Katalog

SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2006 CUMA 6 HABERLER Emniyete ‘baskı’ suçlaması Saldırıdan bir gün önce Danıştay otoparkında sanık Arslan ile birlikte iki kişinin konuştuğunu duyduğunu söyleyen tanık Aysel Sağlam, emniyette, bir şey görmediğine dair ifadesinin alınmak istendiğini ileri sürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire üyeleri ve gazetemize yönelik saldırılarla ilgili 7’si tutuklu 9 sanığın yargılandığı lan, ‘‘Domuza başörtüsü giydirmesi ne kadar ahlakidir? ? Baştarafı 1. Sayfada davanın ikinci duruşmasınNe kadar etiktir?’’ dedi. Arslan, oğlunun karikatür nedekin beyanlardı bunlar. Bunları basın çarpıttı. Kralın çıpda, 6 tanık dinlenildi. Tanık niyle tahrik olduğunu ileri sürdü. lak gezmesi mi suç, çıplak gezdiğini söylemek mi?’’ dedi. Aysel Sağlam, olayı görmeMilletin değerlerine hakaret edildiğini ve bu değerlere diğini, yalnızca Danıştay’a hakaret eden bir kesimin bulunduğunu iddia eden İdris Ars ‘Ülkede İslam düşmanları var’ saldırı olayından bir gün önlan, şunları kaydetti: ce Danıştay otoparkının yanınİdris Arslan, ilk duruşmada da ‘‘Emperyalist güçlere ‘‘Milleti millet yapan değerler vardır. Bunlara saygılı da sanık Alparslan Arslan ile alet olmayın. Milletin hizmetinde olun. Bu milletin değerlerine olunsun. Başörtüsü de bir değerdir. Başörtüsünün bir detanımadığı iki kişiyi gördüğüğer olmadığını iddia edenler, mankurtlar varsa, bunu Ça saygı duymayanlara, bu millet şu veya bu şekilde hak ettiği nü söyledi. nakkale şehitlerine sorabilirler. Ona inanmıyorlarsa Süt dersi verecektir. Bu ülkede İslam düşmanları var, Kuran Ankara 11. Ağır Ceza Mahçü İmam’a sorabilirler. Ona da inanmıyorlarsa millete düşmanları var, millet düşmanları var. Adı Mehmet, Mustafa kemesi’nde görülen davanın sorsunlar. Başörtüsü değer midir, değil midir? Başörtüsü olan birçok Ermeni ve Rum vardır. Bunlar laiklik adı dünkü duruşmasına, Alparsdeğerdir, ezan değerdir, bayrak değerdir. Bunlar bizim altında bu ülkenin değerlerine ihanet ediyor. Bu ülkeye yüz lan Arslan’ın da aralarında Alparslan Arslan. Baba İdris Arslan. kutsal değerlerimizdir. Bunlara hakaret ettirmeyiz.’’ Ars bin şehit verdik. Yüz bin şehit daha veririz’’ diye konuşmuştu. bulunduğu 7 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıkların bulunduğu paravanın çevresine, ArsAğabey birinin koluna girmiş bana Arslan dışındaki sanıkları teşhis edenü söyledi. Arslan ve yanındaki kidiğini bildirdi. Karadeniz, Arslan’a, lan’ın ilk duruşmadaki kaçma girişimdoğru yaklaştı. Şahsın sol elinde evrak şilerin gergin şekilde konuştuklarımediğini söyledi. ‘‘Emniyette, bir şey ‘‘Alparslan Arslan, raporun akıllı dileri göz önüne alınarak, bu kez rütnı, konuşmaları duymadığını, ancak görmediğine dair ifadesinin alınmak ye geldi. Bir itirazın var mı?’’ diye çantası vardı, sağ eliyle silahını çıkarbeli uzman erbaşlar yerleştirildi ve janellerindeki çantalardan avukat oldukistendiğini’’ öne süren Sağlam, mahsordu. Sanık Arslan’ın, gülümseyedı. Ben karşıdaydım, ilk önce beni hedarma sayısının da ilk duruşmaya gölarını düşündüğünü anlatan Sağlam, keme salonunda da Alparslan Arslan’ı rek, rapora itirazı olmadığını söyledef aldı, Şenol Ağabey bileğinden tutre artırıldığı görüldü. Salona getiribu kişilerin yol vermemesi nedeniyteşhis etti. mesi üzerine Karadeniz, ‘‘Akıllısın tu, mücadele etmeye başladılar. O anlişi sırasında tebessüm eden Alparsle otoparktan geçemediğini belirtti. Danıştay’a düzenlenen silahlı salyani’’ dedi. Mahkeme Başkanı Kada silah 1 el patladı. İkimiz üzerine atlan Arslan’ın, tıraş olduğu ve kilo alBuna içerlediğini ve Danıştay kapıdırıda polis memuru olarak görev yaradeniz, daha sonra sanıklara tek tek ladık. Danıştay personeli de linç etdığı da gözlendi. pan Ercan Kızılhan, olay günü saat sı önünde duran iki kişiye ‘‘İnsana yol taleplerini sordu. Arslan, ‘‘Bir talemek istedi. Şahsı polis odasına aldık.’’ ‘Belinde silah gördüm’ bile vermiyorlar’’ diyerek tepkisini 10.15 civarında danışma görevlisi bim yok’’ dedi. Arslan’ın avukatı Ah‘Akıllı çıkmışsın’ Mahmut Cengiz’in kendilerine 2. Dadile getirmek istediğini söyleyen Sağmet Duyar’ın soruşturmanın genişTanık Aysel Sağlam, olayı görmelam, bu sırada konuşan kişilerin, ‘‘taire’de bir karışıklık olduğunu söyleletilmesi talebinin reddedildiğini bildiğini, sadece Danıştay’a saldırı olaMahkeme Başkanı Orhan Karadediğini, bunun üzerine diğer polis menınmamak için sırtlarını döndükleridiren Karadeniz, sanıkların tutukluyından bir gün önce Danıştay otoniz, daha önceki duruşmada Arsni ve bu kişilerden birinin belinde simuru Şenol Aktan’ın olay yerine gitluk hallerinin devamına karar verilparkının yanında sanık Alparslan Arslan’ın akıl sağlığına ilişkin Numune lah gördüğünü’’ anlattı. Sağlam, olatiğini anlattı. Kızılhan, olayı şöyle diğini belirtti. Duruşma, 18 Ekim lan ile tanımadığı iki kişiyi gördüğüyın ardından emniyete çağrıldığını, anlattı: ‘‘Birkaç dakika sonra Şenol 2006’ya bırakıldı. Hastanesi’nden istenen raporun gel BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Okullar Açılırken... Pazartesi günü okullar açıldı. 14 milyonu aşan bir kitle, yeni bir eğitim yılında ilk derslerine girdiler. Sadece çocuklarımız ve anababaların değil, bütün bir toplum için mutlu bir gündür bu. Filozoflar, eğitimi yetiştirmek, öğretmek ve yetkinleştirip olgunlaştırmak olarak tanımlarlar. Eğitim, her çocuğu kademe kademe kültüre, yani insanı hayvandan ayıran noktaya götürebilecek süreçler ve usuller bütünüdür. Ancak, okulla da bitmez eğitim; okul öncesi başlar, okulla da temellendirilir ve okul sonrasında ömür boyu sürer. ‘‘İnsan olmayı öğrenmek’’: Budur eğitim! Çağdaş toplumlar, bu ulvi eylem için aklı ve bilimi başa alıp laik, milli ve demokratik bir ortam şart koşuyorlar. Bizim Cumhuriyet devrimimiz de, eğitime işte bu açılardan bakıp ilkeleştirmiş ve kurumlaştırmıştır. Yaptığı, en başta bir ‘‘eğitim devrimi’’dir. Peki, bugün yaşıyor mu bu? ? 1950’de iktidara geçen Demokrat Parti, devrim ile demokrasiyi uzlaştırıp, eğitimin özünden feragat etmeden onu halka yaymak yerine, eğitimi yozlaştırmıştır! Onu izleyen iktidarlar, bu yönde yarışmışlardır. Bugün gelip durduğumuz noktada, AKP’nin iktidarında, onun yırtındığı üç konu vardır: İmam hatipler, türban, Kuran kursları. İktidarının dört yılı boyunca eğitimde temel hedefi de ‘‘eğitimi imamlaştırmak’’tır. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yeni eğitimöğretim yılının başlaması nedeniyle yayımladığı mesajında, pek önemli konulara değinirken ‘‘dogmalarla ve boş inançlarla çocukları ve gençleri etkileme amacı güden okulların ve kursların varlıklarını sürdürmelerinin engellenmesi gerektiğine’’ de işaret ediyordu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, Cumhurbaşkanı’ndan örnekler istiyordu. CHP milletvekili Mustafa Gazalcı da, hukuka ve Cumhuriyet ilkelerine aykırı işlemlerin bazılarını tespit etti. Onların bir listesini, Melih Aşık’ın ‘‘Açık Penceresi’’nden alarak (Milliyet, 20 Eylül 2006), okurlara aktarmak güzel olurdu. Bir özetleme yapabilir miyiz? Liste yüklü; ona eklenecek başkaları da var: Özetle denecek şu ki, okul, her vesileyle dinsel propagandanın etkisinde; ve bu propaganda, suç olmaktan çıkarılmıştır. Uyduruk Kutlu Doğum Haftaları; kimi ulusal konuların kitaplardan çıkarılıp yerine dinsel metinlerin konulması; her türlü dinsel yayınların serbestçe okula sokulabilmesi yaygınlaşmıştır. Bir de, öğrenciler özel okullara yönlendiriliyor. Ayrıca, yazın okullarda yaz Kuran kurslarının açılmasına izin veriliyor. Bu kurslara yasal olarak 5. sınıfı bitiren çocuklar gidebilecekken her sınıftan ve yaştan öğrencinin gitmesine göz yumuluyor. Ama Milli Eğitim Bakanı’nın gözleri kör olmuştur, bunları fark etmiyor. Olan bitenin, anayasaca, bir partinin kaderini belirleyeceğini de bilmiyor; ya da biliyor da umurunda değil. AKP için, başka konular bir yana, sadece eğitim konusunda anayasa ihlalleri, bir dosyayı aşıp bir deve yüküne dönüşmüştür. Yargıtay Başsavcısı’nın da sessizliğini bozup Anayasa Mahkemesi’nin kapısının önünde yükünü boşaltması uzakta değildir... ? Kuran kursları üstüne bir hatırlatma daha yapalım: 13. yüzyılda, İspanya’da, Aydınlanmacı filozof İbni Arabi’ye göre Kuran, dili, konuları ve kavramlarıyla, en başta yetişkinlere seslenir; çocuklar içinse, onların ancak temel eğitiminden sonra Kuran’la tanışmasına dikkat edilmelidir. Kaldı ki, bu tanışma şart da değildir filozofa göre. İbni Arabi’nin söyledikleri üstünde durmalı! Ayrıca, aradan geçmiş yedi yüzyılın aydınlattığı ufka yaslanarak konuya bakmalı! Bugün, Diyanet İşleri Başkanlığı, kendi Kuran kurslarında azami dikkat göstermeli. Onun dışındaki kurslarda ki yasaktır sapla saman birbirine bolca karıştırılacağından, onlara caydırıcı cezalarla karşı çıkılmalıdır... İDRİS ARSLAN YİNE GAZETEMİZE SALDIRDI 301. madde sorgulanıyor Hükümet ve AB karardan memnun Haber Merkezi Yazar Elif Şafak’ın, ‘‘Baba ve Piç’’ adlı romanında ‘‘Türklüğü aşağıladığı’’ iddiasıyla TCY’nin 301’inci maddesinden yargılandığı davada beraat etmesi Başbakan, CHP lideri, AB ve ABD tarafından memnuniyetle karşılandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ise ifade özgürlüğünün Türkiye’de düşünce özgürlüğünün Avrupa’nın gerisinde olmasını kabul etmediklerini, ancak düşünce özgürlüğüne sığınılarak devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini de kabul etmediklerini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şafak’ın beraat kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek ‘‘Elif Hanım’ı aradım, doğumu sebebiyle kendisine sağlık diledim. Sürece yönelik düşüncelerimi de paylaştım’’ dedi. Erdoğan, 301. maddenin değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin soru üzerine konuyu muhalefette konuşabileceklerini belirterek ‘‘Ama yorumcuları dinledim. ‘Bu, özgürlüklere sınırlamadır.’ Buna katılmıyorum. Özgürlük Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret hakkını doğurmaz’’ diye konuştu. CHP lideri Deniz Baykal ise karardan memnuniyet duyduğunu belirterek şunları kaydetti: ‘‘Umarım bu karar 301. maddeyi daha doğru değerlendirmeye katkı yapar. Sorun nerededir? Maddede mi, maddenin yanlış işletilmesinde mi, yargıya sokağın müdahalesinde midir?’’ dedi. Şafak’a destek olmak amacıyla duruşmayı izleyen ABTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk de kararın sevindirici olduğunu belirterek ‘‘301. madde var oldukça davalar açılacak ve bu madde Türkiye’nin AB yolunda çıkarlarını zedeleyecek. 301 tamamen kaldırılmalı’’ dedi. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in sözcüsü Krizstina Nagy de beraat kararının olumlu bir gelişme olduğunu belirtirken ‘‘301. maddenin ifade özgürlüğüne ciddi bir tehdit’’ oluşturduğunu kaydetti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da kararın ‘‘ifade özgürlüğünün daha da geliştirilmesi yolunda iyi bir adım’’ olduğunu belirtti. Devletin güvenliği... CHP’li Öymen ise düşünce özgürlüğüne sığınılarak devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini kabul etmediklerini söyledi. Hiçbir aydının yazdıkları ve düşünceleri dolayısıyla mahkum olmasını istemediklerini belirten Öymen, ‘‘Düşüncelerini beğenmesek bile, fikir özgürlüğüne biz herkesten daha çok saygılıyız’’ dedi. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına yazar Elif Şafak katılmadı. Duruşma sırasında çevrede yoğun güvenlik önlemleri alındı. Şafak’ı proto eden bir grup, yazarın fotoğrafının bulunduğu pankartları çiğnedi ve yaktı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) ‘Baba ve Piç’ romanında ‘Türklüğü aşağıladığı’ gerekçesiyle yargılanıyordu Elif Şafak beraat etti HİLAL KÖSE İNGİLİZ SANATÇI DICKINSON Yazar Elif Şafak, ‘‘Baba ve Piç’’ adlı romanında, ‘basın yoluyla Türklüğü aşağıladığı’ gerekçesiyle yargılandığı davadan beraat etti. TürkiyeAB Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, yoğun güvenlik önlemleri altında görülen duruşmaya izleyici olarak katıldı. Şafak’ın TCY’nin 301/1. maddesi uyarınca 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya yeni doğum yapan Şafak, raporlu olduğu için katılamadı. PEN Yazarlar Derneği üyeleri, Şafak’ı desteklemek için gelen aydın, sanatçı ve akademisyenler ile gazeteciler duruşmaya alınmadı. Yabancı ajanslar ile AA muhabirinin izlediği duruşma, saat 10.30’da başladı. Şafak’ı desteklemek için gelen ve yakalarına ‘‘Şovenizme ve linççilere hayır’’ yazılı kokart takan grup ile şikâyetçi avukatlar arasında yumruklaşmaya varan sert tartışmalar yaşandı. (Fotoğraf: AA) tez ve antitez olarak ileAdliye binasına gelen ri sürülen sözlerin, yazaşikâyetçi avukat Kemal rın kendi düşüncesi olKerinçsiz de, Şafak gelduğuna dair ifadelere yer mediği için duruşmaya verilmediğinin görüldükatılmayarak koridorda ğünü kaydetti. Savcı, kibekledi. Şafak’ın avukatı Fikret İlkiz, beraat kataptaki ifadelerin düşünce ve ifade özgürlüğü rarı verilmesini talep etkapsamında kaldığını ti. Lagendijk’in mahkebelirtti. Salonda bulumeyi etkilemek istediğini söyleyerek duruşma Yazar Elif Şafak. nan bazı kişiler ve Kerinçsiz’in avukatları, dasalonundan çıkarılmasını vaya katılma talepleri, suçtan doğisteyen şikâyetçi avukatlarının tarudan zarar görmedikleri için redlepleri reddedildi. Şikâyetçi avudedilince davadan çekildiklerini katlarından Ahmet Ülger, yargıç söyleyerek salonu boşalttılar. İrfan Adil Uncu’ya ‘‘Objektif yargılama yapılmadığınden mahkeSuç unsuru oluşmadı meden çekilmenizi istiyorum’’ dedi. Türk vatandaşlarının duruşmaYargıç Uncu, Şafak hakkında, yı izleyemediğini söyleyen ÜlBeyoğlu Cumhuriyet Başsavcıger’in talebi reddedildi. Cumhulığı’nca verilen takipsizlik karariyet Savcısı Mehmet Akıllı, esas rına yapılan itirazın İstanbul 7. hakkındaki mütalaasını yazılı olaAğır Ceza Mahkemesi’nce kabul rak mahkemeye sundu. Savcı, kiedilmesinin ardından davanın taptaki kahramanların ağzından açıldığını anımsattı. Uncu, ‘‘Ba ba ve Piç’’ adlı kitap bütün olarak incelendiğinde, iddianamede belirtilen suç unsurlarının oluşmadığı ve yeterli delil bulunmadığını belirterek, yazar Şafak’ın beraatına karar verdi. Yargıç, TCY’nin 193/2. maddesinin ‘‘Derhal beraat kararı verilmesi gerektiği kanısına varıldığında, sanığın sorgusu yapılmamış da olsa dava bitirilebilir’’ hükmü uyarınca davayı karara bağladı. Yoğun güvenlik önleminin alındığı adliye bahçesine Şafak’ı protesto için gelen Büyük Hukukçular Birliği üyeleri ve Şehit Aileleri Derneği üyeleri alınmadı. Şikâyetçi avukatları adliye bahçesinde açıklama yaparak, ‘‘Bu dava burada bitmez. Türk mahkemeleri AB adına değil Türk milleti adına karar verir. Mahkeme baskı altında kalmıştır. Temyize gideceğiz’’ dediler. Şafak’ı desteklemek için gelen ve yakalarına ‘‘Şovenizme ve linççilere hayır’’ yazılı kokart takan grup ile şikâyetçi avukatları arasında tartışma çıktı. Sataşmalar nedeniyle çıkan arbede polislerin araya girmesiyle yatıştı. Gazeteciler ezilme tehlikesi geçirdi. İHD yöneticilerinden Şaban Dayanan ve ÖDP üyesi Latif Demirci gözaltına alındı. Şafak’ın eşi Eyüp Can Sağlık, ‘‘Böyle küçük bir grubun Türkiye’yi roman yargılayan ülke konumuna sokması çok kötü’’ yorumunu yaptı. Şafak’ın karara sevindiğini söyleyen Can, ‘‘Sataşma oldu ancak mahkeme çok kontrollüydü’’ dedi. 10 gündür gözaltında İstanbul Haber Servisi Savaş karşıtı bir etkinliğe katıldığı için 12 Eylül’de gözaltına alınan İngiliz kolaj sanatçısı Michael Dickinson hâlâ serbest bırakılmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Amerikan bayrağı şeklindeki bir tasmaya bağlı köpek olarak tasvir eden Dickinson, hakkında hiçbir işlem yapılmaksızın 7 gündür Zeytinburnu Emniyet Amirliği Yabancılar Koğuşu’nda tutuluyor. Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dickinson, Irak işgalini protesto amacıyla Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun (KÜRESELBAK) düzenlediği çadır sergisine katıldı. Polislerin tepkisi üzerine soruşturma açıldı ve Dickinson’ın eseri nedeniyle BAK sorumlusu Erhan Kara hakkında dava açıldı. Kara’nın yargılandığı davanın 12 Eylül’de görülen duruşmasına, eseri ile tanık olarak katılan Dickinson, apar topar gözaltına alındı. Adli yardım hakkını kullanamıyor Dickinson’ın Avukatı TCK’nin 301. maddesi uyarınca tutuklama olamayacağını belirterek karara itiraz etti. Bunun üzerine 15 Eylül’de tutukluluğu kaldırılan Dickinson, aynı gün Zeytinburnu Emniyet Amirliği Yabancılar Koğuşu’na gönderildi. 7 gündür hakkında hiçbir yasal işlem yapılmaksızın Zeytinburnu’nda tutulan Dickinson hâlâ serbest bırakılmadı. Hakkında tutukluluk ve gözaltı ile ilgili yasal işlem yapılmadığı için de adli yardım hakkını kullanamıyor. Dickinson, kimliğine de Kadıköy’de polis tarafından el konulması nedeniyle noterden vekâlet alamadığı için kendisine bir avukatı vekil olarak atayamıyor. CUMHURİYET 06 K