19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2006 PAZARTESİ 4 HABERLER AKP ile CHP’nin stratejik ortak olduğunu söyleyen Karayalçın, Lübnan’a koşullu asker gönderilmesini istedi 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Komutayı da üstlenmeliyiz ? Gönderilecek askerlerin can güvenliği açısından 1701 sayılı karar metninin yeterli olmadığını söyleyen Karayalçın, “Çok sayıda ülke BM’den ve bu savaşın tüm taraflarından bu konuda ek bilgiler, ek teminatlar, yenilenmiş güvenceler talep etmekteler’’ dedi. ÇETİN YİĞENOĞLU Yaşam Korkutunca... İnsanoğlunun yaşam korkuları çok eskidir. Tanıyamadığı doğa olayları; fırtınalar, gök gürültüleri, yıldırımlar, güneş, ay, yaban hayvanları, açlık, susuzluk onu hep korkutmuştur. İnsanoğlu bu korkularından kaçıp sığınacağı yerler aramıştır. Dinlerin doğuşu da böyle olmuştur. Tanrı, ona tapınma, ona sığınma, ondan yardım isteme insana güven vermiş, onu rahatlatmıştır. Çok tanrılı dinler, tek tanrılı dinler, çeşitli yeni dinler ve tarikatlar insanın sığınaklarıdır. İnsanlar bu çatıların altında birbiriyle buluşmuşlar, birbirlerinden güç almayı öğrenmişlerdir. ??? Bilim ilerleyip de yaşanan olgular anlaşılır biçimde açıklanınca dinlerin bu etkisinin yerini bilimin açıklamaları almıştır. İnsanlar son üç yüz yılda artan oranda akılcı çözümler bulmuş, kendilerine güvenmeye başlamıştır. Böylece de din eksenli yaşamların yerini insan eksenli yaşamlar almaya başlamıştır. Ama son yıllarda dinler yeniden yükselişe geçmiştir. Hıristiyanlık da, İslam da, yeni dinler de daha çok insanı kendine çeker duruma gelmiştir. Bu gelişmeyi bütün dünyada görüyoruz. Bu gelişme nedir ve nedendir? İnsanoğlunun yeni korkuları mı var? Evet, insanoğlunun yeni korkuları var. Bu yeni korkular, toplumların yeni hızlı değişiminden kaynaklanıyor. İnsanın büyük korkusu, yaşamın anlamsızlığı, yaşananların değersizliği, yaşamda güvenilir hiçbir normun olmamasıdır. Bütün bunlar yok oluş demektir, hiçlik demektir. Günümüzün toplumları bu bunalımı yaşıyor. Amerikalı toplumbilimciler Richard Sennett, George Ritzer kapitalizmin bu bunalımına dikkat çekiyorlar. Günümüzün her şeyi para ve mal sahipliğine bağlayan değerleri, yaşamın anlamını herkesten üstün olmaya bağlayan hırslı rekabeti, çıkarcılıktan başka hiçbir normu tanımayan yanlış ahlak anlayışı, insanları ürkütüyor. ??? İnsanlar yeni bir korku dönemi yaşıyorlar. Bu korkudan kaçmanın sığınakları da bilinen, güven verici dinlerdir, eski güven adacıkları olan etnik kökenlerdir, yerelliktir, aile ocağıdır. Laik yaşam, giderek emperyalist kapitalist sistemin yeni değişiminin savucusu durumuna gelmektedir. Laik yaşamı isteyen insanın, toplumlardaki bu değer kaymasına, anlam yitimine, ahlak bunalımına karşı çıkması gerekmektedir. Eğer insan yaşamını bu para ve mal sahipliğine iten toplumsal güdüye karşı çıkılmaz ise, insanlar kurtuluşu inançlara sığınmakta bulacaklardır. Yeryüzünde bulunamayan adaleti semavi inançlarda aramak insanın eski bir alışkanlığıdır. Laik yaşam, toplumsal değerlere, yaşamın anlamına, sosyal ahlaka sahip çıkarak insan yaşamını akla dayandırmış ve dünyaya indirmiştir. Onun için de günümüzde olup bitenlere seyirci kalmak, değişimin neler içerdiğine kayıtsız kalmak, insan aklını ve laik yaşamı güçsüz ve çaresiz kılmak olmaktadır. Oysa, Rönesans ve aydınlanma, bütün toplumsal değerleri, yaşamın anlamını, toplumsal normlar demek olan ahlakı insan aklının ürünleri kılarak laik yaşamın önünü açmıştır. Günümüzün düşünsel ve toplumsal görevi budur. Bu görevi görmeden, bu görevi yerine getirmeden politika yapmak yetersiz kalacak çabalardır. Toplumda olup bitenlerden yakınıyor muyuz? Öyleyse önce olup bitenlere akıl erdirmeye çalışmak akılcılık olmaz mı? email: [email protected] [email protected] www.erdalatabek.com ADANA SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, AKP ile CHP’yi stratejik ortak olmakla suçladı. Yeni cumhurbaşkanını iki liderin, Başbakan Tayyip Erdoğan’la CHP lideri Deniz Baykal’ın seçeceğini savlayan Karayalçın, Lübnan’a koşullu olarak asker gönderilmesinden yana olduğunu söyledi. Karayalçın’la bir düğün töreni için geldiği Adana’da konuştuk. Karayalçın’a yönelttiğimiz sorular ile yanıtları şöyle: Başbakan’ın Lübnan’a ‘Asker sivil görevli olmalı. Ağırlık Deniz ve lıların Ortadoğu’ya yönelik operas Elektrik şebekesi özelleştirmeleri gönderilmesin’ diyenleri vatan haini Hava kuvvetlerinde olmalı. Kara yonlarını, Ortadoğu kararlarını biraz var. 3040 milyar, en az 2030 mililan etmesini nasıl değerlendiriyorsu Kuvvetleri’nden asker olabildiğince da bu gerçeklikle ilişkili olarak de yar dolarlık bir kaynak gelecektir diye düşünüyorum. Bu kaynağı AKP ğerlendirmek gerek. az gönderilmeli. nuz? Önümüzde çözüm bekleyen çok seçimlerden önce kullanacaktır. Sivil hizmet ağırlıklı olmalı, diyorKARAYALÇIN Türkiye 28 kez Cumhurbaşkanlığı seçimi bir, milciddi sorunlarla dolu bir yıl var... yurtdışına asker göndermiş bir ülke, sunuz... letvekilliği seçimi iki. Maalesef AKP KARAYALÇIN Çok önemli bir KARAYALÇIN Bir de, bu hizeğer gidecekse bu 29’uncusu olacak. Türkiye’nin Lübnan’a asker metlerin dışında bir konuya daha 13 aydan söz ettiniz. Belki 14 ay. ile CHP bu konuda bir stratejik ilişgöndermesini halkımız ne yönüyle dikkat çekmek istiyorum. Türki Ben AKP’nin para biriktirmekte ol ki içine girmiştir. Altını çizerek söyTürkiye’nin Afganistan’a asker gön ye’nin istikrarı tarih boyunca Orta duğunu düşünüyorum. AKP 4050 lüyorum. Hatta AKP’yle CHP’yi dermesinden ya da Mogadişu’ya as doğu’nun istikrarıyla bire bir bağlan milyar dolarlık kaynak biriktiriyor. stratejik ortaklar olarak nitelemek ker göndermesinden ayırıyor ve han tılı olmuştur. Ortadoğu toprakların Bunun içinde 2B var. Tarım arazisi de olanaklıdır. Sayın Erdoğan’ın gi nedenle yoğun bir biçimde tartı da istikrar sağlanamazken Anadolu var. Tarım arazilerinde kurulmuş CHP’nin yeni binasında ziyaretinden şıyor. Çok yoğun bir tartışma süre topraklarının istikrarlı olması söz fabrikaların 7 YTL karşılığında ruh bu yana CHP yöneticilerinden ercindeyiz. Maalesef, tartışmanın içe konusu olmamıştır. Ben bilim insa sat alması, onlara ruhsat verilmesi var. ken seçim lafı çıkmamaktadır. Arriğinden çok tartışmanın sözcükle nı değilim siyasetçiyim ama Osman Bunun içinde özelleştirmeler var. tık, sinei millet lafı da kullanılmari öne çıkıyor. İşte ihanet kavramları ya da ona benzer sözcükler çok büyük ölçüde gündeme geliyor. Böyle olmamalı. Tartışmanın toplumun çok büyük bir bölümünde askerlerimizin can güvenliği konusuna kilitlendiğini görüyorum. Gönderilecek askerlerin can güvenliği açısından 1701 sayılı karar metni bize göre de yeterli değil. Çok sayıda ternet sitesine de konuldu. Sınav ka? TRT’nin kurum içi sınavına koşulları uymayan iki kişi FIRAT KOZOK ülke BM’den ve bu savaşın yıt formunda ve sınav broşüründe başvurdu ve sınavı kazandı. Sınavdaki skandalı kabul eden TRT ANKARA TRT’nin merkez ve tüm taraflarından bu konuda gerçeğe aykırı beyanda bulunanların Genel Müdür Vekili, buna karşın bir “haksızlık ve usulsüzlük taşra teşkilatında boş bulunan memur ek bilgiler, ek teminatlar, yesınavlarının geçersiz sayılacağı beolmadığını” savundu. gereksiniminin karşılanması amanilenmiş güvenceler talep etlirtildi. cıyla yaptığı sınava iki kişi koşulla va katılan ve katılmalarına onay ve çocuk bakıcılığı ve bahçıvanlık yamekteler. İtalya’nın bunu taAncak, sınav duyurusunda belirrı uymadığı halde katıldı ve sınavı ka ren kişiler hakkında işlem yapılma pacak odacı, bekçi, kaloriferci, mut tilen koşullara uymayan, Erzurum lep ettiğini ve aldığını biliyozandı. HaberSen’in skandalı ortaya yacağını bildirdi. fak görevlisi, dağıtıcı ve arşiv hizmet Bölge Müdürlüğü şoförlerinden Necruz. Fransız ordusunun Françıkarması üzerine bu kişilerin sınavTRT, merkez ve taşra teşkilatında lisi kadrolarında çalışanların katıla mettin Seferoğlu ve genel sekretersız hükümetini bu konuda sıları iptal edildi. TRT Genel Müdür ki boş kadrolar için 2526 Nisan’da bileceği duyuruldu. Sınava başvuru lik teksircilerinden Recep Kaya da sıkıştırdığını, Fransa hükümeVekili Ali Güney, skandalı doğru kurum içi sınav açtı. Ek göstergesi koşulları, kurumun merkez ve taşra nava başvurdu. tinin bu konuda ilgili taraflarlarken kurum personel yönetmeli bulunmayan personel için yapılacak teşkilatına yazılı olarak duyurulurSeferoğlu’nun ‘‘uygunsuz’’ başla yetkililerden ek teminatlar ğindeki açık hükümlere karşın sına sınava mutfak işlerinde çalışacak, ken Eğitim Dairesi Başkanlığı’nın in vurusu 1. tezkiye amiri Daire Yönealdığını biliyoruz. Böyle bir ortim Şefi Talat Tütüncü ve 2. tezkitamda hükümetin Türkiye’de ye amiri Abamüslim Ak tarafından partileri bilgilendirmesi geimzalandı. Erzurum Bölge Müdürü reklidir. Eğer askerlerimizin Vekili Salih Lütfi Şengül de söz kocan güvenliği açısından bir nusu belgelerin Eğitim Dairesi Başsorun yoksa, bu açıdan temikanlığı’na gönderilmesine ilişkin üst nat alınmışsa, TSK ve Dışişyazıya onay verdi. Ancak, olayın Haleri Bakanlığımız bu konuda berSen’in dikkatini çekmesinin aryeterli teminatın alındığı kaBir dönem basının ve yazın dünyasının dından konu CHP İstanbul Milletvenaatini taşıyorsa Türkiye yalkalbi olan Cağaloğlu, yeni bir kitabevine kili Berhan Şimşek tarafından nızca asker göndermemeli, daha kavuştu. ‘‘Okumayanlara inat’’ TBMM gündemine taşındı. Şimaynı zamanda barış gücünün diyerek yola çıkan yayıncı Abdullah şek’in yazılı soru önergesini yanıtkomutasını da üstlenmeli. Demir, Günizi Yayıncılık’ın ardından layan TRT Genel Müdür Vekili Ali Günizi Kitabevi’ni okuyucuların Yani, Lübnan’a asker gönGüney, iki kişinin koşulları uymamahizmetine sundu. İstanbul Valiliği’nin dermeye koşullu evet mi disına karşın sınava katıldığını ve sıkarşısındaki kitabevinin açılışında yorsunuz? navı kazandığını doğruladı. yazarlar, gazeteciler, yayıncılar ve Güney, ‘‘Koşulları uymadığı halde KARAYALÇIN Evet... Biokuyucular bir araya geldi. Açılış tarihi sınava giren bu kişilerin sınav sonuçzim getirdiğimiz bazı yaklaolarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü larını incelemek amacıyla oluşturuşımlar var. Bir defa yalnızca seçen Demir’e CHP Grup Başkanvekili lan komisyonca atamaların yapılmaasker gönderilmemeli. Sivil Haluk Koç da bir kutlama telgrafı masının uygun olacağı kanaatine vagörevli de gönderilmeli. Yagönderdi. Abdullah Demir, Günizi rılmış olup komisyon raporu, genel ni, klasik BM barış misyonu Kitabevi’nin aynı zamanda Cumhuriyet müdürlük makamına sunulmuştur’’ yaklaşımıyla sınırlı olunmaKitap Kulübü’nce çıkarılan eserlerin de dedi. satış noktası olacağını belirtti. malı. Önce bunu söyleyeyim. Hem asker görevli olmalı, hem Bir düğün töreni için Adana’ya gelen Murat Karayalçın sorularımıza verdiği yanıtta, CHP ve AKP’ye yüklendi. Karayalçın, Lübnan’a koşullu asker göndermekten yana olduğunu söyledi. maktadır. CHP, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in cumhurbaşkanı olmasını içine sindirebileceğini söylemiştir. Bu Türkiye için düşünülebilecek en büyük yanlışlıktır. Biz ‘Cumhurbaşkanını Halk Seçsin’ kampanyasını yürüttük. 10 günde 512 bin imza topladık. Bu durumda genel seçimlere ilişkin yorumunuz nelerdir? KARAYALÇIN BM’ye üye 180190 ülke var. 190 ülke içerisinde yüzde 10 barajını kullanan tek ülke Türkiye’dir. Bu utanç verici bir durumdur. Yani belki Papua Yeni Gine’de belki yüzde 10 barajı kullanılıyordur, seçim yapılıyorsa. Bildiğimiz ülkelerden yüzde 10 barajını kullanan tek ülke Türkiye’dir. Şimdi bunu Sayın Erdoğan istikrar gerekçesine dayandırmaktadır. Sayın Baykal, ulusal birlik gibi, çok kutsal bir kavram üzerinden açıklamaktadır. İkisi de yanlıştır. Gelinen noktada size göre solda ittifak zor görünüyor galiba. KARAYALÇIN Türkiye milletvekilliğini biz mevcut sistemin daha da kötüleşmesi olarak görüyoruz ve reddediyoruz. Eğer yaklaşık 45 milyon seçmenle yeni seçime gideceksek yüzde 1 oy alıp 1 milletvekili çıkarmanız demek, 450 bin adet oy almanız demek olacaktır. Şimdi 450 bin oyla 1 milletvekili siz çıkarıyorsunuz. Ama yüzde 10 barajıyla seçilen 450 milletvekiline baktığınızda 4 bin4 bin 500 oyla bir milletvekili seçilebilmektedir. Akıl almaz bir uçurum söz konusudur. TBMM’nin olmayan siyasi meşruiyetini bu daha da ağırlaştıracaktır. Yapılan sınava iki kişi belirtilen koşullara uymadığı halde katıldı ve kazandı TRT’de sınav skandalı Cağaloğlu’nda yeni bir kitabevi AKP ÇORUM BELEDİYESİ Şaibeli isimler komisyona seçildi SEYFETTİN METE Devlet Bakanı ve AB’den sorumlu Bakan Ali Babacan, Avrupa Birliği ülkeleriyle görüşmeler yapmak ve eylülde yayımlanacak değerlendirme raporunu gözden geçirmek amacıyla gezilere başlıyor. Bu gezi, sanki biraz geç kalmış bir geziye benziyor. Aylardır, AB ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmadığını, reformlar ve yasal değişiklikler konusunda gayret gösterilmediğini biliyoruz. Ali Babacan da sorumlu bakan olarak neredeyse hiçbir çaba göstermedi. Şimdi ise yakında yayımlanacak raporun telaşına düşmüş gibi bir hali var. ??? Birkaç gün önce Olli Rehn ilginç ve dikkat çekici bir açıklama yaptı. Bu açıklamasında son dönemde giderek artan ‘‘düşünce ve ifade özgürlüğünü’’ ihlal eden davalara vurgu yaptı. Türkiye ile AB arasında, Kıbrıs Rum kesiminin gemilerine limanları açmasından tutun da, Rum kesiminin tanınmasına kadar uzanacak bir dizi konuda ciddi sorunlar yaşandığı biliniyor. Bu sorunların Türkiye’nin AB üyeliğini zora so AKP AB’den Kaçıyor mu? kacak sorunlar olduğu da herkesin malumu. AB’yi iyi tanıyan uzmanlar ve AB yetkilileriyle yaptığımız konuşmalarda Kıbrıs konusunda Avrupa ülkelerinin tutarsız davrandığına yönelik eleştirilerimize büyük ölçüde katılıyorlar ve hak veriyorlar. Türk tarafının Annan Planı’nı kabul ederek çözüm konusunda önemli bir uzlaşma adımı attığını da kabul ediyorlar. Yine bu çevreler, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin haklı bir zeminde olduğunu teslim ederek ortadaki çarpık durumu açıklamada zorluk çekiyorlar. Buna rağmen Kıbrıs konusunun zor bir konu olduğu da bir gerçek. Şu anda karşımızda AB üyesi bir Kıbrıs devleti var ve bu devleti yöneten siyasi irade çözüm yerine, üyelik avantajını kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmayı tercih ediyor. Bunu Avrupa ülkeleri de görüyor ve anlıyor. Ancak bu konuda bir çözüm üretmekte gayretli davranmıyorlar. ??? Kıbrıs konusu başımızı ağrıtmaya devam edecek. Konuyu iyi bilenler, bu konunun bir tıkanma ve iplerin kopmasına yol açacak bir gerginlik yaratmayacağını da söylemeyi ihmal etmiyorlar. Bir orta nokta bulunacağı umudunu koruyorlar. Son aylarda asıl umutsuzluk yaratan gelişme, açılan siyasi davalar. Kemal Kerinçsiz ve arkadaşlarının başlattığı linç hareketi devam ediyor. Önce bir şikâyet dilekçesi yazıyorlar. Savcılar bu şikâyet dilekçelerini ciddiye alıyor, dava açılması için mahkemelere gönderiyorlar, mahkemeler de bu dilekçeleri kabul edince duruşmalar başlıyor. Buraya kadar zaten olmaması gereken şeyler oluyor. Yazan, çizen, düşünen insanlar hakkında olmadık davalar açılıyor. Yalnız kötü durum burada kalmıyor, açılan davaların görüldüğü duruşma salonları tam anlamıyla bir terör baskısı, bir linç baskısı altına alınıyor. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen saldırganlar, düşünceleri yüzünden yargılanan insanlara hakaret ediyorlar, polisin ve mahkemelerin gözü önünde fiili saldırılara girişiyorlar. ??? Bu saldırılar bir kere yaşansa belki de dikkatten kaçtı denip unutulabilir. Hayır bu saldırılar sürüyor. Her duruşma bir şiddet gösterisine sahne oluyor. Hükümet ne yapıyor? Davaların açılmasına yol açan kanun maddelerini değiştirmek zahmetine katlanmıyor. Bunu yapan hükümet, hiç olmazsa düşünceleri yüzünden yargılanan insanların adil ve tarafsız bir ortamda yargılanmalarını sağlasa diye düşünüyoruz. Kaç aydır, Kerinçsiz’lerin saldırısına sahne olan mahkeme ve duruşma salonları bir türlü kontrol altına alı nıp normal koşullarda yargılanma sağlanacak bir ortam oluşturulmuyor. Bunun sorumlusu hükümettir. Bunun sorumlusu Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’dır. Başbakanlık’tır. Yıllardır ‘‘Avrupa bizi alır mı, almaz mı’’ diye tartışıyoruz. Bazılarımız ne yaparsak yapalım Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi almayacağını söylüyor. Ancak ben bu ülkenin bir yurttaşı olarak, yazarları mahkeme kapılarında ırkçı faşistlerin saldırısına uğrayan, terörize edilen bir ülkenin AB’ye girmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum. AB’de şu var, bu var diyebiliriz. Onların çifte standardını eleştirebiliriz. Bunların hepsi haklı da olabilir. Kendi yazarına, çizerine bu kadar hor davranan bir ülkede yaşadığımız gerçeğini unutmayalım. Önümüzdeki dönemde AB değerlendirme raporunun içinde bunların yer alacağını ve esas engelin bunlar olacağını söyleyebilirim. AKP’li Ali Babacan, Avrupa’ya yapacağı seyahatten önce bu konuda nasıl bir cevap vereceğini düşünse daha iyi olur. ÇORUM AKP’li Çorum Belediyesi’ndeki rüşvet skandalı nedeniyle 1 ile 2 yıl arasında hapisle cezalandırılan 2 belediye başkan yardımcısı ile 3 meclis üyesi yeniden komisyonlara seçildi. Şaibeli isimlerin yeniden komisyona seçilmesine tepki gösteren CHP’liler, meclis oturumunu terk ettiler. Geçen yıl Zehra Tuncer adlı bir arsa sahibinin vatandaşlardan kat artışı karşılığı rüşvet alındığı yönündeki ihbarı üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişleri Çorum Belediyesi’ne baskın düzenlendi. Yapılan incelemede Başkan Yardımcısı Selim Seven’in odasındaki çelik kasada herhangi bir belgeye dayanmayan yaklaşık 350 milyon YTL bulundu. Bunun üzerine Belediye Başkan Yardımcıları Hüseyin Kılıç, Selim Seven, İmar Komisyonu Başkanı Nurettin Yıldırım ve Komisyon Üyeleri Ömer Dinç ile Ahmet Yetim hakkında dava açıldı. 36 yıldan 74 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanıklardan Kı lıç 1.5 yıl, Dinç, Yıldırım ve Yetim ise 1’er yıl hapisle cezalandırıldı. Belediye Başkan Yardımcısı Selim Seven’e ise tescil kapsamı dışında 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Temyize başvuran 5 sanık, 1 Eylül’de yapılan belediye meclis toplantısına katılmaktan çekinmedi. Toplantıda 5 kişi, AKP’li üyelerin oylarıyla başta imar komisyonu olmak üzere çeşitli komisyonlara seçildi. CHP’liler sert tepki gösterirken, eski Belediye Başkan Yardımcısı Selim Seven ‘‘Adıma iftira atanların zerre kadar şerefleri varsa çıkıp iddiaları ispatlasınlar’’ dedi. Salonu terk ettiler Eski başkan yardımcılarından Hüseyin Kılıç’ın ‘‘Ben ve arkadaşlarım hukuksal açıdan suçlu olabiliriz. Ama vicdanen suçsuzuz. Bizler hiçbir zaman üzerimize atılan iftiraları kabullenmedik’’ sözleri toplantının daha da gerginleşmesine yol açtı. Durumu masalara vurarak protesto eden CHP’liler, daha sonra toplantı salonunu terk ettiler. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle