23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Geçen seneki mimarlar buluşmasından sonra eylülde de plancılar geliyor ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Dünya plancıları İstanbul’da Günümüz mimarisinde ‘mimarlığın payı’ neredeyse ‘yok’ denecek kadar azalan Türkiye, bu ‘tarihsel sanat’ını geçen yılki Dünya Mimarlar Kongresi’yle yeniden anımsamıştı... Uluslararası Mimarlar Birliği’nin, 100’ü aşkın ülkeden binlerce mimarın katılımıyla 2005 Temmuzu’nda İstanbul’da Mimarlar Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdiği kongre sayesinde, ülke gündeminde geçici bile olsa ‘mimarlık rüzgârı’ esiverdi. Şimdi de benzer bir rüzgârın ‘planlama’ alanında esmesi bekleniyor... Günümüz kentleşmesinde ‘planlamanın payı’ da neredeyse ‘yok’ denecek kadar azalan Türkiye, tarihin ilk ‘kent planı’nı antik çağda insanlığa armağan eden ülke olduğunu da 1020 Eylül 2006’da İstanbul’da yapılacak ‘42. Dünya Planlama Kongresi’ ile yeniden anımsamış olacak. Üyeleri 70 ülkeye yayılan Uluslararası Şehir ve Bölge Plancıları Birliği’nin (IsoCaRP) kongresi, YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün ev sahipliğinde gerçekleşecek. Kurumsal hazırlık Mimarlar geçen seneki dünya buluşmasına, yaklaşık bir yıl önceden başlattıkları Türkiye kongreleriyle Anadolu’yu diyar diyar dolaşarak, ülkemizdeki kent ve mimarlık sorunlarını ‘yerinde irdeleyip’ güncel örnekleri de ‘yetkililerle tartışarak’ hazırlanmışlardı. Plancıların ise topluma açık olmaktan daha çok ‘kuramsal’ bir hazırlık içinde oldukları anlaşılıyor. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekai Görgülü, beklentisini şöyle özetliyor: ‘‘Kongrede, küreselleşen dünyada kentlerin bir yandan dünya ile bütünleşme, diğer yandan sorunlar ile ‘baş etme’ çabalarının ele alınması hedeflenmektedir...’’ Bu hedef için de kongrenin teması ‘Bütünleşme ve Ayrışma Arasında Kentler: Fırsatlar ve rın İstanbul’daki dünya buluşmasından elde edilecek ‘kuramsal kazanımlar’ı konusunda da temada şunu okuyabiliyoruz: ‘‘Katılımcılardan, planlamanın kentsel stratejilerde nasıl daha kapsamlı bir rol oynayabileceğini göstermeleri; planların interdisipliner düşünceyi ve katılımcı yaklaşımları nasıl kaynaştırabileceğini ortaya koymaları; piyasa öncelikleri ile sürdürülebilir bir geleceğin nasıl dengelenebileceğini tartışmaları; ve planlama ile kentlerin üretimini senkronize edecek yöntemler önermeleri beklenmektedir...’’ İrdelenecek konular KURAMDA VE GERÇEKTE KENTLEŞME Kaçak yapılar ve ‘yasal’ sitelerle kuşatılan İstanbul, bir yandan üniversitelerinde Türkiye’ye şehircilik öğreten birikimleriyle, bir yandan da şehirciliği dışlayan imar uygulamalarıyla, Dünya Planlama Kongresi’ne eylül ayında ev sahipliği yapacak. Felsefe ve Sorumluluk... Rus asıllı Amerikalı yazar ve düşünür Ayn Rand’ın (19051982) başta ‘Hayatın Kaynağı’ (‘The Fountainhead’) ve ‘Atlas Silkindi’ (‘Atlas Shrugged’) adlı romanları olmak üzere, eserlerinin neredeyse tamamı Plato Film Yayınları tarafından dilimize kazandırıldı. Günümüzde, çok sayıda otorite tarafından yirminci yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri sayılan Ayn Rand, eserlerinin sürekli yeni basımlarıyla ve savunduğu düşüncelerin büyük bir bölümünün doğruluğunun zaman içersinde kanıtlanmış olması nedeniyle etkinliğini ve önemini bugün de korumakta. Özellikle postmodernizmin yol açtığı türlü yıkımların ve bireysel yaratıcılığa indirdiği darbelerin ardından, zamanımızın bazı çok önemli düşünürleri tarafından çıkar yolun yeniden bireyin kendini doğru bir ahlakla yapılandırıp toplum içerisinde konumlandırmasında arandığı bir dönemde, yaşamı boyunca geliştirdiği ‘objektivizm’ felsefesi doğrultusunda, bireysel yaratıcılığı hep birincil değer saymış olan Ayn Rand’ın düşünsel gündemdeki yerini yitirmemesinin şaşılacak bir yanı bulunmasa gerektir. ??? Ayn Rand’ın bir düşünür olarak bunca önem taşımasının en önemli nedenlerinden biri, felsefeyi her zaman yaşamın ta ortalık yerinden kaynaklanması gereken bir pınar saymış olmasıdır. Rand’a göre insan’la doğrudan bağıntılı kılınmamış, insanı doğrudan sorgulamayan bir felsefenin insan açısından bir değer ve önem taşıyabilmesi de olanaksızdır: ‘‘Benim felsefem, özünde kahraman bir varoluşun taşıyıcısı olarak insan kavramıdır; bu insanın kendi mutluluğu, yaşamının ahlaki hedefidir; üretken nitelikteki başarıları, en soylu etkinliğidir; bu insan açısından tek mutlak niteliğini taşıyan ise akıldır...’’ Ayn Rand, tarih boyunca insana, başta dinler olmak üzere, bütün kendini yerleşik kılmak isteyen düzenler ve ideolojiler tarafından görev niteliğindeki yaşama biçimi olarak yüklenmek istenilmiş olan özgeciliğe (altruizm’e), yani ‘başkaları uğruna yaşama’ ve gerektiğinde kendini yine başkaları uğruna ‘feda etme’ ilkelerine karşı çıkmayı, kendi felsefesinin temeline dönüştürmüştür. Ayn Rand’ın 1960 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’ nde, Yale ve Columbia üniversiteleri ile Brooklyn College’da verdiği ‘İnanç ve Kuvvet: Modern Dünyanın Düşmanları’ başlıklı konferansında, insanın çağlar boyunca koşullandırıldığı özgecilik konusunda şu saptamalarda bulunmaktadır: ‘‘Altruizmi (özgeciliği) nezaket, iyi niyet veya başkalarının haklarına saygı duyma ile karıştırmayın. Bunlar asli ilkeler değil, aslında altruizmin imkânsız kıldığı sonuçlardır. Altruizmin indirgenemez gerçeği, temel mutlağı ...ben’i kötülük standardı, ben dışındakileri ise iyilik standardı olarak görme anlamına gelen kendini feda etmedir...’’ Ayn Rand’ın felsefesine göre, insanın sonuçta kendi kimliğini ve varolma nedenlerini yadsımasına yol açan böyle bir özgecilik, aslında ancak bir ahlak bunalımıyla özdeşleştirilebilir. ??? Yirminci yüzyılda Batı insanının gerçek bir ahlak bunalımı içersinde yaşadığını belirten Ayn Rand, aynı konferansının bir yerinde ahlak konusunda da şöyle der: ‘‘...eğer yaşamaya devam etmek istiyorsanız, şimdi ihtiyacınız olan şey ahlaklı olmaya geri dönüş değil, ahlaklı olmayı keşfetmektir...’’ (Bu konferansın tam metni için bak.: Ayn Rand, İhtiyacımız Olan Felsefe, Türkçesi: Nejdet Kandemir, Plato Film Yayınları, İstanbul 2003, s.7 vd.) İnsanoğlu için felsefesiz, yani hayatta her şeyin derinine inen bir sorgulama alışkanlığından yoksun bir hayatı hayat saymayan Ayn Rand, öte yandan ayakları yere basmayan bir felsefeyi ve hayatla ilintili kılınmamış idealleri yararsız bulur. İdealler konusunda, 1966 tarihli bir günce notunda şöyle demektedir: ‘‘Bence insanlığın uğradığı en kötü lanet, ideallere mutlak anlamda soyut ve günlük yaşamdan dışlanmış şeyler gözüyle bakma yetisiyle donatılmış olmasıdır.’’ Artık felsefeyle mi yoksa felsefesiz mi yaşamak diye bir seçimin olamayacağını savunan Ayn Rand için bu bağlamda sorulabilecek tek soru, hangi felsefeye göre yaşanacağıdır. eposta: acem20@hotmail. com ahmetcemal@superonline.com Tehditler’ olarak belirlenmiş. Dünyadan 250 uzmanla birlikte 1000 kişiyi aşan bir katılım umduklarını belirten Prof. Dr. Görgülü şunları da ekliyor: ‘‘Dünya kenti iddiasındaki İstanbulumuz açısından da önem taşıyan konular, belirtilen ana tema altında çeşitli kentlerden örneklerle uluslararası bir platformda deneyimli plancılar tarafından tartışılacak...’’ Peki, başta ev sahibi İstanbul olmak üzere ülkemiz kentlerindeki şehircilik ‘sorunlar’ı ile nasıl bir ‘bağ’ kurulacak? Yanıtı için, kongrenin ‘tema’ metnini oldukça dikkatli ve ‘akademik dile yatkınlık’ içinde okumak gerekiyor. Metne göre: ‘‘Kongrede kentle rin güncel sorunları ve ortaya çıkmakta olan fırsatlar, kısaca bütünleştirici ve ayrıştırıcı dinamikler olarak tanımlayabileceğimiz karşıt güçler bağlamında tartışılacak...’’ Bu ‘fırsat’ların neler olduğunu ve ‘tartışma’dan neyin kastedildiğini merak edenlere ise temada şu ‘açıklama’ var: ‘‘Bütünleştirici güçlerle tüm diğerlerin(in) yanı sıra kentlerini yarışmacı küresel arenada konumlandırmak için kentsel aktörler tarafından formüle edilen stratejileri kastediyoruz; ki bu stratejiler politika ve piyasa girişimleri ile mega projeler şeklinde gerçekleştirilen kurumsal müdahaleleri de içermektedir.’’ Kongreye işte bu söylemle hazırlanan plancıla Kongrede bu değerlendirmelerle ele alınacağı belirtilen başlıklardan bazılarını da aynen aktaralım: ‘‘ Neoliberal gündemin kent yapısına etkileri haritalanabilir mi?’’ ‘‘ Planlama, ‘piyasa güdümlü kentsel gelişme’ karşısında ne denli etkili olabilmektedir?’’ ‘‘ Kentsel yeniden canlandırma projeleri ‘soylulaştırma’ya neden oluyor mu?’’ ‘‘ Kültürel mirası koruyarak ya da ‘icat ederek’ kimliği planlamanın ana unsuru kabul eden örnekler...’’ ‘‘ Mevcudu tümüyle reddeden, ‘tabula rasa’ yaklaşımlı planlama örnekleri ve etkileri...’’ ‘‘ Plancılar birbirine zıt gibi gözüken ‘kes ve yapıştır kenti’ ile ‘yerin ruhu’nu (genius loci) nasıl uzlaştırabilirler?’’ Her geçen gün planlamaya daha fazla gereksinim duyulan; ancak, bu erdemlerini sürekli rant beklentilerine kurban eden Türkiye için büyük fırsat sayılacak Dünya Planlama Kongresi’ne ev sahipliği hazırlığı işte böyle... Bakalım ‘plansızlığın doruğu’ndaki şehircilik politikalarımızın sorumluları, bütün bu tartışmalardan nasıl etkilenecekler? Konser yarın akşamına ertelendi 10. İSTANBUL BİENALİ’NE DOĞRU Cecilia Bartoli hastalandı... Kültür Servisi 34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında üç ayrı konser vermek üzere İstanbul’a gelen dünyaca ünlü mezzosoprano Cecilia Bartoli, 18 Temmuz Salı akşamı Aya İrini Müzesi’nde vereceği konser öncesinde geçirdiği ani besin zehirlenmesi nedeniyle, konsere çıkamadı. Onun yerine, sanatçıya eşlik edecek olan Freiburg Barok Orkestrası Haendel, Caldara, Corelli ve Bach’ın birer yapıtından oluşan 45 dakikalık bir konser verdi. Cecilia Bartoli’nin önceki akşam gerçekleşemeyen konseri, 21 Temmuz Cuma günü saat 20.00’de Aya İrini Müzesi’nde 18 Temmuz programıyla yapılacak. Dileyen izleyiciler 18 Temmuz tarihli biletlerini cuma günü verilecek konser için değerlendirebilecekler. Cecilia Bartoli’nin 20 ve 22 Temmuz’daki konserleri ise aynen gerçekleşecek. 21 Temmuz’daki konseri izleyemeyecek olanlar ise bilet bedellerini aşağıdaki yöntemlerle geri alabilecekler. Biletlerini Biletix kanalıyla (Biletix internet sayfası, Çağrı Merkezi veya Biletix gişeleri) alanlar herhangi bir Biletix satış noktasından geri alma işlemini gerçekleştirebilirler. Biletlerini İKSV ana gişe (AKM veya Aya İrini Müzesi gişeleri) veya İKSV merkez binasından satın alanlar ise, geri alma işlemini İKSV merkezinde gerçekleştirecekler. (İstiklal Caddesi No: 146 Beyoğlu İstanbul) Geri alma işlemlerinin 21 Temmuz Cuma günü saat 17. 00’ye kadar yapılması gerekiyor. Küratör Hou Hanru dosyaları bekliyor K ültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın gelecek yıl 15 Eylül 4 Kasım 2007 tarihleri arasında düzenleyeceği 10. Uluslararası İstanbul Bienali’ne sanatçı katılımları küratör Hou Hanru’nun sorumluluğunda gerçekleşecek. Hanru bu amaçla hem Türkiye’dehem de yurtdışında çalışmalarını sürdürüyor. İsteyen sanatçılar, Uluslararası İstanbul Bienali sanatçı arşivinde yer almak ve sergi küratörü Hou Hanru’yu bilgilendirmek için, çalışmalarından örnekler içeren fotokopi, dia, DVD, katalog vb. gereçlerden oluşan dosyalarını 2007 yılının Ocak ayına kadar kadar ‘Uluslararası İstanbul Bienali, İstanbul Kültür Sanat Vakfı, İstiklal Caddesi No: 146, Beyoğlu 34435 İstanbul’ adresine ulaştırabilirler. Tanıtım dosyasıyla ilgili herhangi bir koşul bulunmamaktadır. Ayrıntılı bilgi için: www.iksv.org/bienal İLAN TC SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2006/580 KARAR NO: 2006/919 Mahkememizin 2006/580 esas , 2006/919 karar sayılı ilamı ile İstanbul, Sarıyer, İstinye Mah. Cilt no: 0004, Aile sıra no: 00501, Sıra no: 0003’te nüfusa kayıtlı olan Bahri ile Emine Neriman’dan olma 1958 doğumlu HAYRİ CAN AYALP’ın vasi altına alınarak İstanbul, Şişli, Mecidiyeköy, Cilt no: 0022, Aile Sıra no: 01792, Sıra no: 0012’de nüfusa kayıtlı olan 1953 doğumlu NERİMAN METİN’in T.M.K. 419. maddesi gereğince VASİ OLARAK ATANMASINA karar verilmiştir. 19.06.2006 Hüküm özetinin yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 35607 İLAN İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO : 2006/451 Davacı Edasan Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından mahkememize açılan iflasın ertelenmesi davasının verilen ara kararı gereğince ; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun 516954/464536 sicil numarasında kayıtlı davacı EDASAN TEKSTİL SANAYİ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ hakkında İcra İflas Kanunun 179. maddesi gereğince iflasın ertelenmesi talebinde bulunulduğundan bu talep nedeniyle haklarının zedelendiği iddia eden gerçek veya tüzelkişilerin ilanın yayınlanmasından itibaren 15 gün içinde mahkememize başvurarak müdahale talebinde bulunmayanların müdahalelerinin kabul edilemeyeceği hususu tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 17.07.2006 Basın: 35472 CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle