11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Saddam Hüseyin, ‘Kimyasal Ali’ ve diğer 5 sanık Kürtlere karşı ‘soykırım’la suçlanıyor Petrium, Bodrum, Bedroom! çok açık deniz balıkçılığı yapan ülkelerde rastlanır. Türkiye’de açık deniz balıkçılığı yoktur. Tarih boyunca en iyi süngerciler Bodrum ve komşu adalardan çıkmıştır. Sünger avcıları, Bodrum’dan yelken açıp Kuzey Afrika ya da Lübnan kıyılarına kadar uzanan, 34 aylığına süngere giderlerdi. Bodrumlu yaşlıların anlattıklarına göre, gemiciler ve kaptanların, süngerci teknesine alınan genç ‘‘muço’’lar ile ilişkileri olurdu. Zamanla ‘‘muço’’lar da kaptan... Bu sürede kocalarını bekleyen evdeki kadınlar da kendi aralarında gönül eğlendirirlerdi. Bodrum’da yabancıların cinsel özgürlüklerine egemen olan bu hoşgörü ve anlayışın kökeninde bu geleneklerin yattığı anlatılır. Ünlü bir müzik yapımcısının konukları arasında Bodrum’a gelen dünyaca ünlü erkekkadın eşcinselleri büyüleyen elbette yalnızca Heredot’un ‘‘şarap renkli’’ diye tanımladığı denizin verdiği sarhoşluk değildir. İnsanlar Bodrum’da sere serpe özgürdürler. Bodrumlu bir eczacı arkadaşımın söylediğine göre, Türkiye’de kişi başına en çok ‘‘kaput’’ ve ‘‘Viagra’’ Bodrum’da tüketiliyormuş. 17 Ağustos’ta Akşam gazetesinde resimli küçük bir haber: ‘‘Gökten kondom yağdı’’ Elbette taş yağacak değil ya! Tam bir ay öncesinin Hürriyet gazetesinde ‘‘Ağalar... Bunun adı prezervatif’’ başlıklı Bardakçı Koyu ve haberde Batman Eczacılar Odası bir Zeki Müren camide, nüfus kontrolü amacıyla 500 Salmakis, bir su perisi idi. Yaptığı tek adet ‘‘prezervatif’’ dağıtmış. Sayın Batiş, küçük bir gölün yeşil sularında çırılmanlı eczacılar, onun adı ne ‘‘prezerçıplak yüzmek, aynada güzelliğine hayvatif’’ (Fransızca) ne de İngilizce ‘‘konran olmak, kırlarda şarkı dom’’dur. Onun adı Türksöyleyerek çiçek toplamak, çede ‘‘kaput’’tur, ‘‘kaput’’... yine göle yüzmeye dön13 tarihli Akşam gazetemekti. Bir gün kıyıda yakısindeki başlığa göre ‘‘Türkşıklı bir delikanlı gördü. Tücbükü’ne giden hacı carların, hırsızların tanrısı, olur’’muş. Bir zaman yutanrıların ulağı Hermes ile nusların cirit attığı bu koygüzellik ve aşk tanrıçası da ‘‘jet ski’’lerin yarıştığı, Afrodit’ten doğan bu yakıyılarını makyajsız denize kışıklı delikanlının adı Hergirmeyen, tüm gün çeşitli mafrodit idi. bikinileri ile bireysel defile Salmakis, bir görüşte 15 yaparken, kazara ‘‘frikik’’ yaşındaki delikanlıya âşık vermeye özen gösteren oldu, oracıkta sevişmek bayanlar dolduruyor. 16 istedi. Toy delikanlı, su peyaşından küçük çocuklarisine ‘‘hayır’’ dedi. Kızdan rın, içki şişeleri ile sabaha uzaklaşan delikanlı, çevdeğin pistlerde değil, durHermafrodit rede kimsenin olmadığını dukları yerde bel kıvırıp, belirleyince çırılçıplak suya girdi. Oykalça sallayıp sözde dans ettikleri bir sa Salmakis, delikanlıyı gözetliyordu. yer olması, bu hoşgörünün boyutlarıArdından o da çırılçıplak suya daldı. Denın nereye kadar uzandığını da göstelikanlıyı kolları ile kavradı, bedenini sariyor. Günahı, Salmakis söylencesini rıp sarmaladı. Dudaklarını dudakları günümüze yakıştıranların boynuna! ile kenetledi. Derler ki, ünlü TV dizi sanatçısı Pınar Altuğ’un kendinden genç delikanlılarTanrılar, delikanlının yardım isteğini la Bodrum’da arkadaşlık etmesi, Salsuda olduğu için duymamış, ancak ‘‘su makis rolüne soyunmasından kaynakperisi’’ olduğu için Salmakis’in ‘‘İkimilanıyormuş. zi birbirimize kavuşturun’’ yalvarışını işitmişlerdi. Tanrılar, delikanlı ile kızın vüTürkbükü’nde Güneş’e cudunu tek gövdede birleştirdiler. O anda tek gövde, hem erkek hem dişi tapanlar galip! ya da ne erkek ne dişi oldu! New York Times yazarı Set SherwoGövde, ‘‘Salmakis’’ adlı bir pınara od, ezan sesi için ‘‘Bu koyda rağbetdönüştü? Nerede mi? Aziz Peter adıte olma yarışını Allah, Güneş’e tapanna yapılan Bodrum Kalesi’nin tam karlara kaptırmış görünüyor’’ diye yazıyor. şısında ‘‘Salmakis (Bardakçı)’’ Koyu’nda! Anımsarım, 30 yıl önce Türkiye’de otoKalenin yapıldığı tarihlerde kentin adı matik telefon görüşmesi yapılamıyor‘‘Petronium’’ idi. Zamanla ‘‘P’’ harfi ‘‘B’’ du. Yabancı turistler, teknelerine atlaharfine dönüşerek kent ‘‘Bodrum’’ adıyıp İstanköy Adası’na gidiyor, görüşnı aldı, tıpkı ‘‘Pedessa’’nın da günümüzmelerini yaptıktan sonra Bodrum’a döde ‘‘Bitez’’e dönüşmesi gibi. Yakın tanüyorlardı. Dönemin PTT Genel Müdürihlere kadar az kireçli bu pınarın surü Hicri Göçeoğlu Bodrum’a gelmişyunu sakalar sandallarla Bodrum’a tati. Bir grup aydın, Göçeoğlu’ndan Bodşırlardı. Konunun uzmanı Azra Erhat’ın rum’a binlik bir otomatik santralın kuyorumu şöyle: ‘‘Bu efsane nasıl doğrulmasını istemişlerdi. Göçeoğlu, Boddu, neden doğdu, diye soracak olurrum’un önceliği olmadığı halde isteği sak, ilkçağ masalcıları Salmakis Gökabul etti. Santral yapımı için uygun bir lü’nün suyunda gevşetici, erkeklik güyer tahsisini önerdi. Belediye meclisi cünü azaltıcı bir özellik vardı da ondan toplandı, otomatik santral yapımını reddiye karşılık verirler.’’ detti. Gerekçe ‘‘En kötü Anımsarsınız, Türk mühaber ölüm! Ölenlerimiziğinin ustası Zeki Müzi minareden sala vereren, önce Antalya’ya yerrek duyuruyoruz, santleşmiş, halkın eşcinsel rala ne gerek var?’’ idi. çevresine tepkileri nedeBodrum köylüleri, o niyle İstanbul’a dönmek günlerde ‘‘çeti’’ parasını zorunda kalmıştı. Müren, har vurup harman savuBodrum’u deneyip oraya ruyor, meyhanelerde içyerleşmişti. Takım arkaki ve balığa dönüştürüdaşları ile her gün denize yorlardı. Çeti, köylüye girdiği ‘‘Salmakis (Bardakgöre tilkinin bakır dışkıçı)’’ Koyu bir rastlantı deladığı arazilerdi. Çetileriğildi! Müren’e Bodrum’da ni, yazlık kooperatifçilegösterilen bu içten hoşgöre sattılar. Paraları tükenince kendi topraklarınrü, öteki eşcinsellerin ya da da yükselen kooperatifcinselliğini özgürce yaşalerde işçi olarak çalıştılar. Türkbükü mak isteyen İstanbul sosyetesinin de de bakireliğini böyle yitiren yerlerden dikkatini çekmekte gecikmedi. Mübiri oldu. IHT gazetesine göre Bodren’e ‘‘Paşa’’ adının Bodrum’da takılrum’da 115 bin dolara ucuza villa alması, müzesinin doğduğu yer olan mak olası. İngilizler satın aldıkları evBursa’da değil de Bodrum’da olmaleri kullanmadıklarında Türklere kirası, ölümünden sonra evinin Bodrum Kaya veriyorlar. Bugün Bodrum’un helesi’nden daha fazla ziyaretçi çekmemen hemen her köyünde emlakçilesinin kökeninde Bodrumluların hoşrin vitrinlerini İngilizce ev ilanları süsgörüsü, özgürlüklere saygısı yatar. Anlüyor. Köylerde bakkaldan daha çok talya’nın neden bir Bodrum olamayaemlakçi var. Yalıkavak’a ‘‘İncağı, şimdi daha iyi anlaşılmışgiliz bükü’’, Bodrum’a ‘‘bedtır herhalde! room (yatak odası) denilmeKızkardeşi ile si boşuna değil! Lübnan’da ateş kesildi. Barış gücünü konuşlandırma çalışmaları sürüyor. Uluslararası arenanın sağladığı bu yumuşamadan yararlanarak, tatil dünyasına bir göz atsak acaba nasıl olur? New York Times (NYT) gazetesinin önceki günkü ‘‘Travel (gezi)’’ ekinde Bodrum hakkında upuzun ‘‘Türkiye’nin St. Tropez’si’’ başlıklı bir yazı yayımlandı. 7 Temmuz tarihli International Herald Tribune (IHT) gazetesinin arka sayfasında da ‘‘Bodrum hızla parlayan bir kent oluyor’’ başlıklı bir yazı vardı. Benzerleri, Avrupa gazetelerinde de yayımlanıyor. Yabancı basının Bodrum’u seçmesi ilginç. Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’dır. Acaba neden Antalya bu kadar yansımıyor yabancı basına? 23 Temmuz günlü Akşam gazetesindeki başlık şöyle: ‘‘Neden Antalya bir Bodrum olmasın?’’ Antalya bir Bodrum olamaz. Nasıl Yunan adalarının her biri Mykonos gibi dünya eşcinselleri turizm başkenti olamıyorsa, Antalya da Bodrum olamaz. Antalyalılar, boşuna heveslenmesinler, treni 30 yıl önce kaçırdılar! Bodrum’u Bodrum yapan nedir? Her ne kadar, Bodrum’da doğan ‘‘tarihin babası’’ Herodot yazmamışsa da, birkaç bin yıl öncesinin Yunan mitolojisinden sorunun yanıtının ilk ipucunu bulabiliriz. Gözler Enfal davasında Dış Haberler Servisi Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve kuzeni ‘‘Kimyasal Ali’’ lakaplı Ali Hasan el Mecid’in 1980’lerin sonunda ülkenin kuzeyinde Kürtlere karşı ‘‘soykırım yapmak, insanlığa karşı suç işlemek ve savaş suçları işlemek’’ suçlamalarıyla yargılandıkları davanın duruşması dün başkent Bağdat’ta başladı. 1982 yılında 148 Şii’nin öldürüldüğü Duceyl katliamıyla ilgili yargılanmasına devam edilen Saddam Hüseyin, hakkındaki ikinci suçlamayı oluşturan on binlerce Kürt’ün yaşamını yitirdiği Enfal katliamıyla ilgili olarak dün ilk kez mahkeme önüne çıktı. İlk duruşmada kendini tanıtmayı reddeden Saddam Hüseyin, bu yönde kendisine ısrarda bulunan Şii Başyargıç Abdullah el Ameri’yi de azarladı. Yargıcı ? İnsan hakları örgütleri ve hukukçular Irak Yüksek Mahkemesi’nin ‘‘soykırım’’ın ele alınacağı böylesine önemli bir davayı görebilecek nitelikte olmadığına inanıyor. İşgal altındaki bir ülkede yargının ne derece bağımsız ve güvenilir olacağı da tartışılıyor. ‘‘Mart 2003’ten bu yana Irak’ı işgal eden ABD namına çalışıyorsunuz’’ diye suçlayan Saddam, güçlü bir ses tonuyla sözlerini şöyle sürdürdü: Başkanı ve Irak Silahlı Kuvvetler Komutanı’’ olarak tanıttı. Davada Saddam Hüseyin, savunma yapmayı reddetti. Başyargıcın ‘‘soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçundan dolayı yargılanıyorsunuz, suçlu musunuz, masum mu’’ yönündeki sorusuna Saddam, ‘‘Bu ciltlerce kitap gerektirir’’ diye yanıt verdi. Bunun üzerine yargıç kayıtlara ‘‘suçsuzum’’ ifadesinin konulmasına karar verdi. Davadaki diğer sanıklarsa şunlar: Sad ‘İşgalciler adına burdasınız’ ‘‘Burada Irak adına değil, işgalciler adına bulunuyorsunuz. Benim adım Iraklılar ve tüm dünya tarafından biliniyor.’’ Irak’ın devrik lideri bunun ardından da kendini ‘‘Saddam Hüseyin, Irak Devlet dam’ın askeri istihbarat başkanı Sabir el Duri, eski Musul Valisi Tahir el Ani, Enfal Eylem Gücü Komutanı Sultan Haşim el Tay, askeri operasyonlar komutan yardımcısı Hüseyin Raşid Muhhammed ve üst düzey istihbarat yetkilisi Ferhan Mutlak Salih. Irak ordusunun 19871988 arasında düzenlediği, ‘‘Enfal (Savaş Ganimeti) Operasyonu’’ adlı bir dizi askeri harekât, Saddam Hüseyin’in, Irakİran savaşı sırasında İran’a yardım etmekle suçladığı, bağımsızlık yanlısı Iraklı Kürtleri ezmeyi ve ülkenin kuzeydoğusundaki İran sınırından atmayı amaçlıyordu. Baas yönetiminin operasyonları sırasında on binlerce, bazı kaynaklara göre yüz binden fazla Kürt öldü. Savcılık makamı, Saddam ve diğer sanıkları Kürtlerin yaşadıkları yerleri ‘‘yasak bölgeler’’ ilan etmek, buraları bombalamak, kimyasal silah kullanmak ve insanları kurşuna dizmekle suçluyor. İddia makamı 7 sanık hakkında ölüm cezası istiyor. Savunma tarafı ise operasyonların İranIrak savaşı sırasında direnişçi gruplara karşı yapılması gereken eylemler olduğunu söylüyor ve sivillere yönelik katliam yapıldığı suçlamasını reddediyor. Halepçe bu davada yok Saddam Hüseyin ve El Mecid’in de yargılandığı davanın başlayacağı afişlerle duyuruldu. İlk duruşmada Saddam, başyargıcın ‘‘Soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçundan dolayı yargılanıyorsunuz, suçlu musunuz, masum mu’’ yönündeki sorusuna ‘‘Bu ciltlerce kitap gerektirir’’ diye yanıt verdi. (Fotoğraflar: AFP) 1988’de gerçekleşen Halepçe katliamı bu dava kapsamında ele alınmıyor. İnsan hakları örgütleri ve hukukçuların Irak Yüksek Mahkemesi’nin böylesine önemli bir davayı görebilecek nitelikte olmadığı yönündeki eleştirilere dikkat çekerken, işgal altındaki bir ülkede yargının ne derece bağımsız ve güvenilir olacağına ilişkin tartışmalar da büyüyor. Soykırım iddialarının kanıtlanmasının güçlüğüne dikkat çekilirken Irak Yüksek Mahkemesi’nin bunu yapacak nitelikte ve güçte olmadığı belirtiliyor. Uzmanlar Duceyl davası süresince savunma avukatlarının can güvenliğinin sağlanamadığını, ülkedeki siyasi baskı ortamını hatırlatıyor. İngiliz Times gazetesine konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Nihal Buhta, Enfal davasının Ortadoğu’daki olaylarla ilgili ilk soykırım davası olduğunu ifade ederek ‘‘Bu tarihi önem açısından Eichmann ve Nürnberg mahkemeleriyle aynı sınıfa sokulabilir. Ama Irak Yüksek Mahkemesi’nin zamanın karşısında iyi sınav verecek şekilde bu davayı sonuçlandırması zor olacak’’ değerlendirmesini yaptı. ITC’nin çağrısıyla Ankara’da yapılacak toplantıya 65 örgüt katılıyor Türkmenler Kerkük’ü konuşacak MAHMUT GÜRER ANKARA Irak Türkmen Cephesi (ITC) Irak, Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki Türkmenleri Ankara’da bugün bir araya getirecek. Toplantıda ITC Başkanı Sadettin Ergeç başta Kerkük olmak üzere Irak’taki son duruma ilişkin bilgi verecek. Türkmenler Irak’taki durumlarına yönelik bir yol haritası çizecekler. Ergeç, Avrupa ve Türkiye’deki Türkmen örgütü temsilcilerinin tamamına birer mektup göndererek, toplantıya ka lıtımlarını istedi. Mektubunda ITC’nin önemine işaret eden Ergeç, kendileri sayesinde Irak meclisinde farklı görüşlerden de olsa 9 milletvekilinin bulunduğunu vurguladı. Birleştirici misyon ITC’nin bundan sonra Irak Türkmenleri arasında ‘‘uzlaştırıcı’’ ve ‘‘birleştirici’’ bir misyon üstlendiğini kaydeden Ergeç, mektubundan şu görüşlere yer verdi: ‘‘Burada en önemli görev de örgüte, bu örgütü ayakta tutan sizlere düşmüştür. Şa yet bugün dimdik durabiliyorsak, sizlerin sayesindedir(...) Bu yıl 11. yılını, her zamankinden farklı bir anlayışla, birlik ve beraberlik içinde kutlayan ITC’den beklentileri konuşmak, eylem ve söylemlerimizi belirlemek, dolayısıyla Türkmenlerin yazgısını değiştirmek üzere sizleri, 2124 Ağustos günleri, Ankara’da yapacağımız toplantıya davet ediyorum.’’ Toplantıdan Irak’ta 2007 yılında Kerkük’ün yönetim biçimine yönelik olarak gerçekleştirilecek olan referandum ile ilgili bir sonuç çıkması bekleniyor. ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, Sürekli Basın kartı sahibi Değerli Arkadaşımız ZEKİ SARAÇOĞLU’nu 20 Ağustos 2006 Pazar günü yitirdik. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Zeki Saraçoğlu için 22 Ağustos 2006 Salı günü saat 11.00’de Ortadoğu Gazetesi önünde bir tören düzenlenecek. Saraçoğlu’nun cenazesi daha sonra Fatih Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Topkapı Aile Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Arkadaşımızı saygı ve sevgiyle anarken, ailesine, yakınlarına, Ortadoğu Gazetesi’ne ve basın topluluğuna başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ HİKMET GÖKTAN’IN EŞİ, ALİ GÖKTAN, YILDIZ SARIMSAKÇI, KARTAL TİBET’İN ANNELERİ, TOMRİS MENGÜŞOĞLU’NUN ABLASI, SELVER, YUSUF MENGÜŞOĞLU VE SEVDA, EKİN MENGÜŞOĞLU’NUN TEYZELERİ, ESKİ KUŞAĞIN COŞKULU, ATATÜRKÇÜ, DEVRİMCİ, SAYISIZ VATANSEVER ÖĞRENCİ YETİŞTİRMİŞ, GÜZELLİĞİ, HEYECAN VE ÖĞRETMENLİK YETENEĞİ İLE ÖĞRENCİLERİNİ ÇOK ETKİLEMİŞ, TARİH COĞRAFYA ÖĞRETMENİ AYHAN GÖKTAN 19 AĞUSTOS 2006 TARİHİNDE SESSİZCE EBEDİYETE GÖÇTÜ, CUMHURİYET GAZETESİ’NDEN HEYECANLA İZLEDİĞİ SON YILLARIN TÜRKİYE’SİNİN BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞU ÇIKMAZDAN KURTULUŞUNU GÖREMEDEN. TÜRKİYE ONUNLA COŞKULU, VEFAKÂR BİR ÖĞRETMENİNİ DAHA KAYBETTİ. GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI ISPARTA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN Dosya no: 2004/88 Satılmasına karar verilen taşınmazın tapu kaydı, imar durumu, evsafı, değeri vb. özellikleri: TAŞINMAZ: Satılmasına karar verilen taşınmaz tapunun Halife Sultan Mevkii 10l/A Pafta, 2259 ada 84 parselinde, kayıtlı olup Halifesultan Mh. 3451 sokak no: 10 adresinde bulunmaktadır. Taşınmaz tapuda 291,50 m2 yüzölçümlü arsa olarak geçmesine rağmen üzerinde bodrum, zemin kat ve l. kattan oluşan 3 katlı yığma bina bulunmaktadır. Bitişik nizam olup asansörü yoktur. Bodrum kat depo olarak kullanılmaktadır, 1. kat karkas haldedir, zemin katta oturulmaktadır. Eski binadır, zemin kat 100 m2 yüzölçümlü olup 2 oda 1 salondur, taban ahşap, duvarlar badanalı, kapı ve pencere ahşap, ıslak hacimler seramik kaplıdır. 3 cephelidir.Güney cepheden bitişiktir. Tüm belediye hizmetlerinden yararlanmakta olup imar sahası içinde yer almaktadır. Borçlunun bu taşınmazda. 1/2 hissesi mevcut olup taşınmazın toplam değeri 35.284. YTL olup bu taşınmazda borçlunun 1/2 hissesi satılacağından borçlunun hissesine isabet eden ve satışa esas değeri 17.642 YTL dir: Taşınmaz üzerinde 3. şahıs lehine l. dereceden 4.000. YTL bedelle ipotek mevcuttur. SATIŞ YERİ: İş Bankası İsparta Merkez Şubesi Arkası, Şehir Lokantası üstü 3. katta bulunan İsparta 2. İcra Müdürlüğü’nde SATIŞ GÜNÜ: 1. Satış 02/ 10/2006 2. satış 12/10/2006 tarihinde SATIŞ SAATİ: 14.0014.10 arasında Taşınmazın ihalesi yukarıda yazılı yerde ve saatlerde yapılacaktır. Birinci artırmada tahmin edilen kıymetlerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 10 gün daha uzatılarak yine yukarıda yazılı aynı yer ve aynı saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen, kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satış bedeli üzerinden yasal oranlarda KDV , ihale damga pulu bedeli, tapu alım harcı, tahliye masrafları da alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve Tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. Basın: 40779 evlenen vali! Persler Anadolu’yu işgal edince ele geçirdikleri ‘‘Halikarnassos (Bodrum)’’a Mausseolos’u Karya ‘‘satrap’ı (vali)’’ yaptılar. Mausseolos kiminle evlendi bilir misiniz? Kız kardeşi Artemisia ile! Kız kardeşikarısı Artemisia İÖ 352’de ölen ağabeyikocasına görkemli bir anıt mezar yaptırdı. Öyle bir anıt mezar ki, sonra ‘‘dünyanın yedi harikasından biri’’ kabul edilecektir. Sonraları, Atatürk’ünki dahil, anıtmezarlara, bu valinin adından dolayı ‘‘mozole’’ denilecektir. Erkekler arasında eşcinselliğe daha Pembeleşen yeşil dolar! Az daha unutuyorduk! 5 Ağustos tarihli Vatan gazetesinin haberine göre bir İngiliz acentesi 20 ülkeden bin kadar ‘‘gay’i (eşcinsel)’’ 24 Eylül’de bir haftalığına Bodrum’a getirecekmiş. ‘‘Gay’ler Bodrum’a 3 milyon dolar ‘pembe para’ bırakacak’’mış. Doların adı argoda ‘‘yeşil’’di. Şimdi bir yaşımıza daha bastık! Amerikan Merkez Bankası, eşcinsellere özel ‘‘pembe dolar’’ mı basıyor yoksa? Ankara’da sıcak 40 dereceyi aşarsa bu yazı da böyle olur! Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle