19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr İSMMMO Başkanı Arıkan, getirilmek istenen ön kontrollü beyan sisteminin risklerine dikkat çekti 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL ‘Vergi denetimi siyasallaştırılıyor’ ? “Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikle ön kontrollü beyan sistemi getirilmesi hedefleniyor. Eğer siyasal iktidar, mali idareyi siyasallaştırırsa bunun altından kimse kalkamaz. Bu sistemde ‘Benim yandaşlarım hariç diğerlerini incele’ denilmesi mümkün. Siyasal iktidarın bunu diyebilmesinin yolu açılmamalı.” FATMA KOŞAR stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, siyasi partilerin seçim harcamalarıyla ilgili denetimi ücretsiz yapmaya hazır olduklarını bildirdi. Gelir Vergisi Kanunu’ndaki değişiklikleri ve çalışanlara vergi iadesinin kaldırılmasının olası sonuçlarını değerlendiren Arıkan, hükümetin iktidara geldiğinden beri kayıt dışıyla mücadele söylemine karşın dişe dokunur bir şey yapmadığını belirtti. İSMMMO Başkanı Arıkan, hükümetin IMF’ye taahhüt ettiği ve Vergi Konseyi’nin önerileriyle gündeme gelen Gelir Vergisi Kanunu’nda planlanan değişiklikleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Gelir Vergisi Kanunu’nun değiştirilmesi, kurumlar vergisiyle birleştirilmesi gündemde. ARIKAN Vergi Konseyi, 7 yeni müessese oluşturmaya çalışıyor. Bu müesseselerden biri de kazançla ilgili. Bu yöntem 1800’lü yıllarda Fransa’nın uygulamaya çalıştığı, Türkiye’de çok tartışılan hayat standardının benzer bir modeli. Dolayısıyla anayasaya aykırı olduğu için daha önce kaldırılan hayat standardına benzer bir sistem getirmelerini doğru bulmuyoruz. Ön kontrollü beyan sisteminde de beyanı düşük bulunana ‘‘sen bunu arttır’’ deniliyor. Bu beyana dayalı olduğu kabul edilen bir sistemde hakkaniyete ve vergi tekniğine aykırı. ERGİ İADESİ KALDIRILMAMALI Konseyin hazırladığı Temmuz 2006 tarihli ara raporunun ardından eleştiri ve önerilerimizi sunduk. Hazırladığımız raporda, konseyin doğru olduğuna inandığımız saptamalarına yer verdik. Ancak, ön kontrollü beyan sistemi getirilmek isteniyor. Bu sistem, vergi incelemelerinde siyasi müdahale riskini getiriyor. Siyasi iktidarın kendi yandaşlarını vergi incelemesi dışında tutmasının yolu açılmış olur ki bunun altından kimse kalkamaz. Çalışma eksik başladı. Gelir vergisi ve kurumlar vergisindeki değişikliğin eşzamanlı yapılması gerekirdi. Ayrıca gelir ve kurumlar vergisinin birleştirilmesini doğanın tabiatına aykırı olarak görüyoruz. Çünkü her iki vergi sistemi ayrı amaçları gütmektedir. Gelir, Yerel Demokrasi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin başkenti, yaşayanlar açısından, işkence alanına dönüştü. Yerel demokrasiden nasibini almamış bir yönetim, hemşerilerinin gereksinimlerini askıya alarak, onları yok sayarak işler yapıyor. Yapılan işlerde hemşerilerinin güvenliğini, sağlığını hiçe sayıyor. Gereken önlemler alınmadan, uyarılar yapılmadan kazılan alanlarda, kapatılan yollarda uğranılan kaybın haddihesabı yok. Yıllardan beri kullanılan ana caddeler bir gecede tek yönlü hale getiriliyor. Caddenin sağındaki ve solundaki sokaklardan kent merkezine gitmek için caddeye çıkanlar yeniden ters yöne sokuluyor. Kent merkezine hangi yoldan gideceklerini gösteren ne bir işaret, ne bir uyarı ne de kroki var. Dönüp dönüp aynı noktaya gelenler, her şeyi göze alarak ters yöne dalıyorlar. Trafik tıkanıyor, burnundan soluyan halk birbirine giriyor. Ana yolların ortası imara açılıp, gürültü ve egzoz kirliliğinin dayanılmaz olduğu alanlarda, büyük harcamalarla, içerisinde lokantalar, kahveler bulunan çarşılar yapılıyor. İnsan sağlığını ve yaşam güvencesini hiçe sayan yerler için yasalar ihlal ediliyor. ??? Dünyada hemşerilerinin gereksinimlerini hiçe sayan, onları hak sahibi bireyler olarak görmeyen, hatta insan yerine bile koymayan bir yerel yönetim var mıdır, bilemiyorum. Demokratik ülkelerde yerel yönetimler hizmetleri durdurarak, yurttaşın gereksinimlerini askıya alarak (irade dışı aksaklıklar hariç), ne hali varsa görsün diyerek iş yapmaya kalkmazlar. Yapılan her işte halkın sağlığını ve güvenini düşünmek zorunda olan yerel yönetimler, tüm sağlık kurallarını hiçe sayarak, ‘‘Ben yaptım oldu’’lara da kalkışamazlar. Kentin simgesi olmuş anıt ve yerleri halkın onayı olmadan değiştirmeye, kentin kişiliğini bozmaya ise hiç hakları yoktur. Kentin tarihi ve kültürel yapısında önemli değişiklik yaratacak işlere kalkışan yerel yönetim, yapılan iş konusunda kent halkını bilgilendirmek ve onayını almak zorundadır. Yapılan iş nedeniyle aksayan hizmetler için seçenekler oluşturmak, işleri hizmeti aksatmayacak şekilde sıraya koymakla yükümlüdür. ??? Ankara Büyükşehir Belediyesi yerel yönetimciliğin tüm ilkelerini hiçe sayarak, kamunun olanaklarını sorumsuzca kullanıyor. İşlerin yürütülmesinde bir plan ve programın olmadığı yürütülüş biçiminden belli. Yapılan işler daha çimentosu kurumadan yıkılıyor, başka bir iş yapılıyor. Üstelik bu işlerin bir kısmı da Sayıştay binasının önünde, bu harcamaları denetlemekle görevli Sayıştay’ın gözü önünde yapılıyor. Hemşeriler sıkıntıya sokulduktan sonra, genellikle tutulmayan sözler verilerek işin ‘‘ivedi’’ bitirileceği söyleniyor. Bu ‘‘ivedilik’’ işlerin bazı yasaların etrafından dolaşılması ve ihalesiz yapılması için bahane olarak mı kullanılıyor, bilemiyoruz. Öyle anlaşılıyor ki, bu ilkesizliğin ve israfın hesabının sorulamayacağına güveniliyor. Harcamalar denetlenirken ise, işin yapıldığına ve teslim alındığına ilişkin belgelere bakılacak, bedeli ödenen iş için yerindelik ve halihazır durum denetimi yapılmayacak, olay kapanacak sanılıyor. Oysa yerel yönetimlerin yaptığı her işte‘‘yerindelik denetimi’’ bir zorunluluktur. Bedeli ödenen işin yerinde yeller esiyorsa, hiç kullanılmayan bir iş için ödeme yapılmış ise, bunun hesabının da sorulması gerekmektedir. Denetimin, her bir harcama ve ihale bazında değil, o yer için yapılmış tüm ihaleler bir araya getirilerek, daha önce yapılan işi yıkmak için ödenen tüm bedeller de toplanarak yapılması gerekmektedir. Denetimi yapanlar, belli bir yerde yapılan tüm harcamaları bir araya getirerek denetim yapmazlar, harcamaları evrak üzerinden ve ayrı ayrı denetlerlerse görevlerini ihmal etmiş sayılırlar. Yerel yönetimlerin en önemli özelliği sürekli hesap verebilecek konumda olmaları, hemşerilerin doğrudan denetimine açık bulunmalarıdır. Bu denetimi olanaksız kılacak her yola başvuran yerel yönetimler, yaptıkları hesapsız harcamalarla kentlerin geleceğine ipotek koydular. Şimdi de bu yükleri karşılamak için kent halkının sırtına yeni vergiler yükleniyor. Kent halkı yönetimde kendisini dikkate bile almayan yerel yöneticilere daha fazla kaynak aktarmaya zorlanıyor. Halk bu kadar ağır bedel ödemeden de daha kaliteli hizmet alabileceğini unuttu. Büyük olasılıkla Büyükşehir Belediye Başkanı da, iş bittiği zaman nasıl olsa çekilen sıkıntılar da unutulur varsayımı ile halkın unutkanlığına güveniyor. Oysa unutmayacak ve hesap soracak insanlar gün sayıyor. temizel?cumhuriyet.com.tr ? “AKP hükümeti iktidara geldiğinden beri kullandığı kayıt dışıyla mücadele söylemine karşın hiçbir şey yapmadı. Kayıt dışı siyasette başlıyor. AKP de dahil gelecek yıl seçime katılacak bütün partilerin seçim giderleri ve harcamalarını ücretsiz denetlemeye hazırız. Samimiyetlerini ortaya koysunlar, şeffaf olsunlar.” İ ‘Profesyonellere rakip olduk’ İSMMMO’nun kurulduğu yıldan beri başkanlığını sürdüren Yahya Arıkan, uzun dönem başkanlık yapanların adaylığının engellenmesiyle ilgili tartışmada şunları söylüyor: ‘‘Üye, hizmet vermeyeni seçmeyecek perspektife sahip. Odada seçime katılma oranı yüzde 45 civarında.’’ Temel çalışmaları olan eğitim ve yayın konusunda beklentileri karşıladıklarını bildiren Arıkan, en çok yayın gönderen meslek örgütlerinden biri olduklarını ifade etti. Oda Mali Çözüm ve İSMMMO Yaşam adlı periyodik dergileri yanı sıra mevzuatları yorumlayarak yayımlıyor. Eğitim konusunda ise, rutin mesleki seminerler dışında teknoloji ve İngilizce kurslarında iddialı. Başkan Arıkan, piyasa ücreti aylık 1000 YTL civarında olan kurslarından gururla söz ediyor: ‘‘Kurulum maliyeti 50 bin YTL ’yi geçmeyen 3 ayrı derslikte eğitim veriyoruz. Aslında maliyeti ile fiyatları göz önüne aldığınızda kârlı bir iş diye düşünüyorum. Amacımız stajyerleri de mutlaka katmak, onları geleceğe hazırlamak. Teknoloji ve bilgisayar kurslarımızla profesyonellere rakip olduk.” ’’ Muhasebe zirvesi İstanbul’da ünya D Muhasebe Kongresi, 1316 Kasım 2006 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacak. Dünyadan 5 bin 500, Türkiye’den de 1500 delegenin katılımı beklenen kongre 17’nci kez düzenlenmesine rağmen, Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek. Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (IFAC) düzenlediği kongrenin Türkiye ayağını Türkiye Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) ile Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği (TMUD) organize ediyor. İstanbul’da gerçekleştirilecek kongrenin doğal ev sahibi ise İSMMMO. Türkiye’deki muhasebecilerin yaklaşık üçte birini kapsayan ve 25 bin üyesi bulunan İSMMMO’nun başkanı Yahya Arıkan da bu kongre nedeniyle heyecanlı. Arıkan, ‘‘Bu kongre 3040 yılda bir aynı ülkeye gidebiliyor. İkinci defa da Türkiye’ye gelecek ama bunu bizler göremeyebiliriz’’ diyerek üyeleri bu kongreye katılmaya davet ediyor. V her türlü kazancı kapsarken kurumlar vergisi tamamıyla tüzelkişiliklerin kazancıyla bağlantılı, sermaye şirketlerinin vergilendirilmesini amaçlıyor. Dolayısıyla bu iki verginin birleştirilmesini anlamamız ve bu yaklaşıma katılmamız mümkün değil. Değişikleri hazırlayan, öneren Vergi Konseyi’nde kimler var? ARIKAN Sanayi ve ticaret odalarının temsilcileri, TÜRMOB’dan bir kişi. Üyelerin yüzde 90’dan fazlasının orijinine baktığınızda eski inceleme elemanı olduğunu görüyorsunuz. Halbuki; inceleme elemanları olacak, denetimden üye yer alacak. Ama bunun yanında uygulamacıların, mali müşavirlerin de bu yapıda yer alması gerekiyor. Emeklilerin ardından çalışanlara vergi iadesinin kaldırılması da gündemde. ARIKAN Bindikleri dalı kesecekler dir. Türk vergi sisteminin en önemli özelliği belgeye dayanması. Belge yoksa, vergi de yok. Her türlü harcama belgeye dayanmaz ve bu harcayan tarafından bir anlam ifade etmezse kimse belge almaz, kimse vergi vermez. Ücretlilerin iadesini kaldırmak yerine, herkesin yaptığı her türlü harcamayı vergi matrahından indirebilmeliyiz. Yüzde 53.5’i kayıt dışı bir ekonomi söz konusu, vergisel kaybı 1520 milyar dolar civarında, sadece gelir ve kurumlar vergisi kaybı bu. Bu ciddi bir rakam. Bırakın daraltmayı, kaldırmayı genişletilmeli. Hatta herkes beyanname vermeli. Kaldırmak son derece tehlikeli bir düşünce. Kayıt dışı arttıkça dolaylı vergilere yükleniliyor. Bugün ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerin oranı yüzde 74. Kayıt dışını artırmak, vergi verenden daha çok vergi almak demek. Tariş Otacı’yla el sıkıştı Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, doğal cilt ve saç bakımı konusunda Otacı firmasıyla işbirliğine giderek geliştirdiği ürünleri tüketicilerin kullanımına sundu. Birlik Başkanı Cahit Çetin ve Otacı Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan, ‘‘TaZe’’ markasıyla satılacak 7 ürünün tanıtımını basın toplantısıyla tanıttılar. ‘Tuzun yüzde 80’i kaçak’ KONYA (AA) Türkiye’de kurulu çok sayıda gıda fabrikasının, rafine tuz yerine merdiven altı üretimi, hijyenik olmayan sağlıksız tuz kullandığı öne sürüldü. Salina Tuz Genel Müdürü Himmet Kara, Türkiye yıllık tuz tüketiminin 2.5 milyon ton olduğunu, 1 milyon tonun sofralık da dahil olmak üzere gıda sektöründe kullanıldığını dile getirerek tuzun 14 bin farklı ürünün üretiminde yer aldığını belirtti. Kara şöyle konuştu: ‘‘1 milyon ton tuzun sadece 300 bin tonu kayıt altında. Yani 700 bin ton tuz kayıt dışı. Kalite son derece düşük. Hijyen kurallarına uyulmadığı için de çok sağlıksız. Ancak yine de çok sayıda gıda fabrikası, rafine tuz yerine bu tuzları tercih ediyor. Türkiye’de 200’e yakın kayıt dışı üretim yapan fabrika var ama denetim yok.’’ Kayıt dışı tuzların kuruyemiş, salça, ekmek gibi birçok sektörde kullanıldığını iddia eden Kara, ‘‘Cezalar caydırıcı değil. Biz, üretimde tuzun bir maddesini eksik ürettiğimizde 6 bin YTL ceza ödüyoruz. Merdiven altı üretim yapanlar ise yakalandıklarında kaçak oldukları için bin YTL ceza alıyorlar. Yani her şey onlardan yana. Ezilen biz oluyoruz’’ dedi. Aksaray’da kurulu Saray Tuz Genel Müdürü Hüsnü Selim Perek ise merdiven altı tuz üreten fabrikaların mutlaka incelenmesi, hangi sağlık koşullarında üretim yapıldığının görülmesi gerektiğini bildirdi. PAZAR PAYI YÜZDE 5 MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Son zamanlarda IMF dahil birçok kesim Türkiye’nin yeni bir ekonomik dalgalanma içine gireceğini dile getirmeye başladı. Aslında Türk ekonomisi gibi dışarıya bağımlı, borçla finanse edilen, siyasi ve uluslararası hareketlere karşı kırılganlıkları fazla bir ekonomide zaman zaman dalgalanma veya krizlerin olması kaçınılmazdır. Bu nedenle işletmeler devamlı bunu göz önüne alıp tedbirli ve basiretli yönetim göstermelidirler. Bir işletmede bakılması gereken en önemli dört alan vardır. Bu alanlar brüt kâr, genel giderler, alacaklar ve stoklardır. Bir işletme büyürken veya olgunlaşırken performansını savurganca harcama eğilimindedir... Brüt kâr yüksek satışları artırmak için feda edilir. Satışlar arttıkça alacak kontrolü de savsaklanmaya başlanır. Stok yokluğu yüzünden herhangi bir potansiyel satışı kaçırmamak için pamukm?superonline.com EMO DAVA AÇACAK Otokoç’tan Anadolu yakasında ilk tesis Ekonomi Servisi Otokoç’un İstanbul Anadolu yakasındaki ilk tesisi Otokoç Taşdelen, Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç’un katıldığı bir törenle açıldı. Koç, yaptığı konuşmada, Otokoç’un bugün Türkiye’nin Tüpraş’tan sonra ikinci en büyük sanayi kuruluşu olan Ford Otosan’ın başlangıcı, tohumu olduğunu söyledi. Koç, Ford Otosan sisteminde çok büyük önem taşıyan Otokoç’un şu anda Türkiye’de perakende otomobil satışında pazarın yüzde 5’ine sahip olduğunu belirtti. Otokoç Genel Müdürü Cenk Çimen de yılda 33 bin yeni araç satışı yaptıklarını ve 175 binden fazla müşteriye hizmetler sunduğunu söyledi. Kârlılığı ve Nakit Akışını İyileştirmek stok seviyeleri artar. Satış hacmi arttıkça şirket ‘‘şişmanlamaya’’ başlar ve genel giderler yükselir. Buraya yeni eleman, şuraya da yeni bir eleman... Her yere bir çalışan. Sonuç; net kârlar azalmış veya zarar doğmuş ve banka kredileri artmıştır. ri ödemesi en yüksek potansiyeli olan yere yoğunlaşın. Bu çabaya 80/20 kuralı denir. Bunun anlamı şudur. Tasarruflarınızın yüzde 80’i, genel giderlerin yoğunlaştığınız kategorinin Örnek: % 5’lik bir değişimin etkisi yüzde 20’sinden gelmektedir. Alan Önce(USD) Sonra(USD) Faturalarınızı daha erken Satışlar 240.000 252.000 gönderin, Satış maliyetleri 144.000 136.000 Müşterilerinizin ödeme sisBrüt kâr 96.000 115.200 temlerinin nasıl çalıştığını öğGenel giderler 80.000 76.000 renin, Net kâr 16.000 39.200 Günü geçmiş ödemelerin Alacaklar 60.000 57.000 peşine daha erken düşün. Bir Stoklar 36.000 34.200 ödemenin peşine düşmek için Alacak+stok % 40 36 faturanın ödeme tarihinin geçmesini beklemeyin. Fatura Onlardan kendi kontrollerindeödemesine beş gün varsa ve ki maliyetleri düşürmeleri müşterinizin genellikle geç ve/veya verimli hale getirmeleödeme yaptığını biliyorsanız bir rini isteyin. hatırlatma yapın ve ‘‘nezaket’’ telefonu açın. bir hizmeti veya malı almanın yollarını aramak zorundasınız. İşgücünün verimini artırmak: Çalışanlarınızın performanslarına göre ödeme yapın. temel amacı, stoku mümkün olduğunca kısa sürede ve en yüksek fiyata satmaktır. Bunun esas alınması stokların minimumda tutulması anlamını taşır. Stok satın almayı tam zamanında ve en uygun biçimde yapmaya çalışın. HES ihalelerine iptal yolu MURAT KIŞLALI Panik halinde stok almayın Yavaş eriyen stokları hemen saptayın. Stok sorumlularının üretim ve pazarlama ihtiyaçlarından haberdar olmalarını sağlayın. İstenmeyen stoku yok edin. Kullanmadığınız stok varsa hemen satın. Ne kadara mal olduğuna bakmadan elden çıkarın. Buradan elde edeceğiniz parayı kredi borcunuzu azaltmak için kullanın. Kilit alanlardaki ufak bir değişim, önemli sonuçlar yaratmaktadır. Brüt kârları artırmak Brüt kârları artırmak için iki yol vardır: Birincisi satış fiyatlarını artırmak, diğeri değişken maliyetleri azaltmak. Maliyetleri azaltmak için şu yollara başvurulabilir. Tedarikçileri değişitirmek, azaltmak, fiyatlarda indirim sağlamak, Ürünhizmet özellikleri değiştirmek, Satın alımları iyileştirmek; satın aldığınız her şey için tedarikçinizin rakiplerinden fiyat almak ve daha uygun maliyete Genel giderleri azaltmak Genel giderleri azaltmak için yukarıdaki yolların yanında ge Stokları kontrol etmek Stok alımının ve üretiminin ANKARA Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Kemal Ulusaler, 250 milyar dolarlık hidrolektrik santralları (HES) rantı devrini yargıya götüreceklerini bildirdi. Ulusaler, hükümetin, Danıştay’ın durdurduğu HES ihalelerini, şimdi de ‘‘Su Kullanım Hakkı’’ adı altında Devlet Su İşleri’ne yaptırdığını belirterek şöyle konuştu: ‘‘İkisi arasında bir fark yok. İkisinde de özelleştirme esasları yönetmelikle belirleniyor, ki bu durum yasalara aykırı. Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın kararları var. Zaten EPDK ihalelerinin yürütmesi de Danıştay tarafından bu nedenle durdurulmuştu. DSİ’nin yaptığı ihalelerin de iptali için yargıya başvuracağız.’’ CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle