Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2006 PAZAR 6 LOZAN’IN 83. YILDÖNÜMÜ HABERLER CHP, ‘Yasin el Kadı’nın imzası sahte mi’ sorusuna yanıt arıyor PAZAR ORHAN BURSALI Kazanımlar unutulmadı ? İzmir’de sivil toplum örgütleri, meslek odaları, yerel yönetimler, siyasi partiler ve sendikaların ortaklaşa düzenlediği ‘‘Cumhuriyet Mitingi2’’ Gündoğdu Alanı’nda yapılacak. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye’nin bağımsızlığının uluslararası alanda kabulünü sağlayan Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının 83. yıldönümü yarın, İzmir ve Ege’de gerçekleştirilecek çeşitli etkinliklerle kutlanacak. İzmir’de sivil toplum örgütleri, meslek odaları, yerel yönetimler, siyasi partiler ve sendikaların ortaklaşa düzenlediği ‘‘Cumhuriyet Mitingi2’’, Gündoğdu Alanı’nda saat 18.00’de başlayacak. ‘‘Cumhuriyetine Sahip Çık’’ başlığıyla gerçekleştirilecek mitingin ilki haziranda, çok sayıda İzmirli yurttaşın katılımıyla yapılmış ve ulusal boyutta ses getirmişti. İkincisi Lozan Antlaşması’nın 83. yıldönümü olan yarın yapılacak mitingin çağrı metninde de, ‘‘Cumhuriyet ve Lozan için Gündoğdu Meydanı’nda tek yürek olalım. Yazın sıcağı, güneşi rehaveti bizi durdurmasın. Düşmanlar mevsim dinlemiyor. Yurdumuz bu tehlikeler içindeyken tatil bizim neyimize. Ülkenin sana ihtiyacı var’’ denildi. Sevr Antlaşması’nı geçersiz kılan Lozan Antlaşması’nın yıldönümü etkinlikleri kapsamında, İşçi Partisi İzmir İl Örgütü’nce düzenlenen, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı, Emekli Hava Pilot Korgeneral Yaşar Müjdeci, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, emekli Tapu Kadastro Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya ile emekli Kurmay Albay Nejat Tarakçı’nın konuşmacı olarak katılacağı ‘‘83. Yılında Lozan’’ başlıklı panel, yine yarın saat 14.00’te Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde başlayacak. Datça’da ise Lozan Günü şiir ve müzik etkinlikleriyle kutlanacak. Gazetemiz okurları ile duyarlı sivil toplum örgütlerince gerçekleştirilecek, ‘‘Şu Çılgın Türkler ve Lozan’dan Bugüne Şiirlerle’’ başlıklı etkinlik, Datça Açıkhava Tiyatrosu’nda saat 21.00’de sahnelenecek. Soruşturma istemi İLHAN TAŞCI El Zapsu Ne Verdi? Başbakan’ın sırdaşı, danışmanı, ‘‘veri depocusu’’ El Zapsu, pardon Cüneyd Zapsu ilginç bir tip. El Erdoğan, pardon Başbakan Erdoğan ile arasındaki ilişkilerin bu denli derinliğini, kopmazlığını, biri birisiz olmazlığını merak etmeye başlamıştım; özellikle Amerikalılara ‘‘Sifonu çekmeyin, Erdoğan’ı kullanın’’ sözleri Türkiye tarihinin mümtaz sayfaları arasında yer aldıktan sonra. Erdoğan, Zapsu’nun bu sözlerini, basına yansıyan bir açıklaması olmadığına göre, demek ki normal kabul etmiş, belki de içten içe Zapsu’ya, çok açık ve net mesajı nedeniyle vefa borcu bile duymuştur.. bilmiyoruz. Bu derin minnet duygusunun yansımasını, Yasin El Kadı olayı Milliyet’te bütün yönleriyle ve ilişkileriyle basına yansıyınca da gösterdi. Hem Zapsu’ya sahip çıktı, hem de kendisi kadar güvendiğini açıkladığı El Kadı’ya... Can Dündar, bu ilişkilerdeki derinliğin kaynaklarına, tam sayfa yazısıyla indi. Zapsu, 1995’te El Kadı ile Erdoğan’ı kendi evinde buluşturuyor. Erdoğan’ın El Kadı için ‘‘Hayırsever bir insandır’’ sözünün ardında, bu buluşmanın çok verimli geçtiğini anlıyoruz... Acaba, El Kadı, Erdoğan’ın siyasi hedefleri için epey yüklü bir ‘‘hayırseverlik’’ yaptı mı? Bu verimli buluşmanın kotarıcısı Zapsu, Erdoğan’ı aynı zamanda TÜSİAD iş dünyasına da tanıştırmış. 50 patronun katıldığı bu ev toplantısı da, Erdoğan’ın, 1994 yerel seçimler öncesi, ‘‘Kardeş Zapsu, yahu İstanbul iş dünyası bana yüz vermiyor, yardımcı ol!’’ telefonu sonrası düzenlenmiş. Zapsu, Almanya’dan ABD’ye kadar çok sayıda önde gelen siyasetçi ve işadamıyla ilişkiler geliştirebilmiş iyi bir ‘‘girişimci’’... Dünya fındıkçılarının başında olmasının yanı sıra, çok sayıda uluslararası örgütün üyesi. Can Dündar’a göre, daha sonra Erdoğan’ı, TÜSİAD’a başbakan adayı olarak da tanıştırmış, Davos’a götürmüş, ABD gezisini ayarlamış ve Washington’a ‘‘takdim’’ etmiş. Seçimleri kazandıktan sonra, Erdoğan’ın ‘‘dış ilişkilerini üstlenmiş’’, Avrupa ilişkilerini ayarlamış, Berlusconi’ye götürmüş, Yahudi lobisini ve Beyaz Saray’ı ziyaretini kotarmış. ??? Zapsu fotoğrafı çok net: Hep güç odaklarının yanında! Bu odaklara giden yolları, kişileri, örgütleri, ilişkileri çok iyi bilen ve bütün bunları da sıcak tutan, kullanan bir insan... Şüphesiz, kullanmak, çok yerde çift yönlü işler. Kullandığın ilişkilerin de seni kullanır... hatta bazen daha fazlasını verirsin. ABD’nin tam Irak savaşı arifesinde Erdoğan’a seçimleri kazanması için verdiği büyük desteğin ana karşılığı, Türkiye’nin kapılarını ABD askerine tam açması ve hatta Türk Ordusu’nun ABD’nin gösterdiği bölgede savaşa katılmasıydı... Zapsu, ‘‘karşılıklı ilişkiler’’ gereği, görevini çok iyi biliyordu ve Meclis’in tezkereyi kabul etmesi için de elinden geleni yapıyordu. Hakkını yememek gerek, Erdoğan da en az Zapsu kadar tezkerenin kabulü için çalıştı! Erdoğan, anlaşıldığına göre, kendisini dünya sahnesine çıkaran Zapsu’ya, en büyük kankalarından biri olarak kol kanat geriyor... ??? Şimdi, Zapsu, büyükelçiler görüşme maratonu ile yeniden sahnede. Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı’nın tamamen saf dışı bırakılmasının ileride yaratacağı siyasi ve hukuki sıkıntıların sorumluluğunu üzerinden atmak için, Zapsu’nun girişimlerinin kişisel olduğunu belirtmek zorunda kaldı. Zapsu ise, görüşmelerin içeriği hakkında ‘‘Başbakan’ın onayı olmadan’’ bilgi veremeyeceğini söylüyor! Zapsu, bugüne kadar hem ticari hayatında hem de Erdoğan’ın yanındaki siyasi hayatında ‘‘büyük alışverişlerin adamı’’ olduğunu hakkıyla ve başarıyla ispatlamıştır! Bir başbakan için ‘‘Delikten aşağı süpürmeyin, kullanın’’ diyebilecek kadar Erdoğan tarafından derinlemesine ve genişlemesine yetkilerle donatıldığına göre, sormak hakkımız: Zapsu, büyükelçilerle görüşmesinde ‘‘Ne verdi? Ne aldı?’’ ‘‘Türkiye’yi tepe tepe kullanın’’ mı dedi? Yoksa ne?.. ANKARA CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Recep Tayyip Erdoğan’ın kefil olduğu Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de yaptığı resmi işlemlerdeki imzaların sahteliğinin araştırılmasını istedi. Emniyetin ‘‘Kadı hakkında ne yaptığını’’ soran CHP’li milletvekilleri, sahtecilik işlemlerinde ihmal ve katılımı olan kişiler hakkında yasal sürecin başlatılması zorunluluğuna işaret ettiler. Yasin Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de noter huzurunda bazı gayrimenkul satışları yaptığı ortaya çıkmıştı. CHP’li Kılıçdaroğlu ve Kart, Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan’ın terörü finanse etmekle suçlanan ve Türkiye’ye girişi yasaklanan Yasin el Kadı’nın ülkeye yasaklı dönemde girmediğine ilişkin açıklaması üzerine harekete geçti. CHP’li milletvekilleri, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 2 sayfalık bir yazıyla, El Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’ye gelerek gerçekleştirdiği işlemler hakkında bilgi istediler. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne iadeli taahhütlü gönderilen mektupta, Yasin el Kadı’nın terör örgütünü finanse ettiği gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyi kararıyla malvarlığının 2001 yılında dondurulduğunu ve bunun 2006 yılına kadar güncellendiği anımsatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü’nün Kadı’nın 2001 yılından itibaren Türkiye’de bulunmadığını açıkladığı belirtilen mektupta, ‘‘Ancak ekte fotokopilerini sunduğumuz 16 adet resmi nitelikli belgede (genel kurul tutanakları noter kayıtları, tapu senetleri, faturalar) 2004 MartNisan aylarında adı geçenin bizzat notere giderek imza sirküleri verdiği ve bu sirkülere dayanarak ortağı olduğu şirketlere ait taşınmaz satışında bulunduğu görülmektedir’’ denildi. İmzaları incelendi mi? Kemal Kılıçdaroğlu ve Atilla Kart, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden şu soruların yanıtını istedi: Bu tarihlerde Yasin el Kadı Türkiye’de ise ülkeye giriş ve çıkışı yasaklı olan bir kişi bu işlemleri nasıl yapabilmiştir? Bu konu genel müdürlüğünüzce araştırma veya soruşturma konusu yapılmış mıdır? Söz konusu belgelerdeki Yasin el Kadı’ya ait imza sahte ise (kriminoloji laboratuvarında gerekli araştırma yapılmak suretiyle) yapılan tüm işlemlerin (tapu satışı dahil) iptali yolunda girişimlerde bulunacak mısınız? Kaldı ki Bakanlar Kurulu kararına göre kendisinin malvarlığı dondurulmuştur. Malvarlığı dondurulan bir kişinin taşınmaz satması nasıl olmuştur? AKP MKYK ÜYESİ CÜNEYD ZAPSU Başbakan adına görüşmedim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yabancı ülkelerin büyükelçileriyle PKK ve Ortadoğu sorununu görüşen, ‘‘gölge Dışişleri Bakanı’’ gibi hareket ettiği için eleştirilen AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Cüneyd Zapsu, görüşmelerin Başbakan Tayyip Erdoğan adına olmadığını ileri sürdü. Ortadoğu krizi ve PKK’ye yönelik Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon olasılığının tartışıldığı bir dönemde bazı ülkelerin büyükelçileriyle görüşen AKP MKYK üyesi, Erdoğan’ın başdanışmanı Cüneyd Zapsu, dün yazılı açıklama yaptı. AKP’nin kuruluşundan bu yana partinin MKYK üyesi olduğunu, Erdoğan’ın danışmanı ve veri koordinatörü olarak görev yaptığını anımsatan Zapsu, bu sıfatla zaman zaman yabancı büyükelçilerle görüşüp fikir alışverişinde bulunduğunu söyledi. Partinin kuruluşundan bugüne kadar bazı ülkelerin büyükelçileriyle zaman zaman görüşmelerinin olduğunu kaydeden Zapsu, şu açıklamayı yaptı: ‘‘Ancak görüşmelerim hiçbir zaman ne Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ne de Sayın Başbakan adına olmuştur. Böyle olmadığı da tüm taraflarca bilinmektedir. Hal bu iken, son günlerde yaptığım bazı görüşmelerin medyamızda yer alan haberlerde ve bazı siyasi parti yetkililerinin açıklamalarında sanki ilk defa oluyormuşçasına gösterilmeye çalışılması ve bunun üzerinden de gerçekdışı yakıştırmalar ve spekülasyonlar yapılmasını esefle karşılıyorum. Bazı görüşmelerin aynı güne rastlamış olması, benim veya karşı tarafın programının uygunluğuna göre ayarlanmış olmasından ibarettir.’’ Yasal süreç başlayacak mı? İmzaların sahteliği yönünde bir bulguya ulaşılması halinde sahtecilik işleminde ihmal ve iştiraki olan kişiler hakkında gerekli yasal süreci hemen başlatacak mısınız? CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, sorumlular hakkında gerekli idari ve adli kovuşturma süresinin başlatılmasını, sonucunun da kendilerine iletilmesini istediler. Dünya ekonomik olarak bütünleşirken siyasal açıdan bölünüyor. Küreselleşen dünyada birçok oyun oynanıyor Hoca’nın yorganı artık petrol BİR ÖRNEK EKSİK ? Bir zıpçıktı çıktı, küreselleşme sayesinde bütün dünyayı zıp zıp zıplattı. Başka oyunlar da oynanıyor. Örneğin İsrail’in Lübnan’a saldırısı İnşallah bizi de içine almak üzere hazırlanmış bir ABD oyunu değildir. Dünya ne hallere geldi: Prof. Dr. Hans Peter Niesward adlı (!) biri çıkıp insanları ‘‘Hep birlikte zıplarsak dünyanın yörüngesini değiştirip iklimi soğutabiliriz’’ tezine inandırıyor. Birkaç gün önce (20 Temmuz Perşembe, saat 13.39’da) 600 milyona yakın dünyalıyı 2 dakika boyunca zıp zıp zıplatıyor. Bizimkiler de eylemden eksik kalmıyorlar: Levent’teki Tema Vakfı’nın önünde bir araya gelerek aynı anda (13.39) zıplamaya başlıyorlar ve 2 dakika sonra dünyanın yörüngesini değiştirmiş olmanın mutluluğu içinde zıplamaya son veriyorlar. Sonradan anlaşılıyor ki, bütün bunlar bir Alman zıpçıktısının oyunudur. Herkes zıpladığı ile kalıyor, yörüngenin değiştiği falan yok ve ısınma sürüyor. Dünya küreselleşince böyle oldu... Artık nerede bir fikir ortaya atılsa, anında bütün dünyanın haberi oluyor. Buna da ‘küreselleşme’ deniyor. Aslında dünya, kurulduğundan beri küresel (global) idi; fakat önceleri düz sanıldı, öküzün boynuzları üzerinde durduğu vs. düşünüldü. Ülkeler ortaya çıkmaya başladıktan sonra yöneticiler iktidarlarını sağlama almak için insanları böldüler, savaştırdılar, birbirlerine düşman hale getirerek sömürdüler. Ne yapılırsa yapılsın, dünya sonunda ekonomik açıdan bütünleşti. Veya o yolda hızla ilerliyor. Fakat siyasi açıdan bölünmeyi sürdürüyor. Bunu sağlamak için de küresel oyunlar oynanıyor. Örneğin İsrail’in Beyrut’ta uyguladığı politikaya ‘pire için yorgan yakmak’’ denebilir. İki askeri esir alındı diye, bir ülkeyi yakıp yıkıyorlar ve durum kimseye mantıklı görünmüyor. PKK ise tam bu esnada azıtmaya baş Türk Benzin İstasyonu Friedman’ın verdiği örnekler burada bitiyor ve farklılıkların tam küreselleşme ile ortadan kalkacağını ileri sürüyor. Fakat hazret bir örneği eksik bırakmış gibi görünüyor. İşte haddim olmayarak tarafımdan eklenen sonuncusu ÜRK BENZİN İSTASYONU: T ‘‘Benzinin litresi iki dolardır obursali?cumhuriyet.com.tr. 20 Temmuz Perşembe, saat 13.39’da 600 milyona yakın dünyalı 2 dakika boyunca zıp zıp zıpladı. (Fotoğraf: AA) ladı. İnşallah olaylar bizi de içine almak üzere tezgâhlanmış bir ABD oyunu değildir ve müttefikimiz (!) Körfez operasyonunun kuzey cephesinde kendilerini yalnız bıraktığımız için bize hâlâ kızgın değildir. Peki bazı köşe yazarlarımız ‘sınır ötesi harekât’ istemekle, yangına körükle gittiklerinin farkında mıdır? ORGAN KAVGASI MI? Y Bütün bu olaylar insana Nasrettin zin satışlarını örnek vermesi anlamlıdır. Zira yazara göre ‘‘Dünya artık öküzün boynuzları üstünde değil, petrol varillerinin üzerinde durmaktadır.’’ Benzinin galonunun dünyada 75 dolara, ülkemizde litresinin 2 dolara fırlaması üzerine olay bugünlerde yeniden önem kazandığı için bu ünlü örneği hatırlatmak istiyorum. İşte dünyanın neden globalleşmesi gerektiğini anlatan ‘5 farklı benzin istasyonu’ örneği... ATI AVRUPA BENZİN İSTASYONU B ‘‘Benzinin galonu 5 dolardır. İstasyon da tek bir görevli vardır. Lütfedercesine benzininizi doldurur ve asık suratla yağınızı değiştirir. Camları silmez. Haftada sadece 32 saat çalışır, her gün 90 dakika yemek molası verir ve bu süre içinde istasyon kapalı kalır.’’ ELİŞMEKTEN OLAN ÜLKE BENZİN İSTASYONU G ‘‘15 kişi çalışır ve hepsi birbirinin Hoca’nın evinin önünde cereyan eden yorgan kavgasını anımsatıyor. Ancak bu kez yorganın ‘pet‘ rol’ olduğu anlaşılıyor. Küreselleşme sözcüğünü ilk ortaya atan Pulitzer ödüllü NYT yazarı Thomas L. Friedman, ABD dolarları üzerinde bulunan ‘İnandığımız Tanrı’nın tabir caizse peygamberi sayılır. Söyledikleri kolay anlaşılır şeyler değildir. Ekonomistler bile onun laflarından fazla bir şey anlamadıkları için küreselleşmenin anlaşılır bir tarifini vermesi için ısrar etmişlerdir. Sonunda ünlü yazar ‘Küreselleşmenin Geleceği: Lexus ve Zeytin Ağacı’ adlı kitabında olayı herkesin anlayabilmesi için sadeleştirmiş ve ‘5 farklı benzin istasyonu’ örneğini vermiştir. Teorisini açıklamak için ben J‘‘Benzinin galonu 5 dolardır. (5 doAPON BENZİN İSTASYONU lar örneklerin verildiği sıradaki rakam; şimdi 75 dolar) Bir ömürlük iş anlaşmaları imzalamış, üniforma ve beyaz eldivenli dört adam size hizmet eder. Benzininizi doldurur, yağınızı değiştirirler. Camınızı sildikten sonra dostça bir gülümseme ile arkanızdan el sallarlar.’’ kuzenidir. İçeri girdiğinizde kimse sizinle ilgilenmez, çünkü herkes birbirine laf yetiştirmektedir. Devletin sübvanse ettiği benzinin galonu sadece 35 senttir ama 6 pompadan sadece biri çalışmaktadır. Diğerleri bozulmuştur ve Avrupa’dan gelecek yedek parçaları beklemektedir. İstasyon kırık döküktür, çünkü sahibi Zürih’te yaşamakta ve kazancını ülke dışına transfer etmektedir.’’ US BENZİN İSTASYONU R ‘‘Benzinin galonu sadece 50 senttir A ‘‘Benzinin galonu sadece 1 dolardır MERİKAN BENZİN İSTASYONU ama benzininizi kendiniz doldurur, camınızı kendiniz siler, lastiklerinize kendiniz hava basarsınız. Sonra köşeyi döndüğünüzde 4 evsiz insan jant kapaklarınızı çalmaya çalışır.’’ ama hiç benzin yoktur. Çalışan dört işçi bütün benzini karaborsada galonu 5 dolardan satmıştır. Zaten 4 görevliden sadece biri oradadır. Diğerleri yeraltı ekonomisinde başka işler tutmuştur.’’ ve yüzde altmış beşi vergidir. Çünkü istasyonda 20 kişi çalışır gibi görünür ama hiçbiri resmen çalışıyor görünmez. Patron vergi vermemek için hepsini kaçak çalıştırıyordur. Toplanamayan vergiler benzin fiyatına eklenir ve elde edilen paralar sağda solda çarçur edilir. Patron istasyonda bulunmaz. Akaryakıtta kâr oranlarını arttırmak amacıyla Başbakan’ın önünde göbek atmaya ve ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkısını söylemeye gitmiştir. İstasyon bakımlıdır. Hava pompaları havalıdır ama hava vermez. Tuvaletler tertemiz ve kirlenmesin diye kilitlidir. Benzin alana, yanında parasız bir su bardağı verilir. Zaten benzinin içinden de bir bardağa yakın parasız su çıkar. Bütün pompalar çalışır, hatta bir tane de içine yabancı maddeler karıştırılmış kaçak pompa çalışır. Asgari ücret ve sigorta hayaliyle yanıp tutuşan pompacılar, bahşiş almak için çamurlu sularla camlarınızı silerken, aslında arabayı kirlettiklerinin farkında bile değildir. Benzinciden çıkarken bir araba ile çarpışırsınız. Mahkeme sürer ama sonu gelmez. Sigorta şirketi de parayı bir türlü ödemez.’’ Bütün benzin istasyonları Japonya’dakilere benzese fena mı olur? İyi olur ama ah, şu oyunlar olmasa... ÖLÜMÜNÜN 19. YILI Gazeteci Öymen törenle anıldı İstanbul Haber Servisi Milliyet gazetesi yazarlarından Örsan Öymen, ölümünün 19. yılında dün Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törene Öymen’in gazeteci ağabeyi Altan Öymen, oğlu Kunter Örsan Öymen, kızı Yasemin Öymen ile ailesinin yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yücel Candemir’de katıldı. Törende konuşan TGC Başkanı Erinç, Öymen’in başarılı bir gazetecilik hayatı olduğunu ve mesleğe önemli katkıları bulunduğunu söyledi. Öymen’in Bodrum’da kalp krizi geçirdiği dönemde Bodrum’da hastane bulunmadığını anımsatan Erinç, Öymen’in ölümününden sonra Bodrum ve çevresinde yaşayanlar için bir hastane kurularak sağlıklarının güvence altına alındığını ifade etti. Altan Öymen ise kardeşinin başarılı bir gazeteci olduğunu belirterek ‘‘Kardeşim gazeteci ve yazar olarak Türk basınının önemli isimlerinden biriydi. Çok genç yaşta kendisini kaybettik’’ dedi. 1 Mayıs 1938’de Ankara’da doğan Öymen, Öncü, Ulus gibi gazetelerde çalıştıktan sonra Almanya’da uzun yıllar WDR’de radyo programcılığı yaptı. Öymen, Türkiye’ye döndükten sonra TRT, Günaydın gazetesi ve ANKA Haber Ajansı’nda çalıştı. 1973’te Milliyet gazetesinde yazmaya başlayan Öymen, ‘‘Politika Kazanı’’ adlı köşesiyle geniş bir okur kitlesi kazandı. Öymen, 22 Temmuz 1987’de, Bodrum’da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. CUMHURİYET 06 K