11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Lübnan, BM Güvenlik Konseyi metnine çatışmaları durdurmayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Tasarı şimdiden çıkmazda Fidel Castro iyileşiyor ? SUCRE (AA) Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’nun iyileşmekte olduğu ve birkaç hafta içinde işinin başına geçebileceği bildirildi. Devlet Başkanı Yardımcısı Carlos Lage, Bolivya ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Castro’nun kanser olduğu haberlerini yalanladı. Castro’nun bir ameliyat geçirdiği ve iyileşmekte olduğunu belirten Lage, Küba liderinin birkaç hafta içinde görevine dönebileceğini söyledi. Bir Brezilya gazetesi, Castro’nun kanser olduğunu iddia etmişti. Dış Haberler Servisi Lübnan’daki savaşa çözüm arayışı çerçevesinde Fransa’nın ABD ile uzlaşması sonucu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne getirilen karar tasarısı, Lübnan ve İsrail’in açıklamalarıyla çıkmaza girmiş gibi görünüyor. Lübnan, karar tasarısına, çatışmaların sona ermesini sağlamayacağı gerekçesiyle karşı olduğunu belirtti. Fransa’nın başlangıçta ‘‘çatışmaların tamamen durdurulması’’ şeklinde tasarıya sokmak istediği ‘‘ateşkes’’ önerisi, ABD’nin itirazıyla ‘‘özellikle Hizbullah’ın tüm saldırılarını derhal durdurması ve İsrail’in tüm saldırgan askeri operasyonlarını derhal durdurması temelinde çatışmaların durdurulması’’ olarak formüle edildi ve tasarıya girdi. Bu ifadelerin, İsrail’in, yine tasarıda önerilen, BM gücü bölgeye gelene kadar askeri saldırılarını sürdürme kararlılığı göz önüne alındığında taraflar açısından yoruma açık bir çerçeve oluşturduğu belirtiliyor. Nitekim, önceki gün kararı mem Esas Sorun Çözülmeden Çıkış Yok... Yolsuzlukları tartışıyoruz. Vodafone’a giden Telsim’i, hisseleri kural dışı satılan Turkcell ve diğer yanlışları konuşuyoruz. Fındığın, pancarın, çayın, tütünün, pamuğun çökertilişinden yakınıyoruz. Topraklar satılır mı diye haykırıyoruz. Bunlar acaba bilgisizlikten, cehaletten yapılan yanlışlar mı? Galataport’taki usulsüzlük olmasa, ‘‘usulüne göre yapılsa’’ sorun çözülecek mi? Telsim’de rekabete uyulmuş olsa ‘‘işin özündeki sorunlar’’ düzelir mi? Bütün bu meseleler mikro düzeydeki sorunlarmış gibi çözüm aranıyor. Ayrı ayrı değerlendiriliyor. ‘‘Mikro’’ çözümler, makroda bizi çözüme götürmez. Tuğlaların sağlam olması binayı sağlam yapmaz. Binanın ‘‘ana projesinde’’ yanlışlar varsa sadece kapıyı veya pencereyi düzelterek Türkiye’nin sorunlarını çözemeyiz. ? Beyrut, BM’nin karar tasarısında İsrail’in Lübnan’dan çekilmesi çağrısında bulunulmadığını ve İsrail işgali altındaki Şebaa Çiftlikleri’yle ilgili maddenin açık olmadığını vurguluyor. İsrail ise bölgeye barış gücünün yerleştirilmesine kadar operasyonlarını sürdürme kararını koruyor. nuniyetle karşıladıklarını, ancak inceleyeceklerini belirten İsrail Turizm Bakanı İzak Herzog, saldırıları sürdüreceklerini söylemişti. Dün de Adalet Bakanı Haim Ramon, İsrail askerlerinin, uluslararası güç bölgeye gelene kadar Lübnan’ın güneyinde kalacağını belirtti. İsrailli Bakan, BM Güvenlik Konseyi’nin tarafları ateşkese çağıran karar tasarısını ‘‘İsrail açısından iyi’’ sözleriyle değerlendirdi, ancak ülkesinin hâlâ karşılanması gereken askeri hedefleri olduğunu belirtti. sı gerekiyor. Bu haftalar alacaktır’’ dedi. İsrail, bölgeye bir uluslararası güç konuşlandırılması önerisi gündeme geldiğinden bu yana öneriye destek veriyor; ancak bu gücün savaşçı bir güç olması gerektiğini savunuyor. İsrail’in, BM kararlarına uyma konusunda olumsuz bir sicile sahip olduğu da biliniyor. Topraklarındaki İsrail birliklerinin derhal çekilmesini isteyen Lübnan ise tasarıyla çatışmaların sona erdirileceğine inanmıyor. Meclis Başkanı Nebih Berri, İsrail askerlerinin Lübnan topraklarında kalmasına izin verdiği gerekçesiyle karar tasarısını reddedeceklerini açıkladı. Berri, tasarının, Lübnan hükümetinin hazırladığı, acil ateşkes, İsrail’in çekilmesi ve yerlerinden edilmiş sivillerin dönmesini de içeren 7 maddelik planı göz ardı ettiğini söyledi. Nebih Berri, ‘‘Lübnan, bu 7 nokta dışındaki hiçbir kararı kabul etmemektedir’’ dedi. Tasarının İsrail yanlısı olduğunu söyleyen Berri, ‘‘Onların kararları ya Lübnan’ı iç çatışmalara sürükleyecek ya da uygulanması imkânsız olacaktır’’ dedi. Berri, tasarının asla bitmeyecek bir savaşa kapıları açacağını söyledi. ‘Hedeflere ulaşılmadı’ Lübnan’ın Dışişleri Bakanlığı’na vekâlet eden Tarık Mitri, tasarının Lübnan’ın bakış açısından hazırlanmadığını, belirlenen hedeflere ulaşamayacağını, çatışmaların durdurulmasını sağlamayacağını söyledi. Lübnan’ın BM Temsilcisi Nuhad Mahud da kimi endişelerinin karar tasarısında giderilmediğini belirtti. Lübnan Büyükelçisi, karar tasarısında İsrail güvenlik güçlerinin Lübnan’dan çekilmesi çağrısında ‘Haftalar geçecek’ Başbakan Yardımcısı Şimon Peres de çatışmaların durdurulması için haftalar geçmesi gerekeceğini söyledi. Peres, ‘‘Tasarı önce çatışmaların durdurulmasını, ardından bir ateşkesi ve daha sonra da bir uluslararası güç konuşlandırılmasını öngörüyor. Sabırlı olunma bulunulmadığını ve Şebaa Çiftlikleri’yle ilgili maddenin açık olmadığını söyledi. Lübnan, İsrail’in çekilmemesi durumunda Hizbullah’ın saldırılarını devam ettirmesinden duyduğu kaygıyı da dile getirdi. Tasarının üzerinde tartışmaların yapıldığı BM Güvenlik Konseyi toplantısının ardından güvenlik konseyinin daimi üyelerinin değerlendirmeleri ise farklı oldu. ABD, Fransa ve İngiltere olumlu görüşler beyan ederken Rusya ve Çin, özellikle tarafların tasarıyı kabulünün önemine dikkat çektiler. Almanya’nın Welt am Sonntag gazetesine demeç veren İsrail Başbakanı Ehud Olmert, sivillerin ölmesi konusunda ‘‘Avrupalı liderlerin kendilerine vaaz veremeyeceğini’’ söyledi. Avrupalı liderlere, ‘‘İsrail’e vaaz verme hakkını nereden alıyorlar? Avrupa ülkeleri Kosova’ya saldırdı ve 10 bin sivil öldü. Lütfen sivillere davranış konusunda bize vaaz vermeyin’’ diyen Olmert, Hizbullah’ın tamamen yok edilmesinin mümkün olmayacağını da kabul etti. Peki esas sorun nedir? Esas sorun ortada stratejileri, politikaları ve buna göre uygulamaları ‘‘özellikle olmayan’’ bir ülke içinde bulunmamız. Ulusal siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel politikalarımız (ve uygulamalarımız) yok. Irak politikamızın olmadığı gibi. İktisadi sınırlarımız AB’nin yönetimine verilmiş. Kıbrıs’ı Batı’ya havale etmişiz: Kuzey Irak’ta olanları seyrediyoruz. Türkiye başkaları tarafından yönetiliyor. Bu dev yanlışların arkasında daha büyük bir yanlış var: Türkiye bilinçli ve programlı bir biçimde bu yanlışların içine itilmektedir. Nasıl mı? Soğuk savaş sonrasında Türkiye’ye yeni elbise biçen dış odaklarla işbirliği içine giren içimizdeki uzantılar ve işbirlikçiler yüzünden. Türkiye üzerinde sessiz ve sivil bir darbe yürütenler tarafından. 1 Bunun aktif yürütücüleri vardır: Washington uzlaşmasını ve Özalcılığı Batı adına yürütmeyi kabul eden kimi sermaye çevreleri; 28 Şubat’ta köktendincilerin köşeye sıkıştırmalarından sonra Washington ve Brüksel’e ‘‘Bizi kullanın’’ diyen çevreler; PKK, Talabani, Barzani üçlüsünün bölge ve Türkiye’de emperyalizm ile kurduğu ‘‘stratejik ortaklık’’. Türkiye şu anda bu üç gücün güdümünde sürüklenmektedir; Stratejik tesisler programlı bir biçimde devredilmektedir. Tarımın, emperyalizmin kucağına itilmesi bu yüzdendir. Fındık sadece bir örnek. Eğitim, sağlık, iletişim düzeni ‘‘piyasalaştırma yolu ile’’ Batı tekellerine bu nedenle bırakılmaktadır. Yapılanları yanlışlık ve usulsüzlük olarak değerlendirmek çok eksik bir değerlendirmedir. Onun çok ötesinde Türkiye’de yürütülmekte olan sessiz ve sivil darbenin doğrudan doğruya üzerine gitmek gerekir. Birkaç tuğlayı değiştirerek binanın çökmesi engellenemez. Bu yazdıklarımı Meclis içindeki ve dışındaki siyasal partiler bilmiyorlar mı? Görmüyorlar mı? Yoksa gözlerini mi kapatıyorlar? Aynı soruyu işçi ve işveren sendikalarına, barolara ve diğer sivil toplum örgütlerine de yöneltelim. Türkiye yavaş yavaş eritilmekte ve dağıtılmaktadır. Sorunları mikro düzeyde çözmeye çalışarak çöküşü durduramayız. ‘‘Sivil darbenin’’ adını koyup onun üzerine birlikte yürümemiz gerekir. Fındık üreticisinin, çaycının, tütüncünün, sendikaların, baroların, aklı başında kalmış milletvekillerinin, hep birlikte. Gemi batarken kamaraları kurtarmanın anlamı yoktur. Güç birliğine gitmek zorundayız. Cumhuriyet için, gerçek demokrasi için ve Lozan’ı korumak için... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Filistin meclis başkanı tutsak ? RAMALLAH (AA) İsrail güçleri dün Filistin Meclis Başkanı Abdülaziz Dvyek’i tutukladı. Filistinli yetkililer, 20 kadar askeri araçla gelen İsrail askerlerinin, Filistin parlamento binasını sardıktan sonra aynı zamanda Hamas üyesi olan Dveyk’i tutukladıklarını belirttiler. İsrail ordu sözcüsü, Duveyk’in, terörist bir örgüt olduğunu söylediği Hamas’ın lideri olarak meşru bir hedef olduğunu ve tutuklandığını kaydetti. Filistin Başbakanı İsmail Haniye de olayı kınayarak İsrail’i ‘‘haydutlukla’’ suçladı. übnan’a bombardımanı bütün hızıyla sürdüren İsrail uçaklarının başkent Beyrut yakınlarındaki bir limanı vurması sonucu yüzlerce balıkçı teknesi paramparça oldu. Bombardımanın ardından limana gelen balıkçılar hasar karşısında dehşete düştü. (Fotoğraf: AP) L ‘Savaş meşru ama artık bitsin’ ? Dış Haberler Servisi İsrail’in önde gelen yazarlarından David Grossman, A.B. Yehoshua ve Amos Oz, yayımladıkları açık mektupta Ehud Olmert hükümetini derhal ateşkes ilan etmeye çağırdı. Yazarlar, solcu Haaretz gazetesinde 1. sayfadan yayımladıkları mektupta, ‘‘askeri operasyonun meşru ve uluslararası hukuka uygun olduğunu ancak artık hedeflerine ulaştığını’’ ifade ettiler. Yazarlar, savaşın bu aşamasında, ateşkes yapılması gerektiğini ve her iki tarafın da kan dökmeye devam etmesinin meşru nedeni olmayacağını belirttiler. Lübnan’da askeri harekâtını sürdüren İsrail, roket saldırısı sonucu en ağır kaybını verdi Hizbullah füzesi 10 askeri vurdu Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi Lübnan’daki çatışmaları durdurma çağrısı yaparken İsrail askeri harekâtını sürdürüyor. Önceki gün en ağır hava bombardımanını gerçekleştiren İsrail, dün de operasyonlarına devam etti. Hizbullah da Lübnan’daki direnişin yanı sıra, İsrail’in kuzeyine füze saldırılarını yoğunlaştırdı. Dün Hizbullah’ın füze saldırısı sonucu 10 İsrail askeri öldü. Lübnan polisi, İsrail savaş uçaklarının önceki gece Bekaa Vadisi’ni Beyrut ve Kuzey Lübnan’a bağlayan iki karayolu ile Beyrut’un kuzeyindeki Akkar bölgesinde bulunan iki köprüyü bombaladığını bildirdi. Saldırıda, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) 1 militanı öldü, 4’ü yaralandı. Dün sabah Güney Lübnan’daki Ensar köyüne İsrail uçakları tarafından düzenlenen hava saldırısında 6 sivil öldü, 5’i yaralandı. İsrail uçaklarının, Sur kentine gıda ve insani yardım malzemesi götüren bir BM konvoyunun önünde giden bir aracı vurması sonucu 2 sivil öldü. 3 Çinli BM askeri yaralandı Sur’da dün düzenlenen iki ayrı saldırıda 1’i asker 2 kişi öldü, bir asker yaralandı, 6’sı kayboldu. Güney Lübnan’ın Nakura kasabasında İsrail saldırıları sonucu 3 sivil öldü, 1’i yaralandı. Nakura’nın kuzeyindeki Bayada böl gesindeki çatışmalarda da BM’nin Lübnan’daki geçici barış gücünde (UNIFIL) görevli 3 Çinli yaralandı. UNIFIL sözcüsü, 3 Çinli barış gücü askerinin çıkan çatışmada Bayada’daki görev yerlerinde yaralandıklarını belirtti. Sözcü, ayrıca, Güney Lübnan’ın Kfar Kila bölgesinde Hintli BM askerlerinin bulunduğu yere roket düştüğünü, ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. Güney Lübnan’daki sınır köyü Aita El Şab’da Hizbullah gerillalarıyla İsrail ordusu arasında meydana gelen çatışmalarda, ilk kez yedek 1 İsrail askeri öldü, 21 İsrail askeri yaralandı. İsrail ordusunun Hizbullah gerillalarıyla çatışmalarında, şimdiye kadar 46 İsrailli asker hayatını kaybetti. Hizbullah İsrail’in kuzeyine füze atmayı sürdürürken dün savaşın başlangıcından bu yana gerçekleşen en ağır saldırı yaşandı. Kfar Gladi köyünde bir kibutz girişine düşen Hizbullah füzesinin 10 kişinin ölümüne, 4’ü ağır 9 kişinin yaralanmasına yol açtığı bildirildi. İsrail kaynakları füze saldırısı sonucu ölen 10 kişinin yedek askerler olduğunu açıkladı. Öte yandan, İsrail ordusu 2 İsrail askerini kaçıran Hizbullah militanlarından birinin yakalandığını duyurdu. Dün Tel Aviv’de yaklaşık bin kişinin katılımıyla düzenlenen gösteride, İsrail ordusunun Lübnan operasyonu protesto edildi ve acil ateşkes çağrısı yapıldı. DIŞİŞLERİ BAKANI LÜBNAN’DA Suriye bölgesel savaşa hazır Dış Haberler Servisi Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, ülkesinin bölgesel bir savaşa hazır olduğunu ve İsrail’den gelecek her saldırıya anında yanıt vereceğini söyledi. 16 ay önce Lübnan’daki 29 yıllık askeri varlığına son veren Şam yönetiminden bu ülkeye yapılan ilk üst düzey ziyaret çerçevesinde Lübnan’a giden Muallim, Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh ile kuzeydeki Trablusşam kentine gelişinde, Ortadoğu’da karışıklık tehlikesiyle ilgili bir soruya, ‘‘Bölgesel savaşa hoş geldiniz’’ diye yanıt verdi. Suriye Dışişleri Bakanı, ‘‘Hizbullah, güç dengesinin İsrail’den yana olduğu tezine son vermiştir. Suriye İsrail’den gelecek her türlü saldırıya hazırlandı ve hemen yanıt verecektir’’ dedi. Arap Birliği dışişleri bakanlarının bugün Beyrut’ta yapacağı olağanüstü toplantıya katılacak Muallim, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve Lübnan direnişinin, Lübnan ve Arap ulusunun onurunu savunduklarını söyledi. Lübnan’ı ve İsrail ordusu karşısındaki askeri zafer gerçeğini yansıtmayan Güvenlik Konseyi kararlarını dayatma amacı taşıyan tüm tasarılara karşı direnişi selamladıklarını söyleyen Muallim, Güvenlik Konseyi’nde masada bulunan FransızAmerikan tasarısının tamamen İsrail lehine olduğunu savundu. Hayvanlar da savaş kurbanı ? Dış Haberler Servisi Amerikan hayvan haklarını koruma örgütü PETA, Lübnan’daki savaşın hayvanlar için de korkunç sonuçlar doğurduğunu bildirdi. PETA hayvanların durumuna ilişkin bildiri dağıttı. Ülkenin güneyinde sahipleriyle kaçamayan hayvanlar için savaşın korkunç sonuçlar yarattığını belirten PETA, bölgenin kedi, köpek, keçi ve koyun leşleriyle dolu olduğunu bildirdi. PETA, vatandaşlar, askerler, polisler ve sivil toplum örgütlerinden, bağlı hayvanların bırakılmasını, bu hayvanlara su ve yiyecek sağlanmasını istedi. LÜBNAN HÜKÜMET KAYNAKLARININ SAVI: LE FIGARO GAZETESİNİN YORUMU: Türkiye güce katılacak İsrail’le ittifak sınavda Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi’nde görüşülen karar tasarısı öncelikle bölgede çatışmaların sona ermesini hedefliyor; ancak bunun yanında Lübnan ve İsrail hükümetlerinin onaylamaları durumunda bölgeye yeni bir uluslararası güç gönderilmesini de öngörüyor. Lübnan kaynakları, Türkiye’nin bölgeye asker göndermeye hazır olduğunu öne sürdüler. Tasarıda, Lübnan ve İsrail arasında sınır oluşturan ‘‘Mavi Hat’’tın iki tarafça da çiğnenmemesi gerektiği ifade edilerek BM’nin, Lübnan’ın uluslararası toplumca kabul görmüş sınırlarıyla birlikte toprak bütünlüğüne, egemenliğine tam destek verdiği vurgulanıyor. Uzmanlar ise ateşkes sağlanmadığı durumda Güney Lübnan’daki tampon bölgede görev alacak BM gücünün iki taraf açısından da ‘‘hedef’’ olabileceğini belirtiyorlar. Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) uzmanı Linda Jamison, Hizbullah ve İsrail’in saldırılarını durdurmadığı bir durumda, BM’nin bir tampon güç oluşturmasının felakete davetiye çıkarmak anlamına geleceğini söyledi. Jamison, ABD’nin Somali’deki müdahalesini hatırlatarak savaşın zorla durdurulmasının sağlanması gerekeceğini belirtti. Lübnan hükümet kaynakları ise Türkiye’nin asker göndermeye hazır olduğunu öne sürdüler. Bir hükümet yetkilisi, Lübnan ordusunun, BM Geçici Barış Gücü ve derhal asker göndermeye hazır olduklarını bildiren ülkelerin katkılarıyla sınıra kadar konuşlanacağını belirterek ‘‘Türkiye, Fransa, Malezya ve Endonezya’nın hemen 2 bin asker göndermeye hazır olduklarını bildirdiklerini’’ söyledi. Dış Haberler Servisi Lübnan’daki krizin Türkiye ile İsrail arasındaki ‘‘ittifakı’’ sınadığı öne sürüldü. Fransız Le Figaro gazetesi, ‘‘Türkiye’nin İsrail ile ittifakı sınanıyor’’ başlıklı haberinde, Lübnan krizinin ikili ilişkiler üzerindeki etkisini değerlendirdi. Gazete, Lübnan savaşının, İsrail ile olan ilişkilerinden dolayı Türkiye’yi zor durumda bıraktığını savunurken ‘‘Türkiye’nin, İsrail ile olan stratejik ittifakı ile kardeş Müslümanlarla dayanışma ve Amerikan karşıtı hissiyatı arasında sıkıştığı’’ görüşünü öne sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Masumları katleden bir zihniyet haklı çıkarılamaz’’ yönündeki sözlerini aktaran gazete, ‘‘İslamcımuhafazakâr’’ hükümetin İsrail’i kınadığını kaydetti. Le Figaro, Türkiye’nin, bölgede İsrail ile ‘‘iyi ilişkileri’’ olan tek Müslüman ülke olduğuna dikkat çekti. Türkiye ile İsrail arasında 1996’da imzalanan askeri işbirliği anlaşmasına işaret eden gazete, Türkiye’de iki ülke arasındaki ‘‘anlaşmaya sadık’’ çok az sayıda kişinin İsrail’in ‘‘kendini savunma hakkına’’ destek verdiğini kaydetti. CHP milletvekili Nuri Çilingir’in Hizbullah ile mücadeleyi PKK’ye karşı verilen mücadele ile karşılaştırdığını kaydeden gazete, ancak bu tür açıklamalara ender rastlandığını belirtti. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış’ın İsrail’in ‘‘insanlık suçu’’ işlediği sözlerinin ilişkilere katkıda bulunmayacağını öne süren gazete, İslamcı çevrelerde ‘‘en çılgın söylentilerin’’ dolaştığını yazdı. Gazete, bu çerçevede Genelkurmay Başkanlığı’na ataması yapılan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ‘‘Yahudi’’ olduğu savlarına dikkat çekti. BM’ye şikâyet Öte yandan, Suriye İsrail’i, çoğunluğu Suriyeli Kürt 33 tarım işçisinin öldüğü sınırdaki Kaa köyünü kasten bombaladığı gerekçesiyle Birleşmiş Milletler’e (BM) şikâyet etti. BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve BM Güvenlik Konseyi Başkanı’na bir mektup yazan Dışişleri Bakanlığı İsrail’i Kaa’da işlediği katliamdan dolayı kınadı. Mektupta, ‘‘Lübnan’ı işgal eden İsrail art arda kanlı katliamlar gerçekleştiriyor. İsrail uçakları Kaa köyünü kasten bombalayıp 33 Suriyeli ve Lübnanlıyı öldürdü’’ denildi. İsrail Kaa köyünü geçen cuma bombalamıştı. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle