, öldürmeleri içinde, içinin taa en derininde duymadıkça, o acıyla kavrulmadıkça.. “Ateş düştüğü yeri yakar” lafını bellemiş olanlar ateşin düştüğü yerin kendileri, kendi çocukları, kendi evleri, yuvaları, kendi ülkeleri olduğunu kavramadıkça.. Bu ölümleri ve öldürmeleri her seferinde hamasi sözler, ‘Lanetliyoruz’ klişeleri, “Kanları yerde kalmayacaktır” nutuklarıyla karşılayıp, cenaze törenlerinde siyah gözlükler ardında timsah gözyaşları dökmekle görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirdiklerine inanan yöneticiler oldukça.. Yıllardır yıllardır dinmeyen, bitmeyen, sonu gelmeyen bu ölümler ve öldürmeler sürerken, cenazelerin ertesi günü bu konuyu “rafa kaldırıp” kendi ideolojilerini, kendi çıkar ilişkilerini, kendi yaşam biçimlerini dayatmanın yollarını arayanlar ve bu “sorun”u yalnızca seçim dönemlerinde anımsayanlar oldukça.. Şu son beş yıldır bu toplumun temel meselelerini, iç ve dış politikalarını, dev AKM yerine opera binası İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, önceki gece Swissotel’de gazetecilere verdiği iftar yemeğinde, sanat ve mimarlık çevrelerinin kendilerine karşı bir önyargılı olduklarını öne sürerek “Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nu modern ve daha büyük bir tiyatro salonu haline getirme çalışmalarımız kültüre ve sanata verdiğimiz önemi gösterir” dedi. Muhsin Ertuğrul sahnesinin yetersiz olduğunu savunan Topbaş, “Muhsin Ertuğrul barakalardan gelişmiş bir yapı. Model bir tiyatro değil. Mimari olarak, yapım tarzı olarak değil” diye konuştu. Tepebaşı’ndaki TRT binasını dram tiyatrosuna dönüştürmek için çalışma başlattıklarını anlatan Topbaş, şöyle devam etti: “Yıllar önce orada bir Dram Tiyatrosu vardı. İstanbul’un en iyi tiyatrolarından biriydi. Maalesef yandı. Sanat dünyasından kimse kakıp Dram Tiyatrosu’nu geri istiyoruz demedi. Buraya, dram tiyatrosu, bir konser salonu ve büyük bir sanat merkezi yapmayı düşünüyoruz. istiyoruz.” Şişhane’de eski THY binasının yerine de bir tiyatro binası yapmayı planladıklarını, bununla ilgili bir proje yarışması düzenlediklerini söyleyen Topbaş Atatürk Kültür Merkezi (AKM) konusunda da “Bu konuda ilk söz sahibi Kültür ve Turizm Bakanlığımızdır. Buraya uluslararası bir yarışma ile muhteşem bir opera binası yapılması için girişimler başlatıldı” diye konuştu. B letin savunulması gereken ilkelerini ve haklarını bir yana bırakıp, uluslararası arenada “zavallı” durumuna düştükçe.. “Sorun”a çözümü, yalnızca daha çok şiddette gördükçe.. Daha çok şiddetin, daha çok düşmanlığın, daha çok öldürmenin daha “başarılı sonuç” getireceğine inananlar oldukça bu savaşın sonu gelmeyecek! Kaç on yıldır bu böyle gidiyor... Öldük öldürdük... Biz ve ötekiler, biz ve düşmanlar dedik. Sınırlarımız içinde, sınırlarımız ötesinde sürdürdük savaşı... (Bakmayın medyanın şu sırada Irak sınırı ötesine saldırmamız için tempo tutmasına! Hiç kuşkunuz olmasın satışı arttırmak içindir bu tutum! Medya patronları ya da yöneticilerinin çocukları olma BAŞKA BİR YOLU OLMALI yacak sınır ötesine operasyona gidecek askerler arasında! Ne de Meclis’te yeni bir tezkereyi geçirecek olan milletvekillerinin çocukları! Bugüne dek yapılan tüm sınır ötesi operasyonların da sorunu çözmediğini nasıl olur da bilemeyiz hâlâ! Nasıl olur da Ortadoğu cehennemine dalmaya gönüllü oluruz!) Başka bir yol olmalı. Evet başka bir yol mutlak olmalı. Çocuklarımızın ölmeyeceği bir yol. Bizsiz demeden.. Ya bendensin ya düşmandan demeden.. Bu ayırımı yapmadan.. Kim başlattı hesaplarına girmeden.. İntikam çığlıkları atmadan.. Öç almak için yanıp tutuşmadan.. Kin ve nefreti kışkırtmadan... Bilmez değilim korkunç bir toplumsal öfke yaşıyoruz. Ve bu toplumsal öfkeyi daha çok daha çok kışkırtmak, sanki “halkın duygularına tercüman olmakla” eşanlamlı hale geldi. Halkın duygularını yansıtma yarışına girildi. Medyamızın ansızın çark etmesi bundandır. Ama yanlış. Siyaset, bir ülkenin yaşamını tehlikeye atacak ya da yolunu açacak siyaset; galeyana gelmiş duygularla değil, tahriklerle değil, akılla oluşturulur. Anlık kararlarla, intikam duygusuyla, anlamsız inatlarla değil, akılla, mantıkla, düşünce üreterek oluşturulur. Ülkemin her yerinde Türkçe ve Kürtçe ağıtlar okunduğu şu bayram günlerinde, biz Türkler, onlar Kürtler demeden (bizim yurttaşlarımızın bir bölümü de ‘Biz Kürtler, onlar Türkler’ diyebilir), biz ve düşman demeden, tek düşman bellemeliyiz. O da terör, o da daha çok şiddet... “Şiddete, savaşa karşıyız, ama..” söylemleri için de çok geç artık. Tüm “ama..”ları bir yana bırakmanın zamanı çoktan geldi geçti bile. Amasız, şartsız koşulsuz, bundan böyle bir tek çocuğun bile ölmeyeceği yolları Türk ve Kürt bir arada bulmalı, yaratmalıyız. Şiddetin çözümü şiddet olamaz. zeynep@zeyneporal.com YARIN TOPRAĞA VERİLECEK Mehmed Uzun yaşamını yitirdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da mide kanseri nedeniyle tedavi gören yazar Mehmed Uzun, dün yaşamını yitirdi. Uzun, yarın düzenlenecek bir törenle toprağa verilecek. 30 yıl sürgünde yaşadıktan sonra geçen yıl 13 Temmuz’da Türkiye’ye dönüp tedaviye burada devam eden Mehmed Uzun, üç gün önce, hastalığının nüksetmesi üzerine Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı. 1953 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde dünyaya gelen Uzun, 1977 yılında bir gazetenin yazıişleri müdürlüğünü yaptığı sırada, açılan davalar ve baskılar nedeniyle Suriye üzerinden Avrupa’ya kaçmış, uzun yıllar İsveç’te yaşadıktan sonra hastalanınca Diyarbakır’a dönmüştü. Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yazan Uzun, İsveç Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği, İsveç PEN Kulübü, Uluslararası PEN Kulübü, Dünya Gazeteciler Birliği üyelikleri yaptı. Kürtçe 6 roman yazan Uzun’un başlıca yapıtları Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık, Kader Kuyusu, Yitik Bir Aşkın Gölgesinde ve Nar Çiçekleri. Yaşamının son anlarında doktorlarına “Cenaze törenimde Yaşar Kemal, Ahmet Türk ve Şerafettin Elçi’nin konuşma yapmasını istiyorum” dediği belirtilen Uzun için hastane önünde kalabalık bir topluluk birikti. Uzun’un çocukluk arkadaşı olan Tabipler Odası Başkanı Adem Avcıkıran “Tüm halkımızın ve okurlarının başı sağ olsun. Gerçekten çok duygu yüklüyüm. Çocukluk arkadaşımdı, beraber büyüdük. Kendisi son günlerde yoğunlaşan şiddetin durmasını talep ediyordu. ‘Ben biraz kendime geleyim, ayağa kalkayım herkese çağrı yaparak bu şiddetin bir an önce durmasını tüm taraflardan talep edeceğim’ diyordu” dedi. Kevin Costner İstanbul’da ? Kültür Servisi Oscar sahibi oyuncu Kevin Costner, İstanbul’a konser vermek için geliyor. Modern West adlı müzik topluluğuyla 30 Ekim saat 22.00’de İstanbul WOW Convention Centre’da iki saatlik bir konser verecek olan Kevin Costner, İstanbul’da Ayasofya’yı, Sultanahmet’i ve Topkapı Sarayı’nı da gezecek. Costner daha sonra Ankara’ya geçerek Anıtkabir’i ziyaret edecek. 100700 YTL arasında satılan biletler Mars Sinemaları’ndan, Beyoğlu, Etiler, Caddebostan CKM, Suadiye, Bakırköy ve Cevahir alışveriş merkezlerindeki D&R’lardan ve Cinebonus’lardan alınabilir. (0212 368 48 48) CUMHURİYET 15 K