19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 9 Gelişmemiş toplumlarda yaygın olan mide kanserinin başlıca nedenleri arasında yanlış beslenme bulunuyor Reflüye karşı düzenli yaşam EVRİM KAYA Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, Türkiye’de mide kanseri sıklığı 1999 yılı için kadınlarda meme kanserinden sonra, erkeklerde ise akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor. ABD’de ise Ulusal Sağlık Enstitüsü 2005 yılı istatistik verilerine göre, mide kanseri en sık gözlenen kanser türleri içinde ilk 10’a girmiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayımlanan listede H. pylori 1. derecede karsinojenler (kansere neden olan) arasında sayılıyor. Bu da mide kanserinin gelişmemiş toplumlarda sık görüldüğünün ifadesi olarak yerini alıyor. Türkiye’de ve dünyada deyim yerindeyse ‘‘baş belası’’ bir hastalık olan reflü ise artık çaresiz bir hastalık değil. Kurtulmak için ilk ve en önemli adımı beslenme düzeninden yatış şekline kadar yaşam tarzında önemli değişiklikler gerektiren reflü, hastaların yüzde 80’inde doğru ve düzenli yöntemler izlenildiğinde tedavi edilebiliyor. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve International Hospital Genel Cerrahi Bölümü doktorlarından Prof. Dr. Dursun Buğra’yla yaptığımız mide hastalıkları söyleşimize kanser ve reflü ile devam ediyoruz... Gastritten sonra bizi kanser mi bekliyor? DURSUN BUĞRA H. pylori’ye bağlı olarak gelişen gastritin ileri aşamasında mide kanseri oluşması iyi bilinen bir süreçtir. Ancak tüm gastritli hastaların çok küçük bir bölümünde (yüzde 1’inden azı) mide kanseri gelişmektedir. Bu durum bakteriye özgü özellikler, bakteri ile bulaşmış konağın kendini koruma gücü ve konağı etkileyen çok farklı dış etkenler ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Mide kanseri nasıl ortaya çıkar? Aile öyküsü önemli midir? Mide kanseri oluşumunda genetik özelliklerin yanı sıra çevresel etkenler ve kanser gelişimini kolaylaştırıcı bazı öncü hastalıklar rol oynar. Genel olarak mide kanserlerinin tesadüfen ortaya çıktığı, ancak yüzde 10’unun ailesel geçiş gösterdiği kabul edilmektedir. Birinci derece akrabalarında (annebabakardeşler) mide kanseri bulunan kişilerin mide kanserine yakalanma olasılıkları, normal topluma göre 23 kat artmıştır. Bir mide kanserinin gerçekten ailevi genetik geçişli (kalıtsal) olduğunun kabul edilmesi için başlıca üç koşul aranmaktadır: 1 Aynı aile içinde üç mide kanseri görülmeli, bunlardan en az ikisi birinci derece akraba olmalı. 2 Birbirini izleyen en az iki kuşak etkilenmeli. 3 Kansere yakalanan hastalardan en az biri 50 yaş altında olmalı. Beslenme düzenimiz kanser oluşumuna nasıl etki ediyor? Son yıllarda beslenme düzeninde yapılan değişiklikler ile mide kanseri sıklığında belirgin azalma gözlenmesi, beslenmenin kanser üzerindeki etkilerine dikkati çekmiştir. Koruyucu etkenler ve zararlı etkenleri sayacak olursak? Taze sebze ve meyveler: Araştır malar, taze meyve ve çiğ sebze tüketiminin mide kanseri gelişimine karşı koruyucu etki sağladığını, kanser riskinde yüzde 3050 oranında azalmaya yol açtığını göstermiştir. Soyalı gıdalar: Fermente olmayan soya içeren gıdaların (soya sütü, soya fasulyesi, soya tohumu) mide mukoza hücrelerini koruduğu, fermente soya içeren gıdaların (soya sosu) ise kanser gelişme riskini arttırdığı öne sürülmektedir. Çay: Bazı kanser türlerinde (meme, prostat, kalınbağırsak, pankreas) olduğu gibi mide kanserinde de önleyici bir etken olduğu kabul görmektedir. Çayın yeşil ya da siyah, sıcak ya da soğuk olarak günde 35 fincan içilmesi önerilmektedir. Tuz: Araştırmalarda aşırı tuz, turşusu yapılmış sebze, tütsülenmiş gıda, kurutulmuş ve tuzlanmış etbalık tüketiminin mide kanseri oluşumunu yüzde 5080 oranında arttırdığı gösterilmiştir. Yüksek ısıda pişirilmiş etler: Izgara yapmak, yağda kızartmak veya mangalda pişirmek zararlı etki yaratmaktadır. Mide kanseri oluşumunda başka etkenler var mı? Bazı meslek gruplarında mide kanseri görülme sıklığı, düşük ya da yüksek oranlarda da olsa artmış bulunmaktadır. Kömür madeni işçilerinde, kauçuk ve asbestle çalışanlarda, lastik ve petrokimya üretiminde çalışanlarda, balıkçılıkla uğraşanlarda, mide kanseri riski genel topluma oranla biraz daha yüksektir. Genç yaşta sigara kullanımına başlayanlarda ve ağır içicilerde mide kanseri riski 2 kat artmaktadır. Mide kanseri ile alkol tüketimi arasında doğrudan bir ilişki kurulamamıştır. Düzenli aspirin kullanımının ise mide kanserine karşı koruyucu etki gösterdiği ortaya konulmuştur. Mide kanserinin belirtileri ve bulguları nelerdir? Mide kanseri genellikle sinsi ilerleyen ve belirtilerini verdiğinde çoğunlukla ileri evrede tanısı konulan bir hastalıktır. Diğer taraftan ise belirti verse dahi, yakınmalar pek çok diğer hastalıkta da görülebileceğinden, hastalar ya da hekimler tarafından göz ardı edilebilmektedir. Mide kanserinde belirtiler gastritülser bölümünde ayrıntıları ile verilen yakınmalarla benzerlikler gösterir. Kilo kaybı (yüzde 60), karın ağrısı (yüzde 50), bulantıkusma (yüzde 35), iştahsızlık (yüzde 30), yutma güçlüğü (yüzde 25), kanama (yüzde 20), erken doyma (yüzde 15), ülseri andıran ağrı (yüzde 15) en sık rastlanan yakınmalar ve bulgulardır. İleri evre mide kanserli hastaların ancak yüzde 5’inde hiç yakınma yoktur. Mide kanseri çoğunlukla hazımsızlık diye tanımlanan şikâyetlerle ortaya çıkar ve uzunca bir süre hasta tarafından ihmal edilebilir. Hasta yakınmalarını erken dönemde hekime aktarsa dahi, bazı durumlarda hastaya öncelikle gastrit ya da ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar verilmekte, böylelikle hastalığın erken döneminde çok etkili olabilecek cerrahi girişim istenmeden geciktirilmektedir. Bu nedenlerle alarm belirtileri mevcutsa, hastaya mutlaka gastroskopi yapılarak mide kanseri olasılığı araştırılmalıdır. Nasıl tedavi edilir? Mide kanserinin en etkili ve kalıcı tedavisi ameliyatla sağlanmaktadır. Kanserin erken evrelerinde yapılan ameliyatlar ile uzun süreli sağ kalımlar elde edilirken, geç evrede saptanan hastaların ameliyatları sonrasında uzun süreli yaşayanların oranı düşmektedir. Mide kanseri tedavisin de de kemoterapi var mı? Radyoterapi ve kemoterapinin yeri çok sınırlıdır, genellikle ameliyat öncesinde ya da sonrasında uygulanır. Cerrahi tedaviden yarar göremeyecek bazı hastalarda ise palyatif amaçlarla radyoterapi ve/veya kemoterapi yapılır. ‘Kalp krizi geçiriyorum sanabilirsiniz’ DOĞRU ALIŞKANLIKLAR Hasta nasıl bir hayat sürmeli? Reflü hastalığı tanısı nasıl konulur? Hastanın yakınmalarının dikkatli bir hekim tarafından dinlenmesi ve yorumlanması tanı için çoğunlukla yeterlidir. Beş yıldan daha uzun süredir yakınmaları olan hastalarda ya da reflü belirtilerinin 45 yaş üzerinde ortaya çıkması, yutma güçlüğü, kilo kaybı, kanama bulgularının gözlenmesi gibi ‘‘alarm belirtileri’’nin varlığında, mutlaka üst midebağırsak sistemi endoskopisi (gastroskopi) yapılarak ayırıcı tanı sağlanır. Yemek borusuna özgü ya da yemek borusu dışı reflü yakınmaları olan, ancak endoskopik inceleme sırasında belirgin mukoza değişikliği gözlenmeyen, tıbbi tedaviye yeterli yanıt alınamayan hastalarda, burun yoluyla özofagusa yerleştirilen bir kateter aracılığıyla 24 saat boyunca özofagusun pH’sı ölçülerek asit reflüsü ortaya konulur. Tanıyı doğrulayan bir yöntem olan 24 saatlik asit ölçüm tekniği, özellikle cerrahi girişim kararı alınacak hastalarda yarar sağlamaktadır. Benzer şekilde yemek borusunun hareketlerini değerlendirmeye yarayan manometri yöntemi de cerrahi girişimler öncesi ayırıcı tanıda yararlı olmaktadır. Reflü hastalığında ne tür yaşam tarzı değişiklikleri gerekir? Hasta yakınmalarında başlıca etkenin gece reflüsü olduğu kabul edildiği için mideden özofagusa geri kaçışı önlemek amacıyla yatağın baş ucu kaldırılır, çoğunlukla sola yatarak uyunması önerilir. Akşam yemeği yedikten sonra en az 3 saat yatılmaması, midenin kısmen boşalması için beklenmesi gerekir. Akşam yemeği ile yatış saati arasındaki sürede abur cubur gıdalar, fazla içecek tüketilmemesi tavsiye edilir. Reflü yakınmalarını arttıran bazı gıdaların, örneğin aşırı yağlıkızartma gıdalar, narenciye suları, kahve, çikolata, alkol (özellikle şarapbiraviski gibi içecekler) tüketiminin kısıtlanması önerilir. Reflü ile aşırı kilo ve karın içi basıncını arttıran etkenler arasında doğru bir bağ bulunmaktadır. Şişman hastaların kilo vermesi, sıkı giysilerden, dar kemerlerden kaçınılması, ıkınma ve aşırı öksürmenin giderilmesi reflünün azalmasını sağlar. Nikotin yemek borusunun alt ucundaki yüksek basınç bölgesinin basıncını düşürerek reflüyü kolaylaştırır, bu nedenle tütün (sigarapipopuro) kullanımının terk edilmesi gerekir. Hipertansiyon, astım ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da nikotin gibi alt özofagus sfinkterinin basıncını azaltarak reflüye yol açarlar. Bu ilaçların duruma göre değiştirilmesi ya da doz azaltılması reflüyü önleyebilir. Reflü hastalığı nasıl oluşur? Hangi sıklıkta gözlenir? Normalde yemek borusunun (özofagusun) alt ucunda yer alan yüksek basınç bölgesi (alt özofagus sfinkteri), mide asidinin yukarıya, yani yemek borusuna doğru geri kaçışına engel olur. Böylelikle mide asidinin özellikle yemek borusunun alt bölümünün mukozasını tahriş etmesi önlenir. Alt özofagus sfinkterinin yetersizliği, mide fıtığı gibi anatomik değişiklikler mide asidinin yemek borusuna kaçışını kolaylaştırarak, yemek borusu mukozasında değişiklikler olsun ya da olmasın, reflü hastalığına yol açarlar. Tedavi edilmediği takdirde daha büyük sorunlara neden olacak bir hastalık Ülsere dönüşme riski var Reflü hastalığının doğal seyrinde gözlenen mukoza değişiklikleri nelerdir? Asit reflüsünün kronik bir şekilde yemek borusu mukozasını tahriş etmesi, olguların bir bölümünde gözle görülür hiçbir değişikliğe yol açmayabilir. Hastaların çoğunda ise yıllar içinde ciddiyeti giderek artan mukoza patolojileri, yani özofajit ortaya çıkar. İlk gözlenen bulgu yemek borusu alt bölümünde kızarıklık ve ödemdir. Sonraki aşamada mukozada bir ya da birden çok çizgisel yaralar (erozyon) ortaya çıkar. Reflü tedavi edilmezse erozyonlar derinleşerek ülserlere dönüşürler. Ülserler birbirleriyle birleşebilir ve yemek borusunu çepeçevre sarabilirler. Ülserlerin tedavi ile ya da kendiliğinden iyileşmesi sonucu gelişen sert doku, yemek borusunun tıkanmasına ve yutma güçlüğüne yol açar. Tedavi görmeyen Reflü hasya da yetersiz talığının en tedavi alan tipik belirtihastalarda leri yanma kronik reflüReflü hastalığının tedavisinde tarzında ağrı nün neden ve gıdaların olacağı önembaşlıca üç ana ilke gözetilir: yemek boruli bir değişik1 Belirtilerin kontrol altına suna doğru lik ise, yemek alınması. geri gelmesiborusunun alt 2 Yemek borusu alt ucunda dir. Hastalar ucundaki mumeydana gelen mukoza yanmayı mikozanın incehasarlarının (erozyon, ülser) de bölgesinbağırsak tipi iyileştirilmesi. de ya da gömukozaya de3 Kronik reflüye bağlı ğüs orta hatğişim göstergelişebilecek yemek borusu ta, göğüs kemesi olarak darlığı, Barrett özofagusu ya da miğinin arkabul edilen kanserin önlenmesi. kasında hisBarrett özofasederler. Bagusudur zen göğüs ardında baskı ve sıkış(BÖ). BÖ kanser öncüsü bir lezma hissi şeklinde hissedilen reflü yondur. BÖ’lü kişilerde yemek borusu kanseri görülmesi olasılığı ağrısı çoğunlukla kalp krizi gibi algılanır. normal topluma göre 30 ile 125 Reflü hastalığının yemek borusu kat daha fazladır. dışında kalan belirtileri var mı Hangi yakınmalar reflü hastalıdır? ğını düşündürür? Reflünün tedavisi Reflü hastalığına özgü mide yanması ve gıdaların boğaza doğru geri gelmesi belirtilerinin yanı sıra, giderek artan sıklıkla akciğerler, boğaz ve ağızla ilgili yakınmalar da gözlenmektedir. Reflü hastalarında kronik öksürük ya da astım benzeri yakınmaların görülme sıklığı artmaktadır. Buna paralel olarak astım hastalarında kronik reflü hastalığına rastlanma olasılığı yüzde 80’lere kadar çıkabilmektedir. Özellikle gece ortaya çıkan astım ataklarında reflü hastalığı önemli rol oynamaktadır. Kulakboğazburun hastalıkları polikliniklerine ses kısıklığı, larenjit, boğazı sürekli temizleme isteği, boğazda dolgunluk hissi, ağızda tat değişikliği yakınmaları ile başvuran hastaların yüzde 40’ına yakın bölümünde, klasik reflü belirtileri olmamasına karşın reflü hastalığı saptanmıştır. Prof. Dr. Dursun Buğra. BİTTİ CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle