19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB B B A A A A PB 25 28 27 27 30 31 33 33 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB B PB A 22 22 24 23 25 26 24 21 33 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B A A A A B B Y 35 32 33 35 31 33 27 22 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Sinop, Kars ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo A 22 Helsinki A 19 Stockholm A 24 Londra Y 19 Amsterdam Y 27 Brüksel B 24 Paris Y 20 Bonn PB 20 Münih PB 26 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB B Y B B A Y A Y 26 26 18 24 27 25 29 29 27 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B Y B Y Y Y Y Y A 21 26 17 27 25 20 22 32 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada dengeleri bozmak için (dışişleri ve CIA kanalıyla) çeşitli silahlar kullanabilir. Hükümetin yarattığı ortamı kullanarak iş çevrelerini, hatta holding medyasını, sivil toplum örgütlerinin pek çoğunu bu partinin (RTE’nin) iktidardan gitmesi için hareketlendirebilir. Bu bilinçle daha belediye başkanlığında, daha başbakan olmadan önce Amerikalı yetkililerle görüşerek ABD’den neden vazgeçilemeyeceğini anladı, pekâlâ öğrendi; Amerikalılar da geleceğini kendilerine bağlayan bu din adamını artık diledikleri gibi (örneğin ılımlı İslam yolunda) kullanmak amacıyla (tabii ustaca, her şeyi diplomasi sanatı içinde gizleyerek) kendilerine bağladılar. Geçenlerde bir TV’de ilan etti: Beyaz Saray’a Büyük Ortadoğu Projesi’nde düzeltilmesinde yarar gördüğü yanlışlıkları söyleyecekmiş. Bu ve benzeri açıklamalar bizim paraya kurban bir kısım medyamızın kapacağı yemlerden biri. Aslında RTE, ABD’den dönüşte Bush’un lütfedeceği işin cilası yardımları aldığını söylemeye ve orada ABD Başkanı’nın isteklerini saptamaya gidiyor. ??? Son zamanlarda yutturma politikası izleniyor. Yıllardır binlerce ölüye ve yaralıya mal olan Irak’taki PKK’ye parmağının ucunu oynatmadı. Şimdi bu politikadan vazgeçer görünüyor. Büyükelçileri Wilson ABD’nin PKK terörüyle mücadelede yanımızda olduğunu söylüyor. Şehitlere on bin dolar armağan ediyor. ABD göz boyamaya çalışıyor. ??? Üç beş aydır süren ‘‘bu yakınlaşmaya’’ anlam vermek zordu. ABD’nin iyi niyetinden emin olsak hadi neyse. Fakat bir süre sonra saç düşecek, kel görünecek! Kapalı kapılar arkasında Amerika ile dostu olan bu hükümet arasında neler kotarıldıysa? Bizimkiler mi istedi ya da ABD’den mi geldi talep, açık seçik anlaşılamadı; birden ortaya Amerikalıların adını koyduğu ‘‘PKK Koordinasyonu’’ çıktı. Hangi anlama geliyordu bu? Adından belli; Türkiye ile PKK arasında sorunları çözme anlamına! Deniz Baykal’ın saptamasına katılmamak olanaksız. Koordinatörler bir zaman sonra Amerikalıların ‘‘ara buluculuğu ile’’ Türkiye ile terör örgütü arasında önce dolaysız, sonra dolaylı görüşmeler başlatacaklar. Terör örgütü siyasallaşacak! Amerikalı koordinatör Ankara’ya geldi. Her ne kadar koordinatörün işlevinin önemine işaret ediyorsa da Baykal; Türkiye adına çalışmalara katılacak koordinatörün kimliği kadar adı da önemli. Kuşku yok ilke olarak koordinatörün adından çok, yapacağı görev önemlidir. Ama Türkiye adına, Amerika ile görüşecek olan emekli orgeneral Edip Başer’e hükümet dışında destek veren yok. Kulislere inen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Sezer koordinatörlük görevine karşı. TSK de öyle. Ama, bir oldubitti karşısında yapacak fazla bir şey olmadığına, olay şimdilik kişisel düzeye getirilmek istenmediğine göre önce bu göreve hükümetin ilgililere danışmadan insan seçmekte bu adamlardan beklenmez ya biraz titiz davranması gerekmez miydi? Merak etmemek olanaksız: Edip Başer hükümetin ve izlediği politikanın buyruğunda görev yapacak. Gün gelir hükümet doğrultusunda PKK ile dolaylı dolaysız yoldan masaya oturmak zorunda bırakılırsa acaba hükümetin on binlerce insanın ölümünü teröre satan politikasına karşı çıkan gerekli açıklamaları yaparak istifa edecek mi? Daha bugünlerde zihinlerde kıvrılan soru işareti budur. Başer’e son anda görev ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY üstlenen TSK’nin karşı çıktığı PKK koordinatörünü dün son anda atadı. Ancak, atama süreci, ‘‘AKP usulü bürokrasiyi’’ de gözler önüne serdi. Ralston’un, önceki akşam Ankara’ya gelmesinin ardından gözler hükümete çevrildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Fransa’ya hareketinden önce koordinatöre ilişkin kararnamenin Başbakan’ın imzasında olduğunu söylerken gece boyunca Başbakanlık’tan hiçbir açıklama gelmedi. Hükümetin, üçlü kararnameyle mi yoksa Başbakanlık genelge siyle mi atama yapacağı tartışmaları sürerken Ralston sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlığı’nda Müsteşar Ali Tuygan ve emekli Orgeneral Başer ile bir araya geldi. Görüşmelerin ardından basının karşısına geçen üçlü, görüşmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Edip Başer konuşmasında, ‘‘Çalışmalarda ülkemizi temsil etmek için görevlendirilmiş olmaktan çok mutluyum’’ derken gerek Başbakanlık’tan gerekse hükümetin herhangi bir kanadından Başer’in koordinatörlük görevine atandığına ilişkin bir açık lama gelmedi. Başbakanlık kaynakları, gün boyu gerekli açıklamaların yapılacağını belirtirken beklenen açıklama öğleden sonra bizzat Başbakan Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, partisinin genel merkezinde katıldığı AKP il başkanları toplantısından ayrılırken gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Başer’in atanmasına ilişkin genelgeyi imzalayıp imzalamadığı sorusuna, ‘‘İmzaladım, bugün imzaladım’’ yanıtını verdi. ‘‘Görev tanımı nasıl olacak’’ sorusu üzerine de Erdoğan, ‘‘Terörle Mü cadele Yüksek Kurulu üyesi, aynı zamanda da terörle mücadelede koordinatör olarak emekli orgeneralimiz Edip Başer Bey görev yapacak’’ dedi. Erdoğan, ‘‘atamayla ilgili Cumhurbaşkanı’nın itirazları olduğu yönünde ifadeler bulunduğunun’’ belirtilmesi üzerine, ‘‘Hayır, hiç böyle bir şey yok. Biz burada sadece Dışişleri Bakanımız ve Başbakan Yardımcımız ile aynı zamanda Genelkurmay Başkanımız ile müşterek görüşmelerimizi yaptık. Ona göre de kararımızı verdik’’ diye konuştu. Ankara’da temaslarda bulunan ABD’nin PKK koordinatörü Ralston: Operasyon son seçenek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Joseph W. Ralston, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’nin terörle mücadele koordinatörü emekli Orgeneral Edip Başer’le bir araya geldi. Ralston’a, Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelede artık tahammülünün kalmadığı mesajı verildi. Ralston ise PKK’ye karşı askeri operasyonun ‘‘son seçenek’’ olması gerektiğini söyledi. ‘‘PKK ile görüşmem söz konusu değil’’ diyen Ralston, örgütün mali kaynaklarının kesilmesi gerektiğini kaydetti. Ralston’un Ankara temasları sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlığı’nda başladı. ABD’li koordinatör, Dışişleri Müsteşarı Ali Tuygan ve Edip Başer ile bakanlıkta bir araya geldi. Tuygan, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Ralston ve Başer ile terörle mücadelede işbirliğine yönelik ilk toplantıyı yaptıklarını kaydetti. Toplantıda, PKK terörünün Türkiye için ne anlam taşıdığını Ralston’a bir kez daha ifade etme imkânı bulduğunu belirten Tuygan, önümüzdeki dönemde alınabilecek tedbirlere ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Tuygan, görüşmede PKK terörünün ortaklaşa mücadele edilmesi gereken bir olgu olduğunu, bu konuda kararlı olunması gerektiğini belirttiklerini kaydetti. Ralston, konuşmasına, terör örgütü PKK’nin son saldırıları sonucu yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. Ralston, terör örgütü ile mücadele konusunda ortak çalışmaları olacağını belirterek ‘‘Etkin ve somut önlemler almaya çalışacağız, buna acil ihtiyaç Erdoğan, ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Joseph Ralston ve beraberindeki heyeti kabul etti. AP raporunu yumuşatma turu Türk heyetinde türban çekişmesi ELÇİN POYRAZLAR var. Çünkü Türk, ABD ve Irak kamuoyları PKK terörü konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu anlasın’’ diye konuştu. Kamuoyundan kendilerine güvenmesini ve sabırlı olmasını isteyen Başer de ‘‘Olumlu sonuçlar, elbirliğiyle kısa zamanda alınmaya başlanacaktır’’ dedi. Ralston’un, Dışişleri’ndeki temasları hakkında bilgi veren diplomatik kaynaklar, Amerikalı temsilciye, son dönemlerde PKK terörünün arttığına işaretle, aralarındaki işbirliğine yeni enerji katmak gerektiğinin iletildiğini belirtti. Ralston’un bu göreve atanmasının, ABD’nin bu yönde bir kararlılığa sahip olduğunun göstergesi olduğunu savunan kaynaklar, görüşmede Türkiye’nin somut netice beklentisinin önemle dile getirildiğini ve bu çabanın odak noktasının Irak olması gerektiğinin iletildiğini söyledi. Kaynaklar, görüşmede Ralston’a, Türkiye’nin bugüne kadar dile getirdiği sıkıntıların ve beklentilerin bir kez daha toplu şekilde aktarıldığını belirttiler. Ralston, Ankara’daki temaslarının ardından Irak’a gitti. ‘PKK ile görüşmem’ Ralston, NTV’ye yaptığı açıklamada da ABD’nin terör örgütü PKK konusunda somut önlemler alacağını belirterek ‘‘Görülen ve görülmeyen, etkin mücadele için tüm önlemler alınacak’’ dedi. ‘‘Türkiye’nin terör örgütü PKK’ye yönelik sınır ötesi operasyon yapması olasılığı’’ konusundaki soruya Ralston, ‘‘Güç kullanmak, askeri müdahale son seçenek olmalıdır. Türkiye çıkarlarına uygun karar vermeli’’ yanıtını verdi. Ralston, ‘‘PKK ile görüşmem hiçbir şekilde söz konusu değil dir. Hiçbir terör örgütüyle görüşmem. Benim niyetim,Türk, Irak ve ABD hükümetleriyle birlikte çalışmak, PKK’den kurtulmak olacaktır’’ dedi. Ankara’daki temasları çerçevesinnde son olarak Başbakan Erdoğan’la bir araya gelen Ralston, gazetecilerin güç kullanımının ne zaman ve hangi koşullarda olacağı sorusuna, ‘‘Hangi askere sorulsa, bunu son seçenek olarak gösterir’’ yanıtını verdi. Ralston, ‘‘Bazı zamanlarda ise diğer tedbirler etkili olmaz, birinin güç kullanması gerekir, o vakit hiçbir şey masanın dışında değildir’’ dedi. Edinilen bilgilere göre Erdoğan, görüşmede Ralston’a, teröristleri muhatap alma anlamına gelecek bir adım atılmaması gerektiğini söyleyerek ‘‘Teröristleri muhatap almak asla söz konusu olmayacaktır’’ dedi. İsmailağa Camisi cinayeti... Başbakan Erdoğan’a göre konu çok ‘‘hassas’’tı... Öyle ki, bir tümce içinde üç kez bu sözcüğü kullandı: ‘‘Bunlar hassas konular, hassasiyet var, bu hassasiyeti hep birlikte korumalıyız.’’ Başbakan, İsmailağa Camisi’ndeki olayın henüz aydınlanmadığını söyledikten sonra ekledi: ‘‘Daha linç olup olmadığı bile belli değil...’’ Prof. Bardakoğlu ise aynı saatlerde linç olayını kınıyordu! Prof. Bardakoğlu camide böyle bir olayın olamayacağını vurguladı, tarikatlara dokundurdu: ‘‘Tarikatlar dini temsil edemez...’’ Prof. Bardakoğlu bu görüşünü hafta içinde de dile getirmiş, buna karşılık Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ‘‘tarikatlar Cumhuriyetten sonra yeraltına indi’’ diyerek partisinin iç gündeminden bir yansımayı ortaya koymuştu. Tabloya bakın ki, hükümetin yaklaşımı Diyanet İşleri Başkanı’ndan daha geri! ??? AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organlarında da ciddi bir şaşkınlık görüyoruz. Olayı nasıl yorumlayacaklarına bir türlü karar veremediler. Provokasyon diyorlar olmuyor, dışarıdan diyorlar dolmuyor! Öldürenle ölenin birbirine karıştığı İsmailağa Camisi cinayetinin beraberinde gündeme gelen şu iddialar olayın boyutlarının bilinenin ötesinde olduğunu gösteriyor: Caminin yakınındaki bir caminin bodrum katında işkence bölümleri var. Burada zaman zaman kimi kişiler sorgulanıyor, gereğinde infaz yapılıyor. Cami örgütlenmesi etrafında ciddi para dönüyor. Bazı cami görevlileri kendilerine, aldıkları maaşla karşılanması olanaksız bir yaşam düzeni kurmuş. Mafya bile camideki örgütlü yapıdan korkuyor. Gerektiğinde maddi katkı yapıyor. Bu iddialar Türkiye’nin en büyük kentindeki merkezi bir cami için ortaya atılıyor. Buna her şeyden önce AKP gibi bir hükümetin başının parmak basması, iddialar doğruysa gereğini yapması, değilse kamuoyunu bu yönde aydınlatması gerekir. Başbakan bunun yerine tam tersini savunuyor, olayın üstüne gitmeyin, henüz aydınlanmış bir şey yok, diyor! ??? Türkiye’de bizler ne yazık ki her şeye, ama her şeye alışıyoruz, olağan karşılıyoruz. Oysa İsmailağa olayı hem camilerin etrafında ne tür örgütlenmeler oluştuğunu hem de ibadet için gelen yurttaşların cinayeti işleyen kişiyi linç ederek nasıl bir psikolojinin içinde olduklarını gösteriyor. Bu iki gerçeğin üstüne hükümetin yaklaşımı Türkiye’nin nasıl bir iktidar tarafından yönetildiğini ortaya koyuyor. Neredeyse camide olanları dokunulmazlık zırhına büründürecekler. Sanki cinayeti belirsiz bir ‘‘cin’’ işledi, üstüne gitmenin hiç faydası yok... Olayı incelemek, araştırmak da yasak... AKP’lilerin olayla ilgili sözlerini de adeta bir ‘‘ayet’’ gibi katıksız kabul etmek gerekiyor. Camiler ibadet yeridir, yan gelip iktidar sürme yeri değildir! ankcum?cumhuriyet.com.tr Çocukları siyasete alet ettiler ‘Sıcak Yuva taşeron mu?’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan Sıcak Yuva Vakfı’nın, üye çocukları ‘‘tarihi gezi’’ diye yola çıkarıp Erdoğan’ın mitinglerine götürdüğü belirlendi. Veliler suç duyurusunda bulunmaya hazırlanırken, iddiaları gündeme getiren basın organlarına tepki gösteren vakıf ‘‘12 Eylül tarihini ‘Kokuşmuş Medya Günü’ ilan ediyoruz’’açıklamasını yaptı. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde 1997’de sokak çocuklarına yardım amacıyla kurulan Sıcak Yuva Vakfı’nın ‘‘çocukları siyasete alet ettiği’’ ortaya çıktı. Buna göre vakfın Sarıyer şubesi, 3 Eylül’de vakıfta futbol okuluna giden çocuklar için Bursa gezisi düzenleyeceğini duyurdu. 40 öğrenci ve veli, Bursa’ya doğru otobüsle yola çıktı. Ama otobüs, Kütahya’ya, Başbakan’ın katılacağı Hayme Ana Şenlikleri’ne gitti. Duruma sinirlenen veliler, açıklama istedikleri şoförlerden ‘‘Başbakan’a jest olsun diye çocukları getirdik’’ yanıtını aldılar. ‘‘Sıcak Yuva Vakfı, AKP’nin taşeronu mu?’’ diye soran veliler, haklarını yasal yollardan aramaya hazırlanıyor. Gezilere giden çocuklar da kendilerine AKP Sıcak Yuva bayrağı dağıtıldığını belirterek, ‘‘Başbakan gelince, ‘sıcak yuva’ diye bağırın dediler’’ diye konuştular. Vakfın internet sitesinde yer alan, 12 Eylül 2006 tarihli basın bildirisinde ‘‘Evet Hayme Ana ve Ertuğrul Gazi’yi ziyarete gittik.Yine gideceğiz. Evet, bu vakfın kurucusu Recep Tayyip Erdoğan. Gelmek istemeyenleri, zorlayan yok’’ denildi. Açıklamada ayrıca özetle şu ifadelere yer verildi: ‘‘20062007 öğretim yılı açılışlarına, Hayme Ana şenliklerine katıldık. Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği; Genelkurmay Başkanlığı Mehteran Bölüğü, DMMO cirit takımları, değişik halk oyunları ekiplerinin katılımları ile gerçekleştirilen şenliklere katılmak isteyen öğrencilerimizi velileri ile birlikte davet ettik. Eğer basının ‘Bize mi öğreteceksiniz’ diye övündüğü ahlak ilkeleri ve kamuoyunu maniple değil, doğru haber verme anlayışı bu ise, bunu benimseyenlere cevabımızı kendi mekanlarında demokratik gösterilerle vereceğiz.’’ CHP’DEN İHRAÇ EDİLEN TAHİR ŞAHİN SORUŞTURMA KARARINA TEPKİ BRÜKSEL AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda kabul edilen ağır koşullu Türkiye raporuna ilişkin Brüksel’de temaslarda bulunan Türk heyetinde, rapordaki türban paragrafına yönelik görüş ayrılıkları yaşandı. AP üyeleriyle görüşmelerinde CHP milletvekilleri, rapora giren türban paragrafının değişmesi yönünde görüş bildirirken AKP’li milletvekillerinin bu paragrafa destek verdiği öğrenildi. Türk heyetinde bulunan CHP milletvekili Onur Öymen, türban konusunun uluslararası bir mesele yapılmasının Türkiye’ye bir kazanç sağlamayacağını, aksine ülkedeki tartışmaları alevlendireceğini söyledi. Raporun Onur Öymen. kendi içinde çelişkilerle dolu olduğunu belirten Öymen, raporda AİHM’nin türban kararına atıf yapılmasının yanı sıra ayrı bir paragrafta uzlaşı çağrısı yapıldığını ifade etti. Türk heyeti, raporda sözde Ermeni soykırımı, Pontus ve Süryanilere yönelik ifadeler, Kıbrıs paragrafı, sivilasker ilişkileri ve işkence konularında AP üyeleriyle görüşmelerde bulundu. Heyete AB Uyum Komisyonu üyeleri Onur Öymen, Şükrü Elekdağ, Ali Rıza Alaboyun, Necdet Budak’ın yanı sıra AKPM Türk Delegasyonu Başkanı Murat Mercan da katıldı. CHP’li üyeler ayrıca AP üyeleriyle bazı görüşmelerden dışlandıklarını da dile getirdiler. ‘Partiye dönmek için mücadelem sürecek’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nun partiden ihraç ettiği Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, hukuki yollardan partisine dönmek için mücadele edeceğini belirterek ‘‘Beni defterden silebilirsiniz, ancak yurttaşlarımın ve partili arkadaşlarımın gönlünden silemezsiniz’’ dedi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Şahin’in ihracını demokrasi ve hukuk dışı olarak nitelendirerek kınadığını bildirdi. Devrim şehidi Kubilay’ı anma törenlerinde kortej yürüyüşünü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı beklemeden başlattığı gerekçesiyle ihraç edilen Şahin, ilçedeki düğün salonunda kalabalık bir yurttaş topluluğuyla birlikte basın toplantısı yaptı. Disiplin kurulu kararının haklı gerekçelere dayanmadığını, kurulun tanıkları dinlemeye bile gerek görmediğini kaydeden Şahin, ‘‘Bu hukuksuz karar karşısında ben de gereken hukuki yollara başvuracağım, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Menemen’den laiklik çağrısı yaptık, ‘Şeriata geçit yok’ diye bugüne kadar haykırdık. Öyle umuyorum ki, bütün haykırışlarımızı, çok sevdiğim CHP çatısı altında yapmaya devam edeceğim’’ diye konuştu. Erzen: AKP gözdağı verme çabasında İstanbul Haber Servisi Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, İçişleri Bakanlığı tarafından hakkında 5 soruşturma kararı alınmasının, AKP’nin siyasi göz dağı verme çabası olduğunu belirterek, ‘‘Şunu iyi bilmeliler ki, çağdaş Bakırköy’den geri dönüş yok’’ dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem de AKP’nin koltuğu kaybetme kaygısıyla gün geçtikçe saldırganlaştığını söyledi. Erzen, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında şahsının karalanması için bazı gazetelerde ‘‘doğru bilgilere dayanmayan’’ haberlere yer verildiğini belirtti. Haberlerde yer alan İçişleri Bakanlığı müfettişlerine ifade vermediği iddialarının gerçekdışı olduğunu ifade eden Erzen, ‘‘Mülkiye başmüfettişlerinin Ankara’da oldukları için ifadesini APS ile verilen süre içinde İçişleri Bakanlığı’na gönderdiğine ve gönderilen ifadenin teslim edildiğine dair belgeler de elimde’’ dedi. Bakırköy Belediye Başkanı Erzen, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporlarında birçok konunun yanlı ve yanlış olarak yansıtılmasıyla, bakanlığın da yanıltıldığına dikkat çekti. ‘‘Bakırköy Belediyesi Hazine arazilerini yağmalıyor’’ yönündeki haberlerin de araştırma yapılmadan yayımlandığını, bu haberlerin yayımlanması için bazı gazetelere adeta ‘‘yanlış haberler servis edildiğini’’ belirten Erzen, ‘‘Araziler Hazine’ nin değil, belediyenin. Mülkiyeti belediyeye ait olan bu yerlerin bir bölümü amatör spor kulübüne belediye meclisi kararı ile tahsis edilmiştir. Bu yerler hakkında mahkeme yürütmeyi durdurma kararı aldığı için İBB de yıkamamaktadır. Savunma yapmak için burada değiliz, ancak Bakırköy üzerinden oynanan siyasetin anlaşılması gerekiyor’’ dedi. Sarıgül’den kınama Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ihraç kararını CHP yönetiminin parti içi demokrasi mücadelesi verenlere karşı sürdürdüğü antidemokratik uygulamaların devamı olarak gördüğünü kaydetti. Şahin’in ihracının, CHP’nin yönetiminin her geçen gün halktan biraz daha uzaklaşmasından başka bir sonuç doğurmayacağını kaydeden Mustafa Sarıgül, ‘‘Şahin’e yönelik bu hukuk ve demokrasi dışı uygulamayı şiddetle kınıyorum’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle