25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada için sık sık laiklikten söz açtığı gibi bir duyguya kapılıyorum. Bu kanıya canlı ama heyecanlı taze bir örnek verilebilir. RTE özellikle Danıştay saldırısından sonra hemen her konuşmasında demokratik ama laik Cumhuriyete sadakatten söz açıyor. Son olarak ulusa seslenirken ‘‘Hükümetimiz demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan TC’yi karanlık komplolara karşı savunmak için tam bir kararlılık içindedir’’ dedi. Bu söylemler laikliğe yeni bir takıyye. Amaç, içeride savunmak, velakin dışarıda laikliğin belgelere geçmesini engellemek. Günün birinde örneğin Türkiye’de laiklikten sapmaları AB’nin gündeme getirmesi olasılığına dayanak olacak küçük, aslında zararsız iki üç sözcükten ibaret ifadeyi metinden silmek! ??? Ali Babacan genç bir insan. Genç bir eşi var, türbanlı, kapalı. Anayasada laiklik ilkesini tanımlayan maddeleri gerekçe gösteren pozisyon belgesinden laik eğitim ifadesinin çıkarılmasını emir buyurmuş ve çoğunluğu evet efendicilerden kurulu çeşitli kademeler de Babacan’ı onaylamış. Babacan Bey, alelacele laik eğitimin çıkarıldığını yalanlayan bir açıklama yaptı. Belgenin şu ve bu kurulların onayından geçtiğini söyleyen, şıracının bozacıyı tanık göstermesi gibi bir açıklama. AB Genel Sekreterliği’nin belgeye laik eğitimin eklenmesi istemi kimin onayına gitmiş? Söyleyelim de laikliğin ağlanacak haline gülünüz: Hüseyin Çelik’in tekelindeki Milli Eğitim Bakanlığı ile sıkmabaşlı eşli Bakan Atilla Koç’un Kültür Bakanlığı’na! ??? AKP iktidarının laiklik ilkesi ile başının hoş olmadığını anlamak ve anlatabilmek için yakın zamanlarda izlenen somut olayların tanıklığına başvurmak gerekiyor. Olayları medyada görmediniz, Meclis tutanaklarında yer aldı. Irak konusunun konuşulduğu bir oturumda Onur Öymen (CHP); Irak’ta demokrasiden söz edilirken laikliğin bu ifadenin içinde yer almasını içeren bir karar sureti önerdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, kürsüden öneriye ‘‘Laiklik olmadan da demokrasi olur’’ dedi, öneriyi oylatmadı, onaylatmadı. Bunun üzerine Onur Öymen bakanın yanına gitti, sordu: ‘‘Laiklik olmadan demokrasi olur mu?’’ Bakan, duraksamaksızın ‘‘Olur’’ dedi. (Bir zamanlar ‘Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Millet isterse elbette gidecek yavv’ diyen RTE ve) Gül’lü bu son örnek olay, bu kadronun laiklik söylemlerinde içtenlik olmadığını kanıtlamıyor mu? Laikliğe karşı olan tavırlarını istedikleri kadar AB’nin gözünden kaçırmaya çalışsınlar. Fakat Avrupa (AB), dinci iktidarın laiklikle ilgili duygularını, niyetini ve karşı icraatını pekâlâ biliyor. Bu yargı giderek yaygınlaşıyor. Babacan bu davranışıyla bu yargının pekişmesine hizmet ediyor. Kanıt mı: Ermeni soykırımı olmadığını söyleyenlere hapis cezası getiren yasayı önlemek için Paris’e gönderilen iki CHP’li, iki AKP’li parlamento heyetine söz sahibi kişilerin açık bir dille ‘‘bu iktidar zamanında Avrupa’nın çok önem verdiği laiklikten uzaklaşan Türkiye’nin AB üyeliğini zorlaştırdığını’’ söylemeleri... Biz de laikliği savunuyoruz!.. Tam bir yutturmaca. Laik rejimi benimsemeyenlerin laikliği savunması? Ne yazık ki kader. Ne hazin! C Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdari ve Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Öğle: 13.09 İkindi: 17.06 Akşam: 20.39 Yatsı: 22.26 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 2 HAZİRAN 2006 İmsak: 3.29 Güneş: 5.28 Şantaja hazırlık 11 gazeteci ve 14 siyasetçinin banka hesaplarına girildiğini belirten Emin Çölaşan, elde edilen bilgilerin çarpıtılarak gerici medyaya verildiğini yazdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hürriyet gazetesi köşe yazarı Emin Çölaşan, ‘‘hükümetin belli görevlilerinin’’ 11 gazeteci ve 14 siyasetçinin banka hesaplarına girdiklerini ve hesapları çarpıtarak gerici medyaya servis yaptıklarını yazdı. Gazeteciyazar Çölaşan, dün köşesinde ‘‘Bir süredir hükümetin belli görevlileri, belli kişilerin banka hesaplarına dadanmış durumda. Ellerindeki yetkiyi yasaları hiçe sayarak kullanıyorlar, sonra bunları yayınlanması için el altından birilerine veriyorlar’’ diye yazdı. Bugüne kadar hükümet karşıtı 11 gazetecinin ve 14 siyasetçinin banka hesaplarına girildiğini belirten Çölaşan, ‘‘uçuk, abartılı, yanlış rakamlarla dolu banka dekontları, maaşlar, öteki gelirler’’ ile ilgili belgelerin Zaman gazetesine verildiğini, ancak gazetenin bunları yayımlamadığını kaydetti. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY HESAPLARDAKİ İNCELEME YASALARA GÖRE SUÇ Hesapların Maliye Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri tarafından da olsa, resmi olmayan yollarla incelenerek açıklanması yasalara göre suç oluşturuyor. Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) ‘‘Vergi Mahremiyeti’’ başlıklı 5. Maddesi’nde ‘‘Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar görevleri dolayısıyla mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müÇölaşan, bu bilgileri yayan şebekenin içinde halen veya geçmişte Zaman, İhlas Holding’e bağlı Türkiye gibi gazeteler ile İhlas Haber Ajansı, TGRT gibi kuruluşlarda görev yapan kişilerin yanı sıra Fethullah Gülen grubuyla ilişkili Fatih Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan ve geçmişte Samanyolu TV’de çalışan bir kişinin de bulunduğuna dikkat çekti. Çölaşan, ‘‘Bu belteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nefine kullanamazlar’’ hükmü yer alıyor. Türk Ceza Yasası’nın ‘‘Şerefe Karşı Suçlar’’ üst başlığı altında düzenlenen 125. maddesine göre, bir kişinin ‘‘onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte yakıştırmalarda’’ bulunanlar hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Ayrıca bu suçun basın yayın yoluyla işlenmesi durumunda, cezanın üçte biri oranında arttırılacağı hükmediliyor. haberine göre hesabına girilen isimler arasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, İstanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirin, gazeteciler Emin Çölaşan, Melih Aşık, Uğur Dündar, Bilal Çetin, Fatih Çekirge’nin de bulundukları iddia ediliyor. geleri şebekeye kim sızdırdı? Türkiye’de bunu yapabilecek üç kuruluş var: Maliye Bakanlığı, BDDK, TMSF... Ortada korkunç bir rezalet, skandal var. Bu rezaletin hesabını kim verecek? Başbakan mı, Maliye Bakanı mı, başkaları mı’’ diye sordu. Çölaşan yazısında, hesabına girilen siyasetçi ve gazetecilerin isimlerini vermedi. ANKA’nın DANIŞTAY SALDIRISI Ayhan Parlak teslim oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerine yönelik soruşturma kapsamında aranan Ayhan Parlak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim oldu. Parlak’ın Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan ile yaptığı çok sayıda telefon görüşmesi saptanmıştı. Soruşturmanın ‘‘kilit isimlerinden’’ olduğu belirtilen Parlak, avukatı Osman Oğuzhan ile birlikte dün Adalet Sarayı’na geldi. Parlak, Danıştay saldırısına yönelik soruşturmayı yürüten terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan ile görüştü. Görüşmede Ayhan Parlak’ın ifadesinin alınmadığı bildirildi. Parlak, Cumhuriyet Savcısı Özcan’ın talimatıyla Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Daha sonra adli tıpta sağlık kontrolünden geçirilen Parlak, sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Avukat Oğuzhan, Alparslan Arslan’ın Parlak’ın kardeşinin icra davalarını takip eden avukatı olduğunu, ilişkilerinin bundan ibaret olduğunu savundu. Oğuzhan, Parlak’ın hiçbir zaman ‘‘Ata Ocakları Genel Başkanlığı’’ yapmadığını da söyledi. Şehit Onbaşı Mustafa Nane, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. (Fotoğraf: AA) Şehit cenazeleri yürek yakıyor Yurt Haberleri Servisi Güneydoğu Anadolu’da PKK’ye yönelik operasyonlar sürerken Şırnak’ta önceki gün şehit olan askerler gözyaşları içinde toprağa verildi. Son bir hafta içinde Siirt’in Pervari ilçesinin güneyi ile Şırnak’ın Uludere ve Beytüşşebap ilçelerinin kuzeyinde kalan Besta bölgesinde PKK’lilerin pusu eylemlerine güvenlik güçleri sert yanıt verdi. Yerel kaynaklar Kato Dağı ve çevresinden patlama sesleri geldiğini, güvenlik güçlerinin iz sürdüğünü bildirdi. Resmi yetkililer ise bölgede devam eden operasyonlar konusunda bir açıklama yapmadı. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde ise yola döşenen 3 mayın patlamadan fark edildi. ErganiDiyarbakır karayolu 1 saat süreyle ulaşıma kapanırken uzmanlar mayınları etkisiz hale getirdi. Şırnak’ta önceki gün çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Mustafa Nane (21) için de dün memleketi Kayseri’nin Yahyalı ilçesine bağlı Derebağ beldesinde tören düzenlendi. PKK aleyhine sloganlar atılan törenin ardından Nane’nin cenazesi belde mezarlığında toprağa verildi. Arkadaşları Mustafa Nane’nin askere gitmeden önce parkın duvarına yazdığı ‘‘O hatır sorar, ben aşkıyla yanarım’’ yazısının kendilerine acı hatıra olarak kaldığını söylediler. Hacı Rıdvan Biber, ‘‘Sevdiği bir kız vardı ama kim olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. 15 gün önce izinli gelmişti, yine hep beraber bir araya gelip eğlendik. Parkta yazdığı yazıyı bize göstererek gülümsemişti’’ dedi. Mustafa Nane’nin, evinin kapısına da boya ile ‘‘O şimdi asker’’ diye yazdığı ve 15 gün önce izinden dönerken annesine, ‘‘Belki geri dönemem. Hakkını helal et...’’ dediği öğrenildi. Aynı çatışmada şehit olan jandarma er Muzaffer Ardıç için de Hatay’ın Hassa ilçesine bağlı Aktepe beldesinde tören düzenlendi. Genelkurmay önünde verildi geçirilen çete ile birlikte yeni bir manşetler serisinin başladığı anlaşılıyor. Her şeyden önce çok büyük boyutta bir bilgi kirliliği ile karşı karşıya olduğumuzu vurgulayalım. Ak izinin pak izine karıştığı garip bir iklim oluştu. Öncelikle hükümetten başlayalım... Başbakan Erdoğan, önceki akşam yaptığı ulusa tersleniş, affedersiniz sesleniş programında tıpkı ekonomi gibi çete kurşunlarını da dalgalanmaya bıraktı. 17 Mayıs günü yapılan Danıştay saldırısı sonrasında olayın AKP’ye dönük olduğunu ilan eden Erdoğan, daha sonra rejime dönük olduğunu söyledi. Ardından tüm devlet kurumlarının hedef alındığını vurguladı. Ulusa seslenişte de saldırının Cumhuriyetin değerlerine olduğunu ilan etti. Şunda bir karar kılsa da, en azından Başbakan’ın olaya nasıl baktığını bilsek. Her konuşmada başka bir yön... Bu kadar da şaşı bakılmaz ki! Hükümetin sözcülüğünü ve gözcülüğünü başarıyla yapan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise çete soruşturmasına yeni bir yaklaşım getirdi: ‘‘Olay zihinlerde çözülmüştür... Sıra hukuksal dayanak aramaya gelmiştir.’’ Bizim bildiğimiz gerçek, bu tanımın tersidir. Önce hukuksal dayanaklar bulunur, sonra çözümleme yapılır! Anlaşılan bu zihin başka zihin! ??? Ankara Eryaman’da ortaya çıkarılan çetenin kuruluşu ve çete haberinin gazetecilere ulaştırılışı son derece ilginç. Gizli ve özel haberi verecek olan kişi Genelkurmay Karargâhı’nın önünde randevu veriyor! Çetenin adı da son derece centilmence seçilmiş: Atabey! Çete, olası saldırı yeri krokilerini hazırlamış, patlayıcıları bir güzel bulup toplamış, adını da Atabey koymuş! Bütün bu örgütlenmelerin tepesinde de medyaya ve medyaya haber sızdıranlara göre, Ergenekon adlı bir örgüt var. Kim bilir, belki de Ergenekon çetelerin üst kimliğidir, bir de Atabey gibi, vatanseverler gibi alt kimliği vardır! Çete oluşumlarının bir ortak özelliği de çoğunda ‘‘kilit isim’’ oluşu. Önce kilit isim saptanıyor, aramaya girişiliyor, bulunup sorgulandıktan sonra açıklama: ‘‘Bu kişi, kilit isim değil...’’ Kim kilit? ‘‘Şu isim... Şimdi onu kırmızı bültenle arıyoruz!’’ ??? Konuya bir başka pencereden bakalım... Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde çete aradılar. Çetenin adını bile koydular ama, üyelerini oluşturamadılar. Çete işi fos çıktı... Şemdinli olayları sonrasında çete aradılar. Çeteyi Kara Kuvvetleri Komutanı’na kadar uzatmaya giriştiler, fos çıktı... Danıştay saldırısından sonra çete aradılar. Hatta tanımını da yapıp, kanlı bir çete dediler. Kilit isim, anahtar isim, kapı isim, her türlü ismi buldular ama, çeteyi bulamadılar. Fos çıktı... Şimdi yeni bir çete arayışı var... Bundan ne çıkacak bilmiyoruz ama, bildiğimiz bir şey var; bu iş tam bir kara mizaha dönüştü. Toplum çete temizliği beklerken, sorumlu noktalarda çok fikirlilik görüyoruz: Memleketi çetelesek de mi çitilesek, çetelemesek de mi çitilesek, kimleri çetelere itelesek, kimleri itelemesek? O iti elesek bu iti elemesek, işi sabit bir çeteye yüklesek... ankcum?cumhuriyet.com.tr Gazetecilere zarfla servis ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a suikast hazırlığında olduğu savlanan ‘‘Atabey’’ adlı çete ‘‘esrarengizliğini’’ koruyor. Çeteye yönelik operasyonda ele geçirildiği belirtilen belge/bilgilerin açıktan gazetecilere zarfla dağıtılması esrarengiz çeteye yönelik kuşkuları arttırıyor. Çete üyesi olduğu iddia edilenler arasında görevli subaylar ile esnafın da bulunması dikkat çekerken çete üyelerine ait olduğu belirtilen evde çıkan cephaneliğin sırrına ilişkin sis perdesi de aralanamadı. Emniyete Amasya’dan geldiği belirlenen bir elektronik posta mesajı üzerine başlatılan operasyon sonucu ortaya çıkarılan esrarengiz çetedeki ilginçlik ve tuhaflıkların sırrı henüz çözülemedi. Danıştay saldırısının ardından olaya ilişkin soruşturmayla ilgili basına birbirinden farklı ve doğru olmadığı sonradan anlaşılan çok sayıda bilgi ‘‘servisi’’ yapılmıştı. İstanbul Valisi Muammer Güler de yanlış bilgilere düzeltme gönderilmemesini bir hata olarak kabul etmişti. Ancak esrarengiz çete soruşturmasında da benzer ‘‘bilgilendirme’’, operasyondan birkaç saat sonra yapılmaya başladı. Ancak tek fark, bu kez belgeler açıktan servis edildi. Bazı gazeteleri telefonla arayan ‘‘esrarengiz’’ kişiler, soruşturmaya ilişkin belgelerin teslimi için Genelkurmay Başkanlığı Kuzey Nizamiyesi önüne randevu verdiler. Görüşme yerine ‘‘ayrı ayrı’’ zamanlarda giden gazetecilere kendisini tanıtmayan kişi tarafından bir zarf verildi. Zarf açıldığında, içinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin olduğu bölgenin kroki çizimlerinin de aralarında bulunduğu pek çok belgenin yer aldığı anlaşıldı. Dün itibarıyla bu belgelerin ve bilgilerin soruşturmayla ilgisi olmadığına ilişkin bir resmi açıklama yapılmadı. Dolayısıyla operasyon kapsamında ele geçirilen belgelerin operasyondan birkaç saat sonra basına ‘‘servis’’ edildiği anlaşıldı. Yanıtı aranan soruların başında, nasıl olup da ele geçirilen belgelerin operasyondan hemen sonra gazetecilere ulaştırıldığı geldi. Buluşma yeri olarak ‘‘dağıtıcının’’ neden Genelkurmay Başkanlığı’nın önünü tercih ettiği sorusunun da yanıtı henüz bulunamazken bununla amaçlananın ne olduğu da merak ediliyor. Belgelerin dağıtımının birkaç gazeteyle sınırlı tutulmasının nedeni ise anlaşılamadı. ‘Sağlıkta tasarruf’ genelgesi Hükümet geri adım attı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda Çankaya’dan dönen ‘‘mezarda emeklilik’’ yasasının görüşmeleri sırasında ‘‘ölümüne tasarruf’’ genelgesi de gündeme geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, ‘‘Kolesterol ilacıyla ilgili bir yanlış anlama varsa bunu ortadan kaldırıp eski uygulamının devamını sağlayacağız’’ dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 15 maddesini iade ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edildi. CHP’nin iktidarın tavrını protesto ederek katılmadığı görüşmelerde, Anavatan Milletvekili Muhsin Koçyiğit, ‘‘IMF’nin hükümetle yaptığı görüşmelerden sonra özellikle kolesterol hastaları bundan sonra rapor olmadan, kolesterollerini ölçtürmeden ilaç alamayacaklar. Bu haksızlıktır ve bunları devamlı doktor kapılarında rapor almayla baş başa bırakmaktadır’’ diye konuştu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, tasarruf genelgesiyle ilgili eleştirileri yanıtladı. Başesgioğlu, ‘‘Bu, bütçe uygulama talimatına ilişkin bir konu. Zannediyorum, bir anlama, bir algılama konusunda sıkıntı var, yazım konusunda. Bunu ilgili arkadaşlarımıza da ileteceğiz, bir yanlış anlama varsa bunu ortadan kaldırıp eski uygulamanın devamını sağlayacağız diye düşünüyorum’’ dedi. ‘Atabeyler’ sorgulanıyor ? Baştarafı 1. Sayfada nın kilit önem taşıdığını belirten yetkililer, bu nedenle dosyanın kendilerine ‘‘hazır geldiğini’’ söylediler. Oluşumun, İçişlere Bakanı Abdülkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu ile şovmen Mehmet Ali Erbil suikast hazırlığında olduğu iddia edildi. Yüzbaşı Ömer Faruk Ç. ile astsubay Yasin Y.’nin yakalanmasıyla gözaltı sayısı 11’e yükseldi. Suikastı inkâr etmediler ‘‘Atabeyler’’ olarak adlandırılan çeteye dönük soruşturma kapsamında gözaltına alınan yüzbaşı M.E. ile astsubay E.T’nin İnzibat Komutanlığı’na teslim edilmesinin ardından Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında bulunan Y.A, F.E,Y.V.E, S.M.E, S.K, İ.B, Y.Y. ve M.T.’nin sorgulamaları savcıların koordinesinde sürüyor. Bu kişilerle bağlantısı olduğu belirlenen ve haklarında savcılık tarafından arama kararı çıkarılan yüzbaşı Ömer Faruk Ç. ile astsubay Yasin Y, askeri inzibat tarafından dün akşam saatlerinde Keçiören Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Yüzbaşı ve astsubay daha sonra Ankara Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Soruşturmayı, Ankara Başsavcıvekili Hamza Keleş başkanlığındaki ekip yürütüyor. Ekip aralarında terör ve organize suçlara bakmakla görevli Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci’nin de bulunduğu savcılardan oluşuyor. Zanlıların sorgularında, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Erdoğan’ın başdanışmanı Cüneyd Zapsu’ya yönelik saldırı planladıklarını inkâr etmedikleri belirtildi. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Pilot Yüzbaşı E.T’nin ise Sauna Çetesi’nde grubu yönlendirdiği ve askeri eğitim verdiği gerekçesiyle tutuklanan Yüzbaşı Nuri Bozkır ile devre arkadaşı olduğu ve beraber görev yaptıkları bildirildi. ni aktardı. Zapsu’nun Kürt kökenli olduğu gerekçesiyle de sahibi olduğu BİM Mağazalarına yönelik saldırıların planlandığını kaydeden yetkililer, ‘‘Evde bulunan krokilerin ve fotoğrafların amacını çekinmeden söylüyorlar. Kendilerine göre suikast düzenlemeyi düşündükleri kişileri vatan haini ilan etmişler’’ diye konuştular. ‘Talimatı revize edeceğiz’ SSK Sağlık İşleri Genel Müdür Vekili Sami Türkoğlu da, Bütçe Uygulama Talimatı’nın, kolesterol ilaçları konusunda yanlış anlamalara yer vermeyecek şekilde revize edileceğini bildirdi. Türkoğlu, kolesterol ilaçları konusundaki uygulamada bazı yanlış anlamalar olduğunu belirterek ‘‘Kolesterol ilaçlarını mutlaka kullanması gereken kişilerin her defasında kan tahlili yaptırmaları, değeri yüksek çıkarsa ilaçların verilmesi, değilse verilmemesi amaçlanmamıştı. Kişinin felç, kalp nakli ve şeker hastalığı yoksa, kolesterol ilaçları doktorun ilk önerdiği ilaç değildir’’ diye konuştu. Esnaf finansör Gözaltına alınan kişilerden esnaf olduğu belirtilen Y.A’nın ‘‘söz konusu kişilere finansörlük ettiğinin belirlendiği’’ bildirildi. Y. A’nın 20 adet kısa metrajlı telsiz aldığı, bu telsizlerden 10’unun polis tarafından ele geçirildiği, diğer 10’unun kayıp olduğu belirtildi. Bu kişinin ayrıca ‘‘Ulus’tan çok sayıda köstekli saat aldığı, bu saatlerin zaman ayarlı patlayıcılarda kullanıldığının da sorgulamalarda ortaya çıktığı’’ kaydedildi. Gözaltına alınan kişilerden birine ait Chreysler marka lüks bir arabaya da el konularak Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Ele geçirilen patlayıcıların menşei ve ruhsatsız silahla ilgili balistik incelemenin sürdüğü de bildirildi. Gözaltına alınan kişilerin bağlantılarının araştırıldığı, duruma göre gözaltı sayısının artabileceği vurgulandı. Gözaltına alınan çete üyelerinin buluşmalarda kullanılmak üzere kendilerine özgü işaretler ve yazışma tekniği geliştirdiği belirtiliyor. Dosya emniyete ‘hazır’ geldi ANKA’nın haberine göre, operasyonun Danıştay saldırısı ile bir bağlantısı olmadığının altını çizen emniyet yetkilileri, gelen ihbar yazısında organizasyonun amacından, yaptığı çalışmalara ve irtibatlarına kadar her şeyin bulunduğunu anlatan yetkili, ‘‘Bize hazır geldi. Bu emailin de aynı grup içinde yer alan fakat derdini anlatamayan bir asker tarafından yapıldığını sanıyoruz. Kullandıkları telefon numaralarından şifrelerine ve suikast planlarına kadar iletildi. Bu yüzden hiçbir sıkıntı çekmeksizin şahısları toparladık’’ dediler. ‘Her şeyi anlatıyorlar’ Olaya ilişkin tüm delillerin toplanması nedeniyle zanlıların her şeyi ifadelerinde anlattıklarını kaydeden yetkililer, ayrıca savcının ifadesini aldığı askerlerin ‘‘Zapsu’ya geçmişte PKK’ye destek verdiği gerekçesiyle suikast yapacaktık’’ dedikleri CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle