18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2006 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Eğitim, pedagoji, dil ve tiyatro çalışmalarıyla tanınan Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’ndan yeni bir kitap YAZI ODASI SELİM İLERİ Çok yönlü bir düşünür lık ve Ulusallık’ gibi altbaşlıklar altında inceliyor. Onun, çağdaş tiyatroya ulaşmak için geleneksel gösteri sanatlarından kopmamak gerektiği görüşünün altını çiziyor. Ayrıca, ‘Öz Tiyatro’ kavramı üzerinde duruyor. Öz tiyatro Bir Kez Daha Sait Faik Nalan Barbarosoğlu’yla bazı akşamlar Beyoğlu’ndaki Zencefil’de buluşuyoruz. Oranın küçük avlusunu ikimiz de çok seviyoruz, çalışanlarını da. Gün batıyor, hele sonbahar yaklaştıkça, ışık daha erken çekiliyor. Bol bol edebiyattan konuşuyoruz. Bir araya gelindi mi, pek edebiyattan konuşulmuyor artık. Yayın dünyamızın yeni çehresinde yazınsal değerlerin anlamı söndükçe sönüyor. Kitap sattı mı satmadı mı, handiyse tek değer bu. Biz, dikine tıraş bir tutumla Sait Faik’ten, Nezihe Meriç’ten, Leylâ Erbil’den, Edip Cansever’den söz açtık geçen akşam. Nezihe Meriç’in yazarlık çabamızdaki ince emeğini konuştuk. Leylâ Erbil’in unutulmaz Sait Faik yorumlarını andık. ??? Nalan, Edip Cansever’in benim nasılsa unuttuğum bir şiirini hatırladı. Eve döner dönmez okudum şiiri. Bir kez daha Edip Cansever hayranlığım taşkınlaştı. Sonra bir kez daha Sait Faik kitaplarına uzandı elim. Bendekiler Varlık ve Bilgi Yayınevi basımları. Yapı Kredi’den de bir iki kitap onlara eşlik ediyor. Nedense ‘‘Semaver’’in ‘‘kıymettar’’ işçi ellerini anımsadım. Sonra, ‘‘Şahmerdan’’ kurulduğunda, ‘‘bir giyotin halinde meydana’’ çıktı... Okul kitabımızda okuduğum ‘‘Projektörcü’’yü arandım. İstanbul’un denizinde, hırçın gecede, ne müthiş bir öykü! Uzun yıllar geçmiş, ama ‘‘Projektörcü’’ diriliğini hiç mi hiç kaybetmemiş. Vapurlarda ona çoktan beri rastlamasak da. Zamana meydan okumanın gizi nerde bu öyküde diye düşündüm. Vapur yol alırken; bize kendi öyküsünün anlatılmasını isteyen kişi, metin içinde, kendine ilişkin hiçbir şey söylemez. Serüvensizdir yaşamı. Her gün birbirinin aynıdır, her gün tekdüzeliktir. Ama onun hikâyesi bu yüzden tokat gibi çarpıyor. Bugün de. Ya ‘‘Hişt, Hişt!’’? Hikâyede anlatıcı, yalnızlıktan usanmıştır. Toplum hayatında, toplumsallıkta kendine, özvarlığına, benliğine yer bulamamış anlatıcı, ıssızlığa sığınır. ??? Kırlarda, işte, kuşun ötüşü, böceğin cırıltısı, suyun akışı ve yaprağın hışıltısı, bir ses! Yeniden umudu söyler. Bu kez ayırt ettim: ‘‘Hişt, Hişt!’’ öyküde bir Japon estampı. ‘‘Dondurmacının Çırağı’’nda zamanın birdenbire sonsuz, yekpare bir zamana evrilmesine yine hayranlıkla bakakaldım. Dondurmacının çırağı, yine ‘‘iki bin sene evvel Atina’da, güneşli temmuz günlerinde Atina mermerler, heykeller, mabetler içinde pırıl pırıl parlarken Ege adalarından’’ geldi... ??? Hayatım boyunca bana en çok çarpan satırları da okudum: ‘‘O pasajdaki birahaneye yine gitsem. O masaya otursam, o masaya. İnsanlar gelse otursa çift çift kadınlı erkekli. Ben tek başıma. Milyonlar içinde tek başıma. Acı gitgide acıyor. Kavun acısı gibi, zehir gibi bir acı. Kaybettikten sonra bulduğumuz şey. Nedir o bil? Nedir o bil?’’ ‘‘Nedir o bil?’’ iki kez tekrarlandığı için mi böylesine yakıyor? Nalan, Eşik Cini’nde bir Sait Faik bölümü yapacaklarını söyledi. ‘‘Yazar mısın?’’ diye sordu. Yazmak istediğimi söyledim. Hem zaten benim bir hayalim var: Sait Faik için kitap yazmak istiyorum. Yıllardan beri. Öyleyken, ilk satırda, kurulamamış ilk tümcede durakalıyorum. Bir dilin ifade ediş sanatına bazan tek bir edebiyat adamı yetebilir. Sait Faik, hiç şüphe yok ki, o kişilerden, o hikâyecilerden. Onun anlatımını çapaklı bulanlara oldum bittim şaşarım. İçten gelen, sanatkârca bir söyleyişi, cümlelerin düzgünlüğüyle ölçüp biçmek, tartmak, edebiyatın değerlendirmesi olabilir mi? Gece yarısını çoktan geçmişti. Sait Faik’in yazdıklarından adeta kurtulamıyordum. Kıstırılmış bir dünyaydı. Ama meydan okuyordu. Kayıp Aranıyor’da vurgulandığı gibi, ‘‘insanlığın bir zelzelesi’’nden konuşuyordu... Öneriler: Kitap / Bahçe Çiçekleri, Nejat Ebcioğlu, Remzi Kitabevi, 2004. Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu (18871978) yaşadığı dönemin önde gelen düşün ve eylem insanlarından biridir. Eğitim, pedagoji, dil ve tiyatro alanlarında ciddi çalışmaları olan Baltacıoğlu, 1915 yılında ‘Mektep Temsillerinin Usuli Tedrisi’ adlı elkitabında eğitimde tiyatronun yerini vurgulamıştır. 1930’lu yıllardan başlayarak tiyatro üstüne yazdığı yazıların tamamı, MitosBoyut Yayınları’nın ‘Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu/Tiyatro Nedir’ adlı kitabında da belirtildiği gibi, günümüzde yeniden okunması, tartışılması gereken çalışmalardır. Bir tiyatro adamı Baltacıoğlu’nun ‘Öz Tiyatro’ ile oyuncuyu tiyatronun gerçek yaratıcısı konumuna getirdiğini ve daha sonra ‘Yeni Adam’ dergi ? Döneminin önde gelen düşün ve eylem adamlarından biri olan Baltacıoğlu, devrimci, yenilikçi ve mücadeleci kişiliğiyle ele alınıyor ‘Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu/Tiyatro Nedir’ adlı kitapta. Onun; eğitim, tiyatro, tiyatroda çağdaşlıkulusallık, halk tiyatrosu gibi tartışmaya açtığı konular bugün de güncelliğini koruyan ve bizleri yeni okuma alanlarına yönlendiren satırbaşları olarak belirleniyor. sinde çıkan yazılarında da ‘süre’ kavramı üzerine giderek Bergsoncu bir yaklaşım sergilediğini belirtiyor. Ama, Alpöge’nin sözleriyle; ‘‘Ne yazık ki, bu kuram sahipsiz kaldı. Ülke için kaçırılmış bir fırsattır bu.’’‘Yorumlanmayı Bekleyen Baltacıoğlu’ bölümünü noktalarken şöyle diyor Alpöge: ‘‘Baltacıoğlu .... toplumumuzun da, çağının da ilersinde idi. Birkaç adım önünde yürümüş bir kişiydi .... Küçük dünyalı beyinlerin hem kavrayamadığı hem de kavramaktan korktuğu şeylerden söz ediyordu.’’ İkinci bölüm, dili Yılmaz Öğüt tarafından arındırılan 1941 basımı ‘Tiyatro’ kitabının tamamıdır. Baltacıoğlu, bu kitapta ‘Öz Tiyatro’nun ne anlama geldiğini açıklar. Kitabı yazmaktaki amacının ‘tiyatro nedir’ sorusuna cevap aramak olduğunu belirtir: ‘‘Bütün tamamlayıcı öğelerinden sıyrıldığında, tiyatro sanatında saf ve mutlak olarak ortaya çıkan nedir’’ sorusunu sorar. ‘‘Bu sorunun cevabını vermek, tiyatronun felsefesini yapmak demektir. İşte ben bunu yapmak istiyorum; bukitaptabunaemekharcamışbulunuyorum’’ der. Bugün için de tiyatro konusunda önemli bir çalışmadır Baltacıoğlu’nun ‘Tiyatro’ kitabı. Devrimci çizgi Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nu, Ankara Üniversitesi DTCF’de hocam Prof. Dr. Sevda Şener’in danışmanlığında ‘19501975 Eleştirilerle Türk Tiyatrosu’ başlıklı doktora tezimi hazırlarken tanıdım. Yazdıklarının hemen hepsini ilgiyle okudum. Belki biraz da bu nedenle, kısa bir süre önce MitosBoyut Yayınları’ndan çıkan ve Atila Alpöge T. Yılmaz Öğüt Ali Y. Baltacıoğlu tarafından yayına hazırlanmış olan ‘Ismayıl Hakkı Baltacoğlu/Tiyatro Nedir’ kitabı beni sevindirdi. Bu alanda önemli bir işlevi yerine getirdi MitosBoyut. Kitap dört ana bölümden oluşuyor. Atila Alpöge tarafından yazılan ‘Yorumlanmayı Bekleyen Baltacıoğlu’ kitabın ilk bölümü. Burada, Alpöge, Baltacıoğlu’nun üzerinde hassasiyetle durduğu konuları; ‘Eğitim ve Tiyatro’, ‘Aydınlanma ve Okul Tiyatrosu’, ‘Batı Tiyatrosunda Değişim ve Dönüşüm’, ‘Türkiye’de Tiyatro’, ‘Halk Tiyatrosu’, ‘Çağdaş Üçüncü bölüm ‘Seçme Yazılar’ ise onun tiyatroya yönelik yazılarından Atila Alpöge tarafından yapılan bir seçki. Dördüncü bölümde, oğlu Ali Y. Baltacıoğlu’nun yazdığı ‘Bir Düşün ve Eylem Adamının Devrimci Çizgisi’ yer alıyor. Babasının çalışmalarından yola çıkarak, onu ‘Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet...Üçdönemdebiradam,’ çok yönlü bir düşünür ve bir eylem adamı olarak tanımlıyor Ali Baltacıoğlu. ‘‘Onun devrimden evrime doğru genişleyen toplumbilimsel bakış yöntemi araştırılmadan, anlaşılmadan kuramcı yönü ve düşünsel bütünlüğü irdelenemez’’ diyor. Hiçbir zaman ödün vermediği devrimci çizgisini beş ana başlık altında topluyor: ‘Kuramsal Alanda’, ‘Eğitim ve Öğretim Alanında’, ‘Kamusal Alanda’, ‘Özel Yaşamında’, ‘Yayın Yaşamında’. Ek’ler bölümü ise Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun üç yazısından alıntılar içeriyor: ‘Din ve Hayat’ (1918), ‘Bir Devrim Gerek’ (1919), ‘Türk Devrimi Karşısında Müslümanlık’ (1928). Bu yazılarda bugün hassasiyetle özümsenmesi gereken şu gerçeği dile getiriyor: ‘‘Bir din, birlikte yaşadığı bilim, ahlak, hukuk, sanat ve uygarlık biçimi dışında kalamaz.’’ En güzel ‘atlar’ belli oldu Kültür Servisi Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Koç Allianz Fotoğraf Yarışması’nın sonuçları açıklandı. İki ayrı dalda düzenlenen yarışmaya yaklaşık 1880 yapıt katıldı. Yarışmanın siyahbeyaz daldaki birinciliğine A. Halim Kulaksız (İstanbul), mansiyon ödüllerine Ercan Aydeniz (İstanbul) ve Servet Sezgin (Sakarya) değer görüldü. Renkli fotoğraf dalında ise birinciliği Aytunç Akad (İstanbul), mansiyon ödüllerini ise Reha Bilir (Beyşehir) ve Tufan Kartal (İstanbul) aldı. Türkiye’nin dört bir yanından fotoğrafların gönderildiği yarışmada, her iki kategoride belirlenen birinciler 5000 YTL ’nin, mansiyon ödülü alanlar ise 2500 YTL ’nin sahibi oldu. Yarışmada dereceye girenler ekim ayında düzenlenecek bir törenle ödüllerine kavuşacak. Seçici kurulu, öğretim üyesi Murat Germen, fotoğraf sanatçıları Ara Güler, İzzet Keribar, Laleper Aytek, Kamil Fırat, Koç Allianz Fotoğrafevi yöneticisi Hasan Şenyüksel ile Koç Allianz Murahhas Aza ve Genel Müdürü M. Kemal Olgaç’tan oluşan yarışmanın sonunda sergilenmeye değer bulunan yapıtlar, 423 Kasım 2006 tarihleri arasında Fotoğrafevi Koç Alianz Galerisi’nde görülebilecek. ETKİNLİKLER 35 EKİM TARİHLERİ ARASINDA TÜSİAD’dan Avrupa’ya kültürel çıkarma Kültür Servisi AB üyeliği müzakere çalışmalarının 1. yıldönümü çerçevesinde Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve kültürel sesini duyurmak amacıyla Türk işadamları ile Avrupa’yı kuşatacak olan TÜSİAD, 35 Ekim tarihleri arasında Brüksel, Paris ve Berlin’de ‘Turkey? EuropeWeek’ adlı bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Etkinlik kapsamında Tekfen Filarmoni Orkestrası, 2 Ekim Salı günü Waterloo’da Saint Ann Kilisesi’nde, 4 Ekim Çarşamba günü Paris’te Eglise Saint Roch’ta ve 5 Ekim Perşembe günü de Berlin Konzerthaus am Gendarmenmarkt’ta konserler verecek. Saim Akçıl’ın yönetiminde, Ferit Tüzün’ün ‘Anadolu’dan Esintiler’ bestesiyle başlayacak konser, İlyas Mirzayev’in ‘Ney Konçertosu’, M. Adel Gerai’nin ‘Bahçekurd’, Mozart’ın ‘Türk Marşı’, isimsiz bestecinin ‘Nihavent Longa’, İlyas Mirzayev’in ‘Karadeniz Rapsodisi’, Göksel Baktagir’in ‘Güneşin Dağlardan Yükselişi’ ve yine İlyas Mirvayev’in geçen haziran ayında dünya ilk seslendirilişi gerçekleşen ‘Üç Denizin Senfonisi’ bestesiyle devam edecek. Konsere, ney, ut, zarb, kanun, def, tulum, kaval, Azeri kemança ve Karadeniz’in kemençesi gibi çeşitli kültürlerin yerel çalgıları da eşlik edecek. TÜSİAD, 35 Ekim tarihleri arasında Brüksel, Paris ve Berlin’de ‘Turkey?EuropeWeek’ adlı bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. BODRUM’UN BİTEZ KOYU’NDA MAVİ BAYRAKLI, DENİZE SIFIR MANUELA HOTEL Botanik bahçesini andıran doğası ile mavi ve yeşilin buluştuğu bir tatil cennetidir. Özel plaj keyfi, konforlu odalarda TV klima rahatlığı, 20 yılı aşkın, kaliteli ve güleryüzlü hizmetiyle siz Cumhuriyet okurları için 55 YTL. Tam pansiyon, gazeteniz kahvaltı masanızda... OTELİMİZE AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ GEZİ TURLARI Daha fazla bilgi: www.manuelahotel.com Tel: 0 252 363 79 0405, Faks: 0 252 363 77 88, Cep: 0 532 624 12 06 GEBZE l.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: B.03.1.İCD.1.41.01.01 2006/471 Talimat Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins,miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır.Birinci artırma 04/10/2006 günü saat 10.5011.00 saatleri arasında Beyazıt cad.1445/1 sok.no:20/3Gebze adresinde yapılmasına ve o günü malın tahmin edilen kıymetinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 09/10/2006 günü aynı yer ve saatte 2.artırma yapılarak satılacağı,şu kadarki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakları toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %18 oranında K.D.V’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur.06/09/2006 Muhammen bedeli: 10.000.00. Ytl Adedi: 1 / Cinsi: 41 D 9562 plakalı Daweoo 2002 model kapalı kasa 3 van kamyonet Tipi: Lublin,Beyaz renkli motor No: 096929 araç. Basın: 44166 CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle