19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 İnsan bedenindeki su, tuz ve kalsiyum dengesini sağlayan organların düzenli çalışması yaşamsal önem taşıyor Vücudun filtreleri: Böbrekler SİBEL BAHÇETEPE aşamsal öneme sahip böbreklerimiz, vücudumuzun bir anlamda filtresi. Çünkü vücudumuzdaki su, tuz ile kalsiyumu dengeliyor, kendisine gelen kanın içindeki tüm zararlı maddeleri ve ilaçları adeta süzerek idrarla dışarı atılmasını sağlıyor. Bu nedenle böbreklerin düzenli çalışması hayati önem taşıyor. Böbreklerin fonksiyonlarını kaybetmesi durumunda yediğimiz tuz, içtiğimiz su vücuttan atılamıyor. Uzmanlar, böyle bir sorunla karşı karşıya olan insanların gözlerinde ve bacaklarında şişlikler ortaya çıktığını ve aşırı kilo aldıklarını belirtiyorlar. Aynı zamanda böbrekleri düzenli çalışmayan insanlarda yüksek tansiyon, akciğerlerde su ve kalp yetmezliği de ortaya çıkıyor. İnsanların ömür boyu bile tek böbrekle ve hiç farkına varmadan yaşayabildiklerine dikkat çeken uzmanlar, böbrek hastalığının bazen çok sinsice ilerlediğini ve aniden ortaya çıktığını vurguluyorlar. ‘‘Gencecik, sapasağlam olabilirsiniz, kendinizi çok iyi hissedebilirsiniz. Ama bir anda her şey değişir. Bir de bakarsınız ki böbrek yetmezliği başlamış’’ diyen uzmanlar, Türkiye’de 32 bin hastanın hemodiyaliz makinelerine bağlı yaşamak zorunda kaldığına dikkat çekiyorlar. Toplam 12 bin kişi ise vücutlarına uyumlu bir böbreği umutla bekliyor... Pek çok insan ise her gün böbreklerinde oluşan kum ya da taş nedeniyle, bazen de çok şiddetli ağrılar yaşarken uzmanlar, günde en az 2.5 litre su içilmesini öneriyorlar. Türk Böbrek Vakfı’na ait Bahçelievler’deki İstanbul Özel Hizmet Hastanesi Başhekimi Ürolog Operatör Dr. Osman Akalın ve Nefrolog Dr. Bilal Görçin, böbrek hastalıkları konusunda sorularımıza şu yanıtları verdiler: Böbreklerimiz neden önemli? Osman Akalın: Böbreklerimiz çalışmazsa idrar ile atılan üre, keratin, su, sıvı ve ba Y siyon hastasıdır. Böbreğin tansiyonla ilişkisi nedir? O. Akalın: Kan basıncı (tansiyon) damar duvarlarımızın elastikiyeti ve vücudumuzdaki su miktarı ile ilgilidir. Tansiyon kontrolündeki çeşitli hormonların gerek üretim gerekse etki yerlerinin başında böbrek dokusu ve damarları gelir. Böbreklerimiz işlevini yitirince gerek bu hormonların eksikliği gerekse su ve tuzun vücuttan yeterince atılmaması tansiyonun yükselmesine yol açar. Böbrek yetmezliği olan hastaların büyük çoğunluğunun bu nedenle tansiyonu yüksektir. 100 yüksek tansiyon hastasının 25’inin hastalık sebebini böbrek sorunu olarak adlandırabiliriz. ‘Yaşanılan travmalar böbrek damarlarını daraltır’ İ K İ FA R K L I B İ R İ M Dr. Osman Akalın. İ L G İ L E N İ YO R A ğrının yeri taşın yerine ve hareketine göre değişebiliyor. Böbrekte veya üst üreterdeki taş, kaburga ile kalça arasında yan (böğür) ağrısına sebebiyet verir. Alt üreterde ve mesaneye yakın taşlar karnın alt kısmında veya cinsel organa doğru yayılan ağrıya yol açar. Böbrek taşı hastalığında tek belirti ağrı değil tabii ki. İdrarda kan, ateş ve titreme, kusma, kötü kokulu bulanık idrar, idrar yaparken yanma, idrar sıkışıklığı hissi de hastalarda görülüyor. Uzmanlar böbrek taşı ve kumuna karşı günde en az 2.5 litre su içilmesi gerektiğini belirtiyorlar. zı elektrolitlerin vücutta birikerek zehirlenmelere ve insanların 2025 günde ölmelerine neden olur. Böbreği çalışmayan insanlar bu nedenlerle diyalize bağlıdırlar. Diyaliz böbreğin makinelerle çalıştırılmasına yardımcı olur. Ayrıca böbreklerinde yapısal bozuk bulunan insanların birçoğu yüksek tan Damarların dar olmasının sebepleri nelerdir? O. Akalın: Anadan doğma yapısal bozukluklar olabildiği gibi, şeker hastalığı (diyabet), damar sertliği gibi sistemik hastalıklar da damarların daralmasına yol açabilir. Hatta nadir de olsa bazı travmaların böbrek damarlarını daralttığı bilinir. Damar darlığının tedavisi mümkün müdür? O. Akalın: Damar darlığınıntedavisi mümkündür. Damar bütünlüğünü bozmadan yapılan minimal düzeydeki girişimle böbrek damarlarına stent takılabilir. Stent damarlardaki darlığı ya da tıkanmayı ortadan kaldırmak, bu oluşumları açık tutmak için yerleştirilen metal, silikon gibi maddelerdir. Böbreklerin çalışmamasının nedeni nedir? O. Akalın: Böbreklerin tamamen çalışamaz hale gelmesinin en önemli nedenlerinin başında yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve şeker hastalığı gelir. Aynı zamanda böbreklerdeki yetmezliğe, üriner sistem taş hastalıkları, böbreğin doğumsal yapısal olarak normal dışı olması gibi sorunlar da yol açar. Şeker hastalığı yüzde 25, hipertansiyon yüzde 3035, taş hastalıkları ve doğumsal yapısal anomaliler ise yüzde 20’lere kadar böbreklerin çalışmamasını etkiliyor. Böbrekte ortaya çıkan hastalıklar Böbrek hastalıkları nelerdir? O. Akalın: Böbrek hastalıkları ile iki farklı birim ilgilenir. Böbrekle ilgili cerrahi müdahaleleri (taş, tümörler, yapısal bozukluklar vb.) üroloji birimi incelerken; böbreğin tıbbi metotlarla, yani ilaçlarla tedavisini (böbrek yetmezliği) ise nefroloji inceler. Ürolojiye giren böbrek hastalıkları ise şunlardır: 1 Üriner taş hastalıkları: ultrasonik dalgalarla taşlar kırılabilir veya ameliyatla alınabilir. Tedavi edilmezse idrar akımını tıkayarak, böbreğin yapısal olarak bozulmasına yol açabilir. 2 Böbrek tümörleri: Kalsiyum taşı 1 yıl içinde yüzde 15, 10 yıl içinde ise yüzde 80 tekrarlıyor Taşlar erkekleri vuruyor ‘‘Her şey erkekleri mi buluyor’’ diyeceksiniz ama böbrek taşları da en sık erkeklerde görülüyor. Uzmanlara göre sıklıkla 2040 yaş arasında görülen böbrek taşından korunmanın ilk koşulu, günde 2.5 litre su içmek; kahve, çay ve kola tüketimini sınırlamak. Amerikan Üroloji Hastalıkları Derneği, erkeklerin yüzde 12’si, kadınların ise yüzde 5’inin yaşamları boyunca böbrek taşı hastalığı ile karşı karşıya kaldığını açıklıyor. Kalsiyum, oksalat veya ürik asit gibi maddeler idrar içerisinde normalde beklenenden daha yüksek yoğunlukta bulunuyorsa böbrek taşının oluştuğunu belirtiyor uzmanlar. Taşlar yer değiştirerek veya idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılabilirse ne âlâ. İdrar kanalında herhangi bir yere takılarak idrar akışına engel oluşturursa işte o zaman yaşayanların ‘‘Hiçbir hastalıkta böyle bir ağrı görmedim’’ dediği şiddette böbrek ağrısına yol açabiliyor. Bazı hastaların öyle ‘‘Taşı kırdırdım ve kurtuldum’’ demesi de mümkün değil. Çünkü uzmanlar, kalsiyum taşı hastalığının tekrarlama riskinin 1 yıl içinde yüzde 15, 10 yıl içinde ise yüzde 80’lerde olduğunu söylüyorlar. Uzmanlar, gut hastalarında ve idrarında yüksek ürik asit bulunanlarda da böbrek taşı riskinin fazla olduğunu belirtiyorlar. Türkiye’de en fazla görülen böbrek hastalıkları arasında geliyor. Taşlar iki böbreği de kapsarsa böbrek yetmezliği ortaya çıkıyor. Taşların ortaya çıkmasında en önemli neden genetik faktördür. Ekvator’a yakın ülkelerde daha sık görülür. Taş hastalığında görülen ‘‘ağrı’’ en sık rastlanan belirti. Bu ağrı bazı kişilerde belli belirsiz bir sızlama şeklinde görülürken bazılarında son derece şiddetli, kıvrandırıcı ve hastaneye yatmayı gerektirecek yoğunluğa kadar ulaşabiliyor. Ağrının yeri taşın yerine ve hareketine göre değişebiliyor. Böbrekte veya üst üreterdeki taş, kaburga ile kalça arasında yan (böğür) ağrısına sebebiyet verir. Alt üreterde ve mesaneye yakın taşlar karnın alt kısmında veya cinsel organa doğru yayılan ağrıya yol açar. Böbrek taşı hastalığında tek belirti ağrı değil tabii ki. İdrarda kan, ateş ve titreme, kusma, kötü kokulu bulanık idrar, idrar yaparken yanma, idrar sıkışıklığı hissi de hastalarda görülüyor. İlginç olarak belirti vermeyen böbrek taşlarına da rastlanıyor. Bu taşlar ancak kontrol sırasında ya da başka amaçla çekilmiş filmlerde tesadüfen saptanıyor. Taşlar bulunduğu yere, büyüklüğüne ve sertliğine göre tedavi edilir. Eğer taşlar ufaksa bazen doğal yolla da vücuttan atılabilir. Taşın düşürülemediği durumlarda ise girişimsel tedavi yöntemleri tercih ediliyor. Yani dışarıdan gönderilen Böbrek tümörlerinin nedeni henüz belli değil. Bu tümörler vücuttaki tümörlerin yüzde 5 ila 7’sini kapsıyor. Böbrek tümörleri çok yüksek oranda tek bir böbrekte ortaya çıkıyor. Her yaş grubunda görülebiliyor. En önemli belirtisi kanda idrar ve yanlarda ağrıdır. Böbrek tümörleri yalnızca cerrahi müdahaleyle tedavi edilebiliyor. Ve tümörlü bölüm ya temizleniyor ya da böbrek alınıyor. Eğer tümör her iki böbreği de sarmışsa iki böbrek de alınıyor, hasta yaşamını diyalize bağlı alarak devam ettirmek zorunda kalıyor. 3 Doğumsal yapı bozuklukları: Sık görünmemesine karşın bu hastalıklar oldukça önem taşıyor. Böbrekteki doğumsal bozukluklar hiçbir belirti vermediği için tetkikler dışında anlaşılmıyor. Tek böbrekle uzun süre yaşayan fakat bunu tesadüfen öğrenen çok insan bulunuyor. Eşit aralıklarla kontrol (checkup) yapılmazsa hiçbir belirti vermiyor. Cerrahi müdahale ile yapısal bozukluklar giderilebiliyor. 4 Böbrek iltihapları: Böbrekte iltihaplanmalar genel olarak taşa bağlı olarak ortaya çıkar. Böbrek iltihaplanmalarına ‘Piyelonefrit’ denir. Aniden başlayan titreme, yüksek ateş, böbrek bölgesinde yan ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, idrar yaparken sızlama, idrar renginin koyulaşması başlıca belirtileridir. Bunun için ilaç tedavisi uygulanır. Tedavi sonrasında mutlaka iltihaba sebebiyet veren faktör araştırılmalıdır. Alınacak önlemler ortaya çıkacak hastalıkları önceden engelleyebilir Uzmanlardan öneriler: aş oluşumunda da beslenme alışkanlıklarının rolü büyük. Uzmanların verdiği bilgiye göre beslenme düzenine dikkat ederek büyük ölçüde taş oluşumunu önlemek mümkün: ? Örnekle su olmak kaydıyla bol miktarda (günde 2.5 litre) sıvı alın. ? Kola, gazoz gibi asitli içecekleri haftada 1 litreden fazla tüketmeyin. ? Çay tüketimini azaltın. ? Greyfurt suyu ve elma suyu taş hastalığı riskini arttırabilir. Ama saf limon suyu koruyucudur. T ? Doktorlar, böbrekte oluşması olası rahatsızlıkları önceden önlemek için önerilerde bulundular. İşte tüketilmesi yararlı ve zararlı olan yiyecek ve içecekler. ? Taş hastalığınız varsa bira ve diğer alkollü içecekler, ançuez, sardalye, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnıbahar ve et tüketimini kısıtlayın. Tuz kullanımını azaltın. ? Süt ve süt ürünlerinin hiç tüketilmemesi taş oluşum riskini arttırır. ? Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaş tohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vs. besinleri aşırı tüketmeyin. SÜRECEK CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle