19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y B B B Y Y 24 24 22 24 26 28 29 27 21 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 23 23 22 20 20 23 22 19 29 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB PB PB Y 29 28 28 30 28 29 23 22 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Gaziantep, Kilis ve Adıyaman çevreleri aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışlar Trakya’nın kuzey ve batısında etkili olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B Y Y Y B Y Y B 20 17 22 18 26 24 22 19 20 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y Y Y Y Y Y B 25 22 23 22 22 19 25 27 26 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B B B Y B Y Y B 19 30 19 31 23 23 25 31 29 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada tim yılı başlaması nedeniyle gittiği ODTÜ’de görkemli karşılanışına, konuşmasına ve üniversiteden ayrılışında öğrencilerin gösterdiği yakın ilgi bu olguya kanıt aramaya gerek olmadığını gösteriyor. Daha önce yuhalananların kimliğine bakmak ODTÜ’nün laik ve Atatürk Türkiyesi üzerindeki duyarlılığını kavrayamayanlara anlamayan kafaların anlamasına yeter de artar bile. ABD Büyükelçisi Kommer yuhalandı, arabası yakıldı. ODTÜ’lüler o tarihlerde ve hâlâ Amerika’nın Türkiye üzerine kurguladığı oyunların karşısındaydı. Siyasi liderler, son olarak AKP’yi temsil eden Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan yuhalandı, konuşturulmadı. Önceki cumhurbaşkanlarından örneğin dışa bağımlılığa, gerici hareketlere yol açan Turgut Özal eleştirildi. Bu olaylar ve içeriği bilinirken laik cumhuriyeti, devrimleri ve bağımsızlığı tek başına savunan, şeriat yolunda atılan her adıma karşı yıkılmaz bir kale gibi duran Cumhurbaşkanı Sezer’in ODTÜ’de alkışlarla karşılanıp uğurlanmasını yadırgayan bir havada veren bir gazetenin manşetini tuhaf karşılamamak olanaksız. ??? AKP iktidarının başı RTE aydınlık çağ tarihine Türkiye’yi dinci törelere göre yönetilen ülkeye dönüştürmeye çalışan biri olarak geçecek. İç dünyasında (RTE) ola ki kendisine Türkiye’yi eski çağlara, çağdaşlıktan İslam gericiliğine götürme görevi verildiğine inanıyor. Zaman zaman gerçek kimliğini muhafazakârlıkla yutturmaya çalışıyor. Ama örneğin hükümet olarak ilk marifeti devlet kadrolarını din peşinde koşan veya öyle görünen kafalarla doldurmak! RTE’nin manevi desteğindeki İslami bunaklar gazetesi Vakit durmadan Sezer’e neden saldırıyor? Aynı yolda daha ılımlı çehre sergileyen bir gazete, Yeni Şafak; Sezer’in bir konuşmasındaki ‘‘dogma ve boş inançlarla eğitim veren okul ve Kuran kurslarının kapatılması’’ cümlesinin Vakit gibi hangi anlama geldiğini açıklamasını istiyor. Bu sözü ‘‘Papa skandalından sonra yeni bir gaf’’ diye niteleyecek kadar Sezer düşmanlığı sergiliyor. Fakatttt it ürüyor kervan yürüyor! ??? RTE; dinci amaçlarını yurtiçinde yayarken bir yandan da yurtdışında geliştirmeye ve yerleştirmeye çalışıyor. Örneğin KKTC’deki maşası Başbakan Ferdi Sabit Soyer, partilerinden para, koltuk vaadiyle koparılan dört milletvekili, Soyer’in icraatına ses çıkarmayarak, el altından destek veren MA Talat aracılığıyla öncelikle gizli Kuran kurslarına olanak sağlıyor. AKP, KKTC’de yarattığı hükümet bunalımına bir kılıf arayarak sorumluluğu başka nedenlere bağlamaya girişti. Rüşvet silahıyla karşı saldırıya geçti. Nedense KKTC Başbakanı Soyer: RTE’nin çoook yakın dostu, tatillerini geçirdiği Rixos otelleri sahibi, dini bütün ama paranın sultanı Fettah Tamince’nin Kuzey Kıbrıs’ta yatırım girişimine Serdar Denktaş’a bağlı bakanlıklarda rüşvet istendiği savını piyasaya sürdü. Bu savın koşutundaki diğer sav; AKP’nin, KKTC’deki hükümet bunalımını yarattığını reddetmesi ve sanki partilerinden koparılan dört milletvekiline verilen rüşvetin belgesi olurmuş gibi belge de belge diye tutturması. Ne var ki; AKP’nin Kıbrıs’tan AB’ye yeni ödünlere kapıyı aralamak için kurguladığı oyunların gerçek içeriğini karalamaya çalışan girişimlerini yutan yok! Baykal: Lozan delinir ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baykal, toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Meclis gündeminde bulunan vakıflar ve özel öğretim kurumlarıyla ilgili düzenlemelere ilişkin eleştirilerini yineledi. Türkiye’nin vakıflar ve özel öğretim kurumları konusunda yerliyabancı ilişkilerinin tarih boyunca ciddi önem taşıdığını vurgulayan Baykal, bunların Lozan’da tartışılan en önemli konular arasında yer aldığını anımsattı. Lozan Antlaşması’nın 45. maddesinde özel öğretim kurumlarının durumu ve azınlık vakıflarıyla ilgili olarak yapılacak düzenlemelerde ‘‘mütekabiliyet (karşılıklılık)’’ ilkesinin aranacağının ifade edildiğini kaydeden Baykal, AKP iktidarıyla birlikte bu ilkeyi ortadan kaldıracak müdahalelerde bulunulduğunu söyledi. Baykal, ‘‘Şimdi önümüze getirilen kanun tasarısıyla artık Lozan’ın 45. maddesinde yer alan mütekabiliyet ilkesi yasayla ortadan kaldırıl mış olacak. Bu bir aldatmacadır, yanlıştır’’ diye konuştu. Batı Trakya’daki Türklerin vakıflarıyla ilgili uygulamalara değinen Baykal, söz konusu vakıfların Yunan hükümetinin görevlendirdiği kayyumlar eliyle yönetildiğine dikkati çekti. Baykal, eğer bir düzenleme yapılacaksa, Batı Trakya’daki vakıfları da kapsayacak bir düzenleme olması gerektiğini vurguladı. ‘Tarihi hata yapmayın’ TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen özel öğretim kurumlarıyla ilgili düzenlemelerin CHP’lilerin uyarısı sonucu AKP grubunda da tereddütlere yol açtığını savunan Baykal, yeniden müzakere yoluyla gereken düzeltmenin yapılmasını ümit ettiğini dile getirdi. Baykal, şöyle konuştu: ‘‘Hükümeti uyarıyoruz. Lütfen telafisi güç olacak tarihi hatalardan kaçının. Lozan Türkiye’nin iftiharıdır. Şimdi Lozan’ı siz delmiş olacaksınız. Bu getirilen düzenleme, Lozan’ı delme düzenlemesidir. Bunun çok ağır siyasi, tarihi sorumluluğu vardır. Mütekabiliyet ilkesini bir tarafa bırakarak vakıflarla, özel öğretim kurumlarıyla ilgili düzenleme yapamazsınız. Aklınızı başınıza alınız. Siz bugün varsınız, yarın yoksunuz. Siz gidiyorsunuz, gitmekte olduğunuzu bilerek bunları söylüyoruz.’’ Baykal, bir soru üzerine, Lozan’daki karşılıklılık ilkesinin bozulmaması gerektiği görüşünü yineleyerek ‘‘Lozan’ı yapan insanların, milli mücadele kahramanlarının ahı tutar bu iktidarı. Eğer o düzenlemeyi ortadan kaldırırlarsa bunun hesabını milli mücadeleyi, Lozan Antlaşması’nı yapanlara, gazilere, şehitlere veremezler’’ diye konuştu. kileri artırılırken üye seçiminin tümüyle siyasi çoğunluğa bırakılmasının öngörüldüğünü, bunun yanlış olacağını kaydetti. Baykal, ‘‘Siyasetin Sayıştay’dan elini çekmesi lazım’’ dedi. Öymen: Sevr’i çağrıştırıyor CHP’li Öymen de dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 9. uyum paketinde yer alan yasa tasarılarını değerlendirdi. Pakette yer alan düzenlemelerden birinin, devletin temel taşını oluşturan Lozan Antlaşması’nı açıkça ihlal ettiğini kaydeden Öymen, bu konuda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e soru önergesi verdiğini anlattı. Öymen önergede, ‘‘Hükümetiniz döneminde Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Komisyonu’nun İstanbul Rumlarıyla Batı Trakya Türkleri arasında Lozan Antlaşması’nın 45. maddesinde tesis edilmiş bulunan karşılıklılık ilkesinden vazgeçilmesi ve vakıflarla ilgili İstanbul Rumlarına tek taraflı bazı hak ve imtiyazlar verilmesi yolunda karar alındığı doğru mudur?’’ diye sordu. ‘Sayıştay’dan elinizi çekin’ Uyum paketinde yer alan Sayıştay’la ilgili düzenlemeyi de eleştiren Baykal, Sayıştay’ın yet Başbakan farkında değil Azınlıklarla ilgili düzenlemelerin Sevr Antlaşması’nı çağrıştırdığına dikkat çeken Öymen, ‘‘Göz göre göre Lozan’ı deliyorlar, buna da Meclis’i alet ediyorlar’’ dedi. Düzenlemelerle azınlıklara tek taraflı tavizler verildiğini kaydeden Öymen, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Erdoğan, Batı Trakya toplumu ile ilgili olarak ‘Tam mütekabiliyet esası uygulanacak’ dedi. Daha mürekkebi kurumadan bunun tam tersini içeren bir yasa tasarısıyla Meclis’te karşı karşıyayız. Başbakan’ın, azınlıklarla ilgili Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulu’nun ne karar aldığından haberi bile yok. Kendi devletinin yaptığını bilmeyen CHP Parti Meclisi, Baykal’ın başkanlığında toplandı. Baykal, gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AA) bir başbakan olur mu?.’’ Özel Öğretim Kurumları Tasarısı’na ilişkin dün yapılması beklenen toplantı ertelendi ‘Ruhban Okulu’ sıkıntısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin ‘‘Ruhban Okulu açılıyor’’ eleştirisini getirdiği Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı’nda yapılan değişikliğin ‘‘tekriri müzakeresi’’ haftaya bırakıldı. AKP yöneticileri, getirilen hükümle Ruhban Okulu’nun açılmasının söz konusu olmadığını belirtirken, bazı AKP’li milletvekilleri düzenlemeye temkinli yaklaşıyor. Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı’nın görüşmeleri haftaya salı gününe bırakıldı. AKP hükümeti, tasarıda yaptığı değişiklikle okulöncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim alanındaki azınlık okullarına kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin yanı sıra bu azınlığa etnik veya dini köken itibarıyla mensup yabancı uyruklu çocukların gidebilmelerine olanak sağlamıştı. CHP, bu düzenlemeyle öğrenci yokluğu nedeniyle açılamayan Heybeliada Ruhban Okulu’nun dışarıdan öğrenci getirilerek açılabileceğini belirtmişti. TBMM Genel Kurulu’nda, önceki gün yapılan tartışmalar üzerine AKP, ‘‘tekriri müzakere’’ yapılarak söz konusu düzenlemeden geri adım atma kararı almıştı. TBMM Genel Kurulu’nda, dün ‘‘tekriri müzakere’’ yapılması beklenirken tasarının görüşmelerinin haftaya bırakılması dikkat çekti. AKP yöneticileri, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Ankara’da olmaması nedeniyle tasarının ertelendiğini belirttiler. TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç, ‘‘İlgili bakanlar yurtdışında, sorumluluk kendilerinde. O yüzden görüşmeler ertelendi. Kendi aralarında görüşür, ne yapacaklarına karar verirler’’ dedi. Altıkulaç, getirilen düzenlemeyle Ruhban Okulu’nun açılmasının söz konusu olmadığını, tasarının okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarını düzenlediğini, Ruhban Okulu’nun ise bir yükseköğretim kurumu olduğunu söyledi. Altıkulaç, ‘‘Azınlık okullarıyla ilgili bir genişletme olduğu doğru. Ancak Ruhban Okulu’nun açılması, getirilen bu düzenlemeyle mümkün değil. Çünkü Ruhban Okulu’nun statüsü farklı’’ diye konuştu. tejisi var: 1 Çevresinde güçlü bir Arap ülkesinin olmamasını sağlamak. 2 Çevresini olabildiğince kendine dost ve kendisinin yönlendirebileceği ülkelerden örmek. 3 Tevrat’a sığınıp Nil ile Fırat arasında olabildiğince geniş bir alana yayılmak. Birinci şık, Saddam’ın devrilmesi, Irak’ın lime lime edilmesiyle bir ölçüde gerçekleşti. Sıra İran’da... İkinci şıkkı gerçekleştirmesi zor. Lübnan bombardımanındaki tutumuyla İsrail’in çevre ülkelerde dost edinmesi daha da güçleşti. Üçüncü şık zamana bakar. İsrail’in, 20. yüzyılın ortasındaki kuruluş kökenlerinde Araplardan satın alınarak birleştirilmiş topraklar olduğu düşünülürse, bu ülkenin gelecek için de benzer planlar yaptığını söylemek abartma olmaz. ??? İsrail’in Kuzey Irak’la kurduğu bağlantı yukarıda sıraladığımız üç şıkka da giriyor. Irak’ın verimli petrol yataklarının da olduğu kuzey bölgesi fiili olarak ayrı bir yönetimin elinde. Demek ki, Irak küçültüldü. Buradaki gruplara yıllardır destek veren İsrail, BarzaniTalabani ikilisini yanına çekmiş durumda. Son Lübnan olayında İsrail’i bölgedeki herkes kınadı, bir tek Barzani Talabani kınamadı. O zaman ikinci şıkka da bir adım atılmış oldu. Kuzey Irak’ta İsrailli işadamlarının değişik yöntemlerle toprak satın aldığı haberleri var. Bunlar Ankara’ya ulaşan raporların parçası. Üçüncü şık da payını almış oluyor. İsrail’in temel kaygılarından biri şu: Bütün bunları Türkiye’yi üzmeden ve çaktırmadan nasıl yapabilirim? Bir yandan Türkiye ile stratejik ilişkiye girip öte yandan Türkiye’nin yaşamsal önem verdiği bir konuda ters düşmek... Birlikte yürütülebilecek iş değil. 1991’de ABD’nin Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Kuzey Irak, ‘‘36. paralelin kuzeyi’’ olarak anılmaya başlanmış ve Saddam yönetiminden ayrılmıştı. 5 yıllık uğraş sonunda pek çok peşmerge Amerikan güdümüne sokulduktan sonra, bunların bir süre Irak dışında eğitilmesi gündeme gelmişti. Önemli bir bölümü Türkiye üzerinden Guam Adası’na götürülmüştü. Bir bölümünü de İsrail almıştı. İsrail’in eğitip geliştirdiği bu kişiler, Saddam’ın devrilmesinden sonra 2004’ten itibaren geri döndüler. İsrail bölge planlarının önemli bölümünü onlar aracılığıyla götürüyor. ??? İşte böyle bir aşamada BBC’de patlatılan haberin ana hatları şunlar: Adı açıklanmayan bir emekli İsrailli asker, 2004 yılından itibaren bazı peşmerge gruplarını İsrail’in eğittiğini söylüyor. Eğitim için toplam 150 milyon dolar harcanmış. Askeri eğitimin temelini özel görevleri gerçekleştirme yöntemleri oluşturmuş. Örneğin kalabalık bir grup içinde bir militan nasıl vurulur? Bu ve benzeri görevleri yerine getirme biçimi öğretilmiş. Haberin ana hatları böyle... Bu haberin, PKK ile mücadele konusunda ABD’nin göstermelik de olsa Türkiye ve Irak’la ortak bir adım atmaya hazırlandığı, Lübnan’a Türk askerinin gitmesi için planların yapıldığı dönemde ortaya çıkması belki rastlantıdır ama, tartışmaya açık bir zamanlama! Bizim son sözümüz BarzaniTalabani’ye: Bir halkın ne kadar çok ‘‘kurtarıcısı’’ olursa, başı o kadar çok dertte demektir. Zira kurtarıcılardan kurtulması o kadar zordur ki! ankcum?cumhuriyet.com.tr Mütekabiliyet önergesi Alman eşin dramı ? ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’nın Alanya ilçesine 1 haftalık tatil için gelen Alman Andreas Wilke (45), hamile eşi Helga Wilke’yi döverek karnındaki bebeğin ölümüne, annenin de beyin ölümüne neden olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Kahya Otel’inde kanaması olduğu için ambulansla hastaneye kaldırılan Helga Wilke, doktorlara düşük yaptığını söyledi. Yapılan araştırmada bebek odadaki çöp poşetinin içinde bulundu. Andreas Wilke gözaltına alındı. Aşırı kan kaybeden Helga Wilke’nin beyin ölümünün gerçekleştiği bildirildi. CHP’nin direnişi geri adım attırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu’ndaki Vakıflar Yasa Tasarısı görüşmelerinde CHP’li milletvekilleri ile AKP’li milletvekilleri arasında sert tartışmalar yaşandı. CHP’li milletvekillerinin, düzenlemeyle cemaat vakıflarına sınırsız mal edinme hakkı tanınmasını ve buna karşın mütekabiliyet ilkesinin kaldırılmasını eleştirmeleri üzerine, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yasa hükümlerinde milletlerarası mütekabiliyet ilkesinin saklı kalmasına ilişkin bir önergesi kabul edildi. Adalet Komisyonu’nda, tasarı görüşmeleri sırasında söz alan CHP’li Feridun Ayvazoğlu, düzenlemeyle Hazine’ye intikal eden malların geri verilmesinin amaçlandığını belirterek yabancılara Türkiye’de vakıf cenneti sunulduğunu söyledi. CHP’li Mehmet Nuri Saygun da ‘‘Savaş mı kaybettik? Savaş kaybetmemiş olmamamıza karşın önümüze konulan dayatmaları çaresizmişiz gibi kabul ediyoruz. AB sürecinde baştan beri her verdiğimiz tavizden sonra yeni taleplerle karşılaştık. Bu dayatmalar, bizi AB’ye taşımaz’’ dedi. DEVLET, 4 BİN YTL ÖDEYECEK Barzani’nin sözcüsü CTPÖZGÜR PARTİ KOALİSYONU AKP’nin ‘Akbulut’ rahatsızlığı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ Rektörü Ural Akbulut’un ‘‘şeriat tehlikesine’’ilişkin yaptığı açıklamalar AKP’lileri rahatsız etti. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, Akbulut’un yaptığı konuşmayı ilginç bir üslupla eleştirdi. Uzunkaya, ‘‘Rektör öyle bir konuşma yaptı ki 10 bin öğrencinin önünde balta, kürek, kazma olsa, hurra şeriatçı cadı avına çıkacaklar...’’ diye konuştu. Uzunkaya, Cumhurbaşkanı’na yönelik imalarda da bulundu. Uzunkaya, ‘‘Bazı bürokratları milletvekilleri seçmiyor. Örneğin, ODTÜ Rektörü’nü biz seçmedik. Kimin seçtiğini biliyorsunuz. O zatı muhterem de dün (önceki gün) oranın açılışındaydı...’’ dedi. İşkence davasında tazminat kararı Haber Merkezi DHKP/C üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanan, ancak yargılama sonucunda beraat eden ‘‘Manisalı Gençler’’ davasının mağdurlarından Emrah Sait Erda, ‘‘2 yıl 5 ay özgürlüğünden mahrum kaldığı’’ gerekçesiyle, devlete karşı açtığı tazminat davasını kazandı. Devlet, Erda’ya 4 bin YTL ödeyecek. Manisa’da, 1995’te DHKP/C üyesi oldukları iddiasıyla 15 genç gözaltına alınmış, yargılama sonunda tüm sanıklar beraat etmişti. 15 gence işkence yaptıkları öne sürülen polisler de mahkum olmuşlardı. 2 yıl 5 ay cezaevinde kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Erda, 110 bin YTL’lik tazminat davası açmıştı. Yargıtay’ın usul yönünden bozduğu dava İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün sonuçlandı. Maddi tazminat talebini reddeden mahkeme, ‘‘Yaptığı haksızlığı kabul etmek, hukuk devletinin en başta gelen özelliğidir’’ diyerek Erda’ya 4 bin YTL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Karar Yargıtay tarafından onaylanınca Erda 4 bin YTL’yi davanın açıldığı tarihten bu yana faizlerin eklenmesiyle alacak. ‘Türkiye terörist dememeli’ Haber Merkezi Kuzey Irak’taki Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) lideri ve ‘‘Kürdistan Bölge Başkanı’’ Mesud Barzani’nin sözcüsü, ‘‘Türkiye’nin Türkiye’deki Kürt hareketini ‘terörist’ olarak nitelemesi Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözümüne hizmet etmez’’ dedi. IKDP’nin yayın organı konumundaki Peyamner isimli internet sitesinde, ‘‘Kürdistan Bölge Başkanlığı’’ adına açıklama yapan sözcü, Türkiye’deki Kürt hareketinin terörist olarak nitelendirildiğine dikkat çekti. Ada’da hükümet protokolüne onay Dış Haberler Servisi KKTC’de CTPDP koalisyon hükümetinin bozulmasının ardından yürütülen çalışmalar sonucunda CTP ve Özgürlük ve Reform Partisi (Özgür Parti) yeni hükümet için koalisyon protokolünü onayladı. CTP Parti Meclisi’nin, Genel Sekreter Ömer Kalyoncu başkanlığında yaptığı toplantıdan sonra yapılan açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun oluşturulmasına yönelik çalışmalara bugün başlanabileceği belirtildi. Karşılıklılık ilkesi saklı olacak CHP’li milletvekillerinin eleştirileri üzerine Devlet Bakanı Şahin, tasarının ‘‘kapsam’’ maddesini düzenleyen 2. maddesi görüşülürken ‘‘kanun hükümlerinin uygulamasında milletlerarası mütekabiliyet ilkesinin saklı olduğuna’’ ilişkin bir önerge verdi. CHP’li üyeler, önergenin Batı Trakya’daki Müslüman azınlığın haklarını korumayacağını vurgulayınca Şahin, Yunanistan’ın Vakıflar Kanunu’nu incelediklerini ve Türkçeye çevirdiklerini belirterek aynı ibarenin yasada bulunduğunu, bu nedenle tasarıya koymak istediklerini söyledi. Önerge, uzun süren tartışmaların ardından kabul edildi. Buna göre, yasa hükümlerinde milletlerarası mütekabiliyet ilkesi saklı olacak. Tasarının 5. maddesi üzerinde görüşmeler tamamlanırken oylamaya geçilmeden toplantı sona erdi. Tasarının görüşmelerine bugün devam edilecek. Finlandiya’dan yeni girişim Öte yandan, AB Dönem Başkanı Finlandiya, KKTC’ye izolasyonun kalkması, bu çerçevede Rumları da tatmin edecek bir planın benimsenmesi için yeni girişim başlattı. Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, yeni temaslarla, ‘‘AB’nin Kıbrıslı Türklerle doğrudan ticari ilişki kurması yönündeki engelin kaldırılması ve Türkiye’nin de deniz ve havalimanlarını Kıbrıs Rum trafiğine açması yönünde ikna edilmesinin amaçlandığını’’ bildirdi. Tuomioja, ‘‘Hiçbir taraf şimdilik ‘hayır’ da, ‘evet’ de demiyor” dedi. Chomsky’ye Chavez dopingi ? NEW YORK (AA) Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma, ABD’li düşünür Noam Chomsky’nin kitap satışlarını patlattı. ABD Başkanı’na ‘‘Şeytan’’ diyen Chavez, Chomsky’nin ‘‘Hegemony or Survival’’ adlı kitabına atıfta bulunarak bu kitabı herkese tavsiye etti. Chavez’in açıklamalarının ardından, kitap, internetten satış yapan Amazon ve BarnesNoble sitelerinde en çok satan ilk 10 listesine girdi. Kitabın yayıncısı 25 bin baskı daha yaptı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle