19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 9 Uzmanlar, tedavilere rağmen kilo veremeyen obezite hastalarına son çare olarak cerrahi müdahaleleri öneriyor... Zayıflamak için mide bandı HİCRAN ÖZDEMİR Önlemler Obezitenin önlenmesi için gerekli tedbirler: Beslenme topluma öğretilmeli, okullarda ders programlarına konmalı Çocukların 2 9 yaşları arasında kilo almaları önlenmeli. Çünkü bu yaştaki kilolu çocuklarda 35 yaştan sonra mutlaka aşırı obez oluşumu görülür ve riske maruz kalırlar. İnsanlara hareketi, yürümeyi, fiziksel etkinlikleri, sporu önermeli, ve buna yönlenmeleri sağlanmalı. Kalıtımsal obezite veya endokrin hastalıklara bağlı obezite için erken önlem almalı. Obezitenin ülke genelinde yaygınlaşması ve bir dizi hastalığı birbiri ardına getirirken, diyet ya da ilaç tedavisiyle kilo veremeyenler cerrahi müdahalelere yöneliyor. Son dönemlerde şarkıcı Ozan Orhon’un mide bandı (kelepçe) ameliyatının ardından kilo vermesiyle gündeme gelmesi, yurttaşların dikkatini bu tür operasyonlara çekti. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nden Opr. Dr. Yasin Peker, medyada bu tür haberlerin yer almasıyla insanların bilgilendiğini ve merak ederek kendilerine başvurduğuna dikkat çekiyor. Ozan Orhon’un medyada haberlerinin çıkmasının ardından kendilerine başvuran hasta sayısında artış gözlendiğini belirten Peker, ‘‘Medyada bu tür haberlerin çıkması, obezite nedeniyle sağlıkları tehlikeye girmiş bireylere başka seçenekler olduğunu gösteriyor’’ diyor. Şişmanlığa cerrahi müdahalelerde yönteminin gıda emilimini veya gıda alımını azaltma yönünde olduğunu belirten Op. Dr. Peker ile mide bandı ve balonu üzerine konuştuk... Mide bandı (kelepçesi) nedir? Yasin Peker: Bant, kişinin daha az yemek yemesini sağlamak amacıyla midenin üst kısmına, yemek borusu ile midenin birleşme yerinin 34 santimetre aşağısına, mideyi çepeçevre saracak tarzda yerleştirilen silikon bir maddedir. Bu vücudun kabul ettiği silikon elastomerden yapılmış, 13 milimetre eninde, 1011 santimetre uzunluğunda, iç kısmında şişirilebilen özel bölümü olan bir materyaldir. Mide bandın iç kısmında olduğu için kum saatine benzer şekil alır. Üstte ufak mide cebi, aşağıda ise geriye kalan tüm mideden oluşan geniş mide kısmı bulunur. Bu bant kilo kaybını nasıl sağlar? Y. Peker: Gıda mideye geldiğinde üstteki mide cebine girer. Alttaki bandın yarattığı darlık nedeniyle aşağı geçemez. Bandın üst kısmında kalır. Bu bölge gıdayla dolduğu için mide duvarı gerilir. Beyin bunu tokluk olarak algılar. Tüm mide dolduktan sonra oluşan tokluk hissi, az gıda alımıyla gerçekleşmiş olur. Kişinin yediği birkaç saat sonra gıda alt kısma geçer ve sindirime katılır. Cerrahi müdahaleler kimlere uygulanır? Y. Peker: Şişmanlığın cerrahi tedavisinden önce ayrıntılı testler yapılmalıdır. Endokrin, genetik, nörolojik, psikolojik değerlendirmeler yapılmalıdır. Şişmanlığın bu tip nedenlere dayalı olduğu saptanırsa esas hastalığın tedavisi yapılmalıdır. Mide bandı uygulamasının diğer cerrahi yöntemlerden olan farkları nelerdir? Y. Peker: Mide bandı, midenin dışına yerleştirilir. Mideyi kesme, dikme, zımbalama gibi kalıcı ve geri dönüşü olmayan işlemler yapılmadığı için normal anatomik yapısı bozulmaz. Barsaklar arasında herhangi bir saptırma yapılmadığı için emilim bozukluğu yaşanmaz. Karın duvarını kesmeden açılan ufak deliklerden sokulan özel aletlerle laparoskopik (kapalı) olarak yerleştirilebilir. Bu sayede hasta daha çabuk iyileşir ve daha az ağrı duyar. Mide bandının ayarlanabilir olması nedeniyle hastanın vereceği kilo hekim tarafından kontrol altına alınır. Kum saatine benzetilen mide daha da daraltılabilir. Yeteri kadar kilo verdikten sonra biraz kilo almak isteyenlerde ise porttan sıvı çekerek midedeki geçiş bölgesi genişletilebilir. Bu sayede bandın üst kısmından alt kısmına gıdaların daha rahat ve çabuk geçmesi sağlanır. Kişinin verdiği kilolardan istediği kadar alması mümkün olur. Mide bandının kişide kalma süresi nedir? Vücudun bu silikonlu bandı kabul etmemesi gibi bir durum yaşandı mı? Kimlere uygulanır ? Cerrahi müdahalenin uygulanacağı kişiler, ? Vücut kitle oranı (BMI) 40 kg/m2’nin üzerinde olmalı, ? Kişiler 18 60 yaş arası olmalı, ? Şişmanlık 5 yıldır yaşanıyor olmalı, ? Diğer kilo verme yöntemleri (diyet, egzersiz vb.) uygulayanmış ancak bundan yanıt alamayanlar ? Tedaviye uyum sağlayabilecek, istenenleri yapabilecek akıl ve beceriye sahip olmalı ? Ameliyat için gerekli sağlık koşullarını sayede kişitaşımalı. Y. Peker: Yanin enerji alımı kıpıldığı maddenin vücut tarafından kabul edilen madde olması nedeni ile hayat boyu kalabilir. Çıkarılması gerekmez. Yöntemin riski var mı? Y. Peker: Kişinin ameliyat öncesi iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Gerekli konsültasyonlar sonucu operasyona engel durum yoksa iyi bir cerrahi teknikle operasyonun riski yüksek değildir. Anestezi, cerrahi ve ameliyat sonrası bakımdaki gelişmelerle risk her geçen dün daha da azalmaktadır. Fazla kiloların yol açtığı ciddi sağlık problemleri şişman kişi için risktir. Bu riskler ilerleyen yaşla daha da artmaktadır. O nedenle kişi ameliyat olmasa bile yüksek risk altındadır. Bu ameliyat türü dünyada çok yaygın bir şekilde yapılıyor. Diğer yöntem olan mide balonu nedir, nasıl etkisini gösterir? Y. Peker: Midenin içine yerleştirilen, keskin kenarları olmayan, mide içinde hareket edebilen, silikondan yapılmış içi sıvı dolu küre şeklinde balondur. Yer kaplayarak kişinin daha az gıdayla doymasını ve midenin daha geç boşalmasını sağlar. Bu sıtlanır ve kilo vermesi sağlanır. Mide balonu, şişmanlığın tedavisinde uygulanan cerrahi ve farmakolojik yöntemlerden tamamen farklıdır. Yerleştirilmesi sırasında hastaya acı, ağrı vermeyen, hasta tarafından kolaylıkla kabul edilebilen, geri dönüşümlü, tekrarlanabilen güncel yöntemdir. Kimlere uygulanabilir? Y. Peker: 18 60 yaş arasında ve vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlara; şişmanlığın neden olduğu ek hastalığı olanlara uygulanır. Bunun yanı sıra diğer kilo verme yöntemlerini denemiş fakat hedefine ulaşamamış olanlara; eklem protezi uygulanması gereken hastalarda eklemlere binecek yükü azaltmak için de uygulanabilir. Mide balonu hastaya nasıl uygulanır ? Y. Peker: İşlemden önce hastanın aç olması gerekmektedir. Hastanın korku ve heyecanını yenmek, uyumunu sağlamak için sakinleştirici ilaç uygulanır. Bu sayede hasta hiçbir ağrı, acı hissetmez ve daha sonra işlemi genellikle hatırlamaz. Hastanın bu şekilde hazırlanmasının ardından gastroskopi yapılarak midenin genel durumu değerlendirilir. Sö nük mide balonu, ağız yolundan mideye kadar ilerletilir. Gastroskop kontrolü altında balon, sıvıyla şişirilir ve küre şeklini aldıktan sonra midede bırakılır. Bu yöntem, hastanın uyumu, anestezi gerektirmemesi, kısa sürede uygulanabilmesi nedeniyle tercih edilmektedir. İşlem sonrası hasta normal yaşamına çok kısa sürede dönebilir. Mide içinde balonun varlığı hasta tarafından hissedilmemekte ve günlük yaşamı etkilememektedir. Mide balonu vücutta ne kadar kalabilmektedir? Y. Peker: Kişinin daha az gıda ile doymasını ve midenin daha geç boşalmasını sağlayan mide balonu, 6 ay midede kalabilmektedir. Daha uzun süre kalması gerekiyorsa balon değiştirilmelidir. Bu yöntemle ne kadar kilo kaybı olur? Y. Peker: Beslenmede olabilen yanlışlıkların saptanması ve doğru beslenme alışkanlığının kazanılması için diyetisyen kontrolü ve davranış tedavisi mutlaka eklenmelidir. Balonun kaldığı süre içinde ne kadar kilo kaybı olacağı kişiye göre değişmektedir. Ortalama kilo kaybı 6 aylık dönem içinde yüzde 20 ya da 1530 kilogram arasındadır. Mide balonu, gerekli koşulları taşıyanlara tecrübeli kişiler tarafından uygulandığında hasta uyumunun ve memnuniyetinin yüksek olduğu, uygulanması kolay, sonuçları yüz güldüren bir yöntemdir. 3 En son şarkıcı Ozan Orhon’la bu yöntemlerin gündeme gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Y. Peker: Medyada bu tür haberlerin yer alması insanların ilgisini, bu yöntemi merak etmelerini sağlıyor. Şişmanlık, ciddi bir hastalıktır. İnsanlar farklı müdahale yöntemlerinin farkına varıyor ve araştırmaya yöneliyor. Şişmanlık, endokronoloji, psikiyatri, cerrahi, plastik cerrahi gibi çeşitli birimlerin birbiriyle iletişim halinde olduğu bir alandır. Kişinin kilo vermesi o kişiyi mutlu eder, psikolojik olarak katkıda bulunur. Bu ameliyatların gündeme basın yoluyla gelmesi bu yöntemin tanınmasını ve insanların bilinçlenmesini sağlıyor. Kilo almanın önüne nasıl geçilir ? Ailenin beslenme alışkanlıkları değiştirilmeli. Çocukların boş zamanlarını değerlendirecek uğraşlar bulunarak, aldıkları enerjinin tüketimi sağlanmalı. Fast food tarzı hızlı hazırlanan yiyeceklerden uzak durulmalı. Meyve ve sebze yemeği alışkanlık haline getirilmeli. Tatlılardan ve besin değeri düşük yiyeceklerden kaçınılmalı. Şekerli ve gazlı içeceklerin tüketimi azaltılmalı. Ulaşım araçlarını kullanmak yerine yürünmeli veya bisiklete binilmeli. Ailecek spor yapma olanakları arttırılmalı. Yanlış beslenme, iş hayatı, doğurganlık, hazır gıda ve hareket azlığı davetiye çıkarıyor Şişmanlık çocuklukta başlıyor Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Nafiz Bağrıaçık, Dünyada ve Türkiye’de şişmanlığın son on yılda büyük artış gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye’de obezite üzerine ilk çalışmaların Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Türk Diyabet Cemiyeti tarafından 19661971 yılları arasında İstanbul, Bursa ve İzmir’i kapsayan bir çalışmayla başladığını anımsatan Bağrıaçık ile bu alanda çalışma yapan kuruluşlar ve çalışmalar üzerine konuştuk: Türkiye’de bu alanda başlatılan çalışmalar ve dernek hakkında bilgi verir misiniz? Nafiz Bağrıaçık: 19661971 yılları arasında yapılan çalışmada şişmanlık oranı yüzde 27 olarak belirlenmişti. 1971 yılında ilk defa Cerrahpaşa da obezite polikliniği kuruldu. 1998’de de Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) kurularak Harbiye Dr. C: Öker Sok. 10 numarada hasta tedavi ve araştırmalarına devam etmektedir. Türkiye’de obezitenin başlangıç yaşı nedir? N. Bağrıaçık: Derneğimizin yaptığı araştırmalarda obezitenin başlangıç yaşı şöyle bulunmuştur. Şişmanlık, çocukluk çağında yüzde 1025 yaşları arasında yüzde 60, 5560 yaş ve sonrasında yüzde 30 oranında görülmektedir. Bu sonuçlara göre çocukluk çağındaki yanlış beslenme, iş hayatı ve doğurganlık, hazır gıdaya yöneliş ve hareket azlığı bu hastalığa davetiye çıkarıyor. Menopoz veya andropoz yaşından sonraki hareket azlığı ve sedanter yaşantı, şişmanlığı arttıran nedenlerdir. Ayrıca çarpık kentleşme ve şehirlere göçlerin ortaya çıkardığı konut ve beslenme sorunları fazla kilo artışına neden olabilmektedir. Obezitenin görülmesinde cinsiyet ayrımı var mıdır? N. Bağrıaçık: Obezite görülmesinde cinsiyet ayırımı yaş dönemlerine göre değişir. Çocukluk ve adolesan yaşlarda kız çocuklarında daha fazla, 2545 yaş aralığında yine kadınlarda daha fazla obeziteye rastlanırken, 45 yaşından sonra erkeklerde bu hastalık daha fazla görülmektedir. Ülkemizde obezite görülme sıklığı bölgelere göre farklılıklar gösteriyor mu? N. Bağrıaçık: Derneğimizin yaptığı toplumsal taramalarda Güney ve Orta Anadolu’da en fazla obezite oranıyla karşılaşılırken Marmara Bölgesi bunu takip etmektedir. Karadeniz ve Doğu Anadolu en az şişman olan bölgelerdir. Beş ayrı bölgede 32.000 tarama materyalinde erkeklerde şişmanlığı yüzde 24, kadınlarda yüzde 32 olarak belirledik. Kentler içinde Gaziantep’te yüzde 61 oranında şişman bulunduğunu ve yüzde 7.8 diyabetli hasta tespit ettik. Obeziteyle savaşta son dönemlerde gündeme gelen mideye bant ve balon konulması hakkındaki düşüncelerinizi aktarır mısınız? N. Bağrıaçık: Mideye bant ve balon konulması çabuk sonuç veren tedavi yöntemleridir. Ancak komplikasyonları ve hastada yaptığı huzursuzluk nedeniyle çok geniş tatbik sahası halen bulmamıştır. Fiyatları da bir hayli yüksektir. Bunlar 10 bin ile 15 bin YTL arasında değişmektedir. Obeziteyle savaş öncelikle bunu önlemek amacıyla başlatılmalı. Aşırı kilolu, iştahları çok fazla olan ve önlenilemeyen kimselere zararsız ilaçlar sonuç alınıncaya kadar verilmeli. Ardından verilen kilonun korunmasına çalışılmalı. Egzersiz ve hareket düzenli olarak en az haftada 4 gün 3045 dakika olacak şekilde düzenlenmeli. Bunlarla sonuç alınamıyorsa cerrahi girişimler yapılmalı. Neden olduğu hastalıklar Şeker hastalığı Tansiyon yüksekliği Kalp damar hastalığı Safra kesesi taşı Eklem hastalıkları Karaciğer yağlanması, Artroz, Reflü, özafajit, Gut ürik asit artışı, Kanser sıklığında artış, Âdet görme bozuklukları, Felç inme sıklığında artış, Uyku apnesi, Üreme sistemi bozuklukları, Psikolojik olarak aşağılık duygusu, kendine güven azalması, sosyal yaşamdan uzaklaşma. Obezitenin başlangıç yaşı 10 civarında. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle