10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Dünya edebiyatında büyük kayıp ? Kültür Servisi Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mısırlı yazar Necip Mahfuz’un öldüğü bildirildi. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Arap olan 94 yaşındaki Mahfuz’un, 19 Temmuz’da düşüp başından yaralanarak kaldırıldığı hastanede dün yaşamını yitirdiği belirtildi. En ünlü yapıtı ‘Kahire Üçlemesi’ olan Mahfuz, 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı. Ayrıca yazarın daha önce de dilimize çevrilmiş yapıtları arasında ‘Bıldırcın ve Sonbahar’, ‘Binbirinci Geceden Sonra’, ‘Midak Sokağı’ ve ‘Sokaktakiler’ de bulunuyor. ‘Osmanlı Sarayı’nda Oryantalistler’ adlı sergi 10 Eylül’e kadar görülebilir Gizemli Doğu dünyası KAYA ÖZSEZGİN Birbirinden uzak sayılan Doğu ve Batı dünyalarının tarihsel buluşma öyküsü ilk Haçlı seferinin başladığı ortaçağa kadar geriye gidiyor. Bin yıllık süreç içinde, iki dünyayı birbirine yaklaştıran olay ve olguların kökeninde, tanıma güdüsünden çok, siyasal gelişmelerin ve savaşların payı vardır. Bu tür olayların yoğunlaştığı ve çıkar ilişkilerinin zorunlu sonuçlar yarattığı 19. yüzyılda ortaya çıkıyor ‘‘oryantalizm’’ kavramı. Batı’nın kültür geleneğinde başlangıcı eski dönemlere dayanan ‘‘egzotizm’’in bir uzantısı olarak, bu yeni kavram özellikle diplomatik bağların kurulması ve seyahat olanaklarının gelişmesiyle sanata ve kültüre silinmez damgasını vuruyor, bu etiket altında tanımlanan sanat eserlerinin üretildiği bir dönemin başlamasına yol açıyor. 18. ve 19. yüzyılları kapsayan bu yeni çağ, Avrupa’da politik dengelerin, bilim ve teknolojideki büyük atılımla Batı dünyasının yararına geliştiği ve Doğu karşısında sağlanan bu üstünlüğün kültürel boyutlarda sürdüğü dönemleri kapsıyor. Dolmabahçe Sarayı’nın 150. yılı P adişah Abdülaziz döneminde saraya ait bir koleksiyon halinde toparlanan resimlerden, özel koleksiyonlardan ve ResimHeykel Müzesi’ndeki tablolardan derlenen bu serginin yaz aylarına rastlaması, önemini bir parça gölgelemedi değil. nemin kültür ilişkilerine, bugünün gözüyle bakmak gibi, izleyici için kaçırılmaması gereken bir olanak da getiriyor. Biraz çaba... Bilimsel bilgi ile politik güç arasında sıkı bir ilişki bulunduğu gerçeğine parmak basarak, oryantalizm kavramını yeniden tanımlayan Edward Said’e gelinceye kadar, sanata kapsamlı yansımalarına tanık olduğumuz bu akım, Napolyon’un Mısır seferinden kaynaklanan Batı’nın Doğu kültürünü tanıma yönündeki çabalarına bağlanmıştı. Osmanlı’nın dağılma dönemine rastlaması ve Doğu dünyası söz konusu olduğunda bu imparatorluğun akla gelmesi nedeniyle, oryantalizmin bizim kültürümüzü yakından ilgilendiren boyutları var kuşkusuz. Dünya müzelerine dağılmış örnekleri ve bu örnekler arasında büyük sanatçılara ait tabloların da bulunduğu anımsandığında, oryantalist içerikli yapıtlara, bu çağı belirleyici göstergeler açısından yaklaşmak gerekecektir. Dolmabahçe Sarayı’nın 150. yılı nedeniyle, bugüne kadar depo olarak kullanılan ve Milli Saraylar Dairesi tarafından galeriye dönüştürülen geniş mekânında önemli bir sergi düzenlendi; ‘‘Osmanlı Sarayı’nda Oryantalist ler’’. Padişah Abdülaziz döneminde saraya ait bir koleksiyon halinde toparlanan resimlerden, özel koleksiyonlardan ve ResimHeykel Müzesi’ndeki tablolardan derlenen bu serginin yaz aylarına rastlaması, önemini bir parça gölgelemedi değil. Ben kendi payıma, sergiyi kapanışına yakın gün lerde izleyebildim. Sergide yer alan resimler, birçoğumuz için yabancı değil. Daha önce çeşitli nedenlerle sergilenmiş olmalarının yanı sıra, müze ziyaretlerinden de tanıdığımız bu resimlerin, şimdi kapsamlı bir katalog eşliğinde bir araya getirilmesi, artık geride kalmış olan bu karmaşık dö Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin gündemde önemli yer işgal ettiği ve özellikle de din ayrımından kaynaklanan çatışmaların Doğu ile Batı arasında yeni sınırlar çektiği, Huntington teorisinin tartışma ortamı yarattığı bir döneme rastlıyor sergi. Kurulmuş olan yakınlaşmanın ardından, yaşamakta olduğumuz Arap İsrail savaşıyla yeni bir çatışmanın eşiğine getirilen siyasal sürtüşmeler, küreselleşmenin aslında Batı’nın uydurduğu bir yalan olduğu gerçeğini yeniden düşünmemize de yol açmıyor mu bu sergi? Artık ne Batı’nın Doğu’dan, ne de Doğu’nun Batı’dan saklayacağı bir şey var. Dolayısıyla oryantalizmler dönemi kapanmıştır, tıpkı oksidantalizmler döneminin kapandığı gibi. Çatışmaların ve terörün yarattığı hırs ve düşmanlıklar körüklendikçe, daha önce yaşanmış olan yakınlaşmaları belgeleyen sanat yapıtları, günümüz insanının gözünde uzak bir ‘‘düş’’ izlenimi yaratıyor. Serginin süresi uzatılmalı ve Milli Saraylar Dairesi, tanıtım için biraz çaba harcamalı. (Dolmabahçe Sanat Galerisi, Beşiktaş. Tel: 0 212 236 90 00) Yazarlardan barışa çağrı ? Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası, bugün Antakya Sümer Mahallesi’ndeki amfi tiyatroda, geliri Lübnan ve Filistin’deki savaş mağduru çocuklara gönderilmek üzere şiir ve müzikle Filistin ve Lübnan halklarıyla dayanışma gecesi düzenliyor. TYS Antakya temsilcisi Mehmet Karasu’nun koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek etkinlik saat 20.00’de başlayacak ve Türkiye’den TYS Genel Başkanı Enver Ercan, Sennur Sezer, Çetin Yiğenoğlu, Rahmi Emeç, Metin Turan; Filistin’den Halid Ebu Halid, Abdulnasır Salih; Ürdün’den İbrahim el Hatip; Lübnan’dan Hamza Bestavi; Suriye’den Abdüllatif Mühenna şiirleriyle, Ömer Özgeç ve Kemal HalilÜlkemiz Grubu müzikleriyle katılacak. Roma Film Festivali Başlıyor ? LONDRA (BBC) Oscar’lı oyuncu Nicole Kidman’ın ‘FurKürk’ adlı son filmi, ilk gösterimiyle Roma Film Festivali’nde yer alacak. 13 Ekim’de Parco della Musica Oditoryumu’nun Santa Cecilia Salonu’nda gerçekleşecek olan galaya filmin yönetmeni Steven Shainberg ile katılacak olan Kidman, bu önemli festivalde yer almaktan büyük bir onur duyduğunu belirtti. Paolo Virzi’nin yönettiği ve İtalyan oyuncu Monica Bellucci’nin rol aldığı ‘Emily in N: Napoleon and Me’ ve Mira Nair’in filmi ‘Namesake’ ilk gösterimi gerçekleştirilecek diğer filmler olarak festivalde yerlerini alıyorlar. Oyun yazarları işbaşına Kültür Servisi Dot 20062007 sezonunda ‘Dot Yeni Oyunlar Projesi’ adı altında bir etkinlik düzenliyor. Tasarının amacı, tiyatro yazınının çıkmazda olduğu, çok az yeni oyunun yazılıp sahnelendiği ülkemizde bu durumu değiştirmek ve her yaştan oyun yazarını yeni oyunlar yazmaya çağırmak. Bu amaç doğrultusunda oyun yazarları, daha önce hiçbir yerde sahnelenmemiş ve yayımlanmamış orta veya tam uzunluktaki oyun metinlerini, bu sezon değerlendirmeye alınması için en geç 1 Şubat 2007’ye kadar kısa bir özgeçmişleriyle birlikte email ya da posta yoluyla Dot’a ulaştırabilirler. Gönderilen her oyun okunup değerlendirildikten sonra üzerinde çalışılmaya ve yapıma değer bulunanlar seçilecek. Geliştirilmeye uygun bulunan metinler üzerinde yazarla bire bir yapılan atölye/geliştirme çalışması döneminden sonra oyunlar 2007 Nisanı’nda sahnelenmiş okuma tiyatrosu olarak seyirciyle buluşacak. Oyun formatının bir örneği için internet sitesi www.godot.org’daki oyun formatı örneği incelenebilir. Oyunlar Dot Zeynep Aksoy İstiklal Caddesi, Mısır Apartmanı 4. Kat, Beyoğlu İstanbul adresine ulaştırabilir. (0 212 251 45 45) 5 EYLÜL’DE ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ’NDE Halk Dansları Festivali başlıyor ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’da ilk kez düzenlenecek ‘Uluslararası Halk Dansları Festivali’ 5 Eylül’de Çukurova Üniversitesi’nde yapılacak gala gösterisi ile başlayacak. Adana Ticaret Odası (ATO) Avrupa Birliği Bilgi Bürosu’ndan edinilen bilgiye göre, AB üyesi 9 ülkeden gelecek halk dansları ekipleri, 5 9 Eylül 2006 tarihleri arasında Adana’da çeşitli yerlerde gösteriler yapacak. Adana’nın ekonomik değerleri ve potansiyelinin ön plana çıkarılması amacıyla ulusal ve uluslararası çeşitli düzenlemelere ağırlık veren ATO’nun kültür etkinlikleri arasında yer alan festivale geniş bir katılım beklediklerini belirten ATO Başkanı Şaban Baş, büyük ilgi görmesini umdukları festivalle ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘Festival, AB ülkelerinin kültürel özelliklerini Türk halkının tanıması açısından da yararlı olacak. Bu arada kendi kültür ve oyunlarımızı da bir kez daha izleyerek yaşayacağız. Kentimizde ilk kez düzenlenen, ‘Uluslararası Halk Dansları Festivali’ne Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Almanya, Gürcistan, Hollanda, İspanya, Polonya halk dansları topluluklarının yanı sıra ülkemizdeki önemli halk dansları ekipleri de renk katacak.’’ Son dönemlerde AB ülkeleriyle Türkiye arasındaki ilişkilerin ekonomik ve siyasal konularda yoğunlaştığına dikkat çeken Baş, ‘‘ATO olarak, Türkiye ile AB ülkelerinin özellikle kültürel alanda da yakınlaşması gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla düzenlenen festival süresince kentimiz tarihsel ve sanatsal açıdan son derece önemli bir etkinliğe sahne olacak’’ dedi. Baş, programın akışıyla ilgili şu bilgileri de verdi: ‘‘Kentin çeşitli bölgelerinde gösterilerin sunulacağı festival 5 Eylül günü düzenlenecek ‘Festival Yürüyüşü’ ve Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı önündeki saygı töreni ile başlayacak. Akşam 20.30’da ise Çukurova Üniversitesi’nde Gala gösterisi yapılacak. Diğer günler saat 20.30’da Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu’nda tüm ekiplerin katılacağı gösteriler sürerken, Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin değişik bölgelerinde halka açık gösteriler de etkinlik kapsamında yer alacak. Amacımız Adanalıların dünya halklarının yöresel danslarını yakından görmesi.’’ Baş, festivalde ayrıca, ‘Avrupa Birliği Gecesi’ ve ‘Yunanistan Dostluk Gecesi’ düzenleneceğini de sözlerine ekledi. Bollywood’un büyük kaybı ? LONDRA (BBC) Hintli yönetmen Hrishikesh Mukherjee 84 yaşında Bombay’da yaşamını yitirdi. Filmlerinde Hindistan’da yaşayan orta kesimin sade hayatlarını ve birbirleriyle ilişkilerini anlatan yönetmen, bir süredir hastaydı. En çok Anand, Chupke Chupke ve Abhiman filmleriyle tanınan yönetmen, 2001 yılında Hindistan sinemasının en büyük onur ödülü olan Dada Saheb Phalke Ödülü’ne değer görülmüştü. Efsanevi şarkıcı Lata Mangeshkar, Mukherjee’nin başarılı bir yönetmen olarak filmlerinde Hindistan ruhunu çok iyi yansıttığını belirtti. Aktör Rajesh Khanna ise yönetmenin büyük filmlere imza atan büyük bir adam olduğunu söyledi. Sinemaya 1940’ların sonunda kurgu yaparak başlayan yönetmen, 1970 tarihli Anand adlı filmle üne kavuştu. Yaklaşık 40 yıl süren sinema yaşamı boyunca birçok yapımda çalışan Mukherjee, kendi senaryolarının da aralarında bulunduğu 50 filmin yönetmenliğini üstlendi. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle