21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Ses Serkan Deniz: ‘‘TRT’deki dinci kadro Türkiye’nin Sesi Radyosu’nu da Türkiye’nin Fesi Radyosu yapar yakında!’’ Ya ğ m u r E k i m Yuva ve yurtlardan 34 çocuk kaybolmuş... ‘‘Şuna çalınmış desenize!’’ BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Baykal, hükümeti uyarmış. Gerek yok. Hükümet zaten uyanık! Liseler İstanbul’da Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nin ve Şehremini Lisesi’nin bahçe duvarlarını yobaz takımının son numarası ‘‘yaradılış müzesi’’ afişleri süslüyor. AKP iktidarı ‘‘Temel Ceza Yasalarıyla Uyum Kanun Tasarısı’’nı Meclis’e gönderdi. Bununla Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kabahatler Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle, ceza hükmü içeren kanunlarda yer alan hükümlerin, bu kanunlarla uyumlu hale getirilmesi ve ayrıca bazı suçların unsurlarında Türk Ceza Kanunu’na uyum sağlanması amaçlanıyor. Tasarı dört maddelik. Ancak, sadece birinci maddesi tam 170 fıkradan oluşuyor. Hukuk tarihinde böylesi görülmemiş olsa gerek. Ne olup bittiğini İTÜ Mimarlık Fakültesi Tasarım Hukuku öğretim görevlisi Dr. Gürsel Üstün’e soruyoruz: ‘‘Bu tasarı ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun amacı dışına çıkılarak, özellikle ‘eser sahibi’ aleyhine haksız hükümler getirilmek isteniyor. Tasarıda birkaç olumlu hüküm bulunmakla beraber, çoğunlukla hatalı hükümler yer alıyor. Anayasadaki ‘eşitlik ilkesi’ uyarınca getirildiği ileri sürülen bazı hükümler ise, fiziki mülkiyet sahipleri ile fikri mülkiyet sahipleri arasında ‘eşitlik’ söz konusu olmadığından anayasaya aykırı nitelik taşıyor. Anlaşıldığı kadarıyla, salt ‘ceza hukuku’ gözlüğüyle düzenlenen tasarıda, ‘fikri hukuk’un temel ilkeleri görmezden geliniyor ve böylece bilerek veya bilmeyerek ‘eser sahibi’ aleyhine bazı ifadeler Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamına alınmak isteniyor.’’ Birkaç örnek vermek gerekirse: ‘‘Eser sahibi lehine ve ‘emredici’ nitelikteki bazı Uyum hükümler ‘delinmek’ isteniyor. Değişiklikle, eser sahibinin elindeki ‘yasadışı eser nüshalarının mülkiyeti’ni talep ve ‘imha’ hakkı ortadan kaldırılıyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na eklenmek istenen bir maddeyle de hakların kullanılması ile ilgili olarak ‘icracı, fonogram yapımcısı, radyo televizyon yayıncısı veya film yapımcısının izninin varlığı halinde, cezaya hüküm olunmaz’ denilmektedir. Eser sahibinin yazılı iznine gerek duyulmaması şeklinde ‘vahim bir sonuç’ önerilmektedir. Oysa, ‘eser sahibi’nin hakları her zaman ‘bağlantılı hak sahipleri’nin hak ve yetkilerinin önündedir. Bu evrensel ikeye aykırı olan anılan hükmün hangi ‘gerçek sebep’le tasarıya konulduğunu anlamak mümkün değildir.’’ AKP bir şey yapıyorsa, vardır bir hikmeti! Çeteler Çeteler sarmış her yanımızı. Dehşetli irin toplamış vücudumuz. Elini nereye atsan çete çıkıyor. Çete adı büyük, kendileri küçük şeyler. Ama öyle bir sunuluyor ki az kalsın vatan elden gidecekken Türk polisi şıp diye yakalıyor. Flamalı, marşlı, krokiler, önemli şahsiyetlerin evleri, arabaları, yol haritaları. Yukarıdan vatan, cumhuriyet, din elden gidiyor nidaları! Alttan gençler, genç subaylar örgütlenmeye, durumdan ‘vazife’ çıkarmaya çalışıyorlar. Bu çeteler; bizim gençliğimizde aşk mektupları ve aşk şiirleri kitapları okuma gruplarımıza benziyor. Lise sıralarında kızlarla konuşamazdık, onlara isimsiz güzel nameler dizer gönderirdik. Birisi yanlışlıkla bizim tarafa baksa mevzu çıkarırdık. Şimdilerde mevzuu çıkaranlar yüksek rakımlı tepeleri işgal edenler oldu. Bizimki çocukça halüsinasyonlardı.. (us bulanması). Demek ki Türk milleti yediden yetmişine çocuk kalıyor. Büyümüyoruz. 1973 yılında öğrenciyiz. Maltepe’de 11 öğrenci bir evde kalıyor. İşgüzar bir polis evi basmış; Kambur’un hücresini çökertmişti. Mehmet Ali, şimdi soyadını hatırlamıyorum, II. sınıf talebesi ve kambur bir arkadaşımızdı. Onu örgüthücre reisi yapmıştı polis abilerimiz. Diğerlerinin tümü I. sınıf öğrencileri. Koca Milliyet gazetesinin birinci sayfasından ‘‘Kambur’un hücresi çökertildi’’ diye verilmişti haber. Zira Mehmet Ali’nin bıyıkları vardı. Diğerleri daha bıyıksızdılar. Gittiler 2 ay hapis yatıp geldiler. Sonra 3’ü sağcı oldu. Diğerlerinin de solla bir alakası kalmadı. ??? 12 Mart’ta kötü adamın adı ‘Şaki’ idi. Sıkıyönetime ‘örfi idare’ deniliyordu. 12 Eylül’de jargon değişti. Kötü adamlara ‘örgüt’ elemanı derlerdi. Örgüte üye, örgüt yöneticiliği hep polis abiler tarafından tayin edilir olmuştu! Bir de bizim gibiler vardı. ‘Perde arkası şef’ unvanlı. Okuryazar, evinde kitap olan ‘örgüt’ oluyordu. Suç aleti kitaplardı. Meğer örgüt elemanı yakalayan polise adam başı 40 lira ödül veriyorlarmış! Önce kuşku ekip, sonra da para verirsen 12 Eylül’e de Kenan Paşa’ya da gerek kalmaz! Her gün düğün bayram olur. Üçüncü binyıla, bir kala bir polis şefini bakan yaptılar. Polis şefi yaman uyanık çocuk! 4422 sayılı bir kanun verdiler eline. O da şüphe üzerine memlekette bankacı, belediyeci, tiyatrocu, YSE görevlisi, hatta müsteşarlar boyutunda herkese silahlı çete kurdurup soygun yaptırdı. Topluyor insanları hapse koyuyor, sonra da suçları bulunmaya çalışıyordu. Çetenin de cılkı çıkmıştı. Artık herkes çeteydi. Yetki kullananlar hariç. Bir tek polis ve askerden çete çıkmıyordu. Şimdi onlardan da çete çıkmaya başladı. En komik çete de Van Üniversitesi Rektörü’ydü. Hem silahlı, yolsuzluk yapmış hem de kanında ‘‘Ermeni kanı vardı!’’ Velhasılı ortada bir çeteleşme var. Ancak yandan dolanılıyor. Kimse asıl cerahata neşter vuramadığı için dandik çeteler uyduruyorlar. Devlet görevlileri uyumuyor, çalışıyorlar. Allah’tan silah patlamadan teşebbüs halinde çökertiliyor çeteler. Dikkat edin, bu deli gömleğini bir gün size de giydirebilirler. ??? Genç subaylarımız kendini 1914’ün genç subaylarıyla özdeşleştirmeye başladı. Onların hikâyesini yeniden yazmaya çalışmıyorlar, düşünü kuruyorlar. Büyük büyük ağabeylerin anlattıklarına bakıp durumdan vazife çıkarıyorlar. Kimi ‘dini’, kimisi Cumhuriyetimizi kurtarmaya çalışıyor. [email protected]/Faks: 0212 672 71 71 SESSİZ SEDASIZ (!) Validebağ Korusu’nu da hallettiler! İSTANBUL’UN yağma ve talandan nasibini almayı bekleyen son yeşil alanlarından biri Koşuyolu’ndan başlayıp Altunizade’ye kadar uzanan Validebağ Korusu’ydu. Burayı da hallettiler! İstanbul Valisi Muammer Güler’in şahitliğinde önceki gün imzalanan protokolle Milli Eğitim Bakanlığı, Validebağ Korusu’nu Üsküdar Belediye Başkanlığı’na bahşetti! Üsküdar Belediyesi buraya okul yapacak! Okul bahane, koruluğa inşaat makinelerinin sokulup bekaretinin Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Ceza Gülhan Elmas: ‘‘Erbakan kayıp trilyonların cezasını evinde çekecekmiş. Namusuyla geçinmek isteyen milyonlarca işsiz de cezasını dışarıda iş arayarak geçiriyor!’’ İhraç İlker Çamkır: ‘‘Türban için demokrasi nutukları, en küçük eleştiriye ihraç kararları.’’ bozulması şahane! Hele bir ilk kazma vurulsun sonrası Allah kerim. Okul bahane çünkü eğer İstanbul’un her yerinde olduğu gibi bu bölgede de bir okul binasına gereksinim varsa burada ‘‘hemşire okulu’’ olarak bilinen eski sağlık meslek lisesi boş duruyor. Boş binayı onarırsın, boyatırsın; sıralarını, tahtasını koyarsın ve hizmete açarsın. Ama hayır. Okul bahane. Amaç, ‘‘okul yapıyorum’’ diye korulukta şantiye kurmak. Hele bir şantiye kurulsun; sonra neler olacağı şeytanın aklına bile gelmez! Solcular sağa, sağcılar sola açılıyor: Ülkemizde siyasetin sağısolu belli değil! ‘Demokrasiler Üstü Bir Demokrasi!’ MERİÇ VELİDEDEOĞLU 1923 Devrimi’nin getirdiği tüm dönüşümleri, cumhuriyet rejimimizin laikliğini perçinleyen bütün yapılanmaları yadsıyıp şeriat yönetimine dönülmesini isteyen bildirilerin dağıtılması rahatça sürdürülüyor. Okullara sokulan, konutların posta kutularına bırakılan, özel arabaların sileceklerine sıkıştırılan bildirilerin artık açıkça eşçekim (fotokopi) dükkânlarında yoğun bir biçimde satıldığı belirtiliyor. Bu bildirilerden bir tanesini yazar Ümit Sarıaslan, Ankara’dan bana göndererek dikkatimi çekti. Neredeyse bir kitap olabilecek boyuttaki bildirinin ilk bölümü “itaat”e, “inkiyad”a (boyun eğmek) özgülenmiş. Tanrı’ya, peygambere ve ülke yönetiminin başındakine olmak üzere üç itaatten söz ediliyor; ülke yönetiminin başında olan kişiye itaate geniş bir bölüm ayrılmış; bir yerinde şöyle deniyor: “Başınıza seçtiğiniz insan, yani sizin seçerek başınıza getirdiğiniz kişi, saçları kıvırcık, üzüm gibi siyahi bir köle dahi olsa onu dinleyip itaat etmek şarttır. Bu, ‘demokrasiler üstü bir demokrasi’dir. İnsanların bir türlü ulaşamadığı ve böyle giderse uzun bir daha ulaşamayacağı bir demokrasi ki tam on dört asır evvel bu şekilde dile getirilmiştir. Ancak bir nebi (peygamber) eliyle gelen bu sisteme ‘demokrasi’ demek de doğru değildir; zira, dünyada hiçbir demokrasi anlayışı bu ufka ulaşabilmiş değildir. En modern ve en medeni görünen ülkelerde dahi böyle bir anlayış ve düşünce henüz yerleşmemiştir. Halkın arzusuyla seçilen bir kişi, başa geçtikten sonra herkes ona itaat etmek mecburiyetindedir; önemli olan kimin seçildiği değil, toplumun kimi seçtiğidir.” Demek ki bugün Türkiye’de toplam seçmenin dörtte birinin oylarıyla tek başına iktidara gelen AKP’nin başı Recep Tayyip Erdoğan’a, bütün ülkenin itaat etmesi gerekiyor; hele Erdoğan bir de siyahi olsaydı, dünyada “demokrasiler üstü demokrasi”yi yaratmış olacaktı... Bu durumda Erdoğan’a itaat etmeyip boyun eğmeyenler bildiriye göre o ülkenin “şımarık varlıkları”dır; İsra Suresi’nde belirtildiği gibi “onlar itaat etmeyip orada kötülük olsun isterler; böylelerin bulunduğu ülke, helaka müstehak olur.” Anlaşılacağı gibi, şu anda ülkede ters giden ne varsa seçilmiş kişiye itaat etmemekten, hele hele onu eleştirmekten doğmakta. Erdoğan’a oy vermeyenlerin bu “demokrasiler üstü demokrasi”de hiçbir kıymeti yok; çünkü bu demokrasiye göre onlar ülkeyi çözümsüzlüğe götürürler, ülkeyi batırırlar. Bildirinin dine dayanarak ortaya koyduğu R. T. Erdoğan desteğinin, medyanın büyük bir bölümü tarafından heyecanla kabul edildiğini de unutacak değiliz; aymazlıktan kurtulamayan çıkarcı medya bu desteğini eskisi denli coşkulu olmasa dahâlâ sürdürüyor. Bu süreçte insanın hiç unutamayacağı destek örneklerine tanık olduk; önceki yıllarda Cidde’de yapılan “İslam Ortak Pazarı” toplantısında Başbakan R. T. Erdoğan’ın “Paranın dini imanı olmadığı gibi, ekonominin de yoktur, dolayısıyla İslam ekonomisinden söz edilmemesi gerekir” demesinden çok etkilenen destekçi yazarlar çok heyecanlanmış, içlerinden kimisi Erdoğan ile Atatürk’ü özleştirmişti. Bunun ne denli aşırıya kaçan bir dalkavukluk olduğu, AKP hükümetinin kısa bir süre sonra İslam ekonomisini, ticaretini tanıması yanında, bu ticaretin sorunlarını çözecek yargının bir “şeriat mahkemesi” olmasını kabul etmesiyle ortaya kondu. Ne var ki, bunlar hep sineye çekildi, görmezden gelindi; destek üstüne destek her türlü sınır aşılarak verildi. Bütün bu ölçüsüz arkalama, Erdoğan’ın aldığı imam eğitiminde öngörülen baştakine bağılsız, koşulsuz itaat ve Başbakan’ın kendi yaradılışı (tıyneti) ile birleşince ortaya çıkan sonuçları nedense şaşırarak izlemeye başladık. Oysa Erdoğan tutumunu sürdürüyor; halka “ulan!” diye seslenmesinin şaşkınlığını yaşarken bu kez de “sahtekâr” demeyi uygun buldu, bu nasıl bir konuşmadır, yurttaşına nasıl hitap ediştir bu? Topluluğun karşısında böyle konuşmaktan çekinmediğine göre kendi aralarında, örneğin Bakanlar Kurulu’nda kim bilir daha neler söylüyordur. Böyle bir hakarete hiçbir halk layık değildir; çok yazık oluyor Türkiye’ye. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Haziran www.mumtazarikan.com 20052006 yılı öğrenci pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. ELENA DEMİRYÜREK Dosya No: 20057 Satış Tavas Sulh Hukuk Mahkemesi kararı gereğince, ortaklığın giderilmesi için satılarak paraya çevrilmesine karar verilen ve satışı İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan taşınmazların, tapu bilgileri, mevcut özellikleri, satış saatleri ve muhammen kıymeti aşağıda belirtilmiştir. Taşınmazlar belirtilen saatler arasında ve belirtilen miktardan satışa çıkarılacaktır. Satışa çıkarılacak taşınmazların özellikleri, muhammen değeri satış saati: 1 Tavas Yaka Mahallesi, 129 ada, 74 parselde bulunan, 62 m2 olarak tapuda kayıtlı, belediyece kamulaştırma işlemi yapılmadan, tamamı imar yolunda bırakılan, zeminde halen yol olarak tespit edilen, inşaat izni bulunmayan taşınmaz, 6.200,00.YTL.’den, saat: 14.3014.40 arasında satışa çıkarılacaktır. 2 Tavas Orta Mahalle, 210 ada, 17 parselde bulunan, 722 m2. alanlı, arsa olarak tapuda kayıtlı, içinde atıl ve uzun yıllar önce meydana gelen yangın sonucu kullanılmaz hale gelen taş yapı bulunan, belediye imar planında ‘‘belediye hizmet alanı’’ olarak görülen, inşaat izni olmayan, belediye tarafından kamulaştırması yapılmamış, içindeki taş yapı ‘‘korunması gerekli kültür varlığı’’ niteliğindeki taşınmaz, kesinleşen bilirkişi beyanına göre, 57.760,00. YTL’den, saat: 14.4514.55 arasında satışa çıkarılacaktır. 3 Tavas Orta Mahalle, 399 ada, 2 parselde, ilçenin gelişmekte olan bölgesinde, inkişaf sahasında, belediye hizmetlerinden yararlanır durumda, bodrum ve 3 kat inşaat imar izni olan, şu anda arsa halindeki, imar yoluna cepheli, 404 m2. alanlı taşınmaz kesinleşen bilirkişi beyanına göre 8.080,00. YTL.’den saat: 15.0015.10 arasında satışa çıkarılacaktır. 4 Tavas Orta Mahalle, 496 ada, 7 parselde, ilçenin gelişmekte olan bölgesinde, inkişaf sahasında, belediye hizmetlerinden yararlanır durumda, bodrum ve 3 kat inşaat imar izni olan, şu anda arsa halindeki, imar yoluna cepheli, 400 m2. alanlı taşınmaz, kesinleşen bilirkişi beyanına göre 8.000,00. YTL.’den saat: 15.1515.25 arasında satışa çıkarılacaktır. Satış Şartları: 1 Birinci ihale, 28 Temmuz 2006 tarihinde, saat: 14.30 15.25 arasında, Tavas Belediye Toplantı Salonu’nda yapılacak ve bu ihalede taşınmazların muhammen değerinin %60’ı ve satış masraflarını geçen bedelle ihalesi yapılacaktır. Bu bedelle alıcı çıkmazsa, ikinci artırmaya ertelenir. 2 İkinci ihale, 07 Ağustos 2006 tarihinde aynı yer ve saatte yapılacak olup, bu ihalede muhammen değerin %40’ı ve satış masraflarını geçen bedelle ihalesi yapılır. Satış peşin olup, isteyen alıcıya ihale bedelini ödemesi için 10 gün süre verilir. İhaleye katılacaklardan, muhammen değerin %20’si oranında nakit YTL. teminat alınır, ihaleye katılacaklar, şartnameyi okumuş, içeriğini kabul etmiş sayılır, ihale alacaklısı ihale bedeli, KDV, tellaliye, damga vergisi ile tapu alım masrafından sorumludur. İhale alıcısı verilen süre sonunda, ihale bedelini yatırmayarak, ihalenin feshine neden olduğunda, ikinci ihale ile birinci ihale arasındaki farktan sorumlu olur. Bu ilan adresinde bulunmayanlara tebliğ niteliğindedir. Satış şartnamesi ilan gününden itibaren dosyasındadır, isteyene yukarıda yazılı satış dosyasından örneği, masrafı karşılığı verilir. İlan olunur. 02 Haziran 2006 (Basın: 27985) TAV AS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN (SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU) (Taşınmazın Satışı Açık Artırma İlanıdır) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Eğridir 1 Gölü’nün kuzey yarısı 2 na verilen 3 ad... Uzaklık 4 işareti. 2/ Bölmeli gö 5 çebe çadırı... 6 Süpürgeotu. 7 3/ Meşin kes 8 mek için kul9 lanılan araç... Karışık renk1 2 3 4 5 6 7 8 9 li. 4/ Görkem, hey 1 Y E L D İ R M E bet... Bir organımız. 2 A L İ A Ğ A L P 5/ Sodyum elemen 3 R A M İ K A K A tinin simgesi... Fa 4 I R R A S T I K kültelerde öğrenci 5 M A N E J U Z İ lerin oturduğu, sıra 6 C E İ T I S ları arkaya doğru 7 A R M A T Ü R T basamaklı olarak 8 İ Ç K E R İ Y A yükselen salon. 6/ 9 E F E S E T A N Sahip... İnleme, inilti. 7/ Başar Sabuncu’nun bir oyunu. 8/ Balıkçılıkta ağların yanlarında bulunan takviye ipleri. 9/ Pamuk kozası... Bezi beyazlatmakta kullanılan kireçkaymağı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Konya’nın Çumra ilçesinde, birçok kuş türünü barındıran bataklık. 2/ Aşırı şişman... Toprak üstündeki yükseklik. 3/ Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun bir romanı... Sergen. 4/ Korunmak için bir yere bırakılan eşya. 5/ Kumaş ya da derinin cilalanması... ‘‘Ufuklar’’ anlamında eski sözcük. 6/ Çıplak vücut resmi... Dört tekerlekli ve üstü kapalı bir at arabası. 7/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Umutsuz, karamsar. 8/ Boş yere harcama... Bir göz rengi. 9/ Çözümleme... Yüz metrekare tutarında yüzey ölçüsü birimi. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle