12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB A A A A PB 32 35 33 35 35 38 37 38 28 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB Y Y PB PB PB Y A 29 27 27 26 33 32 32 25 35 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A A Y 36 33 37 39 37 38 31 28 26 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Orta ve Doğu Karadeniz ile Erzincan, Kars, Erzurum ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar; Doğu Karadeniz ile Ordu çevrelerinde etkili olacak. Hava sıcaklığı mevsim normalleri civarında seyredecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB Y PB PB PB Y Y 20 21 23 21 20 19 20 20 27 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y PB Y Y Y 24 32 31 25 37 37 28 36 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm PB PB Y PB Y PB Y PB A 20 34 33 40 36 34 28 38 33 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu Karaburun’da tepki: İrticaya geçit vermeyiz İZMİR / ANKARA (Cumhuriyet) Karaburun’da tesettürlü ve haşemalı bir grubun bikini giyen gençlere yönelik saldırısına tepkiler büyüyor. İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir’in ‘‘Saldırganlar hükümetten güç alıyor’’ sözlerine katıldıklarını belirten Karaburunlular, ilçelerinde yaşanan ‘‘yobaz saldırısını’’ boşa çıkaracaklarını söylediler. Gericilerin kendinden olmayanlara yönelik şiddete varan eylemlerini kabullenemeyeceklerini belirten aydınlar, laik, demokratik bir toplum için mücadele edeceklerini kaydettiler. Karaburun’un Kamacık Koyu’nda Ceren Aydın’a ‘‘bikinili’’ olduğu gerekçesiyle yöneltilen fiziksel saldırının ardından aydın kesimler, saldırıyı nefretle kınadıklarını belirttiler. İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Karaburun’a gelerek tepkisini sürdüren İzmir Baro Başkanı Erdemir, gerici saldırıyı nefretle kınadıklarını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerinin laiklik karşıtı sözleriyle irticai saldırıların artışında paralellik olduğunu dile getiren Erdemir, ‘‘Olayların sorumlusu, bu saldırganlara sözleri ve davranışlarıyla cesaret veren siyasal iktidarı elinde tutanlardır. Türkiye’deki demokratik, laik, sosyal hukuk düzeni, dinsel temellere doğru evrilmekte, rejim hızla anayasanın tanımladığı eksenin dışına çıkmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki geçmiş dönemdeki irticai faaliyetler nasıl ki hüsranla sonuçlanmışsa, bu dönemde de aynı akıbete uğrayacaklardır’’ diye konuştu. Dikili’de zorbalık ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY za’nın adamları ilçeden ayrıldı. Özgüven, Koza firmasının adamlarının ilçeye olay çıkarmak için geldiğini söyleyerek ‘‘Bu kişiler işçi olamaz. Koza’nın paralı adamları ilçemizde terör estirdi. Kravatlı eşkıyaların meydana getirdiği olayların bir sendikanın organizasyonuyla gerçekleşmesi ayrıca düşündürücü’’ diye konuştu. Özgüven, Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen bir firmanın Dikili’nin barış ile harmanlanan kültürünü bozmak istediğini belirterek ‘‘Dikili’ye kan dökmeye, can almaya geldikleri her hallerinden belli olan kişilerin gözü dönmüştü. Halkın yanı sıra polislere dahi saldırdılar’’ dedi. Panelden önce aradılar Panel öncesi Dikili Belediyesi’ni ve panelistleri arayan madenciler, etkinliği altın madeni karşıtı olacağı gerekçesiyle protesto edeceklerini söylediler. Olaylar sırasında Dikili Belediye Başkanı Özgüven de maden çalışanları tarafından tartaklanmak istendi ancak saldırıya belediye çalışanları ve halk izin vermedi. Özgüven’in kardeşi Sedat Özgüven başına aldığı sopa darbesi ile yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Diğer yaralılar ise sağlık ocaklarında tedavi edildi. Maden yetkililerinin panelle ilgili tehditkâr açıklamalarda bulunduğunu söyleyen panelistlerden EGEÇEP Dönem Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı, ‘‘Burada çok açık bir güvenlik boşluğu olduğu görüldü. Dikili Emniyeti daha önce uyarılmasına rağmen hemen hiçbir önlem almamış’’ dedi. Yaşananların yargı kararlarına uyulmamasının tipik bir sonucu olduğunu aktaran Cangı, ‘‘Yargı kararlarına uyulmamasının şiddeti doğurabileceğini İzmir Valisi’ne de çeşitli defalar aktardık. Dikili’de yaşadıklarımız, hukukun yerini şiddetin doldurduğunun kanıtıdır’’ dedi. 100’e yakın adamları var Panelistler içinde yer alan Ertuğrul Barka da, madenin Fethullahçı Koza firmasına geçmesinin ardından şiddet olaylarının tırmandığını söyleyerek ‘‘Koza’nın şu an İlk saldırı değil Bergama Ovacık Altın Madeni’nin Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Koza firmasına geçmesinin ardından bölgede boy gösteren şiddet olayları dün doruk noktasına çıktı. Daha önce çeşitli defalar maden sahasında çevrecilere saldıran firma adamları, bu kez hedef olarak Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenlikleri’ni seçti. 1980’li yıllardan bu yana yapılan şenliklerde bugüne kadar hiçbir olay olmazken dün bu olgu Koza firmasının adamları tarafından bozuldu. Provokasyon amacıyla ilçeye gelen kitle, ilk saldırısını panelin başladığı sabah saatlerinde yaptı. Bergama Ovacık Altın Madeni Halkla İlişkiler Müdürü Hayri Öğüt’ün de yer aldığı grup, ellerinde sopalar, şişeler ile İskele Kafe’de toplanan yurttaşlara ilk olarak sözlü olarak sataştı, ardından saldırıya geçti. yüze yakın adamı bu gibi işler için istihdam ediliyor. Madende çalışıyor gözüküyorlar ancak boşta geziyorlar’’ dedi. Olayların ardından maden görevlileri ile Madenİş üyeleri, Dikili Kaymakamı Şefik Aydın’la görüştü. Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Ali Osman Karababa, DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Enver Küçükgül, EGEÇEP Dönem Sözcüsü Cangı ve Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Barka’nın konuşmacı olarak katıldıkları panel, yaşanan olaylara rağmen gerçekleştirildi. Dikili’ye İzmir’den gece çıkabilecek olası gelişmelere karşı 50 kişilik çevik kuvvet gönderildiği bildirildi. Polis saldırıyı izledi Saldırganlara polis yeterli müdahaleyi yapamadı. Koza firmasının adamları polise de fiziki müdahalede bulundu. Olay yerine 20 metre uzaklıkta bulunan Dikili İlçe Emniyet Amirliği’nden panel alanına takviye ekip gönderilmedi. Yarım saat süren saldırının ardından gözaltına alınan firma yanlısı 7 kişi sevk edildikleri adliyede serbest bırakıldı. Kitle, gözaltına alınan arkadaşlarına sorguları sırasında destek vermek için emniyet amirliğinin önünde de toplandı. Güvenlik güçleri de bu sırada kitlenin dağılması konusunda uyarıda bulundu. Ancak ilerleyen saatlerde polis kordonu aşıldı ve kent merkezinde küçük gruplar halinde dolaşmaya başladılar. Koza Altın’ın adamları, yargı kararlarının uygulanmasını isteyen gruba Dikili’de saldırı düzenledi. Bu söz 21. yüzyılda ne kadar güncel? Evrensel olarak baktığımızda tablo şu: Ekonomi mi? Tek sistem vardır; liberalizm. Buna evet diyen küreseldir, demeyen çağın dışındadır. Demokrasi mi? Tek tanımı vardır; küresel aktörlerle birlikte hareket etmek. Onlarla hareket eden demokratikleşmektedir, etmeyen hedef ülkedir. Fikir mi? Tek fikir vardır; küreselleşme. Buna katılanlar ülkelerini kana bulasalar bile fikir özgürlüğünden yanadır, katılmayanlar değildir... ??? İnsanoğlu 21. yüzyıla ne yazık ki, ortaçağı anımsatan gelişmelerle girdi. Hani bu duruma ‘‘yeni ortaçağ’’ adını taksak yeridir. Ortaçağın özü neydi? Tek düşünce üreticisi vardır; din adamları. Onların doğru dediğine doğru, yanlış dediğine yanlış denir! 21. yüzyılda dayatılan da şu: Tek düşünce üreticisi vardır; küresel bakış. Üstelik dini de kullanan bir bakış. Stratejistler 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bu durumun etkin olacağını iddia ediyorlar. Yani, dinin ortaçağdaki işlevini güncel çıkarlarının ucuna takmış bir anlayış! Bu anlayışın sahipleri, yönlendiricileri, kullanılanlara dünyayı şöyle özetliyorlar: Yeryüzü artık tek kutupludur. Ya bu kutbun içindesiniz ya dışında. İçindeyseniz sorun yok, dışındaysanız siz terörist bile olabilirsiniz. Başlıkta aktardığımız sözü bu duruma uyarlarsak şöyle de diyebiliriz: Tek kutuplu insandan sakınınız! ??? Savaşlarla birlikte başlayan ve savaşlarla sürüp giden 21. yüzyıl, düşünme gücünü de erozyona uğratıyor. Düşünme gücünün zayıflaması, sorgulamayı, çözüm seçenekleri üretmeyi de ortadan kaldırıyor. Küreselleşme politikaları sonucu dünyanın geldiği noktayı gösteren birkaç rakam bile tüylerimizi diken diken etmeye yetmeli: ABD’nin 2006 yılı askeri bütçesi 450 milyar dolar. Buna karşılık, dünyada okuma yazma bilmeyen bütün çocukları eğitmek için 5 milyar dolar, tüm çocukları aşılamak için 3 milyar dolar gerekli, ama bulunamıyor! Dünyada silahlanmaya dakikada 1.5 milyon dolar harcanıyor. Buna karşılık, Afrika’da sadece sıtma nedeniyle 30 saniyede bir çocuk ölüyor! Bu büyük eşitsizlik neden derinleşiyor? Çünkü sorgulanmıyor... Neden sorgulanmıyor? Çünkü insanlar giderek bireyselleşiyor. Bireysellik kutsallaştırılıyor. Sinema sanayiinde bile tek kişilik başarılar öne çıkarılıyor. 21. yüzyıl böyle sürüp giderse küreselleşme tam anlamıyla kürede selleşme olacak. Aklın yolu, buna hayır demeyi, tek başına kurtuluşun olmadığını, olamayacağını haykırmayı gerektiriyor. Başlığı bir kez daha güncelleştirelim: Tek kişilik insandan sakınınız! ankcum?cumhuriyet.com.tr Erdoğan ‘ayrılık’ yaratıyor CHP İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları, yöre halkının tedirginliğini yerinde gördüklerini belirtti. Karaburun’un, tatilini sükunet içinde geçirmek isteyenlerin tercih ettiği bir yöre olduğunu kaydeden Miçooğulları, ‘‘Kendi halinde güneşlenen insanlara saldırı kabul edilemez. Bir otelin kapatılarak giriş için bazı kuralların konulması, ilahi seslerinin yükselmesi, heykellerin üzerinin kapatılması, yöre halkını tedirgin etmiştir. Bu münferit bir olay değildir. Buna benzer olayların sadece parçasıdır. Türkiye laik, demokratik bir devlettir’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın, açıklamalarıyla toplumda ‘‘ayrılık’’ yaratmaya çalıştığını kaydeden Miçooğulları, örtünen insanın daha iyi Müslüman olduğu imajının oluşturulmak istendiğini söyledi. BARIŞ KENTİ DİKİLİ ‘KURTLAR VADİSİ’NE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ Koza’nın siyah elbiseli adamları SERDAR KIZIK Fotoğraf: OZAN YAYMAN IŞIL ÖZGENTÜRK Felaketin eşiğinden dönüldü Sabah saatlerinde yapılan saldırının gün içinde tekrarlanmasından endişe eden halk, güvenlik birimlerini uyarsa da herhangi bir sonuç alınamadı ve panelin sona ermesiyle birlikte ikinci saldırı gerçekleşti. Kalabalık bir grup halinde sopalar, taşlar, şişeler ile alana gelen grup, etkinliğin katılımcılarına molotofkokteyli attı ancak yanıcı madde ateşlenmedi ve felaketin eşiğinden dönüldü. Polis olay yerindeki arbedeyi havaya ateş açarak durdurabildi. Saldırgan grubun içinden bir kişi polis tarafından gözaltına alınmak istese de Koza firmasının adamları buna izin vermedi ve o kişi polisin elinden alındı. İkinci saldırının ardından gözaltına alınan olmazken Ko Acil önlemler alınmalı CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, AKP iktidarının Türkiye’nin 83 yıllık kazanımlarını yok etmek istediğine dikkat çekerek ‘‘Karaburun’da yaşananlar, yapılan gerici hareketlerden sadece birini oluşturuyor. Erdoğan, ‘Ben değiştim’ demişti. Bu olaylar bunların değişmediğinin göstergesidir. Ülkede, laikliği ortadan kaldırarak çağdışı şeriatçı bir yönetim öngörüyorlar. Denizlerimizde insanlarımıza baskı kuruyorlar. AKP’nin Cumhuriyet düşmanı olduğunu gözden kaçırmadan önlemler alınmalıdır’’ dedi. Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa da ilçelerinin aydınlık kimliğiyle öne çıktığını vurgulayarak ‘‘Karaburunlular irticaya, gericiliğe, ayrımcılığa izin vermeyecektir’’ diye konuştu. İZMİR Dikili’de ‘‘Barış’’ şenliğine zorbalık damgasını vurdu. Vuran kim? Bergama Ovacık’ta altın madeni işleten Fethullah’ın Koza’sı. Uluslararası sermayeden, ABD’li Kanadalı altın avcılarından işletmeyi devralan Koza. Hükümetin desteğiyle Kaz Dağı ve Madra Dağı arasında kalan ‘‘Küçükdere’’ yöresindeki 144 kilometre alanda yeni ruhsatlar alan, bölgenin eşsiz doğasını yağmalayacak olan Koza. Yargı kararlarına karşın çalışan Koza... Ne yaptı Koza dün? Barış kenti Dikili’de şenlikler kapsamında düzenlenen çevreyle, siyanürle ilgili bir paneli bastı. Panelistlere, panele izleyenlere saldırdı. Belediye Başkanı Osman Özgüven’in deyişiyle Dikili, ‘‘Kurtlar Vadisi’’ne döndürüldü. Sopalarla, taşlarla, molotoflarla terör estirildi. Koza’nın, Fethullahçı Samanyolu okullarının yönetim kurulu başkanı Akın İpek’in siyah ve lacivert takım elbiseli korumaları, yanlarına madende çalışan bazı işçileri de alarak önce paneli kuşattı. Siyanürlü yöntemle altın üretimine karşı çıkan izleyiciler, bilim adamları, uzmanlar tehdit edildi. Sonra bayraklara sarılı sopalar çıktı.. Sonra çevredeki cam çerçeve... Kafası, kaşı gözü yaralananlar, karmaşada ezilenler... Belediye Başkanı Osman Özgüven’e yönelik saldırı girişimi... Bir de halkın üstüne atılmasına karşın patlamayan, tutuşmayan molotofkokteyli. Polisin yetersiz kalması... Kim bu Dikili’de üçlü beşli gruplarla dolaşan, korku yaratan, terör estiren, polislere de kafa tutan koyu takım elbiseli korumalar? Panelistlerden eski Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ertuğrul Barka diyor ki: ‘‘Koza’nın şu an yüze yakın adamı bu gibi işler için istihdam ediliyor. Madende çalışıyor gözüküyorlar ancak boşta geziyorlar. Sadece bu gibi saldırı ortamlarında öne sürülüyorlar. Hiçbir baskı ve şiddet ortamı gerçekleri dile getirmemizi ve yargı kararlarının uygulanmasını istememizi engelleyemez...’’ Türkiye hukuk devleti değil mi, Dikili dağ başı mı? Hâlâ bir şans var mı? ? Baştarafı Arka Sayfada Kent merkezi ve ilçelerdeki 580 kursa öğrenci bulabilmek için hediye de dağıtıyorlar Mardin’de 12 bin Kuran kursu öğrencisi ADNAN AVUKA SHP: Laik zemin kayıyor SHP Genel Saymanı Mehmet Yula da ‘‘Türkiye’yi bir arada tutan laik zemin ayaklarımızın altından kaymaktadır’’ dedi. Yula, ‘‘İzmir’de bikinili bir bayana saldırı, haremselamlık uygulaması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hurafe yorumları nasıl bir dönüşüm yaşandığını ortaya koymaktadır’’ diye konuştu. MARDİN Mardin Müftülüğü tarafından kent merkezi ve ilçelerinde toplam 580 Kuran kursu açıldı. Kurslara 12 binden fazla öğrenci devam ederken, hocalar yeni kursiyerler bulabilmek için kentin ileri gelenlerinden topladıkları armağanları çocuklara dağıtıyor. Mardin Müftüsü Celal Yıldız kentteki 580 kursta 621 görevlinin çalıştığını belirterek, ‘‘4 bin 938 kız, 7 bin 646 da erkek çocuğu olmak üzere 12 bin 584 çocuk Kuran kursuna katılıyor. Kurs görevlileri, şehrin ileri gelenleri ve işadamlarından değişik hediyeler toplayarak promosyon olarak bu çocuklara dağıtıyor’’ dedi. Armağanlar sayesinde Kuran kurslarının daha fazla ilgi görmeye başladığını anlatan Yıldız, ‘‘Kurslara ilçelerdeki çocuklar daha çok ilgi gösteriyor. Şu an Kuran kurslarına katılan çocukların yüzde 70’i Kuran’ı hatim etmek üzere. Seneye daha geniş ve sıkı bir şekilde tatbik edeceğiz’’ diye konuştu. suya duayla birlikte ‘Ya Rabbim beni kurtar’ diye. Sonra bunu eşinize, çoluğunuza çocuğunuza, herkesin su kabına döküyorsunuz, içiriyorsunuz. 21 akşam ara vermeden 100 Nas, 100 kere Felak okuyorsunuz. Gece kalkıp üç gün üst üste namaz kılıyorsunuz. ‘Beni bu sıkıntıdan kurtar’ diye dua ediyorsunuz. Bakalım Allah nasıl bir çözüm buluyor? Ya onların ağzını bağlayacak ya açacak. O zaman siz bundan kurtulacaksınız.’’ Kadın adeta yalvarıyor, ‘‘O duaları ben zaten hep okuyorum ama...’’ Danışman ansızın devlet memuru olduğunu anımsıyor, yanıtı çok net: ‘‘Burası bir devlet kurumu, devlet kurumunun verdiği çözüm ancak bu.’’ Evet burası bir devlet kurumu, bu muhteşem öğütleri veren de bir devlet kurumu çalışanı. Yani bu kurum ve çalışanları benim, sizin vergilerimizi bir güzel cebe indirip böylesine zırvalıyabiliyorlar. Peki bu arada aileden ve kadından sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ne yapıyor? Dut yemiş bülbül misali susuyor. Oysa gerçekten kadınları düşünse, kadınlardan yana olsa, böylesine bir olay karşısında, Türkiye’de fevkalade iyi işler yapan tüm kadın kuruluşlarını bir araya getirip toplantı filan değil karşı bir miting düzenlerdi. Nerde... Evet bu güzelim ülke dört bir koldan usul usul ele geçiriliyor. Bir yıl önce Kandilli’de denize karşı öğlen rakısı içtiğimiz bir yer artık rakı vermiyor, soruyorsun, yasak gelmiş! Bikiniyle denize girenler mi, onlar şeytan! Beyoğlu bir türlü düzenlenemiyor, varsın bütün barlar, meyhaneler kapansın! Evet, usul usul her şeyi ele geçiriyorlar, geçirecekler de. Çünkü hâlâ bu ülkede işverenler için devlet en büyük patron. Çünkü bu ülkede günde 3 dolara yaşayan 23 milyon insan var. Çünkü bu ülke hâlâ nutuklarla yönetiliyor, projelerle değil. Sonuç işte bu. Tek şansımız seçim barajını düşürmek! Aksi takdirde, kalın duvarlı ve korumalı sitelerde saklanmak da bir çözüm olmayacak. [email protected] CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle