27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Türk askerinin tezkere dışında hiçbir görevi üstlenmeyeceğini vurguladı: Kimse bize emir veremez Faruk Loğoğlu ASAM’da ? ANKARA (AA) Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM) yeni başkanı olarak görevine başladı. ASAM’dan yapılan açıklamada, görevi 4 Eylül’de emekli büyükelçi Gündüz Aktan’dan devralan Loğoğlu’nun, ASAM’ı düşünce üretimi ve araştırma alanlarında daha ileriye götürmeyi amaçladığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan 31 Ağustos’ta emekli olan Loğoğlu, UNESCO Türk Milli Komisyonu’nda da başkanvekilliği görevini yürütüyor. ? Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül ile bir araya geldi. Şehit ailelerinin tepkilerini “Onların her türlü tepkisinin bizim başımızın üzerinde yeri var” diye değerlendiren Büyükanıt, Lübnan’a gidecek askerler için sıfır risk olmadığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Lübnan’da görev yapacak Türk askerinin, silahsızlandırma dahil tezkere dışında hiçbir görevi yapmayacağını belirterek ‘‘Tezkeredeki dört konu dışında hiçbir görev yapmayacak Silahlı Kuvvetler. Hiç kimse emir veremez, hiç kimse de yaptıramaz. Verilen yetkinin dışında bir görev istenirse, o görevi, bize görev vermeye çalışan yapar, biz yapmayız’’ dedi. Orgeneral Büyükanıt, şehit ailelerinin tepkilerinin de başlarının üzerinde yeri olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile dün Başbakanlık Merkez Binası’nda bir araya gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ardından katıldığı Pakistan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Orgeneral Büyükanıt, geçen haftaki şehit cenaze Askeri hazırlık süreci başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk askerinin Lübnan’a gönderilmesini öngören tezkerenin Meclis’te kabul edilmesinin ardından gözler yeni sürece çevrildi. Dışişleri Bakanlığı, BM ile Türk askerinin görev yeri ve sayısını görüşecek. Genelkurmay, 28. Mekanize Tugayı’na hazırlık talimatı verecek. Bölgeye gönderilecek öncü heyetin altyapı çalışmalarını tamamlamasının ardından asker sevkıyatının, eylül ayının ikinci yarısında başlaması planlanıyor. Meclis’ten yetki alan hükümet, ilk olarak Genelkurmay’a asker gönderme hazırlıkları, Dışişleri Bakanlığı’na BM ile görüşmeleri yürütmek üzere yetki verecek. Genelkurmay Başkanlığı, hükümetten asker göndermenin detaylarına ilişkin yetkiyi aldıktan sonra, TSK’nin, uluslararası barış misyonları için görevlendirdiği 28. Mekanize Piyade Tugayı’na hazırlık talimatı verecek. Askeri hazırlıklar sürerken, sivil kuruluşlar tarafından yapılacak insani yardımlar için bakanlıklarla eşgüdüm sağlanacak. Dışişleri de bu süre içinde, BM ile Türk askerinin görev yeri ve asker sayısı gibi teknik ayrıntıları görüşecek. Yer tespitinin ardından, Genelkurmay Başkanlığı, bölgeye, öncü heyet göndererek altyapı çalışmalarını tamamlayacak. Dışişleri ve Genelkurmay yetkililerinin, bugün bir araya gelerek, ayrıntılar üzerinde çalışmaları bekleniyor. SHP’den bir fire daha ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Mersin Milletvekili ve SHP Genel Başkan Yardımcısı Ersoy Bulut, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Bulut, bir süre önce DTP ile yapılan ittifak nedeniyle parti yönetmini sert sözlerle eleştirdiği için ihraç istemiyle parti disiplin kuruluna sevk edilmişti. Bulut’un istifasıyla SHP’nin milletvekili sayısı 1’e düşerken, bağımsızların sayısı 10’a yükseldi. lerinde ailelerin dile getirdikleri tepkiler ile Başbakan Erdoğan’ın ‘‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’’ sözlerinin sorulması üzerine, ‘‘Bu konuda yorum yapmak istemem’’ dedi. Allah’ın kimseye böyle bir acı vermemesini dileyen Büyükanıt, ‘‘Evladını kaybediyor. Onların her türlü tepkisinin bizim başımızın üzerinde yeri var. Ateş düştüğü yeri yakar. Onun için ne söylenirse söylensin, o şehit analarının ellerini öperim, o şehit babalarının yanaklarından öperim. Hiçbir asker şehit vermek istemez. Kim ister, hiç kimse istemez. Pilotumuz şehit olmuyor mu, denizcimiz şehit olmuyor mu, kara kuvvetlerimiz, jandarma... Biz onların acılarını en iyi anlayan kim seleriz. Çünkü onlara komutanlık yapıyoruz. Onun için, onlar ne derlerse desinler, ben onlara saygı duyuyorum. Hepimiz saygı duyuyoruz’’ diye konuştu. ‘Görevi verenler yapar’ Lübnan’a gidecek olan Türk askerine ilişkin soruları da yanıtlayan Orgeneral Büyükanıt, BM komutanının tezkere dışında Türk askerine görev verip veremeyeceğinin sorulması üzerine, ‘‘Silahsızlandırma dahil, tezkeredeki dört konu dışında hiçbir görev yapmayacak Silahlı Kuvvetler. Hiç kimse emir veremez, hiç kimse de yaptıramaz. Bunu açıkça ifade ediyorum. Verilen yetkinin dışında bir görev istenirse, o göre vi, bize görev vermeye çalışan yapar, biz yapmayız’’ yanıtını verdi. Tezkerenin TSK’ye verdiği görev konusunun kamuoyunda henüz tam anlaşılmış olmadığını belirten Büyükanıt, şu bilgileri verdi: ‘‘Birincisi, Doğu Akdeniz’de güvenliğin sağlanması konusunda, yasadışı kaçakçılığın kontrol edilmesinde Deniz Kuvvetleri’ne bir gücün tahsisini öngörüyor. İkincisi, dost ve müttefik ülkelerin Lübnan’a insani yardım yapması durumunda hava ve deniz ulaştırılması konusunda destek vermesi. Üçüncüsü, eğer ihtiyaç duyarlarsa Lübnan ordusuna eğitim verilmesi. Bu eğitim Türkiye’de de verilebilir. Dördüncü madde Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor ve çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti oraya insani yardım amacıyla gidiyor. Ana amaç insani yardım.’’ Türk askerinin insani yardımın gerekli kılacağı korumayı sağlayacağını belirten Büyükanıt, ‘‘Yani oraya gittiğimiz takdirde bizim koruyacağımız insanlar, silahlı unsurlar bizim kendi insanlarımız. Kızılay, Kara Kuvvetleri, DSİ, onları korumak’’ diye konuştu. Görevler arasında ‘‘Lübnan’daki silahlı unsurların silahsızlandırılmasının olmadığını’’ vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, ‘‘Ayrıca benim saydığım dört maddenin dışında görev yapmayacaklar. Yani insani yardım yapacaklar, denizde yardım edecek, havada yardım edecek ve oraya gönderdiğimiz kendi insanlarımızın güvenliğini sağlayacak’’ dedi. Orgeneral Büyükanıt, Türk askerinin konuşlanacağı yerin ve sayısının henüz belli olmadığını belirtti. ‘Risk çok yüksek değil’ Orgeneral Büyükanıt, Lübnan’da görevlendirilecek deniz gücünün karşılaşabileceği risklerle ilgili soruyu yanıtlarken de ‘‘Düşük olduğunu düşünüyorum, ama sıfır risk yoktur. Yani bir balıkçı teknesi deniz kuvvetine tehlike teşkil eder. Bunun geçmişte örneklerini yaşadık. Sıfır risk hayatta yoktur. Ama dediğim gibi, çok büyük olduğunu sanmıyorum. Risk yok demek hayatı anlamamak demektir’’ diye konuştu. Kofi Annan: Silahsızlandırma görevi Lübnan hükümetinin ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Erdoğan, şehit annesi Neriman Okay’ı neden aramadığını açıkladı Silahları barış gücü toplamayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, BM Barış Gücü’nün Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında görev almayacağını, bunu Lübnan hükümetinin yapacağını söyledi. Ortadoğu ziyareti programı çerçevesinde Ankara’ya gelen Annan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. İkili, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında, son dönemde Ortadoğu’da ve Lübnan’da yaşanan gerginliğin endişe verici boyutlara ulaştığını belirten Erdoğan, Annan ile bölgedeki savaşın durdurulması için yoğun çaba harcadıklarını söyledi. Annan da TBMM’nin Lübnan’a asker gönderme kararı almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Lübnan’da barışı korumanın yanı sıra ülkenin yeniden yapılandırılması için de çalışılması gerektiğini kaydeden Annan, uluslararası gücün bölgeye konuşlanmasının temel hedeflerinden birinin de Lübnan’daki merkezi hükümet ve ordunun güçlenmesi olduğunu belirtti. Annan, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasıyla ilgili tartışmalar hakkında şöyle konuştu: ‘‘Askerlere verilen yetki ve sorumluluk kesinlikle belirlenmiş durumda. Barış gücü askerleri orada Hizbullah’ın silahsızlandırılması için bulunmayacaklar. Onların rolü Lübnan ordusu ve hükümeti ile ortak çalışmak ve bunu ülke geneline yaymak.’’ ‘Eleştirileri mi dinleyeceğim?’ ? “Ben hangi hakka sahipsem, benim Kürt kökenli vatandaşım da bu hakka sahip” diyen Erdoğan, Türkiye’de etnik azınlık değil dini azınlık bulunduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de etnik azınlık bulunmadığını belirterek ‘‘Türkiye’de dini azınlık vardır, bunlar da belli’’ dedi. Erdoğan, ‘‘şahsı veya bir başkası, ülkenin menfaatı kimi gerektiriyorsa onun cumhurbaşkanı’’ olacağını söyleyerek adaylık mesajı verdi. CNN Türk televizyonunda katıldığı programda soruları yanıtlayan Erdoğan, ‘‘Geçen yıl Diyarbakır’da ‘Kürt sorunu’ dediniz, sorunun adını koydunuz, bundan çekinmediğinizi söylediniz, ama ondan sonra bir daha ‘Kürt sorunu’ sözünü ağzınıza almadınız, neden’’ sorusu üzerine, ‘‘Kürt kökenli vatandaşlarımızın şu anda bu ülkede hukuk noktasında, artık televizyonunu kullanıyor, kursu var, billboard’lara istediği gibi afişlerini asıyor. E daha ne olacak? Ben hangi hakka sahipsem, benim Kürt kökenli vatandaşım bu hakka sahip mi? Milletvekili olabiliyor. Bakan olabiliyor. En üst düzeyde bürokrat olabiliyor. Daha ne istiyor? Geçmişten bu yana cumhurbaşkanı da oldu, daha ne istiyor. Benim sahip olduğum haklara benim Kürt kökenli, Laz, Arnavut, Boşnak kökenli vatandaşım sahipse, bunların artık dertlenmeye hakları yok’’ dedi. AKP’ye, ‘‘etnik kimlikli partiden’’ daha fazla Kürt kökenli yurttaşın üye olduğunu belirten Erdoğan, ‘‘Anayasada da bize bir şemsiye konmuştur. Nedir? Vatandaşlık bağıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin her ferdi Türktür. Bu işin anayasal tanımıdır. Ama işin etnik noktadaki tanımı da; herkesin etnik bir yapısı vardır, ona da herkes saygı duyacak’’ diye konuştu. Erdoğan, Türkiyelilik kavramının içeride değil, ancak dışarıda kullanılabileceğini söyledi. Erdoğan, cumhurbaşkanlığına ilişkin soruya da, ‘‘şahsı veya bir başkası, ülkenin menfaatı kimi gerektiriyorsa onun cumhurbaşkanı olacağı’’ yanıtını verdi. Cumhurbaşkanlığı konusunda partisinin yetkili organlarının karar vereceğini belirten Erdoğan, kamuoyu yoklamalarını da dikkate alacaklarını söyledi. Belediyede silahlı saldırı ? RİZE (AA) Rize’nin Çayeli Belediyesi Meclis Üyesi Sinan Kutlu, belediye binasında tabancayla vurularak öldürüldü. Alınan bilgiye göre Sinan Kutlu (50), belediye binasına gelen H.D. ile tartışmaya başladı. Binanın koridorunda süren tartışma sırasında tabancasını çıkartan H.D, Kutlu’ya ateş ederek kaçtı. Ağır yaralanan Sinan Kutlu, belediyedekilerin yardımıyla Rize Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücuduna 6 kurşun isabet eden Kutlu, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. H.D’nin, Çayeli’nde benzin istasyonu sahibi olan Sinan Kutlu’dan daha önce haraç istediği, bunu kabul etmeyen Kutlu’yu zaman zaman tehdit ettiği öne sürüldü. Polis, saldırganın yakalanmasına çalışıldığını bildirdi. Tahammülsüzlük ‘‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’’ diyerek şehit ailelerinin tepkisini çeken Başbakan Erdoğan, şehit Asteğmen Zeki Burak Okay’ın annesini dinlemeye tahammülü olmadığını da ortaya koydu. Sözlerine gelen tepkiler konusunda basını suçlayan Erdoğan, geçen günlerde şehit olan askerlerin ailelerini telefonla ararken şehit Asteğmen Zeki Burak Okay’ın annesi Neriman Okay’ı aramamasına ilişkin ilginç açıklamalarda bulundu. Aramama gerekçesini Neriman Okay’ın cenaze töreni sırasında politikacılara yönelik eleştirilerine dayandırmaya çalışan Erdoğan, ‘‘Baktım ki, telefondaki açıklamalar, komutanların yakasına sarılmalar. Şimdi telefonda aynı durumla ben de karşılaşırsam bunu mu dinleyeceğim yani?’’ diye konuştu. [email protected] Seçim fireyi azalttı Tezkere oylamasında yeniden milletvekili seçilememe kaygısı ve 1 Mart’a göre koşulların değiştiği görüşü AKP’de etkili oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkere oylamasında ‘‘1 Mart’’ benzeri bir sürpriz yaşanmazken; AKP grubunda yaklaşan seçim nedeniyle öne çıkan liste kaygısı fireyi azalttı. 1 Mart tezkeresi AKP grubunun 100 dolayında fire vermesi nedeniyle reddedilirken, Lübnan tezkeresi oylamasında milletvekillerinin seçilme kaygısı ve BM kararı nedeniyle ‘‘uluslararası meşruiyetin’’ sağlandığı görüşünün kabul görmesi, fireyi sadece 8 milletvekiliyle sınırladı. Muhalefet de tezkereye karşı fire vermedi. AKP hükümeti, TBMM’de görüşmeleri gergin ve tartışmalı geçmesine karşın Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkerede bu kez sorun yaşamadı. AKP’den yalnızca 8 fire olurken, Turhan Çömez, Sadık Yakut, İbrahim Hakkı Aşkar, Nurettin Aktaş, Ertuğrul Yalçınbayır ve Halil Kaya, ret oyu kullandı. Mehmet Emin Bilgiç, çekimser kalırken, Mustafa Ünaldı da oylamaya katılmadı. Başbakan Tayyip Erdoğan da, teknik bir sorun nedeniyle oy kullanamazken, TBMM tutanaklarına oylamaya ‘‘katılmadı’’ olarak geçti. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, milletvekillerini ikna etmek için ‘‘TSK de Lübnan’a asker gönderilmesini istiyor. Oraya muharip güç göndermeyeceğiz, barışı korumak için gidiyoruz. Eğer bizden Hizbullah’ın silahsızlandırılması istenirse askerimizi çekeriz’’ söylemini kullandı. tablosu daha farklı olurdu’’ değerlendirmesi yapıldı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, tezkere görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamalarda, askerin niteliği, nerede konuşlanacağı ve miktarı konusunda bilgi vermekten kaçındı. Gül, ayrıntı vermek yerine Türkiye’nin neden barış gücünde yer alması gerektiği, Türkiye’nin koşullarının yerine getirilip getirilmediği ve Ortadoğu’daki sorunlara ilişkin bir konuşma yapmayı tercih etti. Gül, partisinin kapalı grup toplantısında yalnızca, Türk askerinin sayısının 1000’i geçmeyeceği bilgisini vermekle yetindi. ‘Uzlaşı sağlanmalı’ Lübnan ordusunun Hizbullah’ı silahsızlandırmayı başaramama olasılığına ilişkin bir soru üzerine BM Genel Sekreteri, silahsızlandırmanın en iyi şekilde, Lübnan’da ulusal bir uzlaşıyla sağlanabiKofi Annan. leceğini kaydetti. Annan, Hizbullah ile diğer bütün militan grupların silahsızlandırılması konusunun Taif Anlaşması ile belirlendiğini ve bunun 1559 sayılı BM kararında da talep edildiğini anımsatarak Lübnan hükümetinin 1701 sayılı BM kararını da onayladığına ve bu son kararda da silahsızlandırmanın talep edildiğine işaret etti. Silahsızlandırmanın nasıl olacağına da değinen Annan, bu alanda mutlaka bir ulusal uzlaşı gerektiğini, silahsızlandırmayı yabancı güçlerin yapamayacağını dile getirdi. Annan, Lübnan ordusunun silahsızlandırmayı güç kullanarak yapabileceğine de inanmadığını, güç kullanımının tek çözüm yolu olmadığını, bunun örneklerine geçmişte dünyanın diğer bölgelerinde de rastlandığını kaydetti. İspanya’daki ETA’nın silahsızlandırılmasını örnek veren Annan, bu ülkede ETA’nın güç kullanmaksızın silahsızlandırıldığını, Lübnan için de bu çözüm yolu için ısrarcı olmaları gerektiğini belirtti. Emekliden miting çağrısı ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) EmekliSen Genel Başkanı Veli Beysülen, Türkiye’de artan işsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve emeklilerin sorunlarına dikkat çekmek için 7 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirecekleri, ‘‘Yeter artık bıçak kemiğe dayandı’’ mitingine tüm yurttaşları çağırdı. Beysülsen, Ege Bölge Temsilcisi Selçuk Alp ve Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Lütfi Bıkmaz’la birlikte düzenlediği toplantıda, emeklilerin düşük maaşları nedeniyle çalışmaya devam ettiklerini, bu yüzden de genç ve eğitimli milyonlarca gencin işsiz kaldığını vurguladı. Bazı isimler görüş değiştirdi 1 Mart’tan farklı olarak barış gücü için BM kararı olması, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın da tezkereye destek vermesi, seçim ve yaklaşan kongre nedeniyle liste kaygısının AKP içindeki fireleri azalttığına işaret edildi. Tezkerenin görüşmeleri öncesinde karşıt açıklamalar yapan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve Antalya Milletvekili Mehmet Dülger, Adıyaman Milletvekili Faruk Ünsal, Ankara Milletvekili Eyyüp Sanay ve Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay gibi isimlerin oylamada ‘‘kabul’’ oyu kullanmaları dikkat çekti. Dülger, oylama öncesinde ‘‘Türk askerinin bölgeye gönderilmesi günah. Ortadoğu çölleri Türk kanıyla çok yıkandı, artık yeter’’ demişti. Dülger’in son grup toplantısında ise asker gönderilmesini savunması dikkati çekti. AKP grubundaki bu görüntü, seçim ve yaklaşan kongre takvimine bağlandı. Kulislerde, ‘‘Eğer seçim bu kadar yakın olmasaydı, tezkere yine kabul edilebilirdi, ama fire Keşke 1 Mart’ta Irak’a gitseydik Lübnan’a asker gönderme konusuna değinen Erdoğan, ‘‘Eğer siz gündemi belirleyenler içerisinde yer almazsanız sizin o bölgede yarın söyleyecek hiçbir sözünüz olmaz’’ dedi. 1 Mart tezkeresine de değinen Erdoğan, ‘‘Keşke 1 Mart’ta Irak’a gitseydik. Bugün Irak’ta ABD’den sonra en çok kayıp veren ülke Türkiye’dir’’ diye konuştu. PKK konusunda ABD’li koordinatöre karşılık görev yapacak kişinin henüz netleşmediğini anlatan Erdoğan, bu ismin büyük olasılıkla asker olacağını söyledi. Muhalefette fire yaşanmadı Oylamada iktidar karşısında muhalefet tam bir görüş birliği sergiledi. CHP, ANAVATAN gruplarıyla DYP milletvekilleri ve HYP Partisi Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk tezkereye ‘‘hayır’’ dedi. CHP firesiz oylamaya katılırken, Anavatan Partisi tek fire verdi. Rahatsızlığı nedeniyle hastanede yatan Göksal Küçükali oylamaya katılamadı. SHP’li Ahmet Güryüz Ketenci de oylamaya katılmadı. 8 bağımsız milletvekili de tezkereye ‘‘hayır’’ dedi. Bağımsızlardan sadece Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez tezkereye ‘‘kabul’’ oyu kullandı. Türkiye’den en az bin asker Kofi Annan, asker sayısına ilişkin bir soru üzerine de, Türkiye sayılmadan Avrupa’nın barış gücüne 7 bin askerle katılacağını, Türk askerleriyle birlikte bu rakamın belki 8 bin ya da daha fazla olabileceğini belirtti. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle