23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2006 PERŞEMBE 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Şaban Dişli’nin organize ettiği sivil darbe, AKP hükümetinin AB politikalarına zemin hazırlıyor Mehmet Ali Talat’ın Kurnaz Politikası KKTC’de, AKP’nin de katkısıyla, iktidardaki koalisyon parçalanır, Demokrat Parti’den üç, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden de bir kişinin istifasıyla yeni bir parti kurma süreci başlatılırken Türk kamuoyunun dikkati bir kez daha ada üzerinde yoğunlaşmış bulunuyor. Operasyonun amacı, KKTC’de, karşılıksız ödüncü ‘‘Made in Talat AKP’’ politikasını dikensiz gül bahçesinde rahat yürütecek ortamı hazırlamak. Oyunun başaktörleri ise Talat ve AKP’dir. Hem KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Bay Mehmet Ali Talat hem de AKP, sipariş üzerine özel biçilmiş parti ve siyasetçi konusunda deneyim sahibi uzmanlardır. Kıbrıs konusunu yakından bilen Metin Münir, salı günkü köşesinde, operasyonun nasıl yürütüldüğünü, olaya aracılık yapanların adlarını da vererek yazıyordu. Sözü edilen kilit adamlar, KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer ile Başbakan’ın dış politika danışmanlarından Şaban Dişli. Olayı kotaran kişilerin konumları da operasyonun ideolojik ve diplomatik boyutuyla uyuşmaktadır. Aracılardan biri Tayyip Erdoğan ideolojisini, öbürü de Mehmet Ali Talat’ın da Kıbrıs’ta uygulamakta olduğu AKP diplomasisinin özelliklerini taşıyorlar. Haydi hayırlısı! ??? Bu arada, Kıbrıs’taki hükümet bunalımı ile ilgili düşünceleri sorulan Mehmet Ali Talat, gazetecilere şunları söylemiş: ‘‘Kıbrıs’ta hükümet yeni istifa etti. Hükümet ortakları arasında sorunlar yaşandı. Bence Türk basını buna pek karışmasın. Daha doğru olur...’’ Anlaşılan, Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşmasında, Türkiye’den giden kaynaklardan ve Türkiye’de egemen medyanın katkısından çok yararlanmış olan Mehmet Ali Talat, bütün politikalarının iflasının ve tutumunun nelere mal olduğunun Türk kamuoyu tarafından iyice anlaşılmasından rahatsız olduğu için, artık Türk medyasının Kıbrıs’taki Türkiye’den tezgâhlanan operasyonla artık ilgilenmemesini istiyor. Doğrusu, ‘‘Türkiye bu işlerle uğraşmasın!’’ diyebilecek kişilerin sonunda gelir Mehmet Ali Talat. O Mehmet Ali Talat ki KKTC’deki iktidarını, yalnız Kuzey Kıbrıs’a değil, büyük ölçüde de Türkiye’ye ve Türkiye’de pompalanan nafile AB rüyasına borçludur... Mehmet Ali Talat, Kıbrıs’ta başında bulunduğu devletin giderlerinin çok önemli bir bölümü Türkiye’deki vergi mükelleflerinin cebinden karşılandığını nasıl unutur da ‘‘Türk basını buna pek karışmasın’’ diyebilir? Mehmet Ali Talat’ın Kıbrıs’ı iyi kötü yıllardır bugüne getiren Türkiye’nin basınını dışlamak istemesine iten neden veya güçler hangileri acaba? ??? Türkiye Kıbrıs için, Kıbrıs’taki soydaşların varlığı için savaştı, kan döktü, şehitler verdi, finansal ve siyasal bedeller ödedi, ambargolara maruz kaldı. Mehmet Ali Talat bunları bilmiyor mu ya da unuttu mu da şimdi ‘‘Türk basını karışmasın’’ diyebiliyor. Haydi diyelim ki, Sayın Talat artık kendi politikasını uygulamak için, Türk kamuoyunun işine karışmamasını istiyor, ama bu politikası bile Türkiye’nin çoğunluğunu temsil etmediği halde, üçte iki çoğunlukla iktidar koltuğunda oturan temeli değilse bile, merkezi Türkiye’de olan bir parti tarafından kotarılmıyor mu? Türk basını bu olaylarla neden ilgilenmesin? Mehmet Ali Talat, başı sıkışınca ‘‘gel Türkiye’’ diyecek, Türkiye gidecek; ‘‘git Türkiye basını” deyince de eyvallah edecek, öyle mi? Mehmet Ali Talat hem Türk halkının finanse ettiği bir iktidarı sürdürecek hem de yaptıklarıyla Türk basınının ilgilenmemesini isteyecek. Oh ne âlâ ne âlâ... Mehmet Ali Talat’ın, kurnaz Türkiye politikasının bir örneğini çok değil, az zaman önce yaşadık. Kıbrıs Türk Havayolları’nı, THY’den ayırarak, kendi denetimine geçiren Talat yönetimi, kısa süre sonra, yandaşlarını oraya buraya yerleştirip, bir iş için ahbap çavuşlardan beş kişiyi çalıştırarak bu kuruluşun topu atmasına neden olunca, çareyi hemen Türkiye’den firmayı kurtarmasını istemekte bulmuştu. Şimdi aynı Talat ‘‘Türk basını bu işe karışmasın’’ buyuruyor. Vallahi pes doğrusu! Kıbrıs’ta ödün hazırlığı ? AKP, KKTC’de güdümlü hükümeti kurmayı başarırsa, Maraş’ın verilmesi, Magosa Limanı’nın açılması, TalatPapadopulos mutabakatının yaşama geçirilmesi ve Yeşil Hat tüzüğünde Rum kesiminin taleplerinin karşılanmasına olanak tanıyıp AB yolunda önünün açılmasını sağlayacak. BAHADIR SELİM DİLEK Kıbrıs operasyonu TBMM gündeminde veren KKTC’nin eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç, AKP’nin vermeye hazırlandığı ödünleri değerlendirirken ‘‘Daha önce ‘Erdoğan yıl sonunda çıkacak kriz için, Kıbrıs’ta taviz verecek, tavizi verirken de bunu Kıbrıs Türk halkına fatura edecek yolları arayacak’ demiştik. Şimdi bu, o operasyondur. Bekliyorduk böyle bir gelişmeyi. Hele haziran seçimlerinden sonra kesindi, ortadaydı böyle bir şey olacağı’’ dedi. Bulunç, AKP’nin AB’ye Kıbrıs konusunda verilmesine zemin hazırladığı ödünleri şöyle sıraladı: ? Maraş’ın açılması konusu bulunu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAVATAN Partisi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler, AKP’nin Kıbrıs’ta yaptığı istifa operasyonunu TBMM gündemine taşıdı. Güler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, şu soruları yöneltti: Son günlerde gazetelere yansıdığı üzere Kıbrıs’taki meclis olaylarına genel başkanı olduğunuz partinin genel yor. Aresti davasıyla ilgili olarak AİHM, henüz komisyonun tasvip etmediği yönünde bir karar vermedi. Her halükârda komisyonun ileriye yönelik adım atabilmesi için toprakların kesin iadesini sağlayacak bir ortamın ve yetkinin olmasını isteyecek. Bunun için de Maraş bölgesinin askeri bölge olması nedeniyle Aresti’ye toprağı verilemiyor. Esentepe’de iki Ruma toprağının iadesi kararı verildi. Fakat buna tazminat verildi. Askeri bölge olması nedeniyle toprak veremiyorlar. Dolayısıyla Maraş sorununun aşılması lazım. ? Limanlarla ilgili bazı açılımlar başkan yardımcısı Şaban Dişli’nin müdahale ettiği doğru mudur? Kıbrıs Din İşleri Dairesi Başkanı’nın ‘‘AKP’nin bir ferdiyim’’ beyanı, sizce siyasi etiğe uygun bir davranış mıdır? Kıbrıs gibi önemli bir unsurda demokrasiye müdahale etme kararından, hele ki bu müdahalenin hükümette olan partinin genel başkan yardımcısı bazında hükümeti temsilen gerçekleşmesinden bilginiz var mı? yapmak istiyorlar. BM veya AB denetiminde bir tür manda sistemi kurmak istiyorlar. Ama ona da şimdi onay veremiyorlar. Magosa Limanı açılmazsa, hükümet burada kendi havaalanlarını ve limanlarını açamaz. Çünkü izolasyonlar kalkmamış olur. Göstermelik de olsa izolasyonun kaldırılması için bir gelişmenin olması lazım. Bunun için hükümetin sesinin sedasının çıkmaması gerekir. ? Üçüncü nokta, Tasos Papadopulos ile Mehmet Ali Talat, İbrahim Gambari Kıbrıs’a gittiğinde Temmuz 2006’da bir mutabakat imzaladı. Şim ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla KKTC’de yapılan sivil darbe, AKP’nin Kıbrıs konusunda 4 noktada ödün vermesine zemin hazırlıyor. KKTC’de, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin organize ettiği hükümet değişikliği, Maraş’ın verilmesi, Magosa Limanı’nın açılması, TalatPapadopulos mutabakatının yaşama geçirilmesi ve Yeşil Hat tüzüğünde Rum kesiminin taleplerinin karşılanmasına olanak tanıyıp AKP’nin AB yolunda önünün açılmasını sağlayacak. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e bilgi di Papadopulos kendi koşullarını empoze etti ve görüşme sürecini başlatmak istiyor. Türk tarafı reddedemediği için de sözde yoruma bağlı olarak teknik meselelerin görüşülmesinin onayını vermeye çalışıyor. Dolayısıyla görüşmeler tıkandı. 5 maddelik mutabakatın unsurlarından biri, bir uzlaşının yolunu açıp AB’nin sıkıştırmasından kurtulmaktı. Rumların önerilerinin kabul edilmesini sağlayacak ortamın yaratılması gerekiyordu. Bunun da bu hükümetle yapılamayacağı açıktı. ? Dördüncü nokta, Yeşil Hat ve yardım tüzükleri konularında, CTP’nin Papadopulos’un taleplerine ‘‘evet’’ diyen bir eğilim bulunuyor. Serdar Denktaş’ın bu konuda net bir tutumu olmadığı için yürütmeleri de mümkün değildi. Bulunç, bu noktaları sıraladıktan sonra, ‘‘AB sürecinde AKP’nin istediği çizgiye tam olarak girilebilmesi, Talat ve ekibinin ABDAB çizgisinde gidebilmesi için ciddi açılımlar yapılması lazım. Böyle bir hükümetle bunu götüremiyorlardı. Dolayısıyla bunu götürebilecek bir hükümet için operasyon yaptılar’’ değerlendirmesini yaptı. SİVİL DARBEYE TEPKİLER HASSUN’UN ATANMASI ‘AKP, Kıbrıs toplumunun yapısını da bozacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin KKTC’de yaptığı sivil darbeye muhalefetin tepkisi giderek artıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün CHP Genel Merkezi’ndeki makamında bir grup gazeteciyle gündemdeki konulara ilişkin sohbet etti. Kıbrıs’taki gelişmelere değinen Baykal, Kıbrıs’a dışarıdan ve demokrasiyle bağdaşmayan yöntemler kullanılarak müdahale edildiğini savundu. Milletvekili transferlerine, pazarlıklara dayalı hükümet oluşturma uygulamasının KKTC’ye de yansıtıldığını ifade eden Baykal şöyle devam etti: ‘‘Bu bir yöntem olarak kabul edilemez. Bunun Türkiye’den desteklendiği giderek netlik kazanıyor. Türkiye’den önemli Başbakan danışmanlarının gizlice, kendilerini saklayarak Kıbrıs’ta kaldıkları, ikna, etkileme çabalarını sürdürdükleri, bu temasların sonucunda transferlerin gerçekleştiği görülüyor. Anlaşılıyor ki bu transferler Ankara’dan planlanmıştır. Bu, Kıbrıs’ın demokrasisine, siyasal sistemine haksız bir müdahaledir; bunu kabul etmek mümkün değildir. AKP, Türkiye’ye verdiği zararın ötesinde şimdi Kıbrıs’a kalıcı zarar verme hazırlıkları içine girmiş görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki bunun iki hedefi vardır. Hedeflerinden birisi Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak daha çok taviz verilmesini öngören bir siyasi yapıyı oluşturmak. İkinci olarak da Kıbrıs toplumunun yapısının, dokusunun AKP’nin Türkiye’de gerçekleştirmeye çalıştığı yapıya, dokuya uygun bir biçimde yeniden şekillenmesini sağlamaktır. Kıbrıs’ta yaşanan bu olayların arkasında din yetkililerinin, sorumlularının etkin bir konumda bulunduğu görülüyor. Bu da çok üzüntü verici bir olaydır. AKP öyle anlaşılıyor ki dini siyasete alet etme uygulamasını Kıbrıs’ta da uygulamaya koymaya başlamıştır.’’ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de ‘‘AKP, Kuzey Kıbrıs’ta yeni ödünlerin altyapısını hazırlamaktadır’’ dedi. Sezer yaptığı açıklamada, KKTC’de 4 milletvekilinin partilerinden istifa etmeleriyle Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın yönetimde etkisiz hale getirilmesinin amaçlandığını vurguladı.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ‘‘Son iki yıl içinde Kıbrıs sorununu Rum taleplerini karşılayarak çözmeyi ve böylece Kıbrıs Türklüğünü tasfiye etmeyi başaramayan AKP hükümeti, son bir zorlama yaparak bunun önünde engel olarak gördüğü KKTC hükümetini yıkmak için açık müdahalede bulunmuştur’’ dedi. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada hükümetin, bu konuda da ‘‘suçüstü’’ yakalandığını kaydetti. Fotoğraf:AA Baykal’la görüşen Coşkun, yıkıcı muhalefet yapılmamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ankara rahatladı MAHMUT GÜRER ‘CHP bizim için şans’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ge gulamalarımızdan aldığı dersleri hayata geçinel Başkanı Deniz Baykal, AB’ye uyum ola rir’’ dedi. Gazetecilerin gündeme gilişkin sorak TBMM’ye getirilen her tasarıya doğru rularını yanıtlayan Baykal, AB’nin uyum yadan destek verme anlayışına ‘‘yeter’’ dedik salarına gözü kapalı destek anlayışına artık ‘‘yeter’’ dediklerini kaydetti. Baykal, TCY’nin lerini açıkladı. CHP Genel Başkanı Baykal, dün Sanayi ve 301. maddesiyle ilgili tartışmaların anımsatılması üzerine, şu göTicaret Bakanı Ali Coşkun ve Devlet ? Baykal, 301. madde konusunda, rüşleri dile getirdi:‘‘301. Bakanı Mehmet Ali “AB’nin bizden kendi ülkelerindeki madde Avrupa ülkelerinde var mı yok mu, buŞahin’i parti genel uygulamanın ötesinde bir talepte nu öğrenmek istiyorum. merkezinde kabul etti. Baykal ile görüş bulunmasını haklı bulmuyoruz” dedi. Ne istiyorsunuz bizden? ‘Türkiye’de düşünce özmesinde konuşan Coşkun, şimdiye kadar CHP’den bazı çıkış gürlüğüne zarar veren yanlış, çarpık bir uygular dışında yıkıcı bir muhalefet görmedikle lama var, onu düzeltmek istiyoruz’ deniliyorrini belirterek ‘‘Bu belki bizim iktidarımızın sa bunu ayrıca görmek lazım. AB’nin bizden da şansı, bunu iyi değerlendirmemiz lazım’’ de kendi ülkelerindeki uygulamanın ötesinde bir di. Baykal da bunun üzerine yeni bir dönemin talepte bulunmasını haklı bulmuyoruz.’’ Daha yaklaştığını belirterek ‘‘Umut ediyorum o ye sonra Şahin, vakıflarla ilgili tasarı hakkında bilni dönemde AKP muhalefete geçince bizim uy gi vermek üzere Baykal’ı ziyaret etti. ANKARA Irak’ın PKK ile mücadele koordinatörü olarak Amir Hassun’u ataması Ankara’da olumlu karşılandı. Irak’ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin tarafından askeriyeden el çektirildiği bildirilen Hassun’un, ABD’nin koordinarötü Joseph Ralston ile aynı zaman dilimlerinde Türkiye’de olacağı belirtiliyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Hassun’un Irak tarafından temsilci olarak atanması Ankara’nın kaygılarını büyük oranda dindirdi. Ankara olası bir Kürt temsilci atanması endişesi taşıyordu. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı, General Hassun’un Sünni bir Arap olması nedeniyle görüşmelerde Irak Bölgesel Kürt Hükümeti değil merkezi hükümetinin etkili olacağını gösterdiğini düşünüyor. Kandil Dağı’na müdahale istenecek Diplomatik kaynaklar, Irak’ın da temsilci atamasının ardından kısa bir süre sonra, 3’lü görüşmelerin başlayabileceğini kaydediyorlar. Bu görüşmelerde özellikle Irak tarafına yasal anlamdaki önlemleri artırması, sınırı koruma konusunda daha hassas hareket edilmesi konusunda vurgu yapılacağı belirtiliyor. Yetkililer, görüşmelerin ekim ayının 2. haftasında gerçekleştirilebileceğini vurguluyorlar. Türkiye daha önce bu görüşmelere katılmayı örgüte karşı silah kullanılmasının gündeme gelmemesi nedeniyle reddetmişti. Türkiye 3’lü toplantılara katılmasına karşın, PKK ile mücadelenin hiçbir şekilde pazarlık konusu olmasını istemiyor. Buna göre, Irak ve ABD taraflarına gerçekleştirilecek olan ilk toplantıda ‘‘genel af’’ konusunun Türkiye’nin gündeminde olmadığının bildirileceği kaydediliyor. Ankara bunun yanı sıra ABD ya da Irak güçlerinin Kandil Dağı’ndaki PKK üslerine bir an önce askeri müdahalede bulunmasını isteyecek. asirmen?cumhuriyet.com.tr PROTESTOCULAR ORDULU Fatsa, üreticileri örgüt üyesi yaptı ERDOĞAN ERİŞEN ‘Masaya oturulmayacak’ ABD Büyükelçisi Wilson, PKK ile mücadele konusunda ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını savundu. Wilson, sorunu Türkiye, Irak ve ABD’nin birlikte çözeceğini belirtti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, ABD’nin PKK ile masaya oturmasının kesinlikle söz konusu olmadığını belirtirken Türkiye, Irak ve ABD hükümetlerinin bu sorunu ortadan kaldıracağını söyledi. Wilson, ABD’nin PKK ile mücadele konusunda elinden gelenin en iyisini yaptığını da vurguladı. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin önceki gece düzenlediği ‘‘Gündem 2006’’ adlı toplantıya Wilson konuk olarak katıldı. Toplantıda sözü ilk olarak Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren aldı. ABD’yi özellikle PKK konusunda eleştiren Eren, Türkiye’nin 2002’de PKK terörüne 2 askerini şehit verdiğini, bu rakamın 2006’nın ilk 8 ayında 100’ü aştığını belirterek ‘‘Yani 50 kattan fazla arttı’’ dedi. Eren, daha sonra meslektaşlarının Wilson’a yöneltmesini istediği şu soruları iletti: ? Emekli Albay Ralph Peters’ın Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunu kısmen Ermenistan’a, kısmen de Kürdistan’a katan haritası ABD’nin resmi görüşüyle paralellik arz ediyor mu? ? Son 3 yıl içinde Kuzey Irak’tan beslenen PKKKADEK terörünün 50 kat artış göstermiş olmasının TBMM’nin 1 Mart 2003 tarihli tezkereye ilişkin kararı ile ilişkisi var mıdır? Wilson da ilk soruyu yanıtlarken ‘‘bunun ABD politikasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını’’ kaydederken PKK terörünün artışı ile tezkere kararı arasında bağlantı bulunmadığını da dile getirdi. Wilson yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: ? Emekli bir ordu mensubu Peters tarafından yazılmış bir yazıda kullanılan haritanın ABD’nin resmi görüşünü temsil etmesi söz konusu olamaz. ABD yönetiminin böyle bir düşüncesi yoktur. meler yapmıştır. Ancak General Ralston’un hiçbir şekilde terör örgütü ile masaya oturması söz konusu olamaz. ‘‘PKK koordinatörü’’ kavramı sadece ABD liderleri tarafından konulan misyon adıdır. ? Koordinatör Joseph Ralston’un da belirttiği gibi Irak’ın kuzeyinin terör üssü olmasını hiç kimse desteklememektedir. Irak yönetimi de bu yönde bir açıklama yapmıştır. ABD de bu konuda elinden geleni yapıyor. Irak’ta halen büyük bir belirsizlik söz konusudur. Ancak ABD birleşik bir Irak’tan yanadır. ? Türkiye, İran’da diplomatik çözüm çabalarına çok büyük destek vermiştir. ABD de Türkiye de İran’ın nükleer programının ne denli tehlikeli olduğunun farkındadır. ? ABD, Ankara’da yeni bir büyükelçilik binası yapmayı planlamaktadır. ORDU Ordu’nun Gürgentepe ilçesine bağlı Direkli beldesinde düzenlenen Altın Bal Festivali’nde linç girişiminden güçlükle kurtulan AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, kendisine saldıranların yasadışı örgütlerin uzantıları olduğunu savundu. Katıldığı festivalde fındık fiyatları yüzünden büyük tepki gören ve saldırıya uğrayan AKP Grup Başkanvekili Fatsa, öfkeli üreticilerin elinden jandarma aracına bindirilip olay yerinden kaçırılarak kurtarılmıştı. Fatsa, AKP il binasında düzenlediği basın toplantısında olayları muha lefetin körüklediğini ileri sürerek, ‘‘Bu saldırıyı yapanlar üretici değil. Ordulu bile değil’’ dedi. Eyüp Fatsa, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Bu saldırıyı gerçekleştirenler fındık üreticisi de değil, Ordulu da. Bunlar yıllardır Karadeniz’e sızmak isteyen yasadışı örgütlerin uzantıları. Devletin jandarmasına da saldırdılar. Bu provokasyona gelmeyiz.’’ Öte yandan olaylarla ilgili Y.A. (33) ile Ö.K. (16) gözaltına alındı. Yapılan araştırmada Fatsa’nın iddialarının aksine gözaltına alınanlardan hiçbirinin yasadışı örgütlerle ilişkileri bulunmadığı, tamamının da Ordulu olduğu öğrenildi. ‘Asker gönderilmesi işbirliğini arttıracak’ ? Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi kesinlikle olumlu bir karardır. Türk hükümetinden parlamentonun kararını bir an önce uygulamasını bekliyoruz. Asker gönderilmesi, Türkiye ile ABD’nin 3. ülkelerdeki işbirliğinin artmasını sağlayacaktır. ? PKK’nin şiddet olaylarını arttırmasına hiçbir ülke tolerans ile bakamaz. Bu kapsamda ABD elinden gelenin en iyisini yapmaktadır. ? Joseph Ralston, PKK ile mücadele koordinatörlüğü görevine atanmasının hemen ardından, Türk ve Iraklı yetkililerle çeşitli görüş Dişli’den örtülü açıklama Öte yandan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, KKTC’deki gelişmeler nedeniyle kendisine atfen basında yer alan haberler üzerine dün akşam saatlerinde açıklama yaptı. Partisindeki görevi nedeniyle Kıbrıs’a zaman zaman ziyaretlerde bulunduğunu ve görüşmeler yaptığını bildiren Dişli, ‘‘konakladığı otelde takma ad kullandığı’’ şeklinde gazetemizde yer alan habere ilişkin de ‘‘görüşmelerin sahte isim kullanılarak yapılmadığı’’ değerlendirmesinde bulundu. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle