Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 2007 SALI 6 HABERLER MİT Müsteşarı Taner’in değerlendirmesi Türkiye’nin durumunu gözler önüne serdi SALI ORHAN BURSALI Bağımsızlık tehlikede MURAT KIŞLALI Sorundan Kaçan Kaçana! (Yeni Bir Ekonomi 5) Gazeteciliğe, 12 milyarlık ihracat rakamlarıyla başladım. 1980 öncesi durum böyleydi! Tarımda kendine yeterli bir ülkeydi ama sanayii bugünküyle kıyaslanamayacak yoksullukta, belki de hiçlikteydi! İçe kapalı, tamamen korunmalı bir ekonominin büyüme ve gelişme şansı, hele iktidardaki kafalar büyük düşünme, geleceği stratejik planlama gibi kavramlarla yatıp kalkmıyorlarsa, hemen hemen sıfırdır. Özal duvarları yıktı, ama büyük yolsuzluklar ve har vurup harman savurmalarla, bata çıka büyüyen bir ekonomi yaratıldı. Bunu önce teslim edelim. Bugün 8590 milyar dolara yaklaşan bir ihracat ve 140 milyar dolara yaklaşan ithalat, toplamda 220 milyar dolar civarında bir dış ticaret hacmiyle karşı karşıyayız. Teslim etmemiz gereken bir hak daha var: Üretici kesimin, girişimci kesimin, Türkiye’nin siyasiler tarafından sık sık batırılmasına rağmen, şu veya bu şekilde, her ne kadar tartışılır yönleri olsa da, bu rakamlara ulaşılmasında büyük emeklerinin olduğudur. ??? Şüphesiz, bu rakamlar işin parlak yönünü oluşturuyor. Fakat bu rakamların bir de “karanlık”, “puslu” yönleri var. Yani madalyonun öbür yüzü. Bunlardan birincisi sosyal: Büyümenin işsizliği azaltamaması, işsizliğinin en önemli sosyalekonomik sorun olarak gündemde yerini koruması. İkincisi de sosyal: Büyümenin, emekçilerin gelirlerine gözle görülür bir şekilde yansımaması. Emek “pazarının” genişleyememesi ve uygulanan ekonomik politikalar sonucu bir yılda 1 milyona yakın “köylünün” yaşadığı çevrelerden koparak ucuz emek üzerinde büyük baskı yaratması, emekçalışma piyasasındaki sorunları giderek yoğunlaştırıyor. Üçüncüsü, büyümeyi tersine çevirecek krizler içeriyor: Dış ticaret açığı, 50 milyar doları aşmış durumda! Dış ticaret açığı veren ülkeler sıralamasında, Türkiye dünyada 4. sıraya oturuyor! Bu Türkiye’nin dış açıkta tarihsel rekoru! Dördüncüsü, buna bağlı olarak, cari açığın da başka bir tarihi rekor kırarak, yılbaşlarındaki bütün tahminleri aşması ve yaklaşık 34 milyar dolara ulaşması! Beşincisi ve en önemlisi ise, Türkiye’nin büyümesini sürekli dış kaynak ve sıcak para ile finanse ettiğidir. Bu finansman için de dünyanın en yüksek faizini ödeyen bir numaralı ülke konumundayız (Karşılaştırmalı liste için bknz: Economist 612 Ocak 2007) ??? Sonuca gelelim: Türkiye’nin büyümesi, bu köşede hep vurgulandığı gibi, tamamen ithalata bağımlıdır. Büyüyebilmek için daha büyük ölçüde ithalat yapmak; ham, ara mallar ve makineteçhizat almak zorunda bu ülke. Bu yıl büyüme oranı düşmesine rağmen, dış ticaret açığı ve cari açığı daha fazla arttı! Bazı televole ekonomistlerinin dediklerinin tersine, makineteçhizat alımı, sonraki yıllarda ithalatı düşürmüyor.. Türkiye’nin büyümesi, ithalatı, cari açığı, dış ticaret açığını büyütüyor. Ve müthiş faizlerle bu büyüme finanse edilebiliyor. Bu büyüme sürdürülebilir asla değildir, yeni derin krizler üretici niteliktedir. Türk ekonomisinin, ekonomi yönetiminin, ekonomi politikasının, piyasaya egemen olan ekonomist ve ekonomi yazarlarının büyük çoğunluğunun temel hastalığı, büyümenin sürdürülebilir ölçülerde gerçekleşmesi için gerekenler konusunda bir tartışma ortamının asla yaratılmamasıdır. ??? Sanayileşmede, ekonomik büyümede, tam tersi bir dönüşüm gerçekleşmedikçe, önümüz sürekli karanlık kalacaktır. Yani, ekonomik büyüme, artan ithalata bağımlı yapıdan kurtarılmalı, büyüyen dış ticaret ve cari açık üretmeyecek yeni bir yapıya kavuşturulmalı. Bunun da yeni ekonomik ve sanayi politikaları gerektirdiği açıktır; problem derin ve çok boyutlu olduğu için, yukarıda saydığım ekonominin paydaşlarının hemen hepsi, bu sorundan kaçıyor.. Şüphesiz başta siyasiler! Ekonomide ulusal politikalar deyince, tüyleri diken diken olanlar ekonomiye egemen durumda! Ama onlar nereye kadar kaçacaklar? Kaçacaklarına, kendi makinesini, kendi düşüncesini, kendi beynini, kendi yaratıcılığını, kendi hammaddesini, önemli ölçülerde içeride üretemeyen bir ülkenin, içinde bulunduğu bu feci durumdan nasıl bir çıkış bulacağı konusunda bir fikir koysunlar toplumun önüne! Bu ülkeyi seviyorlarsa! Lütfen! Başbakan: Koordinatörlük kalkmayacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, terörle mücadele koordinatörlüğünün kaldırılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği yemekten ayrılırken soruları yanıtlayan Erdoğan, “terörle mücadele konusunda somut adımlar atılmadığı” yönünde yaptığı açıklamanın anımsatılması üzerine, sözlerinin ABD’ye ilişkin tespitler olduğunu vurguladı. Emekli Orgeneral Edip Başer’in “PKK ile Mücadele Özel Temsilcisi” değil, “Terörle Mücadele Özel Temsilcisi” olduğunun altını çizen Erdoğan, Özel Temsilcilik çalışmalarından somut sonuçlar beklediklerini belirtti. ANKARA Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Emre Taner tarafından geçen hafta dile getirilen, “Birçok ulus devlet küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini büyük ölçüde yitirecektir” değerlendirmesi, AKP politikalarının Türkiye’yi içine sürüklediği durumu gözler önüne serdi. Bankacılıkta yabancıların payı kamuyu geçerken borsada yüzde 70’e yaklaştı. Yatırımları özel sektöre, kaynakları dışa bağımlı kılan enerji politikası Türkiye’nin elini kolunu bağladı. İletişim, tarım gibi stratejik sektörler küresel güçlerin eline bırakıldı. MİT Müsteşarı Emre Taner, 5 Ocak Cuma günü yaptığı “80. Yıl Açıklaması”nda ekonomiyle ilgili şu ifadelere yer verdi: “İçinde bulun ? Bankacılıkta yabancıların payı kamuyu geçerken borsada yüzde 70’e yaklaştı. Yatırımları özel sektöre, kaynakları dışa bağımlı kılan enerji politikası Türkiye’nin elini kolunu bağladı. İletişim, tarım gibi stratejik sektörler küresel güçlerin eline bırakıldı. duğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreği, uluslararası ilişkiler ve güvenlik alanında yüzyıl boyunca önemli değişimlere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir evreyi de işaret etmektedir. Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Bu devletler sadece gelişememekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olamamakla kalmayacak, aynı zamanda birçoğu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir. Türkiye için, güçlü bir ekonomi, kusursuz bir dış politika ve caydırıcı bir askeri yapılanma şeklinde adlandırabileceğimiz çok sağlam üç ayağa sahip olmak bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.” 35.5’ine sahip oldukları ortaya çıktı. Buna göre yabancılar banka sahipliğinde sektörün yüzde 28.3’üne sahip olan kamuyu geride bırakırken yüzde 36.3’üne sahip yerli özel sektörün de hemen arkasında yer aldılar. Borsa: 5 Ocak 2007 rakamlarına göre, IMKB’nin yüzde 66.2’si yabancıların elinde. Halka açık kısımlarının yüzde 80’den fazlası yabancılara ait şirketlerin arasında Hürriyet, Doğan Yayın Holding, Turkcell, Finansbank, Tofaş Oto gibi stratejik konumda olanlar da yer alıyor. Enerji: Başta elektrik üretimi olmak üzere, konutlar ve sanayideki kullanımın artması nedeniyle 2002 ile 2006 ara Ekonomi elden gidiyor Sektörel bazda bakıldığında AKP politikalarının Türkiye’yi içine soktuğu durum şöyle: Bankacılık: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun çalışmasına göre, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) yoluyla elde ettikleri paylar da dikkate alındığında, yabancıların Türk bankacılık sektörünün yüzde sında, Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı olarak tükettiği doğalgaz miktarı 17.6 milyar metreküpten 30 milyar metrekübe çıktı. İletişim: Türk Telekom, altyapısının sahipliği de tartışmaya açılacak şekilde Arap sermayesine satıldı. Yılda 2.5 milyar dolar kâr eden şirket, Lübnanlı Oger grubuna 1 milyar dolarlık 5 taksitle satıldı. Karamehmet Grubu’nun Turkcell’ine Rus sermayesi alınırken Rumeli Holding’e ait Telsim, Yunanistan’da patlayan telekulak skandalının başaktörü Vodafone’a verildi. Tarım: Tarımın pek çok alanı küresel şirketlere terk edilmiş durumda veya terk edilme sürecinde. Ürün fiyatları piyasa ortamında belirlenip Batı’da olduğunun aksine ürün desteklemesine izin verilmezken girdi fiyatları ise enflasyonun çok üstündeki artışlara maruz bırakılıyor. TEHDİT UNSURLARI Erdoğan’dan telefon ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Lübnan’da görev yapan Türk askeri birliğini ziyaretinde aynı masada yemek yediği erler Cebrail Dağlı’nın Gaziantep’te ve Adil Özkan’ın da Kahramanmaraş’ta yaşayan aileleriyle hafta sonu telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan, ailelerine erlerin “selamlarını’’ ileterek “durumlarının iyi olduğunu’’ bildirdi. Adil Özkan’ın annesi Elif Özkan ve Cebrail Dağlı’nın annesi Emine Dağlı, kendileriyle bir süre sohbet eden Erdoğan’ı evlerine davet etti. Türkİş Başkanı Salih Kılıç’ı ziyaret eden DSP Genel Başkanı Sezer, ülkenin başta işsizlik olmak üzere birçok ekonomik sıkıntı içinde olduğuna işaret etti. Sezer, MİT Müsteşarı’nın söylediklerini kendilerinin yıllardır tekrarladıklarını belirtti. Türkiye kriz coğrafyası içinde ? Taner’in yaptığı açıklamada, ortaya koyduğu değerlendirmeler, Türkiye’nin yakın gelecekte farklı tehditlerle karşı karşıya kalacağını gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Türkiye’yi Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar geniş bir bölgede “kriz coğrafyası” içinde bıraktı. MİT Müsteşarı Emre Taner’in yaptığı açıklamada, ortaya koyduğu değerlendirmeler, Türkiye’nin yakın gelecekte birçok bölgeden farklı tehditlerle karşı karşıya kalacağını gösterdi. Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz coğrafyası şöyle: Ortadoğu ve Irak: ABD işgalinin ardından, Irak parçalanma sürecine girdi. Daha önce tampon ülke durumunda olan Irak’ın bu özelliğini yitirmesiyle, ABD ve İsrail, İran’a karşı tampon Sünni ülke olarak Türkiye’yi göstermeye başladı. Bu çerçevede, Sünni bloku oluşturma çabasına giren ABD, Ortadoğu’nun mezhepler arası çekişmelerine Türkiye’yi de kattı. Türkiye için bir başka kriz noktası da Kerkük oldu. Kerkük’ü Irak’ın küçük bir örneği olarak gören Türkiye, burayı bölgesel Kürt yönetimine bağlayacak her türlü adıma karşı çıktı. Bu noktada 2007 yılı sonunda referandum yapılması yerine önce bir uzlaşıya varılmasını, ardından da bu uzlaşının halkoylamasına sunulmasını öngören bir formül geliştirdi. Ancak bu formül Kürt gruplarca kabul görmezken, Türkiye’nin Türkmenlere ve Kerkük’e ilişkin kaygıları ABD’nin desteğiyle önemli siyasi avantajlar sağlayan Kürtlerle Ankara arasında, önemli bir kriz noktası oluşturdu. İran: Tahran yönetimi ile Ankara arasında sıkıntılı süreç ABD’li FBI Başkanı’nın Ankara’yı ziyaretiyle başladı. Bunun ardından Ankara sık sık içinde bakanların dahi bulunduğu İran uçaklarını zorunlu olarak indirirken, sınır önlemlerini artırdı. Bunun üzerine ise İran tarafından doğalgazda azalma ve kesintiler gerçekleşti. Rusya: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in doğalgaz ve petrolü siyasi olarak kullanmaya başlamasının ardından, Türkiye’nin doğalgazının yüzde 63’ünü sağlayan Moskova yönetimi Ankara’nın yaptığı her doğalgaz görüşmesinin ardından Mavi Akım’ı tehdit unsuru olarak kullandı. Akdeniz ve Kıbrıs: BakuTiflisCeyhan Petrol Boru Hattı’nın devreye girmesiyle Doğu Akdeniz stratejik olarak büyük önem kazandı. Bu noktada gözler Kıbrıs’a çevrildi. Kıbrıs, ABD ve AB için önemli bir mücadele alanı oldu. DSP Genel Başkanı Sezer, Taner’in sözlerini değerlendirdi ‘Düşündürücü bir sonuç’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Türkiye’de MİT Müsteşarı ilk defa konuştu, kaygılarını belirtti. Kendisini konuşmak ihtiyacında hissetmesine yol açan koşulları değerlendirmek lazım’’ dedi. Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç’ı Türkİş Genel Merkezi’nde ziyaret ederek toplusözleşme sürecinde başarılar dileyen DSP Genel Başkanı Sezer, ülkenin başta işsizlik olmak üzere birçok ekonomik sıkıntı içinde olduğuna işaret etti. AB sürecinden kopulduğunu ve hükümetin AB’ye üyelik adı altında birçok ödün verdiğini kaydeden Sezer, “Kıbrıs konusunda çok endişeliyiz’’ dedi. Sezer, terörle mücadele için özel temsilci atanması konusuna da değinerek “Koordinatör atandı ama Sayın Başbakan bir işe yaramadığını söyledi. Biz de kendisine ‘Günaydın’ dedik’’ diye konuştu. KKTC’deki Lokmacı kapısı konusunda da Türk hükümetinin daha duyarlı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine inandığını bildiren DSP lideri Sezer, MİT Müsteşarı’nın, ulus devletlerin tehlike altında olduğuna ilişkin açıklamalar yaptığını anımsattı. Sezer, şöyle konuştu: “Türkiye’de MİT Müsteşarı ilk defa konuştu, kaygılarını belirtti. Kendisini konuşmak ihtiyacında hissetmesine yol açan koşulları değerlendirmek lazım. Dünyadaki son gelişmelerde Türkiye’nin kendi payına düşen olumsuz payı almakta olduğunu görüyoruz. MİT Müsteşarı ‘Ulus devletler tehdit altında’ dedi. Biz de onu söylüyorduk. ‘Bölücü girişimler Türkiye’yi artık ciddi şekilde tehdit eder hale gelmiştir’ dediğimizde belki yanlış anlaşıldı ama MİT Müsteşarı’nın bu noktaya gelmiş olması gerçekten düşündürücü. Ve akılla, sağduyuyla değerlendirilmesi gereken bir konu.’’ Sezer, 2007 yılının Türkiye için önemli bir yıl olacağını vurgulayarak özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin toplumsal gerginliğe neden olmaması için çaba harcanması gerektiğini kaydetti. Hastanede ‘kumar borcu’ kavgası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Numune Hastanesi’nde bir güvenlik görevlisi kurusıkı tabancayla, bir güvenlik görevlisi de darpla yaralandı. Nedim H., Ankara Numune Hastanesi Ortopedi Servisi’nde sekreter olarak çalışan eşi Sevinç H’den “kumar borcunu ödemek üzere para istemek için” hastaneye geldi. Eşiyle tartışan Nedim H’ye müdahale eden güvenlik görevlilerinden Şükrü Ertürk tabancayla yanağından, Cihan Memiş de darpla yaralandı. Etrafa ateş eden Nedim H. gözaltına alındı. obursali?cumhuriyet.com.tr. Uzmanlar: MİT Müsteşarı, Türkiye’nin yapmaması gerekenlere işaret etti Erdoğan, MİT törenine katılacak ‘Hafife almayın uyarısı’ Açıklamanın, özellikle Türkiye’nin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 5 ekonomisinden üçü Doğu’da yer alıMİT Müsteşarı Emre Taner’in “ulus yor. Dolayısıyla Türkiye’nin doğusu dış dünyadaki edilgen algılanmasına devletin tehdit altında olduğu”na iliş na doğru hızlı bir dünya gelişiyor. Ye karşı istihbarat açısından “meydan kin uyarısının yankıları sürüyor. Gü niden şekillenen dünyanın ortasın okuma” tavrı olarak da değerlendirilvenlik uzmanları, Taner’in açıklaması daki Türkiye’nin edilgen değil et mesi gerektiğini kaydeden uzmanlar, nı, dünya devleti olma yolunda ilerle kin, öngörebilen, hayır diyebilen ama “Bizi hafife almayın vurgusu satır yen Türkiye’nin istihbaratının da ge hayırlarının içini dolduran bir ülke aralarında gizlenmiş gibi. Verilen lişmeleri stratejik vizyon olarak izle olması amacına dönük stratejik is mesaj, Türkiye jeopolitik açıdan bölmeye hazır olduğu ve bu yönde çalış tihbarat vizyonu ortaya konuluyor. gesine hâkim bir ülkedir, bu yolda ma yapıldığının kamuoyu ile paylaşıl Açıklamadan, Türkiye’nin çok da ilerleme için Türk milletiyle çalışma yapıyoruz, yapacağız mesaması olarak değerlendirdiler. jı da var. Daha önce OrgeneMİT Müsteşarı’nın bir anlamda 21. yüzyılda Türkiye’nin ? Uzmanlar, Taner’in açıklamalarının özellikle ral Atilla Ateş’in Suriye sınıyapmaması gereken hatalara Türkiye’nin dış dünyada edilgen algılanmasına rındaki ‘ayağınızı denk alın’ işaret ettiğini anlatan uzman karşı istihbarat açısından “meydan okuma” tavrı mesajı gibi de okunabilir. lar, şu değerlendirmeyi yaptılar: olarak da değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin sıçramasına paralel biz de sıçrayacağız de“Türkiye’nin çevresinde ğerlendirmesinin kamuoyu çok ciddi gelişmeler yaşandığı ve yeni dünyanın Türkiye’yi bir ha etkin olmasına dönük çalışmalar ile paylaşılmasıdır” dediler. yerlere doğru götürmeye zorladığı da sezinleniyor. Dolayısıyla TürkiMİT Müsteşarı Emre Taner’in istihvurgulanıyor. Müsteşarın açıklama ye’nin bölgesel, gerekirse küresel baratın vizyonunu açıkladığı, ancak nasındaki ‘Doğu’nun güçlenmesi’nden güç olması gerektiğine vurgu yapı sıl yapılacağının açıklanmadığına dikkastettiği Hindistan’ın teknoloji par lırken, buna paralel olarak ‘Strate kat çeken uzmanlar, birçok ülkenin iskı haline dönüşmesi, Çin’in hızlı jik istihbarat vizyonumuz var. Biz de tihbarat örgütünün de benzer açıklamayükselişi... Çünkü dünyanın güçlü çalışıyoruz’ mesajı okunmalı.” lara başvurduğunu sözlerine eklediler. Hükümet, Taner’in çıkışını ‘önemsemedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, “Ulus devlet tehdit altında” diyen MİT Müsteşarı Emre Taner’in uyarılarını “önemsemedi”. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, değerlendirmelerin kendileri için “meçhul bir yanının olmadığını” belirterek “Sayın MİT müsteşarımızın da katıldığı muhtelif toplantılarda dile getirilen değerlendirmelerin kamuoyuna açıklanmasıdır” dedi. MİT Müsteşarı Taner’in, kurumun 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı ve geniş yankı uyandıran yazılı açıklaması, Bakanlar Kurulu’nun dünkü toplantısında da gündeme geldi. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Çiçek, MİT’in, devletin en önemli kurumlarının başında geldiğini belirterek teşkilatın önümüzdeki dönemde daha önemli görevler üstleneceğini söyledi. Çiçek şöyle konuştu: “Teşkilat kendi açısından bir değerlendirme yapmıştır. Bu teşkilat ne kadar yeni şartlara uyum sağlarsa, o nispette kendinden beklenen görevleri ifa etmiş olur.” Öte yandan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Taner, tarihi çıkışın ardından perşembe günü ilk kez bir araya gelecek. Erdoğan, MİT’in 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle müsteşarlıkta düzenlenecek törene katılacak. Erdoğan’ın burada mesaj vermesi bekleniyor. Probil’den açıklama ? Haber Merkezi Yazılım şirketi Probil, ANKA Haber Ajansı’nın 4 Ocak 2006’da servise koyduğu ve gazetemizde de yayımlanan “MEB’den 250 bin öğrenciyi ortada bırakan hata” başlıklı habere ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, haberde yer alan Probil’in Milli Eğitim Bakanlığı Açık Lise Yazılım Projesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getiremediği yönünde cümlelerin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek “Probil, yükümlülüklerini sözleşme koşullarına uygun olarak bugüne dek yerine getirmiştir” denildi. CUMHURİYET 06 K