19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB B B B B PB 24 27 24 28 31 32 35 34 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB Y B PB B 22 22 24 24 27 26 27 25 34 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B PB 35 33 37 39 34 36 32 27 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Marmara’nın doğusu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Bolu, Düzce, Sinop, Eskişehir, Kütahya ve Ardahan çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı; kuzey ve iç kesimlerde biraz azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 19 Helsinki B 19 Stockholm B 20 Londra B 27 Amsterdam B 25 Brüksel B 25 Paris PB 27 Bonn PB 26 Münih PB 26 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B B B Y A Y 25 24 28 22 24 24 30 29 25 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A PB B Y B B Y A 16 33 25 35 25 28 25 35 39 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Havalimanında yangın ? İstanbul Haber Servisi Atatürk Havalimanı Kargo Bölümü’ndeki enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yangın çıktı. Yangının dört ay önce çıkan yangın sonrasında kalan kâğıtların ve hurdaların kaldırılması sırasında, kaynak makinesinden sıçrayan kıvılcımlar nedeniyle çıktığı belirtildi. Uçaklarla olay yeri arasında 50 metre mesafe bulunması, bir faciayı önledi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne ait itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alındı. Osmanlı’ya özendiler ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY İstanbul rüzgâra teslim ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da etkili olan şiddetli poyraz nedeniyle, bazı deniz otobüsü seferlerinin gerçekleştirilemediği bildirildi. İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret AŞ’den yapılan açıklamada, poyraz nedeniyle dün gerçekleştirilmesi planlanan Avşa ve Marmara adaları ile Armutlu, Mudanya ve Bandırma’ya deniz otobüsü seferlerinin iptal edildiği kaydedildi. Yalova ve Bandırma hızlı feribot seferlerinde herhangi bir aksama olmadığı ifade edildi. Silahlanma karşıtı eylem ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Serseri kurşunla yaşamını yitiren Alistair Grimason’un ailesinin öncülüğünde aynı kaderi paylaşanların oluşturduğu Bireysel Silahlanmaya Tepki Platformu, İzmir Fuarı’nın son gününde silahlanma karşıtı eylem gerçekleştirdi. Fuar alanında toplanan platform üyeleri, hükümetin ‘‘maganda kültürünü’’ önlemek için hiçbir çaba harcamadığını vurguladı. Alistair’in dedesi ve platform Başkanı Tuncay Eşsizhan, devletin ‘‘yan gelip yatmak’’ yerine hukuk sisteminde değişiklikler yapması gerektiğini söyledi. yeti nedir? Bu gücün görevi Hizbullah’ı silahsızlandırmak mı, yoksa Güney Lübnan’da istikrarı kurmak mı? Durum nedir belli değil. Belirsizlik 1701 No’lu karardan geliyor. Bu kararın metni belirsiz bir üslup ile yazılmış. Çeşitli ve çelişkili yorumlara yol açabilir. Ancak durum şimdilik sakin gibi görünüyor. UNIFIL’in görevine başlamasından sonra taraflar arasında çatışma riski var mı? NURETTİN Şimdi bütün taraflar bekliyor. Hizbullah, Lübnan hükümeti, İsrail ve ABD. Herkes, savaşın etkilerini ve sonuçlarını hazmetmek için durumun sakinleşmesini arzu ediyor. Bu Hizbullah için de böyle. Göçmenler, zarar gören evler, köprüler, yollar var Lübnan’da. Aynı şey İsrail için de geçerli. Belki bu sakin durum biraz daha sürer. Ama 1701 No’lu karar hiçbir sorunu halletmedi. Tam tersine, bu karar yeni sorunlar yarattı. Ne gibi sorunlar çıkmasını bekliyorsunuz? NURETTİN Birkaç ay sonra yeni sorunlar ortaya çıkacak. İlk sorun da bu kararın metninin yorumlanması konusunda olacak. 1701 No’lu karar Güney Lübnan’da silahsızlandırılmış bir bölge oluşturulmasını istiyor. ABD ve İsrail tarafı diyecek ki, ‘‘Bu karar Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngörüyor’’. Ama kararda Hizbullah’ın adı zikredilmemektedir. O zaman da sorun çıkacak. Bütün bunlar Litani Nehri’nin güneyi için geçerli. Ama kuzeyi için herhangi bir şey yok. O zaman kuzeyde Hizbullah silahlarını koruyabilir. ‘Yeni sorunlar çıkacak’ Sizce son tahlilde ABD ve İsrail’in nihai hedefi nedir? Bu hedefe kolayca ulaşabilecekler mi? NURETTİN ABD ve İsrail’in ana hedefi, Hizbullah’ın askeri gücünün tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu nedenle mutlaka yeni sorunlar ortaya çıkacaktır. Öyle görünüyor ki bu geçici bir karar. ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde, içinde Hizbullah’ın adının da geçeceği bir ‘silahsızlandırma kararı’’ çıkarılmasına teşebbüs edecek. Ortamın bu sakinliği ne kadar daha sürer bu koşullar içinde.Yakın zamanda sürtüşme ve çatışma riski var mı? NURETTİN Ateşkesten sonra burada ve İsrail’de tartışmalar oldu. Her iki taraf da kendi hesaplarını yeniden gözden geçiriyor. Ancak bu o kadar uzun olmayacak. 78 aydan önce bir çatışma ortamı beklemiyorum. Ancak daha sonra olabilir. Türkiye’nin asker gönderme kararı alması sizin için ne anlama geliyor? NURETTİN Eğer Türkiye’nin yakın tarihine bakarsak, Türkiye’nin kendi tarihi geçmişine dönmek düşüncesi sadece İslama yakın olan tabanla ve muhafazakâr hükümetler ile geliyor. Eski Osmanlı dönemine dönme düşüncesi İslami partiler ile geliyor. Yani yeni Osmanlı düşüncesi Turgut Özal ile geldi. İslami birlik düşüncesi de Necmettin Erbakan ile geldi. Şimdi ise Türkiye’nin Lübnan’a asker ASKER GÖNDEREREK NÜFUZ SAĞLAYAMAZSINIZ Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olsaydınız, Lübnan’a asker gönderme kararı alır mıydınız? NURETTİN Bana göre mademki Lübnan istisna bir ülke, eğer ben Türkiye’nin başbakanı olsaydım ve Ortadoğu’da nüfuz arasaydım, Lübnan’a asker göndermezdim. Bu ülkeye asker göndermekle nüfuz olmaz. Ekonomik yardımla, insani yardımla nüfuz kazanabilirsiniz. Belki Lübnan’a sadece insani yardım göndermeliydiniz. Örneğin hastane, okul ve köylerde yıkılan evleri yaptırabilirdiniz. Bu açıdan Türkiye’nin olumlu imajı ortaya çıkardı. Soruyorum, Katar dışında neden büyük Arap devletleri Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan’a asker göndermedi. Türkiye’nin Lübnan’ı daha iyi şekilde anlaması lazım. Bunun sorumluluğu sadece iktidarda değil, yazarlarda, akademisyenlerde, araştırmacılarda ve sivil toplum örgütlerinde de aynı zamanda. Bu mesele bir yeri tanıma, bilme meselesidir. İdrak meselesidir. Yani bilimsel bir meseledir. daha çok karada. Lübnanlılar ile UNIFIL’in Türk olmayan unsurları arasında bir çatışma olsa bile bu UNIFIL ’in tüm askerlerine, Türk askerlerine de yansır. Sorunun çözümü nerede? Hizbullah silahsızlanırsa bütün bu sorunlar hemen çözülüverir mi? NURETTİN Araplar ile İsrail arasında nihai bir barış olmadığı sürece Lübnan’ın durumu hiçbir zaman sakin olmayacak. Lübnan meselesi bir iç mesele değil sadece. En çok bölgesel ve uluslararası bir mesele. O zaman nihai, kapsamlı, adil bir barış yoksa Lübnan’da barış olmayacak. İsrail her an Lübnan’a tehdit oluşturuyor. İsrail her an Lübnan’a saldırabilir. O zaman herkes biliyor ki, UNIFIL gücü Lübnan’ı korumayacak. Çünkü yeterli askeri olanakları bulunmuyor. Lübnan ordusu ile İsrail ordusu arasında bir mukayese yaparsak, İsrail ordusu bir saat içinde Lübnan ordusunu yok edebilir. ‘Lübnan’ı kim koruyacak?’ Lübnan ordusu bir saat içinde buharlaşır. O zaman Lübnan’ı kim koruyacak. Tabii ki Türkiye’nin deniz gücü değil. Sadece ve sadece Hizbullah koruyabilir. Daha önce 2000 yılında Güney Lübnan’ı kurtardı. Temmuz savaşı sırasında Güney Lübnan’ı savundu. İsrail ordusunun çok güçlü olmasına karşın, Hizbullah militanları savaş meydanında ayakta kaldı. Ortadoğu’da adil ve kapsamlı bir çözüm olmadığı sürece Hizbullah silahını bırakmaz. Hizbullah’ın yapısı o kadar güçlü mü? NURETTİN UNIFIL tutuklamak istese kimi tutuklayacak? Hizbullah o bölgenin kendi insanı. Öğretmen, öğrenci, köylü, çiftçi, şoför, berber, bakkal.. artık kim varsa o bölgede, hepsi Hizbullah. Herkes kendi işinde gücünde. Eğer tehdit olursa, alıyor silahını ve ülkesini savunmaya gidiyor. Daha sonra yeniden kendi işlerine dönüyorlar. Söyleyin bana bu durumda UNIFIL kimin silahını toplayacak? Bana göre Hizbullah’ı parçalayacak hiçbir güç yok. Bu aşamada Hizbullah’ı silahsızlandırmak demek, Güney Lübnan’da yaşayan insanları yok etmek, İsrail’in eline teslim etmek demek. Bu insanlar Güney Lübnan’ı terk edip nereye gitsinler. Orası onların memleketi, yurdu. Bu aşamada Hizbullah’ın silahsızlandırılması mümkün değil. Muhammed Nurettin. göndermesi ‘‘Osmanlı özentisi’’... Kısmen böyle görünüyor. AKP’nin asker gönderme kararı, sadece ‘‘Osmanlı özentisi’’ olmak ile açıklanabilir mi peki? NURETTİN Hayır tabii ki. AKP’nin Lübnan’a asker gönderilmesi konusundaki ısrarlı tutumu beni şaşırttı. Israr o kadar büyük oldu ki şaşırdım kaldım. Çünkü bu kadar ısrarcı olmalarının sebebi, ya Lübnan’ı iyi bir şekilde bilmemelerinden kaynaklanıyor ya da biliyorlar. Aynı zamanda buna rağmen başka hedefler için bu adımı attılar. ‘ABD ile ilişkileri iyi yürütebilmek için’ O hedefler ne olabilir? NURETTİN Bunun nedenlerini iki gruba ayırabilirim. Ama aynı zamanda da ayırmam mümkün değil. İlk olarak AKP, AB siyaseti ile uyumlu olmak istiyor. Özellikle de Kıbrıs meselesinde koşulların daha hafif olması için. İkincisi de ABD yönetimi ile Irak tezkeresi sonrasında olduğu gibi, Washington yönetimi ile çelişkili olmamak, ABD ile yeni çatışmaya girmemek için. Yani AKP ile ABD arasındaki ilişkileri daha iyi yürütebilmek için. Özetle, AKP Ortadoğu’da ABD’nin dümen suyunda mı gidiyor? NURETTİN AKP için Lübnan krizi, ABD ile ilişkilerini düzeltmek için iyi bir fırsat oldu. Yani AKP için Lübnan krizi ABD ile ilişkileri iyileştirmek ve düzeltmek için bir araç oldu. Başka nedenler de var mı? NURETTİN AKP, diğer taraftan da daha önce söylediklerime bağlı olarak Türkiye’deki iç politikadaki çıkarı için Lübnan’a asker gönderiyor. AKP, hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de genel seçimlerde ABD’nin desteğini almak için Lübnan’a asker gönderme kararı verdi. Büyük bir ihtimalle Meclis’e yeniden çoğunluk olarak girecekler. AKP’nin kaderi... AKP’nin stratejik hedefleri var ve bunun için beş yıl yetmedi. Özellikle AB süreci için 2. döneme ihtiyaçları var. AKP’nin kaderi AB ile irtibatlanmış. Seçimlerde çoğunluk olarak kazanmak için bu koşulları hazırlıyor. Hem AB ile hem ABD ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyor. Peki, Lübnan’a asker gönderme kararı,Türkiye için doğru politika mı? Lübnan’dan na sıl görünüyor? NURETTİN Eğer AKP iktidarda olmasaydı, Türkiye böyle bir adım atmazdı. 2. Dünya Savaşı’ndan beri Türkiye’nin Ortadoğu politikası İsrail eksenine oturtuldu. Türkiye’nin politikası tek taraflıydı. Türkiye, İsrail ile ekonomik, askeri ittifaklar yaptı. Yani eski Türk dış politikası İsrail ekseninden Ortadoğu’ya giriyordu. Şimdi ilk defa bir Arap penceresinden Ortadoğu’ya girmiş oldu. Bunun da adı Lübnan. 1 Mart tezkeresi geçseydi, Türkiye ilk defa Irak penceresinden Ortadoğu’ya girecekti. O pencere şimdi Lübnan penceresi oldu. AKP’nin İslami boyutu olmasaydı bugünkü adım olmayacaktı. Bu durum, Lübnan’da görev yapacak Türk askerine risk getirir mi? NURETTİN Lübnan bu veya şu şekilde Suriye ve İran’ın arka bahçesidir. UNIFIL’in de hareket alanı Şii bölgesidir. Lübnan’ın dini, sosyal ve siyasi bünyesi çok karmaşıktır. Lübnan’ın büyük bir kesimi, özellikle Hıristiyanlar ve Şiiler tarihi nedenlerden dolayı Türkiye’ye kuşkulu bakıyor. Türkiye, bu faktörleri kendi hesaplarına aktarmazsa büyük bir riski olan veya tehlikesi olan alana girer. Türkiye’nin hesapları yüksek şekilde dikkatli, duyarlı ve titiz olmalı. Yoksa Türkiye olumsuz durumla karşı karşıya olacak. ‘Provokasyonlar ülkesi’ Peki, durumun kritikliği ortada olduğuna göre,Türk askerine yönelik ciddi bir provokasyon beklentiniz var mı? NURETTİN İlk dönemde provokasyon beklemiyorum. Şimdi herkes yoruldu. Hem İsrail, hem Hizbullah, hem Lübnanlılar. Ancak Lübnan ‘‘savaşların ülkesi’’ olduğu kadar bir ‘‘provokasyonların ülkesidir’’. Lübnan’ın iç bünyesi çok kırılgan. Lübnan topraklarında her yabancı ülkenin istihbarat servisleri rahatça çalışıyor. Herkes rahatça girebilir. Bunun için de Lübnan’da sürpriz olaylar ortaya çıkabilir. Bu kehanet değil. Bunu yakın tarihimizden gördüğümüz derslerden çıkarıyoruz. Provokasyon her an olabilir. Provokasyon dışında, herhangi bir gruptan saldırı olabilir mi? NURETTİN Türk askerine yönelik saldırı olmayacak. ‘‘Temenni ediyorum!’’ Türk askeri birliği deniz birliği olursa riski daha az. Risk ‘Barışı Taşıyan Vapur’ ? İstanbul Haber Servisi TürkYunan dostluğunun ‘‘masalsı bir simgesi’’ olan Kurtuluş Vapuru’nun belgesi ‘‘Barışı Taşıyan Vapur’’un galası Grand Cevahir Otel’de yapıldı. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Yunanistan Büyükelçisi George Yennimates’in katıldığı galada açılış konuşmasını yapan Yalçıntaş, Kurtuluş gemisinin sefer sırasında fırtınaya yakalanıp batmış olabileceğini fakat TürkYunan dostluğunun daima diri kalacağını belirtti. yete tarihimizin bir başka özetiydi. Erol Evgin’in özel bir kurguyla hazırladığı ‘‘Mustafa Kemal’i Gördüm Düşümde’’ konserbelgeseli Anadolu’nun her kentinde yurttaşla buluşturulması gereken bir çalışma. Bunu ayrı bir yazı konusu yapmak gerek... CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu iki etkinlik öncesi yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz durumu özetledi. İktidarın Türkiye’yi nereye sürüklediğini anlatırken tarikatlardan örnekler verdi ve ekledi: ‘‘Toplum dokusu çözülüyor...’’ Bizce devletteki erozyon kadar tehlikeli bir durum. Devlet içindeki kadrolaşma, yolsuzluk, yapı bozuklukları sancılı da olsa, zaman da alsa düzeltilir. Ancak toplumsal doku çözüldü mü, bunu yeniden sağlamlaştırmak çok daha zordur. Baykal, krizli ortamdan çıkış için farklı arayışlara gidilmemesi gerektiğini yine vurguladı, toplumu Cumhuriyete sahip çıkmaya çağırdı. ??? Gerek konuşma ve sunum aralarında, gerekse kutlama programı sonrasındaki kokteylde CHP’lilerle ayaküstü sohbet ettik. Pek çok CHP’li cumartesi günü kaleme aldığımız ‘‘CHP 83 Yaşında’’ başlıklı yazımıza gönderme yapıp, düşüncelerini aktardı. Kimileri yazının son satırındaki ‘‘Yeterince kaldık darda, kurtuluşumuz iktidarda’’ sloganının altınaüstüne ek yaptı... Ortak payda şuydu: Artık iktidara yürümemiz ve bunu halka anlatmamız, halka inandırmamız lazım! Bizim de vurgulamak istediğimiz buydu. Anadolu’dan pek çok il başkanıyla, yöneticisiyle sohbet ettik. Giresunlular ‘‘Fındık’’ diyorlar, ‘‘bu hükümeti bölgemizde bitirdi’’. Sakaryalılar, ‘‘Bizim bölge bu iktidar için Kum kenti gibiydi. Kum kentini çökertiyoruz’’ diyorlar. Bursalılar halkla bütünleşme sürecinden memnun görünüyor... Bunların her biri elbette önemli. Ancak CHP’lilerin daha çok AKP’nin başarısızlığı üzerine siyaset yaptığını gördük. Bu işin bir yanı. Sadece buna dayalı siyaset yapılırsa, yarın bir başkası bunu çok daha farklı biçimde yapar, CHP’nin ‘‘AKP’ye kızan bize gelir’’ tezi çöker! İktidarın başarısızlığı üzerinden siyaset tek başına CHP’yi yükseltmez. Baykal’ın ‘‘Cumhuriyete sahip çık’’ çağrısı, içinde sorumluluğa daveti de barındırıyor. Halkımız sorumluluğunun bilincine varır da bunun gereğini ne kadar yerine getirir, tartışmak gerekir. Bu çağrının yanına, halka tam güven veren, gerçekle umudun birlikte örüldüğü bir gelecek de sunmak gerekiyor. Dünyanın her ülkesinde siyasetin altyapısı umuttur. ??? Tepkisini, düşüncesini elektronik posta aracılığıyla dile getirenlerin bir bölümü, ‘‘CHP ve iktidar mı, güldürmeyin beni’’ diye alaysılamış... Bir bölümü ‘‘Yine CHP’ye oy vereceğim ama, umudum yok’’ diyor... En geç bir yıl içinde seçim var... Bugünkü siyasi tablonun, toplumsal arayışın bende çağrıştırdığını şöyle özetleyebilirim: Düşünün ki, oturduğunuz evden memnun değilsiniz. Büyük umutlarla taşındınız, yerleştiniz, ama umduğunuzu bulamadınız. Çatı akmaya başladı... Merdivenler çöktü, pencereler gevşedi... Sonuçta evden taşınmaya karar verdiniz! Ne yaparsınız? Doğal olarak yeni ev arayışına girersiniz. Yeni evin en azından mevcuttan daha iyi olması gerektiğini düşünürsünüz. Böyle bir ev bulmadan, yakınsanız da, hiç istemeseniz de mevcut evinizde oturursunuz... AKP’ye oy verenler bugün böyle bir hava içinde. Yeni parti arıyorlar ama, bulamazlarsa ellerindekini bırakmazlar! ankcum?cumhuriyet.com.tr Şişli’de gasp ? İstanbul Haber Servisi Şişli Kurtuluş’taki evinden alışverişe giden Kefayet Engel’in önü, Büyük Alem Sokak’ta eli bıçaklı bir kişi tarafından kesildi. Gaspçı, bıçak tehdidiyle içinde 1000 YTL bulunduğu bildirilen Engel’e ait çantayı alarak kaçtı. Tansiyon rahatsızlığı olduğu öğrenilen ve olayın şokuyla yere düşerek yaralanan Engel, hastanede tedavi altına alındı. Polis, eşkâli belirlenen gaspçının yakalanması için çalışma başlattı. İstanbul’da yeni çeteler ortaya çıktı İstanbul Haber Servisi İstanbul’da polislerin de bulunduğu çetelere ve rüşvet olayına yenileri ekleniyor. İşadamı Karnik Keşiş’i kaçırarak haraç aldığı iddiasıyla yakalanan 5 kişilik çetenin liderinin Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Coşkun A. olduğu öne sürüldü. İşadamı Alp Canseven’e eskortluk yaptığı belirlenen 3 polis hakkında da soruşturma açıldı. Şişli’de geçen ay kaçırılan ve bir evde işkence gören Keşiş, 86 bin 560 YTL vererek kurtulmayı başarmıştı. Olayın ardından polis, liderliğini Esenyurt Jandarma Karakolu’nda görev yapan Coşkun A’nın yaptığı öne sürülen çeteye ulaştı. Yakalanan Coşkun A, askeri inzibata teslim edilirken Hayri Köksel, Uğur Erkut, Harun Güven Doğan ve bir polis gözaltına alındı. ANC Grup Prodüksiyon Film Reklam Organizasyonu’nu sahibi Canseven, sık sık motorize ekipler tarafından durdurularak aranması üzerine durumu bir arkadaşı aracılığıyla tanıdığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nda çalıştığını söyleyen Hasan Söyler’e anlattı. Canseven’e emniyette üst düzey tanıdıkları olduğunu anlatan ve polis araçlarının artık aracında arama yapmasını engelleyebileceğini söyleyen Söyler, Asayiş Şube Müdürü Mustafa Kızılgüneş’in fotoğrafını gösterdi. Söyler, Canseven’e eskortluk yapması için Motorize Timler Amirliği’nde görevli arkadaşı Bestami A., Murat L. ve Tamer A. ile de anlaştı. Canseven, Söyler’in kendisinden 100 bin dolar istemesi üzerine Söyler’le görüşmeme kararı aldı. Gelişmeler üzerine Söyler, polis arkadaşları Erhan Erkan ve Burak Ergüder’le birlikte Canseven’i arayarak ‘‘Bundan sonra olacaklardan sorumlu değiliz’’ tehdidinde bulundu. Yapılan araştırmada, Bestami A’nın Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Murat L’nin Hakkarı Emniyet Müdürlüğü’ne tayinlerinin çıktığı belirlendi. 3 polis memuru hakkında idari soruşturma başlatılırken, Söyler, Erkan ve Ergüder de gözaltına alındı. Gazetemiz çalışanına saldırı TKP’nin kuruluş yıldönümü Kapkaç terörü hız kesmiyor Barış Yürüyüşü sürüyor ? EDİRNE (AA) Atina News gazetesi yazarı Yunan asıllı Amerikalı Prof. Dr. Ioanna Kopsiafti, barış için Atinaİstanbul arasında 44 günden bu yana başlattığı 1250 kilometrelik yürüyüş kapsamında, KeşanMalkara arasındaki 25 kilometrelik yolda yürümeye başladı. Kopsiafti, yaptığı açıklamada, Yunanistan’dan Türkiye’ye dostluk, kardeşlik ve barış mesajı getirdiğini söyledi. Kopsiafti, günde 2545 kilometre yol yürüdüğünü kaydetti. Gezi notlarını kitap haline getireceğini söyleyen Kopsiafti, kitabı Yunanca, Türkçe ve İngilizce olarak yayımlayacağını belirtti. İstanbul Haber Servisi Gazetemiz çalışanlarından Öznur Oğraş evinin bulunduğu sokakta araçlı 2 kapkaççının saldırısına uğradı. Araçla birlikte yerde sürüklenen ve ezilme tehlikesi atlatan Oğraş, hafif yaralarla kurtuldu. Önceki gece saat 22.00 sıralarında Yunus Nadi Sokak’taki Gazeteciler Sitesi önünde Uno marka bordo ve siyah camlı bir araçtaki iki saldırgan, Oğraş’ın çantasını almaya çalıştı. Çantasını vermemek için direnen Oğraş, bir süre arabanın arkasından sürüklenerek ezilme tehlikesi atlattı. Çantasının kolundan çıkmasıyla ölümden dönen Oğraş, yaşadığı şoku atlatamadığını belirterek, ‘‘Yerde sürüklenirken ayaklarım aracın altına girdi. Şans eseri kurtuldum. Çantamda, Haliç Üniversitesi Tiyatro Sahne Sınavı’na giriş makbuzum vardı’’ dedi. Eşkali belirlenen şahısların, Bakırköy’de birçok gasp ve kapkaç olayına karıştığı, ancak henüz yakalanamadığı öğrenildi. ‘Gençlerde dinamizm yok’ Gelibolu’da yangın ÇANAKKALE (AA) Gelibolu Yarımadası’nda çıkan orman yangınında yaklaşık 10 hektarlık orman alanı tahrip oldu. Yangına, Balıkesir ve İstanbul’dan gelen helikopterler ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait 2 yangın söndürme uçağı müdahale etti. Rüzgârın etkisiyle değişik bölgelere sıçrayan yangın, çevre il ve ilçelerden gelen arozöz, itfaiye, dozer ve yangın söndürme ekiplerinin yoğun çalışması sonucu akşam saatlerinde kontrol altına alındı. İstanbul Haber Servisi 10 Eylül 1920’de Baku’da Mustafa Suphi ve arkadaşları tarafından kurulan eski Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) kuruluş yıldönümü, günümüzün TKP’si tarafından dün düzenlenen etkinlikle kutlandı. TKP İstanbul İl Sekreteri Erkan Baş, Yeni Melek Sineması’nda yapılan etkinliğin açılış konuşmasında ‘‘İstanbul yağmalanıyor. Biz şimdilerde gericilik ve işbirlikçilik yapan hükümetin İstanbul’la başladığını unutmadık’’ dedi. TKP Merkez Komite üyesi Metin Çulhaoğlu, gençlerde 196070’lerin dinamizmini göremediğini, ancak bugün ülkede büyük bir antiemperyalist potansiyelin var olduğunu anlattı. Kapanış konuşmasını yapan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ülkenin şiddetle kötüye gittiği bu dönemde TKP’nin sıçrama yapması gerektiğini ifade ederek ‘‘En büyük şanssızlığımız rüzgârımızı takip eden genel bir sol hareketin olmaması’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle