23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Bush yönetimi, Irak’tan çekilme konusunda defalarca takvim önerip vazgeçiyor ama... Asker kendisi çekiliyor Dış Haberler Servisi yaratan savaşın tek vicdani retçisi. Kanada’da kaçak yaşayan en az 200 Çok sayıda Amerikan asABD’nin Irak savaşının sonucu asker olduğunu tahmin ediyor. keri, Irak’ta ön cephede olarak orduyu terk eden Amerikan birBD göz yumuyor bulunanlar da dahil ol liklerinin sayısına dair net rakamlar mak üzere askerden ka bulmak neredeyse imkânsız. Pentaçıyor. Bunların büyük bö gon, 2000 yılından bu yana toplam Bu vicdani retçiler, uzun vadede halümü Kanada’ya gidiyor. 40 bin askerin görevinden kaçtığını yatlarını etkileyebilecek bir kararı İngiltere’de yayımlanan Ti bildiriyor ve bunların yalnızca Irak’ta alarak cesur bir adım atıyorlar. Bir kames gazetesinde geçenler görev yapanlardan ibaret olmadığı çak olarak damgalanmak kolay kalde yayımlanan Peter Laufer nı belirtiyor. Ailesel nedenlerle Ka dırılır bir yük değil. Hüküm giyerse, imzalı bir derlemede ABD nada’ya giden çok sayıda kişi de bu ağır çalışma koşullarında hapis cezaaskerlerinin kaçış öyküle sayıya dahil. Pentagon sözcüsü, Af sı riski var. Sürgünü seçerse de, aile rine yer verildi. ganistan ve Irak’ta savaş başladıkve arkadaşlarından ömür boyu ayLaufer’a göre onlar, rı kalıyor. Kaçakların büyük ABD yönetiminin gözbölümü pasifist değil, ancak lerden uzak tutmayı tercih Irak savaşının yanlış olduğunu rak savaşının ve işgalin vahşi ettiği Irak’taki ABD askerdüşünüyorlar. leri. Birliklerinden ayrılan ve Askeri mahkemeye çıkmak yüzü ABD askerlerinin bir bölümü geri dönmeyen asker kaçakistemeyenler de Kanada’ya geçiçin kâbusa dönüşmüş durumda. Bu me yolunu seçiyor. ları, cezaevine düşmeyi ve Bir kuşak aşağılanmayı göze alıyorlar. kâbusu reddedenler, bütün risklerine önce Kanada, Vietnam SavaABD ordusunda ahlaki şı’ndan kaçan askerlere kucak karşın asker kaçağı olmayı seçiyor. nedenlerle Irak’a gitmeyi ilk açmıştı. Bugün siyasi iklim dareddeden yüzbaşı olan Ehren ha farklı ve sınırın öbür tarafıWatada, geçen ay askeri mahkeme tan sonra kaçakların toplam sayısın na geçen ABD’li kaçaklar sığınma karşısına çıktı ve aynı gün yaşadı da düşüş olduğunu söylüyor, ama şu başvurusu yapıyor. Sürgünlerin Kağı eyalet Hawaii’deki gazeteler onu anda Irak’ta savaşmayı reddeden ve nada’da korunaklı bir yaşam sürece‘‘vatan hainliği’’ ile suçlayan mektup sınırı geçerek Kanada’ya yerleşen ğinin mutlak garantisi yok. Eğer felarla doluydu. Watada, Irak savaşı çok sayıda kaçak var. Burada Kana deral mahkemeler askerlerin aleyhinnın ahlaki olarak yanlış, ayrıca ABD dalı savaş karşıtı grupların yardımıy de karar alırsa, ABD’ye iade edilebiyasalarını ağır bir biçimde ih la sığınma başvurusu yapıyorlar. To lirler. Ancak bu, Washington’ın istelal eden bir savaş olduğunu rontolu bir avukat olan Jeffry House, diği bir şey değil, çünkü ABD’deki varanladığını söylüyordu. Ken Kanada mahkemelerinde Irak sava lıkları Bush yönetimi için başka bir baş disinin bu savaşa katılması şından kaçan en az 20 askerin avu ağrısı kaynağı oluyor. nın, onu işlenen ‘‘savaş su katlığını yapıyor. ABD ordusu, uzun bir süredir saKendisi de Vietnam Savaşı’nda sa vaşacak asker sıkıntısı çekiyor ve Irak çu’’nun bir parçası haline getireceğini belirten Wata vaşmayı reddetmiş 50 bin askerden bi ile Afganistan’daki operasyonları için da, ABD’de bir kutuplaşma ri. Irak savaşı başladığından bu yana yedekleri göreve çağırıyor. A I Savaşta ölen askerlerin aileleri çocuklarının acısını ağır bir şekilde yaşıyor. (Fotoğraf: AP) ‘ABD ile savaşacağım’ D Iraklıların kesik kafalarını tekmeleyen Amerikan askerlerinin görüntüleri uykularını bölüyor Joshua’nın hiç bitmeyen kâbusu oshua Key (43. Savaş İstihkâm Birliği, Fort Carson, Colorado. Yaş: 28): ‘‘Fırat Nehri boyunca ilerliyorduk’’ diyor Joshua Key, Mart 2003’te ABD’nin Irak’ı işgalinden kısa bir süre sonra yaşadığı kâbusu tekrar hatırlarken: ‘‘Ramadi’ye giden yolda ilerlerken tam sağa döndük ve gözümün önünde kafası kesik bedenler belirdi. Kafalar bir tarafta, gövdeler bir taraftaydı ve bunlar arasında ABD askerleri vardı. ‘Aman Tanrım, nasıl bir cehennem burası? Bu cehennemin nedeni ne olabilir?’ diye düşünüyordum. Dışarıya çıktık ve biri bağırıyordu: Burada mahvolduk! Evet ben de burada birilerinin kesinlikle mahvolduğunu düşünüyordum.’’ Key, kafası kesilen Iraklılara ne olduğunun anlaşılması için görevlendirilmişti. Bir çatışma olduğuna dair kanıt bulma emri almıştı. Sonra kâbusunu bugün bile tetikleyen bir sahneye tanık oldu. ‘‘Kafaları futbol topu gibi tekmeleyen iki asker gördüm. Hemen ağzımı kapadım ve geriye, tanka döndüm. Kapıyı kapattım ve ‘Bunun parçası olamam. Bu çılgınlık. Buraya savaşmaya geldim, ama bu şoke edici’ diye düşündüm.’’ Çatışma olmadığına ikna olmuştu. ‘‘Cephedeki pek çok arkadaşım, bir mermi bulmaya çalışıyordu. Tek bir mermi bile yoktu.’’ Hâlâ o sahneyi kafasından atamıyordu: ‘‘Her yerde sadece kafalar vardı. Ben Irak’ı hâlâ o günkü kadar açık bir şekilde görebiliyorum. Bir nehrin kıyısında, kente doğru giderken ölülerle dolu bir yığınak. Uyku tutmuyor.’’ Eşi Brandi, arrell Anderson (Birinci Zırhlı Tümen, 23 Sahra Topçusu, Giessen, Almanya. Yaş: 24): Darrell Anderson, ABD ordusuna Irak savaşı başlamadan hemen önce katıldı. ‘‘Sağlık hizmetine, okula gitmek için paraya ihtiyacım vardı ve kızıma bakmam gerekiyordu. Ordu bunu becerebileceğim tek yoldu’’ diyor. Anderson’un Irak ve savaşla ilgili görüşlerinin değişmesine neden olan olay bir kontrol noktasında yaşadıkları olmuş. Bağdat’ta bir kontrol noktasında ‘‘arka tarafı’’ kontrol ettiğini anlatıyor: ‘‘Bir araba benim önüme kadar geldi. Ani fren nedeniyle arabadan kıvılcımlar çıkıyordu. Tüm askerler bağrışıyordu. Benim bölgemde ve sorumluluk alanımdaydı. Ateş açmadım. Bir rütbeli ‘Neden ateş açmadın, ateş açman gerekiyordu’ dedi. ‘Bir aile’ dedim. Tam o anda durdu. Arka koltukta çocuklar vardı. ‘Doğru yaptım’ dedim. O ise ‘Hayır, yapmadın. Ateş açman gerekiyordu. Bunu tekrarlarsan cezalandırılacaksın’ dedi.’’ (Fotoğraf: AP) J başıyla onaylıyor ve uykusunda ağladığını söylüyor. Key, Amerikan yönetiminin işgale karşı savaşan Iraklıların terörist olduğu yönündeki çizgisini reddediyor. ‘‘Düşünüyorum, lanet olsun. Yani onlar terörist değil. O evin erkeği. Diğeri oğlu. O bir baba, öteki anne, diğeri kızı. Evler yıkıldı. Erkekler tutuklandı ve eşleri onların nerede olduğunu bile bilmiyor. Böyle bir şeyin kendime ya da aileme yapılmasını hiçbir zaman istemem, niye başkaları için isteyeyim?’’ ‘Çocukları öldüremem’ Anderson, ‘‘Zaten bu savaşı kabul etmiyorum. Masum insanları öldürmeye gitmeyeceğim. Çocukları öldüremem. Bu benim yetiştiriliş tarzıma aykırı’’ diyor. ‘‘Bağdat’tayken kimseyi vurmadım. Otobüslerle Necef’e gittik. Necef’te her yere ateş açtık ve yüzlerce insanı öldürdük. Yüzlerce insanı öldürdüm, ama doğrudan karşı karşıya gelerek değil.’’ 2004 Noel’inde evine giden Anderson, yeniden savaşa gönderileceğini anladığında Kentucky’den Toronto’ya kaçmış. Anderson, bu sonbaharda ABD’ye dönmeyi düşünüyor. Sınırda kimliği tespit edildiğinde tutuklanacağını tahmin ediyor. ‘‘Savaş devam ediyor’’ diyor. ‘‘Geri dönersem belki hâlâ bir şeyler yapabilirim. Benim savaşım Amerikan yönetimiyle.’’ Anderson mahkeme ve tutukluluk dönemini savaşı protesto etmeyi sürdürerek geçireceğini söylüyor. Irak savaşında kazandığı madalyalarla kaplı üniformasını giydiğinde görüntüsünün güçlü bir etki bırakacağına inanıyor. Toronto’daki hayatı için ‘‘Her gün çalışmaya devam edip her şey yolundaymış gibi davranamam’’ diyor, ‘‘Bu savaş beni mahvediyor. Kanada’ya geldiğimden beri kâbus dışında bir rüya görmedim. Öyle olmadığı halde her şey yolundaymış gibi davranmak beni bitiriyor’’. Asker olmayı istememişti Joshua Key hiçbir zaman asker olma hayali kurmamış. Oklahoma’da yaşıyormuş ve yalnızca iyi bir iş arıyormuş. ‘‘O dönemde, iki çocuğumuz vardı ve üçüncü oğlum da yoldaydı’’ diyor, ‘‘İş yoktu, gelecek yoktu. Elbette McDonald’s’da çalışabilirdiniz ama bu, faturalarımızı karşılamaya yetmiyordu’’. Yerel askerlik bürosu çağırdığında orduya başvurmuş ve temel eğitimini bitirdikten sonra savaş bölgesine gönderilmiş. Irak’ta 8 aylık savaşın ardından 2 haftalığına ABD’ye dönmüş. Yeniden Irak görevi gelince ise kaçaklık dönemi başlıyor. Eşi ve çocuklarıyla Colorado’daki üsten olabildiğince uzaklara kaçıyorlar. Bir yıldan fazla bir süre yeraltı yaşantısı sürüyorlar. O dönemde paranoyak haline geldiğini ifade eden Key, sonunda Kanada’ya kaçmaya karar verdiğini söylüyor. Key, asıl hapse konması gerekenin ABD Başkanı George Bush olduğuna inanıyor. J oshua Key ev baskınları sırasında evde yaşayanlara yapılanları anlatıyor. ‘‘Evi tamamen yıkıyorsunuz, tamamen darmadağın ediyorsunuz’’ diyor, ‘‘Kilitli bir bölme ya da oda varsa onu kırıyorsunuz. Askerler ne isterse alır. Evi tamamen yağmalarlar’’. Kendisinin 100 kadar ev baskınına katıldığını tahmin ediyor. ‘‘Hiçbir evde asla aradığımız şeyleri bulmadım. AK47 bulunur, ama bu zaten kişisel kullanım içindir. Ama tek bir evde bile olması gerektiği söylenen büyük miktarda silahı bulduğum olmadı. Bir kez bile, Baas Partisi üyelerini, teröristleri, isyancıları bulmadım. Bunların hiçbirini bulamadık.’’ (Fotoğraf: AP) ovyetler Birliği’nin en gözde sloganlarından biri ‘‘halkların dostluğu’’ idi. Yeni Rusya’da ise bütün uluslar birbirine kuşkuyla bakıyor. Hatta nefretle. Sık sık medyaya yansıyan veya yansımayan etnik anlaşmazlıklar yaşanıyor. Yalnızca Kafkasya’nın gergin kentlerinde değil, önceden adı duyulmamış en sakin diyarlarda da. Ülkenin kuzeybatısındaki Kareliya’nın Kondogar kentinde geçen ay sonunda yaşananlar tam bir iç savaş ve linç ortamı yarattı. Bir restoranda Kafkasya kökenlilerle Ruslar arasında çıkan kavga iki kişinin ölümüne yol açtı. Olaydan kentteki bütün Kafkasyalıları sorumlu tutan binlerce insan mitingler düzenledi. Rus milliyetçileri Kafkasyalılara ait işyerlerini ve arabaları ateşe verdi. İktidar güçleri, saldırı ve yağmalamaları önleyemedi. Başka Rus kentlerinden bölgeye silahlı milliyetçi grupların gittiği, aslında Kondogar’ın pazarlarını elinde tutmaktan öte herkesten haraç alan Çeçen gruplarının olaydan sorumlu olduğu, Çeçenistan Başbakanı Kadirov’un bu grupların arkasında durduğu, Duma’nın olayda siyasi provokasyon olduğunu gizlemek için konuyu gündemine almak istemediği gibi birçok iddia Rus gazetelerinin sayfalarını doldurdu. Yalnızca Kareliya’da değil, başka bölgelerde de benzeri gelişmelerin eskisinden daha ürkütücü boyutlarda gündeme gelmesi ihtimali var. Moskova’da bu tür kanlı hesaplaşmalar az yaşanmadı. Birileri fitili ateşliyor ve sonrası kan, terör, korku ve bilinçlerden yıllarca silinmeyecek nefret duygusu... Sıradan İç Savaşlar S PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY usya, Lübnan’a asker R gönderme konusunu uzun süre tartıştıktan sonra kararını açıkladı. Başkan Putin, bu ay sonunda bölgeye Savunma Bakanlığı’na bağlı muhtemelen 350400 kişiden oluşacak bir istihkâm taburu gönderecek. Tabur, yıkılan köprülerin ve yolların onarılması ve bölgenin mayından arındırılması ile uğraşacak. Kremlin, böylece hem Lübnan’a asker gönderilmesi çağrısını reddetmiş, hem de savaşın tahrip ettiği yerlerin onarımı için gönderdiği taburla bölgede yerini almış oluyor. Savunma Bakanı İvanov, Rusya askerlerinin barış güçleaksay@rusya.ru Rusya Lübnan’a Mühendis Gönderiyor Ciddiyet, zihin eksiklerini örtmek için icat edilmiş bir tavırdır. ucould François de la Rochefa deme gelmiş, sorun Kremlin’de birkaç kez ele alınmış, kulislerde özellikle de ‘‘Çeçenistan’ın yaraları hâlâ kanıyorken’’ Rus askerlerinin hayatını riske atan formüllere kuşkuyla yaklaşıldığı fısıldanmıştı. Sonuçta, bölgeye daha çok mühendislerden ve bomba imha uzmanlarından oluşacak 350400 (bazı kaynaklara göre 5002000 arasında) kişilik bir birliğin gönderilmesi kararı çıktı. Birlik muhtemelen BM misyonuna değil, Beyrut’un özel izni ile doğrudan Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı olacak. Birliğin masraflarını da BM değil, Rusya üstlenecek. Böylece Rusların İtalyan ve Fransız generallerinin emrindeki UNIFIL birliklerine bağlı olmaması ve çatışmalarda tehlike riskinin asgariye indirilmesi öngörülüyor. Kararı yorumlayan Duma Uluslararası İşler Komitesi Başkanı Kosaçev, Moskova’nın da pek çok başkent gibi Lübnan’da savaşmaya can atmadığını, yurttaşlarının hayatını tehlikeye sokmama amacına bağlı olarak bu tür bir ‘‘insani yardım’’ formülünü benimsediğini söyledi. WC’de Dört Yıl ayatınızın üçte birinin uykuda geçtiği gibi verilere alıştınız. Ya ömrünüzün dört yılını tuvalette geçirdiğinizi biliyor musunuz? Bu gerçeği, geçen gün Moskova’da düzenlenen Dünya Tuvalet Konferansı’nda öğrendik. Singapurlu işadamı Jack Sim’in 2001’de kurduğu örgüt, bu 4 yılı en kaliteli şekilde geçirmek için müzikli tuvalet kâğıtlarından son model otomatik yıkama ve kurutma aygıtlarına kadar bir dizi ürün sergiledi. 20 ülkeden 3 bini aşkın delegenin katıldığı konferansta, dünyanın üçte birinin hijyenik tuvaletlerden yoksun olduğu, bu açıdan en kötü koşulların Hindistan, Çin ve Etiyopya’da saptandığı, ayrıca Romanya, Rusya, Türkiye, Meksika, Brezilya, Mısır ve Fas’ın ‘‘tuvalet devrimine ihtiyacı olduğu’’ vurgulandı. Ev sahibi Ruslar ise kurutma, hatta masaj özelliği olan elektronikkozmik sistemli bir tuvalet sergiledi. Neredeyse gözlerim yaşaracaktı... 1981’de beni en fazla ürküten şeylerden biri kamuya açık tuvaletlerin ucu H Hem Rus askerlerinin hayatının tehlikeye atılmasını hem de Rusya’nın Ortadoğu’ya ilgisiz görünmesini istemeyen Putin, çözümü bölgeye mühendis ve bomba uzmanı göndermekte buldu. ri kapsamında olası çatışmalara katılmasının söz konusu olmadığını açıkladı. Bunda Afganistan ve Çeçenistan deneyimlerinden sonra hem kamuoyu hem de iktidarın kanlı çatışma Kömürü de Çalar!.. Putin, gaz hırsızlığıyla itham ettiği Ukrayna lideri Yuşçenko’yu yakalayıp şiş kebap yapmak için ateşte pişirmeye başlar. Çevresindekiler sorar: Neden şişi bu kadar hızlı çeviriyorsunuz ki? Putin cevaplar: Daha yavaş çevirirsem kömür çalabilir!.. lardan olabildiğince uzak durma isteğinin önemli rol oynadığı sanılıyor. Şu anda Rusya barış güçleri MoldovaPrednestrovye’de (1992’den bu yana), Güney Osetya’da (1992’den bu yana), Abhazya’da (1994’ten bu yana) ve Sudan’da (geçen nisandan bu yana) bulunuyor. Ayrıca Ruslar yakın geçmişte, Sierra Leone’de (20002005), Kosova’da (1999 2003), BosnaHersek’te (19962003) ve Eritre’de (20002005) görev yaptı. Rusya’nın Lübnan’a asker göndermesi konusu, ağustos sonunda İtalya Başbakanı Prodi’nin Putin’e telefonuyla gün be haliydi. Moldova’da gittiğimiz bir hamamda tuvalet, yıkanılan yerlerin hemen karşısında ve açıktı. Yurtlar, havaalanları ve işyerlerindeki tuvaletlerin kapısı yoktu. Herkes, kapağı olmayan ve üzerine oturulmayan klozetlere tüneyerek işini görmek zorundaydı. Ve tuvalet kâğıdı bulunamadığından dolayı çoğunlukla gazete kullanılıyor, iktidara tepkisini özellikle Pravda gazetesiyle silinerek gösteren ‘‘antikomünist tuvalet sakinleri’’ dikkat çekiyordu. O zamana kadar kapısında WC (water closet) yazan mekânlar ile özgürlük ve insan hakları arasında bağlantı kurmak hiç aklıma gelmemişti. Sovyet tuvaletlerine hâlâ rastlıyorum Rusya’da ve öteki BDT ülkelerinde. Bir başka sorun da ‘‘tuvaletsizlik’’, yani kamu tuvaletlerinin sayısının çok az olması veya akşam saatlerinde kapanıvermesi. Şimdi Moskova’da 210’u ücretsiz olmak üzere tam 3170 umumi tuvalet varmış. Ne güzel! Demokrasi gelişiyor demek ki!.. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle