Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2006 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Sahnelerimize zenginlik katan özel tiyatrolara devlet desteği doğal ve gereklidir YAZI ODASI SELİM İLERİ Y arış dışı mı kalacaklar? Son iki yıldır, perdelerin açılmasına çeyrek kala, Kültür ve Turizm Bakanlığı çıkışlı bir krize itiliyor tiyatromuz. Geçen yıl Lemi Bilgin’in Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinden alınması ve yerine dramaturg Mine Acar’ın vekâleten atanması ile başlayan olaylar dizisi aylarca sürmüş, bütün bu olan bitenler tiyatromuza bir yarar getirmemişti. Bu yıl ise tam özel tiyatrolara devlet desteği için yapılacak başvurular gündemdeyken, ilgili yönetmelik yürürlükten kaldırılıverdi. Bu krizin de tiyatromuza yarar getirmeyeceği kesin. Büyük olasılıkla yeni oyunların sahneye çıkarılması gecikecek; belki de kimi tasarılardan vazgeçilecek. Sanatı desteklemekten sorumlu bir bakanlık eliyle sanatın engellenmesi durumuyla karşı karşıyayız. Özel tiyatrolarda geçen yıl Oysa geçen yıl, Devlet Tiyatroları yaşadığı bunalımı aşmaya ve her şeye karşın perdelerini açmaya çalışadururken, özel tiyatrolar taptaze oyunlarla yeni dönemi başlatmışlardı. Bize sunulan güzellikleri kolay unutan insanlarız. Bu nedenle, geçen yılın önde giden özel tiyatro yapımlarını anımsamakta yarar var. Ben yeni döneme Oyun Atölyesi’nin sunduğu ‘Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü’ ile başlamıştım. Ardından Dostlar Tiyatrosu’nun ‘Aymazoğlu ve Kundakçılar’ yapımı geldi. (Aynı topluluk daha sonra İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali için ‘Oyun Sonu’nu hazırladı). Kent Stefan Zweig Tam on altı yıl önce, Argos Yeryüzü Kültürü Dergisi’nin yirmi beşinci sayısında ‘‘Albüm’’ü Stefan Zweig’a ayırmışız. Aylardan yine eylülmüş. Ahmet Cemal, kısa ama özlü bir giriş yazısı yazmış. Bu yazının ilk paragrafını alıntılıyorum: ‘‘Stefan Zweig, ikinci büyük savaşın ortasında, savaş alanlarının uzağında, her bakımdan güvenlik içindeyken yaşamına kendi eliyle son vermişti. Gerekçesi, ‘dünyadaki bunca acının ardından artık sabahı bekleyecek’ gücünün kalmamasıydı.’’ Albümün sayfalarına baktım. Ahmet’in yazısının hemen altında Hitler’in manyakça selamını belgeleyen bir fotoğraf. ‘‘Avrupa uygarlığına büyük darbe: Hitler bir geçit resminde, 1938’’ diye yazmışız. Albümün son sayfasında, Zweig, ikinci eşi Lotte Altmann’la birlikte. Yürek yakıcı bir fotoğraf: Polis tarafından çekilmiş: Zweig ve eşi canlarına kıymışlar. Stefan Zweig’la eşinin intiharları, tıpkı Virginia Woolf’un, adları upuzun bir liste oluşturabilecek başka yazarların, sanatçıların intiharları gibi, İkinci Dünya Savaşı’na, doğrudan doğruya savaşa ağır bir sövgü gibi gelir bana. ??? On altı yıl öncesinin dergisini arayıp buluşum, Stefan Zweig albümüne ürküntüyle dalıp gidişim, elbette sebepsiz değil. 5 Eylül 2006 tarihi, bir cinnetle yüz yüze geleceğimiz gün olacak. Yani bugün. Stefan Zweig, çağdaşı pek çok edebiyat adamı gibi, yirminci yüzyılın iki büyük savaşına tanıklık etmiş, savaş olgusuna ilençler yağdırmaktan kendini alamamıştı. Onun eseri barışa, sevgiye ve merhamete çok açık bir çağrıydı. Savaşa karşı bu edebiyatın, insanlığın geleceğine bir şeyler söylemek istediği nasıl görmezden gelinebilir, nasıl yadsınır?.. Karanlık çıkarları için savaşı mubah sayanlar, yirmi birinci yüzyılda çok daha iblisçe tutumlarla, savaşa ‘barış’ adını taktılar. Dünyamız barış adına savaşlarla ölüm kusuyor. Kendinden menkul ‘barış güçleri’, yıkımdan yıkıma bizi sürüklemeye hevesli politikaların en yeni icadı, oyuncağı. Stefan sweig ve öteki savaş karşıtı yazarlar, böylesine sinsi bir tutumu akıllarına getiremezlerdi. Onlar için barış, içi, anlamı, değeri tüketilmiş bir sözcük değildi. ??? Bununla birlikte, Zweig’ın kuşkusu ağır basıyor, öylesine derinleşiyordu ki, barış sözcüğüne bile açılıp gidiyordu. Sabahı bekleyecek gücü kalmadığını söylüyordu. Hangi sabah? İkinci Dünya Savaşı’nın sona erişiyle insanlığı bir süre mutlu kılmış barış döneminin sabahları mı? Stefan Zweig yaşamöyküsel tatlar taşıyan duyarlı denemelerinde, insanın tökezlediği, açmazlara düştüğü dönüm noktalarını ustaca kaleme getirmişti. Örnekse, Kleist, Hölderlin, cinnete doğru sürüklenenler. Hele Erasmus! Dönüm noktasından yalnızlığıyla ve özgür kalmak isteğiyle sıyrılmaya çalışan Erasmus... Bugün de tazeliklerini koruyan bu denemeler, insanca yaşama adına yazılmıştı. Ama edebiyatın, sanatın gücü, politikacıların karanlığıyla kolay kolay baş edemiyor. Kötülüğü tercih ettiğinde bile iyiliğe bir çığlık olan edebiyat, özü gereği, iblisin karşısında cılız kalmaya yazgılı. Ustamız Oktay Akbal, 25 Temmuz 2006 tarihli yazısında, ‘‘İşte İsrail, işte Lübnan, işte Filistin, işte dünyanın dört bir köşesinde uygarlık adına, demokrasi adına işlenen binlerce, milyonlarca cinayet!’’ diyordu. Milyonlarca cinayet! Öneriler: Dergi/Varlık, Eylül 2006. ? DT’nin ‘genel müdür krizi’nden çıkmaya çalıştığı geçen tiyatro dönemi boyunca nitelikli işlerle perde açan özel topluluklar bol bol ‘ödül’ kazandı. Ama devletten ‘ceza’ geldi. Özel tiyatrolara devlet desteği yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılmasıyla bu yılın ‘tiyatro krizi’ yaratılmış oldu. Prodüksiyon Tiyatrosu ‘Ördek Muhabbetleri’, Sadri Alışık Kültür Merkezi ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’, AST ‘Don Kişot’, Ankara Ekin Tiyatrosu ‘Vatan Kurtaran Şaban’, Tiyatro Seyirlik ‘Azizname’, Bizim Tiyatro ‘Özkıyım’, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu da bir ‘Zuhal OlcayTilbe Saran şöleni’ sunan ‘Nathalie’ ile sürdürdü dönemi. Farklı dünya görüşleri yanında, tiyatronun farklı biçemlerini yansıtan bu eşit oranda yerli/yabancı oyunların yapımlarıyla gerçekten de büyük bir çeşitlilik oluşmuştu. Oyuncuları da ‘Gece Mevsimi’ ile özel tiyatroların dönem başındaki nitelikli çıkışına katkıda bulundu. Tiyatro Stüdyosu, yeni yapımı ‘Bugün, Yarın / Teyzem ve Ben’ ile gündeme gelirken, Ortaoyuncular ‘Aşkımızın Son Durağı’, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ‘Ben Eskiden Küçüktüm’, Tiyatro İstanbul ‘Tepetaklak’, Tiyatro Oyunevi ‘TOL ’ ve ‘Beş Yıl Geçince’, Aksanat ‘Genç’/‘genç kalmış’ toplulukların etkinlikleri de niteliknicelik açısından ‘öncü’/ vurucu özellikler taşıyordu. BİLSAK TiyatroMaya Atölye ‘Evcimen/Kabil’ ve ‘Beckett Gri Mavi’, Semaver Kumpanya ‘Süleyman ve Öbürsünler’ ve ‘Fırtına’, ...ve Diğer Şeyler Topluluğu ‘AksakİstanbulHikâyeleri’ ve ‘SonDünya’, Duru Tiyatro ‘Kara Sohbet’, DOT ‘İki Kişilik Bir Oyun’, Studio Oyuncuları ‘Euridike’nin Çığlığı’, Tiyatro Anadolu ‘Yangın Yerinde Orkideler’, ve bu yıl izini süremediğim bir dolu başka özel topluluk tiyatromuzun hareketine/ bereketine katkıda bulundu. Adını geçirdiğim oyunlardan önemli bir bölümü turneler ya da başka etkinlikler yoluyla farklı kentlere de taşınmış, bir bölümü İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali/Tiyatro Olimpiyatları izlencesi içinde Türkiye’yi temsil etmişti. Ayrıca, bu yapımlarda yer alan sanatçılardan pek çoğu ödüllere değer bulunmuştu. Neresinden bakarsanız bakın, 2006 yılının ‘özel tiyatro hareketi’ başarılıydı. Göz ardı edilemezdi. Bu topluluklardan bir bölümü için, yüreklendirici/ özendirici bir işlevi vardı verilegelirken verilmez oluveren devlet desteğinin. Kimi topluluklar ise ‘para dağıtma’ yöntemlerini ‘hakça’ bulmadıkları için başvuruda bulunmuyorlardı. Verilecek desteğin tutarlarını saptayan kurulda, özel tiyatro sahiplerinin de yer alması tedirgin ediciydi. Sonuç olarak da ilk oluşturulduğu 1982 yılından bu yana, yanlış değerlendirmelerden kaçınamadı kurullar. Onarım gerekliydi, bu kesin. Ama önümüzdeki 20062007 tiyatro sezonunu çöpe atarcasına değil. Ülkemizin tiyatrosu bir dolu olumsuz koşula karşın, ödenekli tiyatrolar kadar özel toplulukların da emeğiyle ayakta duruyor. Devletin de sahiplenmesi gereken bir kültür ve sanat yarışması bu. Özel toplulukların ‘yarış dışı’ bırakılması, tiyatromuzun gözden çıkarılması demek.‘Doğru’ yöntemler saptanmalı ve bu sancılı duruma zaman geçirilmeksizin çözüm bulunmalı. Devlet sorumluluğu bunu gerektiriyor. 11 EYLÜL’DE BAŞLIYOR Ekim 2006Mayıs 2007 arasında 27’si yabancı toplam 63 oyun sahnelenecek ‘Sanat Akmerkez’de’ bu yıl da görkemli Kültür Servisi Bu yıl 4. kez düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen ‘Sanat Akmerkez’de’ 11 Eylül11 Ekim tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak. Bir önceki yıla oranla rekor bir katılımla gerçekleştirilecek olan etkinlikte, 50 yeni sanatçının katılımıyla, 200’den fazla resim, heykel, fotoğraf ve yerleştirme sergilenecek. Sanatı halkın günlük yaşamının bir parçası haline taş, Nurcan Cağlar, Zekai Ormancı, Devrim Erbil, İlhan Berk, Ender Güzey, Adem Genç, Engin İnan, Asım İşler, Hüsamettin Koçan, Ziyatin Nuriev, Harun Özdemir, Bünyamin Özgültekin ve Mehmet Aksoy’un da aralarında bulunduğu Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının yapıtlarının yanı sıra genç yeteneklerin yapıtları da sergilenecek. Sergi, bu yıl ayrıca Sabri Berkel, Zeki Faik İzer, M. Cem Şakir Karaağaç gibi büyük ustaların yapıtlarına da ev sahipliği yapacak. Bubi’nin projesi olan ve Türkiye’nin önde gelen 11 ressam ve heykeltıraşının Vural Gökçaylı ile birlikte yürütecekleri çalışmalardan oluşan ‘12 Elbise 12 Sanatçı’ defilesi de ‘Sanat Akmerkez’de 4’ün açılış gecesinde gerçekleştirilecek. Bir ay içinde ortalama 1.5 milyon kişi tarafından ziyaret edilen Akmerkez’de hayata geçirilen ‘Sanat Akmerkez’de 4’ sergisi, kapsamlı bir katalog ile gelecek kuşaklara da aktarılıyor. Katalog ayrıca, daha fazla sayıda sanatsevere ulaşabilmek için, Türkiye’nin ilk dijital dergi platformu olan www.emecmua.com sitesinde de sunuluyor. Devlet Tiyatroları yeni sezonu ekimde açıyor Kültür Servisi Yeni sezonu ekimde açacak olan Devlet Tiyatroları’nın 20062007 Tiyatro Sezonu’nda sahneleyeceği ilk tur oyunları belirlendi. İlk turda sahnelenmek üzere 36’sı yerli, 27’si yabancı toplam 63 oyun belirlenirken; bu oyunların 31’i hiç oynanmamış oyunlardan oluşuyor. Repertuvar hazırlanırken Shakespeare, Beckett, Haldun Taner gibi yerli ve yabancı yazarların ölüm ya da doğum yıldönümleri nedeniyle önemli yapıtlarından örneklere yer verilmesinin yanı sıra; uluslararası festivaller ile 81 ilde Tiyatro Projesi göz önünde bulunduruldu. Oyunların tam listesi 20052006 sezonunda kapalı gişe oynayan ve seyircisi olan oyunlarına yeni sezonda da devam edecek. Yeni sezonda sahnelenecek olan yerli oyunlar; Turgut Özakman’ın ‘Bir Şehnaz Oyun’, ‘Ocak’, ‘Resimli Osmanlı Tarihi’, Haldun Taner’in ‘Keşanlı Ali Destanı’, ‘Eşeğin Gölgesi’, Güngör Dilmen’in ‘Kurban’, ‘Amfitrüon’, Aziz Nesin’in ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’, ‘Azizname 95’, Kemal Demirel’in ‘Evimizin İnsanları’, Memet Baydur’un ‘Kamyon’, ‘Limon’, Turan Oflazoğlu’nun nın Ortasında Bir Yer’, Arda Aydan’ın ‘Köpekler’, Ali Dilber’in ‘Avrupa Mahallesi’, Samim Kocagöz’ün ‘Islak Ekmek’, Mehmet Talat’ın ‘Abdurrahman Efendi’, Ahmet Önal’ın ‘Erteleme Oyunu’, Hasan Öztürk’ün ‘Çöplükte’, Kemal Kocatürk’ün ‘Su İzler’, Erdi Mamikoğlu’nun ‘81. Cad. 14. Bina 2 No’lu Daire’. Sahnelenecek olan yabancı oyunlar ise, G. Büchner’in ‘Dunton’un Ölümü’, M. Lengyel’in ‘Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi’, H. Boyçev’in ‘Albayın Karısı’, B. Friel’in ‘Üç Hayat Sonra’, A. Galin’in ‘Gidiş Dönüş Moskova’, H. İbsen’in ‘Peer Kamyon Gynt’, B. M. Koltes’in ‘Batı Rıhtımı’, J. Maras’ın ‘Eski Kötü Şarkılar’, C. D. Taylor’ın ‘İyi’, R. Har‘Yine Bir Gülnihal’, Musahipzade Celal’in ‘Pazar wood’un ‘Kuarted’, J. Masteroff’un ‘Hayat Bir Katesi Perşembe’, Sadık Şendil’in ‘Yedi Kocalı Hür baredir’, D. Isitt’in ‘Kocasını Pişiren Kadın’, A. Romüz’, Atıf Yılmaz’ın ‘Safiye’dir Kızın Adı’, Ok ussin’in ‘Lokomotif’, W. Russel’ın ‘Kan Kardeştay Arayıcı’nın ‘Rumuz Goncagül’, Güner Sü leri’, B. Mode’un ‘Tamamen Doluyuz’, W. Shakesmer’in ‘Ölü Mevsimler’, Orhan Kemal’in ‘72. peare’in ‘Othello’, ‘Macbeth’, ‘Onikinci Gece’, Koğuş’, Yaşar Kemal’in ‘Yer Demir Gök Bakır’, ‘Romeo ile Juliet’, Sophokles’in ‘Kral Oidipus’, Tuncer Cücenoğlu’nun ‘Neyzen’, Haluk Işık’ın ‘Elektra’,A.Dorfman’ın ‘ÖlümveKız’,W. Ebert’ın ‘Bir Düş Gibi’, Civan Canova’nın ‘Düğün Şarkı ‘Kabak Çiçeği’, F. Dorin’in ‘Aşka Paydos’, H. Ossı’, Müjdat Gezen’in ‘Hamlet Efendi’, Kubilay tarek’in Cervantes’ten uyarladığı ‘Don QuijoTuncer’in ‘Anrico’nun Peşinde’, Tayfun Orhon’un te’nin Maceralarının Dostları Tarafından Temsi‘Bir Kavanoz Kahkaha’, Özen Yula’nın ‘Dünya li’, Alonso de Santos’un ‘Tütüncü Dükkânı’. Gyorgy Faludy yaşamını yitirdi ? Kültür Servisi Macaristan’ın en büyük edebiyatçılarından, şair ve çevirmen Gyorgy Faludy, 95 yaşında öldü. Faludy, Avrupa ve Kanada’da sürgünde yaşadıktan sonra 1989’da ülkesine dönmüştü. Gyorgy Faludy, Nazizm ve komünizme karşı duruşuyla tanınıyordu. Yahudi kökenli olan Faludy’nin yapıtları on yıllarca Macaristan’da yasaklanmış, başka ülkelerde basılmıştı. Faludy, 1938’de Yahudilere karşı düşmanlığın artması üzerine Macaristan’dan ayrılmış, savaştan sonra, 1950’de döndüğünde ise Stalinci yönetim tarafından hapse atılmıştı. Hapisten çıktıktan sonra 1956’daki rejim karşıtı ayaklanmanın ardından yeniden ülkesinden ayrılan Faludy, Avrupa ve Kanada’da sürgünde yaşadıktan sonra 1989’da ülkesine dönmüştü. YARIŞMA SERGİSİ 1324 EYLÜL ARASINDA İTÜTAŞKIŞLA’DA İZODER Karikatür Yarışması sonuçlandı Kültür Servisi Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) tarafından düzenlenen, ‘Yalıtımın Günlük Hayatımıza Etkileri’ konulu karikatür yarışmasının sonuçları açıklandı. Seçici kurulu Tan Oral, Metin Üstündağ, Varol Yaşaroğlu, Prof. Mehmet Mahir, Öğretim üyesi Sedat Balkır, A. Nuri Bulut ve Sedat Arıman’ın oluşan yarışmaya Türkiye’nin dört bir yanından gelen 231 karikatür katıldı. Yarışmada, Bursa’dan Ahmet Aykanat birincilik, Ankara’dan Sait Munzur ikincilik, Balıkesir’den Mehmet Zeber üçüncülük ödülüne değer görüldü. İZODER’in yürüttüğü ‘‘Yalıtım Yatırımdır’’ kampanyasına destek veren Atermit, Mavikale, Onduline Avrasya AŞ ve Trakya Cam AŞ yarışmaya katılan dört yapıtı mansiyonla ödüllendirdi. İzmir’den Mümin Durmaz, Atermit; İstanbul’dan İbrahim Tuncay, Mavikale; İstanbul’dan Muammer Olcay, Onduline Avrasya AŞ ve Sakarya’dan Hakan Koçyiğit, Trakya Cam AŞ özel mansiyonlarını alan yapıt sahipleri oldu.‘Yalıtımın Günlük Hayatımıza Etkileri’ konulu karikatür yarışmasında dereceye giren sanatçılara, ödülleri 13 Eylül 2006 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Taşkışla Kampusu Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirilecek törende sunulacak. Birinciye 3000 YTL, ikinciye 2000 YTL, üçüncüye 1000 YTL ödül verilecek. Yarışma sergisi ise 1324 Eylül 2006 tarihleri arasında, İTÜ Taşkışla Kampusu’ndaki Mimarlık Fakültesi’nin 102 numaralı salonunda yer alacak. Ayrıca yarışmanın ve yapıtların kalıcılığının sağlanması amacıyla uygun görülen çizimlerden bir karikatür kitabı oluşturulacak. İlhan Berk’in yapıtların dan biri. getirerek büyük bir heyecan yaratan etkinlikte, yapıtlar Akmerkez’in dış cephesi, mağaza vitrinleri ve koridorlarına yerleştirilecek. Etkinlikte bu yıl, Halil Akdeniz, Özdemir Altan, Ferruh Başağa, Mustafa Ata, Güngör Taner, Bubi, Tomur Atagök, Mustafa Altıntaş, Bedri Baykam, Koray Ariş, Server Demir Yarışmanın birincilik ödülü Ahmet Aykanat’ın karikatürüne verildi. ‘NE KADAR GÜZELSİN’ ADLI FİLM FESTİVALDEN SONRA GÖSTERİME GİRİYOR Altın Portakal’da ‘güzel’ konuklar Kültür Servisi Türkiye’de ilk gösterimi 43. Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında 2. Uluslararası Avrasya Film Festivali’nde yapılacak olan ‘Ne Kadar Güzelsin / Comme t’y es Belle’ festival’den hemen sonra gösterime girecek. 22 Eylül’de Chantier Films tarafından izleyiciyle buluşturulacak olan filmin oyuncuları Aure Atika, Michele LaNe Kadar Güzelsin roque ve Geraldine Nakache, yönetmeni Lisa Azuelos ve yapımcıları Juliette Renaud ile Jean Philippe Tirel festivalin konukları arasında yer alıyor. Sefarad kökenleri kadar dostluklarıyla da birbirlerine bağlı olan Isa, Alice, Lea ve Nina’nın hikâyesi anlatılıyor filmde. Eski kocasıyla barışmaya çalışan ve sürekli estetik yaptıran, dış görünümünü saplantı yapmış Lea... Güzel lik salonunun parasal sorunları ile uğraşan ve aşkı arayan Isa... Mutsuz olmasına rağmen kocasından ayrılmaya bir türlü cesaret edemeyen Alice... Playboy olarak ün salmış Simon’a âşık ama, bunu göstermeye cesareti olmayan, rejim takıntılı Nina... Filmde dört güzel kadının, yaşamın onlara hazırladığı sürprizlerle baş ederken sıcak dostluklarından güç almalarına tanıklık edeceğiz. CUMHURİYET 14 K